POYRAZ....
Oturduğum yerden bir müddet Ada'nın terasta ne yaptığına baktım..
Kollarını terasın demirlerine dayamış iki büklüm olmuş etrafı iztiyordu poposu ve kalçası kapıya dönüktü ve herkese olağanüstü bir görsel sunuyordu birden içimde hareketlenen bir şeyler oldu yerimden hızla kalkıp ona doğru gittim, terasın kapısını açıp içeri girdim.
Arkarsın da dikildiğinde bir anda korkarak geri adım attı ve göz gözeydik...
- Korkutrunuz beni bu iki oldu.
- Hımm öylemi?
-Öyle Polat bey..
- Poyraz
-Ne?
- Adım Polat değil Poyraz
- Her neyse arkamda Ne arıyorsunuz?
Ona bir cevap veremedim sadece gözlerimi gözlerine diktim..
-Hey size söylüyorum arkamdan ne arıyorsunuz?
Ben de sana içimden cevap veriyorum işte, sen benim içimde ne arıyorsun ona derin derin iyice baktım gözlerine dudaklarına, burnuna, saçlarına kaşlarına konuşurken ağzının şekline..
-Dün size çiçek gönderdim.
İnsan nezaketen kendi arar ablasına arattırmaz..
-Anlamadım ne çiçeği?
- Dün size gönderdiğim çiçek!
-Bir yanlışlık var sanırım ben çiçek miçek almadım!
- Nasıl yani dün sizin evinize beyaz Lilyumlar gelmedi mi üzerinde özür dilediğimi belirten bir notla?
-Hayır ben çiçek falan görmedim.
-Siz çiçek görmediniz? peki ablanıza amma abartmış çiçek gönderecek kadar abartmasına gerek yoktu ilk defa yarı çıplak birini görmüyor demediniz mi?
-Pardon Poyraz Bey ben dün ne çiçek gördüm ne ablamla böyle bir konuşma yaptım şimdi müsaade ederseniz önümden çekilin arkadaşlarım bekliyor...
Yolu açıp ona müsaade ettim giderken arkasından baktığımda kapıyı açmadan peluş montu çıkardı, sırtının beline kadar açık olduğunu gördüm ve sesli bir şekilde yutkundum demek o etole sıkı sıkı o yüzden sarılıyordu sırtı beline kadar açıktı.
Teras tarafına dönerek şehre baktım Ellerimi demire koyup sıktım ablası neden bana böyle bir yalan söylemişti? kardeşini kıskandığı için mi? yoksa benimle kendi direk iletişime geçmeye çalıştığı için mi? şimdi ne yapmalıydım?
Yanımda Dinçer'in bitmesiyle Göz Göze Geldim.
-Neler oluyor ne konuştun bu arada Poyraz allah sana bağışlasın yengem çok güzel.
Terasın cam bölümüne bakıp
- Gidelim dedim.
Onların oturduğu masaya hiç bakmadan kendi oturduğumuz masadan ceketimi, sigaramı cüzdanımı ve telefonumu alarak hızlıca mekanı terk ettim.
-Dinçer yarın sabah saat 9.00'da tam 9.00'da o eve tekrar çiçek yolla bu sefer üzerine sadece Ada yaz başka hiçbir şey yazma.
Dinçer çiçek gideli 5 saat oldu demişti ama tek bir hareket yoktu ne arama ne sorma.
Sinirlenmeye başlamışdım bir lolma kız benimle oynuyormuydu.
Telefonum çaldı ekrana baktığımda annem arıyordu...
*Efendim anne
*Poyraz Oğlum sen ne yapmaya çalışıyorsun Perihan hanım aradı küçük kızımız Adaya Poyraz oğlumuz çiçek göndermiş.
Biz bir anlam veremedik.
Bana bir açıklarmısınız? diyor kadın.
Ben ne biliyorum da, ne açıklayacağım, kadına ben size döneceğim deyip kapattım oğlum nedir bunun anlamı bir söyler misin bana.
Sessizdim demek çiçek gitti ve bana Ada hanım sen bana dönmedin hımm.
* Aramızda bir yanlış anlaşılma olmuştu özür mahiyetinde gönderdim hiçbir anlamı yok annesine aynen bunu söyle. Geçen gün yaşanan olaydan dolayı özür mahiyetinde göndermiş hiçbir anlamı yok de hiçbir anlamı yok kelimesininde üstüne illaki bas anne. Dedim ve tlf kapattım.
Sinir bütün hücrelerimi sarmıştı Bu arada Dinçer girip abi Sadık'nın iş tamam bu gece hallediyoruz dediğinde başımı salladım.
-Ada Yengemizden var mı haber? dediğinde
-Ada mada yok Dinçer Ada ma da yok siktirtme filmlerini Bir daha bana adını dahi anma....
ADA
Sabah Odamın kapısı dan diye açılarak içeri ablamın ve annemin girmesiyle yataktan fırladım.
-Ne oluyorsunuz be?
diye kalktım ablamın elinde kocaman beyaz bir çiçek yumağı vardı.
-Asıl ne olduğunu sen bize söyleyeceksin Ada Hanım söyler misin Poyraz sana neden çiçek gönderiyor?
Ellerimi saçlarımın arasına geçirip saçlarımın arasında havalandırdıktan sonra ellerimi yüzüme gezdirdim ve ikisine de baktım önce çiçeğe.
Sonra ablama
Sonra anneme sonra tekrar ablamı buldu gözlerim.
Ben nereden bileyim git onu o psikopata sor.
Dün Hülya'nın doğum günü partisi yaptığımız yerde karşılaştık bana çiçeğimi aldın mı dedi.
Ben de çiçek miçek almadım dedim.
O da tekrar bunu göndermiş demek hepsi bu başka bir şey bilmiyorum.
Gidin ona sorun çiçeğide götürün banane o adamdan.
Ablam baş parmağını sallıyarak.
- İnşallah söylediklerin doğrudur Küçük Cadı Yoksa seni doğduğuna pişman ederim Poyraz benim Bunu o küçük aklına sok.
- Mercan saçmalama kızım kardeşin koca adamla ne yapsın hem o Erdemle evlenirse daha münasip olur. Geçenlerde Erdemin annesi ima etti ben sinyali aldım bu yaz birşeyler olacak.
Ağzım bir karış açık olanları izliyordum...
POYRAZ
Hava kararmış Sadık iti'nin fabrikasının önünde pusuya yatmıştık kaçak mazot dolu tırları Mardine doğru yola çıkmıştı. Tırları Bolu'ya kadar takip ettik mola verdikleri yerde şöförleri etkisiz hale geririp 5 tırada el koyduk. Sadık iti bakalım kimin himayesindeydi tırları geri almak için bakalım kim devreye girecekti.
Benim arkamdan iş çeviren tırlarıma uyuşturucu koyup gönderme aklını o ite kim vermişti görmem gerekliydi yoksa çoktan sadığın kafasına sıkıp bir köşeye atmıştım ama sadığın arkasındaki gücü görmeliydim.
- Dinçer tırları yer altı depomuza koyun büyük balık çıkana kadar beklesinler bakalım.
Ve beni Kilyosa götür rakı balık yapalım eve giresim yok......
ADA
- Baba sen neden beni anlamıyorsun benim o adamla bir bağım yok koca herif ne işim olur Mercan seni doldurmuş sanırım ara sor sizden ne gizliyim ben Erdeme sor ordayken geldi önüme dikildi hepsi bu.
- Kızım ben anlamıyorum Bir gün önce ablana çiçek gönderip bir gün sonra sana gönderiyor aynı gün neden göndermiyor.
- Baba ben de senin bu konuyu anlamamanı anlayamıyorum Adam bana diyor ki dün sana çiçek gönderdim.
Ben dedim bu çiçeği Ben görmedim, demek geleni ablam üzerine almış kendine zannetmiş bunu söyleyince adam da tekrar gönderdi hepsi bu bir çiçek yani yeter diye bağırdım annem araya girdi.
- Mehmet sakin ol zaten Pervin hanım söyledi. Poyraz o çiçeğin hiç bir anlamı yok demiş özür çiçeği
bir çiçeğe boşuna anlam yüklemişsiniz demiş hiçbir anlamı yok demek uzatmayalım.
Hiç bir anlamı yoksa ne diye yolluyor ki bu adam ağrıza hem gözüme o yeşil gözlerinle yiyecek gibi bakıyor hemde önemsiz çiçek diyor hasta...
Olayın üzerinden günler geçti evimizde ki Poyraz konusu kapandı ama gündemimizde bu sefer ödeme konusu vardı.
Ablam babama kahvaltıda.
-Baba yarın para aldığımız borsacı Cemalin
ödemesini yapmak zorundayız taahhüt ettiğimiz günü 5 gün geçirdik.
- Biliyorum kızım gidip Poyraz'la konuşacağım Hatta ondan bir trilyon daha borç para isteyeceğim.
Ödeme yapmazsak Cemal Başımıza çok çorap örer
Bursalı ortakların ödeme yapmasını bekleyemeyeceğiz adamlar işi teslim etmeden paramızı zaten vermezler çok sıkıştırdık çok.
Rütem Beyden istiycektim ama annen olmaz diyor hayırlı bir işimiz olabilirmil rezil olmayalım dedi.
Babama baktım Erdemin ailesiyle hayırlı ne iş olurdu.
Masada yutkunuyordum.
Babamın üzülmesine üzülüyordum.
Kapı çalınca kalktım Erdem gelmiştir okula bırakacak beni dedim kapıyı açtığımda erdem
Arabasının bagajına oturmuş beni güldürmek için muziplik peşindeydi güldüm..
Annemin Erdemin annesinle
konuşmalarından bizi bir birimize yakıştırdıkları anlaşılıyordu liseden beri bir birirmizi tanıyorduk farklı üniversitelere gitsekte Erdem hafta da en az 3 kez beni getir götür yapıyordu ben Erdemi arkadaş olarak görüyordum.
Arada bana sarılması saçımı öpmesi aşkım demesine çok aldırmıyordum.
Hem ayrıca Hülya ona deli gibi aşıkken bunu ona yapamazdım.
Gülerek Erdem dememle
- Bebeğim günaydın...
Duraksadım
- Bagajda ne yapıyosun?
-Ya hep öne arkaya biniyoruz rahat birde bagajın konforuna bakıyım dedim.
Güldüm çık hadi ordan çıktı arabaya binip kemerleri taktık yola çıktık ona dönüp.
- Hülyayıda alalım dedim.
- Hayır Ada yeter her yere senin zorunla onuda taşıyorum kızım anlamıyormusun ben onu istemiyorummmm.
- Neden ama o seni seviyor...
- Ben onu sevmiyorum ama...
- Denemedin ki Erdem kız sana aşık seni seviyor.
Birden frene basıp ani durdu korkuyla yüzüne baktım..
- Ada Bende seni seviyorum.......... Diye bağırdı