Mafya'nın Aşkı

By mmavi_bulutt

1.5M 46.4K 16.5K

20 yaşında iç mimarlık 2.sınıf öğrencisi ,dış çevre ile çok bağıntısı olmayan genç bir kız. 26 yaşında acım... More

♧Karşılaşma...♧
♧Sevgilim ol!♧
♧Taşınma mı??♧
♧Kabul ediyorum..♧
♧Proje...♧
♧Tatil...♧
♧Takip...♧
♧Kedi...♧
♧Sekreter♧
♧Bilinmeyen numara?♧
♧Bitmeyen Korkunç Gece...♧
♧Akşam yemeği...♧
♧Zehirlenme...♧
♧Los Angeles...♧
♧Bileklik...♧
♧Aile Tanışması..♧
♧Davet...♧
♧Çam ağacı...♧
♧Sarhoş...♧
♧Alaca...♧
♧İş toplantısı...♧
♧Ceza...♧
♧Korku filmi...♧
♧Silah sesi...♧
♧Mor güller...♧
♧Hastalık...♧
♧Kar...♧
♧Kaçırılma...♧
♧Doğru mu??♧
♧Kimden Geldi?♧
♧Bırakma Beni Mert...♧
♧Yeni yıl..♧
♧14 Şubat❤♧
♧İhanet mi??♧
♧Gelen Kim??♧
♧Gün batımı...♧
♧Acı Gerçekler💔♧
♧Temiz Sayfa...♧
♧Acaba??♧
♧Doğum Günü...♧
♧Yer Altı Zindanı...♧
♧Geçmişden Gelen...♧
♧Maket Ev Seferberliği...♧
♧Kimin Adamı??♧
♧İstenmeyen Misafir...♧
♧Birden Bire...♧
♧Kurtar Beni...♧
♧Maldivler🌊♧
♧Son Anda...♧
♧Evlilik meselesi...♧
♧Plan...♧
♧O şarkı...♧
♧Kıskançlık...♧
♧Evet mi?❤ Hayır mı?♧
♧İtalya🍨♧
♧Unutkanlık...♧
♧Ufak sorun...♧
♧Dövme...♧
♧Kız isteme⚘♧
♧Mezuniyet♧
♧Yıldızlar♧
♧Bekarlığa Veda Partisi♧
♧Kına Gecemiz♧
♧Düğün♧
♧Balayı♧
♧Balayı dönüşü♧
♧Büyük Anlaşma♧
♧Karışık Duygular...♧
♧İlk Anılarımıza Dönüş♧
♧Orman Yolu🐎♧
♧Esra~Ömer İlişkisi♧
♧Hamile miyim?♧
♧Bebeğimizle Tanışma♧
♧Kalp Atışı♧
♧Bebeğim Yaşıyor Mu?♧
♧Ekşi Erik♧
♧Sürprizler♧
♧Gizemli Kaset♧
♧Şart♧
♧Kavga♧
♧Tekme♧
♧Cinsiyet♧
♧Uçak kazası♧
♧Atmayan Minik Kalp ♧
♧Gök Gürültüsü♧
♧Duygusal Değişimler♧
♧Kızımın İsmi♧
♧Yeni Düzen 👼♧
♧Senin Suçun ♧
♧Ölemezsin..♧
♧Küçük Aşk Oyunları♧
♧İntikam..♧
♧ Ve Sonuçları..♧
♧Yanlış Anlaşılma♧
♧Belirsizlik♧
♧Yalanlar♧
♧Gidiyorum...♧
♧İkinci Şok.. ♧
♧Kırmızı Bileklik♧
♧Korkular...♧
♧İntikam Oyunu...♧
♧Baş Başa Bir Gece♧
♧Ölüm Dolu Sokaklar♧
♧Bazı Hayatların Acıları♧
♧Trafik Kazası♧
♧MERT..♧
♧Yaşam mı, Ölüm mü?♧
♧Gizemli Çiçek Kartı♧
♧İkimizden Birisi Ölecek..♧
♧İçimizdeki Düşman♧
♧Yeni Sırlar... ♧
♧Kardeşler Mi?♧
♧Onu Kabul Etmeli Miyim?♧
♧Annelerimiz..♧
♧Neden Sakladın?♧
♧Boşanma♧
♧Affetmiyorum..♧
♧Bebeklerimiz♧
♧Kaderim Sizin Elinizde🌺♧
♧Baba-Kız Kıskançlığı♧
♧Aşiret Düğünü♧
♧Hisler..♧
♧Kurtaracak bizi..♧
♧Ölüm..♧
♧İntikam mı??♧
♧Bebeklerimin Hayatı♧
💙💙1Milyon💙💙
💜Yeni Kitap Duyurusu💜
♡Zehirli Kalpler-Yeni Kitap♡
♧Yeni Aşklar..♧
💜Güzel Haber💜
♧Kimseye Ait Olamazsın♧
♧Asla♧
♧Bu Kalpte Asla Olmadın..♧
♧İkiz Bebekler♧
♧Dikkat Et...♧
♧Buradayım...♧
♧Hayal..♧
💫DUYURU💫
♧İki kayıp!♧
💜2.Yıl💜
♧🐞Disneyland❄♧
♧2024🍷♧
♧Kafes Dövüşü ♧
🤎Önemli Duyuru🤎
♧Hastalıklar..♧
Dedikodu Times🙈
♧ Baba Oluyorum...♧
💜Ramazan Ayı💜
♧Boş Mezar..♧
♧ Keder Çığlıkları☔️♧
📢Bölüm Duyurusu..📢
💜QUİZ💜

♧Doğum..♧

7.5K 230 51
By mmavi_bulutt

Merhaba herkesee😘

Güzel bir bölüm ile geldim..

Keyifli güzel okumalar🌸

Cümle arası yorumlarınızı bekliyorum 💕

Oy vermeyi de unutmayın lütfen😶

EFTELYA

Sabah Arda ile Bars yemekte ağızlarını bile açamadı. Tipleri acayip komikti. Kendimi tutamadım. Gülmeye başladım.

Esra;

"Dün bizim bilmediğimiz ne oldu ya?"

"Bence onlara sor."

Cevap vermediler. Anlattım. Esra ile Ömer de gülmeye başladı. Baya bir alay ettiler.

Bars;

"Ayıp ama ya Mert abi silahla, boğmakla tehdit etmek nedir ya? Sarhoşuz işte."

"Sus yemeğini ye."

Bars'a bakıp;

"Bars aşk acın biraz geçti mi?"

Gülmemek için zor duruyordum.

"Aşk acısından önce dün yediğim dayak acısını unutmam lazım yengem. Hala sırtım ağrıyor abi."

Arda sessizce ve Mert'ten korkarak;

"Vallahi benim kafam, sırtım, bacaklarım her yerim ağrıyor."

Mert kızarak;

"Dün o kadar içmeseydiniz lan, insan gibi davransaydınız. Sizi havuzdan, bahçeden topladık kaç kere."

Esra;

"Ağzına sağlık eniştem, Arda senin dövmek istersen dövebilirsin."

"Abla ne diyorsun?"

"Arda dün çıkardığınız barda ki rezaleti de gördük. Ömer haberleri kaldırmak için neler yaptı, aynı şekilde Bars senin de."

"Aaaa ben onu unuttum. Bars sen nasıl dikkat etmezsin?"

Mert kızarak;

"Konuyu kapatın!! Size de yapacağı biliyorum ben."

Arda benim gözüme baktı. Korkmuş Mert'ten.

"Tamam ya kapatalım konuyu, yemeğinizi yiyin."

Güle eğlenerek yemek yedik. Herkes işine gitti bende evde takıldım bugün....

Odama çıktım. Odama girmişler.

"Ben demeden odama girmeyin kaç kere diyeceğim?"

"Kuru temizlemeden gelen takımları asmak için geldim efendim."

"Bırak oraya ben hallederim. Bana demeden ve ben izin vermedikçe girmeyin odama."

Odamdan çıktılar. Sevmiyorum odama girmelerini. Bin kere dedim.

Ben de tek tek asıyordum. Baktım hepsi de aynı; siyah...

En kısa zamanda yeni almamız gerek. Ama en çok beğendiğim şey ise değişik kıyafet tarzları giyiyor. 

Mutfağa indim. Herkes birden bana baktı.

"Devam edin işinize, bir şey yok."

Tatlı dolabına gidip, tatlı baktım. Güzel görünen tatlılardan bir tabak yaptım. Meyve suyu da alıp film odasına gittim. Biraz kafa dağıtmak için film açıp izledim.

Baya etkilendim. Filmin konusu yeni evli bir çiftin hayatını anlatıyor. Adam çok büyük bir hastalığa yakalanıyor. Kadın onu bırakmıyor. Genç adam ölünce, kadın mezara gidiyor ve söylediği bir söz beni çok etkiledi;

"Sevgilim bu çiçekleri senin mezarına değil de ellerine verebilseydim.."

Çok anlamlı ve duygusal geldi. Mert hep o bana çiçek alıyordu ama ben neden almayım ki..

Biraz kendimi topladım hazırlanıp çiçekçiye gittim. Çok güzel çiçek buketi aldım. Şirketine gittim. Toplantıdaymış, ben odasına geçtim onu bekledim.

Yarım saat sonra geldi.

"Yavrum, hoş geldin.."

"Hoş buldum.."

"Niye geldin? Haber de vermedin."

"Seni çokk özledim. Gelmese miydim ki??"

Gelip sarıldı.

"İyi ki geldin güzelim. Bugün kendime zaman ayıracağım hatta arama bile beni dedin ya, o yüzden şaşırdım."

Gülüp öptüm.

"Evet öyle dedim ama geldim."

Arkamdaki çiçeği ona uzattım.

"Sana aldım aşkım."

Şaşkınca bana baktı.

"Bana mı? Nereden çıktı güzelim?"

Kendine çekip sarıldı, saçımdan öptü.

"Bugün bir film izledim çok etkilendim.."

"Hmm ne izledin peki?"

"Konusu bir adamın hastalıkla geçen evliliği ve adam ölüyor. Kadın onun mezarının başında diyor ki;

-Erkeklere ilk çiçekleri mezarında verilir derler, keşke yaşasaydın da ilk çiçeğini ellerine verebilseydim.

Diyordu. Çok haklı buldum. Ben de neden sana çiçek almayım dedim. İlk çiçeğini hayattayken benim elimden almanı istedim."

Beni pür dikkat dinledi.

"Ben sana kurban olurum yavrum. Teşekkür ederim. Ben hep senin yanındayım."

Gülerek öptü.

"Tabi bu çiçeğin anlamı sana hediye gelen saçma sapan çiçekler gibi değil. Unutma.."

"Biliyorum güzelim, unutur muyum. İlk ve tek anlamlı çiçeğim."

Bende sarıldım.

"Güzelim çiçeği masaya seni de eve göndersem hazırlansan da beraber akşam yemek yesek mi diye düşünüyorum.."

"Çok doğru düşünüyorsun kocişim biz de kızımla diyoruz babası bize ne yapacak diye?"

Güldü. Elini karnıma koyup okşadı.

"Bende öyle düşündüm tam da."

Ben ofisten çıkarken Esra'nın yanına uğradım. Aa bir de ne duyayım Esra ile Ömer'in evlendiği duyulmuş. Artık Esra rahat davranıyordu. Rahat girip çıkabiliyordu Ömer'in odasına.

Eve gidip hazırlandım. Hiç şık elbise, etek giymek istemiyordum. Tamamen rahat giyinmek istiyorum. Göbüşüm rahat olsun, sıkıyor onlar.

Biraz havam değişsin diye atların yanına gittim. Yeni doğan ata baktım. Rengi altın sarısıydı. Çok güzeldi. Veterinerler vardı. Küçük hali ile ayakta durmaya çalışıyordu. Ona süt veriyorlardı.

"Ne zaman kendini toparlar?"

"2 ay kadar Eftelya hanım.."

"Hmm.. Mert isim verdi mi? Ya da başka birisi?"

"Daha Mert beyin haberi yok, ilk siz öğrendiniz."

"Hmm.. Tamam adını ben vereyim. Şimdilik siz isim verin. Sonra değiştiririm."

Biraz da diğer atlar ile ilgilendim. Atları yıkarken izliyordum. Benim atıma sıra geldi.

"Bende yardım edebilir miyim?"

Arkamdan bir anda Mert'in sesini duydum.

"Oo kendine yeni işler bulmuşsun güzelim."

Gülümsedim.

"Evet, çok güzel rahatlatıcı duruyor."

Bir şey demediler. Suyun sıcaklığını ayarladılar. Şampuanlarını döktüler. Bir sürü şey döktüler yıkadılar. Mert de atı yıkarken yardım etti. Ben baya eğlendim.

Bir ara çok ıslandı benim yüzümden.

"Canım sevgilim çok ıslandın, üstünü değiştirsen mi?"

Ters ters baktı;

"Atın da senin gibi uğraştırıcı güzelim."

"Yani biraz üstünü ıslatıp sana sinirlenip kaçmasından ne olacak?"

"Bir şey olmaz değil mi? Sen yine konuşuyorsun küçük hanım."

Eline havlu alıp eve doğru yürüdü. Arkasından ben de yürüyordum. Gülmemek elde değildi.

"Ahh yoruldum yaa..Biraz yere mi otursam ki acabaa??"

Mert'in ilgisini çekmeye çalışıyorum. Anında bana dönüp baktı. Elimi tuttu kendi de yavaş yürümeye başladı.

Eve geçtik. O duşa girdi ama konuşmasını duyuyordum. Atıma sinirlendi. Cidden tuhaf adam.

Yemek yemeye dışarıya çıktık. Baş başa takıldık. Eğlenmeye çalıştık. 

Biraz morali bozuk gibiydi sorunca da geçiştiriyordu. Erkenden eve geldik. Ben üstümü değiştirip geceliğimi giydim. Uzandım.

Mert hala odaya gelmedi. Yatağımdan kalkıp çalışma odasına gittim. Kapıyı tıklattım. Ses gelmeyince girdim.

Elinde içki bardağı, sandalyesine oturmuş camdan dışarı bakıyor.

Arkasından sarıldım.

"Aşkım iyi misin? Neden böylesin bugün, yorgun düşünceli.."

Gülümseyerek bana baktı, ayağa kalkıp sarıldı bana.

"İyiyim ben güzelim, biraz başım ağrıyor."

"Çok kötü bir yalancısın.. Baş ağrını içki geçirmez değil mi?"

Elinden içki bardağını alıp masaya koydum. 

"Gel ben baş ağrını geçireceğim."

"Yavrum sen git dinlen, düşünme beni.."

"Hadi dedim gel."

Yatak odasına geçtik.

"İlk önce üstüne rahat bir şey giy gel hemen."

Gözü oynaştaydı hemen.

"Emin misin?"

Gülerek giyinme odasına gönderdim.

"Hadi yaa gel hemen."

O üstünü değiştirirken benim de bazen kafam ağrıdığında kullandığım yağı aldım. Kokusu da çok güzeldi. Yatağa oturup bağdaş kurdum.

O tabi sadece bir şort giyip gelmiş. Hasta olacak ama ne zaman..

"Gel yat dizime."

Dediğimi yapıyordu.

"Gözünü kapat, masaj yaparken güzel şeyler düşün ve bu özel yağın kokusunu kokla. Çok rahatlayacaksın."

Kafasını salladı.

"Benim güzel anım sensin, sana bakarak yapsan olmaz mı?"

Gülümsedim. Hafif ağzının üstüne vurdum.

"Kapat gözünü.."

Gülümsedi, kapattı.

Gerçekten bir şeyler vardı. Normalde yüz kere soru sorardı.

15 dakika kadar masaj yaptım. Rahatladı galiba ki uyumuş. Yavaşça dizimi çekip elimi yıkamaya gittim. Yatağa geçip uyudum.

Esra da düğün planından vazgeçti. Arda ile İstanbul'a gidip küçük bir kutlama yapacaktı. Çok şaşırdım bu plana ama bir şey diyemedim. Kendi kararları...

Sabah erkenden uyanmış bana kendi elleri ile kahvaltı hazırlamış. Yatağıma getirdi.

"Oo aşkım bunu sen mi hazırladın?"

"Evet, hepsini ben yaptım."

Hepsi de güzel gözüküyordu.

Bir kendim yiyip bir ona yedirdim.

"Sevgilim içimden bir ses neden ise bu kahvaltının bir sebebi olduğunu söylüyor. Yanılıyor muyum?"

"Yanılıyorsun güzelim. Dün bana çok güzel masaj yaptın bende kahvaltı hazırlamak istedim."

"Hmm.. geçirdiyse ben hep yaparım masaj.."

Gülümsedi.

Mert ile günlerimiz hep böyle eğlenerek geçti. Hamileliğimi çok güzel geçirmemi sağladı. Sürekli evde oturmadık. Hep gezdik, anı yaşadık..

3.5 AY SONRA:

Bugün gece yeni yıla girecektik. Yatakta Mert'e doğru döndüm.

"Günaydın yavrum."

"Günaydın sevgilim.."

O kadar ağırlaştım ki hareket edemiyordum.

"Ahh be kızım artık doğsan, sen kucağım da olsan da artık."

Mert bana güldü.

"Az kaldı yavrum. 1 hafta 10 gün sonra kızımız doğacak inşallah."

"Evet ya ben çok heyecanlıyım. Hayatımız değişecek, ay içim tuhaf oluyor. Minik bir bebeğimiz olacak."

Yanağımdan öptü.

"Bugün beraber doktor kontrolüne gideceğiz ona göre güzelim."

"Doğru ya.."

Biraz daha yattık. Mert kalktı. Ben kalkamadım.

"Ben kalkamıyorum ama yaa.."

Gülerek yanıma geldi. Kucağına aldı.

"Sevgilim kaldır derken kucağına al demedim ki.."

"Biliyorum artık zor oluyor yürümen ben götürürüm."

Son 1 aydır hep böyleydik. Çok zor hareket ediyorum. Kahvaltı yapmaya indik. Esra ile Bars da gelmiş.

"Hoş geldinizz.. Kimleri görüyorum, tatilden gelmişsiniz hanımefendi.. Kara kutu nerede?"

Esra bana sarıldı.

"Seni özlemişim yaa.. Yiğenim nasılmış?"

"Oo teyzesi biz çok iyiyiz."

Gülüştük.

"Ömer gelir şimdi."

Mert sandalyemi çekti, oturmama yardım etti. Bars;

"Bugün ki konserime geliyorsunuz değil mi?"

Esra ile ben;

"Evett.."

Mert bana bakıp;

"Hayır.."

"Neden ya?"

"Yavrum bak hamileliğin son demlerindesin, hemen yoruluyorsun akşam hep beraber yemek yeriz."

"Zaten akşam üstü bitecek konseri, sonra yemek yeriz..."

Yemek boyunca ikna etmeye çalıştım. Ve tabi ki kabul etti. Yemekten sonra hazırlandık. 

Hazırlanırken Esra bana tatilde başlarına geleni anlatıyordu. O böyle anlatırken bir anda aklımıza Mert ile ben geldim. Çok deli dolu geçirmiştik.

"..şu bir haftalık tatil iyi geldi gerçekten."

"Daha ne eğlenmişsin kuzum."

Saçlarımızı yapıp, makyajımızı yapıp aşağı indik. Hepsi bir şok oldu. Bars yoktu zaten hemen gitmişti.

Gülerek;

"Tamam biliyoruz çok güzeliz.."

Kendimden de asla ödün vermem. Mert'in koluna girdim. Arabaya yürüdüm.

Bugün anlayamadığım ağrılarım vardı. Çok hafif ama hissedebiliyordum. Doktor kontrolünü de yarına bıraktık. 

Mert araba da işleri ile ilgileniyordu. 

Konsere girip eğlendik. Çok ayakta duramıyordum. Genelde oturarak izledim. Biz bir saat sonra buradan çıktık. Mert ile şirkete geçtik. Acil diye geldik.

"Sen hallet işini ben ayaklarımı uzatayım biraz."

"Ben sana yorulursun gitmeyelim dedim. Lafımı dinlemiyorsun ki.."

"Hııhıı.."

Öpüp gitti. Akşam akşam ne işi ya.. Yeni yıla gireceğiz şurada.

Allah'tan işi uzun sürmedi. Yemek yiyeceğimiz mekana gittik. Bugün çok rahatsızdım.

"Eftelyam sen iyi misin? Ağrın mı var?"

"İyiyim sadece kızımız bugün çok hareket ediyor."

Alnımdan öptü.

Hep beraber yemek yedik. Çok eğlendik. Hepsi kadeh kaldırdı. Bars;

"Öncelikle tez zamanda benim sevgilim olması dileği, sonra Lalin'imizin sağlıklı doğması ve yeni evli çiftimiz için kaldırıyorum."

Hepimiz güldük.

Baya bir şey hazırlanmış. Hepsinden tattık. Bir ara yemeklerden bıktım sürekli ağzıma bir şeyler verip yediriyorlardı.

Yemekten sonra biz ayrıldık. Eve geçtik. Baş başa geçirelim diye. Üstümüzü değiştirip bahçeye çıktık. Elimden tuttu o da yavaş yürüyordu. Bizim yeni aldığımız köşe bahçe takımına geçtik. Masaya da bir sürü yiyecek hazırlamışlar. Mert'e sarılıp öyle oturdum.

"Yavrum senin sancın mı var? Bugün iyi değilsin. Doğru söyle."

"Bilmiyorum arada kasıklarıma ağrı geliyor ama çok değil. Biraz arttı. Yarın gidince sorarız doktora."

Başımı omuzuna koydum.

"Aşkım.. heyecanlı mısın?"

"Yavrum yeni yıla giriyoruz diye niye heyecanlanayım?"

"Onu demiyorum yaa.. doğumuma az kaldı. Kızımıza kavuşmamıza az kaldı. Ben çok heyecanlıyım. Annelik duygusunu daha doğmadan çok fazla yaşıyorum."

"Bende heyecanlıyım dünyam, dışa vuramam bilirsin ama içimdeki sevinci de anlatamam, kelimeler yetmez."

"Biliyorum.. Ama bazen çok korkuyorum."

Bana baktı, bende ona baktım. 

"Acaba iyi bir anne olabilecek miyim? Ona bakabilecek miyim, onu koruyabilecek miyim, büyüdüğü zaman iyi ki benim annemsin diyebilecek şeyler yapabilecek miyim? Ben bunlardan çok korkuyorum. Çünkü bana o duyguyu yaşatmadılar."

Ellerimi tutup, öptü.

"Senin gibi bir annesi olacağı için çok şanslı kızımız. Korkacak hiçbir şey yok. Tamam mı?"

Sürekli bunları konuştuk. Uzunca bunları konuştuk. Kızımızla hayaller kurduk.

"Benim ağrım başladı Mert, biraz oturayım."

Uzandığım yerden kalktım.

"Bence bir doktora gelsin güzelim."

"Gerek yok sevgilim.."

Telefonumu alıp saate baktım.

"Ooo sevgilim yeni yıla girmişiz bile."

Saat 00:56 geçiyordu.

"O zaman yeni yılımız güzel geçsin güzelim."

Bana yaklaşıp öpmeye başladı...

Gece 3 civarı sancılarım arttı. Zaten bu saate kadar uyuyamadım. Yatağın içinde dönüp duruyordum. Bazen böyle ağrılarım oluyordu ama bu daha kötüydü.

On dakikaya bir sancı giriyordu. Çok ağrım vardı. Gözlerim dolmaya başladı. Ellerim titriyordu.

Sancılar çok kötüydü. Bacaklarımın arasından bir ıslaklık hissettim. Galiba doğumum başlamıştı...

Mert'de çalışma odasından gelmişti. Kısık sesim ile seslendim.

"Mert suyum geliyor.."

Kolundaki saati çıkartıyordu. Gülümseyerek bana baktı.

"Tamam güzelim getirsinler iç suyunu.."

Sancı ile gözlerimi sıkıca kapattım. Titreyen sesim ile;

"Mert içme suyu değil.. suyum geldi diyorum. Doğumum başladı."

Mert hemen yanıma oturdu.

"Doğum mu başladı?.."

Gözümden akan yaşı silip kafamı salladım.

"Mert galiba kızımız biraz erken gelmeye karar verdi...."

Elini karnıma koydu, alnımdan öptü.

"Tamam ağlama güzelim şimdi doktorunu arayacağım hemen hastaneye geçeceğiz."

Kafamı kaldırıp, dua ediyordum.

Mert hemen telefonu eline aldı, Ömer'i aradı bir şeyler yaptı.

"Şimdi duş alman gerekmiş, sonra üstüne bir şey giydirelim, araba hazır hemen hastaneye gideceğiz. Gel bakalım."

Mert'in bu kadar sakin olması iyi miydi, kötü müydü bilmiyordum. Çok sakindi. Kucağına aldı, kısa bir süre duşa soktu sonra üstüme bir şeyler giydirip arabaya götürdü.

Ömer ile Esra araba ile bizim eve gelmişler. Ne çabuk geldiler anlamadım veya bana öyle geliyordu. Geniş olan arabayı getirmişler. Mert yanımda oturuyordu, Esra da yanıma oturdu ben istedim.

Sancım başladı yine;

"Mert canım çok acıyor.."

Belime masaj yapıyordu. Biraz iyi geliyordu. Esra'da elimi tutuyordu. Sancım geçince ağlamaya başladım.

"Ben çok korkuyorum Mert, hem de çok.."

Yanaklarımdan süzülen yaşı sildi;

"Korkma güzelim biz yanındayız hem kızımız geliyor bak."

Burnumu çekip, gözlerimi kapattım.

Sancılarım 5-6 dakikaya indi. Daha hastaneye gelemedik. Sancılarım tuttu yine;

"Kuzum şimdi derin nefes al ver.. Beraber alıp verelim bak iyi gelecek."

Dediğini yapıyordum. Birazcık rahatladım. Sancılarım geçince gülmeye başladım.

"Evet sevgilim sen heyecanlı mısın? Baba oluyorsun."

"Heyecanlıyım tabi ki dünyam."

"Niye bu kadar sakinsin sen ya?"

"Ben hep sakinim güzelim heyecanlıyım ama sende heyecanlısın. Senin yanında sakin olmam gerek."

Dudağımı büzdüm. Yanağından öptüm.

Hastaneye geldik. Şuan etrafıma bile bakacak halim yoktu ama çok fazla koruma vardı. Bir doğuma bu kadar adam ile gidilir mi ya?..

Yürüyebiliyordum, Mert'in koluna girip yürüdüm.

Zaten herkes beni bekliyormuş. Geldiğim gibi yatağa yatırdılar. Karnıma bir cihaz bağladılar. Doktorum yanıma geldi.

"Merhaba Eftelya hanım."

"Merhaba.."

"Nasıl hissediyoruz?"

"Heyecanlı.."

Gülümsedi. Bu kadın cidden çok iyi her şekilde beni rahatlatabiliyordu.

"Şimdi sancılarınız kaç dakikada bir oluyor?"

Mert ile Esra'ya baktım.

Esra;

"Beş dakikaya düştü."

"Hmm..Şimdi Eftelya hanım sizi muayene etmem lazım."

Mert odadaki korumaları çıkarttı. Sadece Mert, Esra ve hemşireler vardı.

"Açıklık çok iyi Eftelya hanım, tahminen 2 saat içinde kızınızı kucağınıza alacaksınız."

"Gerçekten mi bu kadar çabuk mu?"

Kafasını salladı.

"Esra elimi tut lütfen sancım geliyor."

Esra sürekli bana ne yapmam gerek söylüyordu. Rahatlatıyordu. Çok yardım ediyordu.

Doktor;

"Şimdi sancılarının azalması için ufak bir işlem yapacağız Eftelya hanım."

Kafamı salladım. Mert beni kaldırdı, oturmamı istediler. Sonra hastane önlüğünü giymeme yardım ettiler. Mert yanımdan bir saniye bile ayrılmıyordu. Hiçbir şey yapmasa bile varlığı çok iyi geliyordu.

Sırtımdan bir şeyler yapacaklarmış. Yatağın ucuna oturdum. Mert önümdeydi. Bir eli ile elimi tutuyordu, diğer eli saçlarımdaydı. Kafamı onun karnına koydum. Canım çok yandı, üstüne sancı da gelince dayanamadım ağlamaya başladım.

"Merak etmeyin birazdan ağrılar azalacak şimdi uzanın.."

1 saattir iyiydim. Heyecanlıydım. Ellerim çok titriyordu. Mert iki elimi de tuttu.

"Sakin ol güzelim, korkma yanındayız."

"Şuan anlatamadığım duyguları yaşıyorum. Bir an önce doğsun istiyorum."

"Az kaldı, çok az.."

Bebeğin hareketlerini çok yoğun hissediyordum.

Biraz yürüttüler ama duramıyordum.

Mert yanımda elimi tutup alnını alnıma koydu.

"Dünyam sadece doktorunu dinle, sancın geldiği zaman sadece ıkın.."

"Çok canım acıyor.."

Gözümden yaşlar süzülüyordu. Ama acıdan..

Esra da diğer yanımda yardım ediyordu. 8-9 dakika oldu galiba..

"Bebeğin saçlarını görüyorum, hadi son kez güçlüce ıkının.."

Doktor ne yapmam gerektiğini söylüyordu. Kafamı hayır der gibi salladım.

"Yapamıyorum olmuyor.."

Mert'in gözlerine baktım. Kafasını kulağıma doğru getirdi.

"Hayır hayır, çok iyi gidiyorsun dünyam. Sadece çok az daha dayan. Tüm kuvvetin ile.. Ellerimizi istediğin kadar sık, sakın bırakma kendini.."

Esra da aynı şeyleri söylüyordu.

Sancım gelince dedikleri gibi yaptım.. Kısa süre içinde bebek ağlama sesi duydum. Kızımın sesini duydum..

Vücudumda bir rahatlama, kulağımda çok güzel bir ses vardı. Kordonunu kesmeden karnıma doğru koydular.

Artık mutluluktan ağlamaya başladım. Elimi zorla kaldırıp kızıma dokundum. Çok ağlıyordu.

Mert'in gözlerinin içine baktım. O da ağlıyordu, kendini tutmaya çalışıyordu. 

"Doğdu kızımız Mert.."

Şuan konuşamıyordum. Kelimelerin tükendiği yerdi.

Kızıma konuşmaya başladım.

"Benim güzel kızım, prensesim.."

Benim sesimi duyunca ağlamayı bıraktı. Sessizce annesini dinliyordu. Yanağımdan yaşlar süzülüyordu ama gülmeye başladım. Dünyanın en güzel duygusuydu.

Kucağımdan aldıkları gibi ağlamaya başladı. Onu arka tarafa aldılar.

"Aşkım onun yanına git, üstünü giydirene kadar yanında dur. O yalnız, korkar."

"O yanımızda güzelim seni yalnız bırakmam ben. Odaya çıkana kadar yanındayım. Kızımızın yanında Ömer ile adamlar olacak. O güvende yalnız olmayacak.."

Kafamı salladım. Dikiş falan atıldı. Bebeğim köşede ağlıyordu. Kıyamıyordum. Odaya çıktık. Kızımızı da hemen getirdiler. Mert ile ten teması yapacaklarmış. Köşedeki koltuğa oturdu. Üstündeki T-shirt'ü çıkarttı.

Kızımızı kollarına göğsüne doğru bıraktılar. Ağlayan bebiş sustu. Dudakları titriyordu. Hepimiz güldük.

"Babacım sen beni daha çok seviyorsun değil mi?"

Mert'e bakıp;

"9 ay ben taşıyayım seni daha mı çok sevsin yaa.."

İkimizde güldük. Odanın kapısı çaldı. Bars gelmiş.

"Gelebilir miyiz?"

Hala üstümü giydirmemişlerdi. Esra üstümdeki çarşafı düzeltti.

"Gelin amcası gelin."

Odaya girdiler. Ben üstümü düzelttim. Mert hala bebeğimiz ile ilgileniyordu. 

"Bu çok küçük ama abii..."

Gülüştük. Ömer de gördü.

"Vallahi bu çok küçük ya.."

"Aaaa amcaları kızım duyuyor."

Mert de gülümsedi. Bebeğimin elinde iğne vardı. Damar yolundan ilaç veriyorlardı. Birazdan çıkaracaklardı. Ama çok ağladı.

Bebeği alıp götürdüler. Hepsi karşımda oturdu bana bakıyordu.

"Bakmayın öyle ya tuhaf hissediyorum."

Bars;

"Vallahi yengem herkese yeni yıl heyecanını çok güzel yaşattınız."

"Ayy evet.. saat kaç?"

"Saat 6:12"

Biraz konuştuk bebişimi getirdiler.

"Evett bebişimiz biraz acıktı annesi."

Bars;

"O zaman biz dışarıdayız yengecim."

Gülümsedim. Odada tek ben ve Mert vardı. Hemşire bebeği almaya gelecekti daha sonra.

"Sütüm var mı ki bilmiyorum?"

"Biraz var Eftelya hanım, göğsünüzde ki cihaza baktık. Emzirdikçe sütünüz artacak."

Daha sonra yanımızdan gitti.

Kucağımda minnacık bir beden var. Çok güzeldi, dünyanın en güzel bebeği olabilirdi..

"Aşkım çok güzel değil mi? Küçük bir mucize.."

Yanıma oturdu bebeğimize baktı.

"Hem de çok güzel bir mucize."

Ağlamaya başladı;

"Hadi annesi kızımızın karnını doyur bak ağlıyor."

Emzirirken bana yardım etti. Minnacıktı nasıl tutacağımı bilmiyordum. Bir yeri acıyacak diye korkuyordum.

Kısa süre sonra hemşire ve doktor geldi.

Gelip kucağımdan aldılar. Yan tarafta kan alıyorlardı. Canı çok yanıyordu. Kıyamıyordum. Doktorum da beni muayene etti biraz konuştuk.

Çocuk doktoru yanımıza geldi.

"Merhabalar efendim.."

Mert çok ciddiydi. Ben cevap verdim.

"Merhaba.."

"Küçük Lalin bebeğimizi kuvöze alacağız. Solunum sıkıntısı var biraz ama çok büyük değil. Sadece tedbir olsun diye. Bilgilendirmek için gelmek istedim."

Mert;

"İyi mi kızım? Başka bir şey var mı?"

"Hayır Mert bey merak etmeyin. Tüm kontrolleri yapıldı. Dediğim gibi tedbir olsun diye."

Doktor yanımızdan gitti. Ömer'i çağırıp;

"Bebeğin yanındaki adamlara söyle dikkatli olsunlar. Küvezdeyken yanında dursunlar. Giren çıkan doktorlar aynı olsun. Gerekirse üstlerini her defasında arasınlar."

"Tamam abi. Esra da bebeğin başından ayrılmıyor hiç ki. Getiririm birazdan."

Şuan ağlamamak için zor duruyordum. Yavaş hareket edip iyice uzandım. Mert yanıma oturdu.

"Ağrın daha çok mu yavrum?"

"Hayır sevgilim, iyiyim. Sevgilim bebeğimi orda tek bırakma. Sende git yanına."

"Almazlar güzelim oraya. 2 saat sonra zaten karnını doyurmak için getirecekler kızımızı. Sen biraz uyu dinlen."

Kafamı salladım. Biraz uyumuşum ama ağrılarım vardı çok uykuya dalamadım. Uyanınca bana yemek getirdiler. Mert bana yediriyordu.

"Kızım ne zaman gelecek ya özledim.."

Gülümsedi.

"Yemeğini ye getirecekler. O da acıkmış çünkü."

Biz konuşurken bebeğimi getirdiler. Artık yanımda kalabilirmiş. Akşam da eve gidebilirmişiz.

Geldiğinde çok ağlıyordu. Kucağıma verdiler;

"Benim güzel kızım acıkmış mı, o yüzden ağlıyor muymuş?"

Mert ile birbirimize bakıp güldük.

Kucağımdaydı, emiyordu. Ellerine bakıyordum.

"Sevgilim ellerine bak ya minnacık. Yok gibi. Hele yanakları.. Tombik ve bembeyaz teni."

"Aynı sana benziyor annesi."

Güldüm.

"Bana mı?"

Kafasını salladı. Emmeyi bıraktı, uyuyordu.

"Babası neden kucağına almıyorsun?"

"Ben.. ben tutamam Eftelya, zarar veririm diye korkuyorum."

"Ne olacak, al hadi kucağına."

Yan taraftaki sandalyeye oturdu. Onun kucağına uzattım. Çok tedirgindi. Kucağına alıp geriye yaslandı.

"Sen ne güzel bir duygusun kızım, canımdan bir parça.."

O öyle anlamlı konuşurken duygulandım. Odaya Bars gil geldi. Hepsi bebeğimin yatağına gidip bakıyordu.

Bars;

"Ya bu çok tatlıı.. Benim dirseğimden bileğime kadar bir ölçüsü var."

Bars'a bakıp;

"Yok Bars elin kadar."

"O da olabilir."

Hepsi güldü. 

Akşama kadar böyle zaman geçirdik. Bazen yürüdüm, uyudum, kızım ile ilgilendim, Mert ile konuştuk...

Hastaneden çıkacaktık. Son kez bebeğimi hem de beni kontrol ettiler.

"Gidebilirsiniz artık ama dediğim şeylere uyun, 2 gün sonra kontrole bekliyorum.."

Onayladım. Mert her ihtimale karşı eve bir hemşire istedi. Bebeğim için. Birazda ben istemiş olabilirim.

Bebeğimi pusete koyduk. Onu önden Ömer arabaya götürdü. Bende yavaş yürüdüğüm için geç çıktım.

Arabaya binince;

"Aşkım kızımı kucağıma ver."

Dikkatlice kucağıma verdi. Üstünü örttüm. Nasıl huzur veriyordu bana. Mert diyemese de çok mutluydu. Doğduğunda nasıl ağladı, kızım doğdu diye bir ara bağırıyordu tabi ben acıdan çok da farkında değildim. Şuan komiğime geliyor...

Eve geldik. Kucağımdan Esra aldı. Ben odaya çıktım. Yatağa uzandım. Kızımızı yanıma yatırdılar. Zaten başka bir beşik daha almıştık. Onu da yan tarafıma koymuşlar. Şimdilik yanımda yatacaktı.

Çok güzel uyuyordu. Ona doğru döndüm. Mert de üstünü değiştirip yatağa oturdu. Kızımıza baktı.

"Sende annen gibi sabırsızsın kızım."

Ona baktım.

"Nedenmiş?"

"Bak daha zamani vardı erkenden doğdu."

Güldüm.

"Ama ben dedim kendim senin başına tek olamayacağım için kızımı doğuruyorum diye. Erken gelip bana yardım ediyor."

Kahkaha attı.

"Doğru demiştin. Tek iyi, sağlıklı olunda başıma istediğiniz kadar bela olun güzelim.."

Yanağımı okşadı. Gülümsedim.

İkimizde dakikalarca kızıma baktık. Küçük mucizemize baktık..

Beğendiniz mi?

En beğendiğiniz/ güldüğünüz/ üzüldüğünüz bölüm neresiydi?

Yorumlarınızı bekliyorum😇

Oy vermeyi unutmayın🤗

Continue Reading

You'll Also Like

688K 38.5K 77
Hayranı olduğunuz bir ünlünün nasılsa cevap vermeyeceğini düşünüp ona acılarınızdan bahsederseniz ama o mesajlarınızı görürse?
2.4K 111 22
Kalbimizde saklayamdağımız çok şey vardır,Ama en çok nefret ettiğimiz, bunları kimseye anlatamamak! Bazen bi mucize olsa deriz bazen ise Şans. Sen se...
525K 27.6K 69
O gece Barlas Korkmaz, evinin önüne bırakılan pusetten habersiz bir şekilde önemli bir ihaleyi kazanmanın yorgunluğuyla arabasına binmiş ve evinin y...
2.9M 103K 68
Kesit 👇 "Hiç boşuna çabalama sen benimsin!" diye tıslayınca utanmasam oturup ağlayacaktım. Neden bu bana aşık oldu ve başıma bela oldu. "İstemiy...