Kötü Çocuk I & II

By BusraKck

61.7M 730K 47.8K

Siyahın İçindeki Beyaz Noktanın Hikayesi On yedinci yaşında farklı bir şehre taşınıp, babasıyla yaşamaya başl... More

KÖTÜ ÇOCUK
Playlist
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
38
39
40
41
KÖTÜ ÇOCUK 2
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
2.10
2.11
2.12
2.13
2.14
2.15
10. Yıl Özel Baskı

37

727K 13.7K 365
By BusraKck

Annem, babam ve ben.

Bizi bir arada hayal ettiğim zamanlar olmuştu ama hiçbirinde bu kadar gergin değildim. Belki hep birlikte olsak huzurlu bir aile olamazdık.

Hep daha iyisini kaybetmişiz gibi düşünmüştüm. İnsan sahip olamadıklarını çok güzel, kendini de onu hak etmeyen görmeye meyilliydi belki de.

"Aldığımız kararın arkasında duralım."

Havadan sudan konuşmanın sonunda asıl konuyu babam açtı. Annemin bundan zaten haberi olacağını sanıyordum ama anlaşılan benim düşüncelerimin aksine mesajlaşmıyorlardı bile. Babam bunu mesajla tartışmak istememiş de olabilirdi. Onu da anlayabilirdim. Annemin kaşları havaya kalkarken arkama yaslanıp rahat gözükmeye çalıştım. Tuhaftı, çok tuhaftı ama babamla aynı taraftaydım ve kendimi anneme karşı yalnız görmediğimden daha güçlü hissediyordum. İşler baya bir tersine dönmüştü.

"Kayla ile ilk başta biraz bocalamış ve yanlış adımlar atmış olabiliriz ama artık öyle bir şey olmayacak. Okulunu da bırakması hiç iyi olmaz. Alıştı artık."

"Kayla'nın okula alışmasından daha önemli sorunlar olduğunu düşünüyorum. Başının belaya girmesi gibi."

"Meriç, kötü biri değil anne."dedim lafı dolandırmadan.

"Öyle mi? Babanla yumruklaştığını biliyorum. Seni iğrenç bir yerde misafir etmeye çalıştığını biliyorum. Gidip gördüm orayı Kayla."

Nasıl yani?

"Sen iyi misin? Bizim orada da böyle yerlere gittin mi diye soramıyorum bile o kadar iyi biliyorum ki gitmediğini! Sen öyle yerlere giden arkadaşlarını küçümseyecek birisin. Yanlışlıkla yakın arkadaşlarından biri öyle bir yerde takılsa ders vererek üstten üstten konuşursun sen. Ben kızımı tanıyorum! Ama burada ki Kayla benim kızım değilmiş gibi hareket ediyor. Seni buraya gönderirken kızıma güveniyordum ben. Şimdi güvenebileceğimi bile sanmıyorum."

Ağzından çıkanların gerçekliği altında ezilirken nefessiz kalmış gibi terlemiştim. Az önceki rahat oturuşum şimdi kaburgamı ağrıtacak bir eziyete dönüşmüştü. Gerçeklerin karşısında böyle savunmasız kalmaktan ağlamak üzereydim.

"Biraz sakin olalım mı? Sonuçta sıfırdan başladı ve bocaladı."

"Vural lütfen sen karışma, burada değil en azından. Bırak cevap versin."

Gözünü üstümden ayırmıyordu bile. Buradayım ve sen hatalarını itiraf edene kadar bir yere gitmeye niyetim yok dercesine göz hapsine almıştı beni.

"O hala senin yetiştirdiğin çocuk, Nazlı."

Annem tahammülsüz bir şekilde "Vural!"dese de babam devam etti. "Sen de onun öfkeden böyle hareket ettiğini biliyorsun. Tıpkı senin yaptığın gibi... ya da benim."

"O daha..."

"Bizim gibi o da, bunu gör istiyorum." Babam annemin cümlesini bitirmesine izin vermeden kendi iddiasını tamamladığında yanan gözlerimi parmaklarımdan ayırıp ona baktım. Anneme bakıyordu.

"Kayla burada kalacak. Konuştuk. Sorun çıkmayacak da demiyorum, elbette çıkacak. Liseye gidiyor. Halimiz ortada. Birbirimize alışmaya çalışıyoruz. Yetişkin olma yolunda hatalar yaparsa da üstesinden geliriz. Benim gözüm kızımın üstünde. Endişeleniyorsan da bunun üstesinden gelirsin herhalde. Ben de yıllarca merak ettim ama üstesinden geldim. Eminim sen de bu konuda çok başarılı olursun."

"Senden kızını kaçırmadım, sen yoktun, hatırlıyor musun?"dedi annem inanamıyor gibi.

Babam konuya çok farklı bir pencereden bakmaya çalışırken annemi daha da sinirlendiriyordu.

"Ben de senden kızını kaçırmıyorum. Öyle yapsam seni evime davet etmezdim. Demek istediğimi daha sakin bir kafayla düşündüğünde bana hak vereceğini biliyorum."

"Bir bok bilmiyorsun sen!"

"Anne!"

"NE?"diye bağırırken ayağa kalktı. Bir şeye sinirlendiğinde etrafta volta atar, saçlarını sık sık düzeltir ve içindekini kusana kadar o konunun altını üstüne getirirdi. O anın geldiğini biliyordum. Sanırım, göz ucuyla baktığımda onun da bildiğini görmüştüm, babam da biliyordu. Rahatça arkasına yaslandığı berjerde bacağını diğerinin üstüne atmış annemi izliyordu.

"Bir hata yaptım ve sorumsuz babanın hala baban olduğunu düşünüp kızımın babasını tanıması gerektiğini düşündüm. Hem de üniversite öncesi bunun iyi olabileceğini." Elleri saçlarına gitmeye başlamıştı işte. "Nasıl böyle olabileceğine inandım?"

Bize sormuyordu.

"Az önce küfür ettin."dediğimde "Ay Kayla!"diyerek bana döndü. Yüzü buruşuktu. "O gittiğin yerde daha beterlerini duymadın mı?"

Bu savunması hiç mantıklı değildi.

"Senden duymadım."dediğimde bana aldırış etmeden yürümeye devam etti. Babam eliyle bana sabırlı ol işareti yaptıktan sonra yüzüne doğru kaldırıp çenesini avucuna yasladı.

"Şimdi bir de birlik olup beni suçlu çıkarmaya çalışıyorsunuz ama size bir şey söyleyeyim mi? Pişman olacaksınız. Baban senin her şeyini göremeyeceği için rahatlığın içinde istediğini yapmayı dilediğini görmediğimi mi sanıyorsun? Pişman olacak. Olacak ama çok geç olacak! Bu beni mutlu etmez mi?"dedikten sonra durdu. Babama bakıyordu. "Çok mutlu eder!"

Yeniden arkasını dönmüştü. "Ama söz konusu benim kızım!"

"O benim de kızım."

"Evet! Yıllar sonra hatırladın!"

"Öyle olmadığını biliyorsun!"

"Ya kes!"dedi yeniden babama dönüp. Çok sinirlenmişti. Onu neyin daha çok sinirlendirdiğini anlamaya çalışıyordum. Üstümdeki kontrolünü kaybetmesi mi, babamın söylediğinin olması mı, benim babama daha yakın durmam mı...

"Senin mükemmelliyetçiliğin yüzünden bu çocuk babasız büyüdü be! Her şey tam olsun, kendimi çaresiz hissetmeyeyim, param olsun, evim olsun, mülküm olsun, vaktim olsun! Baba olmak böyle bir şey mi sanıyorsun?"

"Evet, bu tartışma burada sona erdi." Babam da ayağa kalkmıştı ama sakin gözüküyordu.

"Nazlı, Kayla burada kalıyor. İstediğin kadar seni misafir edebiliriz ama fikrim değişmeyecek. Eğer savaşalım dersen mahkemede hallederiz. Üniversite öncesi bunları yaşamamızı istiyorsan yaşarız. İnan bana benim için sorun değil. Kızımdan vazgeçmiyorum. Bitti!"

"Bitmiş!"

"Evet, bitti!"

Annem kafasını bana çevirdiğinde benim cevabımı çoktan bildiğini biliyordum. O, beni, benden daha iyi tanıyordu. Babama bunları söylettiren şeyin benden kaynaklandığını bildiğine emindim. Neler olduğunu bilemezdi ama onun aklına bunu sokan kişinin ben olduğumu bildiğini, bana bakışlarında görmüştüm.

"Kızımla baş başa konuşacağım."

Babam buyur diyerek elleriyle havaya bir servis açtıktan sonra arkasını dönüp çıktı. Dış kapının da sesi duyulduğunda annem ayakta dikilmeyi bırakıp yanıma oturdu.

"Seninle tartışmayacağım, Kayla ama tek bir olay daha olursa babanın ne dediği umurumda olmayacak ve inan bana avukatlarından korkmuyorum."

Bir şey söylemedim. O noktaya gelmesini istemezdim.

"Gideceğim ama gitmeden önce o arkadaşınla tanışacağım. Nasıl olur ona sen karar ver ama bu görüşme olacak."

Ayağa kalktığında elini tutup onu durdurdum. "Aramızda öyle bir şey yok."

Bunun onu ikna etmeyeceğini çok iyi biliyordum ama elimden daha fazlası gelmiyordu. Şansımı denemek zorundaydım çünkü onları tanıştırmak istemiyordum. Annem yumuşama belirtisi göstermeyen yüzünü bana çevirip "Onunla tanışacağım."dediğinde inadımı sürdürdüm.

"Ona bunu nasıl açıklayabilirim? Berkan gibi değil o anne."

"İyi hatırlattın. Berkan haftada bir yanıma uğruyor. Seninle artık hiç konuşamadığını söylediği halde beni ziyarete geliyor ama kendi kızım beni haftada bir bile aramayarak cezalandırdı."

Elini benden kurtardıktan sonra bedenini tamamen bana döndü.

"Bu şehrin sana ne yaptığına bir bak!"

"Seni aramadım çünkü beni istemedin. Kızmıştım."

"Kayla senin bana kızgınlığın bir gün bile sürmezdi."dediğinde neden bilmiyorum ama saçma bir gülümseme yüzüme yerleşti ve hiç düşünmeden kelimeler ağzımdan döküldü. "Galiba gözden ırak olan gönülden de ırak oluyor."

Annem şaşırarak kaşlarını kaldırdığında "Öyle demek istemedim."desem de öyle demiştim işte. Önemli der değil gibi kafasını salladıktan sonra çantasını alıp omzuna taktı. Ayağa kalkıp "Anne..."dediğimde elini kaldırarak beni susturdu.

"Nerede görüşeceğimizi haber verirsin."

"Bileğime ne olduğunu sormadın bile!" Kapıdan çıkmadan önce durdurmuştum onu. Durduğumu sanıyordum.

"Nasıl ve neden olduğunu öğrenmek korkutuyor beni."

Çıkıp gitti. Hiçbir şey diyemedim. 

Ona neden bile diyememek, her şey bu kadar mı kötü gözüküyor diye düşünmek karnıma sebepsiz bir ağrı armağan ettiğinde koltuğa uzanıp yastıkların beni çiğnediğini hayal ettim ve sonra istemeyerek de olsa bir mesaj yazdım.

Gönderilen: Meriç

Görüşmemiz gerek.

Continue Reading

You'll Also Like

401 30 3
Ölümlü biri değil, ölümün ta kendisi; beni ölümden uzaklaştırırken cehenneminde sonsuzluk vaat ediyor olabilir miydi? O kesinlikle ölümü bir bitiş d...
1.3K 417 12
"Bilinç altının derinlerinde ki bölge, Rüzgar ile fısıldar sessizce. Ay ışığında dans eden gölge, seninle dolaşır gizlice." Olivia, dörtlüğü okudukta...
2.2K 203 5
Sadece ama sadece senin için yaşıyordum Marinette,sen gittin ve benim yaşamak için bir sebebim de kalmadı... Adrien&Marinette 4.sezon dahil değildir
79K 6.7K 19
Wattys2017 Kazananı Lacender Goldberg, yedi kişilik ailesinin ortanca çocuğudur. Cehennemin en kuytu köşelerinde can bulan ruhu ve ızdırap dolu çocuk...