64. Bölüm
Korhan'ın dudakları çenesinden boynuna doğru tatlı bir yol çizdi kendine... Selen kalbinin teklediğini hissediyordu. Direniyordu o büyüden çıkmamak için, mantığını sonsuza kadar susturmak istiyordu.
Taa ki Korhan'ın elini sırtında hissedene kadar. Ne zaman bluzunun içine sızmıştı o el bilmiyordu ama irkilmesine ve dudaklarını ondan çekmesine neden olmuştu.
__ Ben... İleri gitmeyecektim.
Bu söze kendisi bile inanmamıştı. Selen kendisini toplamaya çalışarak elini bir an kızarmış yanaklarına götürdü. Korhan hayranlıkla seyrediyordu kızarmış dudaklarını, yanaklarını... Tanrım! Bu kadını çok seviyordu!
O sırada Selen derin bir nefes alarak koltukta biraz uzaklaşmışı Korhan'dan.
__ Ben... Hem çok güveniyorum sana... Hem de hiç güvenmiyorum!
Selen'in bir nefeste söyledikleri Korhan'ın bir an kaşlarını çatmasına neden olmuştu.
Güvenilmemek... Şimdiye kadar belki biraz da işi dolayısıyla hiç karşı taraftan hissetmediği, duymadığı bir kelimeydi ama Selen'in haksız olmadığını biliyordu. Yine de hemen dudaklarını araladı... Ancak Selen onu durdurmuştu.
__ Yapma, savunma... Ben Sana hissettiklerimi söylüyorum sadece. Neden böyle bir karar aldığımı anlamanı istiyorum. Sana, bize olan inancım ciddi bir darbe almışken hiçbir şey olmamış gibi yapamam.
Kalbinin sıkıştığını hissediyordu Korhan. Sevdiği kadın döndüğünde son bulacağını sandığı işkence şiddetini arttırmış son gaz devam ediyordu.
__ Hani bir şans verecektin bana...
O kısık çıkan ses Selen'in yüreğini dağlamıştı. O kararı almak hiçte kolay olmamıştı ve artık uygulama zamanıydı. Korhan'a her şeyin yolunda olduğunu göstermek istercesine gülümsemeye çalıştı önce ve...
__ Her şeyi baştan alalım, dedi Selen umutlu bir ifadeyle karşısında ki derin mavi gözlere bakarken...
Hiç geçmişimizi düşündün mü? Ne sevgili olabildik ne de cicim aylara yaşayabildik. Ama her şeyi geriye sarabiliriz. Olması gerektiği gibi yaşamayı deneyebiliriz...
__ Sen... Ciddi misin?
__ Evet, neden olmasın?
Bir an durdu Korhan... Selen ciddiydi, tekrar gitmek istiyordu. Tekrar ve tekrar... Nasıl dayanabilirdi ki yokluğuna?
__ Biz... Evliyiz Selen, bir bebeğimiz var.
Bu öyle bir karşı çıkıştı ki Selen aşağılandığını ve sinirlenmeye başladığını hissediyordu.
__ Ne yani... Artık benim tekrar sana güvenmeye ihtiyacım yok mu? Sadakatine, aşkına inanmak istemem sana gereksiz mi geliyor?
Korhan'ın gözlerinde ki o küllenmiş ateş her an alev alabilirdi. Bir türlü anlaşılamamak ya da yanlış anlaşılmak yoruyor, sinirlendiriyordu. Artık onun da sesi sert çıkıyordu.
__ Hayır. Tabii ki hayır... Ama anlatamıyorum. Gözlerimden hiç mi bir şey okuyamıyorsun Selen?
Selen bu sözler üzerine hafifçe sakinleşir gibi olmuştu, artık bakışlarında hüzün vardı. Karşısında ki o güzel yüz... Sabırsızdı, belli ki artık her şey yoluna girsin istiyordu. Ama bu istek aşkından mıydı yoksa... Sadece sıkılmış mıydı, belki alışkanlık, belki de evinde çocuğunun annesi olarak oturmasını istiyordu. Of! Belki de saçmalıyordu.
Evet, bu ihtimal de vardı ama yine de dudaklarından kısıkça çıkan kelimelere engel olmamıştı.
__ Sen benim için çaba sarf etmek istemiyorsun.
Korhan inanamayarak ona bakarken Selen yanından ayrılmak için ayağa kalkmak istemişti ama bir an da yine kendisini koltukta hem de sırtı Korhan'ın göğsüne yaslı bir halde bulmuştu. Korhan kollarıyla arkasından öyle bir sarılmıştı ki hareket etmek istese kımıldayamazdı belki. Etrafını saran sıcaklıkla içi titremişti Selen'in...
Bir an kendini bırakabilse huzuru bulacaktı onda... Hem de aşkı... Biliyordu bir yanı!
Ama çekiniyordu da, unutamadığı öyle çok şey vardı ki içinde...
O sırada Selen yanağına yaslanan o yumuşacık, sıcacık yanağın hafif baskısını hissettiğinde dayanamayarak kapatmıştı gözlerini. Titriyordu nefesi, anlaşılmasın diye kapatmak istiyordu dudaklarını ama olmuyordu, kapamıyordu ki!
Sonunda Korhan dudaklarını Selen'in kulağına değdirdi, sevdiği kadının titrediğini fark edebiliyordu. Yavaşça fısıldadı.
__ Ben çabalıyorum... Yeniden benden uzaklara gitmemen için çabalıyorum. Sen inanmasan da... Benim tek aşkımsın.
Elini bile kaldıramıyordu Selen, sesi çıkmıyordu. Tüm vücuduna yayılan sıcaklığın, yanağına değen nefesin büyüsüne kapılmıştı. Çok özlemişti, onun karısı olmayı her şeyden çok istiyordu ama olamamıştı... Aslında o hazzı hiç yaşayamamıştı!
__ Peki, git öyleyse, dedi bir an da Korhan kalp çarpıntılarıyla.
Seni hiçbir şeye zorlamayacağım. Sen nasıl istersen...
Korhan kollarını üzerinden çektiğinde Selen'in üzerine soğuk bir hava dalgası gelmişti sanki. Üşümüştü... Kollarıyla ısıtmak istercesine kendine sarılırken Korhan'a doğru döndü yavaşça. Üzgün, dağılmış görünüyordu, Selen ne derse kabul etmeye hazırdı artık. Onu öyle görmeye alışık değildi Selen. Hep kararlı, kavga etmeye hazır o güçlü adamın pes etmiş görüntüsü nefes almasını zorlaştırıyordu.
Gitmek istemiyordu Selen, her şeyi unuttum, demek geçiyordu içinden ama olmuyordu. İhanet canını yakıyordu. Eğer giderse... Kötü anıların yerine iyilerini koyabilirlerse, yeniden aşık olabilirlerse... Her şey bambaşka olabilirdi!
Ve bunu sağlamanın tek yolu gitmekti. Gözleri doluyordu Selen'in...
Dayanamadı. Uzandı Korhan'a ve dudaklarını yanağına değdirdi.
__ Benden vazgeçme...
Selen kaçarcasına odadan çıkarken Korhan hafif bir şaşkınlıkla bakıyordu ama yüzünde hüzünlü de olsa bir gülümseme vardı. O gülümse içinde ki umudun yansımasıydı.
Selen iki saat sonra baba evine dönmenin enteresan duygusunu yaşıyordu. Babasına duyduğu özlem... Kızgınlık ve hayal kırıklılığı devam ederken o evde yaşayacak olmak ayrıca zor olacaktı. O eve ilk adımını atar atmaz anlamıştı bunu. Neyse ki Ecem vardı.
__ Selen Hanım, müsait misiniz?
__ Tabii ki, gel lütfen...
Yasemin hanım kapının önünde durmuş, huzursuzca konuşmaya başlamıştı.
__ Tanımadığım adamlar geldi Selen Hanım. Biri benim itirazlarımı dinlemeyerek kapının yanına bir alarm sistemi kurmaya başladı ve...
__ Ne? Ama bizim sistemimiz zaten var.
__ Eskiymiş efendim...
Selen başını sallayarak elinde ki elbiseyi yatağın üzerine bırakarak hızlı adımlarla çıkmıştı odasından. Merdivenlerden inerken dış kapının önünde ki kalabalığı görebiliyordu.
__ Beyler! Ne yapıyorsunuz, sorabilir miyim?
Alarmla ilgilenen adam hiç umursamamıştı ama dev gibi bir adam yaklaşmıştı kendisine ve elini uzatıyordu.
Merhaba Selen Hanım, ben Bora. Korhan Bey sizin için endişeleniyor. Bu yüzden...
__ Bu yüzden kendiniz de evimi gasp etme hakkı mı buldunuz Bora Bey?
Gerçekten komik bir görüntüydü bu. Selen karşısında ki adamın hem boy hem en olarak neredeyse yarısı kadardı ama çenesini kaldırmış, elleri belinde kafa tutuyordu. Adamın şaşkınlığı gözlerinden okunabiliyordu.
__ Bizim öyle bir niyetimiz yoktu, kusura bakmayın. Sadece... Alarm sisteminizi güncelleyeceğiz ve bahçenizde güvenliği sağlamak için iki, üç adamımız olacak.
Selen bir an başının dönmesi üzerine gözlerini kapatmıştı. Ve gözlerini kapattığı an da... Oradaydı! Kanlar içinde hemen önünde yer de yatıyordu! Neredeyse şakağından akan kan ayağına değecekti. Geriledi nefes nefese...
__ İyi misiniz?
Gözlerini kırpıştırdı Selen... Kalbi deli gibi atarken etrafına baktı bir an! Yoktu... Yer de ne kan ne de, ne de o vardı! Neler oluyordu, neydi bu şimdi?
__ Selen Hanım?
İlk kez görmüş gibi baktı bir an Selen karşısında ki adama.
__ E-evet, iyiyim. Ne yapmanız gerekiyorsa yapın...
Adam oldukça tecrübeli gözleriyle anlamaya çalışıyordu Selen'i. Selen de bunu fark etmişti. Normal görünmeye çalışarak gülümsedi.
__ Biraz garip bulabilirsiniz... Yani biraz evvel ki halimi ama lütfen bunu kimseye anlatmayın.
"Kimse" nin açılımı Korhan'dı. İkisi de biliyordu bunu. Adam başını sallarken Selen gülümseye çalıştı ona ve kendisinden korkar bir halde odasına doğru gitmeye başladı. Şu son bir aydır her şey yolundaydı. Hatta ölümle burun buruna gelişi ve gözlerinin önünde bir adamın intihar edişinin ardından Selen'in hızla toparlanmasına psikologu bile şaşırmıştı. Evet, toparlamıştı! Güçlüydü Selen ve atlatmıştı, artık her şey yolundaydı.
Selen kendisini yatağa bırakıp sakinleşmeye çalışırken evin hemen karşı tarafında evi ve bahçeye yayılan adamları izleyen bir çift göz verdi ve gülümsüyordu.
__ Korkman güzel Amma illa ki bir yer de hata yapacaksın! Bekleyeceğim... Sabırla bekleyeceğim!
Tam üç gün geçmişti aradan... Yasemin Hanımdan aldığı mektubu açmaya henüz cesaret edememişti. Kızgındı ona, üstelik öğreneceklerinden korkuyordu. Ya bilmediği daha kötü şeyler varsa babasıyla ilgili? Belki de yalnızca günah çıkarmıştı o satırlar da... Bilmiyordu, henüz öğrenmeye hazır değildi, yıllar sonra babasını kendisinden alan hayal kırıklılığına uğratan o adama ait o kalın mektup zarfını açmaya hazır değildi. Yeni bir hayata başlamaya çalışırken tek bir kötü şeye bile tahammülü yoktu artık. Gücü ancak ayakta kalmasına yetiyordu ve şansını zorlamayacaktı. O yüzden babasından kalan zarfı sevdiği bir kitabın arasına koymuş ve derin bir nefes almıştı. Sonra... Daha sonra açardı elbet... Bir gün...
Doğru bir karardı bu, o yüzden aklı ne zaman o mektuba kaysa oyaladı kendisini, okumadı. Sadece yeni evine, yaşantısına adapte olmaya çalıştı kızıyla beraber. Hiçte fena değillerdi üstelik. Mesela yeni alışkanlıklar kazanmaya başlamıştı. Sabahları koşmak gibi... Koşmak tüm gününü enerjik geçirmesini sağlıyordu ve evinin yakınların da koşmak için yeşillikler içerisinde harika bir park vardı.
O sabah saat sekiz de yine koşarken havanın soğuk olmasına rağmen terlediğini hissediyordu. Nefes nefese bir an durarak sırt çantasından su şişesini çıkardı ama boştu. Selen büyük bir of çekerek biraz ileri de duran çeşmeye doğru gitmeye başladı. Hala nefesi düzelmemişti. Tam çeşmeye doğru eğilip musluğa uzanmıştı ki eli başka bir ele değdi. İrkilmişti Selen, hemen geri çekti kendini.
__ Kusura bakmayın... Lütfen, siz buyurun önce.
Selen şaşkınlıkla bir an gülümsedi kendini tutamayarak ama Korhan son derece ciddi görünüyordu.
__ Teşekkür ederim...
İnanamıyordu, oyunculuğunun kendisinden iyi olduğu kesindi. Selen sonunda yüzünde ki gülümsemeyi silmiş su şişesini suyla doldurmaya başlarken hemen yanında spor kıyafetleriyle duran Korhan'a baktı bir an. Kalbi nasıl da deli gibi çarpıyordu!
Su şişesi ancak taşınca ne yaptığını hatırlamıştı Selen. Hemen hiç bozuntuya vermeden sonuna kadar doldurduğu şişenin birazını geri döktü, ardından çekildi hafifçe.
Korhan'ın sıcacık, özlem dolu bakışları arasında çeşmeyi ona bırakmıştı. Korhan elini uzatıp su içmeye başlarken Selen elinde olmadan inceliyordu onu. İlk kez mi spor kıyafetlerle görüyordu onu? Her zaman kot bile giyse o kadar ciddi ve kaliteli görünüyordu ki... Şimdi böyle üzerinde kapüşonlu siyah bir eşofman takımıyla görmek... Çok hoştu! O ne giyerse giysin üzerinde salaş durmasına imkân yoktu zaten! Her şey çok yakışıyor, kıyafeti de onunla beraber başka bir anlam kazanıyordu.
Ve yine... Her koşulda ruhunu sarsacak, kalbini yerinden oynatacak kadar çekici oluyordu!
Korhan musluğu kapatırken Selen hemen arkasını dönmüştü, neden bekliyordu ki?
__ Aaa, bir dakika...
Selen saçlarını iyice terlemiş elleriyle düzelterek ona doğru dönerken heyecanını bastırmaya çalışıyordu.
__ Galiba buraya düzenli olarak gelenlerdensiniz...
__ Evet, dedi Selen Korhan'ın tatlı bakışlarının tesiri altında.
Kısa zaman oldu ama her sabah gelmeyi planlıyorum artık.
Korhan başını sallarken Selen'in hafif çekingen hallerini büyük bir zevk alarak seyrediyordu. Bu oyun yavaş yavaş hoşuna gitmeye başlamıştı galiba!
Selen'e elini uzattı hafif bir gülümsemeyle.
__ Bu arada ben Korhan...
__ Selen...
Canlarım keyifli okumalarrr :))