Bölüm Yirmi Yedi | Batının Kötü Cadısı*

700 86 179
                                    

*Bölüm ismi hakkında Oz Büyücüsü'nü izleyen varsa muhtemelen biliyordur eğer izlemediyseniz oradaki kötü karakterin adı. Her gün yeni bir bilgi. 😅 Diğerlerine göre aşırı uzun oldu bölüm ama ben yine kesemedim... Şimdiden iyi okumalar! 🤍

Ölü balık gözleriyle göz göze geldiğim anda onun bir balçığın ortasında yattığını anlamamıştım. Sarımsı kirli saçları etrafına yayılırken üzerinde elbiseden yayılan kanları gördüm. Hatırladığım son sahnelerden biri olarak ağzından çıkan sularla kalp atışlarım hızlandı.

Boğulmuş muydu?

Yalnızca üç bir an midemi bulandırmaya ve çığlık çığlığa gözlerimi açmama yeterli gelmişti.

İrkilerek uyandığımda kalbim deli gibi çarpıyordu. Yeni yeni idrak ettiğim kontrolsüz bir gücün neler yaptırabileceği farkındalığı ve peşinden gelen vicdan azabıyla kan ter içindeydim.

Kafamı çevirdiğimde Sarp'ın ağır kolunun benim üzerimde olduğunu, onun ise inanılmaz derin bir uykuya boynumun girintisinde daldığını gördüm. Gece boyu tekrarlanan kabusa rağmen gülümsemeyi başardım. Ona bakarken kafamda dönüp duran bir soru vardı. Dün geceyi kaçarak ve ortalıkta gözükmeyerek atlatabilmiştik peki ya bugün?

Bu sorunun yarattığı gerginliği görmezden gelemedim. Yüzüm saniyesinde düşerken Sarp'a dönmek için kıpırdandım. Eğer bu kıpırdanmamın karanlık bir mahzende geçirdiği gece sonrasındaki derin uykusunu böleceğini bilseydim hiç yapmazdım.

Gözlerini zar zor açıp kafasını hızla kaldırdığında pişmanlıkla yüzümü buruşturdum.

''Çok üzgünüm.'' diye fısıldadım.

O ise kendisinde değil bana odaklanmayı tercih ederek ''Bir şey mi oldu? İyi misin?'' diye sordu.

Henüz uyanamamış olmasının verdiği uyku mahmurluğuyla gözleri şiş, sesi boğuktu. Kafamı iki yana salladım. ''Sana dönecektim.''

Hiçbir şey demeden kolunu üzerimden çekti ve beni diğer kolunun üzerine yatırdı. Kafamı göğsüne gömerken titrek bir iç çektim. Hiçbir şey düşünmemek ve bu ana odaklanmak istesem de benim onayım olmadan bana yüklenen her bir güç, gücün peşinden gelen kördüğümle bu imkansızdı. Sarp ellerini saçlarıma geçirirken adeta hissetmiş gibi fısıldadı.

''Neden stres yapıyorsun?''

''Yapmıyorum.''

''Yalan söyleyebileceğin son insan benim.'' dedi dürüstçe.

''Biliyorum.''

Çenemden tuttuğu yüzümü nazikçe kaldırdı ve bana baktı. ''Neden stres yapıyorsun?''

''Her şeyi yapıyorum.''

''Neyi diye sormadım, bebeğim. Neden diye sordum.''

Kaşlarımı çattım.

''Neden yapıyorsun? Ben senin yanındayım.'' dedi.

Gülümserken ''Biliyorum.'' dedim. ''Olmasaydın çok daha zor olurdu.''

''O zaman?''

''Birlikte gidecektik, hatırlıyor musun?''

''Plan değişti mi?'' diye sordu kaşlarını kaldırırken.

''Hayır asla.'' dedim. ''Ama tüm gece nasıl gideceğimizi düşündüm. Arkamıza baksana, artık ayaklarıma dolanan çok fazla şey var.''

Eğilip beni öptüğünde bir anlığına gözlerimi kapattım.

Fırtınalı Gecede (Tamamlandı)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz