YABANİ (Tamamlandı)

By Algoritmalar_

3.5M 130K 17.4K

* Kurgu ve isimler değiştirildi. "Bazen evler, sadece dört duvar olmaz." Kadın küçücüktü fakat adamın kalbin... More

❉ Yabani| Bölüm 1 ❉
❉ Yabani| Bölüm 2 ❉
❉ Yabani| Bölüm 3 ❉
❉ Yabani| Bölüm 4 ❉
❉ Yabani| Bölüm 5 ❉
❉ Yabani| Bölüm 6 ❉
❉ Yabani| Bölüm 7 ❉
❉ Yabani| Bölüm 8 ❉
❉ Yabani| Bölüm 9 ❉
❉ Yabani| Bölüm 10 ❉
❉ Yabani| Bölüm 11 ❉
❉ Yabani| Bölüm 12 ❉
❉ Yabani| Bölüm 13 ❉
❉ Yabani| Bölüm 14 ❉
❉ Yabani| Bölüm 15 ❉
❉ Yabani| Bölüm 16 ❉
❉ Yabani| Bölüm 17 ❉
❉ Yabani| Bölüm 18 ❉
❉ Yabani| Bölüm 19 ❉
❉ Yabani| Bölüm 20 ❉
❉ Yabani| Bölüm 21 ❉
❉ Yabani| Bölüm 22 ❉
❉ Yabani| Bölüm 23 ❉
❉ Yabani| Bölüm 24 ❉
❉ Yabani| Bölüm 25 ❉
❉ Yabani| Bölüm 26 ❉
❉ Yabani| Bölüm 27 ❉
❉ Yabani| Bölüm 28 ❉
❉ Yabani| Bölüm 29 ❉
❉ Yabani| Bölüm 30 ❉
❉ Yabani| Bölüm 31 ❉
❉ Yabani| Bölüm 32 ❉
❉ Yabani| Bölüm 33 ❉
❉ Yabani| Bölüm 34 ❉
❉ Yabani| Bölüm 35 ❉
❉ Yabani| Bölüm 36 ❉
❉ Yabani| Bölüm 37 ❉
❉ Yabani| Bölüm 38 ❉
❉ Yabani| Bölüm 39 ❉
❉ Yabani| Bölüm 40 ❉
❉ Yabani| Bölüm 41 ❉
❉ Yabani| Bölüm 43 ❉
❉ Yabani| Bölüm 44 ❉
❉ Yabani| Bölüm 45 ❉
❉ Yabani| Bölüm 46 ❉
❉ Yabani| Bölüm 47 ❉
❉ Yabani| Bölüm 48 ❉
❉ Yabani| Bölüm 49 ❉
❉ Yabani| Bölüm 50 (Part I) ❉
❉ Yabani| Bölüm 50 (Part II) ❉
❉ Yabani| Bölüm 52 ❉
❉ YABANİ 53 (FİNAL) ❉

❉ Yabani| Bölüm 42 ❉

42.2K 1.7K 177
By Algoritmalar_

"Karan, neden sana bir şey dediğim zaman beni sürekli susturuyorsun?"

Gözlerindeki tutkuyu deli gibi hissederken, tek elini belime sarmalayıp duvara bastırdı. Ağzımdan küçük bir inleme kaçmıştı.

"Eğer bu konuyu konuşmaya devam edersen seni sürekli susturmak zorunda kalacağım."

Konuşmamız lazımdı. Sürekli bu konuyu erteleyemezdi ki.

"Ama konuş.." Üstüme gelip, dudağımda kısa bir süre dudaklarında bekletti. Ağzımı yine açmıştım ki yine öptü sonra. Beni böyle susturacağını sanıyordu.

Karan koyulaşmış gözleri ile bakıyordu, ardından eli saçlarıma dolandı. Nazikçe saçımı seviyordu.

"Aden, susacak mısın yavrum? "

Nefes nefeseyken "Ama Karan."

Bir kez daha öptüğünde sanki ruhum bedenimden ayrılmış gibi hissetmiştim

"Zorlama kızım. Daha ileriye gider yoksa bu iş."

Titrek bir ifade ile ona bakarken, bana çok güzel baktığını fark etmiştim. İçim, Karan gelmeden önceki öfkem sanki kaybolup gitmişti. Kendime kızdım.

Bana sanki, para verip ardından uyandırmadan, komodinin üzerine para koyup, giden bir kadın gibi hissettirmişti bana.

"Sabah seni yanımda bulamdığımda kendimi fahişe gibi hissettim biliyor musun ben?"

Cümlem onu kızdırmış gibi baktı bana.

"Gitmek zorundaydım."

Gözlerim dolu dolu baktım ona.

"Gitmek zorunda olup olmaman mesele değil ki Karan, giderken haber vermemen sorun. Sana bu evlilik yüzünden, karışma hakkını kendimde bulmuyorum ama..."

Dudaklarım tekrar onun tutkulu dudakları ile buluşmuştu. Duvara sertçe yaslayıp, beni kendine hapsetti.

Elleri belimden yavaşça kayıp, kalçalarımda kayarken ağzımdan küçük bir inleme kaçtı.

"Abinmişim hı?"

Az önce Gürkan'a söylediğim şeyi yüzüme vurmuştu Karan.

"Ben ortalık karışmasın diye şey ett.."

"Abin seni yatakta evire çevire hırpalsın da, gör abiyi kızım.."

Cümlesi bacak aramda bir sızlama oluştururken, bacaklarımı birbirine sımsıkı bastırdım. Ağzımdan tutkulu bir inleme kaçarken, bacağımın birini
belime sardı.

Bedenim duvarla tamamen bütün olurken, dudakları tenime yaklaştı. Boynumu sert öpücükleri ile işgal ediyordu.

O an içimde bir arzu şahlandı. Tenimin her yerinde dydaklarını gezdirdi.

Ellerimi sımsıkı boynuna sardım. Saçım başım dağılmıştı. Ağzımdan küçük bir inleme kaçtı, arzu bedenimi yakıp yıkıyordu. Yavaşça ona yaklaşıp dudaklarımı ona değdirdim. Karan'da şaşkınlıkla karşıladı bu durumu. İlk defa ben adım atıyordum.

Geri çekildiğimde gözlerinin en az benim kadar, hala arzulu baktığını farketmiştim. Karan önce duraksarken, sırtımın altındaki duvardan beni sıyırdı.

Havalar sıcak olduğu için, şu anda portatif gibi duran şöminenin, önündeki post görünümlü halıya uzandırdı. Üzerime çıkmıştı şimdi.

"Aden.."

"Efendim?"

"Kötü şeyler olabilir kızım şu an. O geceki gibi."

Ben de aynı şeyi düşünüyordum. Buna rağmen hiçbir adım atmadık ikimiz de geriye doğru.

Elinin soğukluğunu tenimde hissederken, ağzımdan küçük çaplı bir inleme kaçtı. Gözlerimi kapatırken zarifçe tenimde gezdirdiği eli farkettim.

"Tenin bebek gibi. Kokun ise dayanılmaz kızım."

Bu cümlesi ruhumda zelzeleler oluştururken, eli belimin altına dolanıp, yerden yükselmemi sağlamıştı. Kendimi bir kez daha yere bırakmaya zorladım ama Karan izin vermedi. Eli tamamen yer ile bütünleşmeme engel oluyordu.

Üstümdeydi artık. Dudakları boynumda gezinirken, eli ise tenimde geziyordu.

Ne ara bu hale gelmiştik? Bir dakika, ne oluyordu? Ben bu adama en son hesap soruyordum.

Eli yavaşça yukarı çıktı ve sütyenimin içine elini daldırdığında beynimde büyük bir utanç oluştu. Ta ki göğüs ucumu parmakları ile ezene kadar.

Bu dayanılmaz arzu ve acı beni bitirirken, üzerimdeki kıyafeti yukarı kaldırdı ve artık sadece iç camaşırım görünüyordu. Burnu ile tenimi okşamaya başlamıştı.

Altında, Karan'ın bu hareketleri yüzünden kıvranıyordum. Kendimi bu adamla çok farklı bir Aden gibi hissediyordum. Altımdaki halı hareketlerimden dolayı toplanmaya başlamıştı.

Tutku, bir cambaz gibi, ince bir ipte gidip gelmek gibi heyecanlı bir his. Sahi neydi bu kalbimi deli gibi attıran şey?

Göğüslerim, sütyenimi aşağı kaydırması ile onun önünde çıplak kalırken, gözlerindeki koyuluk beni daha fazla garip bir hisse sokmuştu.

Üzerimdeki tişörtü artık dayanmaya tahammülü kalamış gibi bir çırpıda benden çıkarırken ağzımdan istemsizce bir inleme kaçmıştı. Ellerinde top yapıp, üzerimdeki şeyi bir kenara savurduğunda inledim.

Üzerindeki kazağı da bir çırpıda çıkardı, onu da benim kıyafetlerimin oraya top gibi yuvarlayarak attı ve hatrı sayılır adonis kasları artık gözümün önündeydi.

Artık ona utanmadan bakıyordum.

Çıplak göğüslerime uzandı ve kafes boşluğumu koklayarak öptü.  Onun ellerindeydim. İstemsiz, kendimi tutamayarak göğüs boşluğumdan göğüslerime doğru kayan adamın boynuna kollarımı sarmaladım.

Karan o kadar da iri olmayan göğüsümden birinin ucunu emmeye başlamıştı. Bunu yaparken kasıklarımda bir acı hissediyordum. Bacaklarımı da ona dolarken göğsümü hem ısırıp, hem de emmeye devam etti. O geceki gibi, bedenim zevk ile kasım kasım kasılıyordu.

Elleri ise artık pantalonumdaydı. Bir anda düğmemin açıldığını hissetmiştim.

Vücudumu garip bir heyecan sarmalarken, elini pantalonumun içine geçirdi, ve bir eli ise artık kalçamda, onu okşuyordu.

Bu duyguyu ikinci  defa, bu adam ile yaşıyordum. Zaten hatrı sayılır herhangi bir ilişkim de olmamıştı bunu yaşacak kadar.

Yapay postun içinde, beni yarı çıplak bir şekilde kıvrandırıyordu.

"Bana hemen dur de! Yoksa çok kötü şeyler alacak. O geceki gibi!"

Bunu nefes nefese söylerken, boynumu koluna yaslayarak geriye attım.

Boynum tamamen açılırken,Karan davetkar harketime tutku ile baktı.

"Hadi, söyle!" Sanki duyacağı cevaptan korkuyor gibiydi.

"İstiyorum." Bu ses benden mi çıkıyordu? Tizleşmiş sesim, şehvet ile karışıktı bir anda. Daha ilişkimizin daha ne olduğunu, nasıl devam edeceğini bilmeden, ikinci bir tutkulu sevişme için bacaklarımı tutku ile araladım.

"Pişman olacağımız şeyler yapmayalım Aden. Zaten yeterince battık gibi."

Üzerimden doğrulacakken, nereden geldiğini bilmediğim cesaret ile Karan'ın elinden tuttum ve üzerime çektim.

Üzerime düştü. Ve  beynim arzu ile uyuşmaya başladı.

Karan'ın gözleri yapma der gibiydi. Kulağıma eğildi.

"Dur de bana kızım!"

İçimde garip bir kıvranma oluştu. Boynuna elimi doladım ve çıplak kalan üst bedenlerimizin teni birbiri ile harmanlandı. İç içeydik artık.

"Kızın mıyım gerçekten?"

Gözlerinin içindeki yuvarlaklar irileşirken bedeni gerildi.

"Kadınımsın."

"Kanıtla..."

Sanki sarhoş olmuştum. Ne oluyordu sahiden bana? Bu konuşan ben miydim? Ne yapıyordum ben?"

Sert çehresine, kemikli yanağına dudaklarımı değdirdim. Gözlerini kapattı.

Artık çıplak kalçamda olan eli, pantolonun kemer kısımlarından tutarak üzerimden çıkarmaya başladı.

Pantalon kalçalarımdan inerken, gözlerimi kapattım. Ruhum uyuşmuş, ve tutku ile bedenim zangır zangır titriyordu.

Artık sadece alt çamaşırım vardı.

Bir anda kendimi onun altından üstte bulmuştum. Aniden böyle bir hareket yaptığı için çığlık atmıştım hemen.

Karan sırıtarak kucağına oturturken beni, beşeri posta o uzanmıştı bu sefer. Utançla, sanki o az önce göğüs uçlarımın tadına bakmamış gibi, uçlarını kapatmıştım. Gözleri göğüslerimde iken ellerimi çekmemi sağladı onlardan, kafamı indirirken, ellerini sırtımda gezdirdi.

Ardından kendini hafifçe kaldırarak bir kez daha, göğüs ucumu ağzına aldı. Bu sefer ağzına aldığı meme ucunu ağzı ile dişliyordu. Bu kıvrandırıcı, haz verici eylemi bıraktıktan sonra diğer eli, sert bir şekilde, göğsümü kavradı. Ardından kendine çekip emerek yaladı.

Acı icinde, ve bir o kadar zevk içinde kıvranıyordum. O ilk birlikte oluşumuz gibi, bacaklarım titremeye başladı.

Pantalonun düğmesini açarken bir anda korktuğumu fark etmiştim. Ama artık çok geçti. Artık Karan boxerı ileydi.

Ben ise sadece alt çamaşırım ile. Kalçalarımı avuçlayıp, okşamaya başlarken eli gittikçe içime gidiyordu. Elini tamamen iç çamaşırımın içine soktuğunda nefesimi tuttum. İçimde öldürücü bir yavaşlıkta hareket ederken acı ile inledim.

Elini içimde uzun süre oynadıktan
sonra çektiğinde hala kıvranmayı kesmemiştim.

"Hazır mısın yavrum?"

"Hımm?"

"Hadi indir şunu bebeğim." Ben hareket etmeyince gülümseyerek elimi oraya yerleştirdi.

Boxerını yavaşça indirdiğimde kalbimin sesinin korku ile  yükseldiğini hissettim.

"Hepsini alamazsın. Hala çok darsın bebeğim. "

Neyden bahsettiğini anlamadığımı farkedince gülümseyip, elimi tutup aletini avuçlattı.

Hafifçe inlerken kafamı indirdim.

"Emin misin kızım?" Yine sordu.

Sanki vazgeçmemi istemiş gibiydi. Boğazım kurumaya başlamıştı. Durmalı mıydım? Bilmiyorum.

Bu kadar tüm hislerimizi çıplaklığı ile bu kadar yol kat etmişken neden geri adım atmalıydım ki?

Kanıtlamalıydı bana. Beni istiyorsa kanıtlamalı ve beni kendisine bağlamalıydı. En fazla ne olabilirdi ki? Bundan sonra zaten bu ilişki hakkında konuşulması lazımdı.

Ne olması gerekiyorsa o olmalıydı.

Tenlerimizi bütünleşsin diye biraz sokuldum ona. Göğsündeki seyrek tüyler çıplak olan vücudumu yalayıp geçiyordu.

Tutku ile karışık ona bakarken, elimi dolgun ve yumuşacık olan saçlarına geçirdim. Ve kendime yaklaştırdım.

"İstiyorum."

Gözlerini kapattı önce. Ardından uzun, sırtımın biraz daha altına inen saçlarıma dokundu ve yavaşça çekiştirerek bir kez daha boynumu araladı.

Boynumun çoğu yerinde artık dudakları vardı.

"Her yerin sanki tanrı tarafından, çok düşünülmüş gibi kızım."

Bir eli saçımı tutarken, diğeri artık sırtımdaydı.

Ardından belimi sertçe kavrayarak, tekrar altına aldı. Ve ben artık nefes nefese inliyordum.

Burnuma küçük bir öpücük kondurdu. Bu öpücük az önceki öpücüklerine göre çok masumane kalırken, elleri artık bacaklarımdaydı.

Bacaklarımın içini yavaşça okşarken, artık ne olursa olsun istiyordum.

"Hazır mısın yavrum? Emin misin?"

Bedenim zangır zangır  titremeye başlarken bacaklarımı beline doladı. Ve bana kafayı yedirtecek dil darbelerini sundu.

Bacaklarımı belinden attığında doğrulmuştu.

"Yavaş olacağım güzelim. İlki gibi. " Dedim. Kafamı sallarken, bacaklarımı tamamen aralayıp, kafasını bacaklarımın arasına yerleştirdi.

Agresif dil darbeleri beni altında kıvrandırırken, kafasını hırlayarak kaldırdı.

"Enfes tadın var bebeğim!"

Dudakları kadınlığımı, beni nefes nefese bırakıp, kafayı yedirtecek kadar ıslatıp, ardından bacaklarımı tamamen araladı.

Aletini bacaklarımın arasına yerleştirdiğinde, dolduğumu hissettim. Patlamak üzereydim sanki.

Parmakları yavaşça içime girdiğinde ağzımdan bir inleme kaçtı. Çok yüksek bir ses çıkardığım için elleri ağzıma tutunmuştu.

"Seni alıştırmamız lazım önce güzelim kendime. O yüzden canın biraz acıyacak!"

Elini ağzımdan çekip, ellerimi sırtıma yerleştirdi. Böylelikle kendimi onu tırmalarken buldum.

Bağırmamaya özen gösterirken, sakinleşmem için dudaklarıma öpücükler bırakıyordu. Sonunda sertleşen aletini içime yerleştirdi.

Yine kuvvetli şekilde inlerken, içime girmeden, bacak aramda yavaşça kaydırdı. Bunu yaparken, Karan'ın sırtını kana buladığımı hissediyordum. Elime sıvı geliyordu çünkü.

Sonunda, girişime dayadı aletini. Ardından bacaklarımı beline dayayarak, içimde gidip gelmeye başlamıştı.

***

Acı bedenimi kasıp kavururken, ağzımdan hafif bir inleme kaçtı. Acı bedenime katre katre yayılırken Karan'dan sanki daha az önce yakın değilmişiz gibi uzaklaşmaya çalıştım. Ama yaptığım şey, mantıklı bir şekilde düşündüğümde çok aptalcaydı.

Bu hareketi yaparken bir kez daha inlemiştim. İnlemem ile yanımda düzenli şekilde nefes alan adam bir anda uyanmıştı.

Yorgun gözleri ile bakıyordu bana.

"Ne oldu gülüm?" Sonunda konuşmuştu.

Cümlesi içimi titretirken elini sırtımda hissettim.

"Canın mı acıyor?"

Bunu söylerken diğer eli yanağımdaydı. Avucunun tersi ile yüzümü okşuyordu. Gözlerimi istemsizce kapatırken sıcaklığını tenimde bir kez daha hissettim.

Bir şey demeyince sırtımı sarmıştı. Ve kafasını boynuma gömdü. Bunu yaparken bir kez daha ağzımdan inleme kaçmıştı.

Kaşlarının çatıldığını hissediyordum.

"Çok mu acıyor?" Kafamı utanç ile sallamıştım.

Belimi, canımı acıtmamak için çok hafif tutarken beni kendine çekti.

"Bir şey de yavrum?"

"Ne diyeyim?" Dedim mırıltılı çıkan sesim ile.

"Canın mı acıyor?"

"Hıhım." Dedim kısık çıkan sesimle.

Gülümsedi. "Koynuma gel kızım. Ağrını dindireyim.."

Gülümseyerek bana bakarken, sahiplenircesine bedenimi sarmıştı. Böyle bir şeyi ikinci defa yaşayacağımızı asla tahmin edemezdim ama pişman değildim.

"Kızım, sen o ibnenin evine niye gittin?"

Yine konu Gürkan'a gelmişti. Yüzüne döndüm.

"Anahtarı bulamadım, o da evine davet etti Karan. Herhangi bir sorun yoktu ki!"

"Tanımadığım birinin yanına gitmeni normal karşılayamam."

"İyi bir insan!"

Dişleri kasıldı. "Yanımda şu iti övmeyi keser misin? Gidip ebesini sikmek istiyorum. Sana nasıl baktığını gördüm."

Gözlerinin içine baktığımda, bana garip bir ifade ile baktı.

"Kızım karımsın, gidip elin piçinin sana sikik gözleri ile bakmasına izin vermem."

Sahip çıkılmak güzel bir histi. Yüzümü ifadesiz tutmaya çalışıyordum ama.

"Anahtar bu arada, onu nasıl bulamadın? Sürekli koyduğun yerde değil miydi?" Asıl mevzuya gelmiştik. Beni korkutan zaten buydu biraz.

"Hayır, ben de şaşırdım. Biraz da korktum açıkçası. Çünkü anahtarı oraya koyduğuma eminim."

"Çiçek almış olabilir mi?" Aslında o da biliyordu onun almayacağını. Derste olduğunu.

"Hayır, o daha derste."

"Başka biri bilmiyor dimi?"

Kafamı hayır anlamında salladım.

"Yarın değiştiririm yavrum kilidi. Endişe etme."

Continue Reading

You'll Also Like

353K 14.9K 30
Gizemliiinuurrr_:okulda şarkı söylerken tüm gözler sendeydi Gizemliiinuurrr_:bende dahil Gizemliiinuurrr_ :nasıl birisin anlayamadım ama bu kadar soğ...
693 78 30
Freya bir webtoon yazarıdır. Patronuna aşık olup evlenir fakat kocasının herkesten hatta eşinden bile sakladigi bir sirri vardir. Disosiyatif kimlik...
106K 6.3K 58
Berceste güzel, saf ve güzel olan demekti. Doruk ile olan arkadaşlığımızı da en güzel bu kelime anlatırdı herhalde. Her şey çok güzeldi aramızda olan...
1.5M 95.6K 49
Bir gerçek ailem klişesi. Düzgün yazılmış, saçma olmayan bir biyolojik ailem kitabı arıyorsanız, hoş geldiniz. Yalnız içeri girmeden uyarayım! Ankara...