VATAN DELİSİ

By emineyazr_1

4.9K 398 49

"Onu seviyorsun değil mi ? Seni azıcık tanıyorsam sevmediğin bir adamla öpüşmessin keşke gözlerim kör olsaydı... More

30.bölüm "Büyük Yalan "
31.bölüm "Yazıklar Olsun! "
32.bölüm "Mesafe "
34.bölüm "Yüzbaşı "

33.bölüm "Hayırlı Olsun "

966 82 11
By emineyazr_1

Hep Barış'ı okuduk birazda Cihangir'in iç dünyasını okuyalım.

60 oy ve 20 yorumu geçmezse uzun bir süre bölüm gelmeyecek !

Emeğimi lütfen hiçe saymayın yoksa rüyanıza girerim bilesin !
😅

Yarın 2 sınavım var ve ben sıfırım 😣

Allah hepimizin yardımcısı olsun 🌸

Keyifli Okumalar 🎬


Cihangir'den

Terkedilmek

İnsan daha terkedilmenin ne olduğunu bilmeden yaşayabilirmiydi ? 4 yaşında anneme gitmemesi için yalvarırken küçük bedenimi ittirerek dizlerimin üstüne düşmemi sağlamıştı.

Anneler kanayan yaraları öpüp saran çocuklarını şevkatle bağrına basan insanlar değilmiydi yoksa ?

Annem ve babam kendi arabalarına binerek çekip giderken yaşlı gözlerim ve kanayan dizlerimle arkalarından baktım. Her zaman cezalar verir ve vururdu bana ama hiç biri bu kadar acıtmamıştı canımı. Yağmurun altında hıçkırarak ağlarken sesizce fısıldadım. "Bana yine vur ama beni bırakma anne." duymadı sesimi belki sesizce içimden söylediğim içindi.

Ama anneler hissederdi bir keresinde arkadaşım Hasandan duymuştum Hasan ağladığı zaman annesi hissetmiş ve yanına gelmişti. Benim annem de hissederdi belki ben anneme bir defalığına of dediğim içindi sesimi duymayışı."Of demiyecem söz ama gel anne " diye yakarsamda gelmedi.

Büzdüğüm dudaklarım titrerken elimdeki oyuncak arabamı sertçe zemine atarken kırılan parçaları izledim. Babama yalvara yakara aldırdığım oyuncak arabaya da ihtiyacım yoktu artık.

Yetim ve öksüz olarak kaldığım geceyi hiç unutmamıştım. Her anı aklıma  kazılıyken yıllarca hata bende diye ablam ve abime zırlamıştım. Çocuk aklı işte nereden bilebilirdim hiç bir zaman anne ve babamın olmadığını ?

Dedemin tuttuğu dadılar sayesinde büyümüştüm ben zengin bir malikane sınırsız koşullar altında her şeyi istesem sorgusuz kabul eden dedemin yanında. Dedem soğuk insandı ama vicdanlı ve  merhametliydi de oğlu ve gelinin terk edip bıraktığı çocuklarına kendisi sahip çıkmıştı.

Kayra abim sesiz ve sakin bir yapıya sahipti belki annem ve babamların gidişiyle böyle olmuştu hatırlamıyordum. Azra ablamsa bize küçük annelik yapmıştı her derdimizi tasamızı sabırla dinler ve bize doğru yolu göstermeye çalışırdı.

O yüzden ablamın yerini hep ayrı tutardım kalbimde annemden çok bize annelik yaptığı için. Yıllar boyunca insanlardan uzak durmuştum sakin kendi halinde takılan bir çocukluğum olmuştu bu hayattan tek isteğim vardı onuda etimi dişime takarak elde etmiştim hamd olsun.

Başarıyla bitirdiğim MSÜ'den sonra İstanbulda iş başı yapmaya başlamıştım 3 yıl boyunca tek takıldım askeriyede çok arkadaşım olmuştu büyüdükçe insanlara ısınıp güvenmeye başlamıştım. 25 yaşımda üsteğmenlik rütbemi aldıktan sonra yeni bir tim kurulmuştu timin komutanı olacağımı duyduğum zaman heyecan ve endişe duymuştum. Büyük bir sorumluluk alacağımın farkındaydım yıllar geçti timimle yeri geldi dertleştim yeri geldi eğlendim.

Birbirimize sıkıca bağlanmış her şeyin üstesinden birlikte gelmiştik. Abim ve ablamdan sonra bu hayatta ki en önemli varlıklarım olmuşlardı. Sonraysa hayatımın merkezine koyduğum bir çift mavi göze takılmıştım.

Hayatımda gördüğüm en güzel gözlerdi. Daha önce hiç bir kadının gözlerinin içine bakmamıştım belki rahatsız olurlar diye ? Sohbet halinde bulunurken bile gözlerimi hep kaçırırdım çekinirdim kadınlardan çünkü.

Üzerindeki üniformanın içindeki normal kadınlara göre fazla uzun kadına bakarken ilk başta cesaret edememiştim gözlerine bakmaya. Tokalaştığımız zaman varlığını unutuğum kalbim hızla çarpmaya başladı elektirik çarpmış gibi olurken birden gözlerimizin kesişmesine neden oldu.

Mavi gözler bir okyanus derinliğinde sizi içine çekip yutacak kadar derin gözler. Yutkunamamış boğazımın kuruduğunu hissetmiştim.

Bu gözler neydi böyle ? Bir kadının gözlerine bakmaya çekinen ben nasıl da gözlerimi hiç çekmek istememiştim gözlerinden.

Ellerimizi ayırdığı zaman içimde oluşan boşluk hissiyle avcumu sıkarak gözlerimi kaçırdım. Rahatsız olmuş olabilirdi benden , ama olmasındı en huzurlu hissettiğim anlardan birinde bana huzuru veren gözleri benden rahatsızlık duymasındı.

Kendime hakim olamayarak ilk defa karşımdaki bir kadını inceledim. Soğuk hava yüzünden bembeyaz teni kızarmıştı dolgun dudaklar ufak burnu kaskının arasından fırlamış simsiyah  saçları ve mavi gözlerini daha da çekici gösteren uzun kirpikleri.

Karşımdaki kadın gözümde bir anda dünyanın en güzel kadını olurken üzerindeki üniformayı taşımasına ayrı bir sevinmiştim. İnce uzun parmaklarının arasındaki silah eline ne de yakışmıştı.

Böyle güzellik halis miydi , Yoksa ben başıma sert bir darbe mi yemiştim ?

Defalarca okumama rağmen bir bok anlamadığım dosyanın kapağını sinirle kapatırken sert bir soluk verdim.

Olmuyordu yapamıyordum bir çift mavi gözssüz her zaman askeriyenin bahçesinde gerek eğitim yapan gerek nöbet tutup ,eğlenen kadınım yoktu.

Dağ çiçeği yoktu...

Bakışlarım pencereden dışarıyı seyrederken burada olmadığını bile bile kahvelerim arada kendini. İçimdeki acıya artık son veremezken kontrol altından çıkmıştım. Onsuz geçen her günüm bomboştu koca 38 gündür görmediğim kadınımı o kadar özlemiştim ki.

Hoş , neden sahiplik eki kullanıyorsam sevgilik işini benim aptallığım yüzünden derinden sarsan iki aşıktık.

Sevdiğim kadın bana aşık olana kadar ne kadar acı çekmiştim oysaki her duamda vardı. Her şeyimdi benim bu hayatta Rabbim, peygamberim ve vatanımdan sonra gelen başlıca kişiydi onuda kendi yaptığım aptallıkla kaybetmiştim. 

Yalan söylememeliydim bunun elbette farkındaydım Barış'ın bir gün benden duymasını istedim ama iş işten geçmiş bir anda sevdiğim kadını kaybetmiştim.

Darlandığım için üniformamın ilk iki düğmesini açtım. Masamın üzerideki soğumuş çayımı içerken telefonumu elime alarak odamdan çıktım. Bahçeye çıkarken en uzaktaki banka oturdum hava kararmaya yüz tutmuştu ama hava o kadar sıcaktıki. Temmuzun sıcağını dibine kadar hissediyordum.

Bakışlarım uzun bir süre al sancakta dolaştı her gördüğümde kalbimde o huzuru gururu hissederdim. Çalmaya başlayan telefonumla kim olduğuna baktım.

İkizlerin Anası

Aramayı yanıtlarken kulağıma götürdüm. "Efendim Abla ."şu an yanımda olmasına çok ihtiyacım vardı.

"Cihangir kardeşim nasılsın ?"

"İyiyim ya sen ?" iyi falan değilsin.

"İyi falan değilsin eşşek sıpası ne zamandan beri büyüdünde ablaya yalan söyler oldun ?"telefonun ardından çemkirmesiyle gülümsedim.

"Sakin ol Azra'm gerçekten iyiyim."

"Yo he he inanmış gibi yapıyorum şimdilik gelince faturanı keserim ben senin bu arada ablacığın da iyi." ablamın dobra bir insan olduğunu söylemişmiydim ?

"İkizler nasıl ve enişte bey ?" yeğenlerimi özlemiştim benim ilk göz ağrılarım .

"Vallahi babalarıyla markete gönderdim tüm evi altüst ettiler yoruldum arkalarını toplamaktan." yakınmasına gülerken iç çektim. "Çok özledim aslan parçalarını ne zaman geleceksin buraya abla ?"

"En son ben geldim öyle hatırlıyorum, yanlışmıyım ?" doğru söylüyordu iki günlüğüne Hüma hanım vefat ettiği zaman gelmişlerdi.

"Ama o başkaydı abla işler de yoğun burda izin almak istemiyorum okullar da tatilken geliverseniz."

"Hakan'a söyleyim ben işleri yoğun değilse geliriz bir kaç günlüğüne hem Kayra haftaya iş için İstanbul'a gelecekmiş belki o da gelir."

"Abim geleceğini bana söylemedi ben ararıyıp sorarım ona sonra."

"Tamam canım şimdi kapatıyorum benim küçük canavarlarıma ve beyciğime yemek yapmam lazım." ablamın sonunda hakettiği mutluluğu bulmasına o kadar seviniyordum ki en çok o hakkediyordu bence.

"Ne yemek yapacaksın ?" diye sorarken iç çektiğini duydum telefonun ardından.

"En sevdiğinden."

"Etli pilav ?"

"Evet Enver de sana çekmiş tutturdu etli pilav yap diye Ender de tavuklu pilav istedi o da Kayra'nın en sevdiği ne yapacağım bu iki haylazla ikiside dayıları kılıklılar."söylediklerine kocaman gülümsedim.

"Yer onları dayısı benim yerime öp küçük adamları hadi Allah'a emanetsin."

"Öperim ablam kendine sende dikkat et aklım sende Allah'a emenatsin sende görüşürüz."

"Görüşürüz ablam "diyerek aramayı sonlandırdım. Kararmış havaya bakarken cebimden çıkardığım sigara paketimden bir dal alarak yaktım.

Fazla sigara içen biri değildim günde bir elin parmağını geçmezdi. Ama son zamanlarda baya içer olmuştum.

Siğaramı bitirdikten sonra ayaklanırken arabama doğru ilerledim mesai saatim biteli bir saat oluyordu.

Arabamı eve doğru sürerken telefona mesaj gelmesiyle cebimdeki telefonumu çıkardım arabayı ışıklarda durdururken Araftan gelen mesajı açarak hızla okudum.

"Hepimiz Barışlardayız Cihangir sende gel eminim sana iyi gelecektir Barış'ı görmek."

Yanan yeşil ışıkla arabayı sürmeye başladım. Günler sonra sevdiğim kadını görecek olmak acıyla yanan kalbime kısa bir süreliğine baharı getirmişti.

Arabamı evinin önüne park edereken arabanın aynasını açarak başımdaki bordo beremi çıkarttım saçlarımı elimle düzeltirken beremi özenle başıma geçirdim. Arabadan inerken üzerimdeki üniformamı düzeltip derin bir nefes vererek kapının zilini çaldım.

Kısa sürede açılan kapıyla Yusuf göründü "Hoş geldin Cihangir abi." sesi soğuk ve mesafeliyken içimdeki heycan kırıntıları anında uçup gitti.

Haklılardı böyle davranmakta "Hoş buldum Yusuf " diyerek postallarımı çıkarıp eve girdim.

Salona girdiğim zaman hepsine selam vererek pencerenin önünde ayakta bekledim. Gözlerim bir çift mavi gözü ararken Yusuf huysuzca konuştu.

"Ablam evde değil boşuna arama."

"Nerde ki ?"diye merakla sorarken "Sanane"diyerek ters bir cevap veren Yusufla bir şey söylemeyerek sesiz kaldım.

Kartal Yusuf'u uyarırken kendisi bu sefer sordu nerde olduğunu.

"Ablam işte." ne işiydi bu böyle ?

Kartal "Ne işi lan bu askeriyeyi de bıraktı deli ablan ?"

"Kartalcım ablam hani istihbaratçı ya askeriye dışındada görev yapabilir."

Duyduğum tekerlek sesiyle bakışlarım pencereden dışarıya kaydı. Siyah jeepten inen Barış'a baktım. Şoför koltuğunda olan bir erkekti kaşlarım çatılırken Barış bir kaç şey daha söyleyerek el salladı. Gözden kaybolan arabanın ardından yüzündeki gülümsemeyle bahçeye girdi taaki göz göze gelinceye kadar. Anında yüzündeki gülümseme yok olurken soğuk ve donuk bakışları içimi buz gibi yaptı.

Başka bir adama gülümseyerek bakan yüzü bana baktığı zaman yok oluyordu. Bir yabancıya bile daha sıcak baktığına yemin edebilirdim.

Avuçlarımı sertçe sıkarken dudaklarımı birbirine sertçe bastırdım.

Hakkettin...

Göz temasımızı kendisi keserken eve doğru yürüdü çalan kapıyı Kartal açmaya giderken bakışlarımı pencereden çektim. Odaya giren sevdiğim kadınla diğerleriyle selamlaşıp sohbet edişini izledim. Cesaret edemedim selam vermeye ona bile yüzüm yoktu. Sadece uzaktan izleyebildim.

Bir hatanın bu kadar can yakması hiç adil değildi göz pınarlarım yanarken iç çektim. Sakin ol Cihan evde falan değilsin onu izlemenin tadını çıkar.

"Barış sen evlendin mi ?"Ali'nin şaşkınlık içeren sesiyle daldığım karamsarlık dünyamdan sıyrıldım. Aslında dalmama gerek yoktu zaten dünyam çoktan kararmıştı benim.

Hızla kalabalığı yararak sevdiğim kadının elini tuttum ne durumda olduğumu unursamayan kalbim kendini belli ederken elindeki alyansa baktım.

Alyans evliliğin bir simgesi değilmiydi ?

Peki sevdiğim ve gelecekte evli olup son nefesime kadar yanında olmak istediğim kadınımın parmağında başka bir herifin imzası mı vardı ?

Korkarak mavi gözlerine bakarken açıklama yapmasını bekledim ama açıklama yapmayı bırak tek kelime dahi etmedi. Bir açıklamayı bile bana çok mu görüyordu bu kadar mı düşmüştüm gözünden ? Bu yaptığı ben ve duygularıma fazla değilmiydi ?

Elini bırakırken dişlerimi sıkarak fısıldadım "Hayırlı olsun üsteğmenim" bir hışımla evden çıkarken postallarımı hızla ayağıma geçirdim.

Ne yaptığımı ben bile kestiremezken nereye gittiğimi bilmeden ara sokaklarda yürümeye başladım gözümden akan yaşları silsemde devamı çok geçmeden geliyordu zaten acıyan kalbime sertçe vururken bağırdım "Yeter acıma artık Allah'ın cezası."bir duvarın dibine çökerken başımı sertçe duvara vurdum.

Ne oluyordu bilmiyordum ama zangır zangır titriyen bedenimi kontrol edemiyor her yeri yakıp yıkmak istiyordum.

Annen bile sana sevgiyi çok görmüşken başka bir kadından sevgi istemen senin aptallığındı.

Aptal Cihangir!

Başımı sertçe tutarken aklımda dönüp dolaşan sesler yüzünden kenidimi kontrol edemiyor olmuştum. Psikolojik eğitim almıştım ama bu çok başkaydı bu hiç bir eğitime benzemiyordu.

Ellerimi tutan ince parmakları hissederken gözlerim kapalı olsa bile kim olduğunu biliyordum. Avuçları yanaklarımı kavrarken gözlerimi korkarak araladım yanımdaydı buradaydı.

"Barış..."sesimin titremesine engel olamazken gözlerimden akan yaşları sildi "Şhh...sakin ol önce Cihangir kriz geçiriyorsun." beni sakinleştirmeye çalışmasına acı bir şekilde güldüm.

"Çok canım yanıyor ama sen geldin daha fazla yanmaya başladı lütfen git ve beni yanlız bırak seni tebrik de ettim lütfen git acımı yaşamama izin ver." titreyen sesimle ellerini yüzümden çektim.

"Cihan dinlermisin beni kendinde değilsin sen !"

"Beni sen bitirdin Barış her şeyi yapabilirdin ama böyle bir şeyi senden asla beklemezdim tamam intikam almak istedin ama bu çok fazla beni öldürmeye hakkın yok !" ayaklanırken yüzümü sildim. "Ben aradan çekiliyorum artık yeteri kadar canımda yandı dersimide aldım ben." geldiğim yöne doğru geri döneccekken önümü kesti daha ne olduğunu anlamadan yüzüme yumruk yerken elim yanağıma gitti.

Ne yapıyordu bu deli kadın yine ?

"Her kavgamızı yumurukla mı sonlandırıyorsun ?"

"Senin gibi bir aptala az bile bu yüzbaşı koca adam olmuşsun ama hala aptalsın."şokla yüzüne baktım ne düşüneceğimi de kestiremiyordum.

"Hakaret falan ayıp ediyorsun."

"Senin ayıp anlayışınada sana da başlarım yüzbaşı ben sensizlikten delirmişken nasıl başka bir adamla evlendiğimi düşünebilirsin aramızda sırf sorun çıktı diye başka erkeklere mi gidiceğe benziyorum ?"bu sefer kendisi bana bağırırken çözemedim.

"Ya elindeki yüzük ve bana açıklama yapmaman ?"diye sordum merakla.

"Görev icabı olduğunu söyleyecektim ama maşallah paşamız uçtu gitti hem suçlu hem güçlüsün."söyledikleriyle yüreğim bayram yerine dönerken rahat bir nefes verdim.

"Ben sanmıştım ki..."cünlemi tamamlama izin vermeden kesti "Sen sandın ki benim aptal ve bir o kadar yalancı sevgilim benim senden başka bir adamla ilişki yaşayabileceğimi. Benim gözüm ve kalbim senden başkasını görmezken nasıl böyle düşündün şok içindeyim."

"Ben özür dilerim."diye sesizce ve utançla mırıldanırken tek kaşı havadayken güldü.

"Kabul edilmedi."elleriyle yakalarımı tutarken ne yaptığını anlamaya çalışıyorken uzun zaman sonra dudaklarını dudaklarımda hissettim ben şok geçirmiş bir haldeyken dudaklarımı sertçe canımı yakmak istercesine öperken kollarını boynuma doladı kendime geldiğim zaman kollarımı beline dolayarak bedenini bedenime yapıştırıp karşılık vermeye başladım.

Nefesimiz keslinceye kadar birbirimizi tüketirken alınlarımız birbirine yaslı bir şekilde nefeslendik.
"Özledim seni."diye fısıldarken dudakları bir an kıvrılır gibi olsada kendinden taviz vermeyerek geri çekildi.

"Seni affetmediğimi yine söylüyorum sadece ödeştik bu kadar."neyden bahsettiğini anlarken uzun zaman sonra gerçekten tüm kalbimle gülümsedim.

"Demek ödeştik ama sen daha çok yedin gibi beni sanki ?"tek kaşım havaya kalkarken omzuma sert bir darbe yedim. Acıyan omzumla yüzüm buruşurken "Bu ne ya dayak manyağı yaptın beni kadın !"içten içe bu asi ve deli halleri beni kendine daha da hayran bırakıyordu.

Ondan gelen her şey güzeldi , aşkın gözü kör ettiği sözü doğru olsa gerekti.

Gülümseyerek erkekler gibi yanağımdan makas aldı. "Sen boş ver bunları kendini affettirmeye bak yoksa daha çok dayak yersin yüzbaşı" göz kırparak arkasını dönüp giderken kendi kendime aptal gibi sırıtarak sıktığı yanağımı tuttum "Emredersin dağ çiceğim"diye fısıldadım.

Artık uzak durmayacak ilişkimi kurtarmaya bakacaktım yoksa... aklımda dönmeye başlayan tilkilerle kendi kendime söylenerek yürümeye başladım.

Bu kadın kendini bana çektirmişti onun yüzünden deli divane olmuştum ağlayarak geçtiğim yolları gülerek döndüm beni ne kadar affetmesede gözlerindeki büyük ve asla bitmeyecek sevdayı tanımıştım çünkü aynı bakışlardan bende de vardı.

Bölüm Sonu 🎬

Nasıl buldunuz?

Cihangir'in ağzından okumak nasıldı ?

Barış adamı yumruktan ve aşkından hem aptallaştırdı hemde deli yaptı 😂

Biraz duyguları size geçirebilmişsem ne mutlu bana.

Barış ?

Cihangir ?

Yusuf ?

Tim ?

Hoşçakalın 🎬



















Continue Reading

You'll Also Like

78.5K 6.3K 16
Üsteğmen Selda Kızıldere. Yıllar önce hayalleri uğruna kimseye bir şey demeden terk ettiği mahallesine tekrar dönüyordu ama artık hiç bir şey eskisi...
2.1M 104K 79
"Çocukken yanağıma kondurduğun öpücük sayesinde tüm acılarım geçmişti. Şimdi ben senin kalbinden öpsem geçer mi? Tüm acıların diner mi?" İlk görüşte...
57.5K 1.7K 45
asker ve doktor'un hikayesi
32K 1.9K 28
"Tatlı dile, güler yüze Doyulur mu, doyulur mu?" Sesli kahkahalar eşliğinde Neşet Babaya eşlik ediyordum, rakı bardağını kafama diktim ardından gözle...