Babama her şey, gücüm dahil tamamiyle anlatmam gerekiyor. Ona güveniyorum ve benim de öğrenmem gerekenler var.
Birlikte sadece ikimiz olacağı ve kimsenin bizi dinleyemeyeceği bir odaya geçtik.
Babam ani ruh hali değişimimle şaşırmış gibiydi.
-Estelle sen iyi misin?
-Mhm. Ama sana bazı şeyler... Söylemem gerekiyor.
Karşılıklı oturduk ve oldukça ciddiydik.
-Bana her şeyi anlatabilirsin biliyorsun değil mi?
Kafamı salladım ve konuşmaya başladım.
-Açıkçası bu benim gücümle ilgili...
-Güç?
O gün saray yıkıldığında herkes büyük siyah ışığa şahit oldu. Ama kimse tam olarak ne olduğunu bilmiyordu.
Bunu kara büyüyle bağdaştıramazlar. Elbette bunu düşünenler olacak ama uzaktan görünen siyah ve beyaz ışığın iç içe geçtiği.
Dedikodular ve başka şeyler için önlem aldık yani bir sorun yaşanmadı.
Bunu ilk elden deneyimleyenler ne olduğunu bilse de babam o an bilincini zar zor ayakta tutuyor ve o gün yaşananları hatırlamıyordu.
-Bilirsin kırmızı aura sahibi değilim...
-Bunda bir sorun yok.
-Ama burada bitmiyor... Ben kara büyü kullanıyorum.
Telaşlanmış görünüyordu.
-A...ama bu vücuduna zarar verir. Bir daha onu kullanmama...!
-Baba.
Sesimle sakinleşti ve ben devam ettim.
-Kara büyü benim vücuduma zarar vermiyor.
-Ne?
-Bu biraz karışık ama... Daha önemli bir sorum var...bu annem hakkında.
Sözlerimle irkildi. Neden onun hakkında hiç bir yerde bir şey yok!?
Bu çok saçma sonuçta o düşesti. En azından bir portre olmalıydı.
-Neden...
-Huh?
-Neden onun hakkında bilmek istiyorsun?
-...Bu... Onun ne bir portresini ne de onun hakkında bir şeyi duydum. Aynı zamanda onun hakkında bir kaç bilginin sorularımı yanıtlayabileceğini düşündüm.
Öncelikle kara büyü kullanabiliyor olabilmemin nedeni genlerimden dolayı.
Baktığımız da dükün soyunda herkes kırmızı auraya sahipti. Yani kara büyü anne tarafından geliyor.
Aynı zamanda cadının bir şekilde annemle bir ilgisi olduğunu düşünüyorum.
Neden bana durduk yere yardım etsin ki? Bir nedeni olmalıydı. Ve benim onunla hiç bir şekilde bağım olmadı.
Geriye tek seçenek kalıyor. Annemle bağlantılı. Tabii ne olduğunu daha çözemesem de.
Babam sesli bir şekilde nefes verdi. Gözlerinde ki buruk bakıştan aklına gelen kötü hatıralar geldiğini tahmin ettim.
Boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.
-Annen...o çok güzel ve güçlü bir kadındı...
*****Dük ve düşesin hikayesi
Her şey gençliğimde başladı. Düşesle bir baloda tanıştık.
Komiktir ki düşesle küçük yaştan beri gelecekte evleneceğimiz belliydi ama ancak ben on yedi yaşındayken ilk kez o baloda karşılaştık.
Düşes bir vikontun kızıydı ve uzakta yaşıyordu.
İlk başta buna karşıydım ve saçma geliyordu ama bir varis olarak görevlerimin farkındaydım.
Balo da ilk kez onu gördüğüm de çok güzel olduğunu düşündüm.
Kişiliği beklediğim gibi olmasa da...
İlk dansımız da ayaklarımı ezmişti, bunu bilerek yapmıştı ama kızmamıştım hatta eğlenceli gelmişti.
Görünen o ki o da bu evliliği istemiyor. Bu yüzden bir karar verdik.
İlk evlilikten vazgeçen kaybedecekti ve o gece yarış başladı.
İkimizde birbirimize karşı hamleler yapıyorduk ama zaman bizim için çok hızlı geçti...
Çok yakında şunu farkettim, artık ondan ayrılmak istemiyordum. Onun hislerini de merak ediyordum tabi ama gururum buna izin vermedi.
Genelde insanların yanında yüz ifadelerimi kontrol ederim. Ve o aralar aristokratlar arasında bu özelliğimle biliniyordum.
Ne şanslıyım ki o öyle değildi. Her anı yaşamayı seçen biriydi.
Ben kendi kendimi yenemezken ilk o bana itiraf etti.
Gizlice dışarı çıkmıştık. Sokakta gezerken yorulduk ve oturmaya karar verdik.
O sırada bana döndü ve cebinden yüzük çıkardı.
Öyle şatafatlı bir teklif değildi ama kinin umurunda?
Gözlerimin içine bakıp bunu sorunca ne yapabilirdim ki? Onu seviyordum ve bu bildiğim tek şeydi.
Bu şekilde devam etti ve evlendik.
Mutluyduk.
Ama birlikte zaman geçirdikçe birbirimizin karanlık sıraları ortaya çıkmaya başladı.
Bir aziz değilim ve pozisyonum için bir çok kişi öldürdüm. Bana karşı gelip kardeşimi destekleyenler ve diğerleri.
Bunlar veraset yarısında 'gizlice' yapılması karşısında 'normal' karşılanır.
Ama ortaya çıkan sadece benim sırlarım değildi.
At arabasında seyahat ediyorduk ama vagon sabote edilmişti. Tekerlek uçurumun kenarında kırıldı ve biz aşağı doğru düşmeye başladık.
Ben sadece aura kullanabilirim yani yapabileceğim tek şey ona sarılmak ve canının yanmasını önlemek ama o, o gün bana farklı bir yönünü gösterdi.
Bana ilk sarılan o oldu ve yere çarpsakta canımız yanmadı.
Arabanın kırık parçaları siyah bariyerden sekti.
O...bir kara büyücü! Şaşkın ve ne yapacağımı bilmez haldeydim. Ya biri görseydi!?
O zaman onu kanuna teslim etmemi isteyeceklerdi. Buna izin vermezdim! Onurum ve aile adım bile önemli değildi.
Ben korkuyordum...ama beni teselli eden yine o oldu.
Kara büyü yüzünden vücudu zarar görüyordu. Ama ne kadar düşese kara büyü kullanmamasını söylesem de o beni dinlemedi.
İlk çocuğumuz doğduğun da çok mutluyduk. Kızıl saçları ve kızıl gözleriyle aynen bana benziyordu.
Onu en iyi varis olarak yetiştirecektik sözde... Umduğum gibi olmasa da...
Ama dükün ailesini rahat bırakmıyorlardı.
İmparatoru destekleyen tarafsız bir aile olarak biliniyorduk. Ama bu imparator giderek gücünü kaybediyordu.
İmparatoriçe bu konuda çok etkiliydi ve kendi oğlunu imparator yapmakta kararlıydı.
Bu nedenle imparatoriçe imparatoru destekleyenleri birbir hedef aldı.
Çocuğumuzu bile...
Ben...elimden gelen her şeyi yaptım. Bir sürü korumlar ve büyü çemberleri vardı ama...ama ben yeterli değildim!
Benim yüzümden tekrar kara büyü kullandı! Yetersizdim... onları koruyacak kapasitede değildim ve bunu bilmek... İşte bu canımı sonsuz derecede yakıyordu.
O her zaman iyi olduğunu söyledi ve ben...ben buna inanmak istedim. Kalbim ona aitti ve onun olmadığı bir dünyayı hayal etmek bile onu parçalara ayırmaya yeterdi.
Sonunda ikinci çocuğumuz doğdu. Annesine benziyordu. Büyüyünce çok güzel bir kız olacağı belliydi.
Bazen oğlumunda annesine benzemesini isterdim. Ama ne yapacaksın?
İmparatoriçe çok güçlüydü. Ama imparator karşısında çok güçsüzdü. Benim gibi...
Her şey ben sınıra gönderildiğimde oldu. İmparatoriçe her zaman boş anları kolladı.
Büyücüleri ve iyi eğitilmiş suikastçileri vardı.
Ben yokken...onlar saldırıya uğradı!
O çocukları korumak için savaştı ve savaştı, ama sonunda kendi gücü altında kaldı.
Haber geldiğinde eve döndüm. Nasıl yolculuk ettiğimi ve o haftanın nasıl geçtiğini bilmiyorum.
Biri hariç tüm portreler kimsenin bulamayacağı yerlere saklandı.
Biri ise her zaman benim sakladığım yerde. Her zaman bakabileyim diye.
Geride sadece bir mektup bıraktı. Sanki bunun olacağını önceden biliyormuş gibi.
Mektupta çocuklara iyi bakmamı söylüyordu ve kendime bakmamı...
Yerlerde kan vardı ama o yoktu.
Bunun kendi kara büyüsü yüzünden olduğunu düşündüm. Ortada bir ceset yoktu ama ona ait kan vardı.
Onun gittiğini kabullenmem uzun zamanımı aldı ve bu sürede kendimi çocuklarıma adadım.
Onun için, onun benden yapmamı istediği gibi onları yapabildiğimin en iyi şeklinde büyüttüm.
Ve bu gün buradayım. Onu özlüyorum.
*****
Konuşma devam etti. Bu duyduklarım hakkında üzülmüştüm.
Aklımda o anlara dair anılar yoktu belki ama hepsini hissettim.
-Baba peki... Onun hiç arkadaşı var mıydı?
-Aristokratlar arasında çok olmasa da bir çevresi vardı.
-Öyle değil...mesela biraz daha gizemli bir tip.
Babam biraz düşündü.
-Biri olduğuna inanıyorum.
-Bana tarif eder misin?
Anlattıklarına bakarsak bu oydu! O cadı annemin arkadaşı!
Annemin bedeninin geldiğinde orada olmadığını söyledi.
Bunun nedenini tahmin edebiliyorum.
Kara büyücüler büyülerini kullandıkça vücutlarına zarar gelir çünkü bu güce hakim olamazlar.
Ölürken de kara büyü tamamen kontrolden çıkar ve vücutla birlikte patlar. Etrafındakilerin zarar görmesi de çok olası.
Bu yüzden gittiğine inanıyorum.
Cadı...o biliyor olmalı!
Ona soracağım.
O gece orada kaldım.
Ve sabaha kadar uyuyamadım. Anıların yükü fazlaydı ve bir nedenden ötürü canımı yakıyordu.
Ama eninde sonunda sabah olacak.
Şimdi gecenin karanlığında anılar nehrinde aşağı doğru batsam bile,
zaman beni ve diğerlerini yeni başlangıçlara itecek.
Gelecek belirsiz ve yolumuz şaşmış olsada
Güneş bize yol gösterecek.
Ne bulutlar engel olabilecek ne de gecenin karanlığı
Ay güneşin ışığını taşıyacak
Yol her zaman aydınlık olacak.
Mutluluk...
Onu güneşin yakınlarında bulacağız
Ve sonunda hepimiz o ışığa kapılacağız.
_______
Yazar:Villainesssss
Dün bölüm atamadım ama boş olunca atacağım 🙃