sometimes all I think about i...

By goandcrylittlegirl

59.6K 4.7K 5.2K

Okulun popüler çocuğu Dylan, okula yeni gelen Thomas'a her geçen gün kendini daha da kaptırırken ne yapacağın... More

Sometimes All I Think About Is You •dylmas
STAY -1-
STAY -2-
STAY -3-
STAY -4-
STAY -5-
STAY -6-
STAY -7-
STAY -8-
STAY -9-
STAY -10-
STAY -11-
STAY -12-
STAY -13-
STAY -14-
STAY -15-
STAY -16-
STAY -17-
STAY -18-
STAY -19-
STAY -20-
STAY -21-
STAY -22-
STAY -23-
STAY -24-
STAY -25-
STAY -26-
STAY -27-
STAY -28-
STAY -29-
STAY -30-
STAY -31-
STAY -32-
STAY -33-
STAY -34-
STAY -35-
STAY -36-
STAY -37-
STAY -38-
STAY -39-
STAY -40-
STAY -41-
STAY -42-
STAY -43-
STAY -44-
STAY -45-
STAY -46-
STAY -47-
STAY -48-
STAY -49-
STAY -50-
STAY -51-
STAY -52-
STAY -53-
STAY -54-
STAY -55-
STAY -56-
STAY -57-
STAY -58-
STAY -59-
STAY -60-
STAY -60-
STAY -61-
STAY -62-
STAY -63-
STAY -FİNAL-

STAY -64-

502 44 118
By goandcrylittlegirl

Biz geldiiiik

Yorum ve oy atmayı unutmayın. İyi okumalar!

















Bunu yaptığımıza inanamıyordum. Dylan dirseğini masaya yaslamış, başını da eline koymuştu ve bana bakıyordu. Önümde aile cüzdanı vardı ve korkmaya başlamıştım. O ise umursamadan imzayı atmıştı bile. Benim ise yeni yeni götüm tutuşmaya başlamıştı.

Başımı tekrar ona çevirdiğimde derin bir nefes aldı. Dudakları kıvrıldı ardından. "Beni nikah masasında terk mi edeceksin bebeğim?" Yanımızdaki, evlenme işlemini yapan kadının dudakları kıvrıldı yine, gülmemek için kendini zor tuttu. Geldiğimizden beri ikimize içten içe gülüyordu. Utanıyordum istemsizce.

"Babam çok kızar mı?"

Harden ve Orlando derin bir nefes aldı aynı anda oturduğu yerden. "Kanka salak mısınız siz, kafanıza nereden esti evlenmek?" Onlara baktım. Dylan omzunu silkti. Babasından dayağı yiyecekti muhtemelen ama dünya yansa umursamazdı, öyle birisiydi sevgilim.

"Sanane beynine soktuğum." Orlando gözlerini devirdiğinde Dylan masadaki suyu kafasına fırlattı. Görevli kadına baktım tekrar. Onu da oyalıyor olmalıydım.

Beni anlamış gibi konuştu. "Acele etme, siz son çiftsiniz. Bekleyebilirim. Mesai saatimin bitimine kadar." Başımı salladım. Dudaklarımı birbirine bastırdım ardından.

"Söylemezseniz nereden anlayacaklar ki?" diye Harden konuştuğunda kağıdı işaret ettim. Esneme sesi geldi sağımdan.

"Soy adlarımızı veriyoruz birbirimize. Bir yerde çıkacak illaki." Kalemi elimde çevirdim. Dylan'a baktığımda uyukladığını görmemle kaşlarım çatıldı.

"Siktir git Dylan ya!" Kalemi kafasına fırlattığımda inleyerek açtı gözlerini. "Evlendiğimiz gün uyuyorsun, evlenmiyorum seninle." Elimi tuttu hızla.

"Aşkım özür dilerim, çok özür dilerim. Ne olur affet." Yalakalığına güldü bizimkiler. Gözlerimi devirdim.

"Neden aceleye getiriyorsunuz?" dedi Orlando.

"Çünkü babamı tanıyorum." dedim. "Fırsat varken bunu yapmazsak, bir şekilde sürekli engel olur. On sekiz olduğum için, Dylan da yüksek sesli konuşmaya bayıldığı için planlarımızı öğrendi. Artık bırakmaz peşimi."

"Oğlum, Dylan babanın gözünün önünde seninle sevişse sesini çıkaramaz bence artık. Sonuç olarak şuan burda olmanın nedeni Dylan, o da bunu biliyor." Başımı salladım yavaşça. Derin bir nefes aldım ve kalemi aldım geri elime.

"O zaman atı..."

Salonunun kapısı birden açıldı ve Dylan'ın annesi ve babası, ardından benimkiler girdi içeri. "Thomas sakin!" diye babamın bağırışını duydum.

"Kafayı mı yedin Dylan?!" diye onun da annesi bağırdığında umursamazca omzunu silkti. "Çocuk daha yeni on sekiz oldu!"

"İzin vermiyorum." diye babam konuştuğunda kaşlarım çatıldı. Ardından öfke yüklenmeye başladı içime. İzin vermiyor muydu? İzin mi istemiştim?

"Al sana izin vermiyorum." İmzayı hırsla attım altına. Dylan'ın, Harden'ın ve Orlando'nun dudaklarından dökülen kahkahalar ile arkama yaslandım. Ailelerimiz bize şokla bakarken Dylan sırıtarak aile cüzdanını aldı eline.

"E gidelim madem."

Ayağa kalktım ve ellerimi cebime koyup yürümeye başladım. Dylan sırıtarak elindeki aile cüzdanına bakıyordu. "Vay be. İlk evliliğim." Kaşlarım çatıldı, durdum öfke ile.

"Senin ağzına sıçarım ama, dalga mı geçiyorsun amına koyiyim benim..."

"Ve son evliliğim." diye hızla düzelttiğinde yatıştım. Ardından cidden evlendiğimizin farkına vardım. Tam bir şey diyecektim ki babam ensemden sertçe yakaladı beni.

"Yürü." Korkuyla Dylan'a baktığımda kolumdan tutup arkasına çekti beni.

"Ne alaka? Biz bir kere bir yerlere tatil için..." Benden birden çekilidiğinde beline kolunu sarmış, ayakları yere sürten, az önce evlendiğim adamı sürüklercesine götüren babasına baktım. "Kocamı unuttun! Baba kocamı unuttun! Kocam, kocamı da al!" diye bağırışları uzaklaşarak kayboldu ve salonun kapanma sesi geldi. Ağır çekimde sırıtarak bizimkilere döndüm.

"Şey..." Annem ve babam yüzünde aynı ifade ile bana bakıyordu ve ikisinin aynı korkunç ifadeyi takınması ultra korkunçtu.

"Hadi ilk evliliğimi kutlayalım. Hem size, Dylan'ın başıma silah dayayarak beni buraya getirdiğinden bahsetmiş miydim?"

***

Kapı çaldığında babam ayağa kalktı ve çıktı salondan. Abim bile bana kötü kötü bakıyordu. Herkes tüm gün kötü kötü bakmıştı bana.

İçeri Dylan, Dylan'ın babası, annesi ve benim babam girdi ve babam koltuğa oturdu. Dylan ise yanında babası ile mahçupça babama bakarken, babasının onu dirseklemesi ile konuşmaya başladı.

"Üzgünüm." dediğinde onlar dışında her şey ile ilgilenmeye başladım. "Akıllıca davranmam gerekirdi. Düşünmeden anlık bir istekle hareket ettim ve kimseyi düşünmedim. Ondan iki yaş büyük..."

"Yirmi iki ay." dediğimde Dylan dışında herkes kötü kötü baktı bana. Genişçe sırıttığımda, Dylan derin bir nefes aldı.

"Ondan yirmi iki ay büyük olduğum için daha olgunca düşünmem lazımdı. Onu yanlış şeylere yönlendirmemeliydim ve küçük olduğumuzu göz önünde bulundurmalıydım. Çünkü evlilik sorumluluk istiyormuş, babam öyle söyledi yani."

"Dylan." diye babası onu uyardığında ona baktı. Güldüğümde bakışların bana dönmesiyle sustum hemen.

"Yani şey..." Babasına baktı tekrar ve fısıldadığını zannederek konuştu. "Bundan sonra ne diyecektim?" Babasının dişlerini sıkarak tavana bakmasını izledim.

"Unutmuş olamazsın."

"Unuttum ama." Eliyle yüzünü sıvazladı adam. Evde buna alıştırma yapmalarına kahkahalarla gülmek istiyordum ama yapamıyordum.

"Özür dilerim efendim, bir daha..."

"Ha, ha tamam sus." diye kesti babasını ve boğazını temizleyerek tekrar benim babama baktı. "Özür dilerim efendim. Bir daha saçma fikirlerimizi uygulamadan önce bir büyüğe danışacağım."

Babam ona baktı bir süre, ardından bana. İlgilenmiyormuş gibi yaparak kucağımdaki Emily'e odaklandım ve yemeye çalıştığı elini ağzından çektim. "Yapma şunu güzellik. Manikürün bozulacak." Mavi gözleriyle bana baktı ve iki üç ucu gözüken yeni çıkmaya başlamış dişiyle güldü. Ne dediğimi gram anlamıyordu ama anlıyormuş gibi gülmesini seviyordum.

"Zaten olan oldu." diye babam konuştuğunda onu dinlemeye başladım. "Eninde sonunda yapacaktınız zaten. Erken olması biraz kötü oldu ama boşanın desem türlü türlü oyunlar oynarsınız." Dylan sırıttı.

"Asla yapmam öyle şeyler de neyse."

Güldüm yine. Bana dönüp göz kırptığında babası kafasına bir tane geçirdi. Yüzü buruşarak tekrar babama döndü.

"Sorun yok. Yazın ufak bir kutlama yaparız aile içerisinde. Şimdi hepimiz buradayken, güzel bir yemek yiyelim. Abini de çağır." Tatlıya bağlanmasıyla kaşlarım havalanırken babama baktım. O da bana bakıyordu. "Oğlum hep evlenmiyor. Gidip içki çıkartayım." Sırıtarak Emily'i anneme verdim ve birkaç büyük adımda Dylan'a ulaştım.

Kolunu omzuma doladı ve bizimkilere baktı. "Yemekten sonra biz otele..."

"Dylan!" diye babası bağırdığında sustu. Dudaklarımızı birbirine bastırarak birbirimize baktık.

"Ama yeni evlendik. Okullar da ara tatil ya hani." Yerinde zıplamaya başladı çocuk gibi. "Lütfen, lütfen, lütfen..." Babası derin bir nefes aldı.

"Thomas'ın babası izin verirse gidin." Annem göz kırptı bana.

"O iş bende." Kollarımı Dylan'a doladım ve sarmaş dolaş bahçeye çıktık. Başımı çevirip ona baktım.

"İyi yırttın şerefsiz." Sırıttı genişçe.

"Olmadı kaçırırdım seni." Kafasına vurdum gülerek. Kollarımı ondan çektim ve kendimi koltuğa attım. "Ne zaman eve çıkacağız?"

"Ölmüş dedeni görmek istemiyorsan bir süre açma bu konuyu." Dudaklarını büzerek yanıma oturduğunda kendime çektim onu. Başını göğsüme yasladığında kollarımı etrafına sardım ve saçlarından öptüm

"Hemen ilk günden başladın homurdanmaya." Sırıttı hemen.

"Pardon aşkım." Benden çekildi ve hafifçe koltukta uzanırken o çekti beni kollarının arasına. Başımı göğsüne yaslayıp bacaklarının arasından koltuğa uzandım ve kollarımı beline sardım.

Saçlarımı okşayıp öpücükler bıraktı. Yemek masasının hazır olduğunu abim söylemeye gelene kadar.














Otel 😃😃

Continue Reading

You'll Also Like

10.3K 1K 17
Deltasını bulmak için fazlasıyla hevesli olan vita Stiles, aradığı kişinin okulun en sinir bozucu insanı Derek Hale olduğunu öğrenir ve dünyası başın...
6.3K 745 5
TAMAMLANDI Uhbar, kayıp arkadaşını aylar sonra görmüştü. Ölü olarak. Uhbar hayatta değil gibiydi, hayata dönmesi gerekti. Arkadaşı için yapması gerek...
15.1K 1.2K 16
Derek'in babası, kirli işlerle uğraşırken, Derek'i de kendine çalıştırır. Ancak bir gün kendisine verilen görev, Stiles Stilinski'den alınması gereke...
1.8K 196 13
*Tamamlandı *Çeviridir. *** Omega olan aktör Dean, Alfalar onu rahatsız etmesin diye hayatı boyunca eşleşmiş gibi davranır ve babası onu yalnız bırak...