ASYA (TAMAMLANDI)

By bencena12

42.1K 3.4K 402

~aşk gerçekten her şeyi affedecek kadar güçlü bir duygu muydu? ~ ~~~~~ "bir an hiç gelmeyeceksiniz sandım sa... More

KARAKTERLER
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58- +18
59- +18
60
61- +18
62
63
64
65- +18
66
67
68
69
70
71
72 - +18
73
74
75
76
77 - +18
78
79
80/+18
81-Final Part I/+18
81 Final Part II
DUYURU

31

347 37 2
By bencena12

Herkese iyi okumalar 🐞

"bebeğim tamam sakin ol" mine yanımda sessiz sessiz ağlarken bir yandan onu sakinleştirmeye diğer yanda da demire ulaşmaya çalışıyordum.. Telefon bir kez daha aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor diyince sinirle telefonu koltuğa çarptım. Neredeydi Allah aşkına..

"nasıl sakin oliyim. Yamana mı üzüleyim yoksa babamın kurduğu cümleye mi. Bu kadar tepki vereceğini hiç düşünememiştim" demesiyle dayımın o ifadesi ve söylediği şey aklıma gelirken tüm bedenim kasıldı. Yüzüm üzüntüyle düşerken kollarımı mineye sardım. Yüzünü boynuma gömüp sessiz sessiz ağlamaya devam etti.

"ikimizde tahmin edemedik. Bizden öğrenseydi bu kadar tepki göstermezdi. En azından söylemeden önce yumaşatmış olurduk onu. Her nereden öğrendiyse biranda, o bu kadar kötü etti durumu" gerçekten biz söylemeden nereden öğrenmişti acaba. Bunda bu kadar tepki göstermişse benim olayımda neler olabileceğini düşünmek dahi istemiyordum.

Araba evin önünde dururken minenin elini tutup onu da indirdim. Acaba aslı yengem biliyor muydu.

"annem biliyor mu acaba" aklımdan geçen soruyu mine dile getirirken bilmiyorum dercesine dudak büktüm.

"içeri girmeden öğrenemeyiz gel hadi" korumanın açtığı bahçe kapısından içeri mineyi de peşimden sürükleyerek girdim. Bu evi her zaman çok sevmiştim. İki katlı şaşadan uzat mütavazi bahçeli bir evdi. O kadar anım vardı ki bu evde her geldiğimde içime huzur doluyordu. Ama daha önce defalarca tıklattığım kapının önünde hiç bu kadar gergin durmamıştım. Kaçamayacağımızı bildiğim için kapıyı tıklattım. Bir süre sonra adım sesleri kapıya yaklaşırken minenin elimin içindeki elini daha çok sıktım buradayım dercesine.

"mine, asya" kapı açıldığında aslı yengemin üzüntüyle kaplanmış güzel yüzü belirdi önümüzde.. Biliyordu. Derin bir nefes alırken mine elimi bırakıp kendini annesinin kollarına attı.

"anne"

"hoşgeldiniz güzel kızım kızlarım benim" sıkıca mineye sarılırken her zaman olduğu gibi içim ezilerek bakıyordum bu görüntüye.

Bir gün bile aslı yengem beni mineden ayırmamış ona ne kadar sevgi göstermişse dahasını üzülmiyim diye bana göstermişti ama yinede bir anne edasıyla beni sevemiyeceğini biliyordum. Hiç hissettirmemişti ama ben yinede bunu hissediyordum. Kim bir annenin yerini ya da kim bir annede kızının yerini tutabilirdi ki..

"anne özür dilerim. Gerçekten sizi hayal kırıklığına uğratmak istemedim"

"şşşş saçmalama bebeğim aşk bu" demesiyle mine daha çok ağlamaya başladı. Benimde gözlerim dolarken sevgiyle baktım aslı yengeme. Asla ondan yana bir sıkıntı çıkacağını düşünmemiştim ve şaşırtmamıştı da. Mineyi bir süre kollarında tutup sakinleşmesini bekledi. Omzumu duvara yaslamış bu görüntüyü izledim ben de. Acaba annem yaşasaydı ve ben böyle bir şey yapsaydım nasıl tepki verirdi. Kafamın içine annemli senaryolar dolarken hızla onlardan sıyrıldım. Hiç iyi bir zaman değildi.

"üff çekil şuradan be sümüklü yeter. Bırak az da ben sarılıyım. Sanki tek senin ihtiyacın var şevkatli kollara" ortamın ağlak havasını dağıtmak için araya girerken aslı yengem gülerek mineden ayrılıp beni aldı kolları arasına.

"gel buraya güzeller güzelim. Çok özledim sizi"

"bende çookk" birbirimize doya doya sarıldıktan sonra minede dayanamayıp yanımıza sokuldu. Kapıdaki sarılmamız bitip içeri girdiğimizde ikimizde aslı yengemin kolları arasında koltukta oturuyorduk.

"ee anlatın bakalım şu olayları düzgünce. Baban dün akşam eve köpürerek geldi. Söylediğinde inan şok oldum mine hala şokum ama seni dinlemeden tepki vermicem kızım. Eğer böyle büyük bir adım attıysan bunun mantıklı bir açıklaması vardır çünkü"

"seni çok seviyorum anne"

"bende seni seviyorum bebeğim. Hadi anlat" ikimizde kolunun altından çıktık. Mine sakince annesine olayları anlatırken bende arada müdahale ediyordum.

"gerçekten çok seviyorum anne. Özür dilerim izinsiz yaptığım için ama inan o an o kadar doğru geldi ki" mine mahçupça yüzünü kucağındaki ellerine indirirken aslı yengem gülümseyerek elini tuttu.

"bebeğim inan dün akşam duyduğumda neye uğradığmı şaşırdım. Ben bu adamla evlenmek istiyorum diye karşımıza çıksan biz sana sen seviyorsun diye ses bile etmeyiz biliyorsun. O yüzden nasıl bize bunu söylemeden böyle birşey yaptı diye çok üzüldüm ama sonra aşkın mantık ya da izin istemediğini bilen birisin aslı ne saçmalıyorsun dedim" diyip güldü. Ben de onun bu tatlı haline gülmüştüm." dedim aslı sende baban vermiyor diye akife kaçmadın mı" demesiyle liseli kız gibi kıkırdadı.

"sana aşığım biliyorsun dimi" dememle yanağıma güzel bir öpücük bıraktı.

"ben de size aşığım benim uçarı kızlarım. Sizin hangi işiniz normal oldu ki evliliğiniz olsun" demesiyle gülerek sarıldık ona.

"seni çok seviyorum anne. Birkez bile bana kızmayacağından, beni en iyi şekilde anlayacağından şüphe etmedim."

"her zaman dinler ondan sonra hareket ederim bilirsin beni. Tabi rızamızı alarak bunu yapmanı isterdim bebeğim ama işte bazen istediklerimiz olmuyor. Benim minik bebeğimin kalbi aşkı tatmış diye nasıl kızarım. Aşk, bu dünyadaki en güzel şey" "diyip ikimizinde elini sıktı." Ama tabi ben duruldumda da baban çok sinirli"

"biliyoruz. Harika bir karşılama yaptı bize havalanında. Yaman elinde" dedim.

"ahh Akif ahh kızları dinlemeden birşey yapmıcaksın diye söz aldım ondan ama bak beni dinledi mi. Bir de utamdan tamam hayatım diyor. Geldi mi gösteririm ben ona" diye söylenmesiyle kahkaha atmıştım. Dayım ve yengem birbirlerine çok aşık olarak evlenmişlerdi ve hala da öylediler. Evde aslı yengem ne derse o olur tek bir sözü dayım için her şeyden değerli sayılırdı ama bu sefer bu olayda dinlemediği aşıkardı. Her zaman onların bu tatlı hallerine, dayımın başkalarına terör estiriken aslı yengeme sıra gelince kediye dönme olayına hep bayılmıştım.

"inan o anda orada olman lazımdı yenge. O kadar ürkütücüydü ki dayımı hiç böyle görmemiştim. Bize yazıklar olsun dedi" dememle kalbim burkuldu tekrardan.

"aayy yiyim onu lafa bak hele. Akşamına pişman olur sakın canınızı sıkmayın. Gelsin akşam yumuşatırız biz onu. Hep aynı Akif işte ilk bir parlar sonra pişman olur"

"olur mu anne cidden. Çünkü bize hiç iyi bakmadı"

"olur bebeğim olur. Gelin bakiyim buraya başımın belaları" gülerek birbirimize sarılırken dayım gibi ona da sahip olduğum için şükrediyordum.

"o değilde yenge dayım nerden öğrendi bu olayı sen biliyor musun" dememle ilk bana sonra mineye baktı.

"aslında bu bir sürprizdi ama bu olay üstüne gölge oldu"

"nasıl yani anne ne sürprizi" diye merakla sordu mine. Bende meraklanmıştım.

"doğum gününde sürpriz yapmak için baban sana araba aldı. Onu üstüne yapmak için kimlik bilgilerini çıkarttırınca olay patlamış" demesiyle şaşkınca birbirimize baktık mineyle.

"inanmıyorum" mine şaşkınca mırıldanırken morali daha da bozulmuştu. "babam bana sürpriz yaparken ben ona hayatının şoklu sürprizini yaşattım"

"şş bebeğim ağlama" aslı yengem mineyi kollarının arasına alıp sardı. Cidden o sürpriz yaparken mine ona daha fenasın yapmıştı.

"beni affeder dimi"

"bebeğim 2 günü var en fazla" diyip güldü.

Uzun süre oturup tatlı tatlı sohbet ettik. Gerçekten bu ortamı özlemiştim. Saat akşam dokuzu geçerken hala dayım gelmemişti. Arada mine yamanı arasada onunda telefonu kapalıydı. Ben de demire ulaşmaya çalışıyordum ama onunda telefonu kapalıydı. Sabahtan beri ona ulaşamıyordum ve açtığında canını fena okuyacaktım. En azından durumu bilseydi belki gelir yamana destek olurdu dayım karşısında ama yoktu. Yaman için endişeliydik ama dayımın ona ciddi bir şey yapmayacağını bildiğimiz için bir taraftan da rahattık.

"yok babanda cevap vermiyor" aslı yengem balkon kapısında belirirken bahçe kapısının açılmasıyla dayımı gördük. Yerinde durup balkona, bize bir bakış attı. Biraz karanlıkta kaldığı için tam olarak ifadesini anlayamamıştık ama minenin de benimde vücudumdan bir titreme geçmişti. Bir süre bize bakıp eve yürüdü. Yerimizden kalkıp kuzu kuzu salona geçtik ve dayımın salona girmesini bekledik.

Koca bedeni salondan İçeri girdiğinde yüzünden yorgunluk akıyordu. Gömleğinin üstten 2 düğmesini açmış ceketini çıkarmıştı. Onu hiç böyle dağınık görmemiştim. Gözüm beyaz gömleğindeki kan lekesine giderken mine de benimle aynı anda fark etmiş olacak ki kesik bir nefes aldı.

"baba" minenin sesi zor çıkarken elini tuttum.

"dayı iyi misin. Yaman iyi mi"

"geçin oturun" mine endişeyle dayıma bakarken birşey yok sakin ol dercesine baktım ona. Yavaşça yanıma çekip oturttum.

"akifcim bir açıklama yapar mısın canım neler oluyor. O kan lekesi ne. Yaman iyi mi" aslı yengem de olaya girdi.

"iyi. elim yanlışlıkla burnuna çarptı sadece" demesiyle gülmek istedim ama cidden hiç sırası değildi.

Yavaşça sandalyeyi çekip karşımıza oturdu dayım. Hepimiz o kadar gergindik ki.

"düşünüyorum inanın. Nerede yanlış yaptığımı düşünüyorum. Bu zamana kadar ne istediniz de yapmadım onu düşünüyorum. Bu zamana kadar hangi lafınızı ikilettim onu düşünüyorum." demesiyle yüreğime taş oturdu. Bize hiç bakmıyordu. "söyler misin mine hangi dediğin olmadı. Ne zaman kararlarının arkasında durmadım kızım. Tek bir tane söyle" gözüm mineye giderken başını öne eğmiş ağlıyordu.

"akifcim"

"lütfen aslı bırak konuşiyim" diye aslı yengemin girişimini de engelledi.

"baba inan amacım sizi gözardı etmek değildi. Yokmuşsunuz gibi davranmak hiç değildi"

"neden o zaman mine. Bir gelip rızamı almak bu kadar nasıl zor olabildi kızım. Ben evlendiğini sana sürpriz yaparken mi öğrenicektim" demesiyle minenin ağlaması artarken dayımın yanına gitmek için ayağa kalktı.

"yerinde kal mine" dayım sert bir dille onu uyarınca kalktığı yere geri oturdu.

"dayıcım biraz mineyi dinlesen" dememle o yakıcı gözleri gözlerime çıktığında bedenim buz kesti. Anında çenemi kapadım.

"hep iyi bir baba olduğumu düşündüm. İstediğin birşeyi ölçülü şekilde vermeye çalıştım, isteklerini dinledim, sana değer verdiğimi sonuna kadar hissettirmeye çalıştım. Birgün olurda birşey yaparsan benden çekinme diye sana, size babadan çok arkadaş oldum. Aynı şey senin içinde geçerli asya bunu biliyorsun." demesiyle benimde gözlerim dolmuştu. Bende arkasından iş çeviriyordum ve sanki biliyorda banada kızıyor gibi geliyordu." ama gel gör ki benim kızım benim iznimi alma gereği bile duymadan bir adamla evlenmiş"

"baba lütfen dinle. Çok özür dilerim biliyorum afettirmez yaptığımı ama nolur dinle. Amacım sizi gözardı etmek değildi ben sadece" sustu. Derin bir nefes çekerken içine gözlerim dayıma gitmişti. Bakışlarını kaldırıp mineye baktı "aşık oldum" diye fısıldadığında mine, dayım gözlerini kaçırdı.

"ben aşktan sevgiden anlamayan bir insan değilim mine. Bunu annene duyduğum aşktan biliyor olman lazımdı"

"sevgilim biliyor zaten bunu kızımız" aslı yengem dayımın yanına gelip ellerini omzuna koydu." biz aşktan çok iyi anlayan insanlarız kocacım. Bunu babam beni sana vermiyor diye senin beni kaçırman ve benimde gönül rızamla sana kaçmadan herkes anlayabilir." şeytanca bir araya girme yapınca çaktırmadan güldüm. Az değildi aslı yengemde.. Aşk için bizde aynı şeyi yaptık olayına getirip dayımı yumaşatması iyi bir girişimdi" Bende duyunca ilk bir üzüldüm ama" diyip dayıma doğru eğildi. Eli dayımın kalbinin üstüne giderken "buraya söz geçmiyor aşkım. Kızımız da geçirememiş" demesiyle gülümsemiştim. Öyle güzellerdi ki..

"aslı aklımı bulandırma" diye kızdı dayım.

"ama haklı dayı. Aşka yenilmek çok kolay. Mine de yenildi. Biraz daha ılımlı olamaz mısın" dememle ayağa kalktı.

"mineye kızıyor olmam aşık olduğu için değil. Böyle birşey de bizi yok saydığı için asya"

"baba seni yok saymak değildi amacım" diye tekrar atıldı mine. "sadece nasıl oldu anlamadım."

"ben de inan anlamadım. Görünce ne hissettiğimi hiç hayal edemezsin. Nasıl hayal kırıklığına uğradığımı"

"baba"

"bu olayı sindirebileceğimi sanmıyorum mine."

"ne demek istiyorsun dayı" diye fısıldadım. Dayım babam gibi olamazdı. Olmamalıydı.

"taraf sunamam beni seçmeme olasılığını düşündükçe kafayı yiyorum"

"sana kimseyi tercih etmem baba ama benden yamandan vazgeçmemi isteme ne olur. Beni bu yükün altında bırakma" diye ağlayarak konuştu mine. Yüreğim ağzımda atıyordu resmen. Esip gürlemesini bize dehşet kızmasını bu tavrına bin kat tercih ederdim. .

"dayı bunu yapamazsın" diye çıkıştım "sen bu değilsin. Tamam bir sorun oldu ama bu çözülemicek birşey değil"

"akif biraz başbaşa konuşalım hayatım. Olayın sıcaklığıyla konuşma başka yerlere gidiyor" diye kızgınca söylendi aslı yengem. Mine ağlayarak koltuğa çökerken "bence de başbaşa bir konuşalım" diye ben de destekledim.

"konuşmaya değil olayı düşünmeye ihtiyacım var. Kızımın benden rıza almadan evlenmesine hangi hareketimin sebep olduğunu bulmama ihtiyacım var"

"baba senin bir suçun yok" diye inledi mine.

"dayı lütfen"

"yeter bu kadar. Herkes başını elleri arasına alıp bir düşünsün. sen benimle gel asya" kimseye bakmadan odadan çıkarken aslı yengemle birbirimize baktık.

"neden seni çağırdı şimdi"

"bilmiyorum ki" demirle beni bilse mineden daha beter yapardı beni o yüzden bu değildi seçenek ama neden illa beni çağırmıştı. "ben gidiyim. Sen de biraz sakinleş bebeğim söz halledicez. Yumuşatıcaz" minenin başına bir öpücük kondurup dayımın peşinden gittim. Çalışma odasında beni bekliyordu. Camların önündeki kaskatı bedenine bakarken bende aşırı gerilmiştim.

"dayı nolur biraz daha ılımlı ol. Minenin yaptığının seni yok saymak olmadığını biliyorsun. Lü-"

"bu konu hakkında konuşmak istemiyorum asya. 2 gün sonra benimle italyaya geliyorsun" demesiyle anlamazca baktım üzüntüden çökmüş yüzüne..

"neden dayı ne işimiz var orda"

"önemli bir davet var. Ben de davetliyim. Seninde bir avukat olarak devlet adına yanımda olmanı istiyorum"

"neden bir avukata ihtiyacın var ki dayı. Neler oluyor"

"sorgulama asya. Sanada zaten kızgınım istersen çok yüklenme"

"dayı kardeşimi savunduğum ve onun sevgisinin arkasında olduğum için beni suçlayamazsın. Sevdiği için onu da suçlayamazsın" dememle gözlerini kapayıp burun kemerini sıktı.

"şu konuyu açma"

"sen bu kadar ulaşılmaz bir adam değildin. Ne oldu sana"

"hayal kırıklığına uğradım asya" diye çıkıştı. "size kendimden daha çok güvenirken, ben hayal kırıklığına uğradım. Hayal kırıklığına uğramak ne demek biliyor musun sen" demesiyle yutkunmuştum.

"biliyorum dayı. Babam tarafından sürekli hayal kırıklığına uğratılan biriyim ben. Kendi tarafından bakınca minenin seni hayal kırıklığına uğrattığını düşünüyorsun, belki haklısında ama inan bir kızın babasından dolayı hayal kırıklığına uğraması babasının uğramasından daha kötü. Lütfen biraz düşün bu konuyu. Yaman kötü biri değil ben tanıştım onunla. Sende yakından tanımışsındır ve nasıl biri olduğunu eminim ki tanışmadan da tek bakışından anlamışsındır. İkisi de birbirini seviyor lütfen onu bir tercihin içine bırakma. Bu.. "sustum. Aklıma babam gelirken gözlerim dolmuştu.." çok ağır bir yük"

"beni yalnız bırak asya"

"tamam dayı nasıl istiyorsan öyle olsun ama seni sevdiğimizi ve asla seni bilerek kırmak istemeyeceğimizi hele de hayal kırıklığına uğratmak hiç istemeyeceğimizi bil. Bazen kalbe söz geçmiyor. Bunu lütfen unutma." dememle çıktım odadan.

"durum nasıl" aslı yengemle kapıda karşılaşırken bilmem dercesine dudak büktüm. Güven verircesine gülüp odaya girmek için yöneldi ama dayım tam o anda dışarı çıkmıştı.

"hayatım nereye"

"işim çıktı"

"biraz konuşsaydık"

"işim aslı" diyip yengemi öpüp gitti. Beni öpmemesi içime otururken "yarına düzelir" diyip teselli etti beni yengem. Gözlerimi silip minenin yanına gittim. Cidden olay sandığımızın yüz metre yanından bile geçmemişti.

############

İyiyim dayım düzelmedi hala.

Huysuz herif. Ben halledicem sen kendini üzme.

Demirden gelen mesajı okurken güldüm. Dayımla o konuşunca olaylar daha da karışabilirdi ama bunu gözardı ettim. . Şu iki gün o kadar sıkıntılı geçmişti ki. Minenin ağlamaları yamanın eve yaklaşamayıp delirmesi. İki günü dayım resmen zehir zemberek etmişti hepimize. Onun bu tavrına inanamıyordum. Resmen arkasından iş çevrildiği için burnumuzdan getirmişti olayı. Tamam dayım sert bir adamdı ama bize karşı ilk defa bu kadar sert görüyorduk onu. Bundan başka büyük hatalarımızda olmuştu ama hiç böyle davrnmamıştı bize. Cidden bu olay çok üzmüştü dayımı, gösterdiği tavırdan belliydi.

"hadi asya"

"geliyorum" saat 4 gibi italya'ya inmiştik. Demire italya'da olduğumu söylememiştim çünkü dayım bunun gizli bir görev olduğunu söylemişti ve benim de çenemi neden kapalı tutmam gerektiğini de güzelce açıklamıştı. Mineye ve aslı yengeme İstanbul'da işim çıktığını söyleyip kimseye durumu açıklamadan dayımla italya'ya gelmiştik ve biran önce burayı halledip geri dönmek istiyordum. Demire ve diğerlerine yalan söylemek beni aşırı rahatsız etmişti ama konu dayımın anlattığına göre ciddiydi ve susman gerekiyordu. Üstümdeki siyah davet elbisesini düzeltip makyajımı son kez kontrol ettim. Hukuk okurken italya'da, İtalyan hukuku üzerine staj yaptığım için dayımın olası bir olayda devlet adına yanında olmam gerektiği konusundaki konuşması omuzlarıma ağır bir yük yüklemişti. Gergince bir nefes aldım.

"asya"

"geldim dayı" uzattığı koluna girdim. Bana karşı biraz daha yumuşamış olsa da mineye karşı yumuşamamış, olayı uzatıp iki günde eve işim var diyip uğramamıştı.

"hazır mısın. Korkmana ya da endişelenmene gerek yok" asansöre binerken derin bir nefes daha aldım.

"sen yanımdasın. Sen yanımda oldukça ben bir şeyden korkmam kahramanım. Hem neyden korkucam ki alt tarafı bir davet" dememle gergince gülümsedi. Onunda üstündeki gerginlik beni endişelendiriyordu ama belli etmedim. Dayım gibi birini gergin hissettirecek kadar ne vardı bu davette merak etmiştim. Asansör durup balo salonunun olduğu kata gelmemizle dışarı çıktık..  

"asya"

"efendim dayı" kısık bir nefes aldı. "iyi misin dayı. Bu kadar gergin hissedeceğin bir davet mi bu cidden" dememle zorla gülümsedi

"hayır güzelim. Sadece iki gündür olaylara kızgın olduğum için söyleyemedim ama her ne olursa olsun seni çok seviyorum ve ne yapıyorsam yapıyım seni, sizi sevdiğim için, sizi korumak için yapıyorum. Bunu ne olursa olsun unutma olur mu güzelim" demesiyle sevgiyle gülümsedim.

"biliyorum dayım. Kahramanım. Ben de seni seviyorum. Hadi gidip işimizi halledelim ve evimize gidelim" dememle başını salladı. Gülümseyerek yanağına öpücük kondurdum. Onun beni sevdiğini söylemesi içime çiçekler açmıştı. Mutlulukla gülümseyip salondan içeri girdim. Kulağıma hoş bir melodi dolarken gözüm kalabalık insan topluluğunun üstünde gezindi. Ortam o kadar hoştu ki..

"gel güzelim" rahat bit tavır takınıp, beni yönlendirmesiyle dayıma ayak uydurdum. Gözlerim etrafta gezerken durmasıyla ne oldu dercesine yüzümü ona çevirmiştim.

"sayın Luciano Mancini" tüm bedenim duyduğum isimle titredi. Önümde bir kadının belini sarmış arkası dönük duran demirin önünü dönmesiyle donup kalmıştım. Demirin italya'ya gelmiş olduğunu bana söylememesi şuan karşımdaki görüntünün gölgesinde kalmıştı. Demir de beni görünce afalladı. Ama umurumda olan onun afallaması ya da neden burada olduğu değildi tek umurumda olan belini sıkı sıkıya tuttuğu ona yapışık şekilde duran kadının kim olduğuydu.

Şokla hala birbirimize bakarken biranda kadının ağzından çıkan İtalyanca "kocacım bunlar kim" sözüyle kulaklarım uğuldadı. Ne demişti o? Duyduğum şeyle sendeleyen bedenimi dayım yakaladı.

Kocacım mı?  

Continue Reading

You'll Also Like

14.9K 1.3K 57
Karanlık bir geçmişi olan bir adamın sevdiği kadını geçmişinden uzak tutmak için neler yapar sizce... Mesela kapısına bir papatya koyar... Küçük bir...
372K 20.3K 46
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...
6.4M 279K 61
Her şey abimin düğününde beğendiğim çocuk yerine abimin arkadaşının numarasını almakla başladı. Liya; ANALAR NELER DOĞURUYOR Liya; KAYNANAM ABARTMIŞ...
204K 8K 59
Yıllɑr vɑr ben onu hiç unutmɑdım. O beni sorɑr, hɑtırlɑr mı ki? Ben imkansız aşklar için yaratılmışım, Ne kavuşmayı bilirim ne unutmayı, Kayboldum ku...