Change Me

By luneqxd

202K 17.7K 38.3K

[tamamlandı] Ünlü model Hwang Hyunjin arkadaşının isteği üzerine istemeyerek gittiği bardaki sanatçı Lee Feli... More

<3
episode 1
episode 2
episode 3
episode 4
episode 5
episode 7
episode 8
episode 9
episode 10
episode 11
episode 12
episode 13
episode 14
episode 15
minsung özel bölüm
episode 16
episode 17
episode 18
episode 19
episode 20
episode 21
episode 22
episode 23
episode 24
episode 25
hyunlix özel bölüm

episode 6

7.9K 738 601
By luneqxd


Aralarında geçen uzun bir iş konuşmasının ardından kalkmaya karar verirdiler. O sırada Hyunjin aklına bir şey gelmiş gibi durakladı.

Hyunjin: "Felix, senin oturduğun bina da bir arkadaşım oturuyor da. Seninle gelsem olur mu? Ona uğrayacağım."

Felix başını aşağı yukarı salladı.

Felix: "Olur tabii ki!"

Felix'in arabasına bindiler ve yola çıktılar. Pek uzun sürmeyen yolun sonunda büyük binaya geldiler. Arabadan indiler ve içeriye doğru ilerlediler.

Felix: "Ah, şimdi aklıma geldi. Marketten bir şey almam lazım. Sen arkadaşının yanına git."

Hyunjin: "Peki o zaman, görüşürüz."

Hyunjin, Felix'e el sallayıp içerideki bir danışmanın yanına gitti arkadaşının adresini sordu. Öğrendikten sonrada asansöre bindi ve dairenin olduğu kata çıktı. Asansörden indiğinde nedensizce içinde bir gerilme hissi oldu. Arkadaşının kapısının önünde derin bir nefes aldı ve kapıyı çaldı. Kapı yavaşça açıldığında iki şaşkın göz onu karşıladı.

Hyunjin: "Ah.. Selam, Jeongin."

Jeongin otuz iki diş gülümsedi.

Jeongin: "Hyun! Seni burada görmeyi beklemiyordum. Beni çok mutlu ettin!"

Hyunjin: "Seninle biraz daha vakit geçirmek istediğimi söylemiştim."

Jeongin gülümsedi ve kapıyı daha fazla açarak eliyle içeri girmesini işaret etti. Hyunjin içeri girdi ve etrafı dolaşmaya başladı.

Hyunjin: "Ne ara böyle güzel bir ev aldın?"

Jeongin: "Ben Kore'den gitmeden önce babamla bu daireyi satın almıştık. Olur da bir gün gelirsem kalacak yerim olsun diye."

Hyunjin: "Mantıklı bir karar olmuş."

Jeongin: "Neyse, aç mısın?"

Hyunjin: "Hem de nasıl! Sabah pek bir şey yiyemeden evden çıktım."

Jeongin: "Şuan sadece Ramen var. Alışverişe çıkmaya zamanım yoktu."

Hyunjin: "Bana fark etmez. Yapalım."

Jeongin: "Lisedeyken de yemek seçmeden istediğini yerdin."

Hyunjin: "Hatırlıyorsun demek."

Jeongin: "Nasıl unutabilirim ki...?"

Birbirlerine uzun süre dalmışçasına baktılar daha sonra Jeongin dolaptan bir şeyler çıkarmak için mutfağa girdi. Hyunjin'de yardım etmek için onun peşinden gitti.

Hyunjin: "Tencereler nerede biliyor musun?"

Jeongin: "Hyun, yardım etmene gerek yok sana kendim yapmak istiyorum."

Hyunjin: "Olmaz öyle söyle hadi."

Jeongin: "İnatçılığın da geçmemiş anlaşılan....sağ üstte dolapta olması gerekiyor çok iyi bilmiyorum açıkçası."

Hyunjin, Jeongin'in son söylediğini duyduğunda ister istemez güldü bunu gören Jeongin ilk önce ona kızgın bir bakış atsa da onun güldüğünü görünce kendisi de güldü.

Hyunjin: "Baharatlar nerede? Baharatsız yemek yenmez."

Jeongin: "Evde sadece acı biber var nerden geldiğini inan bende bilmiyorum...istersen ondan koyabilirsin."

Hyunjin: "Boşver."

Hyunjin, Jeongin'in acıdan nefret ettiğini biliyordu ve Jeongin'in huyları kolay değişmezdi. O belli etmese de Hyunjin bunu anlamıştı.

Jeongin masayı hazırlarken, Hyunjin'de ocağın altını kısıyordu. Her şey hazır olmak üzereydi. En sonunda masaya oturdular ve yemeğe başladılar. Bir sessizlik oldu Jeongin bu sessizliği bozmak için Hyunjin'e sordu.

Jeongin: "Peki...hayat nasıl gidiyor, neler yapıyorsun..?"

Jeongin soruyu biraz çekinerek sordu çünkü Hyunjin'in hâlâ ona kızgın olduğunu düşünüyordu. Soruyu sorduktan sonra suyundan bir yudum aldı ve yutkunmakta zorlandı.

Hyunjin: "Rahat olabilirsin sana kızgın ya da kırgın değilim. Senden sonra sadece kariyerimi belirledim onun dışında pek bir şey yok."

Jeongin, Hyunjin bunu söyleyince rahatladı çünkü Hyunjin ona kızgın ya da kırgın olsaydı Jeongin bunu kaldıramazdı, o çok hassas biriydi.

Jeongin: "Buna sevindim."

Hyunjin: "Ne iş yaptığımı sormayacak mısın? Yoksa tanıdığım her şeye burnunu sokan, meraklı Jeongin büyüdü mü?"

Hyunjin bunları söylerken Jeongin'e bakıyor ve gülümsüyordu.

Jeongin: "Tamam çok ısrar ettin, anlat hadii."

Jeongin değişmemişti, hâlâ meraklı bir insandı. Bu merakı bazen ona zarar verse de o, bu huyunu seviyordu ama Hyunjin'i fazla sıkmak istememişti."

Hyunjin: "Aslında dediğim gibi pek bir olayı yok. Bir gün dışarda dolaşırken mağaza vitrininde bir kazak gördüm ve denemek istedim bu yüzden içeri girdim. Kazağı denedikten sonra fiyatını gördüm ve o zamanlar fazla param yoktu ve kazak biraz pahalıydı. Mağazadan çıkacakken yanıma bir çalışan geldi ve patronunun benimle görüşmek istediğini söyledi. İlk önce kazağı denedikten sonra almadığım için problem olduğunu sanmıştım, gençlik işte... Sonra daha önce modellik yapıp yapmadığımı sordular. Cevabım hayır olunca beni şirketlerinde modellik yapmamı istediler, ilk önce biraz garip geldi ama sonra biraz düşündüm ve kabul ettim. Zamanla küçük reklamlar derken işler büyüdü ve buralara kadar geldim. Çok fazla insanla tanıştım, çok fazla güvensizliğim oldu. Şuan buradayım sonuç bu işte."

Hyunjin derin bir nefes aldı ve suyunu yudumladı. Yemeklerini bitirdikten sonra Jeongin bulaşıkları yıkamak için ayağa kalktı, arkasından Hyunjin de tabakları getiriyordu. Daha sonra Hyunjin şarkı açmak için telefonuna yöneldi.

Hyunjin: "Geçen ben senin numaranı almış mıydım?"

Jeongin biraz düşündü.

Jeongin: "Galiba hayır."

Hyunjin: "Tamam o zaman numaranı buraya yazar mısın, artık bir şey olduğunda seni ararım ya da yazarım hem iletişim halinde oluruz."

Jeongin gülümsedi. Elindeki eldivenleri çıkardı ve telefonu eline aldı numarasını tuşlara yazmaya başladı, kendi numarasını kaydetti."

Aynı işlemi kendi telefonuna da yaptı daha sonra Hyunjin'i nasıl kaydettiğini ona gösterdi.

"Hyun"

***

Hyunjin: "Güzel bir akşamdı, tekrarlayalım seninle vakit geçirmeyi gerçekten özlemişim."

Jeongin: "Bende Hyun. Bir daha ki sefere sendeyiz bahane istemiyorum ve Minho da olsun lütfen."

Hyunjin: "Ah işte onu bilemiyorum."

Jeongin: "Neden bir işte mi çalışıyor ya da çok mu meşgul?"

Hyunjin güldü.

Hyunjin: "Evet çok meşgul ama işle değil geçen gördüğün sevgilisi Han Jisung'la."

Jeongin bunu duyduğunda biraz garipsedi sonra o da güldü.

Jeongin: "Araban var değil mi?"

Hyunjin biraz düşündü ve sabah buraya Felix ile beraber geldiğini hatırladı.

Hyunjin: "Sorun değil taksiye binerim."

Jeongin: "Olmaz öyle hem bu saatte taksi bulamazsın. Bir dakika bekle."

Jeongin içeri gitti, montunu ve arabanın anahtarını alıp evden çıktı.

Jeongin: "Hadi gidelim."



Arkadaşlar öncelikle şunları söylemek istiyorum bu ficte sadece hyunlix konuşucak diye bir şey yok başka kişiler de gelebilir ve Hyunjin onlarla da konuşabilir. Evet yorumlarınızı anlıyorum ama bazılarınız açıkçası biraz fazla ileri gitti özellikle instagram da o yüzden bu bölümü sadece Hyunjin ve Jeongin'e ayırmak istedim biraz kısa oldu kusura bakmayın ve son olarak ben sizin farklı bir fic okumanızı kafanızın karışmasını istiyorum. Oy vermeyi unutmayın sizi seviyorum<3

sosyal medya hesaplarım

instagram: httpss.fic

tiktok: httpss.fi3


Continue Reading

You'll Also Like

48.5K 5K 22
"MİNHO EZ BENİ"
i feel blue By -

Non-Fiction

8.3K 1.4K 11
senin sayende ben oldum, senin sayende başka biri olmak istedim. |angst|
61.2K 8.6K 31
[🥼🔬] [theoretically lab] kim taehyung, stajyer jeon jeongguk'un tam bir virüs olduğunu düşünüyordu.
mirror ✔ By ★

Mystery / Thriller

198K 25.7K 70
seneler önce bir grup kişi kötü fikirlerini ortaya atarak deney yapmayı denemişlerdi. bu deneyler masum insanları kaçırarak yapılıyor, onlara acı çek...