ASYA (TAMAMLANDI)

By bencena12

45.2K 3.6K 402

~aşk gerçekten her şeyi affedecek kadar güçlü bir duygu muydu? ~ ~~~~~ "bir an hiç gelmeyeceksiniz sandım sa... More

KARAKTERLER
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
59- +18
60
61- +18
62
63
64
65- +18
66
67
68
69
70
71
72 - +18
73
74
75
76
77 - +18
78
79
80/+18
81-Final Part I/+18
81 Final Part II
DUYURU

58- +18

854 43 11
By bencena12

Herkese keyifli okumalar.. 👻

Salonda hepimiz susmuş karşımızda konuşmasını bekleyen babama bakıyorduk. Demir aşağıda beni beklerken ve koşa koşa ona gitmek isterken bu zamansız misafirliği canımı çok sıkmıştı.

"daha ne kadar susacağız baba" dememle hepimize tek tek bakıp en son bana döndü. "neden buradasın. Ne oldu"

"bir şey olmadı Asya. Seni görmeye geldim. O günden beri ne konuştuk ne görüştük. Senin geleceğin yoktu ben de kendim kalktım geldim. Bir de bunu getirdim" demesiyle elindeki kutuyu alırken şaşkınlıkla ona bakıyordum. Cidden babamın artık yaptığı her şeye şaşırıyordum. Asla yere eğilmeyen burnunun benim için eğilmesine şaşırıyordum. "niye şaşırıyorsun kızım sen benim kızım değil misin.Hem doğum gününde de birlikte olamadık. Doğum günün kutlu olsun" demesiyle hafifçe gülümsedim.

"ö.. Öyle tabi de yani sonuçta ilişkimizi de biliyorsun insan şaşırıyor haliyle. Teşekkür ederim. Gerek yoktu." elimdeki kutuyu ortadaki sehpanın üzerine bıraktım.

"O gün hastahanede konuştuktan sonra sana dediğimi her ne olursa olsun düşüneceğini sandım. Ama aradan onca zaman geçti ve sen görüyorum ki bir adım atmamakta kararlısın" demesiyle gözlerimi kucağımda birleştirdiğim ellerime indirmiştim. Doğrusunu söylemek gerekirse bu konuyu çokta düşünmemiştim. Çünkü onu affetmek falan istemiyordum. Kinli bir insan değildim ama bana ve anneme yaptıklarını unutupta kollarına kendimi atamıyordum. 27 yaşımdan sonra bir babamın olması bir şeyi değiştirmezdi ki. O, ona ihtiyacım olduğu anlarda yanımda olmalıydı şimdi değil. Derin bir nefes aldım.

"doğrusunu istersen bunu çok düşünmedim. Düşündüğüm zamanlarda da içim seni affetmeye hiç yanaşmıyor. Üzgünüm" dememle o da derin ve sıkıntılı bir nefes aldı. Gözlerim ona dönerken koltuğa hükümet gibi yayılmış olan adama baktım. Her zaman onun buram buram yayılan gücünü hissetmiştim ama artık hissetmiyordum. Cidden bende artık bir etkisi kalmamıştı ve bunu anlamak içimi rahatlatıyordu. Yüzünde söylediğim karşısında sinir yüklü alaylı bir gülümseme peydah olduğunda huzursuzca kıpırdandım.

"bakıyorum da herkes affediliyor ama bir ben affedilemiyorum" demesiyle anlamadım dercesine baktım ona. Öne doğru eğilip dirseklerini dizlerine koydu ve ellerini önünde kenetledi. "her şeyden haberim var. O demir denen herifi affettiğini biliyorum. Aşağıda seni bekliyor. Sanırım gecenizi buraya gelmekle sekteye uğrattım" demesiyle şaşkınlıkla kaldım.

"baba n.." elini kaldırıp susturdu beni. Saldırı pozisyonuna geçtiğini anlamam beni de yerimde diklenmeye itti.

"baba istersen o konuyla bu konuyu karş.."

"Sen kes lina. Seninle konuşmuyorum"

"linaya çıkışma" diye ona çıkışınca bana döndü yine.

"bakıyorum da seni türlü yalanlarla kandıran üstüne seninle birlikteyken evlenen yetmeyip çocuk yalanını sana söyleyip seni yerle bir eden adamı affediyorsun ama benim hatalarımı affetmiyorsun" demesiyle başını inanmazca iki yana salladı. Sinirle dişlerimi sıktım. "üstüne yaptığı ev mi seni bu kadar etkiledi kızım he. Ben de senin üstüne evler yaptım." duyduğum cümleyle tüm kanım çekilirken bunu bana dediğine inanamıyordum.

"yeter" sinirle bağırıp ayağa kalktığımda titremeye başlamıştım. Ona inanamıyordum. Bana söylediği şeye inanamıyordum. Hiç istifini bozmadan bana baktı. Öyle sinirlenmiştim ki.. "ne farkınız var biliyor musun" diye sinirle tısladım.

"neymiş" diye bağırarak o da ayağa kalktı ve uzun boyu yüzünden tıpkı küçük asyaya baktığı gibi tepeden bana baktı. Ama bilmediği artık o sindirmeye çalışan bakışlarından etkilenmediğimdi.

"Sen, seni affetmeyeceğimi anlayınca hemen savaş baltalarını çıkarıp canımı yakmaya çalışırken o en azından yaptığı hataları düzeltmek için uğraşıyor. Sen istediğin şey olmayınca beni üzerken o istemedim şeyde bile istememi sağlamak için canını dişine takıyor. Sen benim çocukluğumu elllerimden almışken o çocukluğumu bana vermek için çabalıyor."diye bağırdım. Cidden her defasında bana kontrolümü nasıl bu kadar kolay kaybettirebiliyordu inanamıyordum. "Evet hatalar yaptı ama o senin gibi pişkince karşıma geçip, senin yaptığın hatalarla beni vurmadı. Sen benim çocukluğumu mafettin be. Demirin şuan onarmaya çalıştığı içimdeki çocuğu mafettin. Onu da geçtim annemi aldın benden "

"telafi etmek için sana adım attım" diye sinirle çıkıştı. Alayla güldüm.

"ne güzel bir adım bu. Karşıma geçmiş kendini demirle kıyaslayıp kapanmaya çalışan yaralarımla beni vuruyorsun."

"gözünde onun kadar değerim olmaması çileden çıkarıyor beni çünkü. Bunu mu duymak istiyorsun " diye bağırdı. Salon sesiyle inlerken lina korkuyla atıldı ama kolunu tutup geri arkama çektim onu.

"evet gözümde demir kadar değerin yok olamazda. Sen gelmeden önce nereye gidiyorduk biliyor musun. Sana hayatımda tek yalvardığım şeyi yapmaya. Bana ağaç ev yapmış" diyip güldüm. Ama gülüşüm hiçde iyi şeyler barındırmıyordu "sana tek yalvardığım şeyi bana yapmış. Bana doğum günümde, çocukluğumda içimde kalan şeyleri onarmak için bir hediye hazırlamış ve o koca adam sırf ben çocukluğumu yaşayabiliyim, mutlu olabiliyim diye benim için canla başla çabalıyor. Senin paramparça ettiklerini birleştirmek için uğraşıyor. Bugün benim için seksek oynadı biliyor musun.. Ceylan gibi sekiyordu o adam bugün Agah bey. Neden çünkü sen benim içimde baskılarınla, diktatörlüğünle ezip geçtiğin büyümesine asla izin vermediğin bir çocuk bıraktığın için" diye ben de bağırdım. "Sense şimdi karşıma geçmiş seni affedemediğimi söylediğim için bunu daha başka yollarla onarmak yerine yaralarıma tuz basarak, demiri karalayarak yapıyorsun" inanmazca başım iki yana sallanırken hınçla baktım gözlerime "konumuz demirmiş gibi. Ama neyi anladım biliyor musun konumuzun zaten hiç ben olmadığımı. Hırsından ölüyorsun kaybettiğin için" dememle suratı sinirle kasıldı.

"tüm bu safsata çocukken seksek oynayamadığın ya da sana bir ağaç ev yapmadığım için mi" demesiyle inanmazca koca bir kahkaha attım.

"Sen beni hiç bir zaman anlamdın ve hiç bir zaman da anlamayacaksın. Ben de seni hiç bir zaman affetmicem. Sen benim gözümde çocukluğumun katili ondan da öte annemin sebebisin. Şimdi çık evimden ve annemi aldattığın metresinin yanına git" parmağımla kapıyı gösterince sinirle kolumu yakaladı. Acı kolumdan vücuduma yayılsa da sesimi çıkarmadım. Asla ona zayıflık göstermeyecektim.

Lina ve nehir hızla babamın koluna atılırken biz sadece birbirimizin gözlerine nefretle bakıyorduk.

"baba ne yapıyorsun bırak"

"Agah amca lütfen" ikisi de çırpınıyordu ama ikimizde kıpırdamıyorduk.

"son sözlerin bunlar mı"

"son sözlerim bunlar. Hayatımdan çık. Senin yalancı vicdan ya da sevgi gösterine karnım tok artık benim. sen değişmezsin. Sen asla değişmezsin. Senin kabul edemedin şey benim eski Asya olmadığım. Sen, senin bir gram sevgin için tüm her şeyini sana feda eden kızı arıyorsun ama o yok artık. Ben o Asya değilim ve asla da olmicam. Hayatımı bir daha mafetmene izin vermicem"

"senin hayatını şu iki dudağımın arasından çıkan tek bir cümleyle mafederim çocuk." diye kükredi. "Senin hayatını mafetmem sadece iki saniyemi alır"

"gerçek yüzünün bu kadar erken ortaya çıkmasına hiç şaşırmıyorum biliyor musun" diyip buz gibi bir gülüş sundum ona "İnsan kendini, içinde olan canavarı asla sonsuza kadar gizleyemez. Sen de o içindeki canavarı göstermeme konusunda hiç başarılı değilsin. Elinden geleni de ardına koyma. Ama unutma senin karşında artık ezdiğin, sindirmek için tepeden baktığın ve bunu da başardığın bir Asya yok. Ben artık tek ya da güçsüz değilim. Senin karşında güçlü bir kadın olmuş Asya var ve o güçlü kadın artık tek de değil Demirle birlikte senin karşında. Onunla daha güçlü bir Asya var ve sen de oturduğun o koltukta o kadar rahat olma" dememle hınçla kolumu bıraktı. Kolum öyle dehşet acıyordu ki.. Ama tepki vermedim.

"O zaman o beş para etmez adamın elini tut ve size estireceğim rüzgarda düşmemek için ayaklarınızı yere sağlam basın" son sözlerini zehir gibi bir sözle söyleyip bir hışımla salondan çıkarken gözümden düşen yaşı sinirle sildim. Annemi kaybetmiştim. Babamı zaten hiç kazanamamıştım ama en azından vardı şimdi ise o da benim için ölüden farksızdı.

"abla" lina koluma dokunurken lütfen dercesine elimi kaldırdım.

"sadece demirle olmak istiyorum" koltuğun kenarına bıraktığım çantamı alıp merdivenlere yöneldim. Dışarı çıkmamla sert hava bedenime çarparken bana doğru gelen demire koşup boynuna kollarımı sardım. Anında kolları belimi sardı.

Az önce yaşan olayın tüm siniri, stresi, sıkıntısı o an içimden akıp gitti. Ben o an hafifledim ve tekrar nefes almaya başladım.

"iyi misin güzelim."

"kollarındayım ya şimdi daha iyiyim" dememle usulca saçlarımı okşayıp başıma öpücükler bıraktı. Şimdi cidden daha iyiydim.

"hadi gel arabaya geçelim titriyorsun"

"üşüdüğümden değil sinirden titriyorum"

"Agah çok sinirli çıktı evden sana bir şey yapamadı dimi" gözleri endişeyle yüzümde gezindi. Rahatlaması için gülümsedim.

"hayır bir şey yok. Sadece aramızdaki tüm bağları kopardık. Bundan sonra ikimizinde karşısında" diyip güldüm.

"nasıl yani"

"onu affetmeyeceğimi seninde elini asla bırakmayacağımı söyledim. O da hayatınızı sadece 2 dakika da mafederim diye tehtit savurdu ben de elinden geleni ardına koyma dedim. Savaşa hazır mısın titanım" dememle gülerken, ellerini kollarımdan aşağıya kaydırarak ellerimi tuttu.

"senin bir şey için endişelenmene gerek yok güzelim bir bok yapamaz. He yaptı mı bu eller bir olduğu zaman değil Agah tüm dünya gelse yine o savaştan galip çıkarız güzel amazonum benim" demesiyle sevgiyle gülümsedim. Buna ben de inanıyordum.

"hadi ağaç evimize gidelim. Daha fazla burada kalmak istemiyorum" neşem tekrar yerine gelirken gülerek beni kolunun altına aldı ve arabaya sürükledi. 1 saat sonra ona bağırıp çağırdığım o güzel orman evindeydik.

" Cidden ev seçimlerine bayılıyorum ama bunu da üstüme yaparsın diye övemiyorum "arabadan inip yanına gitmemle sıkıca elimi kavradı.

"benim üstüme olmasının hiç bir anlamı yok"

"bu gidişle türm varlığını üstüme yapıcaksın herhalde he"

"her şeyim senin zaten güzelim. Bunu kağıt üstünde göstermemiz kadar doğal olan ne"

"saçmalama demir ya. Bu böyle bir şey değil" diye ona kızarken ne ara arka bahçeye geldiğimizi anlamamıştım. Kolumdan tutup beni önüne aldı ve sıkıca kollarını belime sardı.

"yukarı bak" dudaklarını kulağıma dayayıp bu cümleyi fısıldayınca içimden bir ürperti geçti. Yavaşça kafamı kaldırdım ve o an donup kaldım.

Bu.. Bu mükemmeldi..

"inanamıyorum demir. Burası harika" Yerden dönerek eve doğru uzanan ahşap merdivenler, merdivenin kollarını sarmaşık gibi sarmış ışıklandırmalarda yavaşça gözümü gezdirip eve çıkardım. Hayranlıkla her detayı izlerken mest olmuştum. Bu hayallerimden bile öteydi. Bu harikaydı. Gözüm en son ağaçların ortasına yerleştirilmiş yapıya giderken " demir bu harika" diye inledim. Renkli ışıklarla aydınlatılmış dış cephesi ve evin o görüntüsü öyle mükemmeldi ki.

"benim için bu dünyada senden daha harika bir şey yok güzelim" kulağımın altına bir öpücük bırakırken ürpererek kollarında döndüm. Kollarımı boynuna dolarken cilveli bir edayla gülümsemiştim.

"Sen varya harika bir adamsın. Bu çok güzel. Teşekkür ederim sevgilim." dudaklarına minik bir öpücük bıraktım ve çekildim. "biran önce eve çıkmak istiyorum. Gel hadi" kollarımı boynundan çekip elini sıkıca tuttuğumda itiraz etmeden bana ayak uydurdu. Işıklarla aydınlatılmış ahşap merdivenlerden heyecanla çıkarken en sonunda eve ulaşmıştık. Kapıyı açıp içeri girdiğimde harika bir ambians beni karşıladı.

Yerde paletler üzerine oturtulmuş tek kişilikten daha büyük bir yatak, karşı camın hemen iki yanında sallanan sandalyeler, duvarları kaplayan sarı Led ışıklar ve köşede küçük ama içeriyi harika bir şekilde ısıtan elektrikli bir şömine vardı. Küçük ama çok işlevseldi.. En sevdiğim yeri de üçgen bir şekilde uzanan camdan tavanı olurken demirin cam tavan fantezisi olduğuna o an kanaat getirmiştim.

"beğendin mi" kollarını arkamdan belime dolayıp yüzünü saçlarıma gömdü.

"beğenmek mi? Bayıldım. Sen cidden inanılmazsın. Burası çok güzel. Buradan haftalarca çıkmayabilirim"

"çıkmayız güzelim. Sen yanımda olduğun sürece ben her yerde her koşulda yaşarım" demesiyle gülerek ona döndüm. Elim sakallarla kaplı yanağı olurken ışıl ışıl baktı bana. Benim gözlerimin de aynı bu şekilde ışıl ışıldı baktığına emindim ki o da zaten sözleriyle doğruladı. "şöyle parlıyor ya gözlerin.. Diyorum yıldızlar olmasa ne.. Ay olmasa ne.. Ben zaten ışığımı bulmuşum" demesiyle kıkırdadım.

"çok tatlısın" dememle dudaklarını dudaklarıma sürttü.

"ve sen de bu tatlı adamı seviyorsun" kollarımı cilveyle boynuna dolarken ağzımdan çıkacağı heyecanla bekliyordu.

"onu sevmek az kalır. Ben ona sevgiden daha başka daha güçlü bir bağla bağlıyım.. Ona tutkunum"

"hmmm mesela ne kadar tutkunsun" eli belimden aşağıya kayarken yavaşça dudaklarına uzandım ama milimler kala durdum. Gözlerini kapamış hamlemi beklerken eli sağ kalçamı sıktı hadi dercesine. Ama hareket etmedim. Yavaşça gözlerini açtı. "sevgilim"

"Sen bana bu hayatta verilmiş en güzel hediyesin demir. Bu öylesine söylenmiş bir şey değil sakın öyle sanma.. Annem gittikten sonra her ne kadar annesinden nefret etsemde linayı gördüğümde de aynısını düşünmüştüm. Şuan da tıpkı o büyülenmişlik hissi dört bir yanımda ve ben en güzel hediyemin kollarındayım. Sen benim mucizemsin. Sen benim güçlü yanımsın. Sen benim kolum yeri geldiğinde kanadımsın. Seni çok seviyorum bebeğim. Bir çocuğun annesini sevmesi gibi seviyorum. En içten, dolu dolu bir sevgiyle. Dizinginlenemez bir şekilde" dememle koyulaşan mavi gözlerine baktım. Elini yanağıma koyup sevgi dolu gözleriyle yavaşça okşadı ve dudaklarını araladı şey demek için ama konuşmasına izin vermedim.

Dudaklarım dudaklarını bulurken isteğimi geri çevirmedi. Zaten ölse çevirmezdi. Gülmek istedim ama dudaklarımı hoyratça ezen dudakları buna engel oldu. Kollarımı boynuna iyice dolayıp kendimi yukarı çektim. Kolunu belime sarıp bana yardımcı olduğunda bir süre aşkla birbirimizi tükettik. En son nefes almak için ayrıldığında anlıma uzunca bir öpücük bıraktı.

"ooo helalim öpücüğü" diye işi şakaya vurmamla kısık bir kahlaha attı

"herhalde kızım helalimsin sen benim" diye kabadayı gibi tavırla beni onaylarken bu şapşal haline ben de güldüm ve elinden tutup sallanan sandalyelere çektim onu. Kendi oturduğunda ben de diğerine geçmek için hamle yaptım ama elimi tutup davetsizce kucağına çekti beni. Kalçalarım sertçe kasıklarıyla buluştuğunda kısıkça bir nefes aldı.

"ben buradayken senin koltuğun benim kucağım yavrum" diyip boynumu öptü. İçimden bir ürperti geçtiğinde fırsatçı diyip kafasına hafifçe vurmuştum. Gülüp başımı göğsüne yatırdı. Zevkle yerime yerleştim. Kucağından daha iyi bir yere oturamazdım zaten..

Uzun bir süre sessizce sıcacık göğsünde yattım. Yavaşça eli saçlarımı okşarken o kadar huzurlu hissediyordum ki hiç bitmemesin istedim. Bu gece ikimizin de bunu bitirmeye niyeti yoktu.

"ne oldu güzelim. Neden öyle derin bir enfes aldın"

"hiç. Bu an çok güzel. Keşke bu anı durdurabilsek ve çook uzun bir süre böyle kalsak."

"anı istediğimiz her zaman burada durdururuz bebeğim." demesiyle başımı kaldırıp güzel mavi gözlerine baktım.

"sana söylemem gereken bir şey var" dememle eli yavaşça bacağımı okşarken nedir dercesine kaşı havalandı. Dudaklarımı yalayıp "avukatlığa geri dönüyorum" dediğim an kaşları derince çatıldı.

"O nereden çıktı"

"pastahanenin artık bana yetmediğini anladım. Benim yerim orası değil demir. Sırf babam daha fazla başarılarımdan pay çıkarmasın kendine diye bıraktım avukatlığı ama son yaşadığım davalardan sonra anladım ki ben bir pastacı değilim. Onu da seviyorum ama ben o değilim demir" elini kaldırıp saçımı yavaşça kulağımın arkasına sıkıştırdı. Bir şey demesini bekledim ama o bir süre yüzüme bakmayı tercih etti.

"desene koruma sayını 100'e çıkarmam girekicek" diye sıkıntıyla söylenince kendimi tutamayıp kıkırdadım.

"uslu bir avukat olmaya çalışıcam söz"

"uslu kelimesinin s'sini bile göremeyeceğimi çok iyi biliyorum bebeğim. "

"beni destekliyorsun ama dimi." beklentiyle yüzüne bakarken güzel bir gülümseme hediye etti bana. Onun desteğini istiyordum. Yanımda olmasını destekçim olmasını.

"ben senin her zaman destekçinim güzelim. Sen harika bir kadınsın ve benim sana hayran olmaktan, sana destek vermekten başka yapacağım başka bir şey yok. Tek istediğim çok tehlikeli davaların içinde olmaman" demesiyle yanağına sıcacık bir öpücük bıraktım.

"denicem ama sanmıyorum" dememle homurdandı. Eli bacağımı sıkarken "ne yapsam koruman ben mi olsam. İçim anca öyle rahat eder" diye ciddi ciddi söylendi. Gözlerimi devirerek yüzüne baktım.

"olur ama as.."

"Evet evet asgariye talimim. Yol yok yemek var " diye söyleyeceğim klasik cümlemi tamamlayınca gür bir kahkaha attım. Güzel gözleriyle yüzümü izleyip sevgiyle yanağımı okşadı. "kararına ya da kararlarına her zaman saygı duyan bir adam olucam bebeğim öncelikle bunu bilmeni istiyorum ama senin tehlikede olmanı da istemiyorum. Biliyorum sen çok güçlü bir kadınsın. Her şeyin altından kalabilirsin ama bir adım atarken ilk kendini sonra da beni düşünmeni istiyorum. Bir avukat olarak yine ceza davalarına bakacağını biliyorum. Sağlam hiç bir pabuç orada bulamayacağını ve tabi ki onlarla muhatap olacağını da. Kazanmak için elinden geleni de yapacaksın ki eminim kazanıcaksında. Seninle her an gurur duyucam ve her zaman arkanda, istediğin zamanda yanında olucam güzelim ama senden sadece tek bir şey istiyorum. Zafere ulaşırken attığın adımları arkanda olanları düşünmeden atmamanı. Sana bir şey olursa benim ne hale geleceğimi düşünmeden hareket etmemeni istiyorum. Sen de bu isteğime saygı duyar mısın?" diye naif bir sesle konuştu. Öyle harika bir adamdı ki.. Dolan gözlerimle gülümsedim ve elimi yanağına koyup okşadım. Endişelerini anlıyordum. Haklıydı da. Zafere ulaşmak isterken hiçbir şey düşünmüyor, başıma buyruk davranıyordum. Anlımı anlına yaslayıp gözlerimi kapadım. Güzel kokusu tüm zerreme nüfus ederken mest olmuştum.

"söz veriyorum aşkım. Fevri davranmayacağım. Varlığını unutmayacağım ve canımı da riske atacak kadar gözümü karartmayacağım. Seni üzecek hareketler içerisinde de bulunmayacağım" dememle saçlarımı okşayıp anlıma bir öpücük bıraktı.

"teşekkür ederim bebeğim." başımı tekrardan göğsüne yaslarken parmağımı da göğsünde gezdirmeye başlamıştım. Huzur uzun zamandır hissetmediğim bir şeydi ve şuan huzurdan dört köşeydim çok şükür.

Uzun bir süre tatlı tatlı sohbet ettik. Birbirimizden ayrı kaldığımız günlerin acısını çıkarırken yine kendimi tutamamış İtalya da neler olduğunu sormuştum. Orası ben de boştu ve doldurmak istiyordum sanki neyime yarayacaksaydı ama kendime engel olamıyordum. Eksik kalınca sürekli düşünüyordum sonra. Beni geri çevirmeyip detaya girmeden anlattı.

"demek papalığa kadar yükseldi he vay be." dememle göğsü derin bir nefesle inip kalktı. "çok karizmatikmiş. Sevgilim resmen italyan mafyalarının en büyük ele başıydı bir aralar" dalga geçer tonum güldürmüştü onu. Yaşadığımız kötü anılarla bazen dalga geçerdik ya o da bundan nasibini alıyordu.

"papa karısı olmak istesen gidip geri alabilirim güzelim. İtalyaya hükmedersin he ne dersin"

"ayy aman aman kalsın. Allah sahibine bağışlasın. Hem Papa nasıl öldü onu hiç söylemedin."

"bilmem. eceliyle herhalde hiç haberim yok. Bir sabah uyandım ki papa olmuşum."

"çocuk mu kandırıyorsun sen" diye sitem edince gülerek kucağında benimle birlikte ayağa kalktı. Kollarımı sıkıca boynuna doladım. Yavaşça yatağın yanına diz çöküp bedenimi yatağa bıraktı.

"daha fazla kurcalama artık güzelim. İnan neler olduğunu detaylarıyla bilmek istemezsin ki ben de anlatmak istemem" demesiyle dizlerimin üstüne kalktım ve anlayışla yüzüne baktım.

"haklısın hayatım gereksiz zaten. Kapatalım konuyu." elim gömleğinin düğmelerine giderken ne yapıyorsun dercesine baktı bana "ne, gömlekle mi yatıcaksın" diyip tek tek düğmelerini açtım. Sessizce bekledi beni. Gömleğini omuzlarından sıyırmamla göğsünün üstündeki bir yaraya öpücük bıraktığım gibi çıkardığım gömleğini kulübenin bir köşesine attım.

"ee sen de bu kazakla yatmayacaksın o zaman" onunda eli kazağımın eteklerine gittiğinde dudağımı dişledim.

"içime giydiğimi görmek istemezsin. Yani istesin ama neyse" diye zırvaladım. Tabi ki de bu gece burada kalacağımızı bildiğim için güzel şeyler giymiştim. Derin derin bir nefes alıp kazağımı yukarı çekip çekmemenin kararsızlığıyla bir süre durdu. Kendini tartması öyle komikti ki.. "sevgilim napıcaz sabaha kadar böyle dikilicez mi"

"kendimi ve irademi sorguluyorum iki dakika uslu dur" diyip cidden iki dakika durdurdu bizi. Sonra ise karar verdi ki yukarı doğru kazağımı kaldırdı. Bu gece verdiği bu karar gecenin de devamıydı benim için.. Kazağı üstümden çıkarıp kenara atarken derin bir nefes aldı.

Buradan aşağısı +18'dir aman dikkat :)

"Sen çok tehlikeli bir kadınsın" üstümde beyaz tenimde harika duran siyah iç çamaşırıma bakarken gözlerindeki hayranlık kadınlık gururumu okşamıştı. Sinsice gülüp elimi kemerine attım. Hemen elimi tuttu.

"yapma" sesi boğuk çıkarsa da aksine yap dercesineydi.. Gülümseyip kemerin tokasını açtım. Elleri ellerimin üstünde olsa da müdahale etmedi. Yavaşça kemeri çıkardım ve pantolonunun düğmesini açtım. Ellerimi pantolonun içine sokup kalçalarının üstüne koyarken "Asya" diye inleyip yüzünü boynuma düşürdü.

"yapma güzelim."

"şşş nazlanma" diyip kalçasını sıktım. Boğuk kıkırtısıyla birlikte içine derin bir nefes çekerken ellerimi yavaşça kalçasından omuzlarına çıkardım ve yatağa yatması için yönlendirdim bedenini. İtiraz etmeden istediğimi yerine getirdi. Ayaklarının dibine geçip pantolonunun paçalarından tuttuğum gibi çektim. Yatakta tüm heybetiyle uzanırken kapkara olmuş gözleri ve heyecanla hafif açılmış kalın dudaklarının arasından aldığı nefeslerle yaptıklarımı izliyordu. Ellerimin üstünde emekleyerek üstüne çıktım.

"güzelim" elleri anında kalçalarıma giderken yüzümü yüzüne eğip kaşının üstüne minik bir öpücük bıraktım. Diğer durağım yanağı oldu. Diğeri ise dudaklarının üstü oldu fakat temas etmedim. Gözlerim dipsiz bir kuyuyu andıran gözlerine kitlendiğinde içimden tatlı bir titreme geçti.

"istiyorum" dememle kısık bir nefes çekerken içine dumura uğramış gibiydi. Sanki ilk defa istediğimi söylüyordum.

"ama y.." dudaklarımı aşağıya indirip susturdum onu.

"evlenmeden olmaz deme daha fazla nazınla uğraşmak istemiyorum sevgilim. Birbirimizi bu kadar isterken gereksiz bu" diyince ne olduğunu anlayamadığım bir hızda konumumuzu değiştirdi.. Göğsüm heyecanla inip kalkarken benden farksız olamaması hoşuma daha bir gidiyordu. Ellerimi kaslı omuz başlarına koyup yavaşça kolu boyunca aşağıya doğru indirdim.

"bebeğim bende seni, her zerresi istiyorum ama daha özel olsun istiyorum"

"burası benim için en özel yer sevgilim. Burası benim hayalim olan yer ve ben o hayalime sevdiğim adam sayesinde kavuştum. Şimdi de onun burada bana sahip olmasını is.." sözümü tamamlamama izin vermeyen sertçe dudaklarıma saldıran dudaklarıydı. İnleyerek kollarımı boynuna doladım ve onu kendime daha çok çektim. Onu istiyordum ve istediğimi de alacaktım. Daha fazla beni çıldırtan bu ten uyumunu görmezden gelemiyordum.

Demirin sert elleri vücudumda dolaşırken parmaklarımı ensesindeki yumuşak saç tutamlarına daldırdım. Öpüşü öyle hoyrat öyle istekliydi ki sadece bununla bile kendimden geçmeme sebep olacaktı az daha.

Dudakları dudaklarımdan kopup boynuma inerken ona daha fazla yer açmak için başımı geriye yatırdım. Boynuma inen dudakları serçe beni hırpalarken zevkle dolu inlemelerimi durdurmak adına hiçbir şey yapmıyordum. Gerekte yoktu zaten..

Bu adam cidden beni deli ediyordu.

Yavaş yavaş her bir yerimi öpe öpe göğüslerime oradan göbeğine indi. Belim, göbek değilim de daire çizen diliyle yukarı doğru kavislenirken sertçe bir inleme koyverdim ama onun bana acımaya niyeti yoktu. Zaten ben de acımasını istemiyordum.

"durumumuzu eşitleyelim" demesiyle dirseklerimin üstünde doğrulup iki yana açtığım bacaklarımın arasında, dizlerinin üstüne kalkmış adama baktım. Eli pantolonumun düğmesine gittiğinde dişim dudağımı esir almıştı. "emin misin bebeğim bunu çıkarırsam duracağımı sanmıyorum"

"sana durmanı istediğimi söyleyeceğimi de ben sanmıyorum." dememle resmen hırladı. Sert elleri hızla düğmeyi çözüp pantolonu bacaklarımdan sıyırıp attı. Kendimi geri yatırırken bedenimi zevkle izleyip ağır ağır dudaklarını yalayan titanıma baktım. Bacaklarımın arasında dizlerinin üstünde duran adam öyle heybetli öyle seksiydi ki dilim damağım kurumuştu.

İzlemesini bitirip ellerini iki yanıma dayayarak yavaşça üstümde yükseldi.

"çok güzelsin ve benimsin"

"seninim. Her zaman seninim. Sen de benimsin sevgilim" dememle "seninim" diyip vücudunun ağırlığını üstüme vermeden bedenlerimizi birleştirdi. Vücuduma temas eden vücudu hele de bacağıma değen sertleşmiş erkekliği kısıkça inletmişti beni. O da tutamayıp ağzından kaçırırken inlemesini güldüm.

"birazdan da bakalım gülebilecek misin yavrum." dudaklarını yanağıma sürterken huylanmamla kıkırdadım bu sefer.

"gösterin bakalım hünerlerinizi titan bey. Bakalım iyi misiniz" dememle hayret duymuş gibi bakış atmıştı bana. Tek kaşım havalandı.

"bu kadar ateşli bir hatun kollarımdayken kalp krizi geçirmesem iyi. Cidden Allah aklıma bu gece mukayyet olsun" demesinin hemen ardından sertçe boynuma yumuldu. Derin bir nefes çekerken içime ellerimi omzuna koyup bacaklarımı da kalçalarını üstünde bağladım. Öpüşü boynumdan göğsüme indi. Aynı anda eli de sırtıma giderken rahatça açabilmesi için sırtımın yatakla olan temasını hafifçe kestim. Saniyesinde açıp sutyenimi kollarımdan sıyırdı. Gördükleri karşısında gözleri koyulaşırken hiç zaman kaybetmeden sağ göğsümü ağzına almıştı bile. Belim o an yay gibi havaya diklendi ve kafasını göğsüme daha çok bastırdım. Diğer göğsümün ucu iki parmağının arasında acımasızca ezilirken demir diye sesli bir şekilde inlemiştim ama bana merhamet etmedi.

Ağzı iki göğsüm arasında gidip gelirken en sonunda işkencesine son verip yavaşça göbeğine indi. Oradan da kadınlığıma inmesiyle iç çamaşırımın üstüne bıraktığı öpücük bedenimden sıcak bir ürpertinin beni yalayıp geçmesine sebep oldu..

Zorla dirseklerimin üstünde diklenip ona baktım. Elleri kilotumun iki yanında dururken kararsızca bana bakmıştı.

"hala durabilirim güzelim. Emin misin" dese de durmak istemediği her halinden belliydi.

"çok nazlandın hayatım. Cidden artık iktidarsız sanıcam seni" dememle gür bir kahkaha attı ya ben o an o görüntüyle bir kez daha ona aşık oldum. Bu adama gülmek neden bu kadar çok yakışıyordu.

"demek iktidarsız he. Şunu da mı hissetmiyorsun" erkekliğini bacağıma sürterken inleyerek başımı arkaya yatırdım "iktidarsıza mı benziyor bu azman yavrum"

"Bir de marifetlerini görmek lazım böyle pek anlaşılmıyor" diye zevkle söylendim.

"Sen cidden inanılmazsın.." diyip kilotumu çektiği gibi kopardı. Gözlerim hayretle ona dönerken al sana iktidarsız der gibiydi. Elinde tuttuğu kopmuş kilotumu burnuna götürüp kokladığında demir diye şiddetle bağırdım. Bu o kadar kadar seksi bir andı ki...

Tavrıma, yaptığından ve aldığı tepkiden memnun bir şekilde gülerek karşılık verdi ve elini kadınlığımdan yukarı doğru yavaşça içimi ürperte ürperte çıkardı ve en sonunda hafifçe boğazıma parmaklarını sardı. Hafif bir baskı uygulayıp başımı yatakla buluşturduğunda ona uydum ve ne yapacağını beklemeye başladım.

Çok bekletmedi..

"çok güzel. Minicik. Pürüzsüz" sesinin o haz dolu hayranlık barındıran tonu az daha getirecekti beni. Duyduğum erotik iltifatların hazzıyla bacaklarım kasılırken istemsiz kapamak istedim. Utanmıştım nedense.. Adamı resmen yatağa atan bendim bir de utanıyordum ya aferimdi bana "yapma güzelim. Kasma kendini" boşta olan elini bacağıma koyup rahatlamam için okşadı.. Sanki bunu bekliyor gibi bacaklarım gevşediğinde sadece 5 saniye sonra sıcak dudaklarını kadınlığımda hissettim.

"demir" haz dolu dehşet çığlığım kulübede yankılanıp bana geri dönerken gökyüzünde göremediğim yıldızları gözümün önünde görmeye başlamıştım. Parmakları boynumda olduğu için ona bakamıyordum ama aldığım haz inanılmazdı.

"boynumu bırak seni izlemek istiyorum" diye iniltili bir sesle söylendim. Anında komutuma uydu ve sert parmaklarını boğazımdan çekti. Gözlerim bacak arama saplanırken gördüğüm görüntü karşında kalbim daha hızlı atmaya başladı.

Kadınlığımı boylu boyunca yalayan dili ılık ılık bir rüzgar estirdi içimde. Bana acımadı. Dili kadınlığımdan içeri sertçe girerken bana gram acımadı. Sırtım tekrar yatakla buluşurken çığlıklarıma yenilerini ekledi. Yetinmedi ileri gitti. Dişleri klitoristimi kıstırdığında sertçe saçlarına asıldım ama tamamen hazdandı.

"demir gelicem. Dur" desem de asla beni dinlemedi. Dinlemesini de istemiyordum. Devam etmesini bu hazzı asla bitirmemesini istiyordum. Dediğimden sonra hareketleri daha da hırçınlaşırken daha fazla dayanamadım ve çıktığım zirveden korkunç bir hızla düşmeye başladım. Bedenim öyle titriyordu ki bunu asla anlatamazdım.

Saniyeler dakikaları kovaladı ve en sonunda tüm sarsıntılarım bittiğinde gözlerimi zorla araladım. Demir kolları üstünde yükselmiş harika bir esere bakıyormuşcasına beni izliyordu.

"demir"

"yavrum"

"ne yaptın sen bana" dememle hafifçe dudağımı öptü. Dudaklarında kendi tadımı alırken ikimizde inledik. Bu erotik an içimi yine fokurdatmıştı. Kendimi şuan keşfediyordum ve inanamıyordum.. Bu kadar azgın bir dişi olduğumu hiç düşünmemiştim. Şimdi keşfediyordum ve karşılaştığım kadın.. inanılmazdı.

" Öyle güzeldin ki.. Saatlerce o halini izlemek için her şeyimi feda ederdim."

"mükemmeldi.."

"daha yeni başladık. Bundan daha iyileri var"

"bundan daha iyisi aklımı bana kaybettirir" dememle dudağı çarpık bir şekilde kenara doğru kıvrıldı. Boynumu yukarı kaldırıp dudaklarına kapandım. Bedenini bedenimin üstüne yatırıp zevkle karşılık verdi bana bir süre ve anında az önceki ateş basan halime döndüm. Ellerim baksırının kenarlarına giderken yavaşça kalçalarından sıyırdım. Tek elini aramıza sokup bana yardımcı oldu ve baksırı saniyeler sonra kulübenin bir yerlerinde yerini aldı.

Çıplak kadınlığıma değen sert aletiyle nefesim içime kaçtı bir an. Kadınlığımın üstünde uzanan şey hem çok sıcak hem çok sert hem de çok hoş bir dokudaydı.

"güzelim iyi misin" nefeslerim heyecanla sıklaşırken zorla başımı salladım. Yavaşça kaşıma bir öpücük kondurup elimi tuttuğu gibi erkeklerine koydu. O an içime derin bir nefes çekip tutum. "tanı onu çünkü bundan sonra senin en sevdiğim ve en iyi arkadaşın olucak" demesiyle anın utangaçlığını unutup gür bir kahkaha attım. O da bana güzel bir gülümseme bahşetti.

Elimde olan kadifemsi sert yapıyı hafifçe sıkınca anında gülmesi soldu ve hazla bir inleme koyverdi o güzel dudaklarından..

"çok hoş bir dokusu var"

"Ona bak. Bizi gör"

"biraz korkuyorum. Büyük" dememle erkekçe güldü. Bu garip gururuna ben de güldüm. Erkekler ve onların gurur kaynağı erkeklikleri.. Hiç şaşmıyordu gerçekten..

Gözlerimi yavaşça aşağıya indirip kadınlığımın üzerinde uzanan erkekliğine baktım. Cidden uzundu ve çok.. Kalındı.. "demir bu.. Bunu.. Alabilir miyim ki" dememle keyifle güldü ve dudaklarını kulağımın hizasına getirdi.

"denemeden bilemeyiz sevgilim. İzin ver de o küçük kadınlığınla nasıl birleşeceğini birlikte görelim" diyip kulağımın arkasını yaladı. Bedenim yaptıkları ve söyledikleriyle kuş gibi titremeye başlarken o anki hazla erkekliğini sıktım. Acı bir nefes çekti içine.

"yavrum sıkma öyle düşman değil o" demesiyle hızla elimi çekmek istedim ama izin vermedi.

"özür dilerim anlamadan oldu" dememle bir şey demedi ve üstümde diklendi. Eli aramıza giderken iki parmağını beklemediğim anda içime soktuğunda minik bir çığlık atıp hazla gözlerimi kapadım. Teklifsiz hareketleri çok hoşuma gidiyordu..

"sıcacık ve hala ıslaksın.. Benim için hepsi.. Benim için hazırsın bebeğim. Bende senin için hazırım" erkeksi sert sesi hazla çıkarken çıkan parmaklarının yerini saniye geçmeden erkekliğini kalın başı aldı.. Tuttuğum nefesimi bırakmak aklıma bile gelmedi o an..

"demir"

"ilk girdiğinde biraz acır güzelim ama canını yakmamak için elimden geleni yapıcam söz veriyorum" dudakları dudaklarımın üstüne kapanırken ellerimi beline koydum. Yavaşça kendini içime itti. Dudaklarımdan ayrılıp yüzünü boynuma gömdüğünde ikimizde öyle nefesler alıyordu ki biran korktum kalp krizi geçiricez diye ama kendini hafifçe içeri itip başını tamamen kadınlığımla buluşturunca tüm düşünceler aklımdan uçup gitti ve sadece hazza odaklandım.

Şu kadarcıkla bile dayanamayıp boşalacaktım şimdi.

"demir" biran durdu. Sanırım o engele gelmişti.

"kasma kendini yavrum. Acıya dayanamadığın an çıkar de hemen çıkarırım" diye zorla konuştu. Boynundaki damarlar öyle şişmişti ki patlayacak diye ödüm koptu.

"devam et sevgilim o kadar minnoş değilim" dememle benden aldığı komut onu harekete geçirdi ve kalçalarını biraz daha içime itti. İnce bir sızı kadınlığımdan sinir uçlarıma yayılırken kısıkça inledim.

"iyi misin güzelim çıkarıyım mi" panikle kalçasını geri çekmeye kalkınca elimi koyup engelledim onu.

"devam et mükemmel" gerçekten de içimde hissettiğim o koca şey mükemmeldi. Demir aldığı konutla omzuma dişlerini geçirip erkekliğini yavaşça hareket ettirdi.

Kadınlığımı geren o his öyle güzeldi ki tek bir saniye bile ne ben ne de benim güzel titanım inlememizi kesebildik. "siktir yavrum daracıksın. Erkekliğimi öyle sardın ki aklımı yitiricem şimdi" diye inleye inleye söylendi. Ellerimi kalçalarından sürterek omzuna çıkarıp omzuna dişlerimi geçirdim.

En sonunda tüm varlığı içime girdiğinde ikimizde sesli bir nefes bırakırken "iyi misin bebeğim" diye sordu.

"iyiyim lütfen şu işi artık gerektiği gibi yapar mısın demir. Kırılacak bir porselen gibi davranmayı kes dayanamıyorum." diye yaşadığım hazla kızdım ona. Beni düşündüğünü biliyordum ama canıma tak etmişti artık.

"canın yanmasın diye kafayı sıyırıcam kendimi kasmaktan ama hatunun dediğine bak ya" diyip kendini çektiği gibi içime hızla itti. O an sanki şimşek patladı. Öyle bir hazdı ki. Adı çığlıklarla dudaklarımdan fışkırırken o da benim adımı sayıklaya sayıklaya içime girip çıkmaya başladı. Hala canım yanmasın diye tedirgin hareket ediyordu fark ediyordum ama ben bunu yapmasını istemiyordum.

"hızlan" diye inledim. Dudaklarını dudaklarıma kapayıp komutuma en sonunda ayak uydurdu.. Her kendini çekip geri ittiğinde iç güdüsel olarak kalçamı kaldırıp yarı yolda onu karşıladım. Bedenlerimiz birbirine kavuşurken çıkan ses hazza haz kattı. İçimdeki koca şey hazzımı ona katladı. Bedenim o an titremeye başladı.

Demirin de titremesi başladığında kendini çıkarmak için hamle yaptı ama bacaklarımı kalçasına daha sıkı dolayıp bırakmadım

"bebeğim bırak boşalıcam" diye inledi.

"içime boşal. Hissetmek istiyorum her şeyi"

"olmaz ilkin daha benimde öyle ve hamile kalırsın şuan çok riskli" diye zorla inledi. Kalçasını çekmeye çalışsa da bırakmadım.

"yarın ilaç alırım" diye zorla inledim. Bir süre durdu ama mantıklı gelmiş olacak ki hızla içime gömdü kendini. Hazla sırtına tırnaklarımı geçirip başımı arkaya atarken o da parmaklarını boğazıma sarıp dişlerini çeneme geçirdi

"benimle gel" dediği an benim için yeterli bir komuttu. Titremeye başladığım gibi o da titredi ve içime sıcacık bir akış gelmeye başladı ve işte o an yaşadığım o hazla gözümün önündenki kara gökyüzünü yıldızlarla dolduran bendim.

Ne kadar sürdü bilmiyordum ama en sonunda bittiğinde demirin ağır bedeni üstüme düştü. Deli gibi nefes alış verişlerimize kulübenin duvarları tanıklık ederken hala içimde olan ve sertliğinden çokta bir şey kaybetmemiş erkekliği içimi yine harekete geçirdi. Hele de içimden sızan sıvılar bacaklarından aşağıya yol izlerken onun o hissi kısıkça inletti beni.

Ama ondan daha önemlisi üstümde yatan ve hırlar gibi nefes alan sevgilimdi. Yaşadığım hazzı bir kenara itip üstümde yatan sevdiğime verdim dikkatimi.

"demir iyi misin sevgilim" ilk kendine gelen ben olurken endişeyle sormuştum.

"kalbim öyle atıyor ki nefes almakta zorluk çekiyorum. Sen nasıl bir şeysin. Aklımı kaybetmeme sadece saniyeler kalmıştı" demesiyle kıkırdadım. Yavaşça üstümden kayıp yana attı koca bedenini. Biran yaşadığım boşlukla buz gibi olurken anında beni kollarına çekti ve o hissi dağıttı. Bacağımı üstüne atıp beline sardım. Kısıkça inledi. "kadınlığın böyle bacağıma dayanmışken şuan kendimi öyle zor tutuyorum ki"

"neden tutuyorsun" dememle inanmazca bana baktı.

"senin içinden nasıl bir canavar çıktı Allah aşkına. Biran sana yetmeyeceğim diye ödüm koptu" demesiyle şuh bir kahlaha attım. Elimle çenesini tutup minik bir öpücük bıraktım sakallarının arasına. Bende içimden çıkan canavara inanmıyordum. Ama bu hissi yaşamayı sevmiştim ve her saniye de yaşamaya gönüllüydüm.

"harikaydı ve emin ol bana yeter de atarsın. İlke göre de hiç fena değildin" diye takıldım ona.

"saol ya" diye öyle tatlı homurdandı ki kendimi tutamayıp minik bir kahkaha attım. "bana bir alış da ben ondan sonra gösterincem sana hiç fena değildini merak etme"

"vaatler vaatler tahminen ne zaman hayata geçtiğini görürüz titan beycim" dememle gözleri yine koyu bir kuyu oldu.

"Seninle benim başım belaya giricek belli"

"şikayetçi misin" parmağım göğsünde gezerken sertçe dudaklarıma yapışıp bir süre türkketi beni.

"böyle bir şey mümkün mü bebeğim.. Şuan seni sabaha kadar altımda inim inim inletmek isterken senden şikayet etmem mümkün mü. Dişimin kovuğuna bile yetmedi" bu dediğini benimde istenem normal miydi?

"seni tutan ne" diye boğuk ve istekli bir şekilde sormamla bedenimi üstüne aldığı gibi altımızdaki yorganı açtı. Üstümüze yorganı örtüp ikimizi de mahremiyete kavuşturduğunda bacağıma değen erkekliği çoktan sertleşmeye başlamıştı bile.

"ilkin bu güzelim. İlk gece daha fazlası canını yakar"

"yakmaz" diye sızlandım ama tabi ki dinlemedi. Bir kolunu sıkıca belime dolarken kalçama attığı eliyle de rahat durmayan kalçalarımı tutup beni kıpırdayamaz hale getirdi.

"kıpırdamaman ikimiz içinde en iyisi" demesiyle kıkırdadım. Her ne kadar devam etmek istesem de bedenim cidden yorulmuştu.

"seni seviyorum demir. Her zerremle" diye fısıldadım. Eli hafifçe saçlarımı okşayıp anlıma sıcacık uzun bir öpücük bıraktı.

"sana deli gibi tutkunum yavrum. Her bir zerremle. benim güzel kadınım" diye mırıldandı.

Gözlerim duyduğum güzel sözlerle ve yaşadığım harika gecenin hazzıyla kapanırken dünyadaki en mutlu kadın gibi hissediyordum kendimi..

Continue Reading

You'll Also Like

233K 9.5K 44
İntikam için yanıp tutuşan adam, masum bir kız karşısında neler yapacak... Aşk üstün gelebilecek mi? Her şeye rağmen kadın aşkına sahip çıkar mı ders...
43.5K 2.6K 29
Aşiret Gerçek ailem serisi : İzem Güneş Ulukan 21 tanesi abisi olan izemin gerçek ailesi ortaya çıkarsa ne olur? Kaos tabi ki ! Neyseki izem kaos aş...
99.6K 4.4K 27
"Mahallede herkes onu Cio diye bilirdi.Küçük büyük herkesin Cio abisi.Ama ben...benim sevdamdı bu adam.Çocukluğum gençliğim her şeydi.Sonra bir gün g...
1M 53.9K 56
Durulanmalıyız" dedi kadın, olanca bilmişliğiyle. Tanıdık yenilgilere bulanmış sesiyle karşılık verdi genç adam: Nasıl? Törenin hüküm sürdüğü top...