Efso bir bölümle karşınızdayım. Erkeğimizin ne zaman geleceğini merak edenlere söylüyorum. Bu bölümde geliyor. Hızlıca okuyun yorum yapın ve lütfen yıldıza basın...💖💗💝
Bu bölümü sinemsar967'e ithaf ediyorum...
********
Mekanın karşısına geldiğimizde taksicinin ücretini ödeyip içeri girdim. İçeriye girdiğimde beni gören herkes süt dökmüş kedi gibi kalıyordu. Samet hemen yanıma geldi ve heyecanla konuşmaya başladı.
"Patron erken gelmişsiniz."
"İstersen gidiyim" dedim sinirle.
"Af buyrun. Öyle demek istemedim." Diyerek başını eğdi.
"Tamam kes!" Deyip hızla odama gittim. Odamın önünde duran adam beni gördüğünde düğmesini bağlayıp kafasını eğdi. Kapıyı açıp dolabıma ilerledim ve rahat olan bir kombini giydim.
(Sedef'in kombini. Şapkayı yok. Öyle hayal edin. 🤫)
Spor ayakkabılarımı da giydikten sonra saçımı sıkı bir at kuyruğu yaptım. Hemen odamdan çıkıp elimi sarmaya başladım. Samet beni bekliyordu yanına vardığımda her şeyim hazırdı. Beni görünce ayaklandı ve gergince konuşmaya başladı.
"Şey efendim siz aradığınızda Akay bir dövüşteydi. Bizde siz gelene kadar biter sandık ama bitmedi."
Sinirle soludum "Yani."
"Patron... Akay hala dövüşte isterseniz dövüşü..." hemen sözünü kestim.
"Gerek yok. Nerede dövüşüyolar?"
Samet biraz rahatlayarak bana yolu göstermeye başladı. Bende onu takip ettim. Kafes dövüşünün olduğu yere geldiğimizde büyük bir kalabalık vardı. Kalabalık beni görünce yol vermeye başladı. Bende yavaş ve kendimden emin adımlarla dövüşün olduğu yere yaklaştım Samet'te beni takip ediyordu.
Kafeste iki kişi vardı. Biri koskoca, iri yarı bir adamdı. Boyu 1.80 vardı. Üstü yoktu altındaysa bir şort vardı. Keldi. Diğer kişi ise 1.75 boylarındaydı. Gözlerinin rengi ya yeşil ya maviydi.
(Akay'ın kombini)
Kahverengi dağınık saçları yüzüne geliyordu ve bundan rahatsız olduğu her halinden belliydi. İkiside nefes nefeseydi. Herkes tezahürat yapıyordu. Ve tezahüratların çoğu Akay denen kişi içindi. Ama şimdi hangisi Akay?
Sametin dediğine göre güçlü çocukmuş. Şu 1.75 olan çocuğun hiç şansı yok gibi. Çünkü kel adam bildiğiniz kas deposuydu. Açıkçası 1.75 boyundaki çocuğa acıdım. Birazdan yerde kan içinde kalacaktı çünkü. Bu kel adam onu öldürürdü.
Kafese daha da yaklaşıp onları izlemeye başladım. Kel adam Akay olmalıydı. Akay karşısındaki adamın kasıklarına tekme attı. Off çok sertti. Gelecekteki çocuklarına elveda de.
Bir dakka noluyor lan? 1.75'lik adamın yumrukları tekmeleri Akay'ı gömüyor. Lan en iyisi hani Akay'dı. Adam kendini korumayı bilmiyor! Çatırtı ve inleme sesleri geldiğinde daha dikkatli baktım. KAS YIĞINININ BURNUNU KIRDI LAN! Oyun tersine döndü. Kas yığını yerle bir oldu resmen.
1.75'lik, kas yığınını yere yatırdı üstüne çıkıp yumruklamaya başladı. Kas yığınıysa kurtulmayı bırak kendini bile koruyamıyor. 1.75 adamı yumruklamaya bıraktı ve yerinden kalkıp ayağını ona sertçe bastırdı. Kas deposu acıyla yerde kıvranırken hakem bağırmaya başladı.
"Son 3... 2... 1! KAZANAN AKAY!" Deyip 1.75'likin elini kaldırdığında şoka girdim.
Oha lan! Şokla Samet'e döndüğümde Akay'a en değerli hazinesiymiş gibi bakıyordu.
Adam öyle bakmakta haklı!
Doğru diyon Pakize.
Kafesten çıkıp havluyla kafasını kuruladı. Herkes Akay diye bağırırken bu onun umrunda bile değildi.
Akay olduğunu öğrendiğim 1.75 boyundaki çocuk kalabalıktan uzaklaşıp bir koltuğa oturdu. Eline mavi rengindeki su matarasını aldı ve içmeye başladı. Bende ona yaklaşmaya başladım. Samet'te arkamdan geliyordu.
Ona iyice yaklaştığımda o hala suyunu içiyordu. Benim geldiğimi görünce beni göz ucuyla süzdü. Sonra su matarasını bir kenara koyup eline sardığı bantı çözmeye başladı. Birden bana 2 saniyelik bir bakış attı. Sonra Samette döndü "Samet abi? Geldiğini görmedim." dedi. aynı zamanda elindekini çıkarmaya devam ediyordu.
Samet gülümsedi.
"Akay yine kazandın tebrik ediyorum." Akay eline bakmayı kesti ve Samete tebessüm etti. Samet birden beni yeni hatırlamış gibi hemen Akaya döndü. Akay ise ne bana ne Samete bakıyordu yine eliyle uğraşıyordu.
"Akay oğlum bak sana yeni bir rakip getirdim." beni gösterdi. Akay beni gösterdiğini görmemişti. Bıkkınca konuşmaya başladı.
"Samet abi şuan olmaz. Daha yeni çıktım dövüşten. Başka sefere. Hem yapacak bir sürü işim var." Samet korkuyla bana baktı sonra kendini toparlayarak Akaya döndü.
"Oğlum bu seferki farklı." Akay bi elindeki sargıyı sonunda açmış diğerine yönelirken bana göz ucuyla baktı. Sonra göz devirerek bıkkınca konuşmaya başladı.
"Samet abi vallaha olmaz. Çok işim var."
Sonra elini açmaya denedi ama sadece denedi. Elindekini açamamanın siniriyle bir anda arkasına yaslandı. Kısa bir küfür mırıldandı. Sinirle nefes alıp verirken ona daha da yaklaştım. Elini kendime çekip "Böyle devam edersen sonsuza kadar uğraşacaksın." Diye mırıldanıp sargıyı çözmeye başladım.
Parmak boğumları azcık kan olmuştu. Samet'ten bez isteyeceğim sırada elini direk çekti. Sinirle "Samet abi hayran kabul etmediğimi söylemiştim." Dedi.
Ona göz devirerek "Hayranın değilim ve olmam. Sadece seni az sonra yenecek kişiyim. Tabi korkmayıp katılırsan" Bir bana bir Samet'e şaşkınlıkla baktı. "Kadınları küçümsemem ama ben seninle mi dövüşücem?" Dediğinde ben sinirle solumaya başladım.
Samet adama dalacağımı anlamış olmalı ki hızlıca konuştu. "Oğlum hani bana sorduğun patron vardı ya. İşte patron" diyerek beni gösterdiğinde gözleri ve ağzı şaşkınlıktan açıldı.
Aniğğ adamın ağzı balık gibi açıldı! Haklısın kız Pakize.
Ayağa kalktı bana bakarak konuşmaya başladı "Peh(!) Espri yeteneğini iyi sanırdım abi." dediğinde Samet falan demeyip en sert yumruğumu yüzüne geçirdim. Geçirdim ki iki seksen yere yapışsın.
"Allah bismillah!" Diyerek arkasında ki Samet'e uçmaya başladı.
Lan cidden uçuyo
Samet'e acıyorum. Birkaç inleme ve düşme sesinden sonra herkesin odağı olan biz daha da dikkat çekmiştik.
Samet "Ah belim! Kalk lan üstümden sıpa!" diye Bağırdığında dudağımın kenarı kıvrıldı ancak kimsenin görmediğinden emindim. Akay konuşmaya başladı "Abi yüzümü hissetmiyorum. Meslektaşlarım burun ameliyatına yanınıza geliyorum. Oha lan yıldız mı o? 1... 2... 3..." içimden kahkaha atsamda dışımdan soğuk nevaleye benziyordum. İçerdeki herkes kahkahala boğulmuştu.
Samet "Ulan böbreğim ağzıma geldi. Sal şu yıldızları ve kalk üstümden!" Diyerek yakındığında Akay üstünden kalkarak doğruldu.
Burnu aşırı derecede kanıyordu.Yanımdaki görevliye bir bakış atarak "bez" dedim. Koşarak bez getirmeye gitti. Geldiğinde bezi alıp Akay'ın yanına gittim. Köşede oturmuş kafasını duvara yaslamıştı.
Bezi burnuna bastırdığımda inledi ve eli burnuna gitti. Hemen elini tuttum "Kanını iç istersen. Mekanımı pisletme salak!" Dediğimde ilk şaşkınlıkla bana baktı sonraysa sırıttı. Sonraysa elini çekip gülümseyerek "tamam ya kirletmeyiz mekanını." dedi ve beni izlemeye başladı. Aşırı dikkatli bakıyordu. Gıcık oldum ya!
Açıkta yerimiz mi var lan?
Biraz var.
Sus Pakize döverim seni.
Aman be! Tamam susuyorum
Aferin uslu ol.
Deyip içimden ona dil çıkardım. Nasıl yaptığımı sormayın bende bilmiyorum.
Hâlâ bakıyor ya! Bezi burnuna bastırdığımda acıtmış olmalı ki ,acıtsın bir zahmet, inleyerek "Kırdın kırdın!" Diye bağırdı.
"Kırmak üzereydim. Merak etme sadece kılcal damarlarından biri patladı." Dediğimde ciddi misin bakışları atıyordu.
Doktorluk damarım kabardı ne yapabilirim? Lan beyaz bez kırmızı oldu. Kaç kılcal damar patladı acaba?
Sen niye bezi tutuyorsun acaba? Haklısın Pakize. Ben niye bezi tutuyorum?
Bezi çektim kanama durmuştu. Yakındaki ilk görevliye uzattım. Hemen aldı ve gözümün önünden yokoldu. Akıllı şey seni(!)
Etrafa baktığımda herkes buraya bakıyordu. Çatık kaşlarla etrafa baktığımda hemen önlerine döndüler. Yine de "Neye bakıyorsunuz siz? Herkes işinin başına HEMEN!" Diye bağırdığımda çoğu kişi tırsmış ve işlerine dönmüşlerdi. Akay ise kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu. "Manyak mısın kızım sen?" Diye sorduğunda bir an havaya girip "Manyağım lan manyağım" diye bağırdım. Tepkime kahkaha atmıştı.
Gözüm bir an gülüşüne takıldı. İnci gibi dişleri vardı.
Sedef kokuyu alıyor musun?
Evet. Kan kokusu alıyorum.
Hayır Sedef aşk kokusu...
ULAN PAKİZE! Ne diyon kızım sen?!?!
Aşık aşık sırıtıyon kızım sen.
Sırıtışımı hemen yüzümden sildim.
Akay'a bakıp "Kalk gidiyoruz" dedim. "Nereye?" Dediğinde... oha gelmiyom demedi lan!
Samet'e dönüp "Odayı hazırla" dedim. Kafasını sallayıp gitti. Akay şu an çok değişik bakıyordu. "Kalk dedim. Hadi kalk!" Hala bakıyordu.
"Kalkmazsan kalkma be! İyilik yapanda kabahat" deyip kolundan çekmeye başladım. Kalk diyoz kalkmıyor ya! Sanki seni kendim kaldıramayacam. Bir bakışımla yaka paça attırırım lan seni burdan. Kalk dedim mi kalkacan!
İçimden hala ona söverken odaya gelmiştik.Ona döndüğümde kolundaki elime bakıyordu. Elimi hızlıca çektiğim sırada "Odaya mı atçan lan beni?" Dediğinde şokla gözlerim açıldı "Höst lan dümbük!" Diye bağırdım. Sonraysa yine söylenmeye başladım. Galiba bunu sesli yapmış olmalıyım ki küçük bir kahkaha attı.
Kapıyı açıp odama girdim. O da arkamdan girmişti. Onu kendi omzundan itekleyerek arkasındaki koltuğa oturttum. Masamın üstündeki ilk yardım malzemelerini alıp yanına yaklaştım. Ağzı yine balık gibi açılmıştı ve aşırı tatlı duruyordu.
Kutuyu açıp içinden tentürdiyot ve pamuk aldım. Yaralarını temizlemeye başladım. Dikişlik bir şey yoktu.
Sıra dudağına geldiğinde ona baktım. O da dikkatle bana bakıyordu. Sesli bir nefes verdi. Nefesini yüzümde hissetmiştim. Gözlerine dikkatlice baktığımda ne yeşil ne de mavi olduğunu gördüm orman yeşiliydi sanki. Gözleri en nadide bir eser gibiydi.
Etkilenmekten hoşlanmaya terfi ettiniz. Hayırlı uğurlu olsun Sedef hanım
Sus Pakize sadece göz rengine baktım. Ayrıca hoşlantı yok! Sadece etkilendim.
Pamuğu dudağına bastırdım. Ona baktığımda dudaklarıma bakıyordu. Ne oluyoruz ya?
Aşık oluyoruz AŞIK
Pakize iç ses katili olucağım artık kes sesini!
Hemen arkamı dönüp malzemeleri topladım.
"Dikişlik bir şey yok. Zaten birkaç güne de geçer." Dedim. Göz ucuyla ona baktığımda kafasını sallamıştı. Üstü başı kandı. Oflayıp kapıya ilerledim. Kapıdaki kişiye en soğuk seslerimden biriyle "Samet'i çağır" dedim ve ona döndüm.
"Samet sana kıyafet getirir. O önemli işine de geç kaldın zaten." Deyip üstünü süzdüm "Şu an dövüşemeyeceksin zaten. Artık başka zamana dövüşürüz." Ona son bir bakış attım. Dünya'nın 8. Harikası gözlerine son kez bakıp "Sonra görüşelim Akay." Diye mırıldandım ve odadan çıktım.
Onunsa "Sonra görüşelim Patroniçem." Dediğini duymuştum.