ADA
Oda'ya girer girmez cep telefonumu arabada bıraktığımı anladım. Erdeme söylememe gerek yoktu anahtar otelin otoparkında valedeydi gidip kendim alabilirdim.
Odadan çıktım asansörden indim ve karşımda o vardı kaslı vücudunu saran siyah atletin üzerine sinirle ceket giymeye çalışıp bana doğru geliyordu ve beni görmesiyle oda ben gibi şaşırıp kala kaldı.
POYRAZ
Ada bana bakıyordu ya donmuş gibiydim gözümü ondan alamıyordum kolumu bile ceketime giçirememiştim.
Ve konuşmaya başlayacağını anladığım sırada kendime gelip ceketimi giyip önüne dikildim.
-Burda ne arıyosun Poyraz Bey sen benimi takip ettin sapıkmısın?
- Asıl sen burda ne arıyosun? Yoksa sen beni takip eden bir sapıkmısın?
-Bırakın allah aşkına önce yatak odamın kapısındaydın, sonra doğum günü yemeğinde karşımdasın eve çiçek yollıyorsun sonra önemsizdi diyosun şimdi otelde karşımdasın ve hepsi tesadüf. Bak ben senin o ucuz numaralarınla ekilenecek kızlardan değilim.
Bırak bu numaraları. Utanmadan birde peşimden buraya mı geldin hayır anlamıyorum ne istiyorsun derdin ne?
Ada konuşurken onun herşeyini inceliyordum. Dudakları gözleri sesi nefes alış verişi yanımıza gelen otel çalışanıyla dikkatim dağaldı.
- Poyraz Bey merhaba rahatsız ediyorum efendim ama geldiğinizi duyan bir kaç firma sahibi daha sizinle görüşmek istiyor yoğun olduğunuzu dünden beri toplantıda olduğunuzu bugünde görüşmeleriniz olduğunu söyledim ama otelinizle ortak iş için sizinle illa yarın sizinle görüşme talep ediyorlar. Yarın pazar biliyorum ama ne cevap verelim...
- Yarın saat 2 de toplantı odasında görüşeceğimi bildirin....
Bir birimize bakarken Ada sırıtıp..
- Dur tahmin ediyim Otel senin değil mi? Ve iş için geldin....
Sadece başımı salladım....
O bana mahçup bakarken ben onun göbeğini açıkta bırakan kazağına içimden küfürler yağdırıyordum yanımızdan geçen bir erkek turist yanında ki arkadaşına ingilizce
(( I wonder if that Turkish delight will engulf me tonight?))
(hey baksana şu türk lokumu bu gece beni içine alırmı acaba ) diyerek arkadaşınla gülüşürken.
Ada dönüp ( Go fuck yourself)
- Git kendini becer diye bağırdı.
O Bağırırken
Ben adamın üzerine atlamış çoktan yumruklarımla yüzünü dağıtıyordum.
O seni alamaz ama ben senin tüm gece içinde olacağım diye bağırıyordum.
Çığlık kargaşa sesleri içinde Dinçer beni adamın üzerinden zor aldı. Herif kanlar içinde yerdeydi Dinçeri itip otelin bahçesinden boş alana doğru hırsla yürüdüm tahta çitlere tutunup elimin üzeri e baktım kan içindeydi ve derisi zedelenmişti başımı kaldırıp boş vadiye bakarak sakinleşmeye çalışıyordum ki onun sesini duydum.
- İyimisin?
Ona bakarak...
- İçerde kanlar içinde yatan adama değilde banamı soruyosun iyi olup olmadığımı?
- Evet çünkü o adamı önemsemiyorum, tabi böyle yapmamalıydın o ayrı konu vurmaman gerekmezdi. Beni korkuttun Ne kadar sinirlensende kavga etmemeliydin.Kaba kuvvet çözüm değil...
Ona döndüm.
-Beni önemsiyormusun?
- Poyraz bey onca sözümden bunamı takıldınız?Sizi tanıdığım için söyledim.Elimi tutup avucuna aldı ya tüm bedenim titredi. Ayrıca elinize baktıralım lütfen kanıyor..
Elime baktıkça gözlerinde endişe gördüm ve hoşuma gitti...
Dinçer koşarak yanıma geldi
-Abi iyimisin?
Adadan gözlerimi hiç çekmeden..
- Nerde o herif.
- Yanına adam koyup Hastaneye gönderdim otelle ilişkisini kestim arkadaşı eşşaları topluyor gidecekler şimdi.
Ada...
- Poyraz Bey ya sizden şikayetçi olursa?korkmuyormusunuz?
-Sence? Korkar bir halim varmı?
Dinçer yavaş yavaş yanımızdan geriledi...
Ada ellerini bedenine sarınca çıkan rüzgardan üşüdüğünü anladım sırtımda ki siyah ince yazlık ceketi çıkartıp sırtına giydirirken bir birimize çok yaklaştık hiç hareket etmiyordu kafasını kaldırıp gözlerime baktı bende kuş bakışı ona baktım başı göğüs hizamdaydı biraz eğilsem o etli dudaklarına yapışa bilirdim ürkekçe titriyordu. Dinçerin - ıhımm ıhıımm- öksürük sesinle kendime gelip bir adım geri çekildim.
Erdem denilen çocuk..
- Ada Ada Bitanem neler oldu...
Diyerek yanımıza koşup Adaya sarıldı.
Ada çocuğun omzunun üzeri den bana bakıyordu.
İçimde ki bu huzursuz his boğazımı sıktı yanlarından geçip gittim.
Erdem arabadan telefonumu aldı odama getirdi.
Olanları anlattım.
- Birtanem ya çok korkmuşsundur iyi de yani bir laflan ne diye kalkıp adama saldırıp yumruk atıp etrafı kan gölüne çeviriyor.
Hem ayrıca
O kim oluyor da seni savunuyor. Sonuçta sen zaten adama bağırmışsın o ne diye dövüyor. Kabadayılık ilkelce.
Erdem konuşurken sırtımdaki ceketten gelen erkeksi koku burnumdan bütün bedenime yayılıyordu odunsu kokuyla hiç sağlıklı düşünemiyordum bana bakışları gözümden gitmiyordu sırtıma ceketi koyarken ki yakınlaşmamız.
Allah'ım ne olur aklımdan al bu düşünceleri ondan hoşlanamam asla olmamalı yanlış etkilenmemeliyim
Her şeyden önce bunu Erdem'e ve ablama yapamam. Birden kemdime gelip Erdemin yorumuna cevap verdim....
- Ben de saldırmasını hoş karşılamadım ama sonuçta orada bana bir hakaret vardı zannediyorum erkek egomanyası ile yaptı.
Her neyse tamam kapatalım bu konuyu ben bir duş alıp kendime geleyim sonra akşam yemeği için restoranda buluşuruz Erdem çıktıktan sonra bir duş alıp kendime geldim hala daha titriyordum sonra sandalyede asıl olan cekete gidip elime aldım ve derince kokladım.
Yapma Ada yapma....
Restorana inmiş Erdemle yemek yerken beyaz şarap içmemiz konusunda israr edince bir kadeh beyaz şarap aldım şarabı Tam ağzıma dikeceğim sırada içimdeki tek taş yüzükle birden gözlerim yuvalarından uğradı Erdem'e bakıp...
- Erdem ne yapıyorsun?
-Sevgilime yüzük takıp aramızda bir adım daha atıyorum...
- Çok teşekkür ederim ama bunu Şu an için kabul edemem Erdem daha çok erken. Öncelikle benim içimde arkadaşlığımızı bitirip sevgili olabileceğimizi kabul etmem gerek ama henüz onu kabul edemiyorum o yüzden bu yüzüğü takmam Sana haksızlık kendime de ihanet olur lütfen beni anla ve zorlama ne demiştik zamana bırakacaktık.
-Tamam demesiyle bozulduğunu anladım ama yapabileceğim bir şey yoktu. Elimi çeneme koyup etrafa bakarken bir çift Çakır gözüm beni izlediğini gördüm.
Bu adam neden bana böyle bakıyordu bakışlarından etkileniyordum
Kendime yalan söyleyemezdim elindeki bandajı görünce elinin üstünün fena yaralandığını anladım gerçekten üzülmeme sebep oluyordu hiç korkusuzca kimse yok sadece ikimiz varmışız gibi sadece bana bakıyordu.
Ne kadar süre öyle birbirimize bakıştık bilmiyorum Erdem'in Dans etmeye gidelim mi sözünle kafamı salladım restorandan çıkıp odaya gittim üzerime siyah ince ip askılı kısa bir elbise giydim. Erdemle birlikte otelin gece kulübüne gittik. Erdem bize küçük bir loca ayarlatmıştı oraya oturduk etrafımızda bir süre insan dans ediyordu. Slow müzik başlayınca Erdem elimden tutarak beni pis'e götürdü dans etmeye başladık Erdemin bir eli belimde, bir eli sırtımda dans ediyorduk.......