32.bölüm "Mesafe "

828 67 8
                                    

Medyayı yazarken dinledim size de okurken tavsiye ediyorum ❤

Oy ve yorum yapmayı unutmayın!

Okuma sayısı atarken oy ve yorum sabit...

Keyifli Okumalar 🎬

Elimde tuttuğum soğumuş kahvemden bir yudum alırken karşımda oturan adamın konuşmasını bekliyordum.

Derin bir nefes çekmesiyle elindeki kupa bardağını masanın üzerine bıraktı. "Her şeyi sen açığa alındığın gün öğrendim.O it iki gardiyanımızı şehit ederek onlara çalışan cezaevi müdürü sayesinde kaçmıştı oradan. Zafer Albay hemen ardından senin timini görevlendirmişti ama yine kaçmış bir şekilde ellerinden o piç defalarca görev olmasına rağmen hiç bir zaman ortaya çıkmadı meğersem seni bekliyormuş o it Zafer albaya defalarca daha fazla gerçekleri saklamak istemediğimi söylesemde izin vermedi. Senin için çok endişeliniyordu Barış bende söyleyemedim annenin şehit edildiği gece anlamıştık o itin yaptığını seni ayaklarına çağırmaktı niyeti cenaze günü söyleyecektim ama acın tazeydi daha fevri davranabilirdin bu yüzden söyleyemedim."

Sözleri bir kulağımdan girip diğerinden çıkarken dudaklarım kıvrıldı. "Demek hayati nedenler buymuş sende haklısın baya önemliymiş her şeyi benim hayatıma mı bağlıyorsunuz Cihangir ? Ben sıradan bir insan mıyım ?"

Kahve gözlerindeki duygular canımı yaksada yutkunması hoşuma gitmişti. "Degilsin tabii ki Barış "

"O zaman bana böyle muammele yapmaktan vazgeçin ben bir askerim onunla birlikte bir istihbarat görevlisi hayatım her zaman tehlikede olacak tabii , o yüzden rica ediyorum beni düşünmeyin."

"Barış anlamıyorsun..."

"Neyi anlamıyorum Cihangir ben ? Her seferinde aynı şeyi dile getiriyorsun bozuk plak gibi asıl sen beni anlamıyorsun ben çocuk değilim benim için endişelenenilirsin ama bırak da kendi hayatım için kararlarını ben alayım."kendimden beklemediğim medeni çıkan sesimle konuştum.

"Haklısın Barış , ne diyebilirim ama sana asla yalan söylemek istediğimi unutma olur mu emin ol ki bunu ne Zafer albay isterdi ne de timin." dalgın bir şekilde bakışlarımı bahçede dolaştırdım.

"Biliyormusun hepinizi affetmek isterdim ama yüreğimdeki acı buna izin vermiyor annemide bir yalan uğruna şehit verdim ben annemin şehit olmasına asla gocunmam bin tane annem olsa yine de bu vatan için sesimi çıkarmam ama ihtimaller..." durgun sesim her şeyi açıklıyordu aslında.

Ne kadar kırgın olduğumu...

"Peki , affetmeyecekmisin beni ?" boğuk ve acı çektiğini belli eder sesine silik bir tebessüm ederek kahve gözlerine bakmamaya çalıştım. Benim canım daha fazla yanardı o zaman.

"Bunu ben kendime bile itiraf edemezken benden bu soruya cevap bekleme yüzbaşı tek söyleyebileceğim şey biraz ilişkimize ara vermek olacak." zorlukla söylediğim cümleler boğazımda büyük bir yumru oluşturdu.

"Ayrılmak mı istiyorsun ?" aklımdan şu ana kadar geçmeyen ihtimali söylemesiyle hızla itiraz ettim. "Öyle bir şeyi kastetmedim Cihangir sadece daha fazla ilişkimizin yıpranmasını istemem bu süreç ikimize iyi gelecektir eminim."gözlerimiz kesiştiği an kahve gözünden akan bir damla yaşın çizdiği yolu izledim.

"Seni yanımdayken bile özlerken bu süreç beni bitirir Barış lütfen yapma böyle bir şey bir daha asla sana yalan falan söylemem son bir şans ver bana."masanın üzerindeki ellerimi tutarak öpücük kondurdu.

VATAN DELİSİحيث تعيش القصص. اكتشف الآن