Mafya'nın Aşkı

By mmavi_bulutt

1.5M 46.4K 16.6K

20 yaşında iç mimarlık 2.sınıf öğrencisi ,dış çevre ile çok bağıntısı olmayan genç bir kız. 26 yaşında acım... More

♧Karşılaşma...♧
♧Sevgilim ol!♧
♧Taşınma mı??♧
♧Kabul ediyorum..♧
♧Proje...♧
♧Tatil...♧
♧Takip...♧
♧Kedi...♧
♧Sekreter♧
♧Bilinmeyen numara?♧
♧Bitmeyen Korkunç Gece...♧
♧Akşam yemeği...♧
♧Zehirlenme...♧
♧Los Angeles...♧
♧Bileklik...♧
♧Aile Tanışması..♧
♧Davet...♧
♧Çam ağacı...♧
♧Sarhoş...♧
♧Alaca...♧
♧İş toplantısı...♧
♧Ceza...♧
♧Korku filmi...♧
♧Silah sesi...♧
♧Mor güller...♧
♧Hastalık...♧
♧Kar...♧
♧Kaçırılma...♧
♧Doğru mu??♧
♧Kimden Geldi?♧
♧Bırakma Beni Mert...♧
♧Yeni yıl..♧
♧14 Şubat❤♧
♧İhanet mi??♧
♧Gelen Kim??♧
♧Gün batımı...♧
♧Acı Gerçekler💔♧
♧Temiz Sayfa...♧
♧Acaba??♧
♧Doğum Günü...♧
♧Yer Altı Zindanı...♧
♧Geçmişden Gelen...♧
♧Maket Ev Seferberliği...♧
♧Kimin Adamı??♧
♧İstenmeyen Misafir...♧
♧Birden Bire...♧
♧Kurtar Beni...♧
♧Maldivler🌊♧
♧Son Anda...♧
♧Evlilik meselesi...♧
♧Plan...♧
♧O şarkı...♧
♧Kıskançlık...♧
♧Evet mi?❤ Hayır mı?♧
♧İtalya🍨♧
♧Unutkanlık...♧
♧Ufak sorun...♧
♧Dövme...♧
♧Kız isteme⚘♧
♧Mezuniyet♧
♧Yıldızlar♧
♧Bekarlığa Veda Partisi♧
♧Kına Gecemiz♧
♧Düğün♧
♧Balayı♧
♧Balayı dönüşü♧
♧Büyük Anlaşma♧
♧Karışık Duygular...♧
♧İlk Anılarımıza Dönüş♧
♧Orman Yolu🐎♧
♧Esra~Ömer İlişkisi♧
♧Hamile miyim?♧
♧Bebeğimizle Tanışma♧
♧Kalp Atışı♧
♧Bebeğim Yaşıyor Mu?♧
♧Ekşi Erik♧
♧Sürprizler♧
♧Gizemli Kaset♧
♧Şart♧
♧Kavga♧
♧Tekme♧
♧Cinsiyet♧
♧Uçak kazası♧
♧Gök Gürültüsü♧
♧Duygusal Değişimler♧
♧Kızımın İsmi♧
♧Doğum..♧
♧Yeni Düzen 👼♧
♧Senin Suçun ♧
♧Ölemezsin..♧
♧Küçük Aşk Oyunları♧
♧İntikam..♧
♧ Ve Sonuçları..♧
♧Yanlış Anlaşılma♧
♧Belirsizlik♧
♧Yalanlar♧
♧Gidiyorum...♧
♧İkinci Şok.. ♧
♧Kırmızı Bileklik♧
♧Korkular...♧
♧İntikam Oyunu...♧
♧Baş Başa Bir Gece♧
♧Ölüm Dolu Sokaklar♧
♧Bazı Hayatların Acıları♧
♧Trafik Kazası♧
♧MERT..♧
♧Yaşam mı, Ölüm mü?♧
♧Gizemli Çiçek Kartı♧
♧İkimizden Birisi Ölecek..♧
♧İçimizdeki Düşman♧
♧Yeni Sırlar... ♧
♧Kardeşler Mi?♧
♧Onu Kabul Etmeli Miyim?♧
♧Annelerimiz..♧
♧Neden Sakladın?♧
♧Boşanma♧
♧Affetmiyorum..♧
♧Bebeklerimiz♧
♧Kaderim Sizin Elinizde🌺♧
♧Baba-Kız Kıskançlığı♧
♧Aşiret Düğünü♧
♧Hisler..♧
♧Kurtaracak bizi..♧
♧Ölüm..♧
♧İntikam mı??♧
♧Bebeklerimin Hayatı♧
💙💙1Milyon💙💙
💜Yeni Kitap Duyurusu💜
♡Zehirli Kalpler-Yeni Kitap♡
♧Yeni Aşklar..♧
💜Güzel Haber💜
♧Kimseye Ait Olamazsın♧
♧Asla♧
♧Bu Kalpte Asla Olmadın..♧
♧İkiz Bebekler♧
♧Dikkat Et...♧
♧Buradayım...♧
♧Hayal..♧
💫DUYURU💫
♧İki kayıp!♧
💜2.Yıl💜
♧🐞Disneyland❄♧
♧2024🍷♧
♧Kafes Dövüşü ♧
🤎Önemli Duyuru🤎
♧Hastalıklar..♧
Dedikodu Times🙈
♧ Baba Oluyorum...♧
💜Ramazan Ayı💜
♧Boş Mezar..♧
♧ Keder Çığlıkları☔️♧
📢Bölüm Duyurusu..📢
💜QUİZ💜

♧Atmayan Minik Kalp ♧

5.8K 189 40
By mmavi_bulutt

Selam herkesee👋

Biraz duygulanalım dedim...

İyi okumalar..

Cümle arası yorumlarınızı bekliyorum😇😇

EFTELYA

Galiba en iyisi ikisini de yalnız bırakmaktı. Bir şey yaparsam daha da üzülebilirlerdi.

Ben kendi çalışma odama geçtim. Çok büyük bir yarışma vardı. Mimarlık yarışması. Bu yarışma 3 yılda bir yapılır ve uluslararası bir yarışmaydı. Bende bu yarışmaya girmek istiyordum. Çok ünlü kişilerin projeleri olur her sene. Girmek istiyordum ama kendi adımı vermeyecektim şuan. Kaybedetsem bile Mert beni 1. yapardı. Ben de bunu istemiyordum.

Kendi yeteneğim ile, bu zamana kadar çalıştığım işlerden öğrendiğim, çalıştığım yardım aldığım ünlü kişilerin deneyimlerim ile girecektim. Kendi planlarım ile..

Çalışma odamda bu sene ki yarışma için proje detaylarını inceliyordum. Odamın kapısı yavaşça açıldı. Mert gelmiş.

"Dünyam ben Bars ile çıkıyorum."

Büyük ihtimalle deniz kenarındaki o harabe eve gideceklerdi. Sormadım.

Gülümseyerek;

"Tamam sevgilim, dikkat edin. Geç kalmayın."

Gelip beni öptü. Bana bakıp;

"Kendini yorma.."

Sonra karnıma doğru eğilip;

"Sende anneni yorma kızım tamam mı?"

Aaa şaka gibi.. Mert konuşunca kızım hareketleniyordu.

"Aaa kızım babana cevap mı veriyorsun sen?"

Gülerek Mert'e baktım. O da gülümsedi. Karnıma bir öpücük kondurdu.

Aşağı indiler ve gittiler. Ev bana kaldı. Baktım Ömer de peşlerinden gitmiş. Anlamadım.

Mert 4-5 gün kendini belli etmeyecekmiş. Öldüğü bilinecekmiş bir planı varmış. Bu yüzden şirket işlerine evden devam edecekmiş, buradan kontrol edecekmiş. Ne yapmak istediklerini gerçekten anlamadım. Ama bu role herkes uymak zorundaydı.

Biraz Mert'in tabletini karıştırdım. İşleri inceledim. 1-2 saattir inceliyordum. Bakarken zaman nasılsın geçti anlamadım. 2 saattir ne Mert'e, ne Bars'a hatta Ömer'e bile ulaşamıyorum. Neredeydiler acaba. O deniz kenarındaki o zindan eve gittilerse gece olmadan dönmez. 2 senedir öyle yapıyordu.

İşlere bakarken kötü bir şeyler olduğunu gördüm, belliydi. Ve birden sistem çöktü. 5 dakika kadar geçti geçmedi sonra telefonum çaldı. İlk önce Mert'in asistanı aradı.

"Eftelya hanım hemen şirkete gelmeniz gerek. Ömer bey'e ulaşamıyoruz. Sistem çöktü. Virüs bulaştı ve şuan hiç bir sistem çalışmıyor. Tüm veriler birileri tarafından alınıp buradan siliniyor."

Ben ne yapacaktım şimdi. Mert yok, Ömer de yok.

"Nasıl oldu? O kadar adam var o şirkette hepsi üst düzey.. Nasıl halledemiyorsunuz?"

Asistanın sesi kısılarak;

"Mert bey olsa hemen hallederdi ama kendisi de ortada yok. Özür dilerim üzgünsünüz ama gelebilir misiniz?"

Doğru ya şuan benim kocam kayıp, ölü rolü oynuyordu. Üzgün olmam gerek.

"Tamam geliyorum. Toplantıyı ayarlayın siz. Her şeyden haberim olacak."

Kapatıp ayağa kalktım. Esra aradı.

"Efendim kuzu?"

"Esra eniştem nerede, Ömer nerede? Hiç birine ulaşamıyorum. Burada kriz çıktı. Acil Ömer'in gelmesi gerek."

"Onlar yok bir yere gittiler ama neresi emin değilim. Tahminimce de geceye kadar gelmezler. Şimdi ben geleceğim ama ne yapacağım gerçekten bilmiyorum. Mert'i herkes kayboldu hala bulunamadı biliyor. Ömer de yok şimdi onlarla beraber gitti..."

"Sen gel kuzum herkes seninle konuşacak bende varım halledeceğiz madem onlar yok ve işler sana kaldı beraber halledeceğiz. Kendi başına halledebileceğini, tek yönetebildiklerini görecekler..."

"Kuzum iyi hoşta benim en ufak bir yanlış fikrim nasıl bir zarara sokar.. Hisseler düşer, paralar gider.. Uff neyse geliyorum ben. Beni bekle."

Hayır da tam gidecek vaktimi buldular🤦🏻‍♀️

Hazırlanıp yarım saat içinde şirkete vardım.

(Ayakkabı spor ayakkabı ve göbüş biraz büyük olarak hayal edebilirsiniz.)

Ben evden çıkarken o deniz kenarındaki eve bir kaç adam gönderdim. Eğer oradalarsa hemen buraya gelsinler diye.

Mert'in asistanı yolda sürekli benimle konuşuyordu. Toplantı ayarladılar.

Şirkete girdim. Herkes bana bakıyordu. Galiba herkes ne durumda olduğumu merak ediyordu. Mert %80 o uçakta ölü olabileceği düşünülüyordu. Aslında gerçekten hala kayıp ve şirket bu durumda olsa asla gelmezdim. O an şirketi düşünemezdim.

Esra hemen yanıma geldi. Toplantı odasına çıktık.

Bölüm müdürlerinin hepsi toplantıdaydı. Baya kalabalıktı. 40-50 kişi vardı.

Ayakta tüm ciddiyetim ile konuşmaya başladım.

"Şuan Mert kayıp, Ömer de yok. O yüzden işler ile şuan benin ilgilenmem gerek, kimse kaybolma hikayesini ağzına almayacak ve Mert olsaydı böyle vs. olurdu demeyeceksiniz. Şimdi bir türlü kurtaramadığınız sistemi nasıl açarız onu söyleyin."

Şirket çalışanların baş müdürü;

"Eftelya hanım özür dilerim ama demem lazım böyle durumlarda Mert bey hemen hallediyordu ve bize ne yaptığı konusunda bir şey söylemiyordu."

Mert yine şaşırtmadı. Neyse bu durumu bence hallede bilirdim. Mert bana zamanında bir şeyler anlatmıştı.

Hem de buradaki bilişim uzmanları ile halledecektim.

"Şimdi, bu zamana kadar ve düne kadar olan veriler yedeklendi mi?"

Hepsi sus pus oldu. Biraz sesimi yükselterek:

"Sorumun ikiletilmesini hiç sevmem.."

Kısık sesle birisi;

"Son 1 haftanın yok Eftelya hanım."

"Sebep? Bu şirkette her gün veriler yedekleniyor. Yedeklenmek zorunda. Yedeklememe gibi bir lüksünüz mü var?"

"Mert bey'in kazası.."

Sesimi daha da yükseltip;

"Mert'in kazasını bu şirket işlerine nasıl bahane bulursunuz?
Bu işi halledelim, sizin bu sorumsuzluğunuzun bedeli ağır olacak. Bizzat kendim ilgileneceğim."

Mert'in de dediği gibi burada bunlara acımamak gerek. En ufak fırsatta işler ne hale geldi.

"Anladığım kadarı ile kimse bir şey bulamadı.."

Birisi söz isteyerek;

"Tek bir çözümü var Eftelya hanım. Sistemleri baştan başlatacağız. 1 saat kadar sürer daha sonra Mert bey'in özel kodlarını sisteme girip başlatacağız. Ama sistem odasına sadece Mert bey girebilir. Onun parmak izi, göz tanıma sistemi var. Kodlar da nerede bilmiyoruz sadece Ömer bey ile Mert bey biliyor..."

Başka birisi;

"Sistemi baştan başlatmak bize çok büyük bir zarar verir. 1 saat için ne kadar zarara uğrarız. Rakip firmalara gün doğar."

Başka birisi;

"Ama şuan kurtaramazsak daha büyük zarara uğrayacağız. Bir şekilde sistem odasına girmemiz gerek..."

Esra'nın gözüne baktım. O da onayladı. Şuan ona güveniyordum.

Herkes bir şey söylüyordu. Her kafadan ses çıkıyordu. Elimi hızlıca masaya vurdum. Biraz acıdı elim ama..

"Tamam hemen yapıyoruz. Kodları girmemiz için bana yazılım uzmanını yanıma gönderin. Ben sistem odasına gireceğim. Hemen yapacağız. Herkes de işinin başında olsun. En ufak bir aksaklıkta hiç acımam haberiniz olsun."

Kodlar nerede biliyordum. Adamları alması için gönderdim.

Eğer buradaki sistem odasında benim taramamda var ise kolaylıkla girebilirdim.

"Şimdi hemen yukarı kata getirin uzmanı, Esra sende benimle gel. Herkes şimdi dağılsın. Hiç bir şekilde şirket dışına bir arama gitmeyecek. Eğer ne yaptığımız duyulursa veya benim ne halde olduğum o zaman benden gerçekten korkun.. "

Birisi bana seslenerek beni durdurdu, dönüp baktım.

Çalışanların baş müdürü:

"Eftelya hanım bunu demek istemem ama ve beni affedin siz bu işler ile çok uzaksınız, bu işlerin nasıl ilerlediğini anlamazsınız. Sadece Mert Bey yok diye bu kadar bilmediğiniz konulara girmeyin ve birilerin demesi ile hemen iş yapamazsınız. Ben bunun hesabını Mert Bey'e veremem. Bence bu işi yapmayalım biraz düşünelim ve başka bir çözüm bulalım."

Vücudumu ona tamamen dönüp ona doğru yürüdüm.

"Sen kendini ne sanıyorsun da benimle böyle konuşuyorsun. Haddini bil.. Yaptığım şeyin hesabını sana mı vereceğim. Emin ol ben senden daha çok şey biliyorum. Ama bana böyle konuşmanın cezasını alacaksın.."

Bakışlarımı ondan çekip masadaki herkese baktım ve bağırarak;

"Sakın bana kimse ahkam kesmesin.. Haddinizi bilin.. ŞİMDİ HERKES İŞİNE DÖNSÜN."

Odadan çıktım. Sinirlendim. Bir de beni küçümsüyor. Ona hesap mı verecektim. Kendimi dindirmeye çalıştım

Ay şuan kalpim küt küt atıyordu. Yanlış bir şey mi yapıyordum bilmiyorum ama tek çözüm bu idi..

Yukarı giderken Esra'ya döndüm. Elini tuttum.

"Stresten her yerim ağrıyor. Kızımın da hareket etme saati tuttu. Ayy Esra korkuyorum. Daha Mert gili de bulamadık."

"Sakin ol bakalım kuzum. Sakince halledeceğiz. En iyi çözüm bu. Merak etme."

"Sakin olabilsem. Bir de herkes Mert kayıp diye biliyor. O daha kötü ya.."

Kulağıma eğilip;

"Daha iyi ya.. gücünü verdiğin kararları herkes görecek."

Beni dürttü. İstemsizce sırıttım.

Sistem odasının önüne geldik. Buranın daha çok koruması vardı. Kimse cidden giremezdi. Şirketin bilmem kaç kat altındaydı.

İstanbul'da da böyle bir olay yaşamıştım. Ne yapacağımı az çok biliyordum. Denedim baya uğraştık ve odaya girdim. Gözüm kocaman açıldı. Yüzlerce bilgisayar vardı. Yazılımlar, her şey, her dosya burada görünüyordu. Çok değişikti. Esra da arkamdan girdi. Ağzı açık kaldı. Demek ki normal bir tepki verdim.

"Oha Eftelya burası ne böyle. Ben böyle hayal etmiyordum."

"Bende.."

Biraz baktım etrafa. Bir yeri ellemedim. Yanımda 4 koruma girdi. Yazılım uzmanı ve bilgisayar uzmanı geldi. Hemen işe başladılar. Ben tüm ciddiyetim ile onlara bakıyordum. Onları inceliyordum. Esra da onların ne yaptığına bakıyordu. Kendini geliştiriyordu.

Bir anda odada kırmızı ışıklar ve alarm çaldı.

"Eftelya hanım sistemi kapatamıyoruz."

Yanlarına gidip;

"Nasıl? Neden kapanmıyor?"

"Birisi sistem odasından virüs bulaştırmış. Dosyaların hepsi ele geçirelene kadar kapanmamak üzere ayarlanmış."

Nasıl oluyordu, buraya başka kim gelebilirdi ki? İmkansızdı.

"Siz halletmeye çalışın, uğraşın."

Korumalara döndüm.

"Siz bunların başında bekleyin. Buranın korumasını arttırın. Kesinlikle bu kata kimse inmeyecek. Bu kat ve 2 kat üstüne kimse gelmeyecek. Ben kamera odasına çıkıyorum. Hemen geleceğim."

Hemen yukarı güvenlik kamerası odasına geçtim.

Herkes saatleri inceliyordu. Yüzü tamamen kapalı birisi sistemi çözmüş, bozmuş ve girmiş. Ve sonrası yoktu. Kimdi bu kişi, kim??

"Hemen bu adama ulaşın, bulun bir şekilde. Bulunca onu Mert'in adamları götürdüğü yere götürün."

Mert'in böyle cins mekanı çok olduğu için böyle adam öldürme tehdit etme gibi.. oraya götürebilirlerdi.

Geri sistem odasına indim. 1 saat kadar uğraştılar ve bir şekilde sistemi baştan başlattılar. Yarım saat, bir saat de bu sürerdi. İstediğim yerdeki kodlarda geldi. Mert'in odasına çıkıp kasasına koydum. Şuanlık orada kalması iyi olacaktı.

Bende Mert'in odasında biraz dinleniyordum. Çok ağrılarım vardı. Dayanmaya çalışıyordum. Mert'in kaybolduğu duyduğumdan beri inanılmaz ağrılarım vardı. Ve bu en büyüğüydü. Dudaklarımı dişliyordum..

Odaya Esra ile asistan girdi.

"Kuzum ne oldu iyi misin?"

Kafamı hayır anlamında salladım.

"Canım acıyor. Yine ağrı başladı. Dayanamıyorum."

"Hadi hemen hastaneye gidelim. Burada işler şuan da iyi hallederler. Gel.."

Beni kaldırmaya çalıştı, izin vermedim.

"İşleri bitirmem gerek. Biraz dinlenirsem geçer."

Geri uzandım.

"Böyle olmaz hadi Eftelya bir kerede karşı çıkma."

"Olmaz dedim Esra.. İşler yoluna girsin eve gideceğim zaten. Biraz yalnız bırakır mısınız? Lütfen.."

Biraz zor ikna oldu ama gönderdim. Elimi karnıma koydum kızım ile konuşmaya başladım.

"Benim güzel kızım neden bana bu kadar acı yaşatıyorsun?"

Dudağımı büzüp biraz dinlendim. Yarım saat sonra kapı açıldı. Sistem açılmış, şimdi kodları girmemiz gerekti. Yavaşça yerimden kalktım ama canım o kadar çok yanıyordu ki yürüyemiyorumdum.

Esra'dan destek alarak yürüdüm. Kodlar gözümün önünde yarım saat, kırk beş dakika içinde girildi. Acıdan bayılacaktım gerçekten. Bu kadar çok uzun sürmezdi. Hemen geçerdi.

"Tamam Eftelya hanım sistem normale döndü. Veriler hala duruyor. Şuan da güvende herşey."

"Emin misin?"

"Evet.."

Toplantı odasına geçtim.

"Herkes bu gece burada kalıp işleri bitirecek. Tüm yedeklemeyen dosyalar halledilecek, sisteme giriş için bilgisayarınızdan tüm kodlar girilecek. Sabaha hepsi bitecek. 5 aylık maaşlarınızı almayacaksınız. Çalışanların 5 ay boyunca da tatilini kaldırıyorum. Herkes mesaiye kalacak. Bu sorumsuzluğa göz yuman kişiler ya bana gelir itiraf eder ha etmedi bu kişileri Ömer bulursa kendinize ölümden ölüm beğenin...

Birisi tam konuşacak iken;

"Ama Eftelya hanım..."

Onu dinlemeden biraz daha bağırarak;

"İtirazı olan.."

Sessizlik hakimdi kimse kafasını dahi kaldırmıyordu.

"Güzel bende yoktur diye düşünüyordum. Ha bu arada bu sorumsuzca ve aptallığınızın cezasını daha vermedim. Herkes şimdi gidip işini halletsin. Yarın tekrar görüşeceğiz. Bu konuyu unutmadım."

Geri Mert'in odasına çıktım. Halim yoktu. Koltuğun kolunu sımsıkı tutuyordum. Canım çok yanıyordu. Gözümden yaş gelmeye başladı.

Telefonum çalmaya başladı. Mert arıyordu.

"Alo.."

"Eftelyam ne oldu? Adam göndermişsin bir sürü şey olmuş..."

Mert'i dinleyemiyordum. Bir sürü şey diyordu. Telefonu konuşmadan kapattım. Koltuğa oturmaya çalıştım. Esra'yı çağırdım. Acıdan ağlıyordum.

"Esra çok ağrım var. Çok kötüyüm."

"Ben sana hastaneye gidelim dedim. Ağlama güzelim dur. Hemen arabayı hazırlasınlar hastaneye geçelim."

Kafamı salladım. Esra adamlara söylemeye gitti. Telefonum çalıp duruyordu. Açtım.

"Mert ben çok kötüyüm.."

"Hemen hastaneye gidiyorsun Eftelya, ben de geliyorum. Sakin ol tamam mı güzelim?"

Hafif sesim ile:

"Hemen gel olur mu? Korkuyorum.."

"1 saat sonra oradayım güzelim, dikkat et."

Telefonu kapattı. Yerimden kalkıp kapıya doğru yürüdüm. Gözlerim karardı. Adamların kolunu tuttum. Anladılar beni. Hemen koluma girdiler. Arabaya kadar yardım ettiler. Herkes bana bakıyordu. Bu zaten daha kötüydü.

Arabada içimden dualar ediyordum. Ya kızıma bir şey olursa diye..

Doktorum hemen bir şeyler yaptı. Bebeğimin kalp atışları çok az mış. İğneler, serumlar, kontroller vs. Bir sürü şey yaptılar.

Ağlayarak;

"Kızım nasıl? Durumu nasıl?"

Herkes birbirine bakıyordu.

"Sadece kalp atış sayısı olması gerekenden az onun haricinde bir sıkıntı yok ama size bir ilaç vermemiz gerek. Bebeğiniz için.. kasıklarınızdan bebeğinin geliştiği zarın içine gireceğiz. İlacı bebeğin sıvısına enjekte edeceğiz."

Bana bir sürü şey anlattı.

"Ne yapacaksanız yapın ama kızım iyi olsun."

"Ama bu işlem biraz canınızı yakacak.."

"Önemli değil tek kızım yaşasın iyi olsun.."

Çok korkuyordum. Şuan Mert'in yanımda olmasını istiyordum.

Esra;

"Mert Bey'in gelmesini bekleyebilir miyiz? 1 saatten daha az sürede burada olacak."

Doktor bize bakıp;

"Esra hanım 1 dakika gelebilir misiniz?"

Benim yanımdan gittiler. Elimi karnıma koydum bebeğimin hareketleri yoktu. Hissetmiyordum.

ESRA

Doktor beni dışarıya çağırdı.

"Esra hanım Eftelya hanımın yanında demek istemedim ama siz buraya geldiğinizde bebeğin kalbi zor atıyordu 2-3 dakika kadar kalp atışı durmuştu. Ve sonra geri atmaya başladı. Çok zayıf kalp atışı hemen yapmamız gerek..."

Ağzım açık dinliyordum.

"Onayı sizden almam gerek. 2 dakika düşünün."

Ben ne diyeceğimi bilemedim. Elim ayağım titredi. Hemen Mert eniştemi aradım. Gözlerim doldu biraz da sesim titredi. Biraz anlattım ve onay istedim. Verdi zaten.

Doktora söyledim ve hemen bir odaya aldılar. Yanında ben vardım. Acıdan kıvranıyordu. Artık ağlıyordu. Zor da olsa işlemi yaptılar.

Odaya aldılar. Yatıyordu, uyuttular.

Bende dışarıda oturuyordum. Odasının önünde zaten adamlar vardı. Artık benim yanımda da vardı ve ne rahatsız hissettiriyordu. Gerçi sevgili olduğumuzdan beri böyleydi. Hep Ömer yüzünden. İstemiyorum dedim. Olmaz dedi durdu. Şirkette öyle yapmıyordu ama sürekli yanımda olduğu için adamlar yanımda değildi.

Kimse hala Ömer ile nişanlı olduğumu bilmiyordu. Ben bilinmesin istemedim. Evlenince öğrenirlerdi.

Arabalar geldi. Kafamı kaldırıp baktım. Eniştem koşarak hastaneye ilerliyordu. Beni görünce 3'ü de yanıma geldi.

"Eftelyam nasıl Esra? Ne oldu bitti?"

"Odada uyuyordu en son, uyanır birazdan. Bence sen doktoru ile konuş hepsini öğren eniştem."

Kafasını sallayıp hemen hastaneye girdi. Bars'da arkasından girdi. Ömer bana sarıldı. Biraz konuştuk...

MERT

Arabaya binip deniz kenarına gittik. Herşeyden habersizdik. 3 saate yakın buradaydık. Bars ile ben sürekli içtik, acıyı dindirmek istedik ama nafile unutulamıyordu..

Buraya bir araba geldi. Benim adamlardı.

"Ne işiniz var bizi mi takip ediyordunuz?"

"Hayır efendim Eftelya hanım gönderdi bizi. Şirkette çok büyük bir kriz varmış. Acil size ulaşmam gerektiğini söyledi."

Hemen arabaya binip şehir merkezine ilerledik.

Telefonum açılınca direk Eftelya'yı aradım. Sesi ağlamaklıydı ve telefonu yüzüme kapattı. Geri aradım ve ağlayarak kötü olduğunu söyledi.

Bu ağrılar bir türü bitmiyordu. Ne olduğunu da bilmiyorduk. Esra durumunun iyi olmadığını söyledi. O da ağlıyordu. Hastaneye nasıl gittim bilmiyordum.

Aşağıda Esra'yı gördüm. Baya kötüydü. Hemen Eftelyamın yanına çıktım.

Onu gördüm ya nasıl iyi hissettim. Kendimi şuan çok suçlu hissediyordum. Halletmeye çalışmış ne kadar strese girdi tahmin edebiliyordum. Onu stresten uzak tutmam gerektiğini de biliyordum.. Hala geçirdiği küçük operasyondan dolayı uyuyordu. Onu bırakıp doktorun yanına çıktım.

"Mert bey yalan söylememi mi istersiniz, yoksa gerçeği mi öğrenmek isterseniz?"

"Söyle gerçeği.."

"Eftelya hanım geldiğinde bebeğin kalp atışını çok az alıyorduk ve durmuştu daha sonra geri atmaya devam etti. Esra hanım biliyordu ama siz gelene kadar Eftelya hanıma bir şey dememi istemedi. Bebeğin kalp atışını çok zor sağladık..."

Dünya başıma yıkıldı. Her cümlesi beni daha da kötü yapıyordu.

"Biraz can acıtan bir operasyon yaptık. Bebeğin birazdan kalp atış sesini dinleyeceğiz."

"Hala aynı ise?.."

"Daha burada kalacak demek ve durumu anlatmamız gerek.."

Nefes alamıyordum.

"Bunu söylemem gerek ama bebeğin bir kez daha kalbi durursa kurtaramayız."

Kanım dondu. Böyle bir şey olamazdı.

"En az 3 ay daha dikkatli olmalısız. Ve şu risk de var erken doğum.. 7. aya kadar en azından daha iyi durumda olmalı."

Doktoru daha da dinleyemedim.

"Hastane de daha kalması gerek mi?"

"Evet Mert Bey. Bazı test sonuçlarını bekliyorum. Hala bebeğin durumu iyi değil. Başta sadece duygu durumu yüzünden böyleydi ama strese eklenince bebeğin durumu daha da kötüye gitmiş."

"Eftelya bebeğin durumunu bilmeyecek. Her şey yolunda olarak bilsin. Üzülmesin daha da."

"Ama söylemek en mantıklısı. Herhangi bir olayda bebek ölürse o zaman kendinde suç arayacaktır."

"Sen karışma işime dediğimi yap."

Odasından çıkarken Esra bana bakıyordu.

"Herşeyi öğrendin galiba enişte."

Hafifçe kafamı salladım. Sinirimden duvarı yumrukladım.

Bars beni tutup;

"Abi dur sakin ol, ne dedi doktor?"

"Bebeğin kalbi durmuş, bir daha durursa kurtaramayız dedi."

İçimdeki siniri atamıyordum. Eftelya'nın yanına gideceğim için sakin olmaya çalışıyordum.

Yerimden kalkıp odaya gittim. Uyuyordu. Yanına oturdum. Herşey benim yüzümdendi.

Eftelya uyamaya başladı. Bana baktı.

"Sevgilim.."

"Geldim güzelim yanındayım."

Elimi yanağına koydum.

"Ağrın var mı Eftelyam?"

Kafasını salladı.

"Çok kötü saatler yaşadım. Çok canım yandı."

Gözleri doldu.

"Biliyorum.. Biliyorum dünyam.. Sana bunları yaşattığım için kendimden nefret ediyorum."

Biraz ilgilendim. Doktor geldi muayene etti. Beni çağırdı.

"Bebeğin kalp atışını daha iyi ama bu gece burada kalması gerek ve bir test yapmam gerek."

"Tamam ne gerekiyorsa yap, iyileştir tek.."

Doktor bir ilaç verdiğini bazı testler için 5-6 saat kadar uyutacağını söyledi. Odasından çıkıp koridora çıktım.

"Ömer yürü gidiyoruz. Bars sende Esra ile burada dur biraz. Ben geri hemen gelirim."

Şirkete geçtim. Herkes bana bakıyordu. Herkesin nutku tutulmuş gibiydi. Hemen toplantı odasına geçtim. Herkese şuan nefret kusuyordum. Elimde olsa şuan hepsini öldürürdüm.

Elimi masaya hızlıca vurup;

"ŞİMDİ HERKES BENİ DİNLESİN!! EĞER 1 SAAT İÇİNDE SİSTEM ODASINA KİMİN GİRDİĞİNİ DEMEZSENİZ, YEMİN EDERİM HEPİNİZİ BURADA GEBERTİRİM. LEŞLERİNİZİ KÖPEKLERE YEM EDERİM.."

Bunlardan birileri bilerek yaptı biliyordum. Kayıp olduğumu duyunca hemen köpeği olduğu adam sistemlere virüs bulaştırıp, benim şirketimi batıracaktı. Onu istedi biliyordum. Şimdi yaşadığım onlara güzel bir cevap olmuştur. Tabi bu olaylar ben evdeyken olsa daha iyi olurdu ama..

"Toplantı odasının kapısını kilitleyin. Güvenlik odasına gidiyoruz."

Hemen aşağı indim. Odadaki konuşmaları dinledim. Kimin yaptığını buldum. Her haliyle belli ediyordu. Şok oldu ve konuşmuyordu.

Asistanı yanıma çağırdım.

"Esra bana birinin Eftelyama laf ettiğini söyledi. Hangisi?"

Eli ile benim dediğim adamı işaret etti.

"Biliyordum..."

Sinirden elimdeki kalemi kırmışım. Bu çalışanların baş müdürü olarak koyduğum p*çti.

"Ne dedi?"

Tek tek ne dediğini söyledi. Şimdi ben yapacağımı bilirdim.

"Ömer bunu ve diğerini al götür. HEMEN.."

Tekrar tekrar sistem odasına girişi izledim. Ama buraya giren onlar değildi. O saatte bunlar o sistem odasının önünde dolanıyorlarmış. Kameraları kapatmışlar ama başka kamera olduğunu bilmiyorlar. Fazlaca gizli kamera vardı. Sadece ben girebilirdim ona da..

Geri hastaneye geçtim. Eftelya uyuyordu. Böyle sabah etmiştik. Daha iyiydi gülüyordu. Doktor da olumlu konuşuyordu. Bugün hastaneden direk eve götürecektim. Güzelce dinlenecekti. Esra yanımızdaydı.

EFTELYA

Geceyi çok zor geçirdim. Çok acı çektim ama şimdi çok iyiydim. Bebeğim de iyiydi. Esra;

"Eniştem karın dün çok iyi iş yaptı duydun mu? O da olmasa bitmiştiniz."

Yanaklarım kızardı. Mert bana bakıp gülümsedi.

"Duydum duymaz olur muyum.."

Esra hemen odadan kaçtı. Tek biz kaldık.

"Ama ne kadar korktum biliyor musun?"

"Niye dünyam?"

"Eee seni ölü biliyorlar, Ömer yok ortada sende yoksun. Bana kaldı. Halletmezsek çok kötü olur dediler. Hemen gittim. Ama ne yapacağıma dair gram fikrim yoktu. Yanlış karar verirsem daha kötü olabilir diye düşündüm. Zaten bana laf sokan birisi vardı ona ayrı sinir oldum..."

"2 saat de hiç bir şey olmazdı dünyam. Keşke bizi bekleseydiniz. O sistem çok kuvvetli bir şey yapamazlardı daa.."

"Daa.."

"O odaya nasıl girildi?"

"Bende onu düşündüm. Galiba sen ve ben girebiliyorum tek. Kamera görüntüsü de yok elimizde. Bir giriş kısmı var sonra adam pişkince el sallıyor ve görüntü anında gidiyor ve ve en enteresanı odanın önünde adamların hiç biri yok.. "

O kesin birilerinden şüpheleniyordu.

"Neyse dünyam düşünme sen bunları. Çok güzel iş yaptın. Tebrik ederim.."

"Gerçekten mi?"

"Evet.."

Gülümsedim. Mutlu oldum.

"Sen merak etme sana ahkam kesenin işini hallettim?"

"Ne yaptın?"

"Hallettim işte."

Kesin öldürdü kesin...

"Ben kendim ceza verecektim ama.."

"Sen artık dur ve dinlen."

"Herkese gereken cezayı verdim."

"Az bile yapmışsın. Ben hepsini hallettim. Hepsini bir hizaya soktum. Ben olmayınca ölü bildikleri için rahatlar. Ben o rahatlıkları bir yerlerine... neyse.. Ben doktorun ile konuşup geliyorum."

"Tamam hemen gel ama.."

Yanımdan gitti. Biraz sonra geldi ve eve gitmek için hazırlandık. Ama daha kötü ağrılarım başladı. Neden birden böyle oldu anlamadım.

Karnıma bağlı olan cihazlar birden ötmeye başladı. Doktorum koşarak yanımıza geldi. Ultrason ile bebeğin kalp atışını baktı.

Hemşirelere bağırarak;

"Bebeğin kalp atışı yok..."

Beğendiniz mi??

Bebek öldü mü acaba 🙊

Yorumlarınızı bekliyorum...

Beğendiğiniz kısım neresiydi??

Oy vermeyi unutmayın💕

Continue Reading

You'll Also Like

60.3K 2.9K 44
Y/N X Anime Karakterleri •• canım sıkıldı öylesine başladım genelde istek üzerine yazıyorum
26.1K 706 42
"Yüce ALLAH (c.c.) buyurdu ki... Hemde ne buyurma.. Ey Ademoğlu! Merak etmez misin Yüceler Yücesi RABBİM sana ne buyurdu?
1.5M 96.6K 49
Bir gerçek ailem klişesi. Düzgün yazılmış, saçma olmayan bir biyolojik ailem kitabı arıyorsanız, hoş geldiniz. Yalnız içeri girmeden uyarayım! Ankara...
388K 13.7K 34
Hayatta bütün sevdiklerini kaybetmiş, masum, güzel, sevimli bir kız... Beylem. Eniştesi ile yaşamaya mahkum edildi hayat tarafından, ta ki eniştesi o...