ASYA (TAMAMLANDI)

By bencena12

42.1K 3.4K 402

~aşk gerçekten her şeyi affedecek kadar güçlü bir duygu muydu? ~ ~~~~~ "bir an hiç gelmeyeceksiniz sandım sa... More

KARAKTERLER
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58- +18
59- +18
60
61- +18
62
63
64
65- +18
66
67
68
69
70
71
72 - +18
73
74
75
76
77 - +18
78
79
80/+18
81-Final Part I/+18
81 Final Part II
DUYURU

48

364 39 3
By bencena12

Herkese keyifli okumalara.. 💖

"bu nasıl"

"oha bu ne lan. Kızım bu çok yakışıklı inandırıcı olmaz"

"sedo salak mısın benim ablam çirkin mi. Asıl onun standartlarından aşağıda bir adam seçersek inandırıcı olmaz"

"şuna bakın bir de" nehir bir kağıdı sedatla linanın kucağına bırakırken truvayla birlikte şaşkınlık içinde karşımdaki üç salağa bakıyorduk. Ama yok salak olan onlar değildi bendim. Onlara o akşam demire saçmaladığım şeyi söyleyip bana biri lazım diyerek en büyük salaklığı ben yapmıştım.

Şimdi de karşımda oturmuşlar linanın sabah cast ajansından getirdiği kataloğu açmış heyecanla ve dikkatle inceleyerek sanki pazardan elma seçer gibi gayet doğal bir şekilde bana erkek geçiyorlardı.

"abla şuna baksana sen de bi. Ya bize yardımcı olur musun bırak şu köpekle oynamayı ciddi bir şey yapıyoruz burada"

"lina cidden ilk geldiğinde şaka yapıyorsun sandım. Dalga falan geçiyorsun sandım ama sen baya baya ciddisin. Kızım sen manyak mısın. Pazardan elma seçer gibi bana erkek seçmeye kalkmanız normal mi. Bir de şuna bak diyorsun kafayı yicem ya"

"ama başka nereden bulucaz sana uygun bir partner. Gökten mi düşücek elma gibi" pazardan elma alma lafımı bana kendince çarptı.

"hey allahım ya. Benim kimseye ihtiyacım yok. Kapat artık şu kataloğu cidden sinirim bozuluyor. Zaten aptalca bir şey yaptım kendime kızıyorum bir de sen böyle yaparak cinlerimi iyice tepeme çıkarma."

"valla hiç de yanlış bir şey yapmadın. Aksine çok da iyi yapmışsın. Anlasın o da dünyadaki tek erkeğin kendi olmadığını. Her gidip döndüğünde, kırıp saçtığında seni bulamayacağını anlasın" diye kinle çıkıştı. Gözlerimi devirdim.

"çocukça davrandım lina."

"valla hiç de çocukça davranmadın aşkım linaya sonuna kadar katılıyorum. Bırakta birazda o kıvransın. Seni az mı kıvrattı acıdan, kıskançlıktan."

"sedo"

"hiç sedoya çıkışma. İntikam intikam intikam" diye nehir araya girerken sen de mi diye göz devirdim. Gülerek omuz silkti. Cidden bu üçünün arasında kafayı sıyıracaktım.

"bak buna" elindeki kağıtı bana uzatırken sinirle "lina" diye bağırdım. Truva korkuyla sıçrarken hemen onu kollarıma alıp sakinleştirmiştim. Ama ben ne kadar kızıp çıkışsam da hiç biri beni takmamış erkek bakma işine yine aynı ciddiyetle devam etmişlerdi.

"ya cidden safsınız siz he" hararetli tartışmalarını bir süre sonra dayanamayarak böldüm.

"hayırdır neden safmışız yırtık"

"truva bunlar cidden saf kızım. Avel bunlar" diyip köpeğimi öptüğüm gibi onlara döndüm. "sizce demir, ben koluma birini taktığımda onun don rengine kadar araştırmaz mı a benim avellerim. Adamın eli kolu her yerde. Ben, bu seçtiğiniz elmalardan birini koluma taksam onu araştırmaz mı sanıyorsunuz. Sonra da cast ajansından çıksın seceresi bir güzel rezil oliyim. Valla harika zekice bir plan. Hele de demire karşı" dememle lina sinirle dosyayı sehpaya çarptı.

"ne yapıcaz peki. önerin var mı. Nereden bulucaz adamı sokaktan mı"

"ya ona, aşık oldum dedim sadece. Bu durumu benden vazgeçene kadar, benim için tek taraflı yaşadığım bir şey olarak göstericem oldu bitti" dememle abartılı bir kahkaha attı.

"yaa abla saf asıl sensin he. Elle tutulur bir şey göstermezsek ona sence kanar mı. Cidden soruyorum bak yer mi? Of ya keşke Tommynin başı bağlı olmasaydı. Nasıl ama ilk onu söyledi. Zaten hastahanede onu gördüğünde gözü dönmüştü ruh hastasının. Bir güzel orta yerinden yarardı onu Tommy" diye hayıflandı lina. Cidden çığlık atıcaktım artık.

"he valla kız ya ne güzel olurdu. Tommy tam biçilmiş kaftan. Güçlü, yakışıklı sağlamda bir şey demirle de aslan gibi çarpışırdı" diye hülyalı hülyalı konuşan sedatla başımı yukarı kaldırıp derin bir nefes aldım sabır dilercesine. Ben cidden salaktım.

"size konuyu söyleyen ağzıma sıçıyım" dememle nehir gür bir kahkaha attı.

"senden nadir küfür duyuyorum ve cidden nedense aşırı hoşuma gidiyor" demesiyle dil çıkarmıştım ona.

"çok konuşma sedo da git kapıya bak hadi" çalan kapıyla ona döndüm.

"niye bu evde kapılara hep ben bakıyorum ya" diye sızlanarak ayağa kalktı.

"çünkü sen bizim kölemizsin. Hadi deh köle" diye lina arkasından bağırınca "geldim mi o ağzını yırtıcam bekle" diye karşılık aldı.

"öyle deme alınıcak en sonunda o zaman kırıcam o kafanı"

"alınmaz alınmaz korkma yüzsüz orospunun teki o." diyip güldü. Kaşlarımı çatıp ona baksam da etkili olmamıştım. Neden ben etkili olamıyordum ki bu kıza karşı. Çok mu şirindim. Bu kaş çatışla etkili olma olayını biraz çalışıcaktım.

"oha" linanın kapıya bakarak söylediği şeyle merakla kapıya dönerken kapının ağzında gülerek bana bakan evreni görmemle kocaman gülümsedim.

"evren" hızla ayağa kalktığımda o da yanıma gelmişti. Sıkıca sarıldım ona

"naber ninja kaplumbağa" demesiyle bir kahkaha attım.

"inanıyorum. İyiyim speedy. Ne işin var burada" dememle ayrıldım ondan. Hızla kolundan çekip koltuğa otururken onu, linanın nehire "işte beklediğimiz elma ağaçtan düştü. Yer çekimini değil ama demiri kudurtma çekimini bulduk" dediğini duymuştum. Ona döndüm.

"bu roma heykeli gibi duran beyefendiyi bizimle tanıştırmayacak mısın ablacım" demesiyle dip dibe oturmuş hayranca evrene bakan üç avele baktım. Altın bulmuş defineci gibi gözleri parlayarak bakıyorlardı ona ve akıllarından ne geçtiğini çok iyi biliyordum. Sinirle üçüne de baktım ama takmadılar tabi ki.

"Evren Korhan. Hem çok yakın arkadaşım hem de bundan 3 sene önce önemli bir davadaki müvekkilimdi. lina kardeşim,sedat ve nehir de çok yakın arkadaşlarım" diye açıklama yaptım.

"memnun oldum." demesiyle evren, nehir araya girip " evet adını hatırlıyorum ama tanışamamıştık" diye karşılık verdi sonra da telefonu çalınca müsaade isteyip gitti.

"çok pardon armatör Tarık Korhanla bir ilişkin var mı. Yani ben babamdan dolayı bir Korhan tanıyorum da " diye lina merakla sordu. Tarık amca ve babam iyi dosttular.

"babam olur kendisi" diye açıklama yaptı evren ve linadan bir oha daha geldi. Kes şunu dercesine baktım ona. Ama benim avel kardeşim şeytan şeytan gülmekle meşguldü.

"ya tarık amcayı ben birkaç kez gördüm de oğlum var dediydi. Meğersem senmişsin. Maşallah" diye babaanne gibi konuşmasına gözlerimi devirip evrene döndüm. "bakma sen ona üşütük o biraz. Söyle bakiyim hangi rüzgar attı seni Türkiyeye. Ne zaman geldin"

"önce sen nasılsın onu söyle. Yeni haberim oldu. Soluğu burada aldım. Babam saolsun çok geç haber verdi"

"baban mı geç haber verdi yoksa sen yine bir dağın tepesindeydin de telefonun mu çekemedi" dememle karizmatikçe gülmüştü.

"dağın tepesindeydim" diye yalancı bir mahçuplukla itiraf etti. "iyisin dimi. İyi gördüm seni. Cidden çok endişelendim duyunca Asya." demesiyle elini tutmuştum.

"çok iyiyim geçti gitti. Bilirsin pek sakin davalar içinde olamıyorum" dememele kinayeli bir bakış atmıştım ona. Güldü. Evreni avukatlığım zamanında ipten almıştım ve o gün bugündür de çok iyi dost olmuştuk ve tabi ki onun davası da hiç sakin bir dava değildi. Zaten hangi dava sakindi ki..

"bilmem mi bilmem mi. Aksiyon senin işin. Bırakmışsın ama avukatlığı babam çok şikayetçi bundan" demesiyle güldüm. Tarık amcayla çok iyi bir ilişkimiz vardı ve cidden ben onu babam gibi sevmiş o da beni olmayan kızı yerine koymuştu. Tabi bunda tek göz bebeği evreni ateşten çekip almamın da büyük bir payı vardı.

"çok sert bir şekilde bunu bana söyledi merak etme. Özlemişim onu da. Hastahane ziyaretini saymazsak bayadır görüşmüyorduk onunla da"

"çok sitemli sana bu konuda. Bir babası var burada bak geliyor mu. İnsanın hayırsız evladı olması da ne kötüymüş diye söyleniyor" demesiyle kahkaha atmıştım.

"bilmem mi hastahanede tüm sitemlerini buram buram hissettirdi bana. Ne evrenden hayır var ne senden bu yaştan sonra da yapamam ki üstünüze bir kardeş. Keşke yapabilseydim de sizin gibi hayırsızları bana unuttursaydı" dememle karşılıklı gülmüştük. Cidden evreni özlemiştim..

"ee şey bölüyorum ama evrencim bir şey alır mısın tatlım" sedat hülyalı bir tavırla araya girince ona döndük.

"teşekkür ederim. Çok kalamıcam. Hem seni görmek hem de bunu sana getirmek için geldim" demesiyle ceketinin cebinden bir zarf çıkarıp bana uzattı.

"ne var içinde" elimdeki zarfı ona doğru sen açıkla dercesine salladım.

"babam yeni bir işe girişiyor. Armatörlükten sıkılmış az da ayaklarımız yere bassın dedi ve yeni bir iş koluna ortak oldu. Bunu da dostlarına bir davete duyurmak istedi. Bilirsin davetsiz asla olmaz." demesiyle bilmem mi dercesine başımı salladım.. "Mutlaka gelmeni söyledi benden söylemesi. Bahane kabul etmiyor" demesiyle ben daha ağzımı açmadan lina "gelir tabi" diye hızla atıldı. Ne oluyor sana diye ona döndüm.

"yani tabi arkadaşının yanında olsun. Tarık amcayı da üzmesin. Hatta sen gelip al onu birlikte katılın" demesiyle ne saçmalıyorsun diye kaş göz yaptım ona.

"yani izni olursa ben de bu teklifi yapıcaktım zaten. Bilirsin sevmem böyle şeyler o yüzden tek olmak istemiyorum. En azından orada, o kadar saçma insanın içinde boğulurken can simidi olarak sana tutunmak isterim" diyip güldü.

"tabi tabi benim ablam tam bir can simdidir dimi ablacım" demesiyle "evet linacım evet" diye dişlerimin arasından kes artık dercesine tısladım. Ne yapmaya çalıştığını çok iyi anlamıştım.

"O zaman davet gecesi 7'de alırım seni uyar mı"

"uyar tabi. Zaten el mecbur gelmem lazım yoksa Tarık babam sallandırır beni bu sefer hiç de acımaz"

"aynen öyle valla. Neyse ben daha fazla yormiyim seni. Bir gün bir şeyler yapalım"

"yapalım tabi de ne kadar daha buradasın"

"artık sürekli buradayım" demesiyle şaşkınca ona bakmıştım.

"şaşırdım. Özgür ruhunu en sonunda Tarık babam dizginleyebildi ya daha ne duyucak bu kulaklarım"

"hiç sorma. Başladı acıtasyona. Yok yaşlandım, yok bir sen varsın beni bırakıp gitme. işinin başında ol evlen çocuk yap falan falan saydı da durdu. El mecbur" diyip teslim olurcasına bir nefes bırakmıştı.

"çok iyi yapmış valla" diye sedo araya girdi. "evlen tabi. Yakışıklı adamsın kızları mahrum etme dimi Asya" demesiyle çektiğim nefes boğazımda kaldı ve şiddetle öksürmeye başladım. Kaburgalarım sızlarken cidden onları öldürmek istiyordum.

"iyi misin Asya" evren panikle atılırken iyiyim dercesine başımı sallayıp kendime geldim. Evren bir gitsindi ikisini de kılıçtan geçirektim. "tamam o zaman bir gün ayarlayalım. Ben de müsaadenle kalkıyım. Haberleşiriz. Bu arada lina zaten Agah amcaya davetiye gitmiştir ama ben yine de söyliyim seni de görmek çok isteriz. Söylememe gerek yok ama tabi ki sedat sen de davetlisin" demesiyle ikisi de hevesle kafasını salladı.

"Ben geçiriyim seni" dememle ayağa kalktık.

"çok memnun oldum evren abi görüşmek üzere" linanın uzattığı eli sıkıp "görüşürüz lina. Kendine iyi bak" diyip sedatla da vedalaştıktan sonra çıktık salondan. Evreni uğurladıltan sonra koşarak salona girmemle iki salağı kafa kafaya vermiş gülerek kritik yaparken bulmuştum.

"sizi varya öldürürüm. Neydi o imalarınız." diye biranda bağırmamla korkuyla ikisi de sıçradı.

"ne varmış imalarımızda. Allahtan istedik bir göz Allah da dedi al kulum. Adama bak yunan tanrısı gibi. Ondan daha iyi bir aday mı olur. Hem demir de araştırsa bir şey çıkmaz aksine kıskançlıktan kudurur bu kadar iyisiyle ben nasıl savaşıcam diye. Valla elma elma dedik en kütürü gelip kafamıza düştü. Newton görse kıskançlıktan çatlardı dimi kız sedoş" diye dalga geçerek kendini ve yaptığını savundu lina ve sedatla karşılıklı güldüler. Cidden çıldıracaktım ya. Eskiden ne güzel anlaşamıyorlardı şimdi ise anlaşmaya başlayıp başıma cifte bela olmuşlardı.

"saçmalama arkadaşım o benim. Bu konu hakkında tek bir kelime daha duymak istemiyorum. Olmaz öyle bir şey. "

"tamam işte daha iyi. Dostça bir yardımı senden esirgemez dimi. Hem arkadaş ayağı göt ayağı derler maşallahı var evrenin. Belki az gözünü açarsında artık doğru insanını görürsün."

"nereden karar verdin evrenin doğru insan olduğuna lina" diye çıkıştım. Bazen cidden sinirlerimi geriyordu.

"demirden daha doğru olduğuna eminim. Hem nesi yanlış olabilir. Adam taş, işinde gücünde boy pos müthiş. Babamda babasıyla dost ki bu çok iyi bir ayrıntı. Aşk adamı gibi de duruyor valla tam bir romeo gibi. Pardon da sana da gayet ilgiyle bakıyordu"

"saçmalamayı kes lina ve o aklından geçenleri de sil. Bir daha duymicam"

"kusura bakma da ablacım evrenden daha iyi hedef tahtası bulamazsın bu konuda. He salak gibi gözükmek istiyorsan sen bilirsin. biraz aklın varsa evreni aşık olduğun adam gibi gösterirsin. Evren de sana seve seve yardım edecektir. Belki de oyun yaparken bir bakarsın aşk doğar"

"lina cidden sinirimi geriyorsun kes artık" diye bağırdım. Bağırmamla truva korkuyla yastığın altına kafasını sokup inler gibi sesler çıkarınca sıkıca gözlerimi yumup açtım. Hızla truvayı kucağıma alırken linaya öldürücü bakışlar atıyordum. "özür dilerim bebeğim tutamadım kendimi ama inan seninde bu kadar gıcık bir kardeşin olsa sen de sinirlenirdin" diyip sakinleşmesi için kucağımda hoplatıp öptüm onu. Anında eski haline dönüp beni yalamaya başlamıştı. Öyle seviyordum ki onu.

"benim acil işim çıktı. Çıkıyorum ben haberiniz olsun" nehir bilgi vererek giderken koltukta davetiyeyi okuyan linaya döndüm. Şaşkınlıkla gözleri açılmıştı.

"ne oldu ne yazıyor orada bu kadar şaşırdın" dememle hızla davetiyeyi katlayıp şirince güldü.

"hiç çok havalı bir davetiye o yüzden şaşırdım. Zaten napıcaksın ne yazıyor adres mi lazım" demesiyle daha fazla üstünde durmadım. Cidden onunla uğraşacak halim kalmamıştı.

"ben tommylere gidiyorum. Siz de bu olayı kapayın ve daha fazla da size bu olayı söylediğim için beni pişman etmeyin. Yemin ederim bir daha tek kelime söylemem size" dememle sedo "ay götüm" diye tirip atıp çıktı salondan.

"tamam ablacım sen merak etme. Kapandı bu konu " demesiyle şaşkınca linaya baktım. Biranda konuyu böyle yumuşak başlılıkla kapaması içime kurt düşürmüştü. Allah bilir o kafasından neler geçiyordu. Ama bunu çözmem imkansızdı ve ben de uğraşmadım. Zaten çıkardı kokusu..

Hızla odama gidip üstümü değiştiğim gibi aşağıya indim.

"sedo ben çıkıyorum. Truvaya dikkat et daha çok küçük sokağa falan atlamasın" dememle sedo beni onayalarken ayağımın dibinde masum masum bana bakan kızımı kucağıma alıp öptüm.

"Sende uslu dur bebeğim tamam mı gelicem ben bir kaç saate" tekrar o yumuş kafasını öpüp yere koymamla tam kapıya yönelmiştim ki paçama dişlerini geçirdi yine. "iyi alıştın he paçama yapışmaya kızım ama hayır seni götüremem" desem de bırakacak gibi değildi. Bir nefes bırakıp tekrar kucağıma aldım ve mecbur onunla birlikte dışarı çıktım. Hevesle havladı küçük canavar. Cidden artık bir anne olduğumu hissediyordum çünkü ne o benden ne de ben ondan ayrılabiliyorduk.

Arabaya binmemle onu da yan koltuğa koyup navigasyona adresi girdim. 1 saat sonra korumanın bahçe kapısını açtığı evin önünde arabamı durdurmuştum.

"Asya hoşgeldin bitanem" incinin kapıyı açmasıyla sıkıca ona sarılırken aramızda sıkışan truvanın sesiyle ayrıldım.

"ooyy nasıl güzel bir şey bu" diyip kafasını okşadı.

"hala alışamadım varlığına. Tommy ve cazgır nerede"

"Gel behçedeler seni bekliyorlar" demesiyle inci koluma girip bahçeye çıkardı beni. O kadar mutlu gözüküyordu ki yediğim kurşunlar yemekten sonra önüme konan tatlı gibi geliyordu şuan bana.

"asya güzelim" Tommy beni görmesiyle hızla kızının yanından kalkıp yanıma geldi. Bu sefer akıl edebilip truvayı yere bırakıp aramızda tost olma ihtimalini engelledim ve sıkıca Tommye sarıldım.

"naber koca devim"

"valla seni gördüm daha iyi oldum. Seni görmeden önce de bana sunduklarına bakıp iyi oluyordum." diyip güldürdü beni.

"harika gözüküyorsunuz" ondan ayrılıp sevgiyle parlayan gözlerine baktım. Harika bir aile olmuşlardı.

"her şey senin sayende"

"off ne harika bir şeyim ben" diye şımarmamla gülüp tek kolunun altına başımı aldığı gibi bir öpücük kondururken İnci ve cazgırın yanına sürükledi beni.

"bu köpeği nereden buldun Asya mükemmel bir şey bu şuna bak. Hemen Asyanın yanına kuruldu. İki bebek birbirini buldu. Biz de alalım bir tane Tommy kızımızla birlikte büyüsün" aşk dolu bir bakışla bebek koltuğunda yatan kızına ve onun ayaklarının dibine keyifler yerleşen truvaya bakıyordu.

"alalım güzelim. Sen iste burayı köpek cennetine çeviriyim" demesiyle incinin yanakları kızarırken ben de kıkırdamıştım bu şapşal söylemine.

Gözlerim tekrar cazgır ve truvaya gitti. Cidden ne güzel bir görüntüydü. Kalbim erimişti bu görüntü karşısında ve yine anne olma perileri etrafımda dolanmaya başlamıştı. Onları uzaklaştırmak için hızla başımı iki yana salladım.

"gerçekten harika gözüküyorlar. Acil anne olmam lazım ama potansiyel baba adayım yok olacak gibi de değil" diye hayıflandım.

"var da sen yok diyorsun bence. Tommy seni öptü diye demiri zor aldık üstünden" diyince İnci, şaşkınlıkla ona döndüm.

"incim abartma istersen sevgilim" diye Tommy araya girdi.

"ama cidden tutmasalar bir kaza çıkacak gibiydi Tommy. Abartmıyorum ki. Tıpkı senin beni kıskandığın zamanlarda gözünü bürüyen kan onunda gözünü bürümüştü. Çok ürkütücüydü"

"inanmıyorum özür dilerim Tommy. Biz kötü ayrıldık ve sindiremiyor"

"sorun yok güzelim. İyi oldu o zaman. Seni üzdüyse o da üzülsün. Bilseydim seni yine üzdüğünü bir tarafını yamultur eline verirdim" demesiyle kahkaha atmıştım. Ben sorardım ona tommye saldırmak neymiş diye.

"bir şey içer misin Asya. Çok güzel şeyler yaptım sen geliceksin diye. İlk yiyelim sonra mı içelim yoksa tam tersimi" tam bir türk masafirperver anne gibi İnci heyecanla ayağa kalkarken gülerek bakmıştım ona.

"mükemmel bir şey. çok şanslıyım dimi"

"hem de çok şanslısın seni şans küpü" diye Tommyi onayladım. İncinin yanakları kızarmıştı konuşmamız karşısında.

"bebeğim otur şimdi daha önemli bir işimiz var" dememle merakla kalktığı yere oturdu. Çantamdan, kadirin getirdiği dosyayı çıkarıp masanın üstüne koyduğum gibi açtım.

"bu ne" diyen Tommynin önüne iterken dosyayı İnci de merakla yerinden kalkıp Tommynin arkasında durdu.

"O gece sana komplo kurarken Soysalın kullanmış olabileceği kadınlar" diye açıklama yaptım.

"ben Tommye inanıyorum Asya. Buna gere.."

"İnci güzelim bana inandığını biliyorum ama bu olayın tek bir kırıntısının bile içinde kalmasını istemiyorum bebeğim. O yüzden bakalım ve eğer buradaysa onunla yüzleşelim" derken elleri titreyerek sayfaları çevirmeye başladı. Her ne kadar ben bir şey yapmadım dese de yine de emin olamayışının titremesiydi bu biliyordum. Ama ilişkileri için bu gerçekle yüzleşmeleri gerekiyordu. Her ne kadar karşımızdakine inansakta, güvensekte kanıt görmek isteyen minicik bir tarafımız kalırdı ve haklı olarak incinin içinde bunun kalmasını istemiyordu Tommy.

"bu. Bu orospu" diye sinirle biranda bağırdı. Merakla dosyaya eğildim. "bu ama o akşam sarıydı saçları şimdi siyah. Ama o yüzü hiç unutmadım ben. Kesinlikle bu" diyip sinirle ayağa kalkıp delirmiş gibi volta atmaya başladı.

"Tommy sevgilim sakin olur musun" inci onu sakinleştirmek için sözcükler söylerken ben kadının bilgilerini okumak için dosyaya eğilmiştim. Ama okuduklarımla hayretle kaşım havalanmıştı çünkü kadın bir pavyonda çalışan konsomatristi.

"Soysal salağının erkekliği bile yokken burada ne işi var" kendimi tutmayıp gülmemle Tommy şaşkınca bana baktı.

"nasıl yani. O şey yapamıyor mu. Bunu sen nereden biliyorsun. İnci" diye atılmasıyla kırdığım pot karşısında yutkunurken gözleri hızlıca inciye gidip geldi. Değişik bir pot kırmıştım ve sanırım incinin Soysalla hiç ilişkiye girmediğini bu koca deve ben söylemiş bulunmuştum. Cidden aferimdi bana.

"bu.. bunun bir önemi yok" diye utangaçça araya girdi İnci. Tommye bakamıyordu ama ben baktığımda Tommy şapşal bir şekilde gülüyordu. Onun o haline gülmemek için dudağımı dişledim. Sevdiği kadına başkasının dokunmamış olması herkesin hoşuna giderdi tabi..

"tamam oraya girip alırız onu. Her şeyi anlattırır bu konuyu kapatırız artık"

"böyle yerlerden bu kadınları çıkarmak çok zordur Tommy" dememle neden dercesine bana baktı. "çünkü koca devim, bu kadınlar her ne kadar bunu söylemek istemesem de orayı işleten ayı oğlu ayıların tapulu malıdır. Ama Soysal çıkardıysa biz de bir yolunu bulup çıkarırız. Sadece biraz tuzlu olur. Parayı basan düdüğü çalar misali"

"ne gerekiyorsa Asya. Onu oradan almak için ne gerekiyorsa yapalım" demesiyle başımı sallamıştım. Hallederdik ve bu konu artık kapanır onlarda mutluluklarına kaldıkları yerden devam ederlerdi.

"ee o zaman İnci hanım misafirini ağırla bakalım" dememle inci can simidi bulmuş gibi hızla başını sallayıp içeri geçti. Arkasından gülerek bakmıştım.

"Asya" Tommynin bana seslenmesiyle cazgırda ve truva da olan gözlerimi Tommye döndürdüğümde bir karın ağrısı varmış gibi kıvrandığını görmüştüm.

"ne oldu Tommy iyi misin"

"iyiyim. Ben şey.. onlar o şerefisizle.. şey yani" diye kıvranmasıyla az daha kahkaha atacaktım.

"bak bu benim konuşmamın doğru olduğu bir konu değil. İnciye sorman daha doğru. Hem olsa fark eder mi" dememle başını şiddetle iki yana salladı.

"saçmalama Asya tabi ki etmez. Ben o yüzden sormadım. Ben onu her haliyle her zerresiyle seviyor ve istiyorum. Sadece merak ettim. Ona soramam beni yanlış anlar" demesiyle elini tuttum.

"O hala sadece senin Tommy." dememle kocaman gülerken bu şapşal haline ben de gülmüştüm.

#########

"aşağıdayım" evrenin attığı mesajı okumama son rütuşalarımı yaptım. Odadan çıkmakla sere serpe koltukta yatan sedoya "ben çıkıyorum" diyip aşağıya inmiştim.

Beyefendi o kadar curcunayı kaldıramam diyip gelmekten vazgeçmişti ve ben cidden onun yerinde olmak için her şeyimi verirdim.

"vay canına. Cidden bu gece oradaki en güzel kadının benim kollarımda olacak olması bir mucize.. Ne şanslı adamım" yanıma gelip elimin üstüne tüy kadar bir öpücük bırakırken gülümsemiştim.

"Sen de çok iyi gözüküyorsun. Umarım kem gözlü kızlar yüzünden bu gece başıma bir şey gelmez" açtığı kapıdan arabaya binerken o da gülmüştü. Sohbet ede ede yarım saat sonra davetin yapılacağı yere gelmiştik. Kapıdan geçerken patlayan flaşlarla gözlerim kamaşırken zor bela girebilmiştik içeri.

"cidden nefret ediyorum bu ortamlardan"

"al benden de o kadar. Ama işte babama göre böyle davetler prestijdir ve medya da en iyi araç" diyerek isyan etti. İkimizde bunlardan gerçekten nefret ediyorduk.

Davet salonundan içeri girmemizle gözlerim linayı ararken babamların yanında bulmuştum onu. Gülerek bana el salladı. O kadar mutlu gözüküyordu ki cidden sebebini merak etmiştim. Bu ortamları severdi ama o suratındaki gülümseme sadece bundan kaynaklı değildi emindim.

"ooo güzel kızım gelmiş" tarik amcanın sesiyle linadaki gözlerimi alıp ona çevirdim.

"tarik babam" açtığı kolları arasına beni alırken ikimizde birbirimize sıkıca sarılmıştık.

"nasılsın güzeller güzelim benim. Çok iyi gördüm seni şükür."

"çok iyim saolasın. Ben de seni iyi gördüm maşallah. Evrenden daha genç ve dinamiksin"

"onu on kere cebimden çıkarırım" demesiyle karşılıklı gülmüştük.

Bir süre ayakta sohbet edip fırçalarımızı yedikten sonra o başkalarının yanına geçerken ben de evrenin kolunda beni yönlendirdiği masaya doğru gittik. O sıra lina da bize doğru gelmişti.

Masanın yanına gelmemizle evren arkası dönük adamın omzuna elini koyup "demir kardeşim" demesiyle demir arkasını dönünce ikimizde şaşkınca kalakaldık bir süre. Sonra ise ayağa kalkıp ilk evrene sonra evrenin kolundaki elime sonra da bana baktı. Öyle bir bakışı vardı ki içim titredi. Evrenin kolunu daha çok sıkıp ona biraz daha yanaştım. Gözleri kısılmıştı yaptığım şey karşısında.

"evren"

"naber abi. Seni tanıştırmak istediğim biri var" diyip bana döndüğünde ben de gayri ihitiyari ona dönmüştüm.

"Asya güzelim bu Demir Karakurt. Babamın yeni iş kolundaki ortağı. Demir kardeşim bu güzeller güzeli kadın da Asya. Kız arkadaşım" demesiyle şokla kalakalırken demirin de benden farkı yoktu.

"kız arkadaşın" diye dişlerinin arasından tısladı.

"aşkta su gibidir bilir misin demir abi. Su engebeli yollardan da geçse en sonunda akacağı doğru akarsuyu bulur ya Heh işte aşkta öyledir. Doğrusunu, yanlış yollara sapsa da en sonunda bulur. " diyen linanın sesi kulağıma geldiğinde, sinir tüm hücrelerime hücum ederken bunun onun başının altından çıktığını anlamıştım.

Kendince plan yapmıştı ve evreni de buna alet etmişti ve cidden beni bu durumun içine soktuğuna inanamıyordum. O gülüşünün altında bir şey olduğunu anlamıştım ama cidden aklıma bunun gelmesi imkansızdı.

Ne ara evrene anlatmış onu tavlamıştı da evren de ona uymuştu. Cidden sedatın dediği gibi bu kızın ağzını yere kadar yırtacaktım sadece zamanını beklesindi.  

Continue Reading

You'll Also Like

2.4M 44.5K 19
Ben onyedi yaşında Nalin Çavdar. Bu konakta beş yıldır kalıyordum ancak hiçbir aile ferdi beni kendinden bilmezdi. Ben hep ötekileştirdikleri, bir gü...
150K 4.3K 37
"Sabrımı zorlama sabırlı bir adam olmadığımı çok iyi biliyorsun." Zeynep de ona yaklaştı, aralarındaki mesafeyi neredeyse kapatmıştı. Dudakları yukar...
423K 11.5K 60
Dicle, yapraklarını teker teker düşüren sonbahar ağacı gibi sonunda yine kendisiyle başbaşa kalmıştı . Yalnızlığın kıyısında kaybolmuşken fark etme...
80.7K 7.9K 200
Şiir'de#70. Aşkıı_Tevekkül 2'ye davetlisiniz.