ONE WISH - [성훈]

By sudaechwita

514 72 154

@ksndrafts tarafından yazılmış One Wish (Tek Dilek) adlı hikayenin çevirisidir. "Hey, origami kız. Yarışma fo... More

1 | origami
2 | onun eşsiz cazibesi
3 | beklenmedik kaza
4 | buz pisti
5 | popüler kafe
7 | bir parça dram
8 | anı yağmuru
9 | hediyeleşme
10 | sihirli ruh
11 | sol ya da sağ
12 | uçaklar

6 | iyilik için korumak

47 8 22
By sudaechwita

"Hepsi senin suçun."

Dedi Sunghoon bir anda. Hanee karşı çıktı.

"Benim mi? Beni neden suçluyorsun şimdi?"

"Yeterli paran olmadığını bana neden söylemedin?"

Hanee ofladı.

"Sana en ucuz kahveyi seçmeni söyledim ama senin göt suratın TXT'nin konser biletinden daha pahalı bir kahveyi seçti."

 Diye çıkıştı Hanee.

"Sade buzlu americano'nuz bile beş yıldızlı bir otel odasının kira bedeline mi mal oluyor? Bu en ucuzu değil miydi?"

Hanee sadece Sunghoon'a bakmakla yetindi; tabakları, bardakları, kupaları yıkadı ve kurulanması için boş bir yere yerleştirdi.

"Bilseydim sadece bir bardak su alırdım. Senin o Jambon Berry'in bile bir böbrek fiyatı kadar."

"Üf ya, iyi yıka! Bir şey kırıldığında sorumlusu mu olmak istiyorsun? Ayrıca onun adı Jambon Beurre."

Hanee alay etti, ikisi de sakince tüm bulaşıkları temizlerken sessiz kalmaya karar verdi ama tam olarak sakinleşemedi çünkü bitmek tükenmek bilmeyen bir çekişmeleri vardı.

"İkiniz de iyi iş çıkardınız!"

Müdür yıkanan bulaşıkları görünce ikisini de övmeden edemedi. 

Hanee ve Sunghoon gururla sırıttı.

"Aferin size, yarın tam beşte buraya gelmeyi unutmayın."

Kafeden çıkmadan önce kibarca eğildiler, gökyüzü çoktan kararmıştı, sadece ay ve yıldızların ışığı yollarını aydınlatıyordu.

"Omuzlarım çok ağrıyor."

Hanee ağrıyan omuzlarını gererken acı içinde inledi.

Yıkadıkları bulaşıklar kafeye gelen binlerce insan sayısı kadardı.

Sunghoon Hanee'ye baktı ve güldü.

"Şapşal."

Hanee onun ne dediğini duymuştu ama böbürlenmemeye karar verdi.

Yürürken elini sağa ve sola salladı, atmosfer çok sakin ve huzurluydu ama Sunghoon'un yanında yürümek ona garip geldi.

Artı olarak, Sunghoon sadece sessizdi ve sohbet etmek istemeyen insanların özelliklerini gösteriyordu.

Hanee gergince boynunu kaşıdı.

"Sunghoon be-"

"Dikkat et!"

Sunghoon aniden onu duvara itti. Her iki eli de onun yanındaydı. Sunghoon'un kolları arasında sıkıştığını fark eden Hanee titremeye başladı.

"Tanrım, sanırım şoför sarhoştu."

Dedi Sunghoon araba yanlarından geçerken. Ardından bakışlarını Hanee'ye yöneltti.

"İyi misin?"

Hanee'nin dili tutulmuştu, Sunghoon'a hiç bu kadar yakın olmamıştı. Elleri titriyordu.

 Sunghoon, Hanee cevap vermeyince endişelenmeye başladı. Kıza yaklaştı ve avucunu alnına koydu.

"Origami kız, iyi misin? Neden cevap vermiyorsun?"

Hanee irkildi, aralarındaki mesafe azalmaya başlamıştı. Hanee, Sunghoon'un alnına dokunduğunu bilerek alnına baktı.

Sunghoon, nefesini köprücük kemiği çevresinde hissedene kadar durmadan ona doğru eğiliyordu. Hanee hemen Sunghoon'un omuzlarını sertçe itti ve şaşkın Sunghoon'u yalnız bırakarak kaçtı.

"Güle güle adamım, yarın görüşürüz!"

Diye bağırdı arkasından.

"Of ya, nesi var bu kızın?"

Sunghoon ağrıyan omuzlarını ovuştururken inledi. 

Koşan ama neredeyse tökezleyen Hanee'ye baktı. Sunghoon kıkırdadı. 

"Ne için bu kadar tatlı?"

-

O sabah, bütün öğrenciler beyaz tahtadaki notları ciddiyetle defterlerine yazıyordu. Ancak Hanee notlarla yüzleşerek vaktini harcamak istemiyordu. Defterinden bir sayfa kopardı ve origami yapmaya başladı.

Sunghoon dikkati dağılmış olan Hanee'yi fark etti.

"Bu kız- neden origami yapmaya çok dalıyor?"

"Kim?"

Dedi Jake. Ardından arkadaşı Sunghoon'un baktığı yere bakmaya başladı.

"Jung Hanee mi? Ne zamandan beri onunla ilgileniyorsun?"

Sunghoon, Jake'in sorusunu görmezden gelerek not almaya devam ederken yanıt olarak omuzlarını silkti.

Sınıflarının kapısı Bay Yoon, disiplin öğretmeni, tarafından tıklandı.

"Dersinizi böldüğüm için özür dilerim."

"Sorun değil Bay Yoon, size nasıl yardımcı olabilirim?"

Diye sordu Bayan Kim.

Bay Yoon sınıftaki bütün öğrencileri inceledi ve bakışları Hanee'de durdu.

Uzun cetvelini, tüm sınıf arkadaşlarının ona baktığını fark etmeyene kadar origami katlamakla meşgul olan Hanee'nin yönüne doğrulttu.

"Jung Hanee!"

Bayan Kim Hanee'nin dikkatini çekmek için fısıldadı ama kız duymadı.

"Jung Hanee!"

Öğretmen tekrar fısıldadı.

Bay Yoon iç çekti, cetvelini Hanee'ye doğru doğrultarak Bayan Kim'den Hanee'yi getirmesini rica etti.

Bayan Kim onaylarcasına başını salladı, çabucak Hanee'nin yanına gitti ve önündeki sayfaları aldı.

Kızın çok fazla origami katladığını görünce gözleri büyüdü, Hanee'nin ders sırasında dikkatini vermediğini fark etti.

Yakalandığında Hanee'nin elleri dondu, Bayan Kim'e samimiyetli bir şekilde gülümsedi.

"Bayan Kim! Bugün çok güzel gözüküyorsunuz, yeni gözlük mü aldınız?" 

Bayan Kim homurdanırken, sınıf arkadaşları Hanee'nin gelişigüzelliğine güldüler. Sertçe Hanee'nin elini çekti ve zavallı kızı Bay Yoon'a sürükledi.

"Jung Hanee, dün okulu astın değil mi?"

Bay Yoon sordu.

Hanee gergin bir şekilde yutkundu, ayaklarıyla oynadı.

"Özür dilerim efendim."

Hanee dün okula gelmemesinin nedenini söylemek istemedi. Sunghoon'un da ceza almasını istemiyordu.

"Elin."

Dedi Bay Yoon. Bay Yoon uzun çelik cetvelle avucuna vururken Hanee elini havaya kaldırdı.

Hanee dişlerini sıktı, avuç içi çok zonkluyor olsa bile gözyaşı dökmemeye çalışıyordu.

Bay Yoon mırıldandı, Hanee'yi yargılayarak ona keskin bir bakış attı.

"Pek başarılı bir öğrenci değilsin. Ayrıca sporda da pek iyi değilsin. Fakat okulu asmaya nasıl  cesaret edebiliyorsun?"

Bay Yoon Hanee'ye bağırdı.

Hanee azarlanırken gözlerini kapattı. Sessizce yumruklarını sıktı, sınıf arkadaşlarından gelen tüm o fısıltıları duyabiliyordu.

"Özür dilerim efendim, bir daha olmayacak."

"Okulumuzun itibarını yükseltmek için bir şey yapamıyorsan, en azından okulumuzun adını temiz tutmaya çalış."

"Anladım Bay Yoon."

"Okuldan sonra, ceza odasına gel."

Dedi sınıftan çıkmadan önce.

Hanee iç çekti, sırasına doğru ilerledi ve yüzünü ovuşturdu.

Sunghoon sırasından Hanee'yi izliyordu, olanlar için gerçekten suçlu hissediyordu. Neden Bay Yoon'a gerçekleri anlatmadığını merak ediyordu.

 "Of Jung Hanee. Neden bütün suçu kendin üstleniyorsun?"

-

"Bugün antrenmanın var mı?"

Jay, okuldan ayrılmaya hazır bir şekilde dolaptan eşyalarını alırken Sunghoon'a sordu.

Sunghoon ödevlerinin olduğu birkaç kitabını aldı ve çantasına koydu.

"Evet, var."

"Antrenmanın bittikten sonra takılmak ister misin?"

Bu sefer soran Jake'ti. Üçü birlikte takılmayalı uzun zaman olmuştu.

"Üzgünüm, antrenmandan sonra yapacak işlerim var."

Jay ve Jake, Sunghoon ve Hanee'nin borçlarını ödemek için bir kafede yarı zamanlı çalışmak zorunda olduklarını bilmiyorlardı. Ve Sunghoon onların bunu öğrenmesini istemiyordu. İkisinin de borcu için para vermeyi teklif edeceğinden  emindi ve Sunghoon arkadaşlarına yük olmak istemiyordu.

"A  sınıfından Jung Hanee okulu mu asmış?"

Sunghoon'un dikkati dolaplarının yakınındaki iki oğlana kaydı. Hanee hakkında konuşuyorlardı.

"Evet, bana da Juhi söyledi."

"O kız zaten çok garip birisi, hiçbir başarısı yok ve sürekli origami yapıp duruyor."

"Dürüst olmak gerekirse bence cesurmuş."

"Ama onun gibi bir öğrenci bu okula büyük bir yük."

Diye cevapladı arkadaşı.

"Hanee bu okul onu kabul ettiği için minnettar olmalı. Bu okulun saygın bir okul olduğunu bilmiyor mu?"

İkisi de güldü, sadece mükemmel notları ve sporda iyi olan zengin ailelerin çocukları bu okula girebiliyordu.

"Duyduğuma göre burs alıyormuş."

Öğrencilerin birisi devam etti.

"Biraz garip ama gerçekten tatlı biri."

Diye ekledi diğeri de.

"Onu düşürmeye ne dersin? Onun gibi kızlar çabuk oltaya gelir."

"Olur ve sonra onu parçalara ayıracağız ve olması gereken yeri göstereceğiz."

Sunghoon, Hanee için konuşulanları duyduktan sonra ellerini yumruk yaptı. Onların gülmelerinin sesi Sunghoon'u daha da kızdırıyordu. Yüksek ses çıkartarak sert bir şekilde dolabını kapattı.

Kouşan öğrencilere yaklaştı ve yakalarından tuttu. Jay ve Jake şok olmuşlardı, hemen Sunghoon'un yanına gidip onu durdurmaya çalıştılar.

"Ne yapıyorsun lan?"

Oğlanın biri öksürürken bağırdı.

"Asıl senin gibi boklu fareler gerçek bir yük o değil."

"Ne diyorsun be? Kimden bahsediyorsun?"

Sunghoon daha çok sinirlendi, ikisini de dolaba ittirdi.

"Jung Hanee'den bahsediyorum."

Çıkışın ters yönüne gitmeden önce iki avucunu da kenetledi. Adımını durdurdu ve iki çocuğa tekrar soğuk bir bakış atarak ikisini de korkuttu.

"Kemiklerinizi kırmamı istemiyorsanız, boktan ağzınızla onun hakkında konuşmayı aklınızdan bile geçirmeyin."




Continue Reading

You'll Also Like

52.5K 2.5K 15
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...
222K 22K 32
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
81.6K 6.5K 38
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...
22K 3.9K 12
"Başka birine aşık olmaktansa, fazlasıyla senin olmakla meşgulüm." "Bebeğim, ikimiz de biliyoruz."