ELZEM

By venessssaaaa

20.6K 959 275

Gözlerimin kaydığı yeri görmüş olmalı ki güldü gülüşü çok güzeldi bana yaklaştı elim tişörtüne gitti onun izn... More

1. bölüm (23.09.2022)
(2. bölüm) İnşirah
3. bölüm inkisar
4.Bölüm SİSU
5.Bölüm AMBİVALANS
(6. BÖLÜM) OPİA
(7.Bölüm ) LÂL
(8. bölüm) Bİ-AR
(9. bölüm ) CHİ KU
(10. bölüm) YAPBOZ PARÇALARI
(11. Bölüm) YUÂN FÊN
(12. bölüm) KEENLEMYEKÜN
(13.Bölüm) SAUDADE
(Bölümü 14) LAHZA
(15. Bölüm) MOKİTA
(16. Bölüm ) COPAİN
(17. Bölüm) ADAVET
(18. Bölüm ) DİLHUN
(19. bölüm ) İKİGAİ
(20. bölüm) QUERENCİA
21. bölüm ORENDA
(22. Bölüm) SÜVEYDA
(23 bölüm) AYN-ÜR RIZA
(25 Bölüm) ELZEM
(26. bölüm) PİNHANİ
(27 Bölüm) HİRAETH
küçük bir hatırlatma
(28 Bölüm) YUPUTKA
(29. Bölüm) LAYEMUT
(30 bölüm) İPTİLA

(24 bölüm ) kan ter ve gözyaşı

334 25 33
By venessssaaaa

Arkadaşlar okuyan biriyim ve lise üçe gidiyorum. Bu yüzden okul ve ders çalışma serüveni yüzünden bölümlerde gecikme olabiliyor. Ama fırsat bulduğum her an bölüm yazıyorum.
Beni anlayacağınızı biliyorum
Neyse lafı daha fazla uzatmaya gerek yoktu.
İyi okumalar💖

Dediğimi yapmıştım çok uzun sürse de Pelin'in evine gelmiştim
Elinde ki kahve ile yanıma yaklaştı.

Evini hiç yabancılamamıştım. Aras Ayaz'ın tıpa tıp aynısıydı.
"O yüzden Aras'ın evine kapı çalmadan girebiliyordun. Senin kapın ile Arasın aynı" böylece aynı anahtara da sahiplerdi.

Elinde ki kahveyi  önüme koydu.
"Onu bunu boşver ne oldu Ada?"

Şaşırmıştım "ne olduğunu gerçekten bilmiyor musun?" Cevap vermedi bende kısa bir özet geçtim.

"Aras Ayazla, Sude  eski sevgili aynı evde kalıyorlar ve Sude ona fırsat buldukça yanaşıyor." Kaşlarını çatarak bana baktı "öyle bakma kıskanarak, sevgili kavgası yapıpta gelmedim. Konu ben başkasını ve ya başkasının beni öpmesinin devlet problemi gibi bir problem olması. Bir oyun oynuyoruz sadece ben değilim Aras Ayaz ile oynuyoruz bu oyunu ama o sınırları aşmakta özgür. "

Pelin duydukları ile yanıma geldi elimi tuttu. "Aras göz önünde yapmamış ama Ada" Pelin de mi beni anlamayacaktı.

"Bende bilerek yapmadım ki" beni de anlamaları lazımdı.

"Neyse Pelin , Sude geldiğine göre ben elimi çekiyorum tüm bu saçma salak oyundan beni Türkiye'ye gönderecek bir bilet ayarla ayarlamazsan ben kendim bulabilirim"

Pelin koltukta arkasına yaslandı derin bir nefes aldı burnuma sigara ve çilek kokusu geldi.

"Pelin sigara mı içiyorsun?" Cevap vermedi. Kafasını salladı. "Bana da verir misin?" İhtiyacım vardı hem de hiç olmayacak kadar.

"Hazırlan Ada Hazırlan" Pelin düşünceli bir şekilde merdivenlerden çıkarken oturduğum yerden bağırdım "hazırım zaten ben!"

Pelin kısa bir süre sonra yanıma geldi siyah mini etek borda bir büstiyer giymişti sırtına da deri bir ceket almıştı. Botları kadrajıma girdiğine çığlık atacaktım diz üstünde biten ince topuklu deri bot giymişti.

Şuan Pelin'e yükselmiştim.

"Ağzını kapat aşkım" demesiyle gülmeye başladım

"Pelin ateş ediyorsun" demem ile belinde ki silahı gösterdi "biliyorum dedi gülerek.

"Eee sen hazırlanmamışsın" gözlerimi devirdim "demedin ki bana nereye gideceğimizi, sıradan bir yer diye düşündüm"

Güldü "yatağının üzerine bir kaç şey bıraktım onları giyip gel" demesi ile yukarı koştum.

Oda konusunda zorluk çekmemiştim. Aras Ayaz'ın evinin aynısıydı ve bana Aras Ayaz'ın evinde kaldığım odanın aynısını verdi.

Odadan içeri girdiğimde yatağın üzerinde siyah kot bir şort vardı  beyaz askılı bir tişört ve Pelin ile aynı deri ceket ama en çok dikkatimi çeken motor kaskıydı hızlıca üstleri giyip  elime de yatağın üzerinde duran kaskı aldım.

kaskın üzerinde ki sembol dikkatimi çekti.

Bir pusula resmi vardı  ama bir diğer yarısı saati bir tarafta akrep , yelkovan ve rakamlar vardı. Diğer yanında ise yönler ve göstergeçleri vardı.


Sembolik resim

Bu resim bana eskiyi anımsatsa da kafamı fazla kurcalamasına izin vermeden kaskı alıp aşağıya indim.

Pelin aşağıda beni bekliyordu. Beni gördüğü gibi ayağa kalktı az önce açık olan saçlarını iki yandan balık sırtı yapmıştı.

Saçlarını gördüğümde çok beklettiğimi düşündüm "Çok mu beklettim seni" dedim

Güldü kapıya doğru ilerledi " sadece saçlarımı örecek kadar, Evet" kapıyı açıp yana çekildi ve bana yol açtı "centilmen kadın" dedim yanından geçerken kapıyı kapatıp arkamdan geldi.

Kapının önüne vardığımızda garajın önüne gitti ben de Pelin'i takip ettim. Garajın kapılarının açılması ile karşıma resmen bir oto galeri duruyordu. "Şaka yapıyorsun değil mi? Şaşkındım Çünkü Pelin'den beklemediğim bir hobiydi.

Bir motorun önüne gidip durdu. Dokunduğu motor
en az onun kadar sıcak ve terli duruyordu.

Motorun üstüne bindi ve yanıma doğru geldi "felekten bir gece çalmaya hazır mısın?" Dediklerine şaşırmıştım benim dışarı çıkmam bile yasaktı ama Pelin şu an bana felekten Bir gece çalmaktan bahsediyor?

"Ama bu bir suç" kafasını olumsuz anlamda salladı "suçlar çiğnenmek için vardır" dedi.

Beni sakinleştirmeye çalışıyordu benden Emin olmak istediği için "merak etme kimse bizi yakalamaz yakalasalar da benimlesin" haklıydı onunlaydım onun başı yanacaktı benim değil.

Kaskta olan yarım pusula ve saat deseni motorun üzerinde de vardı. "Motoru sürebileceğinden emin misin?"

Direkt bana döndü "sen benim kusursuz sürüşüme dayanabilecek misin?" Bu sefer ben gülmüştüm "eskiden motor tutkunu bir sevgilim vardı." Dedi Mesajımı almış olmalıydı.

Kaskını çıkarıp kolunun altına koydu. "Normal bir motormuş gibi bahsetmeyi kes herkes motor sürer ama farklı modeller" eli ile motorunu okşamaya başladı. " Onun bir modeli var kawasaki ve herkes süremez" bu onun bir motor olduğunu değiştirmiyordu. "Onun bir adı var başa sar" motoruna vere vere Başa sar ismini mi vermişti.

Motoruna daha doğrusu Kawasaki olan motoruna eğildim. "Başa sar Hazretleri kusuruma bakmayın"  Pelin gülerek koluma vurdu" bin hadi geç kalacağız" kaskı takıp motora bindim.

Gerçekten motor çok kusursuz ve pürüzsüz sürüyordu. Kısa bir süre sonra ana caddeden ayrılıp sessiz sedasız bir yola girdik.

Yol çakıl taşları ile doluydu konforum bozulmuştu , yolda sadece bir iki tane aydınlatma vardı.

Bu yol çok tenha gözükse de yanımızdan onlarca Pelin'in motoruna benzeyen motorlar geçmişti. İşin garip yanı hepsi de Pelin'e selam vererek geçmesiydi.

Arkamdan durmaksızın çalan korna sesi ile irkildim Pelin ani fren yapınca önce öne sonra arkaya sendeledim.

Korna çalan adam yanımızda durduğunda göz ucuyla ona baktım.  Kasktan dolayı Yüzü gözü kapalı olduğu için fazla dikkatimi çekmemişti simsiyah giyinmişti karanlık olan  bu atmosferde kaybolmak için güzel bir kamufleydi.

Pelin egzoz sesi çıkardı,

Tekrar

Ve  tekrar

üç kere üst üste egzoza bastıktan sonra gaza bastı yanımızda duran adam da aynı şekilde gaza bastı.

Bir yarış içinde olduğumuzu yeni fark etmiştim dapdar ve pürüzü olan bu patikada doğanın var oluşuna kafa tutar gibi motoru pürüzsüz ve kusursuz sürüyorlardı.

Yol dar olduğu için yan yana iki motorun gelmesi oldukça riskliydi. Ama Pelin ve kim olduğunu çok merak ettiğim adam durmadan yan yana geliyordu kimin kazanacağını merak ediyordum.

Uzun bir adrenalin sonunda geniş bir yola girmiştik ve uzakta rengarenk ışıkların ışınlarını görebilecek seviyeye geldiğimizde, Pelin'in yarıştığı adam bizi solladı ve gözden kayboldu.

Pelin de gazı daha da körükledi.

Kısa bir süre sonra bir kamp alanına benzer bir yere gelmiştik ağaçların üstlerinde yılbaşı ledleri vardı her yer motorlarla doluydu.

Az önce Pelin'in yarış yaptığı adamı gözlerim ile aradım. Merak etmiştim kim olduğunu hem de hiç olmadığı kadar çok merak etmiştim.

Motordan indim. Pelinde arkamdan indi kafamda ki kaskı çıkardım. Her yer insan kaynıyordu ve hepsi garip tiplerdi , yaşları benimkine yakın olmalıydı.

Burada ki herkes benim ideal tipim olabilirdi Pelin beni biraz daha ormanın derinlerine sürükledi, insanlar azalmak yerine fazlalaşıyordu.

Karşımıza kahverengi her tarafında yazılar olan bir ev çıktığında durumu garipsemiştim. O adamı gördüm ama arkası dönüktü. Kapıda duruyordu.

Pelin bana döndü "yeni bir Dünya 'ya açılmaya hazır mısın?" Sorduğu soru içimi kıpır kıpır etmişti. Pelinden asla beklemediğim bir performanstı.

Gözlerimi tekrar adamın olduğu yöne çevirdim ama bu sefer yoktu.

Pelin eve doğru adımladı bende arkasında ilerledim. Evin üzerinde ki yazıların çoğu İngilizceydi arada bir kaç tane Japonca vardı.

Eve biraz daha yaklaştığımızda evin üzerinde ki bir yazı dikkatimi çekti.

Kilitli kapının anahtarı Yazıyordu.

Kalbime bir ağırlık çöktü şuan içeri girmekten vazgeçmiştim. İçimdeki coşku ölmüştü.

Olduğum yerde durdum Pelin durduğumu fark etmiş olacak ki o da durdu "bir şey mi oldu Ada?"

Bir şey veya çok şey bilmiyordum ama şuan içim içimi yiyordu. İşaret, yazı, motor ve dahası içimde başka hisler yaratıyordu.

Korku.

"Geliyorum" diyebildim. Başka da yapabileceğim bir şey yoktu.

Üç basamaklı Merdivenden  çıktık kapıyı açmam ile alkol ve sigara kokusu yüzüme vurdu ve ağır bir ter kokusu da ortamı ele geçirmişti.

Kapının ucunda gözlerim ile etrafı süzdüm.

İlk dikkatimi çeken dart oynayan adamlardı ama dartta yeni bir boyut kazandırmışlardı.

Dart oklarını birbirlerine fırlatıyorlardı ve acı ile inleyip eğleniyorlardı. Ve yine birilerinin acısını görmek beni rahatlatıyordu.

Gözüm başka bir masaya kaydı erkek ve kızlar karma bir şekilde oturuyorlardı insanların önünde kitaplar vardı. Şaşırmıştım böyle bir ortamda ders çalıştıklarını düşünmek komik gelmişti.

Bu sefer başka bir masaya çevirdim gözlerimi okey oynayan karma bir topluluk vardı.

Başka bir masada şampanya patlatanlar

En köşede olan masada gördüğüm manzara ile hemen önüme döndüm sonra istemsizce tekrar kafamı çevirdim.

Adam kadını beceriyordu hem de topluluk içinde.

Etrafıma baktım aslında bu olayı garipseyen tek kişi bendim.

Kadının gözlerinden yaş geliyordu ama bulunduğu durumdan çok mutlu gibiydi göz kalemi akmıştı ruj her tarafına bulaşmıştı.

Pelin'in beni kendine çekmesi ile tökezledim
"Ayakta kalma" yanında ki sandalyeyi benim için çekti.

Sandalyeye oturdum ve gözüm merdivenlere gitti aşağıya ve yukarıya giden iki ayrı merdiven vardı.

Üste giden merdiven ile çok fazla ilgilenmiyordum büyük ihtimalle yukarısı tamamen yataklarla doluydu.

Merak ettiğim kısım aşağıda ne olduğuydu.

Masamıza bir adam geldi gözlerini hiç bana değdirmeden Pelin'e odaklandı Pelin ile Japonca bir şeyler konuştuktan sonra  Pelin bana döndü "alkol?" Diye sordu.

Alkol istemiyordum ihtiyacım olan tek şey sorularıma cevap ve sigara.

"Sigara istiyorum" dedim.

Adama döndü bir şeyler dedi Adam gittikten sonra bana döndü "burada ki sigaralar ağırdır çarpmasın?" Alaycı tavırla dediklerine omuz silktim.

Çok uzun zaman geçmeden az önce gelen adam yeniden geldi.

Elinde alkol şişesi ile sigara paketi vardı.

Adam sigarayı hiç bana bakmadan verdi. Bu sinirlerimi bozmuştu. Derin bir nefes aldım sigara paketinden bir dal sigara çıkardım.

İçime bir yudum çektiğim gibi ağzımdan Türkçe bir küfür kaçırdım. Başımda ki tüm sinir damarlarının çekildiğini hissettim sanki kramp girmişti.

İki saniye sonra tekrar içime çektim "Ada, aşkım sakin ol hastanelik olmanı istemeyiz"

Pelin'e aldırış etmedim yine içime çektim. Farklıydı ama hatırlatıcıydı tat yoktu ama his aynıydı sadece elamanlar değişmişti.

İlk sigaramı bitirdiğimde kafam zonkluyordu ama ciğerlerim tekrardan istiyordu.

Bu zehir ,ciğerlerime günahkarın Cennetti arzulaması ile aynı duyguları yaşatıyordu.

Paketten bir tane daha çıkarmaya çalıştım ama Pelin elimden aldı "başımızı yakacaksın"

Dudaklarımı ıslattım zamanın geçmesini bekledim ama daha fazla o zehirsiz kalamazdı ciğerlerim.

Pelin'in kafası uçmuş gibi gözüküyordu baş ağırım o kadar çok şiddetliydi ki göz kapaklarıma bir ağırlık çökmüştü ve kaşlarımı çatmadan duramıyordum.

Sigarayı dudaklarıma tekrar değdirdim ve derin bir şekilde ciğerlerime doldurdum.

En sevdiğiniz insanlar gibidir sigara. İçinize çektikçe hem onu tüketirsiniz hem kendinizi zehirlersiniz.

Kafamı masaya koydum sigara bitene kadar da kaldırmadım.

Uykum gelmeye başlamıştı mayışıyordum kafamı kaldırdım Pelin'i yoklamak için ama yoktu.

Etrafa göz gezdirmeye başladım.
Her yer bulanıktı başım ağrıyordu, kaşlarımı çatmıştım ve göz kapaklarım kapanıyordu.

En köşede gördüm Pelin'i bir adamın kucağında adamı inletiyordu.

Şu an işime  yaramayan göz kapaklarım ile göz devirdim.

Kafamı tekrar koydum. Ama uyuyamıyordum baş ağrım her şeyden çok koyuyordu. Midemin bulanması ile hızlıca uzandığım yerde doğruldum.

Lavaboyu bulmalıydım, kusmalıydım.

Pelin'i aradı gözlerim  az önceki yerinde yoktu yukarıda ki merdivenlere adımladım.

Başım dönüyordu, midem bulanıyordu içim iflas etmiş gibi hissediyordum.

Merdivenlerden inen biri omuz attı dengemi kaybettim dizlerimin üzerine kapaklandım.
Tekrar ayağa kalktım tüm gücümü toplamaya çalıştım merdivenleri bitirdiğimde.

Up uzun bir koridor karşıladı dışarıdan ev bu kadar büyük durmuyordu koridorun sağında ve  solunda  oda kapıları vardı.

İğrenç sesler geliyordu her ses midemi daha da bulandırıyordu.

Pelinde bu odaların içinden birindeydi.

Lavaboya dair hiç bir iz yoktu

Hızlıca aşağıya indim. Alt kata inen merdivenlerden indim yine uzun bir koridor vardı ama bu koridor bomboştu insanlar bile yoktu.

Tekrar yukarı çıktım nefesim kesiliyordu.

Gözlerim yaşarmaya başladı ve mide bulantılarım beni yokluyordu hızlıca dışarı çıktım.

Bir ağacın yanına gittim.
Eğildim ve elimi boğazımı yokladım.

Biri saçlarımı kavradı ve sırtımı ovaladı.

Tüm midemi boşalttıktan sonra ağzımda ki kötü tattan dolayı yüzümü ekşttim.

Arkamda ki adama teşekkür etmek için döndüğümde yoktu.

Etrafa biraz daha baktım onlarca insan vardı hangisi olduğunu tahmin edemezdim.

İçeriye girmek  istemiyordum.

Ormanın içine doğru yürüdüm ve bir bankın üzerine oturdum.

Yanıma biri oturdu. Memnuniyetsiz gözlerle adama döndüm.

Gördüğüm adam ile şoka uğradım.

"Senin burada ne işin var?"  O da aynı soruyu bana sormak istiyor gibiydi.

"Kafa dağıtmak diyelim" dedi gülmeye başladım. "Bende" dedim. Başımın zonklaması devam ediyordu.

En son alışveriş merkezinde ayakkabı alırken görmüştüm orada çalışan adamdı.

"Unutmamışsın" dedi

Unutmamış değil unutamamıştım.

Havadan sudan konuşurken elini bacağıma koydu.

Gözlerim ile ellerine baktım ellerini bacak içime çevirdi yukarı doğru çıkmaya başladığında kolunu tutup ters çevirdim.

"Kendine gel kırarım!" eli acımış olacaktı ki inliyordu.

"Eğleniyorduk" sahte bir şekilde güldüm "eğlence anlayışımız çok zıt."

Başım ağrıdığı için adamı bıraktım ve ittim.

Kendini toparlayıp bana baktı.

İki saniye sonra yere düştü şaşkınlık içinde yerde yatan ve yüzüme sıçrayan kanlara bakıyordum. Kafamı kaldırdım.

Karşımda bir çift  deniz mavisi gözler bana bakıyordu.

Bu Denizdi az önce ki motor ile yarış yaptığımız adamda Denizdi.

Yine yan yana gelmiştik ve yine kan ter ve gözyaşı akıtmıştık.


Beğendiyseniz oylamayı unutmayınnnn 💖

Deniz?

Aras ayaz?

Deniz mi? Aras ayaz mı?

Instagram: medine._.nur.k

Continue Reading

You'll Also Like

73.3K 2.7K 25
Kızın tecrübesiz masum aşkı gözüne perde indirmişti. Çıkışı olmayan karanlık, her yönden onu sararken nasıl bir çıkmaza girdiğinden habersiz yaşıyo...
MAHKUM By yağmur

Mystery / Thriller

1.7M 96.7K 31
Azılı bir suçlu. Masum bir doktor. Ve bu onların aşka düşüş hikâyesi. (01.08.2019)
150K 5.2K 28
Bora'nın üzerime gelen adımlarıyla birkaç adım daha ondan uzaklaşmak istesem de yatağa çarpan bedenimle durmak zorunda kaldım. Gözlerimin derinine ba...
Pansuman | TAMAMLANDI By hhy

Mystery / Thriller

2.5K 55 29
Kırmızı... Bana çok mu yakışıyordu? Çünkü hep bedenim kıpkırmızıydı. Koyu kırmızı renginde bir sıvı sarardı hep tüm vücudumu. Sevdiklerim bana yakış...