Find You: Metanoia |Jikook

By fernwehimben

23K 3.1K 1.6K

Metanoia; birinin düşüncelerini, kalbini, benliğini, yaşamını değiştirmek anlamına gelir. Omegaverse/mpreg More

Giriş
1.Bölüm
2. Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
6. Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11.Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14.Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23. Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm| Final

5.Bölüm

715 114 17
By fernwehimben

Aralık 2019

Jimin telefonunun sesiyle uyandığında saat sabahın altısıydı. Telefonunun çaldığını birkaç çalıştan sonra ancak anlayabilmişti.

Doğrulup arayanın kim olduğuna baktığında Jungkook olduğunu görünce bir anda aklına türlü düşünce dolmaya başladı.

Aceleyle telefonunu alıp kalktı, koşarak alt kata inip portmantoda asılı duran hırkalardan eline ilk geleni giyip terliklerini de giydi ve ne olur ne olmaz diye düşünerek arabasının anahtarlarını da aldığı gibi koşarak Jungkook'un evine geçti.

Jungkook camda onu bekliyor olacak ki kapı daha o zile basmadan açılmıştı. Kucağında ağlamaktan neredeyse moraran Junghwi'yi tutuyor ve anlaşılır bir panikle Jimin'e bakıyordu şimdi.

Jimin ellerindekileri kenara bırakıp Junghwi'ye doğru uzattı ellerini. Jungkook bir an için onu almasından endişe duysa da karşısındakine güvenebileceğinin farkındalığıyle bebeği Jimin'in kucağına bıraktı.

Jungkook'un korku ve panikle yaydığı yoğun ve acı koku Jimin'i bile rahatsız etmişken Junghwi'yi daha kötü etkilediği açıktı.

İkisini de rahatlatmak için duyduğu derin içgüdüyle kendi feromonlarını yaymaya başladı. Bu sırada dudaklarını alnına bastırarak bebeğin ateşini kontrol etmişti.

"Tanrım,"diye mırıldandı "yanıyorsun sen."

Jimin'in rahatlatıcı feromonları adım attığı her yerde yayılırken Jimin salona geçip Junghwi'yi koltuğa yatırdı.

Omega feromonları bebeği yavaş yavaş sakinleştirirken ağlayışları iniltiye benzer mırıltılara döndü.

Jungkook Jimin'in feromonlarının rahatlatıcı etkisiyle iyice yanına sokulmuş ona temas etmese de nefesini kulağında hissedebileceği kadar yakın duruyordu şimdi ona.

Jimin bebeğin kıyafetlerini çıkarmaya başladı, hem Junghwi için hem de Jungkook için sakinliğini korumaya çalışıyordu. Paniklerse Jungkook'un şu ankinden çok daha kötü bir endişeye sürükleneceğinin bilincindeydi.

"Sorun yok," dedi telkin edici bir sesle. Bebeğe doğru konuşuyordu ama aslında Jungkook'un sakinleşmesini sağlamaktı niyeti.

"Geçecek korkma, sadece ateşin çıkmış. Önce kontrol edelim tamam mı?" Sakin sakin konuşurken bebeğin yüzünü okşadı hafifçe, şimdi ikisi de daha sakindi.

"Bay Jeon, ateşini ölçmeliyiz. Dereceyi getirebilir misiniz?" diye sordu kısa bir an için Jungkook'a dönerek.

Jungkook anında hareketlenip koşar adımlarla yukarı çıktı. Oğlunun odasına girip çekmeceleri biraz karıştırdıktan sonra bulduğunda yine hızlı hızlı Jimin'in yanına döndü.

Jimin Jungkook'un getirdiği ateş ölçeri bebeğin kulağına yaslayıp düğmesine bastı.

"Korkma güzelim, hemen çekeceğim bunu kulağından. Korkma, bir şey yok."

Ölçüm tamamlandığında çekip ateşinin kaç derece olduğuna baktı 39.5 epeyce yüksekti. Düşürmeyi deneyebilirdi ama işe yaramama ihtimalinden korktuğu için hemen ayaklandı.

"Bay Jeon, hastaneye gitsek daha iyi. Junghwi'nin kimliğini getirebilir misiniz?" diye sordu sakinliğini koruyarak.

Jungkook hemen girişe yönelip montunun cebine baktıktan sonra montu üzerine geçirip Jimin'in yanına döndü. Cebinden cüzdanı çıkarıp gösterdi ona.

"Tamam, Junghwi'yi giydirin o halde. Hemen döneceğim tamam mı?"

Jungkook Jimin'i ikiletmeden oğlunu giydirmeye başladı. Bu sırada Jimin mutfağa geçip buzdolabındaki soğuk jelleri ve birkaç tane temiz bezi yanına aldı.

Döndüğünde Jungkook titreyen elleriyle Junghwi'ye çoraplarını giydirmeye çalışıyordu. Jimin iç çekerek elindekileri koltuğa bırakıp Jungkook'un ellerini nazikçe tuttu.

"Korkmayın, hastaneye gideceğiz ve hemen iyileşecek. Bir şey olmayacak."

Dudaklarından sakince dökülen kelimeler Jungkook'u biraz olsun rahatlatırken Jimin çorapları alıp giydirdi.

Kenara bıraktığı jel ve bezleri aldıktan sonra telefonunu ve anahtarlarını da alıp çıktı Jungkook da oğlunu kucağına almış peşinden gidiyordu.

"Bay Jeon, dış kapının önüne geçin arabayı alıp geleceğim hemen." dese de Jungkook onu dinlememiş ve peşinden gitmeyi sürdürmüştü.

Zaten dakikalar içinde arabayı da alıp hastaneye doğru yola çıkmışlardı, Jimin Jungkook'un Junghwi'yle beraber arka koltuğa oturmasını istemişti.

"Onu koltuğa yatırın, bu jelleri de bezlere sarıp koltuk altlarına ve alnına koyun. Rahatsız olacak, muhtemelen ağlayacak da ama endişelenmeyin tamam mı? Bunu yaparsak ateşini biraz düşürürüz, en azından hastaneye gidene kadar idare edecektir." demiş ve Jungkook'un korkmasını engellemeye çalışmıştı.

Junghwi cidden soğukluğu hissettiğinde ağlamaya başlamıştı ama Jimin'in hiç durmadan yaydığı feromonlar ciğerlerine doldukça rahatladığını hissedebiliyordu Jungkook.

Jimin onların iyi olmasını sağlayabilmek için fazlasıyla çaba harcıyordu ve bu çabaları işe yarıyordu.

Yaklaşık yarım saat kadar belki biraz daha fazla süren yolculuk boyunca Jimin sürekli bir şekilde "Sorun yok, geçecek" diyerek Jungkook'u telkin etmiş sık sık Junghwi'inin dikkatini onu rahatsız eden soğukluktan kendi üstüne çekmeye çalışmış ve bazen bunu başarmıştı.

Sonunda vardıklarında Jimin arabasını park edip indiğinde Jungkook da oğlunu yeniden kucağına alıp peşinden inmiş ve onu takip etmişti.

Acil servise girdiklerinde Jimin kayıt işlemlerini hemen halletmiş ve yönlendirildikleri doktora durumu kısaca açıklamıştı.

Junghwi'nin ateşi tekrar ölçülürken Jungkook onu bir an olsun bırakmamıştı, doktora ve hemişeye karşı bile her an tetikte duruyordu. Jimin de bunun farkında olduğundan onun yanında duruyor bir sorun olmadığını göstermek ister gibi omzunu sıkıyordu.

"Müdahale odasına alalım, ateşi çok yüksek." dedi yanındaki hemşireye, bu söylediği üzerine Jungkook oğlunun kucağında saklamaya çalıştı.

"Endişenizi anlıyorum ama müdahale etmemiz gerekiyor, engel olursanız yüksek vücut ısısı yüzünden daha büyük rahatsızlıklar yaşayabilir." dedi doktor sakince ama Jungkook onu dinlemedi, oğlunu veremezdi, onu da bırakamazdı.

Jimin Jungkook'un çaresiz bakışlarıyla karşılaştığında yutkunmakta güçlük çekti, korkmasını anlayabiliyordu ama zaman geçtikçe Jungkook'un durumu daha can yakıcı oluyordu onun için. Onu böyle korkmuş ve çarediz görmekten nefret etti.

Yine de dingin bir tebessüm belirdi dudaklarında, Jungkook'un omzunu sıktı tekrar.

"Sorun yok, ona zarar vermeyecekler aksine iyileşmesini sağlayacaklar. Onlara güvenebiliriz, bırakın hadi." dedi, sesi bile Jungkook'a güven verirken onu dinlememesi imkansızdı.

Jungkook oğlunun başını okşayıp öptü hafifçe, sonra tekrar Jimin'e bakıp onun onayını tekrar alınca hemşireye teslim etti oğlunu ve vakit kaybetmeden müdahale odasına gittiler.

Jimin ve Jungkook da peşlerinden gitmişlerdi ama içeri girmediler. Kapının yanındaki oturaklara çöktüler yan yana.

"Bay Jeon, korkmayın." dedi Jimin karşısındaki duvarı izleyen Jungkook'a bakarak.

Endişeden göz bebeklerine kadar titriyor, yüz hatları kasılıyordu.

Jimin iç çekerek arkasına yaslanıp dizlerini de kendine çekerek hırkasının önünü kapattı. Panikle çıkarken dışarının soğuk olduğunu unutmuştu ve şortu yüzünden bacakları üşümeye başlamıştı bu yüzden hırkasını çekip bacaklarını kapattı.

Bu şekilde iyice küçücük kalmıştı. Jungkook göz ucuyla ona bakıp montunu çıkardı, montu dizlerinin üzerine örtüp tekrar önüne döndü. Böyle daha kolay ısınırdı.

Cevap alamayacağını bilse de "Teşekkür ederim." diye mırıldandı Jimin dudaklarında beliren gülümsemeyle.

Doktorun çıkmasını beklerken bir daha konuşmadı Jimin, alnını dizlerine yaslayıp sessizce bekledi. Arada Jungkook'un kıpırdandığını hissedebiliyordu ama rahatsız etmemek için bakmadı.

Pek de kısa sürmeyen bir bekleyişin ardından doktor odadan çıktığında Jungkook Jimin'in omzuna hafifçe dokundu, Jimin anında kafasını kaldırıp önce ona bakmış ve bakışlarını diktiği doktoru görünce o da ayaklanmıştı.

"Ateşi düştü mü?"diye sordu hemen.

"Evet, buraya gelirken soğuk kompress yapmayı düşünmeniz çok iyi olmuş. Rahatlıkla düşürdük ateşini, biraz ağladı ama şimdi iyi, serum taktık bittiğinde gidebilirsiniz." dedi doktor Jimin'e gülümseyerek.

Jimin rahat bir soluk verip Jungkook'a baktı, o da rahatlamıştı sonunda.

"Peki neden ateşi çıkmış? Hasta mı?"

"Hayır hasta değil, diş çıkartıyor sadece." Cebinden kağıt çıkarıp Jimin'e uzattı. "Diş çıkartırken ateşlenmesi ve huzursuz olması çok normal. Endişelenecek bir şey yok. Ağrı kesici, ateş düşürücü ilaç yazdım, bunları alın tekrar ateşlenirse verirsiniz eğer düşmezse hastaneye getirmeyi ihmal etmeyin."

"Teşekkür ederiz,"dedi Jimin gülümseyerek kağıdı alıp.

"Geçmiş olsun." dedikten sonra doktor yanlarından uzaklaşırken onlar da üzerlerine iyice çöken rahatlamayla Junghwi'nin yattığı odaya geçtiler.

Jungkook hemen oğlunun yanına oturup kokusunu içine çekerek öptü onu. Jimin bir kenarda durup onları izlerken iç çekti.

Onlara zarar gelsin istemiyordu, her zaman iyi ve güvende olmalarını istiyordu. Onları korumalı ve hiçbir zorluğun onları daha fazla incitmesine izin vermemeli ve her zaman yanlarında olmalıydı.

Başlarda sadece destek olmak istiyordu ama şimdi daha farklıydı, bir gününü bile onları dahil etmeden geçirse o gün geçmek bilmiyordu.

Onları iyi görmeye, Jungkook'un iyi olduğunu görmeye ihtiyaç duyuyordu. Jimin'in içinde ağlayıp duran omeganın rahatlaması için önce onların iyi olması gerekiyordu.

***
Of annem of of...

Continue Reading

You'll Also Like

837K 67.2K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
444 69 4
19101997. @TOBBYan' a hiçbir zaman yalnız yürümemesi dileğiyle...
345K 43.3K 41
bir ipe bağlanmayı öğretmek fwb texting / düzyazı slowburn⚠️
231K 20.1K 18
Jungkook, hayatının son beş yılının tüm anılarını unutur. Jimin ise Jungkook onu tekrar sevmeyeceği için korkuyordur.