ADA.
Bu sabah 10 gibi yataktan kalktım elimdeki altın halkamıydı beni farklı hissettiren bilmiyorum ama ondan gözümü alamıyordum.....
Kendi kendime yüzüğüme bakıp gülümsedim...
Kapım çalındı
İçeri annem büyük bir orkide saksıyla girdi...
- Ya anne neden aldın geri yollasana bıkmadı bu Erdem kaç kez söyledik artık yüzük de taktım hala neyin derdinde bu adam?????
- Ada sakin olurmusun nefes al Erdem den olsa almazdım Poyrazdan gelmiş bu......
Sessizce yataktan kalkıp annemin elinden saksıyı alıp çalışma masama koydum beyaz açmış bir sürü dalı olan orkidenin üzerindeki zarfı aldım ve anneme baktım odadan çıktı yatağıma oturup zarfı açtım.
( Senden Daha Beyazı yoktu.)
Poyraz....
Gülümsedim. Çok güzellerdi ilk defa bir erkekten sevgililik anlamında çiçek alıyordum...
Geçen aradığında kaydettiğim numarasına bastım ve aradım...
İlk çalışta açtı ve kalp atışım hızlandı...
* Telefonun başında mı bekliyordun hemen açtın? *
* Sen aradığında ilk seferde açmazsam bilki ya ağıryalıyım, yada ölmüşüm. *
Sesizlik kapladı...
Bu adam neden böyle şeyler söyleyip içimi titretiyordu...
* Çok büyük laflar ediyorsun!*
* Yaşa ve gör ozaman. *
* Bana ne çabuk vaatler vermeye başladın senle ne zaman geçirdik ne yaşadık ki? *
*Benim için senle yaşadığım her an unutulmaz.*
* Hangi an mesela, beni öptüğün anmı? *
* Yaralı elimi eline alıp benim için endişelendiğin an. *
Yutkundum....
* Ada benim acil toplantım var sonra görüşürüz. *
*Görüşürüz. *
Telefonu kapattım ve orkideya daldım.
Demek ben senden daha beyazmışım gülümsedim...
Giyinip aşağıya indim annem salonda telefonla konuşuyordu.
Karşısına oturdum. Telefonu kapattıp bana baktı ve...
- Sabahın köründen beri telefonum susmadı arayan arayana kıskançlıktan millet delirmiş.
Nişan hediyesi ne taktılar diyen diyene... Bende söyledim biz takı merasimini düğüne yapacağız yalıda böyle geleneksel takı işine gençler girmek istemedi dedim...
- Anne lütfen Poyrazada böyler şeyler söyleyip beni utandırma...
- Annesi Pervin hanım beni yarın oturmaya bekliyor hafif bir dokunduracağım. Gül gibi kız alacaklar bir yüzük takıldı başkası pırss..
-Anne Poyraza biz ne yaptık ki karşılık bekliyoruz....
- Biz kız tarafıyız önce onların ne yaptığını görmeliyiz...
- İyide anne nişanı da kız tarafı yapar ama bizim nişan yerimizden tut da giyeceğim kıyafete kadar hepsini Poyraz yaptı buna ne diyeceksin peki?
- Kızım biliyorsun ki başımıza gelen olaylardan dolayı hızlıca yapılması gerekti hiçbir önlemimiz tedbirimiz yoktu tabii ki biz de üzerimize düşen şeyleri yapacağız ama önce onları görmek isterim ne yapacaklar sana ne kadar değer veriyorlar gördüğün değere karşılıklı değer gösteririz, sen çocukla aranı iyi tutmaya bak da bu senin için paha biçilmez bir fırsat ayağına gelen altın kuşu, yolup da tavuğa çevirme....
Çünkü senin öyle bir mizacın var Erdem' de senin için çok iyi bir kısmetti ama yaptığı ufacık bir hatadan dolayı çocuğu yüzüstü bıraktın....
- Anne ben seninle oturup değerlerimi tartışmıyacağım.
Babam siz nişanlıyken sana böyle bir şey yapsaydı eve dayak yemiş bir şekilde gelip işte beni yolda dövdüler deseydi ve sen sonra bunu bir kızı sarkıntılık yaptığı için erkek arkadaşı tarafından dövüldüğünü öğrenseydin nasıl bir tepki verirdin?????
Anne çok merak ediyorum zaten herkesin yaptığı doğru benim yaptığım yanlış değil mi? anne seneler önce bebekken yaptığın bir hata yüzünden hayatım boyunca beni hiç sevmedin.
Hep üçüncü, dördüncü plana attın hiçbir zaman deperli olamadım.. Ben hiçbir şey bilerek yapmadım ben böyle olsun istemedim.
-Ada bu konuyu kapatıyorsun biz onu unuttuk.
Unutmayı seçtik üzerinde durup kendini üzmenin daha fazla sana yararı yok ben bir kaza yüzünden evladımı kaybettim. Evet o anda sen de ölebilirdin ama yaşadın onun için seni suçlamıyorum artık bu konu kapandı.. dediğinde gözümden süzülen yaşları elimin tersiyle silerek salondan odama doğru koştum.
Odama girip yatağıma atladım ve ağlamaya başladım telefonum çalınca ekrana bakmadan ağlamaklı sesimle açtım.
*Alo
*Neden ağlıyorsun sen?
Elimle gözümü silip ekrana baktım.
................POYRAZ..........
*Hiç yok bişey.
*Ada neden ağlıyorsun? ne oldu? Sana kim ne yaptı hemen söyle?
Bağırarak soruyordu...
*Bana bağırmayı kes Poyraz ben senin çalışanın değilim, kızın hiç değilim.
Sessizlik oldu...
*Kadınımsın ama!!!!!
Boğazımda ki tuzlu akıntıyı yuttum nediyecektim şimdi kafamı topladım.
* Ben senin kadının falan değilim! Hatta hiçbir şeyinim unutma ki aramızdaki girip geçici bir anlaşma o yüzden bana değerliymişim gibi hissettirecek cümleler kurma!!!!
*Peki
*Neden ağlıyorsun???
Sesi derinde ve kısıktı....
*Annemle gerildik birşey yok düzelir anne kız arasında olur....
*Bilirim bizim kızlarla annemde savaşıyor...
* Kardeşlerin mi var?
Poyraz'ın ailesi hakkında pek bir şey Bilmiyordum annesi Dışında kimseyi zaten tanımıyordum....
* Evet
Yağmur 18
Deniz 16
Deniz ismini duyunca birden kötü oldum ve ağlamamya tekrar başladım. Telefonu kapattım yatağa kapamdım yarım saat kadar ağladım sonra duruldum yataktan çıkmak istemiyordum bu durumu nasıl atlatacaktım.
Kapımın güm diye açılmasıyla yattığım yerden fırladım.
Ve istem dışı
-Yuh diye bağırdım.
Poyraz kapımda dağ gibi dikiliyordu ve sinirliydi..
Arkasında annem birşeyler söylüyordu ama bizim gözlerimiz bir birine kitlenmiş şekildeydik annemin sesi uğultu şeklindeydi bir süre bakıştık.
Poyraz arkasını dönerek anneme bişey söyledi ve odamın kapısını kapatıp bana döndü yanıma geldi dip dibeydik kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
Yüzümü
Ellerinin arasına alıp baş parmaklarınla gözlerimi silip yanağımı okşadı ve çok tın kısık bir sesle...
- Ağlama ne olur!
Nedenini bilmiyorum ama, sen ağlayınca ben kendimi çok çaresiz hissediyorum.
Bunu bana yapma güzelim.
Ona öylece bakıyordum aramızda ki bu çekim neyin nesiydi biz ne senelerdir tanışıyorduk nede birşeyler yaşamıştık ama ona kapılmayamı başlamıştım birden gögsüne kafamı koyup bedenine sarıldım oda beni sardı. Kokusu çok güzeldi bedeni sıcak sarılması kuvvetliydi titredim bir süre öylece ayakta durduk. Kafamı ordan hiç kaldırmak istemiyordum nefes alışı kulağıma terapi gibi geliyordu. Bir süre sonra gözlerimi açıp kafamı kaldırdım kollarımı çözdüm oda beni bıraktı göz göze geldik.
- Giyin aşağıda bekliyorum yemeğe gidelim!dedi
Kafamı salladım.
Odadan çıktı....
Üzerimi giydim kattan aşağı indiğimde annem merdiven başındaydı ve gülümsüyordu, sanki bir kaç saat önce aramızda
hiç birşey olmamış gibi.
- Ada yemeğe gidiyormuşsunuz çok kibar çocuk benden müsade istedi hayalimde ki damat.
- Evet anne dedim ve yanından çekip gittim kapıya çıktığımda Poyraz aracın yanında duruyordu ve şöförünle konuşuyordu.
Ona doğru adım atarken.
Erdemin....
- Ada demesiyle ani bir şekilde sağıma döndüm bahçenin giriş kapısındaydı bir bana bir Poyraza bakıyordu.
Erdemden bakışlarımı çektim ve Poyraza baktım gözlerini kısmış kaşları çatılmıştı.
Bu bakışı bir kez daha görmüştüm otelde o turist bana laf attığı zaman aynı bakışla adamı vurmaya başlamıştı, bahçenin içinde Erdem'le kavga etmelerini hiç istemiyordum adımlarımı birden hızlandırarak gidip Poyraz'ın elini tuttum elini tutmamla kafasını bana doğru çevirip şaşkınca baktı ben de elini sıktım...
Parmaklarını parmaklarıma kitledi.
Kafasını tamam anlamında salladı indi Erdeme dönüp baktım Erdem bir bana, bir Poyrazda Bir de elimize bakıyordu yanımıza kadar geldi...
- Ada burda neler oluyor???
Daha ağzımı açmadan...
Poyraz...
- Burada olan bir şey yok koçum sana hayırdır? Sen hangi hakla nişanlımla bana hesap soruyorsun sen önce onu de hele???
Erdem gözlerini kocaman açmış bir şekilde bir bana, bir Poyraz'a baktı.
- Ne ne nişanlısı ya? kimin nişanlısı?
Konuşmaya başladım.
- Erdem ben sana birkaç hafta önce söylemem gereken son sözü söylemiştim.
Sen ısrarcısın ama ben daha ilişkimizi başlamadan bitirdim. Ayrıca evet dün Poyrazla nişan taktık İnşallah yakında evleneceğiz artık karşıma çıkmazsan, aramazsan, evime bir şeyler göndermezsen sevinirim.
Hem bu durumdan Babam da çok rahatsız.
Anlayışlı olmanı bekliyorum.
Erdem çirkin bir gülümsemeyle...
Bana döndü ve onda gördüğüm sert ifadeyle...
- Kızım sen ne saçmalıyorsun ya biz daha birkaç hafta önce senelerce süren arkadaşlığımızı aşka dönüştürmeye karar vermedik mi? tatile gitmedik mi? beraber değil miydik hangi ara Bu herifi buldun.
-Erdem sözlerine dikkat eder misin.
Bizim bu konuşmalarımız sen ulu orta bir kadını taciz edip, dayak yiyip.
Bana yalan söylediğin gün bitti...
- Yani ben bir şaka uğruna gidip bir kıza yanaştım kavga ettik dayak yedim sen üzülme diye söylemedim sende gidip hemen bu adamı mı buldun? yaşadığımız onca herşeyi bir hatamda silip attınmı?
Poyraz elimi sıkıyordu Erdem'e vurması an meselesiydi.
Korkarken...
Poyraz konuşmaya başladı.
- Koçum ne yaşınızsa yaşadınız erkek adam kadının yüzüne bu sözlerli vurmaz aranızda olan aranızda kalır.
Senin devrin kapandı, benim ki açıldı şimdi seni ilk ve son kez uyarıyorum nişanlımın karşısına çıkıp konuşmayacaksın!
onu aramayacaksın!
herhangi bir hediye yollamayacaksın!
Ve asla ona dokunmayacaksın!
artık bitti.
Bunu idrak edeceksin yoldan çekileceksin efendiliğimi bana bozdurmayacaksın.
- Ne o rocanmu kesiyosun ağır abi? tabi senin yaş bayağa bir var.
Senin devrinde dinazorlar vardı sanırım. Mehmet amca ne karşılığında onayladı seni, ucuza vermez kızını.
Nede olsa tefeci batakhanelerinde kuyruk dik tutma derdinde uyandırayım seni iki gün sonra paranı sömürmeye başlar.
Poyraz elimi bırakınca vuracağını anladım. Hemen önüne geçip ellerimi göğsüne koyup bedenimi ona yapıştırdım suratına bakıyordum o da Erdeme bakıyordu gözleri gözlerimi buldu.
- Yapma!!!
Yutkundu gözlerini kapattı dişlerini sıktı kısık bir sesle.
-Çekil Ada!!!!!!
-Yapma canın yansın istemiyorum!!!!!
Gözlerini açıp gözlerime tekrar baktı.
Kafasını hafif yan yaparak kaşınla bakışları bana nasıl yani der gibiydi elimi yavaşça yüzüne koydum. İkimizin duyacağı bir sesle...
-Ona vurursan elin acır, elin acırsa benim canım yanar dediğimde yüzü yumuşadı bakışları sakinleşti dudağında hafif bir tebessüm oluştu bende gülümsedim bakışlarımızı bir birimizden çekmiyorduk biraz daha yanaşsam öpüşmemiz an meselesiydi ki.......
Arkamdan Erdem omzumdan beni tutarak kendine doğru çevirdii
-Beni kıskandırmak için yapıyorsun değil-
Daha sözü bitmeden yandan yediği bir yumrukla yere kapaklandı.
Ben hihhhhh diyerek geri adım attım sırtım Poyrazın gösgüne yapıştı kolları beni sardı.
Poyrazın şöförü...
-Lan göt Poyraz Bey sana nişanlıma dokunma dedi duymadınmı?
Erdem yerde yatıyordu şöför bize dönüp.
-Kusura bakma yenge, abim senin için sabreder, ama ben abim için sabredemem!!!!!
Kafa selamı verip arabanın arka kapısını açtı.
Erdem yerden suratında bir gülümsemeyle kalkıp bana baktı...
- Bugünü unutma Ada hanım bu günü unutma.
Şöför Erdeme....
- Lan bak allah yarattı demiycem sinek kadarsın düzeltecem şimdi seni...
Poyraz...
Elimi tutarak beni arabaya bindirdi ve...
- Dinçer hadi koçum uzatma gidelim. Dedi.
Şöför arabaya bindi arabayı çalıştırıp evin bahçesinden çıkarken..
Dikiz aynasında göz göze geldik.
- Tekrar kusura bakma yenge başımın tacısın seni üzmek istemem ama arkadaş sınır nedir bilmiyor sürekli zorluyor....
Kafamı Poyrazın tarafına çevirdiğimde bakışları bendeydi.
-Dinçer benim kardeşim, dostum, arkadaşım, sırdaşım kısacası benim sağ, sol, kolum elim ayağım olurda bana ulaşamazsan Dinçeri arıycaksın...
Telefonunu ver!!!!
Telefonumu aldı ve numarayı yazdı.
Yol boyu sustuk
Beykozda güzel bir restorana geldik...
Arabadan inerken Poyraz elimi tutdu el ele içeri girip bize ayrılan masaya oturduk yemekleri söyledik yemeklerimizi yedik içkisinden yudum alıp bana....
- Artık neden ağladığını söyliyecekmisin?????