G Ü L C E

By mutsuz_patates

1.5M 66K 5.8K

Annesi ve babasının ölümünden hemen sonra babalarının bir kızı olduğunu öğrenen dört adam gülce'ye abi olabil... More

Karakter Tanıtımı
1.bölüm
2.bölüm
3.bölüm
4.bölüm ( Düzenlendi)
5.bölüm
6.bölüm
7.bölüm
8.bölüm
INSTAGRAM BÖLÜMÜ
9.bölüm
10.bölüm
11.bölüm
12. Bölüm
13.bölüm
14.bölüm
15.bölüm
16.bölüm
INSTAGRAM BÖLÜMÜ
17.bölüm
DUYURU
18.bölüm
19. Bölüm
20.bölüm
21.bölüm
22.bölüm
23.bölüm
24.bölüm
25.bölüm
26.bölüm
27.bölüm
28.bölüm
DUYURU
29.bölüm
30.bölüm
31.bölüm
32.bölüm
33.bölüm
34.bölüm
35.bölüm
36.bölüm
37.bölüm
38.bölüm
INSTAGRAM BÖLÜMÜ
39.bölüm
40.bölüm
41.bölüm
42.bölüm
43.bölüm
44.bölüm
45.bölüm
46.bölüm
47.bölüm
48.bölüm
49.bölüm
2. KARAKTER TANITIMI
TEŞEKKÜRLER 🖤
YENİ KURGU

50.bölüm ( Final )

20K 1K 142
By mutsuz_patates



7 yıl sonra ;

"ufaklığın sadece soğuk algınlığı var yazdığım ilaçları kullanmanız yeterli.
İyi günler." diyip son hastamı da gönderdim ve masama oturdum.

Okulu iyi bir dereceyle bitirmiştim.
İnanmış ve başarmıştım.
Hayallerim gerçek olmuştu.
Sekiz sene önce abimden çalarak giydiğim doktor önlüğünü şimdi hakederek giyiyordum.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları doktor'u Gülce Karavezir Han. Olarak.
Abisini tedavi etmeye çalışan, hastaneyi her gelmesinde birbirine katan o yaramaz Kız çocuğu artık tamamen buradaydı.
Derin bir iç çekip arkama yaslandım.

Masamda ki fotoğraflara baktığımda kocaman gülümsedim.
Çerçevenin birinde ailecektik.
Can abim, pınar ablam ve Liya'm bir tarafta.
Anıl abim, Didem ablam ve izgi'm diğer tarafta.
Babam ezgi abla ve eylem'imle eymen'im ortada.
Asaf ve ben arka tarafta ayakta duruyorduk cenk abimde yanımızdaydı.

Ortada ki çerçevede Asaf ile düğün fotoğrafımız vardı.

Diğer tarafta ki çerçevede Baran, Teo, Cenk abim ve biz vardık.

Bir çerçeve de boştu onun dolmasına kısa bir süre vardı.

İşte benim ailem bu kadardı.
Ama günden güne büyüyorduk.
Artık küçük değil kocaman bir aileydik.

Yedi yıl önce kabul ettiğim evlilik teklifi hayatımın en doğru kararıydı.
O gün eve gittiğimde babama söylemiştim.
İlk başta karşı çıksada mezun olmamı bekleyeceğimizi duyunca kabul etmişti.

Can abim tebrik edip, her zaman yanımda olduğunu söylerken Cenk abim yine ayılıp bayılmıştı.

Anıl şaşırdığım bir şekilde, her koşulda yanımızda olduğunu söylemişti.

İki yengemse çok sevinmişti benim için.

Baran tebrik ederken Teo önce ben evleneceğim zilli diye tepki vermişti.
Ama her halükarda mutluyduk.

Sade ama şık bir düğün yapmıştık.
O günü dün gibi hatırlıyorum.
Evden çıkmadan önce çok duygulanmıştım.
Abimler tek tek Asaf'ı uyarmıştı beni üzmemesi konusunda.
Babamsa 'tek damla göz yaşında kızımı yanıma alırım ona göre hareket et' diye bir nevi tehdit etmişti.

Düğünden sonra İtalyan'nın şehri olan Verona'ya gitmiştik.
Benim için aşıklar şehri Paris değil Verona'ydı.
O büyük aşk'ın yaşandığı Romeo ve Juliet'in şehri.

O gün girdiğimiz fırında babamın laf dalaşı yaptığı kız ile tekrardan hayata bağlanacağını kim bile bilirdiki.

Babamı bir kaç kez daha pasta alması için oraya göndermiştim.
Her defasında kavga ediyorlardı.
Aralarında ki çekimi ben çoktan farketmiştim ama onların kabullenmesi zor olmuştu.

Babam bir şeyler hissetmeye başladığını anladığında kaçmaya çalışmıştı bu duygulardan.
Ama aşk bir kere kapısını çalmıştı.

Tüm engelleri bir bir yıktılar birlikte.
Gerçi ezgi abla babamın tüm duvarlarını yıkmıştı.
Birlikte olmaya başladıktan bir yıl sonra sade bir nikahla hayatlarını birleştirdiler.
Bunda benim baskım büyük olabilirdi ama babamın mutluluğu içindi her şey.

Hepimiz mutluyken, hayatlarımızda acılarımızı, sevinçlerimizi paylaşacağımız hayat arkadaşlarımız vardı bir şekilde.
Evet biz yanındayız yalnız değildi babam ama bu farklı.
Onun hayallerini tekrardan yaşamasının sevinci benim için paha biçilemezdi.
Ve şu an babam, ezgi abla küçük eymen'im ve eylem'imle mutluydu.
Abla olmuştum beş yaşında ikiz kardeşlerim vardı.
Ama babam bana olan ilgisini sevgisini bir gram eksiltmemişti hala küçük bir bebekmişim gibi davranıyordu.

Anıl'ında kızı olmuştu adını İzgi koymuşlardı.
Çok güzel bir kız aynı halası.
Sarı saçları maviş gözleri.

Liya o da bana benziyordu bence, ama karakter olarak.
Esmer maviş gözlü bir kız çocuğuydu.

Baran ve Teo yurt dışında evlenmişlerdi.
Ve çok güzel bir kız çocuğu evlat edinmişlerdi adı Liz'di.

Hayat babamlardan anne ve babasını aldığı zamanda beni vermişti.
Benimle beraber bir sürü dert tasa da beraber gelmişti ama biz başarmıştık.

17 yıl boyunca aile özlemi, bir ailenin nasıl olabileceğini merak ederek geçmişti hayatım.
Ve hiç beklemediğim bir an da ailem olmuştu.
Bir sürü dert tasa göz yaşı olmuştu.
Ama her şeye rağmen başarmıştık.
Ben başarmıştım.
Kocaman bir ailem olmuştu.
Önce Abilerim, babam olmuştu.
Sonra kardeşlerim olmuştu iki tane.
Ve hayatımın aşkını bulmuştum.

Bir yerde duymuştum,
'hayatının alt üst olmasından korkma belki altı üstünden daha güzeldir' diye.
Tam olarak öyle olmuştu.
Alt üst olmuş hayatımın altı üstünden daha güzeldi.

Yaşadığım her şeye minnettardım.
Bazıları ders bazıları anı olarak yer almıştı hayatımda.
İyisiyle kötüsüyle yaşadığım her şeyle mutluydum.

Benim için ne kadar zor olasada Anıl'ı affetmiştim.
Bu yıllar almıştı.
Hayat sevdiklerimizi bizden almak isterken daha fazla uzatmak istememiştim.

Agah 13 yaşında kocaman bir çocuk olmuştu.
Hala bana çok düşkündü ama değişmemişti.
Bazen gelip bizde kalıyordu ve Asaf'la benim için kavga ediyordu.
Tabi artık yengesi olarak kabul etmişti.

Elif teyzemizi kaybetmiştik.
Bu benim için çok üzücü bir kayıptı.
Bana anne sevgisini yaşatan o eve alışmamı sağlayan oydu.

Asaf babasından kalan şirketi istememiş ve kendine sıfırdan bir mimarlık şirketi kurmuştu.

Baran ve Teo moda evi açmıştı.
Bölümlerinden bağımsız.

Cenk abim yazılım şirketi açmıştı kendi emekleriyle.
Ve şu an çok ünlü bir şirket olmuştu.
Herkes hayrandı ona.
Şimdilik kendini işine adamıştı.

Babam Anıl ve Didem abla şirkette devam ediyordu.

Ezgi abla pastanesini kafeye çevirmişti.

Abim ve Pınar abla hastanede devam ediyordu.

Bende onların yanındaydım bir yıldır.

Ve şu an üçüzlerime hamileydim.
Sekiz buçuk aylık olmuşlardı.
Herkes kızıyordu hala hastanedeyim diye.
Ama ayrı kalamıyordum buradan.
Hem buradan daha güvenli yer mi vardı ki.

İlk üçüz haberini aldığımızda çok şaşırmıştık.
Beklenmedik bir şeydi üç minik.
Ama iyi ki gelmişlerdi.

Abimler dayı olmak için gün sayıyordu.
Agah amca olmak çok hevesliydi.
Teo ben amcayım diyordu Baran'da dayı olmak istemişti.
Berna anne ve Akif baba'da çok heyecanlıydı.
Dört gözle torunlarını bekliyorlardı.
Babamsa en heyecanlı olandı.
Dede olacağım diye geziyordu ortalıkta.
Ama genç dedeyim ben diyordu herkese.
Yengemler onların bu haline gülüyordu.
Ama Cenk abim o hepsinden daha duygusaldı.
Küçük kardeşim annemi olacak diyordu sürekli.
Onu çok seviyordum.
Her zaman yeri ayrıydı.

Akif babaya baba dediğim için babam uzun süre trip atmıştı.
Hatta Akif babaya 'onun babası benim' demişti.
Sırf bu yüzden herkes uzun süre dalga geçti babamla.
Teo 'tamam Barkın abi en baba sensin' diye takılıyordu.

Saatime baktığımda önlüğümü çıkarıp yerine asmıştım.
Asaf gelecekti almaya babamlara davetliydik.
Bu akşam herkes orada olacaktı aile yemeği için.
Odanın kapısı açıldığında gelen Asaf'tı.

"sevgilim hazır mısın" diye sordu.

"hazırım kocacığım" diyip yanına yürüdüm.
Sanırım Asaf'a her istediğimi yaptırmanın en kolay yolu kocacığım demekti.

Yanına vardığımda göbeğimin izin verdiği kadar sarıldım.
Sanki babalarını hissetmiş gibi hareketlenmişti miniklerim.
Bugün ufak ufak ağrım da olmuştu ama önemsemedim.
Biraz daha vardı doğuma.

El ele çıktığımızda arabaya doğru yürüdük.
Abimler Liya'yı okuldan alıp gelecekti.
O yüzden çıkmıştı onlar.
Asaf arabaya bindikten sonra kemerimi bağlamıştı.
Son ay'da olduğum için artık hareketlerim yavaş ve ağırdı.
E bu normaldi de üç tane minik canavar vardı.
Ve beni zorluyorlardı.

"sevgilim biz hala isim düşünmedik" dedim.

"kızımızın ismi Aden olsun mu gül kızım" diye sordu.
Ahh benim güzel sevgilim.
Yıllar geçmesine rağmen hala gül kızım diye sesleniyordu.

"cennet bahçesi" diye mırıldandım.
Anlamı da çok güzeldi.
Biricik kızımız bizim cennet bahçemiz olacaktı.

"çok güzel sevgilim Aden olsun" dedim.
Aklıma gelen isimle iyice yan döndüm koltukta.

"oğlumuzun birinin ismini Aren koyalım mı" diye sordum.
Anlamı da güzeldi.

"en parlak kum tanesi ve ışık olsun sevgilim oğlumuz bizim ışığımız" dedi.
Öyleydi.

Göz göze gelince aynı anda konuştuk.

&"diğer oğlumuzun ismi ares olsun" diye.
Aynı anda konuşmamıza ikimizde kahkaha attık.

"savaş tanrısı" dedi Asaf.

"Aren ışığımız, Aden cennetimiz, Ares savaşcımız" diyip gülümsedim.
Bende çok güzeldi isimleri.

biz buna karar verene kadar gelmiştik.
bahçeden içeri girdiğinizde.
herkesin geldiğini anladık hepsinin arabası buradaydı ve arka bahçeden sesler geliyordu.
arabadan inip arka tarafa yürüdük el ele.
geldiğimizde gülümsedim.
çok güzel bir ortamdı tüm ailem buradaydı.

Bizi ilk gören Eymen ve Eylem oldu.
onlar 'ablaa' diye bağırıp bize doğru gelirken Liya ve İzgi 'hala' diye koşmaya başlamıştı.
Tabi hemen arkalarında paytak paytak 'teyze' diye gelen liz'im vardı.
Hafif eğilip hepsinin tek tek kucaklayıp öpmüştüm.
Çok seviyordum hepsini.

Masaya geçtiğimizde hepsiyle sarılıp özlem giderdik.
Babam, ezgi abla, can abim Pınar abla, anıl abim, Didem abla, cenk abim, Berna anne Akif baba  agah baran ve Teo.

Dün canımın istediğini söyledim diye yaprak sarması ve ıspanaklı börek yapmıştı Berna anne.
Azıcık şu da ne güzel dememe fırsat veriyorlardı hep bir elden ya alıyor ya yapıyorlardı.
Yani ilk zamanlar Asaf'ım çok çekmişti benden.
Gecenin yarası benim aşermelerimle uğraşıyordu.

Sohbet muhabbet ederek yemekleri yemiştik.
Şimdi çay içiyorduk bahçede.
Ara ara sancım oluyordu ve sıklaşmaya başlamıştı.
Bu beni korkutmuştu.
Biraz hareket etmek için ayağa kalkmıştım.
Daha ilk adımı atar atmaz çok kötü sancı girdi.
Ama bu diğerleri gibi değildi.
Benim bu halimi görüp hemen ayağa kalktılar.
Asaf koluma girdiğinde bacaklarımda bir ıslaklık hissettim.
Yoo yoo olamazdı şimdi.
Kafamı kaldırıp Asaf'a baktım.

"suyum geldi" diye bağırdım.
Çünkü bu sancılara dayanamıyordum.
Hepsi benden daha çok teleşlandı.

"asaf bir şey yap aaaaaa" diye bağırdım.

"derin derin nefes al sevgilim ıkın" dedi.
Bu adam ne dediğinin farkındamıydı.
O na kalsa burda doğuracak.

"asaf delirtme beni burda mı doğurayım" diye bağırdım sinirle.

"salak mısın cemile pıt diye çıkaracak veletleri şimdi kız" diye söylendi Teo.
Ah teo kasap et derdinde sen laf yetiştirme.

Abimler ve Berna annenin sayesinde arabaya binip hastaneye gelmiştik.
Yanımda Asaf'ı da istemiştim.
Beraber girmiştik.
Ne kadar zor olsa da normal doğum istemiştim.

Doğuma girdiğimde Asaf elimi bir dakika bile bırakmamıştı.
Uzun uğraşın sonunda ilk bebeğimin sesini duymuştum.
Bu ses bile çektiğim tüm acıya değerdi.
Beşer dakika arayla diğer bebeklerim doğmuştu.
Asaf alnımı öpüp bebeklere bakmıştı.
Hiç beklemediğim bir şey olmuş ve Asaf bayılmıştı.

Ben neden hayatımın en güzel anlarında sürekli birinin bayılmasına eşlik ediyorum ki.
Hayır ben bile bayılmadım.

Hemşireler bebekleri kontrol ve temizlemek için götürüp beni giydirmişlerdi.
Yukarı odaya çıkarılıyordum.
Asaf'ın ayılıp kendine geldiğini söylediler.
Çocuklar için gerekli bir kaç şeyi almaya gitmiş.

Oda ya geldiğimde kahverengi ve beyaz süslenmiş olduğunu gördüm.
Hafif gülümsedim sade ve softtu beni çok iyi tanıyorlardı.

Herkes oda da dolu gözlerle bizi bekliyordu.
Yatağa yatar yatmaz hepsi tek tek sarılıp tebrik etti.
En son babam sımsıkı sarılıp alnımı öpmüştü.

Hemşireler üçüzleri getirdiğinde yatağa bıraktılar.
Herkes beni unutup üçüzlere yönelmişti.
Kısa zaman sonra kapı açıldı.
Asaf'ım gelmişti.
İlk ve son aşkım.
O içeri girince bizimkiler bizi yalnız bırakmak için çıktılar.
Hem bebekleri doyurmam lazımdı.

Asaf ilk önce benim yanıma gelip sımsıkı sarılıp öptü.

"bana bu duyguyu yaşattığın için teşekkür ederim gül kızım" diyip bebeklere yöneldi.
O bebeklerin başına gider gitmez ağlamaya başladılar.
Hissettiler mi babalarını.
Asaf'ın yardımıyla üçünüde emzirip gazını çıkardık ve geri yatırdık.

"seni seviyorum sevgilim" dedi Asaf

"seni seviyorum sevgilim" dedim.

Ben başarmıştım.
Hayallerimdeki gibi aileme kavuşmuştum.
Hayallerimdeki gibi doktor olmuştum.
Hayallerimdeki gibi dostlarım olmuştu.
Hayallerimdeki gibi hayatımın aşkını bulmuştum.
Ve en önemlisi Anne olmuştu.
Bir Anne nasıl olunur bilmiyordum ama nasıl olunmaz çok iyi biliyordum.
Ve ben bebeklerime çok iyi bir anne olacaktım.






























Aşırı duygusalım şu an Gülce'nin sonuna geldik.

Acemice yazdığım ilk kitabımdı benim ve hep yeri özel kalacak gül kızımın.

Gülce mutlu sonu hakediyordu.

Hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim beni ve gülce'yi yalnız bırakmayıp sevinçlerimizde ve üzüntümüzde yanımızda olduğunuz için.


Continue Reading

You'll Also Like

79.3K 4.9K 26
Savcı ve asker hikayesidir aynı zamanda bir gerçek aile hikayesidir kitabıma bir şans verin lütfen
58.8K 3.4K 113
Ben Nisa . Zor zamanların ardından yine ayaktayım, çünkü yine ben kazandım. 5 abim ile hayata devam ediyorum Sonuçta kazanmak için bir şeyleri kaybet...
73.6K 3K 40
Acının geri de kaldığı sıcacık bir aile hikayesine var mısınız? Bir baba, Dansa aşık bir kız çocuğu, Ve bir balerin... Yusuf, Duru, Ve Güneş...
207K 14.2K 20
Milena, 18 yıl boyunca babasının onu istemediğini sanan bir kızdı. Ne zaman ki annesinin de yakalandığı hastalığa ilik kanserine yakalandı işte o zam...