A Meaningful Death [HyunLix]

By awerasie

142K 12.6K 44.1K

"Gerçekten seven insan, sevdiği kişiye acı çektirmez Hyunjin." Felix, yakın arkadaşı Jeongin'in, sevgilisi Hy... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
FİNAL
MEKTUP
<3

17

4.1K 384 1.9K
By awerasie

"Felix bunu ben yapmadım."

-💤-

"İnanmamı falan mı bekliyorsun? Başka kim yapacak Hyunjin?"

"Felix ben yapmadım diyorum."

"Ya kes! Bir kere olsun doğru söyle."

"Felix ben yapmadım gerçekten. Ben bu kadarını yapmam. Yemin ederim."

"Felix, Hyunjin yapmamış işte yeter. Biraz sakin ol."diyerek Felix'in kolunu tutmuştu Seungmin.

"Ya bırak Seungmin. Başka kim yapacak?"dedikten sonra elindeki çalan telefona baktı ve Seungmin'e gösterdi.
"Bak. Arayan arayana. Ben ne yapacağım şimdi?"

"Felix gerçekten ben yapmadım."

"Hyunjin yaptıysam yaptım de. Uzatma işte. Ne kadar yalan söylesen boşa."

"Felix her şeyde beni suçlayabilirsin ama böyle bir şeyi yapmam. Sen beni neyle suçladığının farkında mısın? Koyulan fotoğrafın altına numaranı yazarak escort demekten ve adını çıkartmaya çalışmaktan bahsediyorsun."

"Kim yaptı o zaman?"demişti yüksek sesle.

"Felix sakin ol biraz lütfen. Yeni hat alırız olur biter."

"Sorun sence hat mı Seungmin? Sorun şu an bunu kimin yapmış olduğu. Ama kim yaptıysa onu kendi ellerimle dağıtacağım. Eğer yapmazsam benim de adım Felix değil. O yapan orospu çocuğunu bulacağım."

"Felix.."
diyerek Seungmin'e dönmüş Felix'i kolundan tutarak kendisine çevirmişti Hyunjin.

"Benim yapmadığıma inanıyorsun di mi? Bak gerçekten ben yapmadım."

"Sence artık sana inanabilir miyim Hyunjin? Ama merak etme. Artık senin yaptığını düşünmüyorum."
"Gidelim Seungmin."

"Tamam. Gidelim."

Felix ile Seungmin oradan ayrılmıştı. Hyunjin ise içeri girmek için kapıya yönelmişti ki karşısında duran üvey abisini gördüğünde durmuştu.

"Ne oldu dışarda?"

"Okulu etiketleyen sayfaya bak. Felix'i escort diye göstermiş. Felix'te beni suçlu bildi."

Minho acele tavırlar ile telefonundan söylenen sayfaya girmişti. Sinirli bir şekilde kafasını kaldırdığında bir saniyeliğine duraklamış ve sakin olması gerektiğini, çaktırmaması gerektiğini anlamış "Sen mi yaptın peki?"demişti.

"Hayır."

"Kim yaptı?"

"Bilmiyorum."

"İnandırıcı değil."diyip Hyunjin'i kapının önünden itmiş ve kendisine geçecek kadar yer açmıştı Minho.

"Gelirken istediğin bir şey var mı?"

"Yok."

"İyi. Akşam yemekte görüşürüz."

Minho evden çıkmıştı ve arabasına geçmişti. Ardından ise Felix'in evine doğru yol almıştı.

Minho eve gittiğinde kapıyı çalmıştı. Uzun süre ses gelmeyince geri çekildi ve arkasını döndü.

"Minho."

Arkasından gelen sese karşı "Amca."demişti Minho.

"Kısa sürede ne kadar değişmişsin."

"Evet. Felix nerede?"

"Bilmiyorum."

"Şaşırmadım."

"Anlamadım?"

"Ben gitmeliyim. İyi akşamlar."

Minho hızlıca arabasına yönelmişti. Arkasından ikinci defa gelen sese karşı döndüğünde ise "Efendim."demişti.

"Felix'e ulaşırsan bana da haber verir misin? Haftaya evleneceğiz. Ama ona ulaşamadığımdan haber veremiyorum. Evde de yok."

"Tamam."diyip geri dönmüştü Minho.

"Sonu yengem gibi olmazsa iyi. Onu da hayattan bezdirme."diyip binmişti arabasına ve maruz kaldığı bakışları terk ederek arabasını ilerletmişti.

----------

"KİM YAPTI SEUNGMİN?!"

"Bilmiyorum Felix illa ki ortaya çıkar ama lütfen, lütfen sakin ol. Kendini yıpratma. Rica ediyorum."

"Seungmin ben ne yaptım? Benim tek suçum arkadaşımı korumak mı?"

"Suç değil ki bu. Sen doğru olanı yaptın. Sorun Jeongin'de. Lütfen Felix. Bırak onlar üzülsün. Sen takma onları. Böylece daha da kudururlar, kıskanırlar. Kendini üzerek onlara istediklerini verme. Verecek olsan bile ben buna izin vermeyeceğim."

"Seungmin.."diyerekten karşısındaki koltukta oturan çocuğa sarıldı Felix. Bu sıcak sarılmanın karışılığını aldığında bir nebzede olsa rahatlamıştı.

"Merak etme Felix. Ne pahasına olursa olsun hep senin yanındayım."

"Söz mü?"

Seungmin derin bir nefes verdikten sonra "Söz."demişti.
"Ee pizza yapıyorduk en son?"

"Bu durumdan sonra devam mı edeceğiz?"

"Etmeyecek miyiz? Böyle boş boş oturunca eline ne geçiyor? Kafanı yormak yerine dağıtsan daha mantıklı olmaz mı?"

"Haklısın."diyip Seungmin'in omzunda iki defa vurdu ve mutfağa ilerlediler.

....

"LİA ABLA!!"

"Efendim tatlım."

"Abla bu olmuş mu? Yersek ölür müyüz?"

Seungmin'in bu sorusuna tuhaf bir bakış attıktan sonra Lia Abla, tezgahta duran pizza tepsisine yaklaştı ve anında öksürük içinde uzaklaştı.

"Seungmin ölürsünüz. Uzay boşluğuna yollayın şunu."

Seungmin ve Felix'in kulak kanatacak derecedeki kahkaha seslerinin üzerine Lia Abla'da bu gülüşmeye katıldı. Ardından ise tatlı bir azarlama ile ikiliyi mutfaktan kovdu.

"Açlıktan ölcem."dedi koltuğa ters oturup kafasını aşağıya sarkıtırken Seungmin.

"Sanırım bende."

"Ay nefesim tıkandı lan."

"Ters durarsan olacağı bu. Düzgün otur şuna."

"Öyle yapayım madem."

"Seungmin hâlâ telefonum çalıyor."

Seungmin ani bir hareket ile Felix'in elinden telefonu alıp kapatmıştı.

"Hyunjin yaptı di mi?"

"Felix sanmıyorum. Üzülmüş gibi görünüyordu."

"O yapmadıysa kim yapt- tabii ya Jeongin!"

"Jeongin mi?"

"Evet! Kesin o yaptı."

"İyi de neden Hyunjin'in yapmayacağını o yapsın?"

"Onunla aranız bozuldu diye beni suçluyordur şimdi."

"İyi de aramızın bozulduğunu bilmiyor ki?"

"Benim tarafımı tuttuğunu biliyor ama."

"Evet haklısın."

"Ben gidiyorum."

"Dur Felix. Her şey kesinleşsin öyle. Otur yemek yiyelim, bak Lia Abla hazırlıyor. Bugün bu olmamış gibi yapalım. Zamanı gelince hallederiz."diyip sinsice güldü Seungmin.

"Öyle olsun bakalım."diyerek gülüşüne karşılık verdi Felix.

Lia Abla kısa süre içerisinde masaya yemekleri koymuştu. Seungmin ve Felix masaya yaklaşmış ve "Teşekkürler."demişti.

"Rica ederim çocuklar. İstediğiniz bir şey olduğunda bana söyleyin. Ortalığı yakmayın."

"Ya abla!"

"Tamam tamam. Afiyet olsun size."

Bugün böyle geçmişti. Seungmin Felix'e olayı unutturmuş yatağın içinde ps oynuyorlardı. Saatin 1'e geldiğini gördüğünde Felix ani bir hareketle kalkmıştı.

"Sabah kalkamayacağız uyuyalım artık."

"Kaç saat. Oha 1 olmuş. Yatalım hadi."

"Ben lavaboya gidip geliyorum."

Seungmin yatağa yerleşmiş Felix ise lavabodan gelip yanına yatmıştı.

"İyi geceler."

"İyi geceler Felix."

---------

"GENÇLER UYANIN ARTIK!!"

"Lia Abla 5 dakika daha."

"Hadi ama Seungmin tam 10 dakika oldu."

"Of tamam."

Seungmin ve Felix kollarını açmış esnerken Lia Abla tatlıca gülümsemişti ve "Kahvaltı hazır. Kıyafetlerinizi giyip aşağıya inin."demişti.

"Tamam teşekkürler."

Felix ve Seungmin yataktan çıktıktan sonra kıyafetlerini giymişti. Ardından aşağıya inmişlerdi.

"Günaydın baba."

"Günaydın Seungmin."

"Günaydın Bay Kim."

"Günaydın Felix. Rahat etmişsindir umarım."

"Evet, her şey için teşekkürler."

"Felix her zaman gelebilirsin. Teşekküre gerek yok. Lia anlattı. Çok eğlenmişsiniz. Neyse hadi oturun. Geç kalacaksınız."

"Tamam baba. Afiyet olsun."

Kahvaltı sofrasına oturduklarında karınlarını tıkabasa doldurmuşlardı ikili. Sonrasında ise evin önünde bekleyen arabaya binip okula yol almışlardı.

"Hayatın çok iyi Seungmin."

"Mütevazı olmayacağım. Hayatımı seviyorum. Sen girince daha da sevmeye başladım Felix. İlk defa bir arkadaşımla bu kadar eğlendim."

"Bende."

"Felix. Bak canın her sıkıldığında beni ara. Gelip seni alalım. Bizde kalırsın."

Felix kıkırdadı ve "Teşekkür ederim."dedi.

"Babam seni çok sevdi. Normalde arkadaşlarıma karşı seçici bir tavır sergiler. "

"Ciddi misin?"

"Evet. Jeongin'e pek ısınamamıştı. Soobin'e de."

"Benim gibi birine ısınmayan da ne biliyim yani."diyip saçını kulağının arkasına attı Felix.

"Tabii canım. Haklısın."diyip güldü Seungmin.

"Geldik efendim."dedi şoför arabayı durdurduktan sonra.

"Tamamdır teşekkürler. Hadi inelim Felix."

Felix ve Seungmin arabadan indiğinde kapıdan giren Jeongin ile karşı karşıya gelmişti.

Felix Jeongin'i gördüğünde Seungmin önce Felix'e bakmıştı ve Felix'in ileri atılıp Jeongin'in yanına ilerlemeye başladığını görünce onu tutmuştu.

"Felix. Sırası değil. Sakin ol."

Jeongin ikiliyi süzüp sınıfa doğru ilerlemişti. Felix ise kısa bir süre olduğu yerde kalıp sakince sınıfa ilerlemeye başlamıştı.

İkili sınıfa geçtiğinde zil çalmıştı. Sonrasında ise derslerine başlamışlardı. Dersi problem olmadan atlatmış ve teneffüste Seungmin Felix'i alıp kantine inmişti.

"Felix."

"He."

"Acaba diyorum Hyunjin ile konuşsan mı?"

"Ne konuda?"

"Bu dün anlattığın zorbalık olayları konusunda. Belki biraz olsun anlar seni."

"Bilemiyorum Seungmin, korkuyorum."

"Neyden korkuyorsun ki?"

"Onu da bilmiyorum. Sadece konuşmak istemiyor gibiyim."

"Konuşmalısın. Dün üzgün görünüyordu. Hem kendin dedin. Onu öptüğün günden sonra seninle konuşmamış bile. Ağladığını söyledin oğlum. Hyunjin kolay kolay ağlayacak birisi değil."

"Konuşmalı mıyım dersin?"

"Evet Felix. Konuşmalısın."

"Deneyeceğim."

Seungmin gülüp elindeki kahveyi Felix'e uzatmıştı.

"Bir yudum alda kafan yerine gelsin."

"Yok. Sağ ol."

Felix'in bu düşünceli tavırları Seungmin'i endişelendiriyordu. Bir şeyler olduğunun farkındaydı. Aynı zamanda Felix hakkında birçok şeyi merak ediyordu. Cesaretini toplayıp sormak istiyordu.

Ama ya şu an onu üzerse? Zaten kafası karışık. Daha da karıştırmasam mı?
Gibi düşünceler ile kendi içinde boğuşuyordu.

"Felix bana kendinden bahsetsene biraz."

Ani bir cesaret ile sormuştu Seungmin. Felix kafasını kaldırıp anlamsız bir bakış atmıştı. Ardından ise "Neyi merak ediyorsun?"demişti.

"Annen? Baban? Kardeşin?"

"Üçüde yok."

"Ben çok üzgünüm Felix. Anlatmak ister misin?"

"Anlatacak bir şey yok. Annem öldürüldü ya da kendisini öldürdü. Hâlâ bilmiyoruz. Kardeşim yok zaten. Babam da benim için yok."

"Neden peki?"

Felix zil sesini duyunca kalkmıştı ve "Daha sonra anlatırım. Sınıfa gidelim mi?"demişti.

"Sen nasıl istersen."

----------------

Felix okuldan geleli 3 saate yakın olmuştu. Pazartesi sınavları başlıyordu bu yüzden oldukça endişeliydi. Masasının başında deli gibi ders çalışıyordu. O sırada defalarca ardı ardına çalan kapı sesinden dolayı dikkati bozulmuştu.

Sinrili bir şekilde aşağıya inmiş ve sertçe kapıyı açmıştı.

"Ne va- Minho?"

"Çekil."diyerek Felix'i itmiş ve içeri geçmişti.

"Ne oldu?"

Felix kapıyı kapatıp Minho'nun yanına gitmişti. Minho ise gülerek "Tahmin et o escort olayının altından kim çıktı."demişti.

"Hyunjin."

"Hayır. Ben de öyle sanmıştım."

"O zaman Jeongin."

"Ta kendisi. Ama gününü göstereceğim ben ona."

"Şş Minho. Kuzen. Sen rahat ol. Ben onu halledeceğim."

"Elinde ne var?"

"Öldüresiye dövebilecek kadar intikam hırsı ve nefret."

"Yani bunu şiddet ile halledeceksin."

"Evet sorun mu var?"

"Felix. Bu doğru değil."

"Ne demek değil?"

"Doğru değil çünkü çok doğru. Benim yerime de iki tokat salla."

Felix kahkahalarını tutamamıştı ve "Tamamdır kuzen."demişti.

"Ne zaman halledeceksin?"

"Aslında hemen şimdi yapmak isterdim ama bu konuyu unuttuğumu sansın istiyorum. Böylece onun için iok edici bir şey olacak. Onu bulamadım diye sevinirken anidem hayallerini yıkacağım."

"Vay be! Tam kuzenine çekmiş."

"Minho!"

"Tamam tamam. Ee ders mi çalışıyordun?"

"Evet. Matematik. Trigonometri."

Minho gözlerini belertmiş ve geriye doğru ilerlemişti.

"Nereye?"

"Şey ya işim vardı da benim."

"Lan tamam dur. Sana çözdürmücem korkma."

"Emin miyiz?"

"Evet. Gel otur. Kahve yapayım."

"Hayır demem."

~~~~~~~~~

°Pazartesi°

"Çalıştın mı?"

"Evet ama unuttum gibi hissediyorum Seungmin."

"Oğlum %100 burs ile bu okula girmişsin. Eminim yaparsın."

"Umarım. Fazla çalışmadım ama neyse."

"Zil çaldı. Hadi aslanım. Başarılar. Tenefüste listedeki sınıflara geçeceğimizden görüşemeyiz."

"Aynen öyle. Başarılar."

Felix sınıfa girip yerine oturduğunda nöbetçi öğrencinin getirdiği kelebek sistemindeki sınıfına baktı.

"Neymişsin Felix."

"12-E."

"Aha bende. Aynı sınıftayız."

"Evet. Sıralarımız da yakın."

"Hadi bakalım."

Felix sınıfta bir süre daha tekrar yaptıktan sonra zilin çalması üzerine sınıfa ilerledi ve yerine oturdu.

"Felix."

"Hyunjin?"

"Benim sınıfıma düşmüşsün. Şansa bak ki bende kendi sınıfımdayım. Hemde tam arkanda."

"Ee."

"Napsam sınavını mı engellesem?"

"Hyunjin benim için çok önemli lütfen uğraşma."

Hyunjin kısa bir süre Felix ile göz teması kurmuş ardından ise gözlerini kaçırarak yerine oturmuştu.

"Bol şans."diyerek kafasını eğmişti Hyunjin.

...

"Nasıldı?"

"İyiydi. Senin?"

"İyiydi ya. Ortalama."

"Güzel."

"Şimdi de Seçmeli Tarih var."

"Tarihim iyidir ya."

"Bende öyle sanıyorum."

"İyi görüşürüz."

Sınavlar bu şekilde bütün hafta sürmüştü. 2-3 defa Hyunjin ile Felix aynı sınıfa düşmüştü. Günde 3 sınav olduklarından kimse kimseyle ne buluşabiliyordu ne de uğraşabiliyordu.

1 haftanın sonunda sınav haftası bitmişti. Hemen ardından ise 1 haftalık tatil girmişti araya.

"Felix matematik açıklanmış."

"Ne? Abi. Trigonometri çok kötüydü. Çok gerginim."

"Ben 56 almışım. İdeal. Sen kaç almışsınız?"

"82.. Dur NE? 82 Mİ? NASIL YA?"

"Efsane lan. İşte bu. Biliyordum zaten gerizekalı."

"Dur. Senin tiyatro provan yok muydu?"

"Siktir ben onu tamamen unutmuşum. Hadi gidiyorum ben."

"Tamam görüşürüz."

Seungmin Felix'in evinden ayrılmış prova için okula gitmişti. Konferans salonunda herkesin onu beklediğini görünce eğilip"Üzgünüm işim çıkmıştı."dedi ve ekledi "Okul bomboş. Ürkütücü."

"Sorun yok başlayalım artık."dedi Yeonjun.

"Tabii."

Seungmin Jeongin'in bakışlarından rahatsız olurcasına ona bakıyordu. Tartışma çıkmasını istemiyordu Seungmin. Bu yüzden gözlerini kaçırdı ve elindeki replikleri okudu.

"Rolüm bu mu?"

"Evet. Arkadaş olacaksın."

"Tamam azmış repliklerim. Rahat edeceğim."

"Aynen öyle. Rolün bitince sahne arkasına geçip diğer işleri halledeceksin."dedi Chan.

"İyi. Tamamdır."

"Hadi başlayalım."dedi Yeonjun ve Hyunjin'e döndü.

"Hyunjin neyin var? Pek isteksiz gördüm seni?"

"Yok, yok bir şey. Devam edelim."

Provalar bu şekilde bütün hafta sürmüştü. Sonunda okul açılmıştı. Her şey çok hızlı gelişmişti. Minho'nun Felix'e söylediği üzerine Jeongin'e bugün hesap soracaktı.

Öğlen arasında konuşacaktı Jeongin ile. Bu yüzden hevesle vaktin gelmesini bekledi Felix.

Ve
Vakit gelmişti.

"Hadi Seungmin. Yaz şuna."

"Tamam. Yazıyorum."

Seungmin -Jeongin

Seungmin:
Acilen çatıya gelmen lazım.

Sorgulama ve gel.

Jeongin:
Ne var?

Seungmin:
Sorgulama sorun büyük.

Jeongin:
Geliyorum.

"İşte bu. Hadi in sen. Teşekkürler paşam."

"Ne demek. Bekliyorum, Jeongin çatıya çıkınca kapıyı kitleyeceğim."

"Tamamdır."

Seungmin aşağıya indiğinde Felix kapının önüne geçmişti. Kısa bir süre sonra kapı yavaşça açılmaya başlamıştı.

"Selam."diyerek Jeongin'i kendine çekmişti Felix.

Jeongin ne olduğunu anlamazken arkasından kitlenen kapıya daha da şaşırmıştı.

"Ne yapıyorsun manyak?"

"Hesap soruyorum. Dur pardon. Ödeşiyorum."

"Ne oluyor?"

"Ne mi oluyor? Sen kim oluyorsun da beni escort diye paylaşıyorsun. Kendini kurnaz mı sandın sen?"

"Hak ettin."

"Niye? Haklıyım diye mi? Söylesene Jeongin. Hyunjin'in yalan söylediğini biliyordun di mi? Sadece bana aşık diye zoruna gitti. Bu yüzden benden hep nefret ettin ve ona inanmak istedin. Kendine yediremedin di mi bana aşık olmasını?"

"Sus Felix!"

"Hmm. Bunca zaman sustum da ne oldu? Ben söyleyeyim. Aptal bir insanın ihanetine uğradım. Bu arada Hyunjin'in o gösterdiği videoda ben değil o öpmüştü. Ama biliyor musun? Geçen haftalarda onu doyasıya öptüm. Hem de ben."

"Felix KES SESİNİ!"diyip ayaklandı Jeongin.

"Ne oldu Jeongin üzüldün mü?"

Rüzgarın etkisi ile uçuşan saçlar ve gömleklerle beraber iki eski yakın arkadaşın anıları da uçuyordu. Gerginlik tavan yapmışken Jeongin yumruğunu Felix'in yanağına yerleştirmişti.

Felix ise sadece elini yanağına koyup gülmüştü.

"Ne kadar zoruna gidiyor Jeongin."

"Felix sus artık."

"Hyunjin'in soğuk elleri belimde sıcak dudakları dudaklarımda iken nasıl hissettirdiğini hiç bilemeyecek olman üzücü."

"SEN KESSENE BİR SESİNİ. YOKSA BEN KESİCEM."

"Eğer ben geri çekilmeseydim o konferans salonunda kim bilir neler olacaktı."

"YETER!"

Jeongin ikinci yumruğunu da geçirmişti. Felix ise aynı şekilde gülmüştü.

"KOMİK Mİ PSİKOPAT?"

"Evet komik."

"NEY KOMİK?"

"Hyunjin'in düşmanıyken yaptığımı sevgilinken yapamaman."

Bu Jeongin için sınır olmuştu ki üçüncü kez yumruğunu Felix'in yanağına yerleştirmişti.

"3 oldu. Suçlu sensin."diyip Jeongin'in yakasından tuttu ve dizini karnına geçirdi. Ardından ise elini yumruk yapıp suratına yerleştirdi. Sonrasında önünde eğilen Jeongin'in boyuna gelip saçını geriye doğru çekerek kendisine bakmasını sağladı.

"Sen benim en değer verdiğim kişiydin. Yaşamak için sebeplerimdendin Jeongin. Eğer Hyunjin'e inanmak istemeyip bana güvenseydin bunlar olmazdı."diyip ayağı kalktı. Ardından bir iki tekme daha vurup kapıyı iki kere tıklattı.

"Tamam mı?"

"Evet."

"Hadi gidelim."

Felix son defa Jeongin'e bakıp aşağıya inmişti ve patlamış dudağına parmağı ile tampon uyguluyordu.

"Ne iğrenç şeyler söyledim
Kusucam."

"Tamam Felix abartma. Tek amacın Jeongin'i kışkırtmaktı. Dur senin dudağın mı patlamış?.

"Sanırım."

"Bekle ben ilk yardım çantasından yarabandı falan alıp gelcem."

"Tamam."diyip koridordaki sandalyelerden birine oturdu Felix.

"Felix? İyi misin ne oldu?"

Felix Hyunjin'e göz devirip derin bir çektikten sonra "İyiyim bir şey yok."dedi.

"Kavga mı ettin?"

"Hayır."

"Neden oldu?"

"Düştüm Hyunjin."

"Tamam."diyip arkasını döndü ve ilerledi Hyunjin.

Felix bir süre Seungmin'in söylediklerini düşündü ve ayaklandı.

Cesaretini toplayıp Hyunjin'in arkasından gitti ve Hyunjin'in kolunu tutup onu durdurdu.

"Hyunjin konuşabilir miyiz?"

Benim best üçlü

Arkadaşlar şimdiden uyarımı yapmak istiyorum. Ben Jeongin'i çok seviyorum. Hatta biasım bile yok. Seçemiyorum. Jeongin'i bu şekilde biraz aşağılayıcı bir durumda yazınca kendimi kötü hissettim. Umarım yanlış anlamazsınız.

Ee bölüm nasıldı? Biraz zaman atlayalım da tiyatro gününe yaklaşalım dedim.

Fice eklememi istediğiniz olaylar var mı? Varsa yazın uygun olanları eklerim. Hem daha eğlenceli olur okuması.

Hadi öptüüüm.

Continue Reading

You'll Also Like

371K 34.1K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...
137K 14.8K 52
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
47K 3.8K 27
okul değişikliği yapmak zorunda kalan Felix, kuzeni Minho'nun gittiği okula kayıt olur. Aynı zamanda evi ve okul uzak olduğu için kalacak bir yer bul...
388K 36.2K 61
Glances serisinin 1. Kitabıdır. . . Adranelin aşığı Hyunjin, Bir suçlunun çocuğuna aşık olma hayalleri kurarken hiç beklemediği iki kişiye aşık olm...