Selamlar🌁
Baya üzücü bir bölüm ile iyi okumalar...
Cümle arası oy vermeyi unutmayın 🎡
Instagram hesabım;
mmavi_bulutt0
EFTELYA
Gözlerim kocaman açıldı, duyduğum şeyi idrak etmeye çalışıyordum.
"N..Ne... Ne kazası Esra, ne zaman oldu, iyi mi o?"
Elimi sımsıkı tutuyordu.
"Yarım saat oldu, sana benim demem daha iyi olurdu, şimdi hastaneye götürülüyor ama durumu nasıl bilmiyorum.."
Ağlayarak kapıya doğru gittim. Lalin'in sesini duydum.
"Anne.."
Ona baktım. Gelip sarıldı. Ağlamamı durdurmaya çalışıyordum.
"Bebeğim benim gitmem gerek tamam mı? Sen uyu ben geleceğim."
"Anne korkuyorum. Kötü rüya gördüm."
Sımsıkı sarıldım, yanağından öptüm. Ağlıyordu. Ne yapacağımı bilemedim.
Bars bizdeydi o da uyanıp geldi. Bağırıyordu. Esra onu susturdu. Lalin'in burda olduğunu gösterdi.
"Bebeğim şimdi sen odana çık ablaların yanında korkma tamam mı ben geleceğim. Hem sabah okula gideceksin. Biz hemen geleceğiz.."
Onu tekrar öptüm. Beni bırakmadı. Kafayı yiyecektim. Odasına götürdüm hemen uyuttum. Uyuttuğum gibi aşağı koştum. Araba hazırdı. Giderken kendimi tutamıyordum. Kalbim sıkışıyordu. Hala aklım almıyor.
Hemen Ömer'i aradık, onunla konuştuk sürekli. Ameliyata alınmış. Çok ağırmış durumu. Bars;
"Ömer abi doktorlar hiçbir şey demedi mi?"
"Demedi koçum, birazdan öğreneceğim bende."
Telefonu kapattık. Yollar uzuyordu sanki.
"Hızlı sürün şu arabayı ya.."
Hastaneye nasıl geldiğimi bilemedim. Hastanenin önü çok kalabalıktı. Benden önce herkesin bu kazadan haberi var...
Koşarak hastaneye girdim. Ömer, adamları bizi kapıda karşıladı.
Ömer'in gözlerine bakıyordum.
"Nerede Ömer, nasıl durumu. Doğru söyle.."
Ağlamaktan konuşamıyordum.
"Yengem ağlama hala ameliyatta. İyi olacak ağlama."
Esra'ya bakıp sarıldım. Yaşlarımı silip Mert'in olduğu kata çıktık. O ameliyat hanenin önünde beklerken dünya durdu. Hiçbir şey hissedemiyorum.
Bars geldi bana sarıldı.
"Ağlama yengem güçlü dur, abim o her zaman korkutur bir şey olmaz ona."
Kafamı hafif salladım. Mert'in avukatları, adamları, bir sürü kişi geldi. Kaza yaptığı adam da hastanede durumu çok ağırmış. Hastanenin toplantı odasına geçtik.
Ne yapılacağını konuşuyorlardı. Bizim doktorumuzda vardı.
"...üzgünüm ama her şeye hazırlıklı olun Eftelya hanım. Silah yarası da var."
Şaşkınca baktım. Ömer'e dönüp;
"Ne silah yarası, Ömer ne diyorlar? Kazadan önce vurulmuşmu? ÖMER BANA BIR ŞEY SÖYLE.."
Ömer bana bakmıyordu. Çıldırmak üzereydim.
Herkese bağırdım.
"Benden başka ne gizliyorsunuz çabuk söyleyin. ÇABUK!!"
Kimseden ses çıkmıyor. Ellerimi saçlarıma daldırdım. Farkında olmadan çekiştiriyordum. Esra beni tuttu.
"Kendine zarar veriyorsun, dur Eftelya."
Kendine çekip sarıldı. Bir kaç dakika durduk. Avukat;
"Ömer bey kaza da yaralanan adamın durumu da çok ağır. Ve kaza da Mert bey kusurlu.."
Avukata baktım.
"Ailesi var mı geldi mi?"
"Haber verdi hastane, annesi ile eşi varmış sadece."
"Gelince haberim olsun tamam mı?"
Hepsi onayladı.
"Başka bir şey var mı? Bilmem gereken son kez soruyorum."
Şirket avukatı bana bakıp;
"Şuan kaza herkes tarafından duyuldu. Şirket duru..."
Bağırdım. Üstüne yürüdüm biraz. Bars kolumdan tuttu.
"Bana sakın şirket deme, Mert uyanana kadar kimse bana şirket diye gelmesin. Bıktım sizin şirketinizden. Herkesin derdi şirket. Eğer o şirkette ki herkes bu kadar profesyonelse hepiniz, her işiyle siz uğraşacaksınız. En ufak sorunda hepinizi sorumlu tutarım. Benim kocam orda yaşam mücadelesi veriyor, sakın şirket demeyin."
Her işim bitti bununla mı uğraşayım. Kimin ne umurunda ki??
Sinirle oradan çıktım. Mert'in olduğu kata indim. Katta kimse yoktu. Korumalar vardı. Kapatılmış. Ne önemi var ki bunların. Olan oldu daha ne olabilir..
Hepsi arkamdan koşarak geliyordu. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Ömer:
"Şuraya otur gel yengem, ayakta durma. Burda beklemeyelim."
"Bana karışma, karışmayın.."
Ona dönüp:
"Bana niye vurulduğunu söylemedin? Ömer niye demedin..Neden vuruldu, niye kaza oldu? Ömer, Bars bana bir şey söyleyin."
Konuşamıyordum. Yere oturdum, ağlamak istemiyorum ama tutamıyorum.
Ömer bana sarıldı. Esra köşede ağlıyordu, Bars da yanımda ağlıyordu...
1 saat sonra doktoru çıktı. Durumunu bize söylüyordu.
"Çok fazla kan kaybetmiş, kan grubu da zor bulunan grup, şuan daha çok ihtiyacımız var. Bulmaya çalışıyorlar. Durumu çok ağır 2 kurşun çıkarttık. Uzun bir süre yoğum bakımda yatabilir.."
Gözlerimi sımsıkı kapattım, dişlerimi sıktım. Doktoruna bakıp;
"Kan verebilir miyim ben, ikimizin de kan grubu aynı ama hamileyim. Sorun olur mu?"
Ömer hemen adamlara söyledi. Çok kısa sürede kan gelir ama şuan da az da olsa kullanılması için biraz benden alabileceklerini söylediler.
Hemen kan vermeye bir odaya geçtik. Esra da yanımdaydı. Elimi tutuyordu. Ben ne yapacağımı bilmiyordum.
Gözlerimi kapattım, düşündüm.. Bunu kim neden yaptı.. Neden tek başına bir yere gitti.. Aklımda bir sürü soru var. Bu adam her yere adamlarıyla gider. Ne diye gecenin yarısı tek başına gitti...
Yarım saat sonra birden uyandım. Kanı almışlar. Orada uyuya kalmışım nedenini bilmiyorum. Esra yanımdaydı. Çok çok ağlıyordu.
Hemen yattığım yerden kalktım. Onu dinlemeden Bars ile Ömer'in yanına gittim. Hepsinin hali perişandı.
"Bir şey mi oldu?"
Bana baktılar hemen kalktılar. Beni oturttular.
"Yok yengem bekliyoruz.."
Dakikalar bana saatler gibi geliyordu. Kaç saattir ameliyattaydı, niye hala çıkmadı??
Sabah oldu, evden aradılar. Lalin çok ağlıyordu. Bizi istiyor yanında..
"Şimdi babanın işi çıktı gelecek ama şimdi konuşamaz seninle. Sen hazırlan arkadaşlarının yanına git. Bak Esra teyzen ile kuzeninde gelecek. Tamam mı?"
Onu ikna edip telefonu yanımda birine uzattım.
Herkes bana bir şey söylüyordu.
Az sonra Mert ameliyattan çıktı.
Koşarak kapıya gittim. Vücudu çok kötü durumdaydı. Her yeri yara içindeydi.
"Mert, sevgilim yanındayım. Uyan lütfen..."
Hemen yoğun bakıma götürdüler. Odanın önünde ona bakıyordum. Ayakta duramıyordum bile. Doktoru ile konuşuyorduk;
"...bir süre uyutacağız ama durumu çok kritik..."
Bu cümle beni daha da kötü yaptı. Camdan ona baktım. Ağlayarak;
"Lütfen Mert bizi bırakma.. Lütfen.."
4 saat sonra beni içeri alabileceklerini söylediler. Çok yalvardım. Onun yanına girmem gerekti.
İki dakika verdiler. Mert'in yanına oturdum. Elini tuttum.
"Bizi böyle bırakamazsın Mert, sen bizi bırakamazsın uyan lütfen.."
Alnımı eline koydum. Ağlamamı durduramıyordum. Çok hafif eli kıpırdadı. Kafamı kaldırıp ona baktım. Zor nefes alıp veriyordu.
"Mert.."
Gözlerimin içine baktı. Bana bir şey anlatmak istiyordu.
"Yanındayım sevgilim. Yorma kendini."
Bars camdan gördü hemen doktorunu çağırmaya gitti.
O uyanınca daha çok ağlama geldi.
Kısık sesi ile zar zor dediği şey;
"Sizi çok seviyorum. Unutmayın beni.."
Onunda gözlerinden yaşlar geliyordu.
Bunları dedi. Boğazım düğümlendi. Ağlamamı durduramıyordum.
"Biz de seni seviyoruz sevgilim.."
Gözlerini kapattı. Bir anda odada kocaman bir ses yankılandı. Bir şeyler oldu ona. Doktorlar geldi bağırmaya başladı.
Beni dışarıya çıkarmak istediler. Ne oldu anlayamıyordum. Bars Ömer beni dışarı çıkardı. İçeri gitmek için yalvarıyordum.
"..Hemen kalp masajına başlayın."
Doktorlar böyle şeyler diyerek bağırıyordu.
Onlara bakıyorduk. Şuan hiçbir şey düşünemiyordum.
Çok uzun uğraştılar. Bir anda durdular. Bana baktılar. Hepsi bana baktı.
"Niye durdular. Ne oluyor BIRINIZ BANA BIR ŞEY SÖYLEYİN.."
Beni tutmayı bıraktılar. Ömer ile Bars da ağlamaya başladı.
İçeri koşarak girdim. Mert'in yanına gidip elini tuttum. Yüzünü öptüm.
"Hayır hayır ölemezsin Mert, HAYIRRRRRR.."
Doktorlar;
"Ölüm saati 11.28"
"HAYIR ÖLMEDİ HAYIR BIR SEY YAPIN YAŞATIN ONU...MERTTTT..."
Beni ondan ayırmaya çalıştılar.. Ağlayarak ona seslendim.
"MERTT..."
Arkadaşlar bu bölümü kısa yazdım. Gece yine bu uzunlukta hikaye paylaşmaya çalışacağım veya yarın sabah..
Beğendiniz mi?❣
Sevdiğiniz sevmediğiniz yer neresiydi?
Oy vermeyi unutmayın 💫
Yorumlarınızı bekliyorum.