My fault | Taekook

By Mochiiipjmm

675K 50.7K 41.3K

Taehyung,ilk birlikteliğinde hamile kalır. -Hamileyim _____ Semekook Uketae More

0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
Son

13

21.3K 1.4K 1.2K
By Mochiiipjmm

Selamlar guzel insanlar
Okuyup okuyup geciosunuz kiriliyorum(💔)
Desteklerinizi esirgemeyin ki Allah da esirgemesin.

Hayirli mutlu okumalar efendim.

-

-


"Jungkook! İnanamıyorum!"

Apar topar kemerimi açıp arabadan atladım. Bana gülerek bakan Jungkook'un ne diyeceğini umursamadan koşarak atladım kucağına. Düşmemek için bacaklarımı beline sarınca ellerini kalçalarımda hissettim.

O kadar heyecanlıydım ki ne yaptığımı,ne düşündüğümü umursamıyordum bile. Gülerek sıkıca boynuna sarılıyor,tekrar tekrar teşekkür mırıldanıyordum.

"Çok teşekkür ederim Jungkook."

"Rica ederim ama hava soğuk,içeri geçelim mi artık?"

Başımı sallayıp indim kucağından. Üzüldüğüm için kasılan karnım geçmişti hemen. Bebeğimizin huyları aynı benim gibiydi,istediği olmayınca şımarıyordu.

İçerisi dışarıya göre fazla sıcaktı. Serin havadan sonra buraya girince tüm kemiklerim gevşemişti. Çalışanlar Jungkook'u tanıdığından olacak ki bizi görür görmez yanımıza gelmişlerdi.

"Hoşgeldiniz Bay Jeon,ve...?"

"Nişanlım."

Benim yerime Jungkook konuştuğunda,çalışan bana da selam verip gülümsedi. Çok kısa sürede derdimi anlatıp,saçımın nasıl bir sarı olmasını istediğimi söyleyip oturmuştum.

Saçım boyanmaya başlamışken aynadan arkama baktım. Jungkook, ona ikram edilen kahve ve tatlılar eşliğinde telefonuyla uğraşıyordu. Neden bana bakmıyordu? Belki onunla göz göze gelmek istiyordum? Belki aniden sancım olacaktı ve onu isteyecektim? Hiç iyi bir baba değildi.

Ağzına attığı kurabiye iç açıcı geldiğinde dudağımı yaladım. İnsan bana da ikram ederdi? Sonuçta hamileydim ve canım çekebilirdi? Jungkook niye bunları hiç düşünmüyordu ki? İlla ben söylemek zorunda değildim.

"Bay Jeon,kafanızı oynatmayın lütfen."

Gözlerim fal taşı gibi açılırken saçımla ilgilenen kıza dikkat kesildim aynadan. Ben Jeon değildim? Niye öyle demişti ki şimdi?

Evet adımı ya da soy adımı bilmiyor olabilirdi,ama Jungkook ona nişanlı olduğumuzu söylemişti,evli olduğumuzu değil. Bana sormadan bana Jeon diyemezdi? Belki rahatsız oluyordum? Şuan olmamam hiç bir zaman olmayacağım anlamına gelmezdi sonuçta.

Ortamı germemek adına sesimi çıkarmayıp başımı sabit tutmaya devam ettim. Haftaya gerçekten Jeon olacaktım. Şimdi abartıp kargaşa çıkarmaya goerek yoktu. Bence yani.

Başımı sabit tutarken gözüm yine Jungkook'a takıldı. Kurabiyeler çok güzel duruyordu,fakat Jungkook asla bana bakmıyordu. Yanımda ki insanlar yüzünden ondan da isteyemiyordum. Tüm cesaretimi toplayıp iki elimi de karnımda birleştirdim. Benimle ilgilenmemenin hesabını eve gidince soracaktım ona.

"Jungkook."

Bakışlarını telefonundan kaldırdığında gözlerimi kırptım anlamasını umarak. "Gel" demekten başka şey de olamazdı zaten. Telefonunu kapatıp yanıma geldiğinde yanımda ki kızdan çekinip kulağına söyledim istediğimi.

"Ben de kurabiye istiyorum. Bana neden vermediler ki?"

"Söylesen verirlerdi."

Aniden arkasını dönüp az önce kendi atıştırdığı tabağı önüme koyup kısa süreli karnımı sıktı. Gülümseyip ağzımın içinden teşekkür mırıldandım. Jungkook yerine otururken gözüme en güzel gelen kurabiyeyi alıp tek lokmada ağzıma attım. Saçımı yapan kıza kaba görünmek umurumda falan da değildi. Hamileydim sonuçta.

"Portakal suyu da ister misiniz?"

Beklemediğim soru karşısında aynadan kıza baktığımda bana gülümsediğini gördüm. Ağzım dolu olduğunda başımı salladım utançla. Bizi dinlediğini,duyduğunu düşünememiştim.

.....

Jungkook

"Boya tutana kadar bekleyin lütfen, isterseniz şimdilik kalkabilirsiniz."

Taehyung saçını sarmayı bitiren kızın konuşmasını beklemeden yerinden kalkıp lavaboların olduğu bölüme koşarken arkasından gülüp şaşkınlıkla bakan kıza teşekkür ettim. Tuvalete gitmeden bu kadar uzun süre beklemesi bile mucizeydi.

Lavaboya girip içeride kimsenin olmamasına sevinerek koltuğa kuruldum. Lavaboya koltuk koymak kimin fikriyse saçma,ama bir o kadar da zekice fikirdi. Özellikle Taehyung gibi sürekli sancılanan biriyle evli,ya da evlenmek üzereyseniz.

"Taehyung,sorun yok değil mi?"

Bir süre sesi çıkmayınca kapısı kapalı olan tek kapıyı tıklayıp cevap bekledim. Hamileliği ilerledikçe sancıları artıyordu. Ayakta biraz fazla durduğunda,hiç hareket etmeden uzun süre kaldığında,ya da tuvalete gitmediğinde. Hamileliği gerçekten zor geçiyordu.

"Jungkook... Kasıklarım ağrıyor yine."

"İlaçlarını içmedin mi?"

"Uykumu getiriyor diye içmemiştim bugün."

Sıkıntıyla oflarken açması için kapıyı tıklattım yine. Uykusu gelirse uyurdu,niye acı çekeceğini bile bile içmiyordu ilaçlarını?

Kapı kilidi açılınca yüzünde gezdirdim gözlerimi. Muhtemelen benden azar yememek için acısını gizlemeye çalışarak gülümsüyordu. Ellerini yıkayıp,sarılı saçlarına dikkat ederek göğsüme gömüldü. Sinirlerim gevşerken gülümseyerek belinde bağladım ellerimi.

Birlikte yaşamaya başladığımız 1 ayda çok şey değişmişti. Özellikle de Taehyung'a olan duygularım. Eskiden sadece çocuğumu taşıyan biriyken şimdi çok daha fazlasıydı. Ona belli edemesem de her hali hoşuma gidiyordu.
Acıktığında masumca bana sokulması,sancılandığında kucağıma oturup masaj yapmamı beklemesi,geceleri korktuğunda kucağında yastığıyla odama gelmesi... Ve daha fazlası. En önemlisi de... Güzelliğiydi.

Kafamın içinde her düşündüğümde hep aynı cevabı buluyordum. Ben Taehyung'u seviyordum. Hoşlantı değildi,ben tek gecelik ilişkide hamile bıraktığım çocuğa aşık olmuştum.

"Jungkook... Masaj yapmayacak mısın? "

İrkilerek belinde ki ellerimi sıkılaştırıp az önce kalktığım koltuğa oturdum onunla birlikte. Yüzünü buruşturup dizime yerleştikten sonra ellerini karnına sararak masaj yapmamı bekledi sessize. Bu halleri ağzını burnunu yeme istediğimi getirse de yanlış anlaşılmaktan korktuğum için yapamıyordum elbette.

Ellerim kasıklarını bulup hafif bastırarak masaj yapmaya başlarken rahatladığını bariz şekilde belli oluyordu. Aniden içeri giren 2 kişiye ikimiz de aynı anda bakarken gözlerini büyülterek bize bakmışlardı. Muhtemelen yanlış anlama eşiğindeyken Taehyung tuttuğu için belirginleşen karnını görmüşlerdi.

"Geçmiyor..."

"Mızırdanma sakın. Kaç defa dedim sana ilaçlarını aksatma diye? "

"Uykum geliyordu... Özür dilerim."

"Taehyung uykun gelirse uyursun,ne olacak?"

Yaptığım masajı bırakıp yüzüne bakıyordum kaşlarımı çatarak. Bundan önce de ilaçlarını içmediği zamanlar olmuştu,o zamanlar da aynı şeyleri söylediğimde özür dileyip bir daha olmayacağını söylüyordu. Bu sefer ciddi şekilde uyarmam gerekiyordu.

Ama olmadı.

Taehyung'un dolan gözleri,az önce sinirim yüzünden çatılan kaşlarımın endişeyle düzelmesine neden oldu. Kasığında duran elimi yanağına çıkarıp okşadım usulca. Bunu bekliyormuş gibi yanağını avcuma yaslağında gülümsedim.

"Çok kaba davranıyorsun bana."

"Ben mi? Neden?"

"Evet. Son günlerde hep üzüyorsun beni."

Az önce giren gençler lavabodan çıkınca rahatlayarak kucağıma yerleştirdim bedenini. Başını omzumdan kaldırmış, kafasını eğerek parmaklarıyla uğraşıyordu.

"Ben... Hiç fark etmedim. Neden üzüyorum seni?"

Hiddetle ağzını aralayıp konuşacağı sırada,bir anda kucağımda kasılarak kıvrandı. Ağzından güçlü bir inilti çıkarken, ellerim karnını kavradı. Göz yaşları yanaklarından süzülmeye başlayınca kalkıp belinden desteklemeye devam ettim.

"Balım,saçını yıkasınlar evimize gidelim."

"H-hayır! Jungkook boyasınlar saçımı. Ağrı kesici var çantamda içsem olmaz mı? Yoongi yazmıştı,onu içebilirim."

Kendini iyi göstermek için dik durmaya çalışsa da bedeni ellerimin altında kasılıyordu sürekli. Çantası arabaydı. Ben tek gideceğimi söylersem burada yalnız kalmak istemeyip benimle gelecekti. Üstelik vale arabayı nereye çekmişti onu da bilmiyordum. Burada ki çalışanlardan istemekten başka şansım yoktu.

"Şuan çantanı alamayız. Aynı ilaç illa birinde vardır. Sen otur ben geleceğim."

Lavabodan çıkıp oturma alanında ki koltuklardan birine oturtup kalktım. Gideceğim an elleri koluma sıkıca tutunduğunda gözlerim kapattım korkuyla. Benimle gelmemeliydi. Gelirse ağrısı daha çok artardı.

"Jungkook ben de geleyim. Tek kalmak istemiyorum."

"Hemen geleceğim. Gözünün önünden ayrılmam, görürsün beni."

"Canım çok yanıyor..."

"BAY JEON! SİZİ ALALIM."

"Bak seni çağırıyorlar. Hemen geleceğim."

Her ne kadar istemese de onu çağıran çalışanın yanına gidip koltuğa oturmuştu. Yüzünde ki huzursuzluk ağrısının fazla olduğunu gösteriyordu... İlacı bir an önce bulmalıydım.

Taehyung

"İyi misiniz?"

"İyiyim. Halledin bir an önce lütfen."

Yüzümü buruşturup oturduğum koltukta iyice geriye yaslandım. Jungkook daha fazla kızmasının diye ağrımın boyutunu göstermemeye çalışsam da canım çok yanıyordu. Yine de saçım yapılmadan buradan kalkmaj gibi düşüncelerim yoktu.

Zaten az kalmıştı. Boyası yıkanıp fön çekilecekti. Daha sonra hemen çıkacaktık buradan. Başıma sarılan şeyleri çıkarırken aynadan Jungkook'un geldiğini görüp aceleyle dikeldim. Elinde tuttuğu ilacı avcuma bırakıp açtığı su şişesini de elime tutuşturdu.

Gözümden akan yaşı engelleyemeden ilacı içip hemen ardından suyu içtim. İlaç tadını sevmiyordum. Hapı bol suyla içmeyince de boğazımda takılı kalıyordu.

Jungkook ilacı içtiğimi görünce oturacağı sırada kolunu tutup bana bakmasını sağladım. Sancım var diye biraz naz yapmak kimseye zarar vermezdi bence.

"Jungkook... SeJun babana söyler misin...?" İstediğimi söylemeden önce gülümseyip daha da sırnaşmaya çalıştım.

"Bize tatlı yapsın." Cevap vermek yerine gülüp yanağımı sıktıktan sonra yerine oturmuştu. Bu onun dilinde 'evet' anlamına geldiği için gülerek kızın saçımı yapmasına izin vermiştim.

Ben SeJun babası da şirket işleriyle uğraşıyor sanıyordum ama öyle değildi. Küçük tatlı mı tatlı bir pastane işletiyordu. Jungkook beni oraya ilk götürdüğünde tatlılarından ayrılamayıp akşamına hastanelik olmuştum. O kadar güzel tatlı yapıyordu ki parmaklarınızı, hatta tabaklarınızı bile yerdiniz.

....

"Bakarak mahfedeceksin saçlarını."

"Ama Jungkook,çok güzel olmadım mı?"

Telefonumun kamerasından sarı saçlarıma bakıp kendi kendime gülerek saçlarımı okşuyordum. Kuaförden çıktığımızdan beri saçlarıma bakarak aptal aptal gülümsüyordum.

"Hmm güzel oldun. Bal oğlan oldun."

Elini vitesten çekip saçlarımı karıştırdıktan sonra tekrar eski pozisyonuna dönmüştü. Aldığım iltifat daha da şımarmamı sağlamıştı. Jungkook çoğunlukla 'bal' kelimesini kullandığı için alışkın sayılırdım ama utanıyordum yine de.

Dışarıyı seyrederken pastane tabelasını görür görmez heyecanla yerimde kıpırdanıp çantamı kavradım. Araba durur durmaz atlayıp içeri koşmayı planlıyordum.

Jungkook arabayı park yerine değilde boş bulduğu ilk yere park edip durduğunda kaşlarımı çatıp ona döndüm. Burada durmayacak mıydı? Niye park yerine park etmemişti?

"Sen gelmeyecek misin?"

"Jimin'in stay belgeleriyle ilgili yapmam gerekenler var. Şirkete gideceğim."

Arabadan inip pastaneye doğru yürürken ben de inip arkasından yürüdüm. Bunları evde de halledebilirdi? Zaten Jimin neredeyse her gün evdeydi.

"Jungkook neden evde yapmıyorsun ki? Ben tek kalmak istemiyorum."

"Başka işlerim de var. Ve tek değilsin, babam var."

Benim cevap vermemi beklemeden içeri girdiği için susmak zorunda kalmıştım. İçeride birkaç müşteri hariç kimse olmaması içimi ferahlatmıştı. Bay SeJun bizi görür görmez kısa bir çığlık atıp hemen yanımıza gelmişti. Jungkook'a bakmadan direkt beni göğsüne bastırınca gülerek sarılmasına karşılık verdim. 1 ay değilde yıllarıdır konuşuyor gibi samimi olmuştuk. Arada 'Baba' dediğim bile oluyordu. Ben dalgınlıkla söylesem de onun gözünde oluşan parıltılar her şeye değerdi.

"Bebeğim gelmiş."

"Evet. Ben geldim."

Sarılışımıza son verip saçlarımı karıştırdı. Saçlarımı sarı yaptırmak istediğimi bildiği için şaşırmamıştı.

"Civciv olmuşsun. Bir civcivim vardı şimdi iki oldu."

Ona cevap vermeye hazırlanırken dolapta gördüğüm tatlılarla gözlerimi büyüterek iyice dikkat kesildim. Diğer günler bu tatlıları hiç görmemiştim. Üstelik çok güzel görünüyorlardı.

"Yeni tatlılar!"

Çantamı arka tarafa bırakıp dolaptan çıkardığım tatlıyı alıp müşterilerin görmediği kısma geçtim. Tatlı görünce kendimi kaybettiğim için onların beni görmesini istemiyordum.

"Ben gidiyorum baba. Ondan başka tatlı yemesin. Bugün sürekli sancılanıyor zaten, sonumuz hastanede bitiyor."

"Ben o hatayı bir kere yaptım daha yapmam bebeğim merak etme sen."

"Pekala. Akşam Taehyung'u da alıp bize geçin ben babam ve Jimin'le gelirim."

Jungkook'un tatlı yemememi söylediğini duymam sinirlerimi bozmuştu. Ona çemkirip kızmam gerekiyordu fakat tatlımı bırakamazdım. Zaten bugün beni çok sinirlendirdiği için evde gününü gösterecektim. Bu yüzden bu hatasını da akşama sakladım.

Babasıyla vedalaştıktan hemen sonra yanıma gelip elimden çatalı ve tatlı tabağını almıştı. Bağırmaya hazırlanırken elini ağzıma kapatıp güldü. Sakinleşmemi söyleyip elini çektiğinde kafasına vurup tatlımı almaya çalıştım.

"Jungkook ver şunu!"

"Vereceğim bekle. Benimle vedalaşmayacak mısın?"

"Tamam, görüşürüz. İşin rast gelsin. Ver hadi."

"Bu vedayı beğenmedim."

Gözlerimi devirerek tırnaklarımı tuttuğum koluna batırdım. Canı acıdığı halde tepki vermeden gülmeye devam ediyordu. Aptal.

"Nasıl bir veda istiyorsunuz,Bay Jeon?"

"Belki bir öpücük."

Burnumdan soluyup ellerimi yanaklarına yerleştirip kendime çektikten sonra dudaklarımı sertçe yanağına bastırıp yüzünü bıraktım. Öpücüğümden memnun kalarak tatlımı verip,yanağımı sıktıktan sonra gitmişti.

Yanağımla alıp veremediği şeyler vardı ama çözemiyordum.

-

BONCİK TAEKOOOKKKK

COK TATLİSLAR AMA İLHAMLARİM KAPALİ AKLİMA BİSİ GELMİO

FİKİR VERİN AZİCİK😡 AMA KAOSLU OLMASİM

YORUM YAPMAYİ UNUTMAYİN LUTFEN 🥺

SİZLERİ SEVİYORUMM

GORUSURUZZZZ

1717 Kelime

Continue Reading

You'll Also Like

797K 65.2K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
622K 59.9K 37
omega taehyung para için deltanın çocuğunu taşıyordu. 060124
803 94 11
Sen benim kaybetmekten korktuğum nadide incimsin
11.9M 579K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...