Fırtınalı Gecede (Tamamlandı)

De aleynahirik

27.9K 3.5K 3.7K

Trajik bir geçmişin ardından yurt dışına gönderilen Ahsen için geri dönüş vakti gelip çatmıştı. Büyük bir özl... Mais

Fırtınalı Bir Gecede Her Şey Olabilir
Bölüm Bir | Geri Dönüş
Bölüm İki | İlk Akşam Yemeği
Bölüm Dört | ''Eskisi Gibi.''
Bölüm Beş | Kapılar Ardındaki Gözler
Bölüm Altı | Işıklar Sönünce
Bölüm Yedi | Siyah Şemsiye ve Kırmızı İplik
Bölüm Sekiz | Unutulan Her Bir Anı
Bölüm Dokuz | Yalnız Prenses
Bölüm On | En Uzun Gece
Bölüm On Bir | Yeniden Denemek İçin Geç Değil
Bölüm On İki | Suyun Dibinde
Bölüm On Üç | Karanlıktaki Parti
Bölüm On Dört | Kördüğüm
Bölüm On Beş | Açık Kalan Cehennem Kapıları
Bölüm On Altı | Beyaz Kuğu
Bölüm On Yedi | Dalgalarda Doğmak
Bölüm On Sekiz | Saydam Kalp
Bölüm On Dokuz | Ilık Bir Yaz Günü
Bölüm Yirmi | Işıkların Altındaki Çürük Kokusu
Bölüm Yirmi Bir | Alevlerin Yakamadığı Kadınlar
Bölüm Yirmi İki | Lilit Derin Bir Karanlıktır
Bölüm Yirmi Üç | Kayıp Soydan Geriye Kalan
Bölüm Yirmi Dört | Silik Ayak İzleri
DUYURU 📣
Bölüm Yirmi Beş | Siyah Kuğu
Bölüm Yirmi Altı | Fırtınalı Bir Gecede Neler Oldu?
Bölüm Yirmi Yedi | Batının Kötü Cadısı*
Bölüm Yirmi Sekiz | Karanlıkta Gizlenenler
Bölüm Yirmi Dokuz | Altın Kafesteki Kargalar
Bölüm Otuz | Yeraltından Yükselen Sesler
Bölüm Otuz Bir | Gökyüzündeki Son Yıldızlar
Bölüm Otuz İki | Cennetten Kovulan Herkes Bir Arada
Bölüm Otuz Üç | Bilgi En Güçlü Silahtır
Bölüm Otuz Dört | Drakula'nın Şatosunda Yalnız Bir Gece
Bölüm Otuz Beş | Aşk Bir Zayıflık Mıdır?
Bölüm Otuz Altı | Aydınlıkta Kalan Tek Kişi
Bölüm Otuz Yedi | Kirli Sular, Temiz Ruhlar
Bölüm Otuz Sekiz | Cadı Avı Başlasın!
Bölüm Otuz Dokuz | Son Akşam Yemeği
Bölüm Kırk | Güzel Yalanlarla Yaşar ve Ölürüz*
Bölüm Kırk Bir | Şeytanı Kurtarmak
Bölüm Kırk İki | Yaşasın, Dünya Yok Oluyor!
Bölüm Kırk Üç | Son Yargı
Bölüm Kırk Dört | Hüzünlü Prensese Veda
Bölüm Kırk Beş | Denizin Bittiği Yer {FİNAL}
YAZAR NOTU

Bölüm Üç | Tatlı Rüyalar

794 102 74
De aleynahirik

*Medya: Sarp.

Bugün tatil olduğu için akşama kalmadan yayınlamak istedim. İyi okumalar! 😚

Odamın kapısı meraklı bir hızla kapandı.

''Hemen anlat, hemen!''

Sesi her ne kadar kısık olsa da hareketli kendinden beklenmeyecek kadar büyüktü.

''Öyle güzel bir anı değil.'' dedim eski yatağımın ucuna oturup gece lambasını yakarken. Dışarıdan yükselen fırtınanın sesleriyle arka arkaya çalan şimşekler odamın için dolup beni bir kez daha geçmişime yaklaştırdı.

''Onun farkındayım da... Hava nasıl bozdu böyle birden ya?''

''Burası böyle, alış. Sabaha günlük güneşlik olur.''

Yatağıma gelirken tuhaf karşıladığı belli de olsa üstelemedi. Koluma ısrarla dokundu ve, ''Ee?'' dedi.

Bağdaş kurarken, ''Aramızda kalıyor, özellikle Sarp'a bir şey çaktırmıyorsun tamam mı?'' dedim.

''Emre?''

''Emre'yi biraz düşünelim, ona pek güvenmiyorum. Kesin belli eder.''

''Tamam, öyle olsun.''

''Benim yatılı okula gönderilmemden sekiz sene önce oldu bu olay.'' diye girdim cümleye, bir yandan yağmurun sesi camları dövmeye devam ederken şimşekler gökyüzünü ara ara aydınlatıyordu.

''Benim için de Sarp için de çok sıradan bir gündü, hiçbir şey habersiz gittik o gece yataklara. Sabah okula hazırlanmak için uyandığımda anladım bir tuhaflık olduğunu.''

Gök gürültüsünün sesiyle arkadaşım bana iyice sokuldu. ''Annem de babam da ayakta, oradan oraya koşuşturuyordu. Evin neredeyse tüm ışıkları açıktı.''

Bir anlığına duraksadım ve o soğuk sabahı gözümün önüne getirdim. ''Annemin odama geldiğini ve boşuna hazırlanmamı söylediğini hatırlıyorum. Nedenini sorduğumda ben evin önündeki polis arabalarını görene dek hiç cevap vermediğini hatırlıyorum.''

İrem'in gözleri irileşti. ''Ne olmuş?''

''O gece yarısı Sarp'ın anne ve babası... Neriman Abla ve Turgut Abi... Çok büyük bir kavgaya tutuşmuşlar. Kavga seslerine annemler bile uyanmış. Aşağı indiklerinde Neriman Ablanın evi terk etmek üzere olduğunu, bavulunu alıp gitmeye hazırlandığını görmüşler. Turgut Abi de... Öfkeyle onu durdurmaya, geri döndürmeye çalışırken merdivenlerden aşağı itiyor.''

İrem şaşkınlıkla elini ağzına götürdü, iri iri açılmış gözleriyle bana bakarken boğuk ve kısık bir sesle sordu. ''Kazara mı?''

Yutkunmaya bile fırsatım olmadı. ''Hayır, bile isteye.''

Dudakları aralanmış vaziyette yüzüme bakarken, ''İnanamıyorum.'' diye mırıldandı. ''Babası annesini öldürdü yani?''

Bu kadar açık ve temiz bir cümleyi kurmaktan ne kadar çekinsem de İrem benden çok daha cesurdu.

''E-evet.''

''Ay, nasıl bir travma!''

''Değil mi?'' dedim buruk bir sesle.

''Buna rağmen şu an iyi görünüyor, yani sadece görünüyor belki de.''

''Onun için çok zor geçti ilk zamanlar, annemler psikolojik destek bile aldırdı çünkü bu o yaştaki iki çocuk için çok ağırdı.''

''Sen de mi aldın?''

Kafamı salladım.

''Çok üzüldüm.'' derken bunu sesi ve yüzüyle ortaya koyuyordu. ''Altından böyle bir şey çıkacağını tahmin etmemiştim.''

Henüz ben konuşmadan, o sorularına devam etti. ''Babasını görüyor mu peki?''

''İlk zamanlar hiç gitmek istemedi, adam ise ısrarla oğluyla konuşmak istediğini söyleyip durdu. Bir ara annem ve babamla gittiler fakat...''

''Fakat?''

''Turgut Abi, yani abi diyorum ağız alışkanlığıyla da inan diyesim gelmiyor, saçma sapan şeyler söylemiş çocuğa. Sanırım psikolojisi cezaevindeyken iyice bozuldu. Sonra ne Sarp gitmek istedi ne annem ile babam ona izin verdi.''

''Annenler de onu kapıya atmadılar anladığım kadarıyla.'' dedi.

''Hayır, asla.'' dedim. ''Biz birlikte büyüdük. Hiçbir zaman onu benden ayırmamışlardı zaten.''

Bir anlığına duraksadıktan sonra daha kısık sesle devam ettim. ''Koruyucu aile oldular.''

İrem'in gözleri büyüdü. ''Gerçekten mi?''

''Evet. Sarp'ın anne babası kendi ailelerinin izni olmadan evlenmişler zamanında, bu yüzden irtibatta oldukları hiçbir akrabaları yoktu. Uzun lafın kısası yapayalnızlardı.''

Kendini hızlıca sırtüstü yatağa bıraktı ve öğrendiği yeni bilgilerle iç çekti. '' Vay be, inanamıyorum. Hikâyeye bak.'' dedi ve ekledi. ''Ne tatlı annen baban var.''

''Evet.'' dedim büyük bir gururla.

Gök gürültüsüyle irkildi ve pencereden dışarı göz attı. ''Bu seste nasıl uyuyacağım?''

Hızlıca ince battaniyeyi kaldırdım ve altına girdim. ''Ben keyifle uyuyacağım, seni bilmem.''

''Korkarsam gelebilir miyim?''

Güldüm ama yine de başımla onu onayladım. ''Gelebilirsin.''

Yatağımdan istemeye istemeye kalkarken onu durdurdum. ''İrem, sakın çaktırmıyorsun anlaştık değil mi?''

''Tamaam.'' dedi uzatarak. ''Güven bana, bütün duygularımı bu gece yaşayıp bitireceğim.''

''Sana güveniyorum.''

Odamdan çıkarken el salladı. ''İyi geceler.''

''Sana da.''

Kapım kapandığı gibi kendimi yumuşak yastıklarıma doğru bıraktım. Gözlerim tavana yansıyan hafif ışığa takılı kalırken geçmiş görüntüleri silip atmanın ne kadar zor olduğunu düşündüm. Bir zaman bu yatakta uyurken ne kadar gamsız olduğumuzu şimdi ise iki yetişkin olarak kafamızda dönüp dolaşan tilkilerin sayısını bilmediğimizi düşündüm.

Gözlerim kapanmadan hemen önce arka bahçedeki elma ağacının altında söylenen birkaç cümle kulağımın arkasına doldu.

'Büyüyünce bu evden gidecek misin, Sarp?'

'Sen gidersen, giderim.'

#

Keyifle daldığım tatlı uykumun bir kabusa dönüşmesi çok uzun sürmedi.

Bana oldukça kısa gelen bir sürede özlemle sarıldığım evim tıpkı İrem'in dediği gibi Drakula'nın şatosuna dönüştü. Merdivenleri kan ter içinde inerken bedenim yetişkin, ruhum çocuktu. Girişteki merdivenlerin başına geldiğimde hiç görmediğim halde zihnimde defalarca kez canlandırdığım o sahneyi gördüm. Neriman Yavuz, kanlar içinde merdivenin basamaklarının dibindeydi. Hemen başında dikilen Sarp tuhaf bir duygusuzlukla annesine bakıyordu. Ölü olması gereken Neriman Hanım'ın gözleri açıldı ve benim yüzde yüz canlı gözlerime odaklandı. Korkuyla yerimde irkildim. Dudakları aralanıp da bana bir şeyler söylemeye yeltendiği an geri geri yürüdüm ve kendimi bir boşluğun ortasında buldum.

Yataktan düşme hissiyle sıçrayarak uyandığımda ise tam da bu noktadaydım. Saçlarım enseme yapışacak kadar terlemiş, nefes alışverişlerim düzensizleşmişti. Ellerimden yardım alarak yatakta doğruldum. Yanı başımdaki komodinin üzerine baktığımda artık benim için oraya su konulmadığını fark etmem birkaç saniyemi aldı. İstemsizce yataktan çıktım ve terliklerimi giydim. Yağmur ve gök gürültüsü sabaha karşı gelen saatte biraz olsun azalmıştı, birkaç içinde tamamen kesilip yerini pırıl pırıl bir havaya bırakacağını bilmenin rahatlığıyla indim merdivenleri. Terlik sesleri ölüm sessizliğine bürünmüş evde yankılanırken mutfağa kadar yürüdüm. Amacım açıkça onu görmeyi ummak veya karşılaşmayı dilemek değildi belki ama odasının nerede olduğunu ve şu an uyanık olup olmadığını düşünmeden edemedim. Neredeyse karanlık mutfağa girdiğimde bardakların yeri tam da hatırladığım yerdeydi. Kendime aldığım bir bardak suyu içip bitirmenin ardından bir bardak daha doldurdum ve odama gitmek için geriye doğru bir hamle yaptım. Tam da bu esnada yağmurun hafiflemiş sesi içeri dolarken gözlerim puslanmış pencereye takıldı. Pencerenin hemen arkasındaki karartı, arkası bana dönük şekilde duruyordu. Ağır adımlarla pencereye yaklaşma cesareti gösterdim ama bu henüz ikinci adımımda son buldu. Karartı kıpırdanıp hareket ettiğinde ayaklarım yere çivilendi. Belli belirsiz bir yüz oluştu pencerede. Birkaç saniye sanki o da benim kim veya ne olduğumu düşünürcesine duraksadı. Elini kaldırdı ve iki kere pencereye tıklattı. Kaşlarımı çattım. Emre'nin veya Sarp'ın olma ihtimalini düşünsem de herhangi bir şey yapmadım. İçgüdülerim bu selama cevap vermemem gerektiği konusunda öyle ısrarcıydı ki onu dinlemeye karar verdim.

Mutfaktan çıkarken birkaç defa daha arkamı kontrol ettim. Koridor boyu yürüyüp girişe çıkmama ramak kala önüme çıkan bir bedenle irkildim. Bardakta suyun az bir kısmı elime gelecek kadar ani olmuştu benim için.

''Ödüm koptu.'' dedim damağımı kaldırırken.

Uyku mahmuruyla alaycı bir şekilde güldü. ''Bu evi unutmuşsun.''

Gözlerine bakma cesareti gösterdiğimde içimde bastırmam gereken dürtüler olduğunu çok iyi biliyordum.

''Hakkımı yiyorsun.'' dedim. ''Sanki burada hiç yaşamamışım gibi.''

Buna cevap vermek yerine kafasıyla arkayı işaret etti. ''Hayırdır gece gece?''

Elimdeki bardağı gösterdim. ''Asıl sana hayırdır?'' dedim. ''Hem de bu yağmurda.''

Kaşlarını çatarken mimikleriyle ne demek istediğimi anlayamadığını gösterdi.

''Bak, unutmuşsun işte. Bu evde geceleri...''

''Fırtınalı geçer.'' diyerek cümlesini tamamladım.

Kafasıyla beni onayladı. ''Aynen öyle.''

Bardağı iki elimle tutmadan önce üzerimde biriken negatifliği atmak için sessizce iç geçirdim. ''Bir tek bana mı öyle geliyor yoksa aramızda tuhaf bir gerginlik mi var?''

Sabah karşı gelen bir saatte, evin orta yerinde açmamam gereken bir konu olduğunu cümle dudaklarım arasından çıkıp gittikten sonra anlamıştım fakat biraz geçti.

Bu sorum bile onu besbelli daha gergin yaparken omuz silkti. ''Yoo, neden olsun?''

Tonlamasındaki ima ile tek kaşımı kaldırdım. ''Emin misin?''

''Tabii.'' dedi oldukça rahat davranmaya kendini zorlarken. ''Beş yıl geçti, belki sadece değişmişizdir.''

''Ben değişmedim.''

''Belki ben değişmişimdir.''

Yüzümün aldığı hayal kırıklığını her ne kadar gizlemeye çalışsam da gözlerime yansımasına engel olamazdım.

''Görebiliyorum.'' diye mırıldandım.

Yutkunmadan hemen önce, ''Ben odama çıkayım.'' dedim. Yanından geçip giderken omzumun omzuna düşmanca çarpmasına hiçbir tepki vermedim, aksine çocukça bir hazla bundan oldukça hoşlandım. Merdivenleri birkaç basamağını çıkmışken omzumun üstünden geriye baktım. Olduğu yerde, benim uzaklaşmamı izliyordu.

''Ve biz fırtınalı gecelerde dışarı çıkmayız.'' dedim. ''Kendi evimle ilgili her şeyi çok iyi hatırlıyorum.''

Hayal kırıklığımı öfkeli gibi gözükmeyen ama alttan alta can yakacak kelimelerle dışa vurmaya çalışırken o bir kez daha kaşlarını çattı.

''Biliyorum.'' dedi. ''Ben dışarıda değildim.''

Continue lendo

Você também vai gostar

104K 13K 59
*Tamamlandı* Romantizim #4 Gizem #57 İki Farklı İnsan, İki Farklı Dünya, Aynı Kader. ❂❂❂ Kuraktır Vantum demişlerdi, Boğu...
451 90 6
"Vedalar acıtsa da Bazen gitmek gerekir."|Can Yücel "Biliyor musun sevdiğim insanlara karşı çok iyi biriyimdir. Onlara kıyamam, kalplerini kırmaktan...
388K 22K 66
Milattan önce 726 yılında kehanet gerçekleşti. Şimdi sıra kefaretin. Ön Asya'da başlayıp, Mezopotamya'ya uzanan ve hiç var olmamış topraklarda nihay...
İSPİYONCU De Kristal

Ficção Geral

54.2K 4.8K 31
Yaşadığı travmalardan dolayı kalbi buz tutmuş, insanlara zerre güveni kalmayan bir kadın... Kadının acılarını gizlediği sert ifadesine gördüğ...