NEŞE (Aile)

By ZeynepMmuslu

106K 5.5K 1.3K

Yetimhanede geçirebileceğim son bir haftam kaldığında aklımdan asla geçmeyecek bir şey oldu: Gerçek Ailem ben... More

TANITIM ~ Düzenlendi
1.Bölüm: Doğum Günü
2.Bölüm: Benzemek
3.Bölüm: Kavga
4.Bölüm: Künye
5.Bölüm: Doğum Lekesi
6.Bölüm: Evlatlık
7.Bölüm: İhtimal
8.Bölüm: Kaza
9.Bölüm: Hastane Hamburgeri
10.Bölüm: Aile
11.Bölüm: Ve Neşe Kaçar
13.Bölüm: Neşe'yi ikna etmek
14.Bölüm: Eve dönmek
15.Bölüm: Eren'in Nefreti
16.Bölüm: Cevapsız Sorular
17. Yabancı Hissetmek
18.Bölüm: Yüzleşme
DUYURU- ÖNEMLİ

12. Eren'den Neşe'ye

4.5K 273 70
By ZeynepMmuslu

Önceki bölümler de anladığınız gibi Eren'in Neşeden haberi vardı ama bunu nasıl öğrendi bilmiyorduk.

İşte o sorunun cevabı!!

BU BÖLÜM EREN'DEN.


EREN'DEN

"Çocuklar sessiz olun!" Ders, kimsenin takmadığı boş zaman geçirebileceğimize inandığımız ve bize hiçbir katkısı olmayan rehberlik dersiydi. Derse, bizim sınıf hocamız olan fizikçi giriyordu. Kendisini de dersini de sevmiyordum. Sayısal bölüm okumama rağmen fizikle aram hiçbir zaman iyi olmamıştı.

"Eren susar mısın? Kadın bir şey anlatacak!" Ve benim aksime tüm derslerde başarılı olan ikizim.

"Ben sussam diğer öküzler susacak mı sanki?"

"Onlar beni ilgilendirmez," dedi haklı olarak. Genel de zeki insanların toplandığı bu sınıftan sessiz sakin insanlar çıkmasını bekliyordu tüm hocalar ancak, biz de durum böyle değildi.

"Şimdi herkes beni dikkatli dinlesin! Hepinizin derslerinde ne kadar başarılı olduğunu biliyorum ancak hayat derslerden ibaret değildir!"

Yine bir hayat duyarına başlıyordu. Bu muhabbetler kesinlikle ilgilimi çekmiyordu.

"Hocam biz zaten sadece ders çalışmıyoruz." Dedi ön sıralardan bir çocuk. Kendisini sevmediğim için ismini aklımda tutma gereği duymuyorum.

"Tabii sınıfta kafası sadece derse çalışan ve hayattan zevk almayan insanlar var, onlar içinse bu konuşma ben almayayım sağ olun." Hoca kaşlarını çattı. Ona ekmek çıkmıştı, kaçırır ?

"Örnek verebilir misin Efe? Hangi arkadaşların bu konuda zayıf ?" Diye sordu.

Efe, arkasını döndü. Bana sırıtarak bakarken, bakışları ikizimi buldu.

"Vereyim hocam, örneğin Ceren. Tam bir inek. Sınıftan çok nadir dışarı çıkıyor. Sosyal hayat denen şey o kızda yok."

Ceren, "Ne diyorsun sen ya?" Diye tepki gösterdiğinde "Efe adam akıllı konuş ya da sesini kes." Dedim sinirle. Kimse benim ikizime laf söyleyemez.

"Bunun nedeni de Eren hocam. Anlarsınız ya kıza abilik taslıyor falan." Ayağa kalkıp üzerine gidecekken Ceren kolumdan tuttu. Hoca da sakin olmam gerektiğini söylüyordu.

Efenin anlattıkları koca bir saçmalıktan ibaretti. Ceren anlattığı gibi bir kız değildi. Olsa bile o kimdi? Onu ne ilgilendirirdi?

"Senin amacını ben çok iyi biliyorum Efe." Dedi Ceren benim aksime sakin bir şekilde. "Geçen gün bana beni sevdiğine dair bir çok mesaj attın ve ben hiçbirine cevap vermedim diye bu karın ağrın."

Hayret ederek Ceren'e baktım. Bana böyle bir şeyden bahsetmemişti. Ancak hoşuma giden şey kendini savunmasıydı. Çoğu zaman sessiz kalır kimse ile muhatap olmak istemezdi.

Dışarıdan sessiz sakin kimseye zararı olmayan bir kız olarak görünen ikizim gerçekten de göründüğü gibiydi. Benim aksime anlayışlı ve merhametli bir insandı.

"Yalan söylüyorsun." Dese de asıl yalan söyleyen kişinin kendisi olduğu yüzünden belli oluyordu.

"Bu kadar yeter. Konuyu değiştirmeyin. Ve Efe sen de konuyla ilgili konuşmayacaksan bir daha söz hakkı isteme."

"Ve hocam," dedim bir ekleme yaparak. "Bir daha da benim kardeşime mesaj atma, yakınına dahi yaklaşma. Yoksa bu sefer seni kimse elimden alamaz."

"Eren tamam dedim!" Hocayı umursamazken Ceren'e baktım. Herkesin gözü ondaydı şuan. O yüzden kafasını kaldırmadan defteri karalıyordu.

"Kaldır başını sen utanacak bir şey yapmadın." Omuz silkti. Daha fazla üstüne gitmek istemedim.

"Her neyse, size demek istediğim şey çocuklar; okul güzel bir etkinlik hazırladı. Bu konu hakkında konuşacağız bugün."

Başımı sıraya gömdüm. Futbol dışında okulun hazırladığı hiçbir etkinlik ile ilgilenmiyordum. Benim ilgimi çekmiyordu. Ve çoğu zaman saçma sapan müze gezileri düzenliyorlardı. Önemsizdi benim için.

Hoca konuşmaya devam ederken sınıflar arası düzenleyeceğim futbol maçlarını düşünüyordum. Çocukluğumdan beri bir kulübün alt yapısında futbol oynuyordum. Mütevazi olamayacağım bir şekilde bu işte gerçekten de iyiydim.

Bu tür işleri bilen birilerinin ayarlamaları gerekiyordu. Yani benim.

"Eren?" Ceren kolumdan dürterek kalkmamı istedi. Hoca tam olarak bana bakıyordu.

"Sen de bu etkinliğe katılacak mısın?" Ne etkinliği? Neyse ki ikizim yanımdaydı. "Yetiştirme yurdunda kalan çocukları ziyarete gidecekmişiz, onu söylüyor hoca." Diyerek özet geçti Ceren.

"Hangi gün?"

"Yarın gideceğiz. Size bir işiniz olmasın bahane sunmayın bana diye son gün haber veriyorum."

Çocuklarla aram fena sayılmazdı. Böyle bir etkinlik ise okulun yaptığı en mantıklı iş olabilirdi. Bu konuda öküzlük yapamazdım. Ayrıca herhangi bir işim de yoktu. Birkaç çocuk ile zaman geçirmek beni mutlu ederdi.

"Bana uyar hocam." Hoca ismimi not aldığında çok geçmeden birkaç şey daha söylediğinde zil çalmıştı.

Sınıftan birkaç arkadaş ve Cerenle aşağı kantine indik. Öğle teneffüsüydü.

"Çocuklar için bir şeyler almalıyız." Dedi Ceren.

"Benim kardeşlerimin elini bile sürmediği bir sürü yeni oyuncak var ben onlardan bir torba yapar getiririm." Ceren, bunu onayladı.

"Başka?" Diye sordu. "Ben tek çocuğum ama birkaç parça yeni kıyafet alabilirim. Çocukların yaş grubunu öğrenelim."

Herkes alacaklarını söylerken Ceren bu işi organize ediyordu. Bize de okuma kitabı ve çocuklar için olan etkinlik kitapları alma işi düşmüştü. Küçük bir kardeşimiz olmadığı için bu işlerden anlamazdım ama çocukların sevdiği şeyler aynıydı.

Oyuncaklar, kitaplar..

Kantinde geçirdiğimiz sürenin ardından gün normal bir şekilde ilerlemişti. Ceren'in başlarda keyfi olmasa da derslere girdikçe onun da kafası dağılmıştı. Onun üzgün olması bu hayatta kabul etmeyeceğim şeylerden biriydi.

Okulun ardından eve gitmek için durağa doğru yürüdük. Ceren de bana ne tarz şeyler alabileceğimizden bahsettiğinde eve gitmeden önce bir alışveriş merkezine gitmenin daha doğru olacağına karar vermiştik.

Bu tarz ürünlerin satıldığı bir kırtasiyeden ikimizde bütçemize göre oldukça fazla şey almıştık. Para harcayan tipler değildik. Bu yüzden kenarda hep bir paramız olurdu. Yetmeseydi arayıp abimden de isteyebilirdim ama buna gerek kalmamıştı.

Sonunda eve gittiğimizde güzel bir akşam yemeği yemiş ardından da odalarımıza çekilmiştik. Yarın için sabah okula gelen servis araçları ile kuruma gidecektik. Okul olmadığı için, bu gece nba maçlarını izleyebilecektim.

Her ne kadar futbol tutkunu da olsam, nba benim için vazgeçilmezdi. Sabah beş gibi maç bittiğinde ancak uyuyabilmiştim. Yaklaşık iki saat sonra da Ceren hazır bir şekilde odama gelmişti.

Okul dışında daha rahat olduğu için üzerine tulum giymiş, saçlarını da açık bırakmıştı. Sarı saçlarını onu tanımayan biri boya olarak düşünebilirdi. İkiz olmamıza rağmen benim saçlarım kumraldı. Onun nasıl bu kadar sarı olduğunu anlamakta mümkümdü. O halama çekmişti. Ben ise anne tarafına..

Kahvaltı etmeyi ikimiz de sevmezdik ancak annem ve babamın yoğun ısrarları sonucu bir şey atıştırdık. Ceren ise bu konuda daha rahattı. Annem onun daha hastalıklı bir bünyesi olduğu için çoğu şeyde onu zorlamıyordu.Ceren'in alerjik bir bünyesi vardı.

Ve bu ona çoğu zaman zorluk çıkıyordu, dikkat etmezse.

Ceren ve ben aldığımız hediyeleri almayı unutmayaraak okula gidiyorduk. Abimler, Caner ve Emre üniversite öğrencisiydi. Bu yüzden erkenden çıkma gibi bir dertleri yoktu.

Caner abim, beden eğitimi öğretmenliği okuyordu. Eğer bu futbolda kendimi kanıtlayamazsam muhtemelen ileride benim olacağım meslekte buydu.

Emre abim ise evin Asaf abimden sonra en zekisi olarak hukuk okuyordu. Daha ikinci sınıftaydı.

Bizim ise on birinci sınıf olduğumuz için bir meslek düşünmeye başlamamız gerekiyordu ancak ne Ceren ne de ben bunu umursamıyorduk. Ceren'in dersleri iyiydi bölüm sıkıntısı olmayacaktı.

Ben ise futbolcu olsam dahi olsam üniversiteye gidecektim.

Asaf abim ise mezun olalı iki sene oluyordu. Özel bir hastanede genel cerrahi alanında asistan doktordu. Babam ve annemden gelen genlerimiz iyiydi ki evdeki herkes çalışkandı.

Annem bu kadar çocuktan önce ana sınıfı öğretmeniymiş. Babam ise üniversite de hocalık yapıyordu. Yakında profesör olacaktı. Annemin işi bırakma nedeni bizim doğumdan sonra ortaya çıkmıştı. Aslında, geçmişte kalsa da bu bilgi biz doğduğumuzda üç kişiydik. Ancak diğer kardeşimiz doğduktan birkaç gün sonra hastalanmış ve vefat etmiş.

Annem bize de bir şey olur korkusu ve evladını kaybetmiş olmanın verdiği acı ile bir daha işine dönmemişti. Hep merak ederdim, diğer kardeşimiz de Ceren gibi biri mi olurdu yoksa tamamen farklı bir karakter mi olurdu diye..

Bunu hiçbir zaman öğrenemeyecektim. Ceren, Eren, Cemre olarak çıktığımız yolda artık iki kişi devam ediyorduk. Cemre her zaman kalbimizdeydi.

*

Servislerde gideceğiz desem de okulda çok ilgili olmamıştı anlaşılan. Çünkü sadece yirmi kişilik bir servisi zor doldurmuştuk. Bu hocalar için büyük bir üzüntü olsa da kalan sağlar bizimdir mantığı ile yola çıkmıştık.

Kuruma geldiğimiz de bir iki görevli bizi karşılamış ve kurum hakkında bize bilgi vermişti. Okula gitmeyen küçük yaşta ki çocuklar bizden çekinerek gizlice bizi izliyorlardı.

Onları ürkütmemek için görevliler talimat vermeden onlara yaklaşmamıştım. Kurumda herkes bir köşeye dağıldığında Ceren'in etrafını şimdiden bir çok çocuk sarmıştı. Onları yüzümde büyük bir tebessümle izlerken ben de kurumda dolaşmaya devam etmiştim.

Aile sıcaklığı ya da ailenle yaşadığın bir ev gibi olmasa da eski bir kurum değildi. Çocukların her ihtiyacı düşünülerek dizayn edilmişti. Kütüphanenin önünden geçerken içeriden duyduğum sesle aralık olan kapıdan içeriye baktım. Bizim yaşlarımızda olan bir kız elinde bez ile rafların tozunu söylenerek hatta arada bir küfür ederek alıyordu.

Bir ara arkasını döndüğünde kız dikkatimi çekmişti. Ne kadar bize benziyordu? Ceren ve bana.. insanlar birbirine benzerdi. Ancak ikimize benzemesi normal miydi?

"Yemin ederim Ulusoy lisesini özleyeceğim aklıma gelmezdi! Buraya göre cennet orası cennet!" Yanlış mı duydum? Bu kız bizimle aynı lisede mi okuyordu? Tuhaf. Çünkü onu daha önce görmemiştim.

Okulda kim var kim yok dikkat etmezdim. Derslere girer, fırsatını bulduğum anda futbol oynardım. Arkadaşlarım ise sayılı kişilerdi. Bu yüzden belki de onu görmemiştim. Ayrıca okulda üç yüz kişiye yakın insan vardı!

"Müdireye bunu fena ödeteceğim, odasını böcekler basmazsa bana da Neşe demesinler!" Eren kızın yapıyor gibi göründüğü işi izledi bir süre, kız yalandan toz alıyor gibi görünüyordu.

Bir süre sonra bacaklarını uzatarak oturmuş uyumaya başlamıştı. Daha fazla oyalanmadan kardeşimin yanına gidecektim ki, koridorun başında ki odadan müdire denen resmi giyimli kadının çıktığını gördüm. Kadın telefonla konuşarak odadan çıktığında  kadının odasına doğru gittim.

Neşe denen kızın kimin nesi olduğunu merak ediyordum. Müdire denen kadının burada olmaması işime gelmişti. Neden merak ettiğim ise bir nedeni yoktu. Kadının odasında duvar tarafında ki raflarda bir çok dosya vardı.

Alfabetik sıraya konan dosyalar işimi kolaylaştırmıştı. N harfinde ki dosyalara baksam da kızın adına ait bir dosya bulamamıştım. Koridora göz attığımda hala sessizdi. Bu şeyin adı his miydi bilmiyorum ama C harfinin olduğu dosyalara baktım. Üç tane Cemre isminde kişinin dosyası varken Neşe denen kızın fotoğrafını görmek, onun yüzüne iyice bakmak bana bazı şeyler hakkında fikir vermişti.

Olamazdı. Benzerlik, rastlantı kelimeleri bu an için uygundu.

Dosyayı açarak yazan bilgilere baktım. Birkaç sayfa. Bebeklik fotoğrafı, altında bir tarih. Cemre'nin ölümünden sonra ki günün tarihi. Bir fotoğraf daha, bir künye. Üzerinde adının yazdığı ve bizde de olan o künye.

Dosyanın fotoğrafını çekmek o an aklıma gelen ilk şey olurken bunu oldukça hızlı bir şekilde yaptım.. gidip kızla konuşmalı mıydım?

Yapamazdım! Bu kadar zaman geçmişken emin olmadığım bir konunun üzerine gidemezdim!

"Ne yapıyorsun sen burada!" Dosyayı bırakmadan kadına döndüm. Yakalanmıştım.

"Bu kızın adı Neşe," dedim dosyayı ona göstererek. "Ancak burada Cemre yazıyor." Kadın manasız bakışlarla bana baktı.

"Seni ilgilendiren şeyi hala anlamadım? Odayı derhal terk et."

Kadının üzerine doğru yürüdüm.

"Bu kızın doğum günü benimle aynı!" Kadın bundan bir anlam çıkaramazdı. "Yani ne var bunda?!" Dedi inat ederek.

"Evet bu rastlantı olur ancak bu künyeden sadece ben de ve ikizim de var!" Kadının bakışları değişti. "Sen.." dedi "Eren?"

"Asıl siz benim adımı nereden biliyorsunuz?" Diye sordum.

"Dosyayı bana ver ve odadan çık. Başka soru yok." Uzanıp almak isterken kendime çektim dosyayı.

"Bana cevap verin!" Bir şeyler çeviriyordu bu kadın. Artık tesadüf olmadığı belli olan şeyler yaşıyordum.

"Eren, sana odadan çık dedim," kadının masasına baktım. Yazan ismine. Nalan. Bu isim bana bir yerden tanıdık geliyordu ancak çıkaramıyordum. Soyadı ise tanıdık gelmiyordu.

"Sizi şikayet ederim Nalan hanım, bir haltlar karıştırıyorsunuz burada!" Korkuyla bakması gereken kadın bunu yapmadı. Geri adım atmıyordu bende atmayacaktım.

"Senin öğrenmen gereken ya da kanıtlayabileceğin bir durum yok, şimdi sana ne dediysem onu yap. Dikkat çekme daha fazla."

"Bu bizim ölen kardeşimizin dosyası!" Diye haykırdım. "Kimden neyi gizliyorum sen!"

"O sizin kardeşiniz değil! Sadece bir tesadüf! Asıl ben seni şimdi şikayet edeceğim! Odama izinsiz giremezsin burası resmi bir kurum!"

Olabilir miydi?

"Kardeşimin dosyasının burada ne işi var! Burası cenaze işleri müdürlüğü mü! Benimle mantıklı konuşun, beni bu şekilde korkutamazsın!"

Kadın bana cevap verecekken kapı çalınmadan açıldı. Neşe denen kız boş kovaları fırlatır gibi kadının önüne attı bezlerle birlikte.

"Al bitti benim işim, bir daha olmasın yoksa kitap falan demem tek tek üzerine tükürürüm!" Dedikten sonra da beni fark etti.

"Bu kim, yeni kimsesiz mi?"

"Hayır Neşe, tamam çıkabilirsin yeter bu kadar."

"Ne düştü bu kadının kafasına?" Diye bana sordu.

"Bir şey düşmedi Neşe, dışarı çıkabilirsin. Sizin okuldan yardım için gelen öğrenciler." Neşe bir kez daha bana baktı.

"Oğlum burada kimsenin yardıma ihtiyacı yok şov yapmayın şuraya gelip, sen de almsana şunları müdire hanım?" Burada kalan herkesin hissettiklerini düşünüyordu.

"Tamam, hadi dışarı." dedi kadın onu alttan almaya çalışarak.

"İyi ben gidiyorum, meraklı değilim senin odana."

Arkasına bakmadan çıktığında ona dönüp bir şey diyememiş olmanın pişmanlığı vardı üzerimde. Ancak bunlar için erken miydi?

"Neşe'nin her şeyden haberi var." Dedi kadın. Ne demek her şeyden haberi vardı? O zaman beni tanıyor olması gerekiyordu.

"Açıkça konuşun benimle, ne demek haberi var?"

"Neşe'ye her şeyi anlattım. Ancak ne seni, ne de aileni görmek istemiyor. Sizden anlamsız bir nedenle nefret ediyor." İnsan tanımadığı insandan nefret eder miydi?

"Yalan söylüyorsun!" Diyerek inkar ettim.

"Neşe yi tanımıyorsun Eren, o aile kavramını sevmeyen bir kız. İki sene önce ona olanları anlattım. Her şeye rağmen burada özgür olmak istiyor, senden ve Cerenden de haberi var ama sevmiyor istemiyor."

Değişik hareketleri olan bir kıza benziyordu ancak bu kadar ileri gidemezdi. Kim burada bir ailesinin varlığını bile isteye yaşamak isterdi?

"İnanması, kabullenmesi zor ama gerçekler bu Eren. Anne ve babanı anlattığımda hakaretler saydırdı. Anne ve babanın onu terk edip gittiğine inanıyor, bu aşamadan sonra yapacak bir şey yok. Bir sene sonra buradan çıktığında o karşısına çıkıp intikam almak istiyor ailenden.. bu yüzden bunu yapamam ailene zarar vermesine müsade edemem."

Ona dair olan üzüntülerim; annemin akıttığı tüm göz yaşları gözümün önüne geldi. Acıdığım onun için ağladığım tüm günlerden, bugünden itibaren ben Neşe denen o kızdan nefret ettim.

Asıl intikamı alan kişi o olmayacaktı. Buna tüm gücümle engel olacaktım.

BÖLÜM SONU

of ne bomba bir bölümdü!!!

Yorumları  bekliyorum heyecanla xofngng

Continue Reading

You'll Also Like

42.9K 5.2K 12
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi. Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi. Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi? İçimden cevapladı...
510K 21.1K 21
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır...
461K 27.4K 31
ablasına yazacakken yanlışlıkla dünyaca ünlü boksöre yazan Ahu 💋💋
365K 21.1K 43
Staj yaptığım hastanede karışan o kız çocuğu bensem?