Mardin'e Tutsak.

By Jutenya_

11.7M 573K 435K

18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve... More

Mardin'e Tutsak 1🕯️
Mardin'e Tutsak 2
Mardin'e tutsak 3
Mardin'e tutsak 4
Mardin'e Tutsak 5
Mardin'e Tutsak 6
Mardin'e Tutsak 7
Mardin'e Tutsak 8
Mardin'e Tutsak 9
Bölüm 10
11. Bölüm
12. Bölüm
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
24. Bölüm (Özel bölüm)
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
Zayda Mirşah
Küçük Zerya
Zerya 19 yaşında
Gelecek bölümden alıntı
37.Bölüm
38.Bölüm
39. Bölüm
40.bölüm
bölüm alıntısı
41. Bölüm
Yeniden Doğmak
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
Benim Özelim 2
Herkes Öldürür Sevdiğini
Alıntı
Bilinmezlik
Büyük karar (alıntı)
Bilinmezlik (Part 1)
Bilinmezlik (Part 2)
Bilinmezlik (Part 3) Büyük Karar
Yoktan Var Olmak (alıntı)
Yoktan Var Olmak
Pişmanlık
Bir Daha Asla (Part 1)
Bir Daha Asla (Part 2)
Bir Daha Asla (Part3)
Küçük Bir Anlaşılmazlık 1
Küçük Bir Anlaşılmazlık 2
Yoktan Var Oluş
Yeniden Berdel
Yeniden Berdel 2.
Zahter Gibi
Zahr...
Mecburiyetten AŞK'A
Mecburiyetten AŞK'A 2
Açıklama
Canıma And
Elbise
Bilinmeyen Hesaplar
Doğum Günü Etkinliği
Bilinmeyen Sırlar
Bilinmeyen Sırlar Part2
Varis
İlk Defa Babam Gibi
İlk Defa Babam Gibi (part 2)
İlk Defa Babam Gibi Part 3
küçük bir bedel
Başı buyruk işler

Yeniden...

101K 7K 2.9K
By Jutenya_

Evet değerlilerim yine ben.

Okumadan önce yıldıza baş ve lütfen kitabın satırlarını parlat.

Jutenya_ 👈🏼 Wattpad hesabımı takip etmeyen arkadaşlar lütfen şurayı tıklayarak takip edin.

Bölüm benim değerli yol arkadaşım EmineulekoluTosun' a geliyor. Canım arkadaşım iyi ki doğdun, iyi ki varsın iyi ki yolun yoluma kesiști.

Ve benim güzel Wattpad ailem unutmayın sizler benim hayal dünyamın evreninde dünyama değinen yıldız tozlarısınız ve hepinizi çok seviyorum.

Bu arada bölüm Azad'ın ağzından geldiği için çok uzun değil hafta için yine bölüm gelecek.

Keyifli okumalar.

Azad'ın bakış açısından...

Yeni gün

Yeni umutlardı.

Ben Azad Saruhan'ım daha küçük yaşında ailesi tarafından fazlalık görülen çocuğum.

9 yaşında annem gözlerimin içine gülümseyerek bakıp intihar etti.

29 yaşında aynı terasta uğruna gözüm kapalı ölüme gideceğim karım intihar etti.

Bugüne kadar hangisi bana daha zordu diye düşünüyorum.

Annemin intihar mı?

Yoksa karımın intiharı mı?

Ama bugün anladım ki ikisi de değil!

Benim  çocuğum ölmüș !
Ben bir evlat kaybetmişim!

Varlığını hiç bilmediğim!
Kokusunu hiç duymadığım!

Acısından haberdar olmadığım!

Hangimize benzerdi acaba diye düşündüğüm!

Benim evladım ölmüş, babası olamadığım!

Şimdi düşünüyorum da ,  acaba bebeğim beni hiç hissetti mi? Ya da , hani son anların da yanında olmamı istedi mi?

Acaba o ölürken ben ne hissediyordum!

Beni çılgına çeviren sorular !

Sonra çok  kızıyorum,acaba diyorum onun kalbi durduğun da ben ne yapıyordum !

Gülüyor muydum?

Belki sokakta gördüğüm veya ekranda izlediğim bir şeye tebessüm ediyordum!

Tamam kabul ,  belki kötü bir evlat , acemi bir aşık,kötü bir eştim!

Beni bunlarla yargılayabilirsiniz !

Yinede bunları bilmeye hakkım yok muydu?

Benden alınanların, hesabını tek tek hepsinden soracağım!

Benim hesabım mahşere kalmayacak!

Yani düşünün,bir parçanı kaybediyorsun ama ondan habersizsin.

Ulan bu nasıl bir acı. Bu nasıl bir sınav ?

En çok yıkan , yakan ,onun varlığından hiç haberdar olmadan onu kaybettim.

Benden bir evlat alındı!

Bana yapılan haksızlığın haddi yok, hesabı nasıl verilecek !

Diyorum ya ,  beynimi bir kurt gibi kemiren cevapsız sorular.

Çocuklarımın benden ayrı geçirdiği zamanı her şeyi bir kenara bırakıyorum , ama bu beni yıkıyor.
Demişmiydim,  bunu bana yaşatan hiç kimseyi affetmeyeceğim.

Mahşere bırakılacak hesap yok bende!

Herkese,payına düşeni ödeyeceğim!

En çokta kendime , kendimi es geçmeyeceğim: çünkü bu durumda en büyük suçlu benim,  bana bunu yaşatanlar suçlu ,  çocukluğuma gölge düşürenler, gençliği mi kirletenler de suçlu , ama dedim ya size büyük suçlu benim.

Neden mi?

Çünkü ben Azad Saruhan aşka yenildim. Bir çift mavi hareye kendimi çok kaptırdım ve kendim olmaktan çıktım.
Kendimden verdiğim ödünler her zaman aşkım içindi.

Yirmi dokuz yaşında kocaman bir adam ,lakin toy bir aşıktım.
Ben de gözümü karım ile açtım.

Sandım ki ona her şeyi verirsem yeterli gelecek, onu her şeyden korumaya çalışırken onu kendimden koruyamamışım. Sevdiğim kadına en büyük zararı ben verdim ve bunun cezası olarak evladımı kaybettim.

Bunu bana yaşatan herkes ölmek için aldığı her nefeste bana yalvaracak ama ölmeyecekler. Ben onların ölmesine asla izin vermeyeceğim.

Size ölümün bir kurtuluş olabileceğini söylemişmiydim?

Çünkü bana göre ölüm kurtuluştu!

Bekir beyin yaptıklarıda yenilir yutulur gibi değildi. Öfkemden Amed'i yakasım vardı lakin sevdiğim kadının babasına olan bakışları ile sakin kaldım onunla yüzleşmem karımın gözleri önünde olmayacaktı.

Așir'le yolum hiç olmayacak yerde kesişti başta bir rastlantı diye düşündüm ama sonra anladım ki Bekir Mirşah'ın bana biçtiği ceza bitmişti. Hastane önünde pişman ederim kızımın kesip attığı tırnağa seni hasret bırakırım demişti ve dediğini yapmıştı.O acımasız kelamlar dün gibi aklımda.

Lakin o kendi kızı için bana öfke duyuyorsa ben de kendi çocuklarım ve benden alınanlar içinde ona öfkeliyim ve bunun bedeli hiçbir şekilde ödenemez.

O kendi kurduğu oyuna sadık bir şekilde devam etmişti ve yaptığım hatanın bedelini  hayatımdan , çocuklarımdan üç buçuk yılı çalarak ödetmişti.

Benim şimdilik önceliklerim başka olduğu için susuyordum.

Herşeyin zamanı vardı!

Herkes payına düşeni alacaktı.

Affın olmayacağını söylemişmiydim!

Kendimi tekrara düşürüyorsam affola ama kafam da dediğim gibi beynimi kemiren çirkin bir kurt var.

Neyse devam edeyim...

Așmi'nin arabada kollarıma sığınıp "baba gitme" demesi, Așir'in sorgular halde bana bakışları zihnimden hiçbir zaman silinmeyecek anlar olarak yer edindi.
İkisine sımsıkı sarıldım ben artık hayatta yalnız değildim.

Serçem ve Murat'ım vardı ,  ama bu duygu bambaşka bir şey.

Evlat kokusu bambaşka bir şey. İkisini de aynı anda öpüp koklamaya çalışmak...
Burnunum direği sızlıyor o an...

Hele onlardan bir haber oluşum birini kaybettiğimi öğrenmem bilmiyorum yüreğim de kocaman bir yumru var.

Nasıl geçer, geçme olasılığı var mı?

Yoksa bu yara bende Baki mi?

Yanımda çocuklarımın annesi var. Bakışları beni es geçerek sadece çocuklarımızın üstünde,  bana bir türlü bakmıyor. Bakamıyor ...

Böylemi olacaktı iki gözüm, göz göze gelemeyecek kadar birbirinden ırak mı düşecekti yüreğimiz?

Sanki bu yaşananların tek suçlusu benmişim gibi, oysa benim kadar o da hatalıydı.

Konağa girdiğimizde tüm bakışlar bizdeydi.

Ben Azad Saruhan , yıllarca tek girdiğim kapıdan bu sefer ailemle beraber içeri giriyordum. Kızımın saçlarını öpüp oğlumun boynunu kokladım.

Karımın elini sımsıkı tutuyordum. Bilsin istiyordum bundan sonra benden gidiși imkansızdı. Belki bencillikti ama sevip sevmemesiyle bile ilgilenmiyordum.

Bakışlarım aradığımı bulduğu gibi Pervin'le kesiști.

Benim hayatımın katili, çocukluğum gençliğim ve evladımın katili.

Karımın canına kast etmişti. Gözlerimin içine baka baka onu zehirliyordu.

Gülümsedim.

Bu canını almayacağım demekti.

Ölmeyecekti.

Ölümün bir kurtuluş olduğunu söylemiştim sanırım.

Aldığı her nefeste ölmek için yalvaracaktı.

Yalvartacaktım...

Hacer'in kollarını açıp bana doğru gelmesiyle bir adım geri gittim. Yıllarca onu annemin hatırası bilip saygı göstermiștim lakin bana hiç düşünmeden ihanet etmişti. Bakışları kucağımda ki çocuklarıma değdiğinde "konakta kimseyi tanımıyorlar ürkmelerini istemiyorum."

Hacer ablam diyordum. Babamdan dayak yediğimde yaralarımı sarardı. Annem öldüğünde onun kollarına sığınmıştım. Kafamı çevirip aşık olduğum kadına çevirdiğim de kafasını eğdiğini görmemle avucumun içinde ki küçük elini sıkıp ikimizin duyacağı bir tonda" kaldır başını "dedim.

Mavi irisleri hiçbir zaman sevmediği kara harelerimle buluştuğunda yutkundu.

Kimseye verecek bir hesabım yoktu.

Onun elinden tutup üst kata çıktım. Dedem Bahoz ağa ellerini arkada birleştirmiș merdivenlerin başında beni bekliyordu.

Umrumda mıydı?

Hayır!

Onun yanında duran baba sıfatının bir tek harfine bile layık olmayan Mehmet beyle gözlerim kesişti. Ondan nefret ediyordum.

Eskiden de sevmiyordum lakin annemin mektubunu okuduktan sonra ondan daha çok nefret ediyordum. Dudaklarım kenara kıvrıldı. Hepsi yaşattığını yaşayacaktı.

Kucağımda çocuklarım yanımda ki karımla beraber hepsinin yanından geçip gittim.

Pervin ve diğerleri kimseyi düşünmemeye çalışarak kendi katıma doğru yürümeye başladım.

Her adımım yeni bir başlangıçtı.

Yukarı çıktığımızda sevdiğim kadın elini uzatıp parmağını okutmak isteyince kapı açıldı.

Açılan kapı ile karımın avçumda ki eli sıkılaștı tırnakları tenime batıyordu lakin bu benim canımı acıtamazdı. Dudaklarım kenara kıvrıldı.
Eskiden olsa onun bu tepkisi içimi ısıtır mutluluk getirirdi. Şimdi ise bana sahte ve yavan geliyordu.

Bakışlarımı kapıya çevirip bize hoş geldin diyen Serap’a gülümsedim. Boğazımı temizleyip “istediklerimi hazırladınız mı Serap”

Serapın gülümseyerek “evet efendim her şey istediğiniz gibi hazırlandı” demesiyle dudaklarım kenara kıvrıldı. Avucumun içinde tenime batan tırnaklar ile karıma döndüm lakin onun bakışları Serap’taydı.

Kısa bir süre sonra bakışlarıma karıma çevirdim. Aşık olduğum irislerini gözlerime çevirip” kim bu katımız da ne arıyor.”

Kullandığı sahiplik eki hoşuma gitsede takılmadım.

Serap’ın” Ben Azad’ın okuldan arkadaşıyım çocukların bakımı için size yardım edeceğim “demesiyle karımın gözlerini kapatıp açması ve boş bakışlarıyla bana bakması aynı zamanda oldu.

Eski Azad olsa onun o bakışları ile konağı yıkar Serap’ın anında gönderirdi. Karımın dönen bakışları ve tıslayan bir tonla” Azad bey”demesi hoşuma gitti.

Serap’ın “peki” demesiyle yanından geçip içeri girdim.

Artık kapılar kilitli falan kalmayacaktı. O kadar dikkat etmeme rağmen karım zehirlenmiş ve ben hiç farkına bile varmamıștım. Daha doğrusu etrafımfa ki insanların ihmal karlığına gelmiştim.

İçeri girdiğimiz adımlarımı çocuklar için hazırlanmış odaya yönlendirdim. Karımın elini avcumdan çekmesini göz ardı ettim ve içeri girdim.

Onun beni takip ettiğini biliyordum. Kucağımda ki boynuma sımsıkı sarılmış çocuklarımın tepkisini merak ediyordum. Kendilerini yabancı hissetmelerini istemiyordum. Bunun için onlar konağa gelmeden onlar için hazırlık yaptırdım.

Varlıklarından habersiz olduğumu bilmelerini istemiyordum. İkisini yavaşça yatağa bıraktım.

İkisi de benden utanıyor veya çekiniyordu.

Minik ellerini tutup dudaklarımı avuç içlerine bastırdım. Bu ikisi için rabbime ne kadar şükretsem azdı. Bir de yeri hep eksik olan benden habersiz bir şekilde benden alınan vardı.

Așmi’nin gülümsemesiyle gülümsedim. Allah’ım saatlerce oturup ikisini soluksuz bir şekilde izleyebilirdim.

Așir küçük ellerini kaldırıp yüzümde gezdirdi. Belki beni hissetmek istiyordu. Belki gerçek olduğumu anlamaya çalışıyordu.

Yüzümde gezinen elini tutup küçük parmaklarını teker teker öptüm. Bu hoşuna gitmiştiki gülümsedi.

Çok güzellerdi.

Bu tarifi olmayan bir duyguydu.

Hele kızım bana hem hayranlıkla hem de utanarak bakıyordu. Kısacık bakışları ve bakışlarını çekmesi. Allah’ım bu nasıl bir güzellikti. Bu nasıl güzel bir duyguydu.

Așmi’nin “baba seni özledim” deyip boynuma sarılması ile gözümden bir damla yaş döküldü. Onlar varlığımı bilip beni özlemişti. Ben onlardan bir haber yaşayıp gitmiştim.

Oysa varlıklarını bilmeden hasretim tek yanımda ki kadınaydı. Yinede şükrettim çünkü en azından onlar babalarını biliyor ve beni yadırgımıyorlardı.

Öyle bir şey olsaydı kafayı yerdim.

İçimde ki tüm özlemle beraber “bende sizi çok özledim ve bir daha asla gitmeyeceğim” dedim.

Așir’in gözleri parladı ve gülümseyerek “gitme” dedi.

Bundan sonra ucunda ölüm olacağını bilsem gitmezdim. Așmi’nin yanağımı öpüp geri çekilmesi ile dünya o anda dursun istiyordum.

Boğazımı temizleyip “ odanızı beğendiniz mi bundan sonra burada benimle kalacaksınız?” dedim.

Așmi’nin gözleri parladı.

Kafamı çevirdiğim de sevmeye kıyamadığım kadınla göz göze geldim. Ağlıyordu!

Artık ağlamasını istemiyordum. Kolumu kaldırıp onu kendime çektiğimde sarsılan omuzlarından kendisini tutmadığını fark etmem zor olmadı. Benden yokken ağladı mı bilmiyordum ama bundan sonra ağlamasını hiç mi hiç istemiyordum.

Kısa bir süre sonra ikimizde anne baba olarak toparlandık. Karımın Serap’ın üzerin de olan bakışlarını görmezden gelip onları mutfağa götürdüm. İkisiyle beraber ilk defa bir şeyler yapacak ve bir şeyler yiyecektik.

Daha neyi sevip sevmediklerini bile bilmiyordum. İkisinin meraklı hallerine gülümseyip “acıktınız mı? “ dedim. İkisi utanarak evet dedi.

Ben den utanmaları çekinmeleri canımı sıkıyordu. Annelerinin ikisine gülümseyip “ne yemek isterseniz anne ne hazırlasın” demesiyle ona döndüm. Sen yumurta bile kıramazsın diyecektim lakin bensiz geçen üç buçuk yılda o da çok değişti çok şey öğrendi dedim. Sen yoktun ama onlar beraberdi.

Benden alınlarda çok bencilce davranılmıștı.

Onun buz dolabına doğru ilerlemesi ile çocukları mama sandalyesine yerleştirdim ve onun ne yaptığını izlemeye başladım.

Benim yumurtayı kıramayan beceriksiz karım hızlı bir şekilde çocuklar için yiyecek bir şeyler hazırladı ve şekillendirip servis tabağını hazırladı. Açıkçası en şaşırdığım nokta buydu.

Hazırladığı tabakların birini bana uzatıp fısıltı halinde “artık eskisi gibi becereksiz değilim” dedi.

Dudaklarım kenara kıvrıldı “görüyorum” diye onu cevapladım kısa bir süre onu gözlemleyip “benim için yumurta kırmayı bile öğrenmeye tenezzül etmedin” dedim ve yanından geçip çocukların karşısında durdum.

Onunda gelip yanıma oturmasıyka bakışlarımı ona çevirmeden “Serap hanım size zahmet bizim için de yiyecek bir şeyler hazırla”

Karımın mahcup bir şekilde bana bakıp “çocukları doyuralım ben hazırlarım” demesiyle ona döndüm tek kaşımı kaldırıp “yeteri kadar yoruldun Serap hanım hazırlar” dedim ve önüme döndüm.

Onun asılan suratı hiçbir şey şuanda çocuklarımla geçireceğim anın keyfini bozamazdı. Kızım benim elimden oğlumda annesinin elinden karnını doyuruyordu.

Bu an hayallerimin ötesindeydi.

İki afacanın karnını doyurması ile Serap bizim için masaya bir şeyler koyup geri çekildi. Karımın bakışları onun üzerinde geziniyor ve kim olduğunu sorguluyordu. Çocukları ve onu konakta olduğumuz süreçte tek başına bırakmazdım.

Așmi ve Așir’i sandalyelerinden indirip evi keşfetmeleri için yere bıraktım. İkisinin meraklı bakışlarıyla etrafa bakınması ile gülümsedim.

Çok sevimliydiler. Onları anlatacak tek bir cümle kuramıyordum.

Karımın “sen ye ben aç değilim” deyip ayaklanmaya çalışması ile bileğini tutup masaya geri oturdum. Bakışlarımı ona çevirdiğim de bana bakan kırgın mavi irislerle boğazıma bir yumru oturdu. Ona ulan kızgın olması gereken benim diye bağırmak istiyordum ama şimdilik sustum. Zira çok ağır konuştuğum zamanda gelecekti.

Bakışlarımla önünde ki tabağı gösterip “şımarıklık yapma yemeğini ye”

Kısa bir süre gözleri gözlerimle kesişti ve “şımarıklık yapmıyorum” kaşığı eline alıp önüne döndü. Şımarıklık yapmıyorum diyordu ama kendisine bakmadığı belliydi.

Yemeğini yedikten sonra beraber çocuklara banyo yaptırdık. Benim küçüklerim sudan çıkmak istemiyorlardı. İkisini beraber kuruladık beraber giydirdik.

Yatma vakti geldiğin de Așir ve Așmi’nin beraber uyuyalım demesiyle yatak odasına ilerledim.

Annesi de kısa bir süre sonra elinde biberonlarla gelip yatağa girdi. Bir biberonu Aşmi’ye verdi diğerini komidine koydu. Benim bakışlarımı umursamadan göğsünü açıp “Așmi bir buçuk yaşından sonra beni emzirmeyi bıraktı ama Așir bırakmak istemiyor göğsümü memeden uyuyamıyor” demesiyle kaşlarımı çatım.

Bu kabulkeneceğim bir şey değildi. Herkes yerini bilecekti. Așmi’nin kollarımın arasına girmesiyle bu konuyu daha sonraya ertelemeye karar verdim.

Dudaklarımı kızımın saçlarına bastırdığım da “kızım da benim gibi saçlarını okşamadan uyumuyor.”

Elimi kaldırıp kızımın saçlarıyla okşamaya başladığım gibi mayıșması aynı anda oldu.

Așir beyin keyfine diyecek yoktu. Minik tobmul elini kaldırıp annesinin saçlarına uzatması ile şaşkınlık yaşadım. Benim yokluğumu aratmamak için elinden geleni yapıyordu.

Ben bu huzur dolu tabloyu ömür boyunca izleyebilirdim.

Benim odam evim yatağım ilk defa böyle kalabalıktı ve ben ilk defa bir kalabalıkta böyle mutluydum.

Üçü de uyumuştu.

Karım aşık olduğum kadın nefesim. Saçlarını kesip kızıla boyatmıștı ve ben ona baktığım anda karşımda yabancı biri gibi duruyordu. Elimi uzatıp parmaklarımı yüzünde gezdirdim.

Onun her hücresine aşıktım.

Her hücresini seviyordum.

O Kadar çok şey yaşadım ama gözlerime bakıp intihar etmesini așamıyordum. Her gece kabusum oluyor her gece yarıda kalmış uykumla uyanıyordum.

Sanki o yoğun bakım ünitesinin önünde kalmış gibiyim.

Dicle’nın söyledikleri kulaklarımda yankılanıyordu.

Harran’ın sonu annen gibi olur demesi her şey üst üste gelmişti. O an onu bırakıp Azad etmek istedim. Onsuz nefes alamayan ben onsuz yaşayabilirim dedim.

Çiple takip edip ne yaptığını nerede olduğunu bilecektim. Lakin Bekir Mirşah benden akıllıca davrandı.

Bir gece konağa döndüğüm anda annemin odasına çıkıp odaya yaktım.

Ondan kalan ne varsa yanıp kül oldu.

Ben artık aynı şeyleri yaşamak istemiyordum.

Daha sonra pişman oldum ve ne yaptığımı anladım lakin çok geç kalmıştım. O pişmanlıkla ondan kalan mektubu okuma kararı verdim.

Belki aldığım kararda geri adım atmama sebep olan bedenlerden biriydi.

Çünkü ben annemin kaderini yaşıyordum.

“Eğer bu mektubu okuyorsan benim gibi olma aşkın için bencil ol ve kimse için kalbindenkinden vazgeçme, sana yemin ederim seninleyken orayı sarıp
Teselli edecek hiçbir şey yok.

Ben belki babanı sevemedim ama seni çok seviyorum”

Annem başkaları için fedakarlık yapıp kaderine boyun eğmiști.

Babanı hiç sevmedim diyordu.

Sevgimin bir gramını hak etmiyordu ama senin için onu sevmeyi denedim diye devam ediyordu.

Ben annemden kalanı okuduktan sonra anladım ki ölünün yası kolay tutuluyordu. Çünkü geri gelmeyeceği belliydi. Bakışlarım yatakta uyuyan karıma gitti ben onun gelip gelmeyeceğini bilmiyordum. Bir de şimdi ona nasıl davranacağımı bilmiyordum.

Babana yazdığı bölümle zaten Pervin gibi kendi sonunu hazırlamıştı.

Karı koca yabacaklardı ve ben keyifle izleyecektim.

Tabi sadece onlar değil herkes payına düşeni alacaktı.

Küçük karım dahil...

Yataktan kalkıp sigara paketimi aldım ve terasa çıktım.

Aşağı baktığım da Pervin’in terasa olan bakışları ile gülümsedim.

Çünkü onun ölmesine asla izin vermeyecektim.

Pervin’in yüzünü sıvazlayıp “atlayacak” diye bağırmasıyla kahkaha attım...

Her şey yeni başlıyordu.

Şah ve Mat.

Continue Reading

You'll Also Like

837K 22K 50
˜"*°•.˜"*°• to test the boundaries of what is safe or acceptable •°*"˜.•°*"˜ [ gilbert blythe x the oc ] [ anne with an e season 1 + 2 + 3] HIGHEST R...
73.8K 3.9K 61
Sezoni 1 Rastesite nuk ekzistojne, dicka ndodh gjithmone per nje arsye. Ka nje arsye pse ne kemi ardhur ne jete,ka nje arsye pse ne takojme nje njeri...
163K 15.4K 26
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin
204K 10.2K 40
Tên Truyện: Khế Ước Nhân Duyên Tác giả: A.Jan Thể loại: BH, Cổ Đại, Xuyên Không, Oan gia.... Nhân vật: Mời vào truyện sẽ rõ. Tình trạng: Đang viết ...