NEŞE (Aile)

De ZeynepMmuslu

104K 5.4K 1.3K

Yetimhanede geçirebileceğim son bir haftam kaldığında aklımdan asla geçmeyecek bir şey oldu: Gerçek Ailem ben... Mai multe

TANITIM ~ Düzenlendi
1.Bölüm: Doğum Günü
2.Bölüm: Benzemek
3.Bölüm: Kavga
4.Bölüm: Künye
5.Bölüm: Doğum Lekesi
6.Bölüm: Evlatlık
7.Bölüm: İhtimal
8.Bölüm: Kaza
9.Bölüm: Hastane Hamburgeri
11.Bölüm: Ve Neşe Kaçar
12. Eren'den Neşe'ye
13.Bölüm: Neşe'yi ikna etmek
14.Bölüm: Eve dönmek
15.Bölüm: Eren'in Nefreti
16.Bölüm: Cevapsız Sorular
17. Yabancı Hissetmek
18.Bölüm: Yüzleşme
DUYURU- ÖNEMLİ

10.Bölüm: Aile

4.7K 330 82
De ZeynepMmuslu

Kitaba olan ilginiz, desteğiniz o kadar güzel ki.. keşke vaktim olsa da bölüm yazabilsem size uzun uzun.

Bunu hemen yazıp atıyorum.

Ancak az kaldı. Buralara döneceğim.

Çok sevgilerle ❤

Medya: Eren


İşte, dedim kendi kendime. Ceren'in olmalıydı bu dna testi. Kıza bu kadar kötü davranmalarının nedeni onun kardeşleri olmayışı mıydı yani? Şerefsizler.

Asaf hemşireye bir şeyler söyleyip onunla birlikte kapıdan dışarı çıktı. Neyse ki bu olay benim yanımda gerçekleşmişti de ben hemen Ceren gelir gelmez ona olanları anlatırdım.

Biraz iyilik yapmanın kimseye zararı olmazdı. Ceren bunu duyduğunda kesinlikle çok üzülüp ağlayacaktı. Bu kız daha on sekiz olmadığı için ne yapacaktı acaba? Ailesi onu evden yollar mıydı?

Belki de yollamazdı. Sonuçta kaç senedir bu kıza bakıyorlardı. Yine de şükür edeceğim gerçekten de, bu aile işleri karışık ve zor. Kaç sene geçiyor gelip kıza ben senin annen ya da baban değilim diyorsun tam anlamıyla bir rezillik.

Neyse yine de fazla dağnamayayımda benim başıma falan gelir Allah korusun. Bir an aklımdan geçince beni bir gülme krizi tuttu. Düşünsenize birileri geliyor kaç sene geçmiş kızım biz senin aileniz.

Gerçi aynı durum değildi ama yine de komik ve saçma bir durum olurdu. Belki de hayal. Bunca sene bulamadığım aileyi şimdi mi bulacaktım? Aman be Neşe, düşünme kızım işte dertli başına daha ne kadar fazla dert açmak istiyorsun?

Doktor Asaf geri döndüğünde gözleri dolmuştu, e tabii kolay mı kardeşin gerçek kardeşin çıkmıyor.. elinde ki kağıdı tutarak yanıma geldiğinde ona döndüm.

"Ceren'e nasıl söyleyeceksiniz? Kız çok üzülecek? Eğer yurda falan vereceksiniz bizimkini hiç önermem. Yeni açılan yerlere götürün." Anlamsız gözlerle bana baktı.

"Ceren mi? Ne alakası var Cerenle?" Ne demek ne alakası var? Dedim işte ben bu adam kazayla doktor oldu, bu zeka ona az geliyor!

"Of dna testi Ceren için değil miydi? Ben anladım zaten siz kıza çok kötü davranıyorsunuz. Ama kaçıp gitti kız işte, belki bir daha gelmez. Müge anlıya falan çıkar siz de gerçek kardeşinizi ararsınız.." motora bağlamış gibi konuşmaya devam ediyordum.

"Neşe, bu testi Ceren için yaptırmadık." Oha. Yoksa Eren için miydi? E o zaman.. Aman Allahım! Hem Eren hem Ceren. İki bebeği karıştırmayı nasıl becerdiler!

"Ay inanılır gibi değil, bunlar hangi hastane de dünyaya geldi? Hemen dava açmalısınız.." elinde ki kağıdı bana uzattı.

"Hiç böyle planlamamıştım ama sen olayları çok değişik yerlere sürüklemeye başladın Neşe. Al kendin bak." Ay hayır! Beni şahit olarak falan mı yazacaklardı?

"Annemler de birazdan burada olur zaten."

"Annenlere söyle gelirken Ceren'i de getirsinler. Hatta Eren'i de." Dedim.

"Neşe kağıdı aç ve oku lütfen." Aman be ne kağıtmış. İkiye katlı kağıdı açıp üstün körü bir göz attım.

Saçma sapan anlamadığım tıbbi terimler, onun altında bunların babalarının isimleri.. hm.. Ceren ve Eren'in ismi nerede bakalım.. yok. Yani başka bir dilde yazılmadıysa isimleri gerçekten de yok.

Kör değilim ya, görürdüm olsa. "Neşe, biz de daha yeni öğrendik. Ne diyeceğimi bilmiyorum." Neyi doktor Asaf neyi?

"Bunların adı yazmıyor hatalı olabilir mi bu test?"

"Neşe, sen iyi misin?"

"Ağrım var tabii biraz her gün araba çarpmıyor sonuçta." Kağıdı benden çekerek en aşağıda yazan yeri bana doğru tuttu.

Neşe Yılmaz diyordu, alınan her iki örnek birbiri ile yüzde doksan dokuz uyum sağladı. Dünya ne kadar zamandır dönüyordu bilmiyorum ama benim için şuan dönmeyi bırakmıştı.

"Yanlışlık var burada, ne biçim hastane bu! Benden alınan kanlarla senin babandan alınan kanları bir şeyler yapmış bunlar! Dava edeceğim ama yeter!" Demiştim bu işte bir iş var diye.

"Neşe sana yemin ederim hiçbir yanlışlık yok!" İstediği kadar yemin edebilirdi, onu tanımıyordum bana yalan söylüyordu!

Bu evrakta sahte olabilirdi!

"İnanmıyorum size, çıkmak istiyorum ben alın üzerimden şu kabloları!" Serumu çekerek kopardığımda bana engel olmaya çalışsa da elini iterek ona engel olmaya çalışıyordum.

"Neşe lütfen biraz sakin ol! Bizim içinde çok yeni, sakin!"

"Bırak istemiyorum bıraksana beni ya! Benim ailem yok diyorum kafan almıyor mu senin? Ailesi olan yetiştirme yurdunda mı kalır?" Beni delirtmek istiyorlardı ama neden?! Biraz önce dalgasını geçtiğim şey doğru olamazdı.

"Tamam, bir şey yok her şeyi konuşacağız tamam mı? Sadece dinle beni lütfen Neşe?"

Onu dinlemeyerek sağlam bacağımı yataktan aşağı sarkıttım. Yalan söylüyordu. Birisi benimle dalga geçiyordu. İnanmayacaktım! Omuzlarımdan bastırmak istediğinde bileğine dişlerimi geçirerek ısırdım. Ellerini çekince tek ayağımın üstünde durmaya çalışarak kapıya ilerlemeye çalıştım.

Kolumdan tuttu.

"Bak daha yeni kaza geçirdin  Neşe, lütfen yat şu yatağa!"

"Ya bırak beni bırak! Hepinizi dava edeceğim dedim sana duymuyor musun?!"

"Ben senin abinim Neşe, gerçekten de bunu yapacak mısın?" Yani olmayan anne babamı bile satardım ben seni mi şikayet etmeyeceğim?!

"Oğlum diyorum bak sana! Beni iyi dinle biraz önce böyle bir şey yaşanmadı al şu kağıdı bir yerine so-" kapı hızla açıldığında o tarafa döndüm.

İçeri Ceren'in annesi, babası ve iki erkek çocuğu daha girmişti.

"Kızım!" Kadın ağlayarak içeri girdiğinde onu kafadan eleyip onun kocasına döndüm. "Bak bey amca seni dava edeceğim, sen de oğlunu dava et, bizim kanlarımızla bir şeyler yapmış bu!" Diye böğürdüm resmen suratına.

Adam ve arkasındaki iki genç adam bana oldukları yerde durup hareketsizce bakmaya başladığında ilk adımı atan kadın olmuştu.

"Neden ayaktasın kızım başın döner bir şey olur?"

"Size ne ya! Ben odamda kimseyi istemiyorum! Dışarı çıkın!" İçlerinden biri "Neşe, biz senin abiniz kimse değiliz!" Dediğinde büyük bir çığlık attım. Duymak istemiyordum.

"Polisi çağırırım, benim annem de babam da yok abim de yok! Yapmayın sizin kızınız ben olamam gidin lütfen, yalvarırım!" Sesim titremeye başladı. Ayakta durmakta zorlanıyordum.

"Yapma kızım, haklısın ama lütfen uzan lütfen. Bir şey olacak sana çok korkuyorum."

Saçmalık! Beni düşünmeleri büyük bir saçmalık!

"Siz bana kızım diyemezsiniz, demeyin. Beni annem yetiştirme yurduna bırakmış, ben anne istemiyorum.." kendim hakkımda bildiğim şeyler sayılıydı.

Yurda geldiğimde çok küçük bir bebek olduğumu, beni bırakan kişinin bir kadın olduğu, bu kadının ise tahminlerine göre annem olduğunu söylemişlerdi. Eğer öyleyse ben bu kadına nasıl anne derdim?

"Neşe.." dedi kadın hıçkırıkları arasında "Ben seni bırakmadım ki.. hiçbir çocuğumu bırakmadım ben.." Başımı iki yana salladım.

"Leylekler mi bıraktı beni? Eşinize sorsanıza!" Dedim adama bakarak.

"Kızım," Dediğinde bir kere daha titrediğimi hissediyordum. "Babacım," Dedi bu sefer de. "Biz seni hiçbir yere bırakmadık. Bunca sene biz seni öldü diye biliyorduk."

Başım döndüğünde kolumdan tutan diğer genç adamlardan biriydi. Hangi ara gelmişti buraya görmemiştim. Yatağa çöktüğümde boş boş duvara bakmaya başladım.

"Derin bir nefes al," diye uyarıda bulundu Asaf. Uzun süredir yapamadığım şeyi yaptım. İçlerinden bir diğeri camı açtığında sıcak hava beni üşüttü tuhaf bir şekilde.

"Bu şekilde olmasını istemezdik Neşe, biz de en az senin kadar şaşkınız." Genç adamlardan biri konuşmuştu. "O yüzden şimdi uzan," algılarım yanlış zaman da kapandığı için bana denileni yaptım.

Damar yolu olan kolumda bir baskı hissettiğimde Asaf'ın elinde enjektörü gördüm. Gözlerime ağırlık çöktüğünde çok geçmeden gözlerimi kapattım.

Beynimden defalarca aynı cümle geçti..

Benim kimsem yok, anne ve babam yok. Beni küçükken bırakıp terk ettiler. Bu yaşadıklarımın hepsi koca bir rüya. Korkunç bir rüya..

*

"Ne yapmamız gerektiği hakkında bir fikri olan var mı?" Diyen sesi duyduğumda kendimi gelmeye başlıyordum.

"Caner, avukatla görüşmeye gitti. O geldiğinde ne yapacağımızı düşünürüz." Başka bir ses daha.

"Çok güzel, Ali kızımız çok güzel." Ceren'in annesi.

"Ceren'e her baktığımda kaybettiğimizi sandığım kızımızı hayal ederdim. Nasıl da benziyorlar birbirlerine.."

Bunu inkar etsem de Ceren ile gerçekten de benziyordum. Onun saçları farklıydı sadece benden. Göz renklerimiz, bakışlarımız aynıydı.

"Bu arada Asaf abi Ceren nerede?"

"Bana küstü ve gitti. Evde olmalı," Asaf'ın sesi üzgün çıkıyordu. Belki de şuan yanımda olmasını istediğim tek kişi Cerendi.

"Ben ararım, yanımıza gelsin. Kendini uzak tutmasını istemiyorum."

"Ceren öyle biri değil baba, anlayışla karşılayacağından şüphem yok."

Ne yapacağımı bilmiyordum. Uyumaya devam etmek hatta uyanmak istemiyordum. Yaşananlar gerçekti. Ailem vardı. Bu, bu cümle o kadar başkaydı ki.

Birkaç gün önce buradan çıktığımda ne yapacağımı düşünürken ailem ortaya çıkmıştı. Bu kaderin bana bir hediyesi miydi bilmem ama hemen kabullenmem çok zordu.

"Ne zaman uyanır oğlum?"

"Bilmiyorum baba, uyanması gerekiyor ama vücudu çok yorgun düştü, dinlenmesi daha iyi olacaktır."

Dinlensem, uyusam ne değişecekti? Biraz önce yaşananlar gerçekti! Ben hiç böyle bir ihtimalin olacağını düşünmemişken şimdi ne yapacaktım?

Saçlarım da hissettiğim ellerle gözümü açtım. Ceren'in annesi, yine ağlıyordu. Biraz önce oda da olan kişiler hala buradaydı. Uyandığımı fark ettiklerinde sessizleştiler, onlarda benim gibi ne yapacağını bilmiyordu.

Ancak burada kalmak istemiyordum.

"Gitmek istiyorum, yurda haber verin."

"Kızım ne yurdu? Artık senin bir evin ve ailen var."

Başımda ki ellerinden kurtuldum.

"Benim artık bir eve ve aileye ihtiyacım yok! Ben bebekken neredeyseniz şimdi de oraya gidin! Bugün hiç yaşanmadı! Herkes kendine hayatına dönsün."

Küçük bir çocukken alışmıştım onların yokluğuna şimdi olsalar ne yazardı? Geçmişimi bana geri verebilirler miydi?

"Neşe, söylediklerin de haklısın. Sana hiçbir zaman geçmişini geri veremeyiz ama bizi de anla. Senin öldüğünü söylediler bize! Biz seni oraya bırakmadık. Sana bunu kim anlattı bilmiyorum ama koca bir yalan söylemişler sana!"

Asaf sesi titreyerek konuştuğunda yanında ki kardeşi ona sakin olmasını söyledi. Gerçekten de bana yalan söylemiş olabilir miydi müdire? Susmam, onun yakasını bırakmam için yapmış olabilir miydi?

"Neşe," dedi adam "Kızım bana senin ölüm belgeni verdiler.. Sen diyorsun ki beni oraya bırakmışsınız.. yapmam kızım ben böyle bir şeyi asla yapmam." Adamın gözleri dolduğunda o acıyı sanki bende hissettim.

Yatağın ucunda duran buruşuk kağıdı açtım. Yazanı defalarca okudum. Ben ne kadar inkar etsem de bu adamın ve kadının kızıydım.

"Ben yine de sizi tanımıyorum." Diyebildim. Anne ve babamı, abilerim olan kişileri tanımıyordum.

Onlardan biri cevap verecekken kapı açıldı. Şuan görmek istediğim tek kişi içeri girdi. Ceren. Benim aksime onun gözleri ağlamaktan şişmişti. Abilerini iterek yanıma ulaştı.

Kimsenin yapamadığını yaparak bana sıkıca sarıldı. Yeniden ağlamaya başladığında kollarımı ona sardım. Bunu içimden gelerek yapmıştım.

"Neşe.." ağlarken defalarca adımı söyledi. Oda da ki ağlama sesleri artarken başımı Ceren'in omzuna gömdüm.

"Sanırım artık kabul etmek zorundasın," dedi göz yaşlarının arasında.

"Neyi kabul etmek zorundayım?" Diye sordum.

"Neden arkadaş olmak istemediğini şimdi anlıyorum..  baksana Neşe, biz seninle kardeşmişiz, bu tüm arkadaşlıklara bedel.."

BÖLÜM SONU

yorumlarınızı bekliyorum.

Devamında neler olsun?

Continuă lectura

O să-ți placă și

Babamın Borcu De maviatlas159

Ficțiune adolescenți

457K 17.2K 48
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
KÜÇÜK KIZ (+18) De beny4r3n

Ficțiune adolescenți

1.1M 15.6K 39
Aşık olduğu adamın evleneceğini öğrenen Mavi, çareyi en yakın kız arkadaşında bulur. Düğüne kısa bir süre kala acilen bir plan yapmaları gerekmektedi...
25.5M 908K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
ÇÜRÜK VİŞNE. De Emine Tavuz.

Ficțiune adolescenți

66.4K 9.7K 32
"Gülüşüne yüreğini mi koymuştu bilmem ama kalbime kendisini koymuştu." ÇÜRÜK VİŞNE'nin bölümleri tekrardan, burada yayımlanmaktadır. Her akşam bir ye...