KANLI AY +18

De rbpattinson

51.8K 842 1.7K

Kanlı Ay.. Bu hikaye fantastik olup tamamen hayal ürünüdür.. 📍+18 Olaylar İçermektedir📍 ... Elleri kocasını... Mais

Ay Parçası.. |1.Bölüm|
Hesap Ver! +18 |2.Bölüm|
Ben sana.. |3.Bölüm|
Başka Birisi.. |4.Bölüm|
Yasak Elma +18 |5.Bölüm|
İntikam |6.Bölüm|
Huzurun Doruğu..|7.Bölüm|
Beklenmeyen Misafir|8.Bölüm|
Kurşun.. |9.Bölüm|
Vuslat..|10.Bölüm|
Yağmur..|11.Bölüm|
Kavga..|12.Bölüm|
İş..|13.Bölüm|
Kelle Paça..|14.Bölüm|
Pes..|15. Bölüm|
Kelepçe|17.Bölüm|
Cam Kırıkları|18.Bölüm|
Sigara..|19.Bölüm|
Yüzük..|20.Bölüm|
Evliliğe İlk Adım..|21.Bölüm|
Elbise Krizi..|22.Bölüm|
Halvet..|23.Bölüm|
Balayı..|24.Bölüm|
Sürpriz..|25.Bölüm|
Ateşli Gece..|26.Bölüm|
Aşkın Meyvesi..|27.Bölüm|
Türk Askeri..|28.Bölüm|
Bedenlerin Siftahı..|29.Bölüm|
Sebepsiz Gidenlere 🚬 |30.Bölüm|
Her Şeyin Bir Sonu Olduğunun Kanıtı Olan Bölüm..|31.Bölüm|

Maç..R&M|16.Bölüm|

504 25 13
De rbpattinson

_Sushii1516'a itafen..

Şirin, Derek'i ve Ferhat'ı zar zor ikna etmiş maça getirtmişti. Börü ve diğer oyuncular ısınırken Şirin, Ayperi ve Derek'i buraya getirttiği için Börü'nün tepki vermesinden korkuyordu.

Stres yapmıştı. Ferhat bunu fark etmiş olacak ki elini kadının eline götürüp tuttu.

"Hayatım sakin olsana sen, çok gergin görünüyorsun."

"Uff korkuyorum Börü'nün ters bir tepki vermesinden."

"Merak etme hiçbir şey olmayacak, rahatla."

Börü onları görmüş yanlarına gelmişti. Ayperi ve Derek'i görmezden gelip Şirin ve Ferhat'ın tam arkalarında durdu.

Elini Ferhat'ın omuzuna koyup geriye çekti. Ellerinin birleşik olmasına sert bir bakış attığında Şirin elini çekti.

Şirin, Ferhat ve Börü'nün birbirlerine sert bakışlar attıklarını görüp araya girdi.

"Börü, bak bu sana bahsettiğim kişi, Ferhat."

Börü sert bakışından ödün vermeden konuştu.

"Hoş geldin birader."

Ferhat'da aynı şekilde bakışını bozmadan cevap verdi.

"Eyvallah kardeşim."

Şirin bu sefer de sevdiğine bakıp konuştu.

"Aşk- Ferhat bu da Börü. Abim sayılır."

"Sayılır derken?"

"Öyle işte, kan bağı yok ama aileden biri."

Ferhat anladığını belirterek kafasını eğdiğinde Şirin, Börü'ye hitaben konuştu.

"Abim nerede?"

"Daha gelemedi salak, iki adam eksiğimiz var onları arıyordur büyük ihtimal. Dur arayayım."

...

Ayaz karşısında gördükleriyle mest olmuştu resmen. Karşısındaki adam Cristiano Ronaldo'nun ta kendisiydi.

Elinde siyah bir çantayla ona bakıp gülüyordu.

Ayaz o güldükçe daha çok gülüyordu. Ronaldo gülüşünün arasından konuştu.

"Dude, your face is shining."
(Dostum, yüzün parlıyor.)

Ayaz dediklerinden bir şey anlamıyordu. Adama yaklaşıp sarıldı.

Ronaldo da karşılık vererek sarıldı.

Geriye çekildiğinde Ayaz telefonu çıkarıp bir selfie çekti. Ronaldo, Ayaz'a bakarak tekrar konuştu.

"Dude, help me."
(Dostum bana yardım et.)

"What?"
(Ne?)

"I say help me."
(Bana yardım et diyorum.)

"I don't know English."
(İngilizce bilmiyorum.)

Ayaz ne yapacağını bilmiyordu. O sırada Börü aradı.

"Efendim?"

"Nerdesin lan bu kadar adam seni bekliyoruz!"

"Sen adam mısın lan lale!"

"Ayaz! Sövdürme beni!"

"Geliyordum da.."

"Da ma yok Ayaz, çabuk ol yoksa basar giderim! Nerdesin?"

"Yoldayım."

"Buldun mu oynayacak kişi?"

"Buldum. Hem de en iyisini."

"Kimmiş o yarak?"

"Lan düzgün konuşsana yanımda!"

"Kim o?"

"Cristiano Ronaldo."

"Ayaz siktir git! Dalga geçme top diye seninle oynarım! 10 dakikaya geldin geldin gelmedin ben gidiyorum! Zaten kafayı yiyeceğim burada!"

Börü'nün telefonu kapatmasıyla Ayaz, Ronaldo' ya bakarak konuştu.

"Kusura bakma biraz sinirli bir kişilik kendisi."

"What? Sorry, i don't get."
(Ne? Pardon, anlamıyorum.)

"Come king."
(Gel kral.)

Ronaldo durdurup arkasını işaret etti.

"We should get Messi too."
(Messi'yi de almalıyız.)

Ayaz duyduğu şeyle ikinci bir şok geçirerek konuştu.

"Messi?"

"Yes, he is waiting for me behind."
(O arkada beni bekliyor.)

Ayaz şaşkınlıkla kalakalmıştı. Kendine sertçe bir tokat attı.

Ronaldo bu yaptığına gülerken Ayaz kendi kendine konuşuyordu.

"Yok aga ben net rüyadayım ya. Futbolda adam eksik, karşıma dünyanın en iyi iki futbolcusu çıkıyor. Karşımda kanlı canlı Ronaldo var ve ezelî rakibiyle can ciğer kanka olmuşlar.. Cidden rüya bu ya yok gerçek olamaz.."

Ronaldo mimiğini anlamamış gibi yaptığında Ayaz çat pat ingilizcesini konuşturdu.

'I think this moment is a dream."
(Bu an'ın rüya olduğunu düşünüyorum.)

"No, not. Quite real."
(Hayır, değil. Oldukça gerçek.)

Ronaldo ile birlikte biraz yürüdüler, sonunda Messi görüş açılarındaydı.

Ayaz artık heyecandan, şaşırmaktan deli olacaktı. Messi'ye yaklaşıp sarıldı.

Adam neye uğradığını şaşırmıştı. Artık alışmaya çalışıyordu. Onları alıp sahaya götürdü.

Börü ve diğerleri antrenman yaparken Ayperi, Derek, Şirin ve Ferhat muhabbet ediyorlardı.

Ferhat'ın yüzü girişe dönük olduğu için ilk o görmüştü Ayaz, Ronaldo ve Messi'nin geldiğini.

Gözlerine inanamayarak donuk bir şekilde izledi yürüyüşlerini. Titreyen sesiyle konuştu.

"A-aşkım o- o Ronaldo mu? Yanında da Messi mi var? Yanlış mı görüyorum? Şirin tokat at bana."

Şirin, Ferhat'ın baktığı yere bakıp tekrar adama döndü.

"Aşkım bilmiyorum onlar kim ama sakin ol lütfen."

"Şirin tokat at!"

"Ya saçmalama, niye vurayım durduk yere."

"Vur sen."

Şirin vurmayınca Ayperi adama sağlam bir tokat geçirdi. Ferhat sert tokadın ardından kafasını iki yana sallayarak tekrar o yöne baktı.

Hâlâ Ronaldo ve Messi'yi görünce Şirin'in yanından geçip giderek yanlarına vardı.

Tokalaşıp birer resim çekildikten sonra onlara pür dikkat baktı.

Hep birlikte Börü ve diğerlerinin yanına gittiler. Börü iki dünya devini görünce bir süre ağzı açık baktı.

Sonra bakışları Ayaz'ı buldu.

"Lan sen ciddi miydin?"

"Ciddiydim tabii amına koyayım?"

Ronaldo bunu duyunca Ayperi'ye bakıp konuştu.

"What does amina koyayım mean?"
(Amına koyayım ne demek?)

Ayperi adama yaklaşıp gülmemeye çalışarak elini hayır anlamında salladı.

"No no."

Ronaldo kadının hareketlerine gülerken Ferhat girdi araya.

"It's a curse Ronaldo."
(O bir küfür Ronaldo.)

Ronaldo merakla sordu.

"What do you mean?"
(Ne demek peki?)

"Say fuck it."
(Amına koyayım demek.)

Herkes gülüştüğünde Ferhat'ın ingilizce bilmesi işlerine gelmişti, oyuna onları ikna edip gruplara ayrıldılar.

Messi'nin grubunda Börü ve Ferhat vardı, Ronaldo'nun grubunda ise Ayaz ve Derek vardı.

Ronaldo ve Messi ile birlikte Derek ve Ferhat da formalarını giyip sahaya döndüler.

Messi, Ayaz'a bakıp güldü ve konuştu.

"Por que tu cara brilla?"
(Yüzün neden parlıyor?)

Kimse bir şey anlamazken Derek konuştu.

"Yüzünün neden parladığını soruyor."

Herkes büyük bir şokla Derek'e bakarken o hepsine göz gezdirip omuz silkti.

Odakları Ayaz olduğunda hep bir ağızdan güldüler hâline.

Börü gülmesinin ardından konuştu.

"Harbiden, Ronaldo Messi derken fark etmemişiz yüzünü. Niye yaldır yaldır parlıyor suratın amına koyayım?"

"Seher'in zımbırtılarıyla oynarken üzerime döktüm simi, eve gidip duş alcaktım sen aradın amına koyayım, bir de Ronaldo'yu falan görünce temizlemeye fırsat olmadı."

Derek, Messi ve Ronaldo'ya da sebebini söylediğinde ortamda bir kahkaha şöleni oluştu.

Arkadan gelen Seher herkese selam verdikten sonra Ayaz'dan uzak bir noktaya gidip karşıdan baktı.

Ayaz da ona baktığında aralarındaki ciddiyet hatsafaya ulaşmıştı.

Hakem düdüğü çaldığında herkes yerine yerleşti.

MAÇ KISMINI OKUMAK İSTEMEYENLER UYARDIĞIM YERE KADAR OKUMAYIP GEÇEBİLİRLER.

Kızlar dışarıya çıkıp tellerin arkasından izlemeye başladılar maçı.

Hakemin düdüğüyle maç başlamıştı. Başlatan kişi Messi'ydi. Topu takımdan birine pas olarak gönderdi.

Top üç el değiştirdikten sonra Ayaz'a geldi. Ayaz topu Ronaldo'ya gönderdi.

Ronaldo topu canbaz gibi döndürdü. Karşı tarafın kalesine doğru ilerlerken karşısına çıkan Ferhat'ın bacak arasından geçirdi.

Hakimiyet hâlâ Ronaldo'daydı, kaleye yaklaşmıştı. Pas verebileceği birileri olup olmadığına baktı. Derek'i görünce ona attı.

Derek topu biraz oyantıp kaleye hedef alarak vuruşu yaptığında kalecinin profesyonelliğiyle gol sevinci yaşayamamışlardı.

Kaleden başlayacak olan maç kalecinin vuruşuyla orta sahaya gitti. Kafasıyla karşılayan Messi topu ayağına indirip karşı takımın kalesine dört nala koşmaya başladı.

Işık hızından hallice kaleye ilerlerken önünde defans olan adamların arasından topu ilerletip boşluk bulduğu anda topa var gücüyle vurdu.

Top kale direğine çarpıp geri dönerken Messi elini terlemiş alnına koyup yakındı.

Top Börü'nün ayaklarından Ferhat'a pasla geçti. Ferhat topu ileriye sürüp pasını tanımadığı bir takım arkadaşına gönderdi. Topu Derek'e kaptıran oyuncuyla fırsat diğer takıma geçti.

Ronaldo ilerden el yapıp pas istedi, pasın gelmesiyle karşı kaleye ilerlemeye başladı.

Messi önüne çıktığında Ronaldo topu arkaya alıp sakladı, almakta ısrarcı olan Messi ayaklarını adamın ayaklarının arasına sokup topu alacakken ikisi de yerde kaldılar.

Hakem faul düdüğü çaldığında faul'ü Messi'nin yaptığı kanısındaydı.

Ayaz, Ronaldo'yu, Börü de Messi'yi elinden tutup yerden kaldırdığında serbest vuruş kullanılacaktı.

Ayaz kullandı, ayağındaki topu aşırtarak Ronaldo'ya gönderdi.

Ronaldo top gelir gelmez uzak mesafeden topa vurup kaleye gönderdi, ağlarla buluşan topla birlikte Ayperi ellerini havaya kaldırıp sevincini zıplayıp gol diye bağırarak gösterdi, Seher'in de ondan farkı yoktu, birbirlerine sarılıp gülüştükten sonra Börü'nün sert bakışları Ayperi'yi etkisi altına aldı.

Skor 1-0

Adam yüzünden akan terleri umursamadan kara kaşlarının altındaki sık kirpiklerinin arasından kısık gözleriyle adeta bir fare görmüş kartal gibiydi.

Kız başını öne eğip sevinmesini durdurdu. Ayaz, Seher'e ellerini beline koymuş gülerek bakıyordu.

Seher de ona bakıp tripli tripli kırıtarak cevap verdi. Ayaz kızın yaptığı tribe gülerken arkadan kafasına atılan topla o tarafa döndü.

Maç devam ediyordu, başlatan Börü'ydü. Topu ileriye sürüp takım arkadaşına pas attı. Adam topu ustaca kaçırıp Messi'ye ulaştırdı.

Messi topla ilerlerken Ronaldo'nun karşısına geçmesiyle duraksadı, aralarındaki yenişememe gözlerinden parlıyordu.

Hem dost hem rakiptiler ama şu an rakip olma zamanıydı. Messi topa vurur gibi yapıp vurmadı, Ronaldo bir anlık aldanmayla olduğu yerde kalakaldı. Messi topu ilerilere götürmüştü.

Karşısına Ayaz çıktığında Messi'nin topa vurmasıyla Ayaz'ın bacak arasından geçen top kalenin ağlarını sallandırdı.

Skor 1-1

Messi sevincini koşup durduktan sonra iki elinin işaret parmağını gökyüzüne kaldırarak yaptı.

Şirin sevinip havalara zıplarken Ferhat gülerek seyrediyordu sevdiğini.

Maç tekrar başladığında top Derek'teydi. Başına üşüşen karşı takımın oyuncuları topu aldıklarında Ronaldo, Ayaz'ın yanına gidip ona bir şeyler söylüyordu.

Ayaz anlamadığında Ronaldo bu sefer de Derek'in yanına gitti. Derek onu anladı. Plan yaptılar.

Harekete geçmek için koştu Derek. Ayaz ile ikisi topa sahip olan adamı sıkıştırıp topu aldılar. Derek'in ayaklarında olan topu rakip kalenin kale sınırları içersinde bekleyen Ronaldo'ya yerden yükseğe çıkararak gönderdi.

Ronaldo kafasıyla kaleye doğru gönderdiği topu ağlarla buluşturduğunda hakemin düdüğü öttü.

Hakem ofsayt bayrağını havaya kaldırdığında Ronaldo eliyle saçlarını sıvazlayıp kaleden uzaklaştı.

Kale sınırları içersinde tek Ronaldo olduğu için haklı olarak ofsayt sayılmıştı ve gol geçersizdi.

Maç tekrardan hızlandı, Messi'nin ayaklarında olan top rakip kaleye ilerlerken karşı takımdan birinin kayarak topu alma girişimiyle Messi yerde kalmıştı.

Ayağını tutan Messi'nin yanına giden Ronaldo yanına çöküp iyi olup olmadığını sordu. İyi yanıt aldığında elinden tutup kaldırdı ve maça serbest vuruş ile devam ettiler.

Serbest vuruşu kullanan Ferhat topu Börü'ye attı. Börü topu karşı kaleye hedef alarak vurduğunda top direğe çarptı, Messi hızla yükselerek ayaklarını yerden kesip havada topa vurmasıyla top ağları yırtarcasına bir giriş yapmıştı.

Skor 2-1

Gol sevinçlerini Börü ve Ferhat, Messi'nin üzerine atlayıp sarılarak gösterdiler. O sırada ikinci golü yiyen Ronaldo, Ayaz ve Derek ise suratlarını asmışlar yavaş seslerle sövüyorlardı.

Ayaz, Derek'in yanına gidip konuştu.

"Bu maçı kazanmamız lâzım, Ronaldo'ya da söylesene. Bir şeyler yapsın kazanamazsak bittim ben."

"Niye?"

"İddiaya girdik Börü'yle, kim kaybederse bir gün kölesi olacak. Bunu kaldıramam, acımaz bana kazanmamız gerek."

"Acımaz derken? Ne yapacak uçurumdan mı atacak sanki?"

"Keşke uçurumdan atsa, piçlik yapacak beni utandıran şeyler yaptıracak falan. Ya da daha kötü bilmiyorum işte, tek bildiğim onun eline geçmemem gerektiği."

Derek Ronaldo'ya da söyledi. Ronaldo onaylayıp plan kurmaya başladı.

Hem teknik direktör hem oyuncuydu şu an Ronaldo.

Maç sevinci bittiğinde hakem devre arası düdüğünü çaldı.

Herkes soyunma odasına gittiğinde Ayaz, Ronaldo'nun dibinden ayrılmıyordu.

"Kazanmamız gerek."

Diyerek adamı bekliyordu. Ronaldo üzerini değiştirirken bile konuşan adama karşılık çat pat türkçesiyle konuştu.

"Tamam amına koyayım."

Bu küfürü Ayaz'dan öğrenmişti ve şu an ona söylüyordu. Ayaz kahkaha atarak gülerken Derek onun gülme sesine geldi.

"Ne oldu lan neye gülüyorsun?"

"Tamam amına koyayım dedi bana."

Derek de sırıttı. Ayaz, Ronaldo'nun yanına oturup o da çat pat ingilizcesiyle konuşmaya çalıştı.

"Repeat me."
(Dediklerimi tekrarla.)

Ronaldo başını salladığında Ayaz konuştu.

"Orospu çocuğu."

Ronaldo söylemeye çalışıyordu. Derek adama engel olup konuştu.

"Lan salak adama niye küfür öğretiyorsun? Yarın bir gün birine der başı belaya girer manyak mısın nesin?"

"Ya koskoca Ronaldo amına koyayım ya kim dövecek? Hem adamın bicepslere baksana, sence dayak yer mi bu?"

"Kalabalık gelirse ne olacak yarram?"

"Ona bakarsan sen de Amerika'dan gelmişsin ama küfürleri biliyorsun. Sen yedin mi dayak?"

"Ben yemedim diye o yemeyecek diye bir şey mi var? Ben şanslıydım."

"Sen şanslı olabilirsin kardeşim ama o RONALDO amına koyayım. Onu dövecek kişinin soyunu sopunu sikerim."

O sırada Ronaldo araya girip ikisinin de omuzlarını sıktı.

Messi, Börü ve Ferhat da biraz ilerideydiler. Ronaldo yanlarına gitti, muhabbet ettiler biraz.

Çok geçmeden maç tekrar başlamıştı. Top Börü'deydi, topla biraz koşup Messi'ye attı.

Messi de ayağının içiyle vurduğu topu Ronaldo'nun ayaklarında görmesiyle tekrar almak için harekete geçti ama Ronaldo fırsat vermeyerek Ayaz'a pas attı.

Top Ayaz'dan sonra birkaç ayak daha değiştirmişti. Oyunculardan biri hatalı pasla topu Ferhat'a kaptırdı. Ferhat da Börü'ye pas attı. Ronaldo ve Ayaz'ın üzerine geldiğini fark eden Börü topu taca atmaya çalıştı ama karşı takımın oyuncularından birine kaptırdı.

Uzun uğraş sonucu tekrar ele geçirdiği topu kendi kalesinden uzaklaştırmaya çalışsa da Ronaldo ve Ayaz buna müsaade etmediler.

Topu kaptırmayı göze alamayan Börü kaleciye vermeyi tercih ederek riske atmadan pasını verdi kaleye.

Ronaldo bunu fırsat bilip hızla koştu ve top havada süzülürken henüz kaleciye ulaşmadan topun hizasına zıplayarak takla biçiminde, ayağıyla topa müdahale etti. Bu rövaşata golü eşitliği sağlamıştı.

Ronaldo yere düşerken top ağları parçalarcasına zorluyordu. Ronaldo gol olduğunu görünce hızla ayağa kalkıp takım arkadaşlarına doğru koştu.

Skor 2-2

Ayaz ve Derek ile kucaklaşıp aynı anda havaya zıplayıp ellerini iki yana indirdiler. 'Siu' diye bağırarak gol sevinçlerini yaptılar.

Sevinme bittiğinde maç devam etti. Top birsürü ayak değiştirdikten sonra Ayaz'a ulaştı. Ayaz topu Ronaldo'ya atıp kaleye ilerledi.

Ronaldo da kaleye doğru gidiyordu. Önüne çıkan oyuncuyla birlikte topu kaptırması bir oldu.

Ronaldo ve Derek topu alan oyuncuya baskı uyguladıklarında topu vermek istemeyen oyuncu çareyi kaleciye vermekte buldu.

Kaleye doğru ilerlettiği top kaleciye ulaşacakken Ronaldo topu yakalayıp yanındaki Ayaz'a gönderdi.

Ayağına gelen topa vurduğunda boş kalenin ağları üçüncü kez sallanmıştı.

Skor 3-2

90+3 uzatmalar da sona erdiğinde maç bitmişti. Herkes birbirine sarıldı.

Oyuncular yorgunlukla oldukları yere, yapay (Ne yabay? Abhsgsgs) çimlerin üzerine bıraktılar kendilerini.

MAÇ SONU.. BURADAN DEVAM EDEBİLİRSİNİZ..

Kızlar da yanlarına geldiklerinde Şirin Ferhat'ın, Seher Ayaz'ın yanına oturdu.

Ayperi'ye boş yer bir tek Börü'nün yanı kalmıştı oluşturulan üçgende.

O tarafa doğru ilerleyecekken Börü'nün sert bakışlarını görünce vaz geçti ve Derek ve Ronaldo'nun arasına sıkıştı.

Ronaldo kıza güldüğünde elini kızın kafasına koyup okşadı.

Kız gülümseyerek elini Ronaldo'nun sırtına attı ve sıvazladı.

Ronaldo da karşılık olarak kolunu kızın boynuna atıp sarıldı.

İkisi de geriye çekildiklerinde Börü hafif gülümsemesiyle bakıyordu kıza.

Ayaz geriye doğru kaykılmış el tabanlarının üzerinde dengede dururken Börü'ye bakıp konuştu.

"Köle.. aman be.. Börü, kalk hepimize kola al, çiğdem çekirdek, cips mips bir şeyler al gel. Çabuk."

Derek, Ronaldo ve Messi'nin arasına oturmus ikisine de denilenleri tercüme ediyordu.

Börü az önce sevdiği kadına attığı güzel bakışları ve gülümseyen dudaklarını ani bir kaş çatmasıyla bozup Ayaz'a baktı.

"Ayaz!"

"Ne var köle? Sen hâlâ burada mısın! Kralın ne diyorsa onu yapacaksın!"

"Kralmış! Tipe bak yüzünde kadın simi var gelmiş bana kralım diyor! Maymun."

"Sus lan dallama, söz sözdür. İddiaya girdik ve ben kazandım. Haa ben adam değilim sözümde durmam diyorsan orasını bilemem tabii kardeşim."

"Tamam lan tutuyorum sözümü!"

"Çabuk kalk yoksa cezan katlanır! Bir de o lan'ı kaldır, kralım diyeceksin!"

Börü ya sabır çekerek yerinden kalktı ve sahanın dışına çıktı. Ayperi sıkıştığı yerinden kalkıp Börü'nün kalktığı yere oturdu. Burası Messi'nin yanıydı.

Messi gülümsediğinde Ayperi bu seferde Messi'ye sarıldı.

Amk Ayperi bile sarıldı şu heriflere bir biz sarılamadık.

Kendi yapmak istediğim şeyleri karakterlerime yaptırıyorum artık ne yapayım hshsh

Börü 10 dakika sonra elinde poşetlerle geldiğinde poşetleri Ayaz'a uzattı.

"Al."

Ayaz almadan bir süre yargılayıcı bir bakış attı sonra konuştu.

"Al değil, alın kralım! Dağıt herkese!"

Börü el mecbur dediklerini yapıyordu. Herkese verip kendi ve Ronaldo hariç herkese dağıttı.

Ayaz Ronaldo'nun elinin boş olduğunu gördüğünde konuştu.

"Ronaldo'yu unutmuşsun köle! Git al gel!"

"O içmez, protesto ediyor."

"Aferin, seni test ettim."

Ferhat gülerek konuştu.

"Kesin öyledir kardeşim."

Şirin de sevgilisinin ardından ekledi.

"Kıvırma abi kıvırma para takarlar sonra."

Ayaz kız kardeşine kucağındaki topu fırlatıp sitemini gösterdi.

Herkes kola içip çekirdek yerken bir yandan da muhabbet edip kaynaşıyorlardı.

Gülüşmeler bütün stadı doldururken artık yorgunluktan gözleri açılmıyordu. Herkesin gözleri ibiş ibiş olduğunda artık evlere dağılmaya karar verdiler.

Ayaz Ronaldo ve Messi'yi evine götürmek istediğini Derek aracılığıyla iletmesini istedi.

Börü karşı çıktı.

"Ben götüreceğim onları benim evim müsait."

"Oldu canım! Olmaz! Ben götürecegim. Bulmuşum iki dünya yıldızını bırakmam."

"Tamam siz de gelin hep birlikte bende kalalım."

Herkes birbirine baktığında Seher hâriç hepsi onayladı.

Ayaz sevdiğine bakıp boynunu büktü.

"Sen de gel bizimle."

Seher gülümseyerek konuştu.

"Hayatta olmaz, babam evde."

"E tamam bir şey olmaz, ararsın arkadaşımda kalacağım dersin."

"İzin vermez ki."

"Verir verir. Görüntülü ararsın Şirin ve Ayperi'yi gösterirsin izin verir."

Kızlar da Ayaz'a destek çıktığında denemek istediler.

Ama önce eve gitmeleri gerekiyordu. Taksi tutup eve gittiler.

Eve girip erkekleri odadan çıkardıktan sonra kızlar Seher'in ailesini arayıp izini aldılar.

Şirin odadan çıkmadan önce kızlara bir piç smile attı.

"Kızlar ilk başta izin vermedi diyeceğiz tamam mı? Abimin tepkisini ölçeceğiz."

Onlar da dünden razıydı. Dışarıya üzgün suratla çıktılar. Ayaz kızların yanına koşup gözlerinin içine baktı.

"Noldu? İzin verdiler değil mi?"

Seher adama sahte bir üzuntüyle cevap verdi.

"Ben sana demiştim vermezler diye. Vermediler."

Ayaz arkasını dönüp üzüntüsünü ve sinirini elini ensesine koyarak gösterdi.

"Offf! Sikeceğim ya!"

Ayperi gülmemeye çalışsa da başaramadı ve dudağının kenarı yukarıya kıvrıldı.

Onu pür dikkat süzen Börü bunu fark etti ve gülümsedi. Göz göze geldiklerinde ikisi de gözlerini kaçırdılar.

Ayaz, Seher'e doğru ilerleyip çaresizce çatallaşmış sesiyle konuştu.

"Tamam hadi hazırlan götüreyim seni o zaman."

"Ben giderim."

"Gecenin bu saatinde? Saat 2 salak nereye gidiyorsun bu saatte?"

Seher kapıya doğru gittiğinde Ayaz da arkasından gitti. Sonra kolundan tutup durdurdu.

"Gitmezsen ne olur? Çok mu kızarlar?"

"Evet."

"Bir kere daha deneyin, belki çok yalvarırsanız izin verirler."

Seher artık dayanamıyordu, adam o kadar üzülmüştü ki sesi titremeye başlamıştı. Gülümseyip boynuna sarıldı.

"Şaka yaptım, izin verdiler."

Ayaz yüzündeki üzüntü mimiğini atıp yerine sinir mimiği getirdi.

"Ha ha ha çok komik!"

Diğerleri de güldüklerinde Ayaz kızdan uzaklaşıp trip atarak salona girdi. Diğerleri de arkadan girdiler.

Ayperi kızları yanına çağırdı.

"Hadi yatakları yapalım."

"Kim kimle yatacak?"

Börü devreye girmişti.

"Şurada bir yer yatağı var onu yere sereriz o 3 kişi falan alır."

Ayaz konuştu.

"Tamam Ronaldo, Messi ve ben yerde yatarız, Derek ve Ferhat'a koltukları açarız. Senle karın senin ondanda yatarsınız, kızlar da diğer odadaki koltukta yatarlar."

Börü ve Ayperi aynı anda çıkış yaptılar.

"Olmaz!"

Ayaz kızı es geçip Börü'ye cevap verdi.

"Şş köle, ben ne diyorsam onu yapacaksın!"

Ayperi karşı çıktı bu sefer.

"Ama ben yapmak zorunda değilim Ayazcım!"

"Ya yenge bir günlük idare et yer yok."

"Niye biz birlikte yatıyoruz siz yatın."

"Bizim nikahımız yok sizin var."

Ayperi de el mecbur kabul etmek zorunda kaldı.

Herkes yerlerine yattı. Ayperi, Börü'nün tek kişilik bazasına baktı. Börü kapıyı kapatıp girdi içeriye.

Ayperi kollarını göğsünde bağlayıp adama baktı.

"İkimiz sığamayız buraya, ben yatmayacağım."

Börü ışığı söndürüp dolabından bir şey aldı ve kızın üzerine doğru ilerledi.

Kız karanlıkta üzerine gelen adamdan hafif bir tırsmıştı. Kalbi, gittikçe yaklaşan adam yüzünden göğsünden fırlayacak gibi atıyordu, öyle bir atıştı ki bu adeta şiddetiyle bedeni de sallandırıyordu.

Börü karısıyla arasında 1 adım bile mesafe bırakmadan dibine girip burunları ha değdi ha değecek gibi olduğunda durdu ve elindeki kıyafetleri kızın göğsüne bastırarak verdi.

"Al giy bunları."

Diyerek geriye çekildi. Kız adamın aniden yanından uzaklaşıp odadaki balkona çıkmasıyla bir anlık donakaldı.

Bu adam bunu niye yapıyordu ki? Önce dibine girip sonra olabilecek en uzak noktaya gidiyordu. Oyun mu oynuyordu yoksa Ayperi'yi bu şekil germek hoşuna mı gidiyordu?

Ya da çok mu kararsızdı?

Ayperi kocasını, daha doğrusu kağıt üzerinde kocasını anlamaya çalışıyordu ama bu pek mümük değildi. Çünkü günü gününü hatta saati saatini tutmuyordu.

Börü balkonda ay ışığının yansımasında sigarasını içiyordu, ay ışığı onu manyak ediyordu.

Kahrolası libidosunu zirveye taşıyordu bu ışık, normalde dünyadaki en güzel kız gelse gözünü kırpmadan reddedebilirdi ama şimdi olmuyordu.

Karısını deli gibi seviyor ve deli gibi arzuluyordu. Bir an önce içeriye girmesi gerekiyordu ay ışığında daha fazla durmamalıydı.

Odaya girdiğinde kadının hâlâ üzerini değiştirmediğini gördü.

"Neden giyinmedin?"

"Sana ne."

"Giyin hadi."

"Çık dışarıya."

"Tamam çıkıyorum, 1 dakikan var çabuk giyin."

Börü yeniden çıktı balkona, bir tane daha sigara yakıp içmeye başladı.

Ayperi intikam almak istiyordu, Börü onunla nasıl kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyorsa o da onunla oynayacaktı. En fazla ne olabilirdi ki?

Giyinmeden öylece adama baktı, adam sigarasını hızlıca bitirip yeniden odaya girdi.

Kadını yine elbiseyle gördüğünde avuç içini havaya kaldırıp kadına dik dik baktı.

"Kızım niye giyinmedin!"

"Çık giyineceğim."

"Az önce çıktığımda niye giyinmedin!"

"Sana ne, giyinmedim işte. Çık hadi, yallah."

"Çıkmıyorum, giyin."

"Çıkmazsan giyinmem."

"Eğer o balkona bir daha çıkarsam senin için hiç iyi olmaz!"

Ayperi adamın sesinin tınısından ne kadar ciddi olduğunu fark etti. Biraz tırsmış olsa da aldırmadı. Börü ona hiçbir şey yapamazdı, daha doğrusu yapmazdı. Börü ona vurmazdı ki..

Yani sabrını zorlamamak için hiçbir sebep yoktu.

"Çık."

Börü kendini tutabileceğine inanarak çıktı. Bir yandan da kadının giyinip giyinmediğine bakmak istiyordu ama gururuna yediremiyordu onu süzmeyi.

Sadece arkasını kızı göremeyecek şekilde dönmüş dışarıya bakıyordu. Ay ışığı gittikçe daha da beter ediyordu onu.

Libidosu onu zorluyordu artık derin derin nefesler almaya başlamıştı, kendini tutmaktan kriz geçirme evresine gelmişti.

Gözlerinin rengi bir anlık kırmızıya dönmüştü, bu kontrolünü kaybetme evresine geldiğinin kanıtıydı.

Hızla içeriye girip karısının üzerine yürüdü. Kız aniden üzerine gelmesiyle irkilmişti.

"Napıyors-"

Börü kızın sözünü bitirmesine fırsat vermeden eliyle başının iki yanından kavrayıp aniden yapıştı dudaklarına.

Ayperi neye uğradığını şaşırmış eli ayağına dolaşmış öylece adamın geriye çekilmesini bekliyordu.

Ama hiçte çekilecek gibi durmuyordu. Börü bir saniyelik dudaklarını ayırıp kafasını diğer yana atarak tekrar birleştirdi dudaklarını.

Bir eli başından inip beline geldi, kızın incecik belini kendine doğru var gücüyle çekiyordu.

Bedenleri birleştiğinde kız hâlâ bekliyordu, karşılık vermeden duruyordu sadece.

Biliyordu çünkü az sonra Börü'nün geri çekilip ondan en uzak noktaya gideceğini.

Ellerini adamın göğsüne koyup ittirdi. Ufak bir mesafe açılsa da dudaklarını ayırmaya yetmemişti.

Adamın eli daha aşağıya inerken Ayperi bu sefer geri çekilmeyeceğini sezmeye başlamış ve korkmuştu.

Göğsündeki ellerini var gücüyle itip dudaklarının ayrılmasını sağladı, kendine gelmesi için sağlam bir tokat yapıştırdı.

Adamın başı yana çevrilirken Ayperi vurduğu ilk saniyeden pişman olmuştu bile.

Adam kendine gelmiş gibi etrafa bakıp anında odayı terk etti.

Gece gece nereye gider diye düşünen Ayperi bacaklarının onu daha fazla taşıyamayacağını anlayıp kendini yatağa bıraktı.

Oturup sadece dokuma yer halısına baktı, yere bakıyordu ama gözünün önünde hep o anlar vardı. Beyninin içinde tokat sesi yankılanıyordu.

İyi Okumalar..

V
O
T
E

A
T
M
A
Y
A
N

K
Ü
Ç
Ü
K

A
Y
A
K

P
A
R
M
A
Ğ
I
N
I

K
O
M
O
D
İ
N
İ
N

K
Ö
Ş
E
S
İ
N
E

V
U
R
S
U
N

Continue lendo

Você também vai gostar

80.8K 3.6K 30
Bir berdel hikayesidir.. Havin sevdiğinden ayrılırken nerden bile bilirdi evleneceği adamın kuzeni olduğunu herşeyden habersiz berdeli kabul etmişti...
13K 170 16
Şahsıma kurulan şeytani bir kumpas sebebiyle ayak kölesi oldum. Bu durumdan nasıl kurtulacağım (Şantaj Kölesi hikayesinin 2.sezonudur. 35 bölümden de...
3.6M 300K 82
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyor...
33.9K 4.6K 39
Memur bir kızın çözmesi gereken vaka için gittiği ormanda karşılaştığı şeylerin hayatını değiştirmesine sebep olmasını anlatan bir kurgudur Alıntı; O...