ASYA (TAMAMLANDI)

By bencena12

42.1K 3.4K 402

~aşk gerçekten her şeyi affedecek kadar güçlü bir duygu muydu? ~ ~~~~~ "bir an hiç gelmeyeceksiniz sandım sa... More

KARAKTERLER
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58- +18
59- +18
60
62
63
64
65- +18
66
67
68
69
70
71
72 - +18
73
74
75
76
77 - +18
78
79
80/+18
81-Final Part I/+18
81 Final Part II
DUYURU

61- +18

553 42 7
By bencena12

Herkese keyifli okumalar..🎆🎠

Ata üstünde olan bedenimi yana atarken kontrolü giden bedenim çuval gibi yere düştü.

O an gözlerim sırt üstü düşmemle anında yeni yeni açan gökyüzüyle buluştu. Hala bilincim açıktı ama vücudumu hissedemiyordum.

Boğuk sesler duyuyordum ama tam anlayamıyordum.

Yavaşça kafamı çevirip koşan iki adamı izledim. Kaçıyorlardı. Çaresizlik yüzünden gözümden yaş düşerken biranda Asya diye bağıran bir ses duydum.

Çok boğuktu ama demir olduğuna emindim. Yetişmişti.

"asya" yanıma çöküp ellerini yanaklarıma koyduğunda gözlerimi ona çevirdim.

"Ka.. Kaçıyor" diye son bir gayret fısıldadım.

"iyi misin"

"lütfen" diye bir şey yap dercesine inlememle elindeki silahı kaldırdı ve hiç tereddütsüz kendinden emin bir şekilde tetiğe bastı. Sabahın o sessizliğini iki el silah sesi keskin bir şekilde keserken o an kulaklarımda sanki tıpa çekilmiş gibi bir açılma yaşadım ve sesler geri geldi.

O an ikisininde acı çığlığı da sabaha karıştı. Yavaşça elimi oynattığımı hissettim.

"Asya güzelim iyi misin nerene vurdular. Sana arabada kal dedim dimi. Nerenden yaralandın" demir çıldırmış gibi bedenimi kontrol ederken gözlerim az ileride yola serilmiş iki adama gitti. Acıyla ayaklarını tutuyorlardı.

"iyiyim. Sakin ol" diye fısıldadım ve elim kafama gitti. Demirin de eli hemen oraya giderken ben çektim ve elime bulaşan kana baktım. Hiç zamanı değildi.

Mert ve bir sürü adam koşarak yanımıza gelirken adamlar yerde acıyla kıvrananların yanına gitti. Mertse yanıma çökmüş endişeyle bana doğru eğilmişti

"iki dakika ya iki dakika uslu duramadım dimi. Neresine ne oldu abi"

"kafasına vurmuşlar" diyip sarsmadan beni kucağına aldı. "hastahaneye gidiyoruz sen ad.."

"hayır karakol" diye hızla atıldım. İyice kendime gelmiştim. Acı vardı ama fonksiyonlarım yerine gelmişti çok şükür.

"saçmalama ve beni de deli etme zaten tüm bedenim endişeden titriyor bir de o ağzını sakın ama sakın istemediğim şeyleri söylemek için açma"

"karakol dedim lina beni bekliyor"

"yarım saat daha bekleyebilir"

"hayır dedim demir hemen. Ben iyiyim bir şeyim yok" diye sinirle çıkışıp kucağından inmek istedim ama daha sıkı sardı bedenimi.

"rahat dur"

"anla beni" diye bağırdım. "kardeşim beni bekliyor"

"Sen de beni anla. Belki büyük bir şey oldu. Göz ardı edilecek bir durum değil bu kafana darbe aldın. Bunu gözardı edemeyiz. Linadan önce seni düşünmek zorundayım" diye o da bağırdı. O kadar endişeli ve sinirliydi ki.. Ama onun bu halinden çok lina umurumdaydı.

"bir şey yok diyorum sana. Linayı almadan gitmem. Ya indir beni ben gidiyim ya da sen götür" dememle mertin kapısını açtığı arabaya yavaşça soktu beni. Çok sinirliydi ama kontrolünü kaybetmemişti allahtan. Bir şey demeyip sürücü koltuğuna geçerken elim zonklayan kafama gitti. Bir süre sessizce gittik.

"eğer hastahaneye gi.."

"gitmiyoruz" dedi. Ama o diyişi öyle keskin ve ürkütücüydü ki keşke gitsek diye biran düşündüm.

"demir"

"cidden tek kelime daha etme Asya çünkü linayı bana haber vermemen de şimdi ki bu tavrında canımı burnuma kadar getirdi" demesiyle keskin bir nefes çektim içime. Kalbim dediği karşısında burkulurken sustum. Madem istemiyordu ben de konuşmazdım. Cidden de karakola gelene kadar sustuk. Karakolun önüne gelmemizle elim kapıya gittiğinde onun tepkisiz kalması üstüne ona döndüm.

"gelmicek misin" diye fısıldadım.

"git yap şovunu. Kendini hiç düşünmeden buraya attın ve ben cidden sana yanlış bir şey söylememek için kendimi zor tutuyorum. O yüzden ben kontrolümü kaybetmeden in arabadan ve git al kardeşini" diye bana bakmadan sinirle dişlerinin arasından konuştu. Benim için endişelendiğini hem de deli gibi endişelendiğini görüyordum ama linaydı o. Benden daha önemliydi.

"O benden daha önemli" dememle zehir gibi bir bakışla bana döndü. Biran yerimde irkildim. Cidden istediğinde aşırı korkutucu oluyordu. Bunun farkında mıydı bilmiyordum ama cidden korkunçtu.

"ilk önce kendin Asya. Başkalarına koşabilmek için ilk önce kendin"

"Bana empati yap dedin ya hani şimdi sen de yap. Bana bir şey olsa sen öleceğini bilsen bile gelmez misin" dememle sinirle gözlerini kapayıp açtı.

"aynı şey değil"

"nesi farklı" diye çıkıştım. "linanın benim için ne anlam ifade ettiğini bilmiyorsun" diyip arabadan çıktım ve kapıyı sertçe kapadım. Ani hareketim kafama keskin bir acı yollarken elim kafamda karakola girdim. Ben girerken onunda arabadan indiğini kapıyı aynı sertlikle çarpmasından anlamıştım ama ona dönmedim.

"neler oluyor Asya. Neredesin sen ata neden yaralı" amcam, deren, sedat, nehir ve babam beni görmesiyle çil yavrusu gibi yanıma geldiklerinde derin bir nefes alıp hızlıca olayı anlattım. İlk bana ve demire kızsalarda ikimiz de onları takmamıştık ve onlarda takılmadıklarını anlayınca pes etmiştiler.

Emniyette hemen bir hareketlilik başlarken babam ve ben önde demir ise arkada en sonunda linayı almak için nezarete indik.

Ama içeri girmemle gördüğüm görüntü şokla gözlerimi açmama sebep olmuştu. Lina bir bölümde cem ise diğer bölümdeydi ve ikisi de sırtlarını duvara vermiş dışarıdan da ellerini birbirlerine uzatmışlardı ve kenetleyerek uyumuşlardı. Arkamdan babamın sinir dolu söylemleri tek bir saniye bile durmazken şaşkınlığımdan sıyrılıp ona döndüm

"ne oluyor burada" dememle sinirle çenesi kasıldı.

"ne olacak nezarete atılmak için bir polis memuruna yumruk attı eşşolu eşşek. Amcan da onu buraya linanın yanına koydu. Tam da istediği gibi." diye açıkladı olayı. "bir çıkalım buradan ben ona sorucam bunun hesabını. Kızıma göz koymanın hesabını sorucam ona. Bir tanesi bitmeden bir de diğeri başladı" demire sinirli bir bakış atıp hala söylenirken gülememek için kendimi zor tuttum.

Tamam lina ve cem arasında bir elektrik olduğunu biliyordum ama yine de cemin bu kadar ileri gittiğine cidden inanamıyordum. Ceme, linayı yalnız bırakma sana ihtiyacı olabilir derken bunu yapacağı asla aklıma gelmezdi ama cidden mükemmeldi. Sevgiyle iki şapşalca gülümseyip polis memuruna kapıları aç dercesine işaret verdim. Kilit sesi ortamda yayılırken ikisi de irkilerek kendine geldi.

"cem" lina uyku mahmuru ilk uyandığı anda cemin ismini söylerken cem de hemen "buradayım güzelim" diye karşılık verdi. Cidden inanamıyordum. Cidden ama. Hem de en ciddeni.

"oh yaa biz bir taraflarımızı yırtarım lina hanım için o burada romantik aşk sahnesi yaşasın" dememle anında bize döndü.

"abla"

"abla ya çok şükür aklına gelebildik küçük hanım. Maşallah keyfinde yerinde almasak mı seni acaba buradan he" dememle gözleri açık kapıya gitti ve anında gözleri yaşardı.

"bitti mi" kapıdan içeri girip yere çömeldim ve ağlamaya başlayan kardeşimi sıkıca kollarıma aldım.

"bitti güzelim bitti. Sana seni burada asla bırakmayacağımı ve kimseye yedirmeyeceğimi söyledim dimi" dememle hıçkırıkları daha da arttı.

"sana inanamıyorum. Seni seviyorum. Bir dakika bile beni bırakacağını düşünmedim. İyi ki varsın. İyi ki benim ablamsın"

"asıl sen iyi ki varsın benim doğan güneşim. En kıymetlim" kollarımın arasında bir süre ağladı. Ben de hiç şikayet etmeden onu teselli ettim. En sonunda birbirimizden ayrılırken yaşaran gözlerini silip doya doya öptüm onu. O kadar korkmuştum ki onu öyle sorgu odasında görünce. Ama çok şükür bitmişti..

"neler oldu"

"konuşuruz ilk şuradan bir çıkıp evimize gidelim de sonra her şeyi konuşuruz bebeğim." dememle kafasını salladı ve birlikte ayağa kalktık. İçeriden çıkmamızla mahçup bakışları babama giderken babamın kollarını açmasıyla hızla ona doğru atıldı. Bir süre birbirlerine sarıldılar.

Gözüm demire gittiğinde bizden biraz uzakta cemle fısır fısır bir şeyler konuştuğunu gördüm. Sanırım olayı kabaca anlatıyordu ki cemin çenesi sinirle kaşılmıştı.

"geçmiş olsun lina çok şükür kısa sürdü kader mahkumluğun" lina babamdan ayrılırken bu cümleyi kuran demire döndü.

"teşekkür ederim demir abi. Biran cidden güme gidiyorum sandım ama allahtan ablam vardı" diye mutlulukla şakıdı.

"her ne kadar ben yaptım demek istesem de demir sayesinde çıktın bebeğim. Benim pek bir parmağım yok" diye araya girdim.

Babamın "aman ne güzel mafyayı da kahramam yaptık tam oldu. Sanki bize söylesen biz yapamayacaktık" demesine aldırmadım. Demir ağzıyla kuş tutsa babama yaranamazdı ki bizim de ona yaranmak gibi bir niyetimiz yoktu zaten.

Gözlerim linaya giderken bu vesileyi linanın demiri tekrardan sevmesi için kullanmak mantıklı gelmişti ve asla şeytanca değildi. Sonuçta doğruydu söylediklerim.

"ne cidden mi" diye şokla söylendi lina da.

"atayı yakalamamız için demir ta ispanyadan kalkıp geldi ve yardım etti. Onun sayesinde yakaladık" diye kısaca açıkladım.

"Asya abartma güzelim" demesiyle "güzelim dene lan kızıma" diye babam da araya girdi. Demir umursamazca ona bakarken lina araya girdi çok şükür de konuşma uzamadı.

"ata mı. O mu yapmış şerefsiz." diye bağırdı. Ama sonra anında duruldu ve demirin yanına gidip sıkıca sarıldı. Babam bu sefer daha büyük homurdandı.

"bir de madalya takalım elin mafyasına tam olsun" derken hepimizi orada bırakıp sinirli sinirli çıktı dışarı. Sıkıntılı bir baba olsa da iki kızını da kaptırmış olduğunu görmesi her baba gibi rahatsız etmişti onu.

"teşekkür ederim demir abi. Ne diyeceğimi bilmiyorum. Sana söylediklerimden sonra ben olsam parmağımın ucunu bile sürmezdim bana" diye ağlamaklı bir sesle konuştu lina. Demir sevgiyle saçlarını okşarken içim eriyerek baktım onlara. Yavaşça linayı kendinde ayırıp yüzünü iki avcunun arasına aldı ve gözyaşlarını sildi.

"kızkardeşler ne yaparsa yapsın abiler asla alınmaz. Sen benim hep istediğim kızkardeşimsin ve kızkardeşler abileri için çok kıymetlidir. Senin için yapamayacağım şey yok" demesiyle linanın ağzından bir hıçkırık çakarken tekrar demire sarıldı. Cidden benim için eşsiz bir andı. İkisini böyle görmek beni de duygulandırmıştı çünkü ikisi de benim içim bu hayattaki en önemli insanlardı..

"teşekkür ederim demir abi. Abim hiç olsun istememiştim ama şuan iyi ki var diyorum. İyi ki varsın. Burada 1 gün daha dursaydım kafayı yerdim." demesiyle gülümsedim. Cidden linanın bu hayatta asla istmediği ve olmadığı için de şükür ettiği tek şey bir abiydi. Ne öyle hep karışacak her şeyime bik bik diyip töbe çekerdi küçük hanım.

"ee yeter ama yani he ver şu kızı artık" cem linayı kolundan çekip kolları arasına hapsederken ikisine de sevgiyle baktım. Bu birleşmeye aşık olduğumu söyleyebilirdim çünkü linayı anca cem gibi biri toparlaya bilirdi. Biri dünyanın en aklı başında adamı diğeri ise en uçarı kızıydı.

"sizinle de bu konuyu ayrı bir şekilde detaylıca konuşucaz. Dua edin yeri değil" dememele lina yüzünü cemin göğsüne daha çok gömerken cem memnuniyetle güldü. Gülerek başımı seninle sonra konuşucaz dercesine sallayıp demirin kolundan çektiğim gibi çıkışa yönlendirdim ikimizi. Biraz yalnız kalmaları iyi olurdu.

Kapıdan çıkmamızla demir kolunu ellerim arasından çekip bana baktı.

"hastahaneye gidelim. İstediğini aldın lina iyi" ses tonu o kadar düz ve duygusuzdu ki vücudum kasıldı.

"yapma böyle ne olur" diye sızlandım. "neden anlamak istemiyorsun. Neden benim yerime koymuyorsun kendini. Yamanın başına böyle bir şey gelse tek bir saniye nefes bile almazsın demir. Şimdi aynısını yaptığım için nasıl beni suçlarsın"

"benim tek istediğim senin iyi olman. Hayatta öncelikler diye bir şey vardır. Benim önceliğim sensin sen de bunu anlamıyorsun. Lina yarım saat daha bekleyebilirdi bir sorun olmazdı ama senin belkide bir saniye bile beklememen lazımdır. Kafana neyle ve nasıl vurdular bilmiyoruz. Şuan belkide bir şey oluyor ama sen um.."

"abla" linanın endişeli sesi biranda ortamda patlarken korkuyla irkildim. "sana saldırırlar ve sen umursamayıp buraya mı geldin. İnanamıyorum nasıl hastahaneye gitmeden buraya gelirsin" diye sinirle çıkıştı. İkimizinde önceliği birbirimizdik ve lina da şuan onu çok iyi gösteriyordu siniriyle birlikte.

"seni bekletemezdim"

"idama gitmiyordum" diyip demire döndü. "kolundan zorla çekip götürmedin mi demir abi Allah aşkına ya" diye ona da kızdı.

"lina b.."

"bak hala konuşuyor yürü" lafımı ağzıma tıkıp yanıma geldiği gibi koluma asıldı. Kolumu ellerinin kıskacından kurtaramazken mecbur ona ayak uydurdum.

"benimki deli ama seninki ondan daha deli Allah yardımcın olsun kardeşim. Lina seni tek oturuşta ve çiğ çiğ yer" demirin eğlenen sesi arkamızdan gelirken ikimizde kızgınlıkla ona baktık ama takmadı.

"gülü seven demişler" diye cem de karşılık verirken linadan bir kıkırtı yükseldi. Bu tatlı haline bende güldüm.

Yukarı çıkmamızla deren hızla koşup linayı kolları arasına alırken her ne kadar hadi hadi dese de bir kaç yasal prosedürü halletmemiz gerekiyordu. Kendimi gayet iyi hissediyordum ve bu kadar abartmaları hiç hoşuma gitmiyordu. 10 dakika sonunda emniyetten çıkarken hala elimi tutan lina beni panikle arabaya yönlendirmek istedi ama deren mani oldu.

"Asya" demesiyle ona dönüp tek kaşımı ne var dercesine havalandırdım. "teşekkür ederim" diye fısıldadı.

"teşekkür etmelik bir şey yok o benim kardeşim. O benim dünyam, ışığım.. Onu çekip almak taktir edilesi bir şey değil olması gereken"

"yine de olsun. Birbirimizi sevmiyoruz ama verdiğin mücadele için ve onu bana tekrar getirdiğin için teşekkür ederim" dedi. Şaşırmıştım onun bu uysallığına. Kafamı hızla salladım. Daha fazla onu çekmek istemiyordum. "hadi lina eve gidelim güzelce dinlen kızım" diyip linaya dönerken lina benim yanıma daha çok yaklaştı.

"ablamla gidicem. Sonra gelirim. Hem ilk hastahaneye gitmemiz gerkiyor" demesiyle babam atıldı hemen.

"ne oldu" endişeli hali az daha güldürecekti beni. Cidden dehşet sıkıntılı bir ilişkimiz vardı ve daha geçenlerde birbirimizin hayatını saniyesinde kaydırmakla tehtit etmişken şimdi sanki harika bir baba kızmışız gibi ilgiliydi.

"ne oldu harbiden kız zilli" sedatta yandan atılırken derin bir nefes aldım.

"bir şey yok kafamı çarptım. Hadi gidelim zaten uykusuzum iyice düştü direncim. Sedo sen de eve geç aşkım gelme hastahaneye biz de bir yarım saate gelicez" dememle babama ve sedoya konuşma fırsatı vermeden linayıda peşimden çektiğim gibi demirin arabasına bindik. Demir ve cem önde biz ise arkada birbirimize sarmaş dolaş otururken demir hızla yola girdi

Süratle sürdüğü araba sadece 10 dakikada cemin hastahanesinin önüne dururken linanın telaşlı telaşlı beni arabadan indirmesi güldürmüştü beni.

Babamın arabasında hemen arkamızda dururken göz devirdim.

"Sen neden geldin"

"Sen benim kızımsın Asya saçma saçma sorular sorma yürü hastahaneye" diye sinirli bir şekilde kızdı bana. Göz devirdim ve önüme dönüp içeri yürüdüm. Onunla uğraşacak gram halim yoktu.

"hoş geldiniz cem hocam" bir asistan hızla yanımıza gelirken elimi tutan lina benimle birlikte ceme biraz daha yanaştı. Cidden o an bir kahkaha atmak istemiştim. Lina ilişkilerinde dehşet kıskanç bir kadın olurdu ve Allah ceme harbiden yardım etsindi.

"hoş bulduk nazlı. Eva burada mı"

"evet hocam" demesiyle hepimiz yürümeye başlarken "müsait mi peki" diye sordu. Yine olumlu yanıt aldığında asansöre binip kısa bir süre sonra da evanın kapısının önüne gelmiştik. İçeri girmemizle eva şaşkınlıkla bize baktı.

"yaa ben de seni arıyaxaktım. Çok geç haberimiz oldu dün akşam ameliyattaydım. Çıkınca da geç olduğu için aramadım. Çok geçmiş olsun" yanıma gelip ilk bana sonra da sıkıca linaya sarıldı. İkimzide teşekkür ettik.

"eva asyayı bir muayene et. Kafasına.." bana dönüp neyle vurdular diye baktı "silahtı sanırım" diye atıldım.

"geç otur şöyle. Nerene vurdular gösterir misin" lina beni koltuğa otururken elim başımdaki yaraya gözüm ise ayakta bir saniye bile bana bakmayan demire gitmişti.

Cidden bozuk atıyordu ve bu canımı aşırı sıkmıştı. Ona ihtiyacım varken bu kadar soğuk olması canımı sıkmıştı. Linayı söylememem sonrasında sabah ki olay.. İkisi de üst üste gelmişti ve onu fazlasıyla sinirlendirmişti. "bir tomografi alalım. Çıplak gözle bakınca bir şey yok ama içeride ne olduğunu bilemeyiz" diyip masadaki telefona uzandı. Bir kaç talimat vermesiyle olaylar hızla gelişirken tam 1 saatin sonunda anca çıkabilmiştik hastahaneden. Allahtan şişlik dışında bir şey yoktu da daha fazla bu işkenceye maruz kalmamıştım.

Evden içeri girmemizle derin bir nefes alırken babam kapıda durup elini pervaza dayadı ve koca cüsseyle yolu kapadı.

"geri basın hadi. Eve girecek kadar da uzun boylu değil" demesiyle merdivenlerde durup onlara döndüm. Babam kapıda demir ve cem ise dışarıdaki basamaktaydı. Görüntü cidden komikti. Babamı gerçekten seviyor olsaydım ona saygı duyar bir şey demezdim ama kapıdaki iki adamda benim için ondan daha değerliydi.

"burası benim evim. Kimin gireceğine ben karar veririm. Yolu aç lütfen ve asıl sen evine git" diye acımasızca söylendim. Dehşet sinirli bakışları bana dönerken ne var dercesine kaşım havalandı.

"ben senin babanım"

"babamdın. 1 hafta önce beni ağzından çıkacak tek bir kelimeyle mafedeceğini söyleyen babamdın. Cidden seni anlamıyorum. Sen kısa süreli hafıza kayıpları mı yaşıyorsun yoksa bu unutkanlığını yaşına mı bağlamalıyım" dememle Asya diye kükredi.

"bağırma lan asyaya. Zaten o gece ona verdiğin zarar yüzünden sinirliyim sana beni daha da deli etme" diye demir de kükreyerek araya girdi. Siktir. İşler karışacaktı şimdi.

"Sen ne hakla konuşuyorsun lan. Senin kızıma verdiğin zararları saymaya başlasak dilimiz damağımız kurur" diye çıkışmasıyla keskin bir enfes çektim içime. Demirin yaptıkları asla unutulmayacaktı ve yüzüne de sürekli vurulacaktı sanırım.

"Ba.."

"yeter Allah aşkına yeter. Başım zonkluyor. Dün akşamdan beri uyumadım ve cidden sizin kavgamızı çekemeyecek kadar bitik durumdayım. Lütfen evine geç ve sen de dinlen. Demir cem siz de içeri geçin hadi" diye olaya müdahale ettim.

"bu itler de gidicek" diye kükredi babam.

"burası benim evim" diye sakince söylendim.

"ben senin babanım ve ben ne dersem o olur" demesiyle ağrıyan başımı ovaladım ve ona baktım.

"Biz seninle baba kız değiliz bunu anla artık. Bağlarımız kopardığımızı kabullen ve daha fazla beni yorma"

"biz kan bağıyla birbirimize bağlıyız. O bağlar bir sözle kopmaz sen de bunu anla artık" demesiyle inanmazca ona baktım. Cidden o kadar dengesiz bir adamdı ki. Şuan ki bu tavrınında babam olduğu için olmadığını biliyordum. Onu demire tercih etmediğim içindi tüm bu tantana.

"benim bir babam yok. Ama senin bir kızın varsa lütfen git ve evinde sev kızını. Bana son söylediklerinden ve ima ettiğin şeyden sonra benim seni sıradan bir insan gibi düşünmekten başka bir düşüncem yok." dememle sinirle elleri yumruk oldu. Lina hızla merdivenleri inip yanına giderken ikimiz de birbirimize kitlenip kalmıştık

"baba lütfen. Ablam da çok yorgun lütfen yapma. Git sen de dinlen biz de biraz dinlenelim sonra konuşuruz ailecek ne olur" demesiyle babamın bakışları linanın yalvaran bakışlarına indi. Bir süre baktı sonra da anlına bir öpücük kondurup bir daha da bana bakmadan çıkıp gitti.

Yorgunca başımı iki yana sallayıp merdivenleri çıkmaya başladım. Sedatın yanında geçerken anlayışla kolumu okşadı. Tepki vermedim. Arkamdan da adım sesleri gelirken hep birlikte en sonunda solana ulaşmıştık.

"siz geçin oturun" diye lina demir ve ceme söylendi. "abla biz de bir duş alalım."

"alalım güzelim" yanıma gelip kollarımın arasına girerken sıkıca sardım onu. Yüreğim öyle hafiflemişti ki. Kollarımda olmasına şükrettim.

"ama eski günlerdeki gibi" demesiyle ikimizde kıkırdadık.

"tamam güzelim eski günlerdeki gibi." diyip demir ve ceme döndüm. "açsınızdır mutfak koridorun solunda bir şeyler yiyin sonra da siz de dinlenin. Demir sen benim odama geç cem sen de sedatın odasına geç koridorun sonu"

"Sen bizi düşünme biz başımızın çaresine bakarız." diye söylendi cem. Camların önünde put gibi dikilen demire bir bakış atıp kollarımdaki linayla birlikte banyoya geçtik.

Uzun uzun güle oynaya birlikte banyo ettik eski günlerdeki gibi..

"saçlarını kurutalım bebeğim gel" dememle elimi tutup sevgiyle gülümsedi bana.

"yeterince yoruldun ne olur dinlen ben hallederim hadi"

"ama saçların"

"ben hallederim hem bende değil cem halleder" diye itiraf etti olayı dolaylı yoldan. Yüzümde tatlı bir gülümseme oldu.

"ne zaman oldu bu lina"

"bilmiyorum ki. Sen ne zaman olduğunu biliyor musun" diye sordu. Gülerek başımı iki yana salladım. "çok mutluyum sadece. Daha itiraf yok ama ikimizde aramızdakini anlıyoruz ve ben de şimdi seni daha iyi anlıyorum" demesiyle sıkıca sardım küçük bebeğimi. Büyümüşte bir de aşık olmuştu

"Senin adına çok mutluyum bebeğim cem harika biri. Bunları dinlenince uzun uzun konuşucaz. Şimdi dinlen olur mu"

"seni seviyorum abla. Her şeyden çok"

"ben de seni bebeğim" diyip kocaman sulu sulu tüm yüzünü öptüm. Güzel kıkırtısı odaya yayılırken aşkla bakıyordum ona. Cidden öyle seviyordum ki onu asla kelimelerle ifade edemezdim. "geç kurut saçlarını o zaman sonra da yatağa hemen" diyip kapıya yöneldim.

"şey abla" linanın utangaç sesi kulağıma gelirken elim kapının kolunda ona döndüm. Lina ve utanmak.. İnanılmazdı.

"efendim bebeğim"

"ceme söyler misin gelsin" demesiyle imayla ona baktığımda yanakları kızardı.

"lina inanamıyorum kıpkırmızı oldun. Bu günü de gördüm ya ölsem gam yemem"

"yaa abla ya" diye sızlandı. Daha fazla onu utandırmayıp gülerek çıktım odadan.

"lina nasıl" salona girmemle cem ayağa kalkarken gülümsedim ona.

"seni bekliyor. Gelsin şeker vericem ona dedi" diye takılmamla kocaman gülümsedi. Yanımdan geçerken koluna indirdim bir tane. Eli koluna giderken "abi asıl sana Allah yardım etsin aşırı ağır eli var lan" diye demire gülerek takılıp gitti. Arkasından göz devirdim.

Gözlerim, tekli koltukta kucağında truvayla rahatça oturan demire giderken ilgiyle beni izlediğini görmüştüm.

"demir" dememle tepki vermedi. Yanına gidip truvayı aldım ve onun boşalan yerine ben oturdum. Yanağını avcumun içine almamla onu gördüğümden beri yapmak istediğim şeyi yapmak için ona doğru eğilirken elini belime koyup gözlerini kapadı.

Dudaklarımı hafifçe aralanmış sıcak dudaklarının üstüne bıraktım. İkimizin de genzinden bir mırıltı yükselirken eli daha çok sıktı belimi. Bir süre tatlı tatlı hasret giderdik.

"yapma sana kızgınım yumuşuyorum" nefes almak için ayrıldığımda huysuzca söylendi. Dediğine kıkırdayıp ilk yanağına sonra da boynuna tüy kadar öpücükler bırakmaya başladım. Diğer eli de bacaklarım üstüne giderken yavaşça okşamaya başladı.

"kızma bana"

"sana kızacağım şeyler yapma o zaman" diye homurdandı.

"sadece farklı düşünce yapılarına sahipsiz sevgilim. Tüm olan bu" dememle kucağında benimle birlikte ayağa kalktı. Kollarımı sıkıca boynuna doladım. Odama doğru adımlarken yüzümü boynuna gömmüştüm.

"şimdi sırası değil. İlk uyu dinlen sonra konuşuruz"

"benimle uyuyacaksın dimi" yatağa beni bırakmasıyla boynundaki kollarımı çözmedim ve gitmesini engelledim.

"evet güzelim seninle uyuycam tabi ki. Bırak da üstümdekileri çıkarıyım. Kirliler böyle yatmıyım" demesiyle yanağını öpüp bıraktım. Ağır ağır soyundu, ağzımın suyu aka aka izledim. O kader özlemiştim ki onu. Hem duygusal hem de bedenen özlemiştim.

En sonunda işini bitirip baksırıyla kalana kadar soyundu ve yatağa girdi. Arkadan sıkıca belimi sarıp beni kendine yapıştırırken memnuniyetle mırıldandım.

Yorgun olmasam üstüne atlardım ama cidden bitik haldeyim. Zaten bitik halim de beni daha fazla uyanık bırakmadı. Demirin kollarında huzurla gözlerimi kapadım.

~~

Ne kadar uyudum bilmiyordum ama acayip iyi hissediyordum. Bedenim dinlenmiş müthiş bir rahatlama yaşamıştı.

Gözlerimi hafifçe açtım. Oda karanlıktı ve demir tek kolu üstüne yükselmiş başını da eline yaslanmış bana bakıyordu. Tüy kadar yumuşacık temaslarla saçımı okşarken gülümsedim. O da beni geri çevirmeyip güzel bir şekilde gülümsedi ve bana doğru eğilip dudaklarımın üstüne tüy kadar yumuşacık bir öpücük bıraktı.

"günaydın sevgilim. Saat kaç"

"günaydın güzelim. 9 demesiyle şaşırmıştım. 13 saattir uyuyorduk.

"baya uyumuşuz. Sen ne zaman kalktın"

"çok oluyor. Uykuya çok düşkün değilim" demesiyle ona doğru dönüp ayağımı kalçasına kolumu da beline sardım. Yüzüm boynuna gömülürken kendini sırt üstü yatırdı ve beni de üstüne aldı.

Bu konumu daha çok sevmiştim. Dudaklarım elmacık kemiğine öpücükler kondururken sakince saçlarımı okşadı.

"yapma"

"Sen çok nazlı bir adamsın he" diye mırıldandım. Göğsü sessiz bir gülmeyle sarsıldı.

"nazlı değilim kırgınım sadece" demesiyle öpücüklerim dururken tutuşundan kurtulup diklendim ve göbeğinin üstüne oturdum. Gözleri siyaha dönerken ilgiyle yüzüme baktı ve ellerini iki kalçamın yanına koydu. "bu şekilde sağlıklı konuşamayız" diye söylendi. Ama umursamadım.

"kırgın olma bana sevgilim. Beni anla."

"Sen de beni anla asya. Senin için ne kadar endişelendiğimi anla. Sıkıntıdayken ilk beni aramadığın için ne kadar gocunduğumu anla. Beni de biraz anla" demesiyle öne doğru uzanıp kaşının üstüne sevgi dolu bir öpücük bırakıp diklendim yine.

"haklısın bebeğim. Ama asla amacımın seni dışlamak ya da görmezden gelmek olmadığını bilmeni istiyorum. Bunu asla yapmam. Sen benim lina ile birlikte bu hayattaki tek ailemsin asla seni dışlamam. İnsan evini dışlar mı hiç bebeğim" dememle gözlerini açıp kapadı. "sadece çok uzaktaydın zaten sıkıntı içindeydin yük olmak istemedim ama gördüm ki yanlış düşünmüşüm. Sen böyle bir durumda olsaydın her şeyimi bırakıp senin yanında olurdum. Hata yaptım ama dediğim gibi farklı düşündüm. Beni de anla çünkü bu zamana kadar her şeyi kendi başıma yaptım. "

"ama artık ben varım. Yalnız yapmak zorunda değilsin" diye sevgiyle fısıldadı.

"evet sevgilim varsın. İyi ki varsın ama bu duruma alışmam lazım. Söz veriyorum alışıcam" diyip tekrar ona eğildim ve bu sefer dudağını öptüm. "bana kırılma kalbim acıyor" dememle kolları sıkıca beni sararken konumumuzu değişti ve beni altına alıp üstüme abandı. Zevkle mırıldandım.

"bir de nasıl mırıl mırıl mırıldanıyor kedi gibi. gel de kızmaya devam et şimdi" demesiyle kollarımı cilveli bir edayla boynuna dolayıp dudaklarına dudaklarımı sürttüm.

"kızma bana hatamı anladım. Bundan sonra artık yalnız olmadığımı daha iyi anladım. Seni seviyorum"

"her zaman yanındayım. Ne olursa olsun hangi konumda olursam olayım sen gel dediğin an saniye geciktirirsem seni bana da yazıklar olsun" demesiyle sevgiyle gülümsedim. Onunla kendimi o kadar güçlü hissediyordum ki iyi ki vardı.

"Sen beni sevmiyorsun galiba" diye konuyu değiştirmek için üzgünce mırıldanırken bükülen dudaklarıma sert bir öpücük bıraktı.

+18 bölüm var aşağıda bilginize..⚠

"sevmemek mi. Sana bitiyorum." demesiyle şuh bir kahkaha atıp bacaklarımı beline doladım ve bedenini daha çok üstüme yatırdım. İkimizde zevkle inlerken kendimi aramıza sıkışan erkekliğine sürttüm.

Derin bir nefes çekti içine..

"yapma güzelim. Zaten dehşet özledim. Hiç yeri değil." diye zorla fısıldadı. Dudakları tüy gibi dokunuşlarla boynumda, kulağımın çevresinde gezerken dediği şeyi yapmamak o kadar zordu ki o da bunu çok iyi biliyordu. Ama haklıydı da. Lina ve cem yan odadaydı.

"özledim çok" diye mırıldandım. Dudakları, bu cümlelerin dökülmesinin ardından sertçe dudaklarıma kapanırken inlememi öpücüğü bastırdığı için sevinmiştim.

Uzun uzun birbirimizi tükettik. Ten çekimimiz öyle güzeldi ki.. Ona her dokunuşumda deliriyor onun bana her dokunuşunda ise kafayı sıyıracak gibi oluyordum.

Zevkle daha çok demire yapıştım. Ellerini tişörtümden içeri sokmuş tüm bedenimi ürpertecek bir yavaşlıkta okşarken ben de ellerimi sırtından sürterek kalçasına uzattım.

Bittiğim poposu elimin içine hapsolurken öyle yakıcı bir inleme bıraktı ki linayı bile unuttum o an ve onu üstümden atıp sırt üstü yatağa uzanmasını sağladım. Hızla üstüne çıkıp şaşkınlığını görmezden gelerek dudaklarına eğildim. Saçlarımı eliyle toplayıp anında bana ayak uydurdu.

İkimizde derin derin nefesler alıyor inlemelerimizi nefeslerle bastırmaya çalışıyorduk.

Cidden onu aşırı istiyordum. Ellerini kalçalarımdan çekip tişörtüme attı ve bir çırpıda çıkardı. Eli hemen sütyenime giderken hiç itiraz etmedim ve sütyenim de saniyeler sonra odanın bir köşesinde yerini aldı. Çıplak göğüslerim göğüslerine sürterken ikimizde sessizce inledik. Yakalanma korkusuyla yapılan kaçamak aşırı hoşuma gitmişti.

"Asya ne olur dur güzelim yapma" küçük titana sürtünmeye başlamamla demir kalçalarımı tutup durdurmak amacıyla tuttu ama durdurmak istemediğini gayet iyi anlıyordum çünkü elleri sözleriyle paralel olarak beni engellemiyor aksine daha iyi sürtünmem için kalçalarımı yoğurup destek veriyordu. Güldüm ona.

"sessiz oluruz"

"olamayız güzelim ne olur dur. Kendimi kasmaktan damarlarım patlıcak" diye acıyla inledi.

"kendimi nasıl durduracağımı bilmiyorum. Hiç iradem yok sende varsa yap" diye fısıldayıp elimi baksırının üstünden erkekliğine attım. Yerinde diklenip Asya diye inleyerek dişlerini omzuma geçirdi ve nefes nefese "güzelim toparlanıp bana gidelim" dedi.

"olmaz." diye anında reddettim. Eli elimin üstüne giderken kaldırdı ve erkekliğini dışarı çıkardı. Özgürlüğe kavuşan küçük titan aramızda uzanırken aynı anda bu görüntüye inledik.

"kafayı sıyırıcam. Kafayı sıyırıcam" diye kendi kendine söylenmeye başladığında hızla parmaklarımı erkekliğine sardım ve demirde elini yine elimin üstüne kapadı. Benimle birlikte erkekliğini sıkıp elimi aşağı yukarı hareket ettirmeye başladı.

"siktir. Gelicem şimdi. Asya gelicem bebeğim." diye inledi.

"gel sevgilim" dişlerimle kulak memesini çekerken biranda hızla benimle birlikte ayağa kalkıp banyoya yöneldi.

"napıyorsun" diye nefes nefese söylendim.

"orada daha az ses çıkar. Yatağın linanın yatağıyla aynı duvarda" diye zorla açıklama yaptı. Hala bunları düşünecek kadar iradesi kalmış olmasına hem şok oldum hem de minnet duydum çünkü ben cidden tamamen linayı ve hemen dibimdeki odasını unutmuştum.

Hızla banyoya girip beni lavabonun kenarına oturttu. Elleri çıldırmış gibi pijamamın altına giderken ben de aynı sabırsızlıkla baksırını kalçalarının altına kadar sıyırdım. İkimizde tüm fazlalıklarımızdan kurtulur kurtulmaz hiç vakit kaybetmeden kendini içine itti ve o an ki çığlığımı son anda omzuna geçirdiğim dişlerimle engellemeyi başardım.

Onunda dişleri benim omzuma saplanırken içimde dehşet bir haz patladı. Kollarımı sıkı sıkı demirin derin nefeslerle inip kalkan sırtına dolayıp saçlarını çektim.

"hareket et"

"ayaklarım titriyor. Anasını satiyim nasıl bir şey bu cidden çıldırıcam" diye acıyla isyan etti. Gülmek istedim ama yavaşça kendini geri çekmesini hissetmemle başaramadım.

Başım zevkle arkaya düşerken dudaklarını göğüs ucuma yapıştırıp acımasızca ısırdı. Çığlığımı son anda ağzımın üstüne kapandığı eliyle keserken ona minnet duydum çünkü cidden herkesi başımıza toplardım o çığlıkla..

Demirin adı hareketlerini arttırdığı andan itibaren ağzımdan bir dua gibi dökülürken bana bir saniye bile acımadı. Kendini ucuna kadar çekip sertçe tekrar geri iterken hazla saçlarını daha çok çekip inledim.

"bebeğim sessiz ol" diye o da inledi. Sanki demesi kolaydı ve kendi de sanki başarabiliyordu.

"hızlan ne olur" dememle simsiyah olmuş gözleri gözlerime çıktı ve dişlerini alt dudağına geçirip dediğimi ikiletmeden zevkle yaptı.

O andan itibaren daha da dehşet bir haz vücudumuzu sardı. Zorla tutmaya çalıştığımız inlemelerimiz duyulacak diye umursamayı çoktan bırakmıştım. Tek aklımda olan yaşadığım haz ve deli gibi içime girip çıkan sevdiğim adamdı.

"gelicem" diye inledim.

"benimle birlikte gel bebeğim. Güzel kadınım benim" diyip kendini içimden çekti. Gözlerim fal taşı gibi açılırken hiç zaman kaybetmeden parmaklarını içime itti ve benim elimi de kendi erkekliğine koydu.

"neden çıktın." diye zorla söylendim. Cevap vermeyip ellerini içime sokup çıkarmaya başladı. Gözlerim zevkle kapanırken ben de elimin içinde kalp gibi atan iri erkekliğini onun yönlendirmeleri eşliğinde okşamaya başladım ve kısa bir süre sonra ikimizde istediğimizi aldık..

Biten titremelerimle gözlerimi açarken demirin göğsüme dayanmış başını öptüm.

"aşkım iyi misin"

"seninle seviştikten sonra asla kısa sürede iyi olamam bunu çok iyi anladım." diyip beni belimden kaptığı gibi kucağına aldı ve yere oturdu. Kucağına yerleşirken çıplak kalçalarıma değen ıslak erkekliği ikimizi de inletmişti.

Bir süre sessizce sakinleşmeyi bekledik. En sonunda nefeslerimiz dindiğinde ona döndüm. Gözlerinde parıl parıl ve aşk dolu bir bakışla bana bakıyordu.

"seni seviyorum. Benim güzel kadınım. Her zerrene aşığım" diye fısıldadı. Yüzüm kocaman bir gülümsemeyle aydınlanırken kaşımın üstüne tüy kadar bir öpücük bıraktı.

"ben de seni seviyorum sevgilim. Benim seks tanrısı titanım" diyip gülümsedim. O da erkekçe bir gururla gülümsedi. Öyle tatlıydı ki..

"neden içimden çıkıp boşaldın" dememle gözümün önüne düşen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı ve burnumun ucuna bir öpücük bıraktı.

"O ilaçları bir daha almanı istemiyorum. Yan etkilerini okudum. Hormonlarına böyle bir saldırıyı yapmaya izin veremem. Benim yanımda da malum gereken yoktu o yüzden çıktım" diye açıkladı. Başımı anlayışla sallayıp omzuna yatırırken batan üstüme baktım.

Ayaklarımda toplanmış pijamam güldürürken beni ayaklarımla sıyırdım onu. Anında Demirin eli çıplak bacağımın üstüne iliştiğinde yavaş yavaş okşayarak yukarıya çıkarmasını izledim hazla.

"yapma. Toparlanmamız lazım" diye son kalan irademle müdahale ettim.

"saatlerce, günlerce içinde olmayı istemem normal mi yoksa ben mi çok azgın bir ergenim" demesiyle gür bir kahkaha atıp yüzümü somurtkan yüzüne çıkardım. Ellerim sevgiyle yanaklarını kavradı.

"senden gram farkım yok bebeğim ve bu çok normal. İkimizde bunu birbirimizde tadıyoruz ve o yüzden açlığımızı bastırmak biraz zor olucak bebeğim."

"hiç şikayetçi değilim" gözlerini gözlerimden çekmeyerek parmağını içime itince omuzlarını sıktım. Beklemediğim hamlesi irkiltmişti beni.

"yapma"

"sesin daha fazlası için yalvarırken mi" diyerek beni hiç de dinlemediğini gösterircesine ikinci parmağını da içime itti. Gözlerim hazla kapandı. Bir süre elinin hareketlerine odaklandım sadece. Mükemmeldi.

"abla" biranda linanın kapıdan bağıran sesi kulağıma geldiğinde demirle birlikte irkildik. Korkuyla gözlerim açılırken dehşet bir panikle demirin kucağından kendimi yana attım.

"yavrum sakin ol bir yerine zarar vericeksin" diye bana kızsa da bu dediği şuan imkansızmış gibi gelmişti bana. Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştım ama yerde çıplak bir şekilde oturan ve bana aç gözlerle bakan adam hiç de sakinleşmemi kolaylaştırmıyordu. Sıkıca gözlerimi yumup açtım ve görüntüyü uzaklaştırmak için derin bir nefes aldım.

"çıplaklığın öyle güzel ki" demirin büyülenmiş sesiyle o an çıplak olduğumu ve utanmazca karşısında dikildiğimi idrak etmemle yüzüm dehşet bir şekilde yanmaya başladı. Yap yap sonra utan oh ne güzel dünyaydı dimi Asya hanım.

"abla uyuyor musunuz ya" lina bir kez daha bağırırken panikle banyo kapısına gittim ve kapıyı araladım. İlk odaya baktım ki şükür içeri girmemişti. Demirin de burada olduğunu bildiği için her zamanki o dalışlarını yapmadığına sevinmiştim.

"efendim lina" diye bağırdım.

"kalkın hadi ya yemek yiyelim. Yemek söyledik gelicekler birazdan. Kurt gibi acım valla kapı mapı ne varsa kemircem he en sonunda" diye söylendi

"tamam beb.." biranda demiri arkamda hissetmemle lafım bıçak gibi kesildi. Kalçalarımı iki yana ayırıp erkekliğini de kalçalarımın arasına sıkıştırırken öyle bir titreme yaşadım ki o an boşalıcam diye ödüm koptu. Şu durumda cidden yapılacak şey miydi.

"abla ne oldu durdun biran" linanın sesi kulağıma gelirken kalçalarımın arasına sürtünen harika erkekliğinden, etimi kıstıran acımasız sert ellerden ve boynuma bıraktığı yumuşak öpücüklerinin büyüsünden anında sıyrıldım.

"yok bir şey balım geliyoruz birazdan" diye zorla bağırdım. Uzaklaşan adım sesleri gelirken kulağıma demirin eli kapıya dayandı ve kapıyı kapayıp bedenimi de kapıya dayadı. Üstüme daha çok abanırken demir diye dehşet bir hazla inledim.

"vaktimiz var mı"

"5 dakika" diye istekle inlemem üstüne "yeter" diyip erkekliğini kalçalarımın arasından çektiği gibi arkamdan sertçe kadınlığıma itti..

Dehşet bir haz bedenimde patlarken bir yere tutunma ihtiyacıyla bir elim kapının koluna diğer elim ise arkamda derin nefeslerle ve sertçe içime gidip gelen sevdiğim adamın saçlarına gitti. Onunda parmakları sertçe saçlarıma dolandı ve başımı kendine doğru çektiği gibi dudaklarıma yapıştı.

İkimizde anının erotikliği yüzünden kısa süre de zirveye tırmanırken boşalmaya başladığım an kendini içimden çekip parmaklarını içime soktu ve beni zirveden indirdi. İçimden çıkıp eliyle beni boşlatması da güzeldi ama ben küçük titanı istiyordum. Acil buna gerekli olan çözümü getirmeyi aklıma not ettim.

Demir de hırlayarak kalçalarımın üstüne akıtırken kendini derin nefeslerle banyoyu sese boğduk.

Dudakları tüy kadar hafif bir şekilde omzuma dokunduğunda o an bu hazzı ve birbirimize olan bu açlığı asla dindiremeyeceğimizi çok iyi anlamıştım...

Continue Reading

You'll Also Like

14.9K 1.3K 57
Karanlık bir geçmişi olan bir adamın sevdiği kadını geçmişinden uzak tutmak için neler yapar sizce... Mesela kapısına bir papatya koyar... Küçük bir...
6.4M 279K 61
Her şey abimin düğününde beğendiğim çocuk yerine abimin arkadaşının numarasını almakla başladı. Liya; ANALAR NELER DOĞURUYOR Liya; KAYNANAM ABARTMIŞ...
423K 11.5K 60
Dicle, yapraklarını teker teker düşüren sonbahar ağacı gibi sonunda yine kendisiyle başbaşa kalmıştı . Yalnızlığın kıyısında kaybolmuşken fark etme...
641K 18.7K 26
(Cinsel içerikli sahneler, yaş farkı ve daddy isuess içermektedir.) Ölü çocukluklar yaşamaya devam eden ölü insanlar doğurur... Kapak @-necirvan a ai...