POYRAZ
Mehmet Bey telefon açıp görüşmeye gelmek istediğini söyledi.
Ben de davet ettim ofisimde oturmuş onu beklerken nihayet geldi.
Karşıma dikildiğinde Ada'nın babasına her şeyi anlattığını adamın yüz ifadesinden anlamıştım.
-Poyraz Bey merhabalar dün akşam Ada bana geldi ve onu rahatsız ettiğinizi söyledi bir de bu durumu sizden dinlemek istiyorum.
-Mehmet Bey kızınız ne söylediyse doğrudur ekleyecek bir lafım yok,,, fakat söyleyeceklerim var.
Ben kızınızı ilk gördüğüm andan beri ondan etkilendim tesadüfi bir kaç kez karşı karşıya geldik eğer gönül rızanız varsa.
Allah'ın emri, peygamberin kavliyle gelip Adayı istemek isterim.
-Bakın Poyraz Bey benim size borcum var diye kızımı size hemen tabii ki veririm alın sizin olsun gibi bir şey dememi beklemiyorsunuz umarım.
Borç namusudur borcum'u mutlaka öderim gönül işine gelince de,,, kızım eğer sizden hoşlanmış ya da, sizden etkilenmiş olsaydı bunu bana açık gönüllülükle söylerdi ama sizden korkmuş olmalı ki bana gelip tek başına bu sorunu çözemediğini söyledi bu yüzden de kızıma İsteğinizi bildiririm.
Eğer hayır derse bir daha karşısına kesinlikle çıkmanızı istemiyorum ama evet derse de başımın üstünde yeriniz var.
Akşama kararımızı bildiririz.
-Eyvallah Mehmet Bey
Akşam üzeri 7 gibi telefonumda Mehmet Bey'in aramasını gördüğümde derin bir nefes alarak Telefonu açtım.
*Buyurun Mehmet Bey?
*Poyraz bey ben Adayla konuştum kesinlikle istemiyor konuştuğumuz gibi kızımın karşısına çıkmazsanız çok sevinirim. İş bağımız baki ama kızım konusu hassas.
* Anlıyorum Mehmet Bey bir daha böyle bir durum yaşanmıyacak..
Telefonu kapatıp karşı duvara fırlatıp paramparça olmasını sağladım gürültüyle Dinçer içeri koşarak girdiğinde önce bana sonra yerdeki paramparça telefonuna baktı...
- Hayrola Poyraz kötü bir haber mi aldın Ne oluyor?
-Mehmet Bey ile konuşmuştum Ada Hanım kesinlikle beni istemiyormuş!!!!
-Poyraz uzatma ozaman sana hatunmu yok?
ADA
Babamla konuştuktan sonra tekrar Erdem'in yanına gittim odasına girdiğimde birinde telefonda bağırarak konuşuyordu
*Topla tüfekle gelsen ne olacak lan sözünle göz göze geldiğimizde telefonu kapattı..
Poyraz'ın onu rahat bırakmadığı anlaşılıyordu.
Ona hayır dememin ceremesini Erdem'e çektiriyordu.
-Kiminle konuşuyorsun? diye sorduğumda
* Hiç bir arkadaşla dedi bir süre de yanında kaldım ama içim içime sığmıyordu Poyraz'ın karşısına geçip onu durdurmam gerektiğini anlamıştım tekrar babama söylersem bu sefer her Erdemin benim yüzümden dayak yediği anlaşılacak ve olay büyüyecekti.
O yüzden Ne yapıp ne edip babamdan Poyraz'ın iş yerinin adresini öğrenip gidip karşısına dikilmem gerekiyordu.
Akşam yemeğinden sonra babama kahvesini ben yaptım salona götürüp yanına oturdum annemler her zamanki gibi Moda sayfalarından elbise ya da parti takip ediyorlardı babama.
-Ne yaptın Baba konuştun mu iş tamam mı?
-Evet kızım artık seni hiçbir şekilde rahatsız etmeyecek.
-Emin misin baba.
-Evet konuştum Dedim ya bir daha karşına çıkmayacak Sen de onun olduğu yerlerde olmazsan olur biter Ben onun olduğu yerleri nereden bileyim baba adamın iş yerini bile bilmiyorum nerede
POYADE. DEMİR. SAN. Kızım biraz bizim işle ilgili ol kızım...
Babamın söylediği firmayı Hemen internete yazdım.
Yarın sabah gitmeye karar verdim gece Erdem'le birkaç kez daha mesajlaşıp durum kontrolü yaptım Sabah 9 civarıydı evden çıkarak 5. Levent'teki adrese gitmek için Taksiye bindim.
Şirketin önüne geldiğimde tüm cesaretimi toplayarak,güvenlikten içeri girdim bankta oturan kadına.
- Poyraz Özkurtla görüşebilir miyim? dediğimde.
-Randevunuz var mı? diye sordu.
-Hayır randevum yok Ama kendisini arayıp Ada gelmiş derseniz beni kabul edecektir.
- Bir dakika!!!
- Ada Hanım 7. kat sekreteri karşılayacak sizi..
Teşekkür ederek kata çıktım. Çok güzel bir kadın beni karşılayarak kahve kulplarında siyah kurt amblemi olan bir kapının önüne geldik ve kapıyı çaldı....
Gel sesinle irkildim kesin karanlık bir odaydı o akşamki öpüşmemiz aklıma gelince yutkundum kapıyı açıp içeri girdim.
Siyah kahve beyaz uyumlu büyük camları olan bir odaydı ve gayet aydınlıktı içeri göz gezdirdim ama onu göremedim biraz ilerleyince arkamdan kapı kapandı sanırım sekreter kapatmıştı ortaya kadar geldim hala yoktu birden gelen sesle irkildim.
-Hoşgeldiniz Ada Hanım!!!!
Ses karşı duvarda olan bir odanın içenden geliyordu gömleğinin düğmeleyerek bana doğru geldi ve yanımdan geçerek masasına doğru gitti.
Allahım göğsü ve karın kasları baklava şeklindeydi. Kalbimin sesini duymasından çok korktum bakmamaya çalıştım. Geçip masaya oturdu bende masanın karşısına dikildim Poyraz gözlerimin içine bakarak...
-Evet ziyaretinizi neye borçluyum babanız gereken cevabı verdi sanıyordum?
- Erdem'i neden dövdürdün? o sana hiçbir şey yapmadı.
Sen bir teklifle geldin.
Ben de kabul etmedim bir şey yapacaksan bana yap lütfen ona dokunma perişan etmişsiniz onu...
Yavaşça sandalyesini geri itti ayağa kalktı.
Bana doğru yürümeye başladığında ben de ona doğru döndüm.
Göz gözeydik tüm yüzümü bakışlarınla taradı.
Kafamı yan çevirip ne yapmaya çalışıyorsun der gibi bakıyordum.
-Gömlek çok yakışmış toplu saçta yakışıyor ama ben serbestken daha çok beğeniyorum.
- Sana bir şey sordum farkında mısın? Erdem'i niye dövdürdün lütfen ona dokunma! Ne yapacaksan bana yap diyorum sen beni duymuyor musun? Onun hiçbir günahı yok kaburgalarını kırdırmışsın suratı gözü paramparça......
Birden..
-Dinçerrrr diye bağırmaya başladı.
Elinde silahıyla içeri bir adam dalınca korktum ve Poyrazın arkasına saklandım oda refleks olarak koluyla beni arkasına aldı.
Bedenim sırtına yapıştı ve ateş kadar sıcaktı tüm bedenim yandı kokusu içime doldu gözlerimi kapadım o erkeksi kolusunu içime çektim. Ve birden gözlerimi onun bağıran sesinle açtım.
- Dinçer ahıramı giriyosun it herif..
- Poyraz Bey Siz iş yerinde hiç bu şekilde bağırmazsınız birden panik oldum efendim saldırı altındasınız zannettim..
- Evet Dinçer 7. Kata helikooterle saldırdılar.
İstem dışı kıkırdadım. Sinirle bana döndü gözlerinde kayboldum.
-İyimisin kusura bakma Dinçer fazla korumacıdır.
Kafamı salladım.
Adama dönüp.
- Dinçer biz dün kimseyi dövdükmü..
- Hayır.
Bana döndü...
- Sevgilin neye karıştı bilmem ama benim böyle bir talebim yoktu adamlarım da benden gizli zaten böyle bir şey yapmaz sevgilini nerede dövmüşler?
-Şey bilmiyorum...
- Ara sor bekliyorum...
Çantamdan telefonumu çıkartıp Erdem'in numarasını çevirip onu aradım, uykulu bir sesle telefona cevap verdi.
*Efendim birtanem
*Erdem günaydın.
Nasıl oldun okula geçiyordum merak ettim o yüzden aradım.
Şey bir de bir şey soracaktım sana nerede saldırdılar.
*Günaydın daha iyiyim canım Neden sordun?
*Hiç merak ettim.
*Beşiktaş North Cafe de....
*Tamam görüşürüz sen dinlen.
Yüzüme Evet neresi der gibi bakıyordu...
Beşiktaş North Cafe dememle..
Arkamda ki adama işaret yaptı.
Bana bakıp.
- Otur biraz sonra aradığın cevabı alacaksın kahve içermisin?
Hayır anlamında kafamı salladım
Koltuğa oturdum masasına geçmiş Laptopunda birşeylere bakıp hızlıca yazıyordu, böyle kaba bir adamın bu kadar hızlı yazması ilginçti. Ofis telefonu çaldı, açtı konuşma odada yankılanıyordu.
* Söyle Filiz?
*Poyraz Bey italya Maxim Bey telefonda
* Bağla...
*Prontoo,, demesi ve makinalı tüfek gibi tek kelime bile anlamadığım dilde seri bir şekilde konuşması beni şaşırtmıştı.
Yarın saat telefon elinde odanın içinde dönenerek konuştu göz göze geldiğimiz anlarda seri şekilde gözlerini benden kaçırdığında içinde bir boşluk oluyordu orda yokmuşum gibi rahat tavırları beni etkiliyordu elini beyaz gömleğinin içine sokup çıplak karnına vurarak çıkarttığı ses beni istemsiz etkiliyordu gözümün önüne az önceki çıplak baklava karın kasları geliyordu.
Telefonu kapattığı an....
- Ben burda neden bekliyorum? Ve daha ne kadar beklerim???
-Sevgilini kimin dövdüğünü sordun cevabını alıp gideceksin!!!!
Konuşmamızın üzerinden 15 dakika kadar geçmişti ki elinde laptopla o adam odaya girdi ve masaya laptop'u bırakıp.
-Poyraz Bey önce izleyin sonra bilgiyi veriyim.
Dediğinde kalbim çıkacak gibi attı. Önce Poyraz 5 dk izledi sonra bana bakıp
-Ada Hanım geri aldım izleyin diyerek ekranı bana çevirdi..
Masanın başına gittim ve izlemeye başladım...
Erdem 2 arkadaşıyla bir masada oturuyordu sonra karşı masaya doğru hareket etti orada oturan iki tane kızdan birinin saçına dokunarak karşısına oturdu bir şeyler söyledi o sırada masaya gelen iki üç tane adamla hararetli bir şekilde tartışmaya başladılar ve kavgaya tutuştular ekran birden pat diye kapanınca korktum gözümde ki bir damla yaş yanağımdan süzüldü.
Poyraz bana ifadesiz gözlerle bakıyordu ne söyleyeceğimi şaşırdım Erdem neden bana yalan söylemişti kimse ona durduk yere saldırmamıştı.
O başka masadaki kadınlara sarkıntılık ettiği için dayak yemişti ve ben burda Poyraz'a yapmadığı bir şey için saldırıyordum.
Poyraz gözlerini bendem çekip adama döndürdü.
- Anlat Dinçer!
- Videoda'da gördüğünüz gibi şahsiyet başka masada oturan nişanlı bir kadına temas ederek ileri gitmiş nişanlısınla arkadaşıda bu şahsiyet ve arkadaşlarını fena dövmüşler....
- Sağol Dinçer sen çık.....
Adam odadan çıktı,
Elimin tersinle gözümden akan yaşı sildim,Poyrazın yüzüne bakamıyordum orada öylece kala kalmıştımne yapmaya gelip ne öğrenmişdim, Poyraz yanıma gelip önümde durdu çenemi tutup kafamı kaldırdı bakışlarımız birleşti diğer elinin tersiyle yanağımda ki yaşı sildi..
- Gözünde kimse için yaş olmasın...
-Özürdilerim...
Elini çenemden çekti, arkasını dönüp masasına gitti ve oturdu. Bana bakarak...
- Gelme sebebinin cevabını aldığına göre gidebilirsin. Babana bir söz verdim karşına çıkmam ama ne zaman yardımıma ihtiyacın olursa burdayım.. Dedi ve önündeki ekrana bakarak birşeyle uğraşmaya başladı.
- Teşekkür ederim dedim ve odayı terk ettim.
POYRAZ.....
Onun şirkete geldiğini öğrendiğimde başka bir görüşmeye gitmek için üzerimi değiştiriyordum ve içimde hissettiğim telaşa anlam veremedim. Kapım çalınıp içeri girdiğinde kokusuda onunla odama doldu. Yarı çıplak giyinme odamdan çıktım, bana bakarak yutkunması hoşuma gitti.
Geliş sebebi benim için olsun isterdim ama kanı bozuk sevgilisi için olduğunu öğrendiğimde içim sıkıldı olanları çözdüğümüzde gözünden süzülen yaşları elimle sildim titrek dudakları beni öp sar sarma diyordu ama yapamazdım söz vermiştim ve söz namustu.
Ona gitmesini söyledim ama aslında kalsın istiyordum.
Gitti.......