ASYA (TAMAMLANDI)

By bencena12

45.2K 3.6K 402

~aşk gerçekten her şeyi affedecek kadar güçlü bir duygu muydu? ~ ~~~~~ "bir an hiç gelmeyeceksiniz sandım sa... More

KARAKTERLER
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58- +18
59- +18
60
61- +18
62
63
64
65- +18
66
67
68
69
70
71
72 - +18
73
74
75
76
78
79
80/+18
81-Final Part I/+18
81 Final Part II
DUYURU

77 - +18

484 39 5
By bencena12

Herkese keyifli okumalar.. 🎀

Üstümdeki tatlı yorgunlukla gözlerimi aralarken yanımda huzurla uyuyan sevdiğime baktım. Demir, bana doğru dönmüş, elini yanağının altına koyarak şirin bir görüntüye sebebiyet vermişti. Bu tatlı haline bir iç çekip, her zamanki gibi kızımınız üzerinde olan elinin üstüne ben de elimi koyup okşadım.

Bir süre bu anın keyfini çıkara çıkara sessizce onu izledim. çünkü her zaman böyle bir ana denk gelmek nasip olmuyordu. Her sabah benden önce kalktığı için hep onu beni izlerken yakalıyordum ama bu sabah tersi olmuştu ve ben de dakikalarca bunun keyfini çıkardım.

Çıkardım çıkarmasına ama en sonunda daha fazla dayanamayıp ona doğru iyice yaklaştım ve ilk çıplak koluna sonra omuz başına sonra da boynuna ıslak öpücükler bırakmaya başladım. Sabah sabah canım onu çekmişti ve almam gerekiyordu. Yoksa bir yerim şişerdi..

"yavrum" dudaklarım sağ göğsünün üstündeki yaraya değerken demirin boğuk sesi geldi kulağıma "ne yapıyorsun" demesiyle dilimi sağ göğsünün minik ucununa sürterek yukarı çıkardım. Yanağı da dilimden nasibini alırken uykusu dağılmış, göğsü istekli bir nefesle şişmişti.

"günaydın kocacım." diyip elimi yavaşça karnından sürterek aşağıya indirdim. İstediğini elde etmek için karıncalanan parmaklarım sertleşmeye başlayan erkekliğinin üstüne kapanırken kesik, derin bir nefes aldı.

"bu nasıl güzel bir gün ayışı karıcım" diye nefes nefese konuştu. Keyifle gülüp elimi baksırının lastiğine doğru kaydırdım ve onu tüm çıplaklığı ile hissedebilmek için gözlerinin içine baka baka elimi içeri ittim.

"Asya" adım istek dolu bir inlemeyle ağzından çıkarken o da elini çıplak belime attı okşamaya başladı. "güzelim"

"söyle bebeğim" diyip elimi aşağı yukarı hareket ettirmeye başladım. Yastıktan başını kaldırıp tam yüzünün hizasında tepeden ona bakan yüzüme doğru uzandı. Çabasını karşılıksız bırakmayıp ona doğru eğildim ve yarı yolda dudaklarını kaptım.

Alt dudağım dudakları arasında ezilirken ben de üst dudağına aynısını yaptım ve bacağımı belinin diğer yanına atarak üstüne çıktım. Elleriyle kalçalarımı kapıp konumumu sabitledi.. Elimi erkekliğinden çekip yavaşça aramızda sürterek yanağına götürdüm ve diğer elimle de diğer yanağını tutup yüzünü sabitledim.

Uzun uzun tadını çıkara çıkara birbirimizi tükettik. En sonunda nefesim bana yetmeyince ondan ayrıldım ve üstünde diklendim.

Ellerini kollarım boyunca sürterek omuz başlarıma çıkardı ve saten geceliğimin askısını aşağıya çekti. Göğüslerimi amaçladığı gibi açıklığa kavuştururken kalçalarımı yavaşça hareket ettirip erkekliğine sürttüm.

"her defasında kafayı bana yedirecek raddeye beni nasıl getiriyorsun anında aklım almıyor" Sertçe kafasını yastığa vurup alev alev yanan gözleriyle bana baktı. Geceliğim belime yığılmış, hamilelikle daha da şişen göğüslerim ona güzel bir seyir oluşturmuştu.

"nasıl aydı gün güzel mi kocacım" cilveli bir edayla göğüslerimi sallayınca kısık bir nefes çekti içine ve ellerini kalçalarımın iki yanına çıldırtıcı bir yavaşlıkla sürterek getirdi.

"yavrum çok güzel aydı ama devam etmez de beni böyle yarım bırakırsan cehenneme dönecek gibi ayan bu güzel gün" demesiyle kıkırdayıp ellerimi başının iki yanına koyarak üstüne eğildim ve göğüslerimi yüzüne sürttüm. Ağzını, göğsümü kapmak için açarken ondan hızlı davranıp diklendim hemen. "Asya" diye bana kızdı ama umursamadım. Benim canım şuan onunla oyun oynamak istiyordu. Sonra zaten sevişirdik..

"demir" diye erotik bir sesle adını fısıldadım. Ellerini göğüslerime atıp ikisini de kaptığı gibi sıktı ve ona doğru gelmem için çekti. Ona karşı koyup onu çıldırma oyununu uzatmak istesem de dayanamadım.

Üstüne bırakırken kendimi, elinin içindeki göğsümün ucunu ağzına alıp iştahla emdi. Zevk dolu çığlığım ucunu ısırmasıyla odada patlarken elimi aramıza tekrar sokup hızlıca baksırına, oradan da erkekliğine ulaştırdım.

İkimizin de boğuk inlemesi dudaklarımızdan firar ederken elini iç çamaşırıma atıp ince kumaşı çekti ve acımasızca kopararak bedenimdeki esaretine son verdi.

Deli gibi titredim o an. Bu hareket öyle seksi geliyordu ki bana..

"demek kocayla oyun he" demesiyle kıkırtım beni yatakta ters çevirmesiyle sekteye uğramış, istekle inlemiştim. Bacaklarımı hızla iki yana açıp arasına girdi ve "kocan şimdi göstericek sana oyun oynamak nasıl olurmuş diye. Seni küçük oyunbaz" diyip baksırını tam aşağıya indirmişti ki telefon çalmaya başladı.

"boşver. Arayan şuandan daha önemli bir şey söleyemez" dememle yarıda kalan baksırını aceleyle aşağıya indirdim.

"bence de güzelim" diyip aramızda şahlanmış şekilde duran titanını eline alıp kadınlığıma hizaladı. Telefon tekrar çalarken "başlıcam şimdi he" diyip sinirle çıkıştı.

Sinirli şirin tavrına kıkırdayıp bacaklarımı beline doladım ve iri bedenini bacaklarımın arasına hapsettim. Yaptığımla dudaklarının arasından kısık bir inleme dökülürken erkekliğini girişime dayadı ve hafifçe içeri itti. Hazla başım yastığa düşerken tırnaklarımı sırtına geçirip hazzı biraz olsun dağıtmaya çalıştım ama nafileydi. Tüm çabam nafileydi çünkü bu haz hiç azalmaz aksine çoğalarak beni mafederdi, biliyordum.

Kendini, yavaş yavaş tadını çıkara çıkara içime iterken kapanıp tekrar çalan telefonla "sikicem şimdi kimse he" diye sinirle kükredi.

"Boşver onu kocacım bana yap o dediğinden " dememle "yavrum delirtme beni" diye inleyip sertçe erkekliğini içime kökledi. O an gözlerimin önünde şimşekler çakarken demir diye çığlık atmış, duyulacak olmasını ise gram umursamamıştım.

"demir diyen dillerini yerim senin yavrum bir daha de hadi. Sadece adımı söyle başka bir şey duymak istemiyorum" diyip kendini geri çekti.

"demir" diye 'r' yi uzatarak istediğini ona verirken anlıma dudaklarını bastırıp beni bekletmedi ve kendini sertçe yine içime itti.

Yaşadığım hazla onunda istediği gibi yine demir diye çığlık atıp tırnaklarımı sırtından aşağıya sertçe sürterek kalçalarına sapladım.

"siktir çok mu sertti bebeğim. Özü..."

"hayır hayır devam et mükemmel" diye inleyerek lafını kesim ve kalçalarımı ona doğru kaldırarak çevirdim.

"Asya, siktir napıyorsun yavrum lan" diye hazla inleyip dudaklarıma saldırdı. İstekle ona karşılık verirken telefon bir kez daha çalınca demirden ayrılıp "kim şu gerizekalı bak şuna" diye sinirle çığlık attım. Hazzın en güzel noktasında çalan telefon cidden sinirlerimi bozmaya başlamıştı çünkü çıktığım yerden beni çekip almayı başarıyordu.

Demir sert çıkışımla komodine uzanıp telefonu eline aldığı gibi ekrana bakmadan sertçe fırlattı. Telefonun çarptığı yer ayna olurken çıkan gürültüyle şaşkınca ona baktım ama onun derdi ne kırılan camdı ne de başka bir şeydi. Hiçbir şey olamamış gibi hızla az önceki konumumuza dönüp boynuma yüzünü gömdüğü gibi içime de kendini tekrar gömdü. O an benimde aklımda az önce yaşananlar puslandı ve ona ayak uydurdum hemen..

"demir" durmadan içime girip çıkarken hiç boşalma belirtisi göstermeyen kocamla daha fazla dayanamadım ve "bırak artık kendini dayanamıyorum gelicem" diye sitem ettim. Onun bu kolay kolay bitmeyen cinsel gücü bazen gerçekten dayanma sınırımı zorluyordu.

"ahh.. Bekle yavrum ben de gelicem" diyip hızla içimden çıkıp komodinin çekmecesine uzandı ve içinden kondomu alıp bacaklarımın arasında diklendi. Boşalttığı kadınlığımı tekrar doldurması için sabırsızlıkla ona bekledim. Gözlerim ve ellerim beklentiyle çıplak vücudunda gezerken kondomu, ıslaklığıma bulanmış erkekliğine hızla takıp tekrar kendini içime gömdü ve beni belimden kapıp kucağına oturur konuma getirdi.

Kucağında diklenmemle erkekliği en son raddeme kadar dayanırken hazla kollarımı boynuna dolayıp kendimi yukarı çektim o da belime sardığı kollarıyla bana destek verip serçe erkekliğinin üstüne geri indirdi.

"yavrum kafayı yicem, kafayı Yicem. Çok darsın" diye inlese de ben ona cevap verememiş başımı yaşadığım zevkle arkaya düşürmüştüm. Dişlerini boynuma geçirip tekrar aynı hareketi bu sefer sadece kendi yaptırdı ve en sonunda ikimizi de zirvenin en tepesine çıkarıp biranda aşağıya yuvarladı.

İkimizin de nefes sesleri odayı sararken yorgunca demirin göğsüne yığıldım. Bir süre kendimize gelemedik..

"yavrum iyi misin"

"sorma demir şimdi değil" diye zorla fısıldadım. Cidden şimdi sırası değildi çünkü nefes bile zor alıyordum. Bu mükemmeldi.. Kocamla bu uyumumuz, birbirimize olan açlığımız mükemmeldi.

Demir yavaşça bedenimi yatağa bırakıp kendini de yanıma attı.

"yavrum" endişeli sesine daha fazla kayıtsız kalamayıp hazla yumduğum gözlerimi hafifçe araladım.

"iyiyim sevgilim. Çok iyiyim. O kadar iyisin ki sana deli oluyorum" dememle erkekçe bir gururla gülümsedi. Şapşal haline gülüp yanağına hafifçe vurdum.

"Asya hanım" kapının ardından Ayşenin sesi gelirken derin bir nefes alıp sesimi toparladım ve "efendim" diye seslendim ona.

"telefonunuz durmadan çalıyor efendim önemlidir diye getirdim isterseniz bir bakın" demesiyle anında kaşlarım çatılmış sabahtan beri susmayan telefonun anlamsızlığıyla demire bakmıştım.

"Ne oluyor sürekli aranıyoruz. Kimdi seni arayan acaba" endişeyle yatakta diklendim.

"bilmiyorum ki güzelim. Telefonu, yeter ki sussun diye gelişi güzel fırlattım" umursamaz bir şekilde gülüp karnıma toplanmış geceliğimin askılarına uzandı. Askılar yerine oturur oturmaz yataktan kalktım. Saten gecelik tatlı bir hisle aşağıya doğru süzülürken kapıya gittim ve içeriyi göstermeyecek şekilde açtım. Ayşe, en sonunda susan telefonumu elime koyunca kapıyı kapadım ve hemen ekranına baktım.

"mert" diyerek demire doğru yürürken bir yandan da mertin isminin üstüne basmış açmasını beklemeye başlamıştım.

"neredesiniz siz Allah aşkına ya. Sabahtan beri ne sana ne de o kacana ulaşabiliyorum" telefon ikinci çalışta açılırken hemen mertin sitem dolu sesi geldi kulağıma.

"saat daha 9 ve bizim uyuyor olabilme ihtimalimiz olabilir dimi" ben de ona sitem ettim hemen. Tamam uyumuyorduk ama olsundu başka ne diyebilirdim ki "ne oldu hem. Demiri de arayan sen miydin? Önemli bir şey yok dimi"

"evet ben aradım ama kocan bir türlü açamadı telefonlarımı. Önemli bir şey yok abime versene ona bir şey söylemem lazım"

"madem önemli bir şey yok ne diye sabah sabah o kadar taciz ettin kocamı he" diye ona kızıp "kov şu merti artık canımı sıkmaya başladı" diye gülerek söylenip telefonu demire uzattım. Demir de gülüp telefonu eline aldığı gibi "ne var lan" diye çıkıştı.

Bir süre merti dinledi, an be an kaşları çatıldı. Merakla yatağın kenarına oturup ne oluyor diye ona bakmaya başladım. Benim halimi görünce gülümseyip dudağıma minik bir öpücük bıraktı, sonra da "tamam 1 2 saate gelirim o zaman daha detaylı konuşuruz" diyip kapadı.

"ne oldu sevgilim"

"bana saldıran adamı bulmuş. Yemek akşamı ondan bir iz bulmuştu ya şimdi de yerini bulmuş" demesiyle elimi koluna attım.

"ne yapıcaksın. Eskisi gibi bir şey yapmıcaksın dimi sevgilim" diye endişeyle sordum. Eski yaptıkları aklıma gelirken bedenim gerim gerim gerildi ama o güven verircesine gülümseyip elini yanağıma koydu.

"yapacağım tek şey karımı avukatım yapıp o herif için en ağır cezayı aldırmasını istemektir bu saatten sonra yavrum. Umarım fiyatta anlaşabiliriz" demesiyle rahatlayan bedenimle derin bir nefes aldım ve ona doğru uzanıp dudaklarına milim kala durdum.

Alev alev yanan mavi gözlerim onun koyulaşmış mavileriyle çalışınca "yalnız bende sizin paranız geçmiyor demir bey. Hem Kaşem de yüksektir" diyerek dudaklarına baktım.

Ağır ağır dudaklarını yalarken dili dudaklarıma değdi. İnlememek için kendimi zor tuttum o an.

"o zaman ödemeye şimdiden başlıyım ben anca hesabı kapatırım gibi çünkü" diyip biranda beni kucağına aldı. Şaşkınlık dolu bir kahkaha attığımda yönü banyo olmuş, az önce yatak odamızın şahit olduğu şeylere bir de banyoyu zevkle şahit etmişti..

*******

"heyyoo ben geldim" ofisten içeri şenlikle girmemle Nehir ve köstebeği kafa kafaya vermiş ekranda bir şeye bakarken yakalamıştım.

"ooo kraliçem kraliçem" köstebek beni görünce kocaman gülüp yanıma geldi ve sıkıca sarıldı. Ben de ona karşılık verdim ve bir süre çoşkuyla buna devam ettik.

"naber köstebeğim"

"yemin ederim seni şöyle cıvıl cıvıl dimdik burada gördüm ya çok iyi oldum. Ya sen var ya cidden ofisin gülü, ışığı, neşesisin ben bu nehirle çok sıkıldım" demesiyle ben kahkaha atarken "deliye bak ben senle çok eğlendim zaten" diye Nehir sinirle homurdandı. Nehir işine sıra gelince gerçekten çekilmez bir avukat oluyordu ve biraz bu konuda köstebeğe hak verebilidim.

"ya Nehir kraliçem sen de iyisin hoşsun ama çok neşesisin ya. Tam bir moron avukatsın. Biz bu deli kraliçemle neler yaptık. İnsan onları hatırlayınca seninle yılıyor yani" demesiyle "uzatma lan" diye çıkıştı Nehir.

"tamam tamam kavga etmeyin geldim ve artık buradayım" dememle Nehir yanıma gelip köstebeği hınçla iterek bana sarıldı.

"cidden seni burada görmeyi çok özlemişim bebeğim ya. Ofisin gülü"

"valla ben de özledim. Ofisi, işi. Kendimi iyice toplamayı bekledim çok şükür toparladım da geldim"

"çok şükür balım. Gel otur hadi" diyip beni masama doğru hafifçe itti. Gülerek masama gittim ve üstümü dökünüp oturdum.

"eee sizden ne var ne yok ben yokken baya eğlenmişsiniz belli" diye dalga geçmemle ikisi de göz devirdi.

"kendini oyun parkında sanıyor bu fare o yüzden sitemli" diye hinle konuştu Nehir.

"hayata biraz eğlence katmak lazım dimi renksiz kraliçem. Simsiyah bu kız ya valla içimi kararttı. Bir dava var araştırıyorum adamı buluyorum diyorum ki gel peşine takılıp açığını ifşalıyalım yok yani hiç aksiyona yanaşmıyor"

"her kameraya erişip her yere de sızabildiğin için böyle hareketlere ihtiyaç duymuyor olabilir miyim? Ne diye adama sokulup başımı belaya sokiyim, a benim ucuz roman kahramanım" demesiyle benzetmesine gür bir kahkaha attım. Atışmaları öyle keyifliydi ki..

"ya kızım biz Asya kraliçemle gecenin bir kötü uyuşturucu baronu bir manyağın tam teşekkül korumalı evine gizlice girdik. İnsan bunları yaşayınca senden de onu bekliyor tabi" derken kadir, dediğine kıkırdadım. İlk zamanlar hayatımı hiçe sayıp böyle salaklıklar yapmışlığım vardı, doğruydu.

"kusura bakma canım ama benim canım kıymetli, yolda bulmadım. Aha geldi deli yoldaşın onunla takıl işte" diyip omuz silkti Nehir.

"ben emekliye ayrıldım üzgünüm köstebeğim" ellerimi karnımın üstüne koyup dudak büktüm. Umutsuzlukla omuzlarını kaldırıp indirince şirin haline kıkırdamıştım.

"sen nereden evden mi? "

"yok yok adliyeden. Demire saldıran adamı mert bulmuş, sabah aradı. Hemen harekete geçip adamı karakola aldırdık oradan da adliyeye. Onunla uğraştım da geldim. Şimdi de bir belgeye ihtiyacım var onu alıp tekrar geçicem. "

"ohh iyi bari çok şükür. Demir de adalet yolunu seçmiş helal" diyip güldü.

"bundan sonra böyle"

"en iyisi en iyisi. İkisi de rahat dursunlar" diye destekledi beni.

"Nehir hanım Ayça Hanım geldi" asistanımızın içeri girmesiyle hepimiz ona döndüğümüzde "niye geldi ki Ayça teyze bitmedi mi onun davası" diyerek merakla nehire döndüm.

"çekişmedeyiz. Adamın donuna kadar istiyor Ayça hanım" diyip kapıya döndü "gelsin canım" demesiyle asistanımız çıkarken köstebek kendi odasına, Nehir de kendi masasına geçti ve kısa bir süre sonra Ayça teyze içeri girdi.

"Hoş geldin Ayça teyze" ayağa kalkıp yanına gitmemle sıkıca sarıldı bana. O gün herkesi rezil ettiğim gibi kocasının aldatma ifşasıyla onu da yakmıştım ama yapacak bir şey yoktu. O hırsla, yaşın yanında yaktığım tek kuru o değildi.

"Hoş buldum asyacım nasılsın. Bir şeyler duydum düğününden. Fenalaşmışsın. Baya oldu ama arayamadım bir türlü kusuruma bakma" diyip ayrıldı benden.

"oldu öyle bir talihsizlik. İyiyim şimdi çok şükür. Sen nasılsın"

"iyim ben de canım. Semihten kurtulabilirsem daha da iyi olucam" diyip nehire döndü ve "kurtar artık beni şu adamdan" diye sitem etti.

"elimden geleni yapıyorum" diyip gülerek omuz silkti Nehir. Ayça teyze nehirin masasına yürüyüp tokalaştı ve önündeki koltuğa oturdu. Ben de hemen karşındaki koltuğa oturdum.

"nehirle konuşmaya başlamadan önce sana bir şey söylemek istiyorum asyacım"

"hayır olsun"

"çok hayırlı değil. Şu metres, deren.. " demesiyle kaşım havalandı. Yine ne bomba geliyordu acaba.. "..Yeni bir iş kolu için iyi bir markayla anlaşma yapmış. Kadını piyasadan silemek için elimden geleni yapıyorken görüyorum ki yine bir şeylerini kullanarak bir yerlere gelmeyi başarıyor" diye kinle çıkıştı. Bunu duymak hoşuma gitmemişti çünkü o kadının değil yeniden küllerinden doğmasını bir daha hiç çıkmamak üzere toprağın altına gömülmesini istiyordum.

"deren artık ben ilgilendirmiyor" desem de bu konuyla yakından ilgilenecektim tabi ki. Sadece Ayça teyzenin yapacağım şey için benim adımı ortamlarda geçirmesini istemiyordum.

"ilgilendirmiyor mu? Kadın annenin yerini aldı yetmedi benim yerimi aldı. Herkesin yuvasını dağıttı ve şimdi kazanan yine o oluyor. Bunu nasıl bu kadar kolay sindirebilirsin" diye çıkıştı.

"ben ona yapacağımı yaptım. Daha fazla onu hayatıma dahil etmek istemiyorum."

"seni de anlıyorum ama ben sindiremiyorum Asya. Benim de elim kolum bir yere kadar uzanıyor. Bu konuda yanımda ol ne olur. Onun kazanmasını kaldıramam"

"ne yapabilirim ki. Sen kadar uzun değil elim kolum" dememle bana doğru ciddiyetle eğildi.

"ama eli kolu çok uzun bir kocaya sahipsin" diye sanki ben bilmiyormuşum gibi beni aydınlattı.

"ne ben ne de kocam artık bu meselede olmayacağız Ayça teyze üzgünüm" diyip ayağa kalktım. "siz rahatça konuşun benim adliyede evrak işlerim var"

"otururuz o metresin, yaptığı her şeyin yanına kalmasını ve zaferinin tadını çıkarmasını izleriz asyacım. Eminim ikimiz de bundan çok zevk alıcaz" diye kırgın bir sesle söylenince ceketimi giyip saklamaya çalıştığım hırsla ona döndüm ve gülümsedim.

"mısırlar benden. Size kolay gelsin" diyip çıktım odadan. Ben ona yükselmeyi, tekrar ayağa kalkmayı gösterirdim..

"çıkıyor musunuz Asya hanım"

"evet çıkıyorum. Telefon gelirse cebime yönlendir. Bir de stajyer alımları ne zaman bitiyordu ilgilenemedim onlarla bir türlü"

"yarın başvuruların son günü. Baya da başvuran var"

"tamam yarın bakarım he.."

"Asya hanım sonunda sizi yakalayabildim" sözüm, daha önceden davasını almayı reddetmeme rağmen peşimi bırakmayıp başıma musallat olan bir müvekkil yakını tarafından kesilirken bıkkınca ona baktım ve "Hilmi bey yine mi siz" diye sitem ettim.

Abisinin davasına bakmayacağımı defalarca söylememe rağmen bir türlü düşmemişti yakamdan yapışık herif.

"haftalardır sizi arıyorum. Sizden başkasına gitmeyeceğimi size söyledim" diye sertçe çıkıştı. Gerçekten tam bir takıntılı manyaktı. Tamam işimde iyiydim ama bu kadar da takıntı haline getirilecek kadar da ultra iyi değildim.

"ben de abinizi savunmayacağımı, savunulacak olan suçunun benim ilkelerime aykırı olduğunu size söyledim."

"siz avukatsınız dava seçmemelisiniz. Parayı alır adamı savunursunuz size ne ne suç işlemişse" demesiyle ona doğru yaklaştım ve kısa boylu olduğu için tepeden ona bakma avantajımı kullandım.

"karısını, çocuğunun gözü önünde boğazını keserek öldüren bir adamı bana dünyaları verseniz savunmam. Bunu size son söyleyişim. Benim paraya pula ihtiyacım yok. Şimdi buradan gidiyor peşimi de bırakıyorsunuz. Gidin kendinize, öyle bir caniyi para için savunacak ilkesiz bir avukat bulun" dememle yanından geçmek için hareketlenmiştim ki sertçe kolumu kaptı.

"napıyorsunuz beyefendi" adamın bu hareketiyle asistanım feryat ederek panikle yanımıza gelip adamın koluna atılırken ben tepkisizce ona bakmıştım. Böyle takıntılı manyaklarla ilk kez karşılaşmadığım için haliyle tepkide vermemiştim.

"kardeşimin karısıyla aynı kaderi yaşamak istemiyorsan bu davayı alıcaksın ve kardeşimi oradan çıkaracaksın" demesiyle tüm kan beynime sıçrarken kolumda duran elini sertçe çevirip kolunu sırtına hınçla dayadım.

Biran ne olduğunu anlamazken iyice bileğini burktum ve "sen kimi tehdit ediyorsun şerefsiz" diye sinirle tısladım. "senin o beş para etmez bedenini köpeklere yedirtirim sen benim kim olduğumu biliyor musun" dememle acıyla inleyip kolunu çekmek istedi ama izin vermedim. Aksine daha çok büktüm. O an ağzından acı dolu bir feryat kaçarken "bir daha seni burada görürsem o ayaklarınla buraya son gelişin olur. O ayaklarını kırdırtırım senin" diyip bedenini sertçe öne doğru iterek esaretimden kurtardım. Eli acıyla diğer eline gitti ve hınçla yüzüme baktı.

Yaptığım doğru değildi, iyi de bir düşman kazanmıştım ama Demir Karakurt'un karısıyken de bir şeyden korkacak değildim.

"sana bunun hesabını sorucam avukat. Karnındaki piçinle birlikte senin nefesini kesicem" demesiyle o an dünyam karardı ve kaybolan kontrolümle masanın üstünde duran vazoyu elime alıp serçe kafasına geçirdim.

"sen kimi neyle tehdit ediyorsun lan orospu çocuğu" diye çığlık attığımda biranda ortalık karışmış, plazanın çoğunluğu başımıza toplanmıştı. O dakikadan sonra ise kendimizi karakolda şerefsizi şikayetçi beni ise şikayet edilen konumunda bulmuştuk.

"size usulü anlatamama gerek yok herhalde Asya hanım. Adam sizden şikayetçi. Adamın kafasını yarmışsınız. Özür dilemediğiniz sürece buradan mahkemeye doğru yolunuz uzar" diyen amire yine boş boş baktım.

"adam beni boğazımı kesmekle, bunun yanında da çocuğumla tehdit etti. Siz ne dediğinizi duyuyor musunuz. Ölsem özür dilemem. Asıl siz bana bu tehtdtleri savurduğu için onun hakkında cezai işlemi hemen başlatmalısınız" diye sakin ama zehir gibi bir sesle tekrar aynı cümleyi kurdum.

"onun hakkında cezai işlem başlatılacak zaten ama sizi şikayet etmesi konusunda hukukun nasıl işlediğini benden iyi Bi.."

"Asya" amirin odasının kapısı, demirin kükremesiyle açılırken duvara vuran kapımın çıkardığı tok sese mi yoksa demirin dehşet sinirli sesine mi irkilsem bilmedim ama bir süre sonra demirin sesinden yana hakkımı kullandım çünkü cidden ürkütücüydü.

"demir" Hızla ayağa kalkıp kendimi kocamın kollarına, güvenli limanıma attım. Bedenimdeki tüm gerginlik akıp giderken daha sıkı sardım onu..

"ne oluyor. Aklım çıktı gelene kadar ne oldu" panikle beni kendinden ayırıp bir yerimde bir şey var mı diye hızlıca beni kontrol etti. Ellerimi kollarına koyup sakinleşmesi için gözlerine baktım.

"sakin ol hayatım benim bir şeyim yok ama karşıdaki için aynı şeyi söyleyemem" dememle bir nefes bırakıp anlıma uzun sıcak bir öpücük bıraktı.

"yalnız buraya o şekilde girmeniz nedir demir bey. Dingonun ahırı mı burası" amir arkamızdan söylense de ikimizde onu takmamıştık.

"neler oldu anlat güzelim. İki dakika yalnız bırakmayacak mıyım ben seni he" demesiyle dişlerim dudağımı esir aldı.

Olanları demire söylediğimde kızılca bir kıyamet kopacak ki koptu da. Demirden böyle bir şeyi saklayamayacağım için her şeyi el mecbur anlatmış, onu bir güzel sinir küpüne çevirmiş, son anda hastaneden karakola getirilen adama saldırmasını zorla engelleyebilmiştik.

Şimdi ise ben amirin karşısındaki koltukta endişeyle oturuyor, demir ise dakikalardır bir türlü dururamadığı voltasına yeni adımlar ekliyordu.

"demir ne olur sevgilim otur hadi başım döndü. Seni izlerken kusucam şimdi" diye isyan ettim.

"sakinleşemiyorum Asya sakinleşemiyorum. Nasıl benim karımı böyle tehdit edebilir lan nasıl buna cesaret edebilir" diye yine kükredi. Elim ağrıyan başıma giderken umutsuzca başımı iki yana salladım. Yok yani sakinleşeceği yoktu.

"demir bey sakin olun lütfen."

"ne sakini. Ne sakini. Senin karın var mı" diye sinirle çıkışmasına amir başını salladı mecburen. "koy bakiyim benim yerime kendini. Koy da öyle konuş" diyip masaya yürüdü ve ellerini üstüne dayayarak amire doğru eğildi.

"beni o herifle görüştüreceksin. Beni onun yanına nezarete sokacaksın ki ben ona benim karımın boğazını kesmeyi ağzına almak neymiş göstericem" demesiyle biranda elini sinirle kalemliğe serçe vurup duvara fırlattı. Amir hızla yerinden kalkarken ben korkuyla irkilmiştim..

"sizi de ayrı bir nezarete atıcam şimdi he kend.." diye cümlesini tamamlayamadan "hopp yakup sakin olalım" diyerek içeri giren amcamın sesi karıştı araya. Amcamı görmemle rahat bir enfes alırken "damadıma karşı biraz daha sakinlik isterim" diyip yanıma geldi ve ayağa kalkan beni sıkıca kolları arasına aldı.

"nasılsın güzelim"

"seni gördüm ya daha iyi oldum amca. Demiri ancak sen sakinleştirebilirsin bu konuda" diyip öptüm onu. O da beni öpüp benden ayrıldı.

"naber damat" elini demire uzattığında demir de elini sıktı ve "iyi değilim ne yap ne et beni o şerefsizin yanına sok" diye sinirle tısladı.

"ilk bir sakin ol bakalım." diyip amire döndü "yakup, nedir durum"

"adam şikayetçi amirim. Asya hanım kafasını yarmış adamın o da haliyle asya hanımdan şikayetçi amirim" demesiyle ikisinin de gururlu bakışı bana döndü. Şımarıkça gülüp omuz silktim.

"aklım hala yapmadıklarımda" dememle demir en sonunda başka bir belirti göstermiş hafifçe gülmüştü. Yanıma gelip anlıma sıcak bir öpücük bıraktı ve elini belime sarıp beni kendine çekti. "ne olur biraz sakin ol. Ben de bebeğimiz de yeterince gerildik. Senin sakin limanına ihtiyacımız var" diye fırsattan istifade yalvaran bir sesle mırıldandım. Tamam dercesine gözlerini açıp kapadı ve anlıma öpücük bırakırken elini de karnıma koydu.

"demek şikayetçi he. Benim yeğenimi tehdit edicek bir de şikayetçi olucak puşt." diyip hayret duymuş bir ifadeyle başını salladı amcam. "demir bir ziyaret etsin arkadaşı. Birde ondan öğrensin durumu, Neymiş ne değilmiş. Bir de ona söylesin bakalım şikayetçi mi değil mi "diyip demire döndü. Ben de kocama döndüm ve o an keyifle gülümsediğini gördüm. Saçlarımın arasına sert sayılacak bir öpücük kondurup boynunu kıtlattı. İçim bu hareketine giderken yapma şunu diye kızmayı ihmal etmedim.

"o zaman bize müsaade güzelim biraz hoş sohbet için senden ayrılıcam ama inan çok sürmeyecek" diyip benim ağzımı açmama fırsat bırakmadan rüzgar gibi amcamla birlikte çıktı odadan. Yakup amirle birbirimize çaresiz bir gülüş atıp sabırla demir ve amcamı beklemek için koltuğa çöktüm.

Bekledim.. Bekledim.. Odaya bir çok kişi gidip geldi ama ne amcam ne de demir geldi.. En sonunda kapı bir kez daha açılırken umutla o yöne döndüm ama ikisinden birini değil hiç beklemediğim birini gördüm.

Babamdı..

"Hoş geldiniz şeref verdiniz sayın yargıtay başkanım" yakup amir saygıyla ayağa kalkıp babamı selamlasa da babam onu hiç takmamış Hızla yanıma gelip beni çektiği gibi kolların almıştı. Ellerim tepkisizce iki yanımda dururken,

"ödüm koptu sana bir şey oldu diye Asya. Çok şükür iyisin kızım. Çok şükür" diye kendi kendine söylenip saçlarıma öpücük bırakmaya başladı. Ellerimi ikimizin arasına sokup onu göğsünden iterek kendimden uzaklaştırdım. O olaydan sonra onu ilk görüşümdü ve hiç de iyi bir zamanlama değildi.

"senin ne işin var burada. Sana kim haber verdi"

"amcan aradı. Buraya Nasıl geldiğimi bilemedim. Geberticem o şerefsizi" diyip tam kapıya yönelmişti ki kapı bir kez daha açıldı ve en sonunda demir, amcam ve arkasından da iki adamın zorla yürüttüğü ağzı yüzü kan içinde kalmış o şerefsiz girdi içeriye. Gördüğüm görüntüyle elim şaşkınlıkla ağzımın üstüne kapanırken "demir ne yaptın" diye inledim.

"bir şey yapmadım valla güzelim. Ayağa takılıp ilk masaya çarptı sonra da ne olduğunu anlamadan, kendini duvardan duvara vurmaya başladı. İnanmıyorsan amcana sor" demesiyle amcama baktım ve o da sanki doğruymuş gibi başını salladı. İnanmazca iki adama bakarken demir yanıma gelip beni belimden kaptığı gibi kendine çekti.

"el boğumların" dememle beni takmamış, babama kitlenmişti.

"senin ne işin var burada" diye çıkıştı ve amcama yandan bir bakış attı.

"kızımın yanına gelmek için sana soracak değilim"

"karımın yanına gelirken bana soracaksın çünkü karımı üzen herkesten korumak benim görevim" diye babamın söylemi üzerine sinirle çıkıştı demir.

"şimdi sırası değil şu işi halledelim" diye amcam araya girerken bence de dercesine başımı salladım. "söyle bakalım hilmi efendi. Hala şikayetçi misin asyadan" demesiyle gözlerim kan revan içindeki adama gitti. Bu tabi ki yasal değildi ama koskoca emniyet amirine de biri çıkıp bir şey diyemezdi..

"he.. Hepsi benim hatam. Ö.. Ö.. Özür dilerim. Ben şikayetçi de..değilim" diye acıyla inlemesi üzerine amcam, adamı ayakta tutmaya çalışan iki komisere dönüp " hastahaneye götürün sonra da gerekli işlemleri yapıp adliyeye sevk edin. Yakup sen de dava savcısına benim ve abimin selamını ilet ona göre titizlensin" diye talimat verdi ve yakup amir de baş selamı verip çıktı. Odada en sonunda dördümüz kaldık.

"çok yorgunum daha fazla yorulmak istemiyorum" diyip demire sokuldum. Cidden yeterince yorulmuşum ve bir şey konuşmak istemiyordum.

"Asya ne olur biraz konuşalım kızım o günden so.." elimi kaldırıp babamın sözünü keserken şansını zorlamayıp sustu.

"konuşacak ne var Allah aşkına. Hayır ne konuşucaz ki anlamıyorum. Ne diceksin" diye sinirle çıkıştım. "demir gidelim lütfen hayatım" dememle lafımı ikiletmeden beni kapıya çekti ama babamın yanından geçerken, babam kolumu tutup beni durdurdu.

Demir hemen elini babamın elinin üstüne atıp "çek elini" diye tısladı. Ortam biranda gerilirken kolumu çekip iki adamında elini yanlarına düşürdüm.

"konuşulacak bir şey yok. İkinizde suçlusunuz ve ben gerçekten sizi hayatımda istemiyorum. Ben artık sizin pisliklerinizin üstüme bulaşmasını istemiyorum. Yoruldum, yıldım sizden. Daha fazla kalp kırıklığına yer yok bünyemde" diyip dolan gözlerimi kırpıştırdım "Ben sizin yüzünüzden annemin mezarına yüz bulup gidemiyorum. Sana baba demeye devam ettiğim için, dayım olacak herife sığındığım için annemin mezarına gidecek yüz bulamıyorum. Ben artık seni de onu da hayatımın tek bir saniyesinde istemiyorum. Nasıl bunca zaman olmadıysan şimdi de olma. Yalnızlığını benimle gideremezsin" dememle dolu gözleriyle baktı bana ama bu umurumda değildi.

"seni seviyorum. Sen benim kızımsın. Senden vazgeçemem. Her ne hata yapmış olursam olayım biz baba kızız biz birbirimize aitiz" diye acıyla fısıldadı.

"ben senin kızın değildim. Ben senin sürekli kırdığın, üzmekten çekinmediğin, istediğin gibi oynatabildiğin kuklandım. Ama artık o yok. Yaptığın hatalardan sonra selam verip hiçbir şey olmamış gibi hayatıma giremezsin. Ne olur anla bunu artık. Anla ve beni daha fazla yorma" dememle kapıya yöneldim.

"Asya kızım yapma böyle" amcam çaresizce ikimizin arasına girerken başımı arkaya çevirip ona baktım.

"bu konuya karışarak aramızdakini zedeleme amca ne olursun. Hayatımda bir sen kaldın ve ben gerçekten seni kaybetmek istemiyorum." dememle üzgünce başını salladı.

"senden asla vazgeçmicem. Ne senden ne de torunumdan asla vazgeçmicem asya. Beni affetmen için ne gerekiyorsa yapıcam bunu sakın unutma" kapıdan çıkarken bağıran sesi kulaklarıma dolsa da tepki vermemiş demirin kollarında karakoldan çıkıp arabaya binmiştim.

"güzelim"

"iyiyim hayatım" elimi elinin içine alıp sıcak bir öpücük bıraktı üstüne.

"sen hep iyi ol güzelim."

"sen olduğun sürece ben hep iyiyim."

"ben hep seninleyim" demesiyle ona doğru dönüp tek kolumu boynuna doladım. Sıkıca belimi sarıp beni kendine yapıştırdı ve uzun uzun o beni ben de onu soludum.

Yolculuğun diğer kısmı sessiz geçerken en sonunda eve varmış, güvenli sınırlarımız içine girebilmiştik.

"kimi arıyorsun" koltuğa oturmamızla demir telefonunu çıkarırken merakla sordum.

"mirzayı arıyorum. Bu gün yaşananlardan sonra müzayedeye falan gidemeyiz. Dinleniceksin" demesiyle elimi bileğine koyup durdurdum onu.

"iyiyim ben aşkım gerçekten. Hem gitmek çok istiyorum havam da değişir"

"ama olmaz öyle. Dinlen"

"Gerçekten iyiyim. Hem daha da var müzayede saatine. Şimdi uzanır bir güzel dinlenirim akşama bomba gibi olurum lütfen" dememle bir süre yüzüme kararsızca baksa da en sonunda onaylamış, beni kendine çekip göğsünde dinlendirmeye başlamıştı..

Olduğum yerden bir milim bile kıpırdamadan demirin beni rahatlatan göğsünde pamuk gibi olana kadar yattım.

"güzelim" uzun bir süre sessizlik hakim olurken aramızda demirin mırıl mırıl sesiyle daldığım ormandan gözlerimi çekip ona döndüğüm. Dönmemle uzun zamandır beklediğim şey oldu ve biranda karnımda hissettiğim tekmeyle şaşkınlıkla gözlerim açıldı.

Bebeğim. Bebeğim tekme atmıştı..

"demir" diye çığlık atmamla biran demirin eli ayağına dolanırken "ne oldu güzelim iyi misin" diye panikle o da bağırıp toparlanmaya çalıştı ama durdurdum onu.

"demir tekme. Tekme attı. Kızımız tekme attı" diye şaşkın bir şekilde bağırarak olanı açıklamış, demirin kucağında diklendim gibi elimi karnıma atmıştım. Demirin şaşkın bakışları karnıma inerken hissettiğim başka bir tekmeyle "demir yine attı" diye mutlulukla yine bağırdım. İnanmıyordum. Bu hissi hissetmeyi o kadar uzun zamandır bekliyordum ki..

4.ayımızdan gidiyorduk ve doktor bu aydan itibaren bebeğinizin hareketlerini hissedebilirsiniz demişti ve onu söylediğinden beri bu anı sabırsızlıkla beklemiştim.

"güzelim" demirin dolu dolu olan gözleri karnıma saplanırken şapşal kocamın elini tutup karnımın üstüne batırdım. Bir süre bir hareket olmadı "hani nerde" diye sabırsızca tam sormuştu ki bir tekme daha yedim. Hissettiği tekmeyle "Asya inanamıyorum sevgilim" diyip beni belimin iki yanından tutarak koltuğa oturttu kendi de yere oturup bacaklarımın arasına girerek kulağını karnıma dayadı. Keyifle gülüp elimi saçları arasına sokarken "babacım hadi bir tekme daha at ama annenin canını acıtmadan" demesiyle şen kahkaham havada patladı o an.

Bu an öyle eşsiz, öyle güzeldi ki.. Demir hevesle bir kıpırtı daha beklerken kızımız babasını çok fazla bekletmeyip ona istediğini verdi ve ben karnıma bir tekme daha yedim.

O an demirle buğulanmış gözlerimiz çakıştı. O da ben gibi duygulanmıştı ve öyle hassas gözüküyordu ki..

"mükemmel bir şey bu Asya. Kızımızı hissetmek mükemmel bir duygu sevgilim. İnanmıyorum. Çok şükür onu veren Allaha" demesiyle elimi yanağına atıp sevgiyle okşadım.

"mükemmel sevgilim. Sen, ben ve bebeğimiz mükemmeliz. İyi ki varsınız" diye fısıldadım. Yukarı doğru uzanıp dudaklarıma yönelince yarı yolda, kafamı eğerek karşıladım onu ve dudaklarımızın buluştuğu anda bir tekme daha yedim.

"sanırım artık sana yaklaştığım her an kızımızın kıskanç tepkisiyle karşılaşıncam. Şu bacaksıza bak daha doğmadan seni benden kıskanmaya başladı." diye homurdanmamla bu sefer demirin kahkahası havada patlasa da ben gülmemiş kollarımı garip bir kıskançlıkla kucağımda bağlamışım. Demir bu halime daha çok gülerken sinirle ona baktım.

"komik değil" diye homurdandım.

"sevgilim inanılmazsın. Onun için tekme atmadığına eminim" demesiyle elini tutup karnıma koydum ve diğer elimi de demirin ensesine koyup dudaklarına yapıştım. O an bir tekme daha yerken "al işte" diye sinirle ayrıldım demirden.

İnanamıyordum. Kocamı öperken bacaksız kızımın tepkisiyle karşılaşmaya başladığıma cidden İnanamıyordum.

"karıcım" demir gülmesini bastırmaya çalıştığı komik bir sesle bana seslense de onu takmamış sinirle kollarımı göğsümde bağlamışım.

Kızım da olsa kocamı ona kaptıracak değildim! Ben ona doğunca gösterirdim demirin kimin olduğunu. Beklesindi!

Continue Reading

You'll Also Like

233K 9.5K 44
İntikam için yanıp tutuşan adam, masum bir kız karşısında neler yapacak... Aşk üstün gelebilecek mi? Her şeye rağmen kadın aşkına sahip çıkar mı ders...
111K 5.8K 23
Twitter magazin sayfası olan Azelya Zervas, haber olan ünlü oyuncu Korhan Ural Bilgeç. korhanuralbilgec : O fotoğrafı kaldır, sonucu senin için ağır...
13.2K 1.1K 39
Nefretle yaklaştık, o birkaç adım daha attı, ben de attım. Yangına körükle gittik... Birkaç adım daha attı, kalbini bana verdi... Kalakaldım. Kalp; d...
286K 13.3K 56
Doğuştan görme engelli olan Ruşendil, abisinin Hacıoğlu konağından kız kaçırmasıyla, kızın abisi Emre Hacıoğlu ile berdel edilerek evlenir. İki yaban...