Selamlar🌈
İyi okumalar...
Cümle arası oy vermeyi unutmayın 🍂🍁🌼
EFTELYA
Gece çok eğlendik. Bize de değişiklik oldu. Sabaha karşı geldik ama hala uyumadık. Mert ile beraber denize gittik. Güneş doğmaya başlıyordu. Ayakkabılarımızı da çıkarttık. Suyun içinde yürüyorduk.
"Bence bu tatil bize çok güzel gelecek. Biraz rahatlamak istiyorum tabi bir haltlar karıştırmazsan kocacım.."
"Ne yapacağım güzelim, eğlenmene bak."
1 saat sonra odaya döndük. Uyuduk ama biraz geç kalktık.
Beni bir yere götüreceğini söyledi. Ama neden ise içim rahat değildi..
Otelden beraber çıktık. 1.5 saat kadar yol gittik. Lalin ile beraberdik. Orman tarzı bir yere gittik. Gezilmesi gereken yerlerden birisi bence. 3-4 saat kadar burada kaldık.
"Yavrum seninle buraya yakın bir yere gideceğiz."
"Nereye?"
"Gidince anlarsın. Ama Lalin otele gidecek."
"Olmaz.."
"Lalin gelebilse gelirdi ama gitmesi gerek. Zaten yarım saatlik bir zamanımız var."
"Peki tamam..."
Ne yapacaktık, merak ettim. Nereye gittiğimizi demedi. 15 dakika yol gittik.
"Aşkım artık söyler misin?"
"Birazdan anlatacağım."
Ormanın derinliklerine geldik. Korkmaya başladım.
"Mert burada ne işimiz var? Bak korkuyorum."
"Birazdan dedim.."
Çok ciddiydi.
Gidiyorduk hala, 5 dakika sonra espri yaparak;
"Aşkım birini öldürürken bile bu kadar uzağa gitmiyorsun. Beni mi öldüreceksin?"
Bana ters ters baktı.
"Ne saçmalıyorsun Eftelya?"
"Bir şey demedim yaa bakma öyle."
Issız bucaksız bir yere geldik. Etrafta çok böcek, örümcek vardı. Her çeşit hayvan var. Özellikle buraya hepsi toplanmış gibi. Benim fobim varken beni buraya nasıl getirir.
Kendi arabadan indi. Benim olduğum tarafa geldi.
"İn arabadan güzelim."
"Sen deli misin? Nasıl inebilirim Mert? Etrafta her şey var. Hemen götür beni buradan."
"Gel hadi işimiz var."
"İnmiyorum dedim sana."
Gözlerimi sımsıkı kapattım. Nefret ediyorum örümceklerden, böceklerden. Fobim var deli bu adam.
Elimi tuttu indirdi beni zorla. Her yerim kaşınmaya başladı.
Arabayı da kilitledi.
"Mert beni arabaya götür hemen. HEMEN!!!!"
"Biraz yürüyeceğiz."
Şuan çıldırıyordum. Zorla 50 metre yürüttü. Her yerim kızarmaya başladı. Deli gibi kaşınıyordum. Olduğum yerde bağırdım. Kolunu sıktım.
"Beni arabaya götür Merttt..Fenalaşıyorum."
Benimle konuşarak sakinleştirmeye çalıştı.
"Aç gözlerini güzelim. 3 dakika durursan hemen gideceğiz."
"Duramam Mert, arabaya götür beni."
Benden uzaklaştı arabaya gitti. Böceklerin arasında bıraktı, arabanın önünde bekliyordu. Bu kadar sürüngen hayvanların arasında gelemeyeceğimi biliyor. Her şeyi biliyor pislik herif.
Nefesim daralmaya başladı. Çok kötü oluyorum. Vücudumda dolaşıyorlarmış gibi hissediyorum. Yere bakamıyorum. Bir de şort giydim ki daha kötüydü. Her yerim kaşınıyordu.
"Ben arabanın yanındayım, gel gideceğiz."
"Mert gerçekten kötü oluyorum. Yürüyemem beni al. Yalvarırım al."
Kalbim deli gibi atıyordu. Evde küçük bir böcek görünce bile o odaya bir gün girmiyorum.. Gerçekten çok korkuyorum. Çok abartıyor gibi gözüküyorum ona göre ama korkuyorum..
"Tamam gel buraya gideceğiz diyorum zaten."
"Gelemem Mert. Nefes alamıyorum..."
Yere bakınca böceklerin hepsi bana doğru geliyor gibiydi. Elim ayağım titremeye başladı.
Bir iki adım attım ama gidemiyordum.
Ağlamaya başladım.
"Al beni, yanıma gel pislik herif, çok kötüyüm."
Olduğum yere sendeledim. Korkudan karnıma ağrılar giriyordu. Bebeğim aklıma geldi. Onu bu şekilde yanıma getirebilirim.
"Bebeğim.."
Hemen benim yanıma koştu, tuttu beni.
Deli gibi titriyordum, terliyordum, nefes alamıyordum.
Beni kucağına alıp arabaya götürdü. Arabaya oturtturdu, su verdi.
"Tamam sakinleş dünyam yanımdasın, arabadasın."
Ona sinirle bakıp;
"Sen pislik herifin tekisin."
Sarılmak istedi izin vermedim.
"Yanımdan git MERT.."
"Sakinleş gideceğim."
Arabanın kapısını kapatmadan, ayağımdaki ayakkabıyı, ceketi, t-shirt çıkarttım. Dışarı attım. Arkada koltuğa geçtim, Lalin'in battaniyesini üstüme örttüm. O kıyafetlerle duramazdım.
Arabasında her zaman yedek kıyafeti olurdu. Bana vermeye çalışıyordu.
"Senin hiçbir şeyini istemiyorum, beni götür sadece."
Korumalardan ikisi başka bir araç ile geldi. Bizim arabayı onlardan biri sürüyordu. Mert de yanımda oturuyordu.
O bir saat boyunca arabada kaşındım durdum. Kollarımı, boynumu kaşımaktan kanamaya başladı. Sinirden ağladım.
"Ağlama yavrum, senin iyiliğin için yaptım."
"Hangi iyilik bu Mert? Sen manyaksın, delinin tekisin.."
"İstediğini söyle güzelim ama senin için yaptım bunu."
"Bunun neresi benim için? Halimi görmedin mi? Bayılmak üzereydim. Kollarımın, boynumun, vücudumun haline bak. Kaşıntıdan kanadı. Mert ben hamileyim biliyorsun değil mi? Benim düşük riskim var, böyle korku panik tetikleyeceğini bilmiyor musun?"
"Biliyorum doktorun ile konuştum, çok korkmadığı sürece bir şey olmaz dedi. Fobini yenmemiz için yaptım bunu."
"Yok yok sen beni korkudan öldürmek istiyorsun? Korkuyorum be adam birden onca böcek arasına beni niye tek bırakıyorsun? Kaçamayacağımı da biliyorsun."
"Geçen gün küçük bir örümcek yüzünden odaya 2 gün girmedin. Çok fazla korkun var. Biraz daha iyileştirmek istedim."
Mert'in göğsüne vurmaya başladım.
"Sen tam bir pisliksin. Beni otele götür, banyo yapmam gerek. Yoksa gerçekten seni burada boğarım sonrada ben kaşıntıdan ölürüm."
Otele nasıl geldiğimi bilmiyorum. Koşarak banyoya girdim. Soğuk su ile banyo yapmak zorundayım. Yara oldu vücudum.
Banyodan çıktım ayna da vücuduma bakıyordum. Çok kötüydü. Normalde 1-2 saate geçerdi ama çok kötü oldu.
Geri havluyu vücuduma sarıp odaya geçtim. İçki içiyordu. Benim geldiğimi duydu, bana döndü. Elindeki içkiyi bıraktı yanıma geldi.
"İyi misin güzelim?"
"İyi gibi duruyor mu?"
Parmaklarını kızaran yere götürdü, hafifçe bastırıyordu.
"Senin için krem getirttirdim. Otur buraya, süreyim."
"Kalsın istemiyorum."
Eğilip omuzlarımı, boynumu, havlumun üstünü yani göğsümün üstünü öptü.
"Yavrum ben sordum bu şekilde daha iyi olacağını söyledi. Sen bu tedavini yapmıyorsun fark ediyorum. Sürekli kaçtın durdun. En etkili yolu bu idi. Bu tatilde herkes fobisini yenecek."
"Sen var ya tam bir manyaksın. MERT şimşekten de korkuyorum. Yağmur yağmış olsa bir de şimşek olsa beni böyle ıssız bir yere götürüp yağmurun altında elimi kolumu bağlayıp mı bekletecektin?"
Gözlerime bakıp;
"Aslında düşünmedim değil. Ama burada yağmur zamanı değil. Bu korkundan da biraz arındırmam gerek."
Ona sinirle bakıp, vurmaya başladım.
"Bir de bana düşünmedim değil diyor ya, yapacaktın yani. Sen tam psikopatsın."
Vurmamam için ellerimi tuttu.
"Dur yavrum bir dakika."
Vurmaya devam ettim.
"Eftelyam dursana bir.."
Ellerimi çektim.
"Al durdum. Mert sana bir şey diyeyim mi?"
"Söyle güzelim."
"Bir daha benim böyle böcek korkusu geçirmeye çalış, hele ki gök gürültüsü korkusunu geçirmeye çalışmaya çalış, bak yemin ediyorum çeker giderim. Bak sakın diyorum. Yavaş yavaş tedavilere başlayacağım tekrardan ama böyle bir oyun oyna bana giderim."
"Tamam yavrum kaç kere özür dilerim. Yapmayacağım."
Sinirimi alamıyorum ki.
"Yaa sen hem bana planından bahsederken, bizimkilerin fobisini geçirmek için plan yaptın zaten ne gerekse, ben niye bu olaya dahil oldum."
"Yavrum yeter bu kadar soru sorma artık. Hem bunu yapmam gerek. Fobiden çok herkese bir ayar çekmem gerek. Esra hariç."
"Manyaksınn..."
"Biliyorum.. Ömer ile Bars bu son olaydan sonra benimde canımı sıktılar, senin de öyle ve başka şeylerde var, onlara ayar vermem gerek. Kendilerine kim olduğunu hatırlatmam gerek.. ikiside gereğinden fazla canımı sıkıyorlar.."
"Hatırlatayım Mert o son olayın baş kahramanı sensin. Sende benim canımı sıkıyorsun. Ben ne yapayım?? Başına silah dayayım istersen?"
"O konu kapandı ama kapanmadı. Eftelya artık söyle kız nerede? Onu vermem gerek."
"SA-NA-NE... O artık bizim hayatımızda öldü Mert. Onu asla bulamazsın. Bu konuyu da sakın bir daha açma."
Bir şey demedi, diyemez zaten. Gözlerine bakıp;
"Bugün yaptığını asla unutma, seni bin pişman edeceğim. Seni ağlatmazsam adım da Eftelya değil.. Demişti dersin."
Güldü.
"Ooo tehditler senin o bal dudaklarının arasından mı çıkıyor yavrum?"
"Sen gül bakalım, nasıl ağlatacağım seni.."
Aklımda intikam planları dönüyordu, ama bunu daha sonra yapacağım.
Yatağa oturup onu bekledim. Kremleri sürecekti. Üfleyerek sürüyordu.
"İçimden bir ses diyor ki gittiğimiz yerde bir anda o kadar böcek olması imkansız, bilerek oraya bir sürü böcek toplandı değil mi? Hepsi senin oyunun."
Cevap vermedi, yani benim dediğim gibi bilerek oraya bir sürü böcek bırakılmış. Bu ormanda o kadar böcek olması imkansız. Gezdiğimiz yerde 1 tane bile görmedim, hep arındırılmış veya yürüme yolunu iyi temizlemişler, gerçekten hiç görmedim.
Elinde krem ile bekliyor.
"Tamam yeter bu kadar."
"Eee vücuduna sürmeyecek miyim?"
"Ben kendim hallederim.
Kıyafet giymeye gittim. Lalin uyanmış onun yanına gittim. Biraz onunla kaldım.
Bizim tayfa otele gelmiş.
Odamdan çıkmadım ama, çünkü uyuya kalmışım. Akşam yemeğine kalkabildim.
Yataktan kalkıp yemek masasının olduğu yere yürüdüm. Odalara baktım kimse yoktu.
"Lalin, Mert.."
Ses gelmiyordu. Odaya gidip aynanın karşısına geçtim. Vücudumda biraz kızarıklık vardı. İyi durumdaydı..
Aynada bakarken Mert'in ayak seslerini duydum. Daha yeni geldi. Arkamı dönüp baktım. Bana sarılmak istedi ama izin vermedim.
"Hala küs müsün sen?"
"Hayır."
"Sarılmama izin vermiyorsun."
"Vermem tabi ki."
"Öyle mi?"
"Öyle.."
Beni kendine hızlıca çekip sarıldı, saçlarımdan öptü.
Gömleğinin düğmelerini açarak banyoya doğru gidiyordu.
"Hazırlan güzelim 1 saat sonra bir iş yemeğine gideceğiz."
"Başka bir emiriniz, isteğiniz var mı paşam?"
Bana döndü, vücudumu süzerek ve gülerek;
"Eee var da karnında bebeğimiz var şuan pek imkanı yok.."
Göz kırptı. Kafasına bir şey atmak için bakındım, elimin altındaki yastığı ona atarak;
"Bak daha ne diyor ya, hödük."
Öpücük atıp;
"Hazırlanmaya başla."
Derin bir nefes verip, dolaba gittim. Lalin neredeydi, ben onu sormayı unuttum.
Arkasından banyoya gittim.
"Mert Lalin nerede?"
"Esra ile birlikte."
"Hııı tamam.."
Banyodan çıkıp odaya geçecekken kapı çaldı. Doğru az önce Mert odadaki 2 korumayı da gönderdi. Ben gidip açtım. Kocamann bir mavi gül demeti vardı. Koruma bana doğru uzattı. Kucağıma aldım. Çok güzellerdi.
"Kapıyı sen kapat, ha şey bir de Lalin'i getirin."
"Tamam Eftelya hanım."
Gülerek masaya koydum. Kıyafet bakmaya gittim.
Bir tane elbise beğendim. Onu giydim. Mert banyodan çıktı, yanıma geldi bana baktı.
"Üff üff üff, bu nasıl bir güzellik. Bir kez daha aşık oldum bu güzelliğe."
Hafif sırıttım. Ona dönüp;
"Bugün hiçbir lafın beni kandıramaz."
Tekrar önüme döndüm. Küpelerimi takıyordum.
"Aaa yavrum ben kandırmak için demiyorum ki, gerçekler."
"Biliyorum ama yine de kandıramazsın."
Aynadan bakıyordum. Gelip sarıldı.
"Git giyin hadi. Erken gidip gelelim. Gelmezdim ama geliyorum yine de.."
"Hmm.. Yemeğe benimle geldiğiniz için teşekkür ederim karıcımm.."
Öyle komik dedi ki kendimi tutamadım güldüm.
"Tamam git giyin hadi.."
Öpmeden asla gitmez, dönüp öptüm gönderdim.
L
alin'i yanıma getirmediler. Esra'nın odasında uyuya kalmış...
Hazırlanınca onun odasına gittim.
Esra beni boydan süzdü.
"Yine çok güzel olmuşsun kuzum ama neden vücudun da kızarıklık, çizik izler var?"
"Hödüğün biri yüzünden oldu.."
"Bana garip garip baktı."
"Yaaa o anlamda anlama cümlem yanlış oldu. Alerji alerji. Biraz geçti ama hala var."
"Haa... yediklerine dikkat et."
Kafamı salladım.
"Esra iyi bak prensesime."
"Tamam dedim ya kuzum git artık."
"İstemiyorum ama.."
"Maalesef gideceksin ama.."
Kafamı salladım aşağı indim.
Çok alakasız ama Bars'ta geliyordu.
"Ömer her zaman yemeğe geliyor da, Bars'ın gelmesi tuhaf."
"O inecek, gidecek birazdan. İşi var."
"Nereye?"
"Boş ver güzelim."
Bunlar yine bir halt karıştırıyor ama göreceğiz. Çok şifreli konuşuyorlar.
Lokantaya geldik. En nefret ettiğim kadın ile kocası da yemekteymiş. Baya da kalabalık masa.
Zor bir yemek olacağı belliydi.
Ömer sol tarafıma oturdu. Mert de sağ tarafıma.
1 saat masadan kalkamadık. Ne kadar çok iş konuştular. Ben sıkıntıdan patladım. Öyle yemeğe odaklandım konuşulanları dinliyordum.
Söz nasıl oldu da benim babama geldi anlayamadım. Kafamı kaldırıp adama baktım. Mert'e bir şeyler anlatıyordu.
"...Eftelya hanımın babası bu konuda çok yardımcı oldu."
Yutkunamadım. Mert'e baktım. Oturduğu yerde dikleşti.
"Tamam kapat konuyu!!"
Konuyu kapattırdı.
"Babası yardımcı oldu.." ne demekti. Babam hayatta değil ki benim. Bunlar ne saçmalıyor. Mert ve pinokyoları benden yine bir şey mi saklıyordu???
Mert'e doğru eğilip;
"Bunlar ne saçmalıyor Mertcim?"
Sinirimden gülüyordum.
"Hiçbir şey.."
Ayağına bastım. Yüzü kızardı. Geri kendimi düzelttim.
5 dakika geçmedi Mert masadan kalktı. Beraber çıktık. Ömer arkamdan geliyordu. Ona bakıp;
"Siz yine ne halt karıştırıyorsunuz? Niye kalktı şimdi yemekten?"
"Şey yengem ya.."
Geveliyordu. Arabaya bindik hepimiz. Çok sessizdiler. Bars da geldi. Ön koltuğa oturdu. Ömer de şoför koltuğuna geçti.
"Ben sormadan anlatın bence."
Mert;
"Neyi güzelim?"
"Masadaki yemeklerin tarifini. Çok iyiydi, tarifi Mert ve pinokyoları biliyor dediler... Mert sinirlendirme beni neyi olacak babam ne alaka. Neden öyle bir konuşma oldu? Gevelemeden anlat."
"Öyle bir şey yok."
"Bak bana hafiften sinir geliyor."
Anlatmamak için direndi ama boşa..
"...Bu yüzden herkes senin baban sanıyor o adamı. Şu anlık öyle bilinecek."
"Helal olsun benden kocaman bir yuhhh.. Ya sen niye böyle bir şey yaptın. Vallahi çıldırmak üzereyim. Benim tanımadığım bir babam var ve 1 yıldır.. Yuhhhh"
"Eftelya tamam.."
"Tamammış.. Mert beni yarın eve gönder ben bugün yeterince tatil kotamı doldurdum. Bu ne ya.. Ben vallahi sizden bıktım. Siz üçünüz nasıl bir teşkilatsınız. Ya Bars demiyor musun, ben şarkıcıyım hayranlarım var beni bu işlere bulaştırmayın diye?"
"Yengecim sence onu söylemek gibi bir şansım var mı?"
"Ahh Mert ahh..."
"Otele geçelim konuşuruz güzelim."
Cevap vermedim ki ne diyecektim.
Sabaha kadar da pek bir olay olmadı. Normal bir şekilde hayatımıza devam ettik. Konuşmadım çok fazla...
Esra ile plaja indik.
Deniz kenarında güneşlenirken konuyu açtım;
"Esraaaa..."
"Efendim.."
"Sana bir şey dicemm.."
Yattığı yerden bana baktı.
"Sen böyle yumuşatarak diyorsan bir halt yemişsindir. Gönder gelsin."
"Hamileyim.."
"NEEEE??"
"Duydun işte."
"Şaka yapıyorsun değil mi?"
Kaşlarımı havaya kaldırdım. Heyecanlandı bana sarıldı. Ona da her şeyi anlattım.
"..Benim hamilelik yalanı gerçek oldu. Sonra diyemedim sana.."
"Tam bir film gibisiniz."
Anlattıklarıma gülmeye başladı. Biraz konuştuk.
Esra;
"Ben korumalara üzülüyorum ya.."
Gülerek ona baktım.
"Niye?"
"Bizim için güneşin altında bekliyorlar, nasıl yanmıyorlar?"
Arkamı dönüp baktım. Ben korumaları fark etmedim bile. 6-7 kişi vardı.
"Ohoo kuzum bunlar görünenler, göremediklerin var. Her köşede."
Gördüklerimin bir kaç tanesini gösterdim.
"Ben şok, ben iptal şuan. Ben bunu hiç fark etmedim."
"Tecrübe duruyor karşında kuzum."
Gülüştük.
Lalin kucağımda uyuya kaldı. Onu odaya gönderdim. Yanmasın güzel kızım.
Şimdi sıkıntı şu ki Mert ve tayfası yok. Kayboldu hepsi. Dün gece baya bir kızdım ama yine ortada yoklar. Ulaşamıyoruz da, o yüzden kafam rahat bir şekilde bu anın tadını çıkartıyordum. Esra bana bakıp;
"Eftelya ben çok rahatsızım."
"Ağrın mı var kuzum?"
"Hayır ya o yüzden değil. Bir sıkıntı bastı beni."
"Odana çık dinlen. Öğleden sonra inersin."
Odasına gönderdim.
Vücudumdaki kızarıklar daha iyiydi. 5-6 tane yara gibi kaldı. Güneşe de yatmak istemedim. Gölgede, deniz sesi ile uyudum.
Uyandığımda etrafa baktım.
Cağnıımm koca plajda herkes ne hikmetse bir anda yok olmuş. Milletin eğlencesini neden bozuyorlarsa. Acayip susamışım. Yan tarafımdaki sudan bir iki yudum aldım. Gerindim arkamdan biri elleyince ödüm koptu. Bağırdım. Mert gelmiş.
"Korkma güzelim biricik kocan geldi."
Güldüm.
"Yaa yaa benim kocam gelmiş. Aklına geldim yani."
"Aaa o nasıl laf?"
"Nasıl anladıysan öyle, kocacım.."
Üstümdeki bikiniye baktı.
"Sarı da ayrı bir yakışmış yavrum."
Gülümsedim. Elimi kazıklarıma götürdüm.
Çok fazla ağrım vardı.
"Mert benim çok ağrım var. Odaya sen götürsen beni."
"Doktor çağıralım hemen."
"Yok yok gerek yok dinleneyim biraz."
Gün boyunca çok ağrım vardı. Pek bir şey yapamadım. Bugün pas geçtim. 2 hafta burada kalacaktık. Kocam bey bu ara ikinci yüzü yani mafyacılık tarafındaydı. Baya sert, acımasız..
Ev ayarladı ama ben gitmedim. Bu otel onun oteli. En güzel odası bizim. Evi aratmıyor, otel odası olmasına rağmen 4-5 odası var. Çok büyük. Manzarası çok güzel, denizi çok güzel. Son 3 katı tamamen bize kapalı bence burası daha iyi..
Akşama kadar odadaydım. Pek tadım yoktu. Akşamda erken uyudum. Lalin ile Mert ilgileniyordu.
Gece Mert'in geldiğini hissettim. Ona sarıldım.
"Dünyam hala ağrın var mı?"
"Biraz var.."
Gece yarısı şiddetli bir karın ağrısı ile uyandım. Mert bana baktı.
"İyi misin Eftelya?"
Işığı açtım. Bacaklarımın arasında bir ıslaklık hissettim. Bacaklarım kan olmuş.
Gözlerim doldu, korktum.
"Mert bebeğime bir şey oldu."
Bacaklarıma baktı.
"Ağlama dünyam dur, korkma.."
Telefonunu aldı, birilerini aradı.
Beni kucağına aldı. Arabaya götürdü. Çok korkuyordum.
Çok ağrım vardı. Hastane çok yakındı hemen geldik.
Muayene ettiler. Doktorun gözüne bakıyordum. Bir elim ile gözlerimi kapattım.
Mert;
"Söylesene yaşıyor mu?"
1-2 dakika sonra;
"Maalesef Eftelya hanım bebeğinizin kalp atışı yok. Hemen bebeği almalıyız."
Elimi gözümden çekemedim ağlamaya başladım. Mert'e baktım.
"Ağlama kurban olduğum, kıyamam göz yaşlarına.."
Bana sımsıkı sarıldı. Hemen ameliyata aldılar.
2 saat sonra;
Uyandığımda Mert ile Esra başımdaydı.
Mert;
"Deniz gözlüm iyi misin?"
Kafamı salladım.
Esra geldi, beni öpmeye başladı.
Biraz durdu bizi baş başa bıraktı. Benden özür dilemeye başladı.
"Benim yüzümden oldu, affet beni Eftelya."
"Sevgilim ağlama ama biliyorduk. Düşük riskim yüksekti. Demek ki zamanı değil.."
Beni öptü. 2 saat sonra da hastaneden çıktık. Kendini suçlayıp duruyordu.
Dün ki yaptığı böcek kabusundan dolayı düşük yaptığımı söylüyordu. Onun yüzünden olmadığına ikna etmeye çalışıyordum..
Otele geldik. Lalin beni görünce emekleyerek hızlı hızlı geldi. Hızlı gitmek istediğinde emekliyor, normalde yürümeye çalışıyor.
Kucağıma alıp kokusuna iyice içime çektim.
"Annecim, cennet kokulu kızımm..İyi ki sen varsınn."
Yatakta onunla beraber zaman geçirdim.
"Güzelim hadi dinlen bak."
"Kızım olunca unutuyorum hem bak nasıl mutlu. Sanki üzüldüğümü hissediyor gibi.."
Bana sarıldı. Gerçekten beni neşelendirmek istiyor gibiydi. Omuzumda yattı. Küçük meleğim..
1 hafta sonra;
Deniz kenarına indik. Plajda oturuyordum. Gözüm dalmış. Mert hala kabul etmiyordu, kendini suçlu buluyordu. Ben konuyu kapatmıştım. Üzüldüm çok üzüldüm ama dünyanın sonu değil, sonucu da belliydi. Yani Mert kadar kabullenememek yoktu bende.
Lalin suya girmek istedi. Denizi çok sevdi. Beraber denize girdik. Mert'de yanımıza geldi. Biraz eğlendik...
"Sevgilim çıkalım hadi, Lalin'in başına güneş geçecek."
Kafasını salladı. Ben çıktım. Adamlar bekliyordu. Havluyu getirdiler. Vücuduma sarıp oturdum. Lalin'in üstünü kuruttum.
Biraz oturduk, Mert'e baktım.
"Aşkım Bars'ın palyaço korkusu nereden geliyor? Niye korkuyor?"
Bars palyaçolardan acayip korkar.
Dün de böyle bir konuşma geçti aklımda kaldı.
Yani merminin önüne atlamaktan korkmaz ama palyaçolardan çok korkar. Sebebini anlatmamıştı. Ayakta Lalin'e süt içiriyordu.
( Temsili )
"Bu geri zekalı oğlan 5 yıl önce eğlence mekanına gitmiş. O zaman çok ünlü değildi. İçmiş iyice. Korumalardan da kaçmış yolda bir palyaço grubu varmış. 2 tanesi de kadınmış. Bizim bu salağı tanımışlar hayranı yani. Yanına koşarak gelmeye başlamış hepsi. Bu korkak da kaçmış."
Mert anlatırken gülmekten karnım ağrıdı. Çok güzel anlatıyordu.
"..Sonra yere kapaklanmış. Kafa da iyi buna bir şey yapmışlar sanmış. Korumalar bulmuş. Ayıldığında az buz bir şeyler hatırlıyordu. Böyle işte korkuyor."
Karnıma ağrılar girdi. Ben alay ederim diye anlatmamış meğersem.
"O zaman sevgilim ben intikam planı kurdum. O elime düştü ki.."
Bana bakıp gülümsedi. Peki Ömer'den nasıl intikam alabilirdim??
Lalin uyuyunca odaya çıktık. Onu yatırdım. Ben Esra'nın yanına indim.
Laf arasında sordum.
"Esra Ömer'in korktuğu sevmediği bir şey var mı?"
"Korktuğu bir şey yok ki, varsa da ben bilmiyorum. Bana hiç demedi, görmedim de. Ne yapacaksın?"
"Hiçç sordum."
Mert daha iyi bilir, biraz oturduktan sonra Mert'in yanına gittim.
Yemek yiyorduk ama sormayı unuttum. Bunu daha sonra soracaktım. İlk önce Bars'ı halletmem gerek.
Şuan aklımda bir kaç plan vardı. Tabi ki Mert için de güzel planlarım vardı. Bana yaptığını yanına bırakmam, onu öyle bir ağlatacağım ki...
Mert için intikam planları önerir misiniz??
Beğendiniz mi?💛
Sevdiğiniz sevmediğiniz yer neresiydi?
Oy vermeyi unutmayın 🌸
Yorumlarınızı bekliyorum...