Change Me

By luneqxd

202K 17.8K 38.3K

[tamamlandı] Ünlü model Hwang Hyunjin arkadaşının isteği üzerine istemeyerek gittiği bardaki sanatçı Lee Feli... More

<3
episode 1
episode 2
episode 3
episode 4
episode 5
episode 6
episode 7
episode 8
episode 9
episode 10
episode 11
episode 12
episode 14
episode 15
minsung özel bölüm
episode 16
episode 17
episode 18
episode 19
episode 20
episode 21
episode 22
episode 23
episode 24
episode 25
hyunlix özel bölüm

episode 13

6.2K 622 1.4K
By luneqxd


Hyunjin, Jeongin'e burda beklemesini, telefonla konuşup geleceğini söyledi ve kendi odasına geçti.

Hyunjin: "Efendim, Changbin?"

Changbin: "Kameralara baktık Bay Hwang."

Hyunjin: "Harika. Ne çıktı?"

Changbin: "Maalesef hiçbir şey. Fotoğraflarınızı çeken kişi hiç bir kameraya görünmeden sizi çekmiş. Bu kişi kim bilmiyorum ama kesinlikle kameraların yerlerini iyi bildiği kesin."

Hyunjin: "Yani elimizde yararımıza bulunan hiçbir şey yok, öyle mi?"

Changbin: "Evet, üzgünüm... Ah, ve birde bir kameranın kabloları sökülmüş."

Hyunjin: "Anladım. Bunun bizim olayla alakası var mı emin olamayız. Bir barda kameraların kablosunun kopması normal. Sonuçta bir sürü sarhoş insan saçma sapan şeyler yapıyor."

Changbin: "Haklısınız. Bende sizinle pek bir alakası olduğunu düşünmemiştim fakat bulduğumuz her şeyi size söylemem gerek."

Hyunjin: "Evet evet, biliyorum. Söylediğin için teşekkürler. Sana güveniyorum."

Changbin: "Ne demek, bu benim görevim."

Hyunjin: "Görüşürüz, Changbin."

Changbin: "Görüşürüz, Bay Hwang."

Hyunjin telefonu kapattı ve birkaç saniye boyunca boş boş dolabına bakarak Changbin'in dediklerini düşündü. Olayın barda olmasına rağmen barda hiçbir delil yoktu. Biri nasıl hiçbir kameraya yakalanmadan onların fotoğraflarını çekebilirdi ki?

Hyunjin düşüncelerinden kurtuldu ve içerde onu bekleyen Jeongin'in yanına doğru ilerledi.

Hyunjin: "Yemeğini bitirdin mi?"

Hyunjin mutfağa girdi. Girdiği anda duraksadı. Etrafına baktı fakat hiçbir yerde Jeongin yoktu. Bütün eşyalarını alarak evden çıkmıştı.

"Neden veda bile etmeden gitti ki...?"

Hyunjin durup dururken gitmesini garipsemişti ve neler olduğunu sormak için Jeongin'i araması gerektiğini düşündü. Haber vermeden gitmek Jeonginlik bir iş değildi. Hyunjin, telefonundan arama yerine girdi ve Jeongin'in adını tuşladı. Ardından onu aradı.

...

Kısa süren bir bekleyişin ardından telefon asistanı, klasik "Aradığınız kişiye şuan ulaşılamıyor..." sesli mesajını söylemeye başladı.

Hyunjin, Jeongin'in şarjının bitik olmadığını biliyordu. Jeongin daha az önce telefonuyla ilgileniyordu ve şarjı az olsaydı kesinlikle Hyunjin'den bir şarj kablosu rica ederdi. Eğer şarjı bitmediyse neden açmıyordu? Jeongin her zaman Hyunjin'in aramalarını açardı. Hem evden durup dururken kaybolması hem de telefonlarını açmaması tuhaftı.

Hyunjin: "Neredeyse unutuyordum!"

Hyunjin'in bugün şirkette bir görüşmesi vardı. Son olaylar hakkında ne yapılması gerektiği konuşulacaktı. Hyunjin bunları düşününce istemeden gerildi. Böyle dedikoduların çıkması rahatsız edici değilmiş gibi birde bu olaylar hakkında şirket ile bir ton konuşma yapılması gerekiyordu.

Hyunjin fazla oyalanmadan hemen üstünü değiştirdi ve şirketin yolunu tuttu.

*

Hyunjin hızlıca şirkete ulaşmıştı ve hiç oyalanmadan hemen şirkete giriş yapmıştı. Girdiğinde karşılaştığı birkaç çalışan ona selam verdi ve saygılarını belirtmek amacıyla öne doğru eğildiler. Hyunjin de onlara selam vererek hemen Hwasa'nın odasına çıktı.

Hyunjin, Hwasa'nın odasının önünde derin bir nefes aldı ve ardından kapıyı tıklattı. İçeriden gelen sesle onay aldıktan sonra kapıyı yavaşça açarak odaya girdi.

Hwasa: "Ah, sen miydin Hyunjin? Buyur."

Hyunjin: "Merhabalar, Bayan Ahn."

Hyunjin, Hwasa'nın masasının karşısında bulunan koltuklardan birine geçti.

Hwasa: "Nasılsın?"

Hyunjin: "Eh, bu kadar olaydan sonra biraz gerginim.."

Hwasa: "Gergin olman çok normal. Konusu açılmışken direkt konuya girelim."

Hyunjin: "Tamamdır. Siz ne uygun gördüyseniz onu yapacağım."

Hwasa: "Hyunjin, ben şuan basına bir açıklama yapmayı uygun görmüyorum. Haberler çıktığı anda gelen bir açıklama senin için sağlıksız olabilir."

Hyunjin: "Haklısınız. Bu şekilde hızlıca reddedersek insanlar daha da üstümüze düşer."

Hwasa: "Evet, işte tam da bu yüzden açıklamayı ertelemeliyiz. Bırak insanlar biraz daha bu şekilde düşünsün."

Hyunjin: "Tamamdır, Bayan Ahn."

Hwada: "Yine de Felix ile aşırı yakında görünmeyin. Bu ilişkiye karşı kişilerin olması da gayet olası bir durum. Özellikle kadın hayranların acaba ne düşünüyordur."

Hyunjin: "Doğru. Bazı hayranlar çok sahiplenici olabiliyor."

Hwasa: "Evet, bu yüzden kendine dikkat et ve çok dikkat çekme. Tamam mı?"

Hyunjin: "Tamam, Bayan Ahn. Dediklerinizin hepsine uyacağım!"

Hwasa: "Teşekkürler, Hyunjin. Çıkabilirsin."

Hyunjin ayağa kalktı ve öne doğru eğildi. Ardından veda ederek odadan çıktı.

Hyunjin: "Oh, içerde çok gerildim.."

Hyunjin verilen karardan memnundu. En mantıklı karar alınmıştı. Ve insanların Felix ile onu sevgili sanmaya devam etmesi de onun için sorun değildi. Aslında en baştan beri Hyunjin bundan rahatsız olmamıştı. Kendisi de neden olduğunu bilmiyordu fakat bu dedikodulardan rahatsız olmuyordu. Onu sinirlendiren tek şey bu tür bir yalan haberin çıkması ve bu fotoğrafların gizlice çekilmesiydi. Ne olursa olsun fotoğrafları çeken kişiyi bulmalıydı. Her kim olursa, bir magazinci, sapkın bir fan, barda onları izleyen biri... kim olduğu önemli değildi. Hyunjin'in şu anlık tek amacı bu fotoğrafları çekip yayan kişiyi bulmaktı ve bunun için her şeyi yapabilirdi.

Hyunjin daha fazla oyalanmadan şirketten ayrıldı ve sokakta ilerlemeye başladı.

Biraz ilerde şirkete yakın olan sevdiği bir kafenin önünde durakladı. Bu kafede daha önce Felix ile oturmuşlardı. Hyunjin o gün güzel vakit geçirmişti. Felix ile eğleniyordu. Ve o sırada içerde tek başına oturan Felix gözüne çarptı. Hyunjin, Felix'i tek başına gördüğü için mutluydu. Bu yanına gidebileceği anlamına geliyordu. Hyunjin, Kafenin camından kendine bakarak rüzgardan dağılmış saçlarını düzeltti ve içeri girdi.

Tek başına oturan Felix'in yanına doğru ilerledi. Tam yanına geldiğinde duraksadı.

Hyunjin: "Wow!! Bu şarkıcı Felix değil mi?"

Hyunjin arka çaprazında durduğu Felix'in önüne doğru başını uzattı.

Hyunjin: "Lütfen beraber fotoğraf çektirebilir miyiz?!"

Felix şaşkın şaşkın önünde duran yüze bakıyordu.

Felix: "Hyunjin! Ne işin var burada?"

Hyunjin yavaşça ilerleyerek Felix'in karşısına oturdu.

Hyunjin: "Kafenin önünden geçiyordum ve birde ne göreyim! İçerde sen varsın."

Felix güldü.

Felix: "Tesadüfe bak! İyi oldu."

Hyunjin gülümseyerek kafasını olumlu anlamda yukarı aşağı salladı.

Hyunjin: "Ah, bu arada şu haberler hakkında Bayan Ahn ile görüştüm az önce."

Felix: "Öyle mi? Ne diyor."

Hyunjin: "Ayrılmayalım diye yalvardı. Bizi çok sevmişler."

Felix, Hyunjin'e tip tip baktı.

Felix: "Hyunjin ya, hadi düzgün anlat! Ne diyor?"

Hyunjin: "Tamam, tamam. Şuanda haberleri yalanlayamazmışız. Bilirsin böyle durumlarda hemen bir açıklama yapmak dikkat çeker."

Felix: "Ah, anladım.."

Hyunjin: "Yani insanlar bir süre daha bizi sevgili sanacak. Çok sıkıntı etmezsin herhalde?"

Hyunjin bu haberlerden rahatsız olmazken karşısındaki Felix'in ne düşündüğünü merak ediyordu. Acaba o da Hyunjin gibi düşünüyor muydu...?

Felix: "Etmem tabii ki! Aslında bu haberler beni pek rahatsız etmiyor. Yani bilirsin, benim için rahatsız olunacak bir şey yok..."

Felix bunları dedikten sonra Hyunjin'in gözlerine kenetlendi ve gülümseyerek uzun bir süre baktı.

Hyunjin duyduğu sözlerle heyecanlanmıştı. Kalbi çok hızlı atmaya başlamıştı. Şuanda neden böyle hissediyordu? Felix'in de rahatsız olmaması neden onu mutlu ediyordu? Karşısında gözlerine böyle tatlı bir gülümseme ile bakan bu adam onu durup dururken neden böylesine etkilemişti...?

Hyunjin de Felix'in gülümsemesine sıcak bir gülümseme ile karşılık verdi ve istemsizce de olsa o tatlı göz temasını bozdu. Utanarak yere doğru baktı. Hâlâ gülümsüyordu. Felix ise bozulan göz temasından sonra önceden söylemiş olduğu içeceğini içmeye devam etti.

*

Felix, Hyunjin ile biraz daha sohbet edip eğlendikten sonra kafeden ayrılmış, mutlu bir şekilde eve dönüyordu. Hyunjin ile yaptığı bu sohbet ona iyi gelmişti. Son zamanlarda olan olaylardan dolayı biraz gergindi fakat Hyunjin ile yaptığı konuşma sayesinde biraz da olsa aklını kurcalayan olayları unutabilmişti.

Felix evine vardığında kapının açılmış olduğunu gördü. İçini birden derin bir şüphe kapladı. Evinde hırsız girmiş olabileceğini düşünerek kapının önünde duran temizlik süpürgesini eline aldı. Derin bir nefes alarak yavaş adımlarla eve girdi. Daha en fazla beş adım atmıştı ki içeriden hızla gelen bir köpek havlayarak ve sevinçle kuyruğunu sallayarak iki ön patisini Felix'in göğsüne koyarak ayağa kalktı. Felix yanına gelen köpeği gördüğü zaman içine bir rahatlama geldi. Elinde tuttuğu süpürgeyi bıraktı ve bu çok iyi tanıdığı köpeğin başını okşamaya başladı. Felix köpekle ilgilenirken yavaş adımlarla güzel bir kız Felix'in bulunduğu evin girişine yöneldi ve gülümseyerek Felix ile köpeğine baktı.

"Sanırım Rita benden hızlı davranmış, hm?"

Felix duyduğu sesin kime ait olduğunu biliyordu. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle başını kaldırdı ve karşısındaki kıza baktı.

Felix: "Nova!"

Felix üstündeki köpeğin patilerini indirdi ve koşarak Nova'ya sarıldı.

Felix: "Seni özlemişim!"

Nova: "Bende, bende!"

Nova, ona sarılan Felix'in sırtına yavaşça vurdu ve sarılmayı ayırdı. Felix'in girerken kapatmadığı kapıyı kapattı ve oturma odasına doğru ilerledi.

Nova: "Gel içerde konuşalım."

Felix onaylayıp hemen Nova'nın arkasından geldi. Beraber oturdular.

Nova: "Rita'yı yürüyüşe çıkarmıştım ve evinin önünden geçerken seni ziyaret edesim geldi! Hadi yine iyisin, bunu çok yapmam!"

Felix: "Ah, sana şifreyi vermese miydim acaba? Kapıyı açık görünce yabancı biri mi girdi diye çok korktum!"

Nova: "Yaa, özür dilerim! Daha dikkatli olmalıydım."

Felix: "Tamam, tamam. Sorun değil."

Nova: "Bu arada, son günlerde internete pek girememiştim ve seni beklerken şöyle bi' neler olmuş diye bakayim dedim. Ve senin şu olayı gördüm."

Felix: "Of, evet öyle haberler yayılmaya başladı."

Nova: "Gerçek değil herhalde, değil mi?"

Felix: "Değil tabii ki! Kendime sevgili bulsam ilk seni arardım!"

Nova: "Tabii beni arayacaksın, başka kimi arayabilirsin ki!"

Nova ve Felix beraber gülmeye başladılar.

Nova: "Neyse, asıl diyeceğim şuydu. İstersen bu haberlerin azalmasını sağlayabiliriz."

Felix: "Nasıl?"

Nova: "Şu fotoğrafların çoğunun çekildiği bara götür beni. Orda biraz yakın davranırız. Bu olaylardan sonra kesin barı izleyen magazinciler vardır. Bizi çekip hemen haber yaparlar. Böylece ünlü Felix'imizin aslında bir sevgilisi olduğu ve Hyunjin ile bir ilişkide olmadığı düşünülür! Nasıl ama?"

Felix: "Vay vay bizim Nova akıllanmış bakıyorum! Yapalım bunu. Bu haberler beni iyice germeye başlamıştı."

Nova: "Hem korede eşcinselliğe pek olumlu bakılmıyor, biliyorsun. İnsanlar senden nefret etmeye başlamadan şu olaydan kurtulalım."

Felix: "Evet, haklısın. Bu akşam bu işi bitirelim."

Nova: "Tamamdır!"



Kırıcı ya da fazla nefret içermeyecek şekilde yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın, sizi çok öpüyoruum.

tt:htppss.fi3

insta:htppss.fic

<3


Continue Reading

You'll Also Like

1.2K 139 4
Merhabalar! Bu fic 'linoxbits' Instagram hesabının povundan alınmıştır
49K 3.7K 29
jungkook kendisine takıntılı eski kız arkadaşından kurtulmanın tek yolunu eşcinsel olduğunu ileri sürmekte görüyordu ve bunun için taehyung'tan yardı...
76.8K 10K 24
"Yüzbaşı, sen ağlıyon." Birbirleri ile iyi anlaşamayan iki yeni yüzbaşı ve onların arasını yapmaya çalışan iki asker. Fic eski bir fic cringe sahnel...
286K 36.9K 37
İntihar etmekte olan genç bir çocuğu kurtaran Minho, başına iş aldığının farkında değildi. -texting-