V İ R A

By mutsuz_patates

275K 18.7K 1.4K

Yıllarca babasız büyümüş, onu bıraktığını düşündüğü için ondan nefret eden bir kız çocuğu. Bir kızı olduğunda... More

KARAKTER TANITIMI
1.bölüm
2.bölüm
3.bölüm
4.bölüm
5.bölüm
6.bölüm
7.bölüm
8.bölüm
10.bölüm
INSTAGRAM BÖLÜMÜ
11.bölüm
12.bölüm
13.bölüm
14.bölüm
15.bölüm
16.bölüm
17.bölüm
18.bölüm
19.bölüm
20.bölüm
21.bölüm
22.bölüm
23.bölüm
INSTAGRAM BÖLÜMÜ
24.bölüm
ÖNEMLİ!
25.bölüm
26.bölüm
27.bölüm
28.bölüm
29.bölüm
30.bölüm
INSTAGRAM BÖLÜMÜ
31.bölüm
32.bölüm
33.bölüm

9.bölüm

9.1K 565 43
By mutsuz_patates








"Vira'nın tüm sorumluluğu ve Velayetini Babası Kenan Serez'e verilmesini talep ediyoruz Sayın hakim." dedi Erim.

"Vira'nın doğup büyüdüğü yerden birden koparılması psikolojisini kötü etkileceği için. Hafta sonu, resmi ve yaz tatillerinde şu an varis'i olan dedesinde kalmasını talep ediyoruz sayın hakim"dedi dayım.
En azından buna ihtiyacımız vardı.

" itiraz ediyoruz Sayın hakim. Vira'nın hafta sonu, resmi ve yaz tatillerinde ailesinin yanında kalması daha uygundur." diyen Erim'e döndü bakışlarım.

Bunu gerçekten yapmış mıydı.
Ona yalvarmama rağmen bunu yapmış mıydı.
Ailemi ne kadar çok sevdiğimi bildiği halde.
Ona güvenmekle en büyük hatayı yapmıştım.
Daha fazla bu saçmalığa dayanamıyordum.

"hakim bey lütfen beni de dinleyin. Erim'in dediklerinin hiç birini kabul etmiyorum" diye atladım lafa.
Önce tek kaşını kaldırıp bana baktı hakim amca.
Ona tatlı tatlı gülümseyip boyun büktüm.
Zaten gözlerim dolu doluydu.
'konuş bakalım' dediğinde dünyalar benim oldu.
Velayetimi her halükarda babama vereceği biliyordum.
Bizim tek amacımız Tatilleri kurtarmaktı.

"Ben bu yaşıma kadar Aydın'da büyüdüm.
Orada benim ailem var. Sadece dayım, Ananem ve dedem değil hakim bey.
Tüm mahalle, okul arkadaşlarım, öğretmenlerim, fırıncı Salih amca, balıkçı davut reis, kapı komşumuz ayla teyze, bakkalcı emine teyze ve eşi Turgut amca,
Gün arkadaşlığı yaptığım teyzeler, ablalar, sürekli yendiğim tavlacı Seyfi amca ve daha nicelerini.
Ben oraya aitim, benim ailem yuvam orası. en önemlisi Annemin mezarı orada.
Babam beni yanına almadan önce her gün giderdim.
Annem beni bekler hakim bey. velayetim babama verilse bile hafta sonları, resmi ve yaz tatillerinde orada olayım. Ayırmayın beni ailemden, Annemden.
Az önce sizinde duyduğunuz gibi, Erim Serez ve Kenan Serez benim oraya gitmeme izin vermez asla."diyip sustum.

Artık göz yaşlarıma engel olamıyordum.
Dayımın ve Mert abinin dişlerini sıkmasından sinirlendikleri belliydi.
Ananem ve dedeme baktığımda onlarda ağlıyordu.
Abim ve babama bakmak bile istemiyordum.
Beni bir kere daha hayal kırıklığına uğrattılar.
En çokta Erim ona güvenmiştim.
Hata yapmışım.

"karar verildi. Vira Gündoğdu'nun velayeti babası Kenan Serez'e verilmiştir." dediğinde daha çok ağlamaya başladım.
Bitmişti her şey.
Artık onunla kalmaya mecburdum.

"Vira Gündoğdu'nun psikolojik sağlığın zarar görmemesi için hafta sonları, resmi ve yaz tatillerinde Ananesi ve dedesiyle kalması uygun görülmüştür." dediğinde kocaman gülümsedim.

Dayım yine kazanmıştı.
Hem ağlıyor hem gülüyordum.
Her şey bir birine karışmıştı.
Babama döndüğümde gülümseyerek bana bakıyordu.
Ee bu niye sinirlenmedi ki.
Erim'e baktığımda sinirle dayıma bakıyordu.
İşte böyle kudurursun it.

Mahkeme salonundan çıkar çıkmaz Ananem ve dedeme sarıldım.
Bu bile yeterdi bizim için.
Her hafta sonu gidemezdim.
Dayımdan istemezdim buna çünkü onunda ihtiyaçları giderleri vardı.
Ama gitmek istediğim zaman engel olmazlardı bana.

Babam ve Erim bize doğru geldiğinde gülen yüzüm asıldı birden.
Şu an O kadar sinirliydim ki ona karşı.

"merhaba Cemal bey orta yol bulunduğu için çok sevindim. Umarım sizin içinde öyledir." dedi babam.
Babababa laflara bak.

"ne kadar Vira'mı tamamen yanımızda istesekte sizde haklısınız Kenan bey, bizde memnunuz durumdan" dedi dedem.
Bunu tüfek doğrultan adam mı diyordu.

"ayrıca oğlunuz iyi bir avukat olmuş ama iyi bir abi olmak için daha çok yol kat etmesi gerekiyor." dedi Erim'in gözünün içine baka baka.
İşte bu be.
Adam diye yazılır, Cemal reis diye okunur.

"Kenan bey yarın almak yerine bugün alsak Vira'yı olur mu. Yarın akşama geri getiririm pazar günü dinlenmiş olur." diye sordu dayım.
Meraklı gözlerle babama baktım.
Çok istiyordum bir gün bile olsa onlarla olmayı.

"tabi Vira da istiyorsa diyeceğim ama onun geri çevireceğini Sanmam" diyerek güldü.
Ne oluyordu lan bu adama.

"tabi ki istiyorum" diye atıldım.

"sizinle baş başa konuşabilir miyiz Kenan bey" diye sordu dedem.
Şaşırdım ne konuşacaktı ki.

"tabi buyurun" diyerek eliyle ileri tarafı gösterdi babam.
Beraber o tarafa doğru gittiler.

"biraz konuşalım mı abicim" diye sordu Erim.

"seninle konuşacak bir şeyim yok" diyerek dayımın arkasına saklandım.
Şu an onunla konuşmak istemiyordum.

Beş dakika kadar sonra dedemle babam geldi.
Onların gelmesiyle derin bir nefes aldım.
Gidecektik birazdan.
Ve ben birazda olsa mutlu olacaktım.

"biz gidiyoruz. Yarın akşam üzeri bırakırım" dedi dayım.
Onları umursamadan dayımın elini tutarak çıkışa doğru yürüdüm.

Yolculuk sessiz geçmiş ve Mert abinin evine gelmiştik.
Bugün burada kalacaktık, yarın dayım beni bıraktıktan sonra onlarda gidecekti.
Hepsinin işi gücü vardı kendine göre.
Ananeme yemek yapmaya yardım etmek istemiştim ama dün gelir gelmez bir sürü yapmış.
Mert abi kendi için seviniyordu.
Garibim ev yemeğini özlemiş.

Ayrıca Ananem kaldığım eve götürmem için bir sürü şey yapmış getirmiş.
Görünce çok şaşırmıştım çünkü bunlar çok fazlaydı.
Üç tepsi ısırgan otlu börek yapıp getirmiş, buzluktan çıkarıp ısıtır yersin kuzum demişti.
Beş kavanoz turunç reçeli yapmış kurban olduğum.
Çünkü ben çok seviyorum.
Kestane, zeytin kuru incir daha bir sürü şey getirmiş.
Ayrıca davut reis taze tuttuğu balıkları dondurup göndermiş.
Benim sattığım balıklardan başka balık yemesin diye.
Ben bu insanlar için ailem diye boşa demiyorum.
Ayrıca fırıncı salih amca un kurabiyesi, Seyfi amca tavla göndermiş.
Çok gülmüştüm görünce.

Yemeğimizi yemiş salonda oturuyorduk şimdi.
Yemekten önce edizi aramıştım.
Tabi çok fazla sinirlenip trip atmıştı.
Ama ben ağlayınca yumuşak oldu.
Şans eseri aynı sınıfa düşmüşüm Ediz ile.
Bugün sınıf defterinde görmüş.
Manyak çocuk her gün deftere bakmış.
Onun gönlünü yapıp kapatmıştım telefonu.

Yemekten sonra dedemle tavla oynamıştık tabi o beni yenince bıraktım oynamayı.
Her seferinde kazanıyordu.
Benden sonra Mert abi ve dayımı da yenmişti.

"aklınız kalmasın burada. Elimden geldiğince gidip göreceğim Vira'yı hem Ediz'de burada yabancılık çekmez" diyen Mert abiyi duyunca onlara doğru dönüp sohbete katıldım.

"benden ondan korkuyorum ya" diyip bana baktı dayım.
Aşk olsun.

"ayıp ettin beni kaybettin aşko" dedim.

"yavrum bu it herife aşkım diyerek geziyorsun. Ee Ediz'le birlikte olunca burnunuz boktan kurtulmuyor. Haksız mıyım." dedi.
Haklısın reis ama bunu bilmesende olur.

Dedem ve Ananem dayımın bu isyanına gülerken,
Mert abi arkasında ki yastığı fırlattı dayıma.

" sensin lan it beni Ediz'le bir mi tutuyorsun. "dedi.
Bunun derdide başkaydı.

Saat gece yarısına yaklaşınca iyice uykum gelmeye başlamıştı.
Tabi bunu farkedince herkes yataklara geçti.
Ananem ve dedemin arasında yatmak istemiştim.
Dayım ne kadar trip atsada.
Dedem yine o güzel ninnisiyle uyutmuştu beni.

Sabah uyandığımda kafamın sert bir yerde olduğunu farkettim.
Elimle yokladığımda kaslı bir beden olduğunu farkettim.
Laaan dedemin göbeği nereye gitti.
Yatakta oturur hale geldim hemen.

Dayımmış o kaslı beden.
Ulan bu adam ne ara kas yapmıştı, bende yoktum.
Kim koruyacak bu adamın ırzını.
Yastığımın altından telefonumu sessizce alıp saate baktım.
Dayım çok kızıyordu yastığın altına koymama.
Ayrıca saat öğlen bir olmuştu nasıl uyumuştum ben bu saate kadar.

"güzel Vira'm kaç defa yastığın altına koyma onu zararlı diyeceğim" diyen dayımla sıçradım.
Uyanıksın niye söylemiyorsun manyak adam.

"dayı saat bir nasıl uyuduk bu kadar. Vakitte geçiremedik ki" dedim.
Diğer dediğini duymamış gibi.

"olsun güzelim benimle uyumadan gideceğini mi düşünüyordun. Hadi kalk bir şeyler atıştıralım" dedi.

Hemen kalkıp elimi, yüzümü yıkamaya gittim.
İşlerimi halledip geri döndüm ve yatağı toparladım.
Öyle bırakmak olmazdı.

Salona geçip Ananem, dedem ve Mert aşkımı öptüm.
Onlarda çay içiyorlarmış zaten.
Ananem hemen bize börek ve bir kaç şey hazırlamıştı uyandığımızı duyunca.
Böyle yapınca çok utanıyordum.
Kocaman kadın bize hizmet ediyor gibi.
Bir iki saat daha çay içip sohbet etmiştik.
Artık gitme vakti gelmişti.
Saat üç olmuştu.

Dayım ve mert abi ananemin eşyaları ve benim için getirdiği şeyleri arabaya indirmişti.
Mert abiyle vedalaşıp arabaya bindik.
Mert abi sık sık beni görmeye geleceğini söylemişti.
Eskisi gibi hep beraber arabaya bindiğimizde, her şeyi arkamızda bırakıp Aydın'a gitmek istemiştim.

Arabayı dayım kullanıyordu.
Dedem yanında ki yolcu koltuğuna oturdu.
Ananem ve ben arkadaydık.
Ananeme sarılmış bir şekildeydim.
O da benim saçlarımı seviyordu.

Yarım saat sonra gelmiştik onların evinin önüne.
Ama kimseden ses çıkmıyordu.
Hepimizin zoruna gidiyordu bu durum.
En son dayım,

"hadi bakalım vedalaşma vakti" diyip gülmüştü.

"sizde gelin yukarı" dedim bir umut bir kaç saat daha.

"yok yavrum dayın bırakıp gelsin biz buradayız" demişti dedem.
Arabadan inip ellerini öpüp sarıldım.

"canını sıkan en ufak şeyde ara yavrum gelip alırım seni. Mahkeme umrumda değil. Deden her zaman arkanda" demişti sarılırken.
Gözlerim dolsa da ağlamamak için sıktım kendimi.

"kuzumun kuzusu yemeğini ihmal etme. Havalar soğumaya başladı. Senin için atkı bere ördüm koydum çantana. Buralar soğuk olur dikkat et" diyerek sarıldı.

"ne ara ördün sultanım niye yordun kedini" dedim.
Sadece gülümsedi.
Dayım çantayı ve poşetlerin birazını eline aldı.
Kalan iki üç poşeti de ben almıştım.
Babam giriş kartını vermişti.
Onu gösterip girdik içeri.
Yukarı çıktığımızda kapıyı açıp yol verdim dayıma.
Elindekileri mutfağa bıraktı.

"güzel Vira'm en ufak sıkıntıda ara tamam mı." diye sordu.

"tamam dayıcım merak etme" dedim.
Telefonunu çıkarıp birini aradı.
Sanırım babama haber veriyordu.

"merhaba Sayın Savcım."

"şimdi bıraktık Vira'yı eve"

"evet yukarı çıkardım. Tamamdır iyi günler" diyerek kapadı telefonu.

"onlarda bir kaç saate gelirmiş güzelim. Ben gideyim artık" diye kapıya yürüdü.
Ayakkabılarını giydikten sonra sımsıkı sarıldı.

"kendine çok dikkat ediyorsun. Seni çok seviyorum dayıcım" dedi.

"bence seni çok seviyorum dayı. Sende kendine ve bizimkilere dikkat et ayrıca o kasları görmedim sanma" dedim.
Dayım güldü bu dediğime.

"dayı annemi yalnız bırakmayın. Niye gidemediğimi de anlatın olur mu" diye sordum.

"merak etme Vira'm. Ablama gideceğim sık sık ve anlatacağım" diyip saçlarımı öptü ve asansöre bindi.
O aşağı inince kapıyı kapattım ve arkasına çöktüm.
Göz yaşları benden bağımsız akmaya başladı.
Orada kaç dakika ağladım bilmiyorum.

Kalkıp odama geçtim.
Pijamalarımı giyindim ve mutfağa geçtim.
Ananemin getirdiklerini yerleştirdim.
Buzları çözülmeden.
Enginar ve börülce de getirmiş canımın içi.
Biliyor sevdiğimi.
Onların yerleştirmesi bittikten sonra davut reisin gönderdiğini balıklardan hamsileri çıkardım tezgaha.
Yanında mısır ununu görünce kahkaha attım.
Bir keresinde normal unla yaptığım için çok kızmıştı.
Mundar ettin balığı demişti.

Önce salata malzemelerini alıp güzel bir salata yaptım.
Canım çok istemişti.
Sonra unladığım balıkları davut reisin öğrettiği gibi az yağda kızarttım.
Bu arada tüm camları ve havalandırmayı açmıştım.
Belki kokusunu sevmezler falan.
Saate baktığımda çoktan altı olduğunu gördüm.

Mutfak masasına su bsrdsklsrını, ekmeği ve salatayı yerleştirdim.
Sonra aklıma soğanlar geldi.
İki tane kur soğanı ince ince kesip tuzla ovaladım ve bol su ile yıkadım.
Böyle yapınca acısı gidiyordu.
Sonra zeytin yağı ve sumak döktüm.
Onu ve limonlarıda masaya koydum.
Ben balıkları kontrol ederken kapı sesi geldi.
Sanırım gelmişlerdi.
Hiç o tarafa dönmeden işime devam ettim.
Balıkları da tabağa aldıktan sonra masaya koydum.
Kafa mı kaldırdığımda iki çif göz beni izliyordu.

"açıktıysanız buyurun" diye masayı gösterdim.
Ee adamların evinde yemek hazırlayıp onları çağırmamak olmazdı.
Bir şey demeden gittiler.
Beş dakika sonra üzerini değiştir gelmişlerdi.
Bende bardaklara su dolduruyordum.
İşim bittiğinde oturacağım sırada babam gelip sarıldı birden.

"teşekkür ederim küçük hanım" diyip geçip oturdu.
Erim bana doğru geldiğinde ona arkamı dönüp oturdum.
Üzmüştü beni.

"bekle ben sana ayıklayayım. Ayrıca sen mi aldın bunları" diye sordu babam.
Ahh dedem.

"bunlar ayıklanmış zaten gerek yok. Ayrıca Aydın'dan geldi bunlar. Davut reis göndermiş" diyip yemeye başladım.

Erim'e hiç bakmıyordum.
Durun siz ben size yapacaklarımı çok iyi biliyorum.
Gerçek Vira'yı görmediniz daha.






























Continue Reading

You'll Also Like

3.5M 76.7K 25
• Daddy issues • || Mardin'den Kaçış Serisi: I || * Kurgu ve isimler değiştirildi. "Bazen evler, dört duvar olmaz." Kadın küçücüktü fakat adamın k...
821K 37.7K 34
"Ahu." dedi ve duraksadı. Saçlarıma bir öpücük kondurdu. "Aşiret ağası olsam ne yazar. Kalbimin ağası sen olduktan sonra." ##########################...
1.2M 57.5K 38
21 yaşına gelmiş olmasına rağmen bir aileye sahip olamamış bir kız Ve karışmış olduğunu yeni öğrenen ailesi evet yine bir klasik karışmış bebekler a...
262K 14K 39
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...