Lolipop ||Texting||

By elaeris45

40.8K 3.1K 4.9K

Bay Lolipop: Çilekli lolipop, Bay Lolipop: Limonlu lolipop, Bay Lolipop: Karpuzlu lolipop, Bay Lolipop: Sev... More

-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-İnstagram Grubumuz-
-24-
-25-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
!DUYURU!

-26-

694 73 266
By elaeris45

Merhaba!

Nasılsınız?🍬

-||16.08.2022||-

Bir Lolipopunuzu alırız artık...🍭

Oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim.💜

SINIR: 25 oy, 250 yorum.

İyi okumalar🍭

Annemin seslenmesiyle transtan anca çıkabilmiştim. Sahi kaç dakikadır kapıyla bakışıp ağzım açık bekliyordum burada?

"Miray kim gelmiş kızım?"  Annemin kafasını mutfaktan uzatarak sorduğu soruyla çaktırmadan vestiyere kutuyu koyup konuşmaya başladım.

"Karşıya gelmişlerde yanlış basmışlar anne önemli değil."

"Ay bu insanlarında aklı beş karış havada valla. Gün içinde kaç kere oluyor bir bilsen." Söylenmeleriyle birlikte işine geri döndüğünden emin olduktan sonra kutuyu kucaklayıp odama kaçmam bir olmuştu.

Daha bir saat önce kavga ederken hediye göndermesine şaşırmıştım. İçine canlı bomba koyabileceği aklıma gelince tedirginlikle kutuyu tek gözüm kapalı açmaya çalıştım. Allah muhafaza gözlerim ağlamasın diye görüntüden. Anladınız mı kız? Kapiş?

Kutuyu acun edasıyla açtığımda gördüğüm şeyle şoka girmiştim. Bu, bu gerçek olmayacak kadar güzeldi. Ağzım açık kutudaki elbiseye bakarken mest olmuştum resmen.

Elbiseyi yavaşça kutudan çıkardığımda gördüğüm ayrıntılarla çığlık atmamak için kendimi tutmuştum. Aşırı güzeldi. Bu çocuk işi biliyordu.

Askılarında tutup dolaba astığım elbiseye aşık olup on dakika elbiseyi izlemiştim. Tamamen turuncu olan elbisenin askı kısımları tülle fiyonk yapılmış, altlara doğru da pile pile iniyordu. Üstündeki zarif papatya ve kelebekleri söylemiyordum bile.

En sonunda akıl edebildiğim şeyle saate bakmıştım. Beynim o kadar da çalışıyordu vesselam. Aha sıçtık valla. Saat olmuş beş. Mezuniyete üç saat var. Daha duş alınacak. Oh oh boku yedik.

Koştur koştur kendimi nasıl duşa attım ben de bilmiyorum. O yavaş hâlime inatla zamanla yarışıyordum adeta. Şampuanı gözümden çıkartırken biraz zaman kaybetmiş olsam da hemen odama girip hazırlanmaya başlamıştım.

Tembel falandım ama konu bakım olunca da oldukça iddialıydım. Karışık kuruşuk bir sürü üstüme sürdükten hızlıca elbisemi giymiştim. Ama bir sorun vardı fermuarı kapatamıyordum. Mecburen anneme seslenmek zorunda kalmıştım. Seslenmek kibar kalır canım resmen böğürmüştüm. Bu da Miray Doğan farkı canım aa.

"Anneeğğğ bir gelsene."

"Ne oldu kızım, niye böğürüyorsun sen? Tövbe yarabbim?"

Annem söylene söylene odaya girerken cümlesi beni görmesiyle yarı da kalmıştı.

"Hayır bu kadar önemli ne var-"

Beni görmesiyle dönüp kalmıştı. Dili tutulmuş gibi kapıyı kapatıp yavaşça bana doğru geldi. Niye böyle olmuştu onu da anlamamıştım. Gayet normal bir elbise giymiştim. Tamam sadece fazla güzel bir elbiseydi o kadar yaniii. O kadar da abartmayalım şimdi.

Annemin birkaç dakika daha bana öyle bakmasına dayanamayıp oflayarak konuşmaya başlamıştım.

"Aney iki saattir neden uzaylı görmüş kedi gibi bakıyorsun?"

"Huhu dünyadan sevgili anam Canan'a. Şu an ulaşamıyorum. Sesli mesajımı iletin lütfen."

Kadına kal geldi heralde. Hâlâ kıpırdama yok arkadaşlar. Ben korkmaya başladım artık.

"Kız sen ne güzel olmuşsun."

"Oh anne şükürler olsun konuşabildin ha. Korktum valla kâl geldi diye."

"Yok kız ne kâlı. Yıllardır elbise giymeyen kızımı elbise giydiğini görünce şaşırdım sadece."

"Anne şaşırmış olduğundan emin misin? Bir ara felç geçirdin sandım da." Kıkırdayarak söylememin üstüne gelip kolumu cimdirmişti.

"Ah acıdı be. Ayıp ayıp."

"Asıl sana ayıp Miray karısı. Anneyle öyle konuşulur mu hiç?"

"Tamam tamam demedim bir şey."

"Aferin düzgün dur." Söylenmesine karşılık sadece gözlerimi devirmiştim. Çokta fifi yaniii. Kadını da bozduk ya neyseee. Miray miraya baka baka kızarırmış sonuçta. Onun doğrusu buydu. Tartışmaktayım lütfen.

Annemin fermuarı cart diye tek seferde çekmesiyle biraz içinde sıkışsam da göbüşüm, yarangülümü içime çekmemle iş hallolmuştu. Karşımda duran aynadan kendime baktığımda aşık olmuştum. Mona lisa kimmiş canım benim yanımdaa. Miray Doğan var karşınızda aloo. Tamam yeter çok gaza gelmiştim.

Annemin bir anda sorduğu soruyla mal gibi kalmıştım. Aga kadını çağırmadan önce düşünseydim ya salak kafam benim. Ah ah sıçtık.

"Kız Miray senin doğru düzgün elbisen bile yok. Bu nerden çıktı anacım?!" Tek kaşını kaldırmış çok ciddi bakıyordu. Aha valla sıçtık bu sefer agalar.

"Imm... şey.."

"Ney Miray? Duyamadım kızım?"

"Yaw geçen hafta Duru'yla alışverişe çıkmadık mı biz? O ara almıştım aa."

"Miray sen yeni don alsan üstüne giyip nasıl olmuş diye soran insansın. İyi misin annecim sen? Ateşin falan mı var acaba?"

"O gün göstermek istemedim. Sürpriz olsun diye de Duru götürdü eve işte. Dün de siz yokken getirdi." Yalandan kim ölmüş aga? Yardırr anam devam.

"Dün niye göstermedin o zaman?" Hâlâ tek kaşı havada sorguluyordu. Bu kadına polisiye dizileri hiç yaramamıştı. Acilen romantik komedi izlemeliydi. Hayatı asıl onlar anlatıyordu.

"Unutmuşum anne aa. Taktın tabi polisiye dizilerine gelmişsin başıma zebani gibi beni sorguluyorsun."

Ayağındaki terliği çıkardığını görür görmez elbisenin eteklerini tutarak kaçmaya başladım. Kapıyı arkamdan kapatmasam kafama isabet edecekti. Sonra Miray'ın ruhuna el Fatiha arkadaşlar. Valla iyi yırtmıştık.

Arkamdaki bağırışları duyuyordum ama bir Miray Doğan taktiği olan duymamazlığımı kullanıyordum. Annemin bir sürü bağırmalarını dinledikten sonra kurduğu cümleyle boku yemiştim.

"Kız Miray karısı 'KünEfe' kim? Sana mesaj atmış."

Bir anda odaya daldığımda annemin yatağımda oturmuş telefonu sallayarak sorgulayıcı bir ifadede bana bakıyordu. Sanırsınız Sherlock Holmes. Anneciğim yanlış yerlerdesin sen. Şu an askeriyede teröristleri deşifre etmen gerekiyordu beni değil.

"Kız ne teröristi, ne askeriyesi sen kafayı yedin heralde?" Oha lan ben bunu içimden söylememiş miydim?

"Yoo hala dışından konuşuyorsun farkında değil misin?"

Aha sıçtık arkadaşlar.

"Kiminle sıçtın kız? Arkadaşların kim senin?" Ben yanlışlıkla dışımdan konuşuyordum sanırım. Annem tam bana cevap vereceği sırada elinde mesaj sesi gelen telefonu çevirip gelen mesaja da sorgulayan bakışlarla bakmayı ihmal etmemişti tabi. Kesinlikle polisiye dizileri bırakmalıydı yoksa boku yemiştik. Aha buraya yazıyorum. Miray dedi dersiniz.

"Kız siz bu çocukla sevgili misiniz?"

"Ne alaka anne? Arkadaşım sadece."

"Şey yazmış ama. 'Miray aşkım üstten mesajları okuduğunu biliyorum niye Naz yapıp mesajlara cevap vermiyorsun?" Ulan Efe. Bu sefer kestim çükünü. Şerefsiz herif.

"Şimdi şöyle anneciğim. Bu gerizekalı, yarım akıllı arkadaş Duru'nun kuzeni oluyor. Duru vesilesiyle tanıştık bizde. Okulda da yan sınıfımda. Ama bu kadar. Biraz fazla yılışık bir arkadaş olduğunda arada böyle garip gurup mesajlar yazabiliyor."

"Yazık deli heralde. Duru'ya akıllı kız ama bunun genleri bozulmuş o zaman. Tüh tüh yazık çocuğa. Yardım et sen yine de. Ayıp olmasın Duru'ya."

"Arada Duru olmasa muhatap olmamda işte Duru var ayıp olur kıza."

"Biraz öncede şey yazmış. "Bir saate gelirim. Ona göre hazırlan beni bekletme."

"Duru birlikte gidin deyince bir şey diyemedim kabul ettim ne yapayım? Ondan beraber gideceğiz. Sana sormadım ama sorun olmaz heralde?"

"Yok yok arada Duru kızım varmış olur mu öyle şey? Ama babana söyleme. Geçen tutturmuş ben kızımı kimseye vermem diye. Ben de dedim senin kızı kimse almaz zaten." Kendi kendine söyleyip kahkaha atan manyak bir annem vardı benimde.

Annemle biraz daha sohbet ettikten sonra odamdan ayrılmasıyla telefonu elime almış Efe'nin yazmış olduğu 'saçma salak' mesajlara cevap veriyordum. Her kızmam üzerine 'ben de seni seviyorum Miray aşkım' yazabilen değişik bir tipti çözememiştim çocuğu. Annemin mesajları gördüğünü söyleyince de 'selam söyle kaynanama' demiş bir manyaktı. Tescilli manyak olduğunu kanıtlamıştı bugünde.

Mesajlaşmamızdan hemen sonra direkt hazırlanmaya başlamıştım. Yoksa balkabağı olacaktım mazallah. Kulağımı azıcık yaksam da güzel maşa yapmayı becermiştim. Aferin kız bana. Allah'tan makyaj konusunda o kadar beceriksiz değildim. Elbisenin tonlarına uygun bir makyaj yaptığımda hazırlanmayı becermiştim. Bugün kendimi aşmıştım gerçekten.

Takılarımı taktıktan sonra. Kutusunda daha hiç giyilmemiş olan turuncu converslerimi çıkarıp onları da giydiğimde hazırdım. Yani topuklu ayakkabı giyeceğimi düşünmediğinizi söyleyin lütfen. Ben ve topuklu ayakkabı? Yok yakışmadı zaten. Ben kalp converse.

Telefonuma gelen bildirim sesiyle Efe'nin gelmiş olduğunu anlayarak mesajına cevap verip turuncu çantamı alıp çıktım.

KünEfe: Aşağıdayım çok bekletme, portakal kafa.

Miray: O portakallar senin bir yerine... Neyse demeyeceğim bir şey.

KünEfe: Hadi Miray. Yoldada bana sövebilirsin. Artık gitmemiz gerekiyor.

|Görüldü|

Yani cevap vereceğimi düşünmediniz heralde. Arabada ağzına sıçacağım için fırtına öncesi sessizliğimi koruyarak evden çıktım. Tabi çıkmadan önce haber verdim canım. Sonra cenazem çıkar mazallah.

Siyah jeep arabanın kaputuna yaslanıp siyah takım elbisesiyle beni bekleyen bir Efe'yi asla tahmin etmemiştim. Asıl tahmin edemediğim şeyse elinde ki lolipopu yalayarak beni beklemesiydi. Yüzümdeki sinsi sırıtmayla yanına gidip omuz attım. Bir anda ne olduğunu şaşırıp öksürmeye başlayınca korkup sırtına gavura vurur gibi vurmuştum. Ellerimi bir anda tutmasıyla az daha çarpışıyorduk.

"Höst ula. Sende yapışacak yer arıyorsun resmen." Söylediklerime her zamanki gibi sırıtıp daha çok yaklaşarak konuşmaya başlamıştı.

"Bulmuşum portakal gibi kızı. Yapışayım dedim ben de."  Bir anda dizine attığım tekmeyle ne olduğunu şaşırmıştı. Bu sefer sırıtma sırası bendeydi. Vakit kaybetmeden ön koltuğun kapısını açıp elbiseme dikkat ederek oturmuştum. Birkaç dakika sonda hâlâ gelmeyen Efe'yi görünce kornaya basmıştım. Bir anda tavşan görmüş kedi misali yanıma oturmuştu. Arabayı çalıştırmadan önce bana dönüp cebinden çıkardığı şeyi bana uzatmıştı. Verdiği şeyi elime aldığımda hoşuma gitmedi desem yalan olurdu.

"Portakallı Lolipop ha. Severim. Teşekkürler KünEfe."

"Çok güzel olmuşsun portakal kız. Bari ben de turuncu konseptine uygun Lolipop vereyim dedim." Göz kırpıp arabayı çalıştırdı. Ulan kalbimde niye eşekler tepiniyor gibi olmuştu şimdi. Alt tarafı Lolipop vermişti. İç sesim sessizce fısıldadı. Portakallı Lolipop ama...

🍭🍬✨

Sessiz geçen araba yolculuğumuz sonucunda sonunda varabilmiştik. Arada birbirimize laf atsakta sakin, güzel bir araba yolculuğu olmuştu. Ehliyeti almasına daha bir ay olduğu için hiç bilmediğim ara sokaklardan gelmiştik. Bir de akşam akşam polisle uğraşmak istememiştik.

Denize karşı bilinen oteller zincirinin birinde gerçekleşecekti mezuniyet partisi. Şimdi ortam güzeldi inkar edemezdim ama insanları her zamanki gibi çok yapmacıktı. İnsanların sahte kahkahaları, üstüne boşalttıkları ağır parfümleri, düğüne giyilmeyecek elbiseleri... Ortam kısaca iğrençti.

Bu ortama gelmemde bir amaç vardı. Dört yılın acısını çıkaracaktım ama bunun için beklemem gereken birkaç saat daha vardı.

Efe'nin yönlendirmesiyle arkadaşlarının bulunduğu masaya geçmiştik. Şu okulda bir tane arkadaşım yoktu neticesinde. Zaten gerekte yoktu doğrusu. Az insan çok huzur sloganıyla yaşayan bir insandım.

Onunda çok arkadaşı yoktu anlaşılan. Masada sadece üç kişi oturuyordu. Kıvırcık sarı saçlı kız yanında oturan çocuğun omzuna başını koymuş direkt bana bakıyordu. Genelde erkekler röntgene alırlardı. Kız ayağıma giydiğim turuncu converslere kadar incelemiş. Dikkatle beni incelemeye devam ediyordu. Hemcinsimde olsa bakışları rahatsız etmişti. Yanımdaki Efe'nin kulağına eğilip konuşmaya başladım.

"Oğlum şu kıvırcık marul arkadaşın niye beni bir şey yapacakmış gibi bakıyor?" Söylediklerimden sonra dediğim kıza bakıp tekrar bana doğru dönüp konuşmaya başladı.

"O Birce. Biraz meraklıdır. Özellikle de yanımda ilk defa turuncu kafa bir kız gördüğü için bu kadar dikkatli bakıyordur." Adının Birce olduğunu öğrendiğim kız başını yanındaki çocuğun omzundan kaldırıp kalkıp yanımıza geldi. İlk önce Efe'yi sarılmış ardından karşıma gelip elini uzatmıştı. Ayıp olmasın diye parmaklarımı uzatmıştım. Elimi değil yalnız parmaklarımı. Elimi uzatıp kolumu kaptırmayayım değil mi ayol?

Benim parmaklarımı uzatmama gülüp avucumu kavrayarak sıkmıştı. Ardından kulağıma yaklaşıp konuşmaya başladı.

"Biraz önce seni biraz fazla inceledim kusura bakma çünkü yanındaki şu dangozu ilk defa bir kızla görüyorum. Bize de hiç anlatmadı." Uzaklaşıp sanki az önce bir şey söylememiş gibi yapıp konuşmaya başladı.

"Ben Birce. Birce Duran." Masada oturan erkeklerden biri konuşmaya başladı.

"Sevgilim diye demiyorum kendisi sayısal birincisidir." Konuşan kişiye başımı çevirdiğimde daha birkaç saat önce elinde paketle bana 'yenge' diye konuşan çocuk olduğunu fark ettim. Olayın şokunu atlatamadan konuşmaya başladım.

"Lan sen birkaç saat önce kapıma dayanıp 'Merhaba yenge ben Mert. Bunu Efe piçi hediye diye sana göndermemi istedi' deyip elime paketi koyup kaçan şerefsiz değil misin?"

"Lan piç mi dedin bana öküz herif?!"

O an iki kafadan da aynı ses yükselmişti.

"Nee?! Yenge mi?!"

"Ne yengesi? Yok yenge falan yanlış anlaşılma!" Benim alelacele kendimi açıklama çabalarıma adının Mert olduğunu öğrendiğim çocuğun söyledikleri hiç yardımcı olmuyordu.

"Evet yenge. Maşallah taş gibi kız. Efe bu sefer turnanın gözünden vurmuş." Konuşmasına sinirlenerek, ilk defa üşenmeden ayağımdaki conversleri çıkardığım gibi Mert'in kafasına fırlatmam bir olmuştu. Elimi göğüsüme koyup oh canıma değsin hareketini yapmayı da ihmal etmemiştim tabi ki. Adını hâlâ bilmediğim çocuk bile gülmeye başlamıştı. Birce ise kendini tutamayıp kahkaha atıyor bir yandan da sevgilisinin anlına bakmaya ihmal etmiyordu.

Bense terliği onikiden vurduğum için tek kaşımı kaldırıp gururlu bakışımı atmayı ihmal etmiyordum. Eh sonunda bir Miray Doğan'da kolay yetişmiyor arkadaşlar. O yüzden siz siz olun çocuğunuzu bir Miray Doğan edasıyla yetiştirin. Yok yok market gibi kısaca... Neyse çok boş yapmayalım da günün ambiyansı kaçmasın dimi ayol?

Yanımdaki Efe hıyarına dönüp konuşmaya başladım.

"Lan söyle şu arkadaşına abidik gubidik konuşmasın. Valla bir daha konuştuğunuzu duyarsam ikinize aynı anda alnınızın çatından vururum."

"Tamam, tamam. Sakin reis." İkisinin de ellerini kaldırıp masum masum bana bakmasına karşılık gururlu anne bakışımı atmayı ihmal etmedim. Sloganımızda ne demiştik sonuçta? 'Ben Miray Doğan. Her boku yapan. Bence mükemmel slogan...'

Mert'e gözlerimle ayakkabımı işaret ediyordum ama salak çocuk anlamıyordu. Bunlarda benim bakışlarımdan olayı çözemiyorlardı yahu. Yoksa harika bakışlar atan bir insandım. İtiraz edene bir adet kafaya converse hediye. Bu salak anlamsız bakışmayı kesmek adına oflayarak konuşmaya başladım.

"Yahu ayakkabımı versene bakışı atıyorum.  Bu bakışı anlamayacak kadar salak mısın çocuk?" Diğerleri kahkaha atarken Mert içerlenmiş olmalı ki bana üzgün üzgün bakıp abuk sabuk konuşmalarına devam etmişti.

"Yenge dedik bağrımıza bastık. Yılan çıktı."

"Ulan tutmayın beni. Valla yolacağım şu çocuğu şimdi." Tam hareketlenmiştim ki belimde tutan Efe'yle olduğum yerde kalmıştım. Ne kadar çırpınsam da ahtapot gibi kollarıyla sarmıştı şerefsiz. Bir süre sonra sakinleştiğime emin olduktan sonra sakince yerimize oturmuştuk. Evet ben ve sakinlik bir cümlede çok uymasada ortama uyum sağlamaya çalışıyorduk. Ne yapalım hayat işte, yeri geldiğinde uyum sağlamayı da öğretiyor insana.

Aradan geçen yarım saat sonunda eğlenceler başlayabilmişti. Önümdeki naneli limonatayı yudumlarken bize doğru gelen kişiyi incelemeye başlamıştım. İncelediğimi fark eden çocuk yüzündeki gülümsemeyle yanımıza gelip boş sandalyeye oturmuştu. Hayır arkadaşlar masaya oturulmaz lütfen. Tamam bu espriyi yapmamış gibi devam edelim lütfen.

Sandalyeyi bana doğru çekip oturan çocuğa yakından baktığımda siması o kadar da yabancı gelmemişti. Düşünsem de nerde tanıdık geldiğini bir türlü çözememiştim. Siyah saçları, koyu kahve gözleri, beyaz teni ve yapılı vücudu. Hatırlamaya ne kadar çalışsam da bir türlü hatırlayamıyordum. Dün ne yediğini unutan bir insandan bunu aklında tutmasını beklemek saçma olurdu zaten.

Çocuk bana bakarak gülümseye devam ederken yanımdaki Efe'nin gerildiğimi hissetmiştim. Ortamda gözle görülür cinste bir gerginlik söz konusuydu. Ve kimsenin konuşmaması ortamı daha da gergin yapıyordu. En sonunda sessizlikten çocukta rahatsız olmuş olmalı ki konuşmaya başladı.

"Merhaba. Nasılsın?" Tamamen bana yönelik konuşmasına karşılık şaşkınlıkla bakmaya devam ettim. Kafamı sağımda oturan Efe'ye çevirdiğimde çene kaslarının sıkmaktan belirginleştiğini fark etmiştim. Ayıp olmasın diye çocuğa dönüp zoraki bir gülümsemeyle konuşmaya başladım.

"Merhaba. İyiyim, sen nasılsın." Kollarını masaya yaslayarak daha çok yaklaştı ve konuşmaya başladı. Lanet olasıca çocuk cevap verdim işte. Siktirip gitsene. Ne bokuna hâlâ buradasın?!

"Senin gibi güzel bir kızı gördüm daha mutlu oldum." Masaya çarpan bardağın sesiyle kafamı çevirmemle gözlerinden resmen ateş saçarak bakan Efe'yle karşılaşmam kaçınılmaz olmuştu. Kitaplarda denilince 'ya öyle şey olur mu Allah aşkına' dediğim şeyi şu an kendi gözlerimle bizzat şahit oluyordum. En sonunda dayanamamış olacak ki kendini sıkarak konuşmaya başladı.

"Kardeş sen hayırdır?!" Solumda oturan gereksiz herif Efe'nin konuşması üzerine histerik bir kahkaha atmıştı.

"Dostum sakin ol. Sadece bu güzel bayanı dansa kaldırmaya gelmiştim."

"Dans etmek isterse ben de dansa kaldırabilirim. Şimdi uza burdan." Bir anda ne olduğunu anlayamadım elimden tutup kaldırılmam ve piste sürüklenmem bir olmuştu. Burnundan resmen soluyarak, fark etmeden elimi fazla sıkarak piste getirmişti beni. Bir yandan da söylenmeye devam ediyordu.

"Domuz herife bak ya. Gelmiş masaya utanmadan 'dansa kaldırmaya geldim' diyor. Puşt herif." Aklıma gelen sinsilikle parmağımla omzunu dürtüp konuşmaya başladım.

"Pişt. Sen kıskandın mı beni?" Bir anda dönüp konuşmasıyla armut yemiş bülbül gibi olmuştum.

"Evet kıskandım. Lanet çok güzelsin çünkü." İşte böyle bir cevabı beklemiyordum. Eğlencesine sorduğum soruya karşılık böyle bir cevapla karşılaşınca şok içinde kalmıştım.

"Kapat o ağzını. Sinek girecek şimdi. Gerçi sineğe ne gerek var?! Erkekler ağzına giriyor zaten!"

"Höst ula. Konuştuklarına dikkat et. Almayayım ayağının altıma ha!"

"Oo sert kız tavırları severiz bak."

"Efe cidden n'oluyor sana? Sen her şeyi espriye vuran birisin bugün aşırı gerginsin. Tavırlarına anlam veremiyorum gerçekten."

"Boşver önemli değil. Hem sen bugün niye bu kadar güzel oldun oğlum?!"

"Senin o oğlum diyen ağzını cart diye yırttırma bana." Sırıtarak yüzünü yaklaştırıp nefesini yüzüme üfleyerek konuşmaya başladı.

"Yırtsana hadi." Salak bir cümle niye heyecanlandırmıştı şimdi beni? Hayır heyecanlanacak bir başka bir şey bulamadın mı salak Miray? Evet arkadaşlar arada iç sesim haklı konuşabiliyor. Öğrendik artık zaten bunu.

"Sen niye kızardın şimdi?"

"Ne?! Kızardım mı? Domates miyim oğlum ben, niye kızarayım? Salak mısın?" Hâlime dayanamamış olacak ki kahkahalarla gülmeye başlamıştı. Birkaç kişinin bakışının bize döndüğünü fark edince omzuna hiçte küçük olmayan bir yumruğumu geçirmiştim.

"Ne tatlısın oğlum sen?" Bir anda yanaklarımı sıkmasıyla şok olmuş bakıyordum. Ellerini itmeye çalışsam da asla bırakmıyordu. Birden söylediği cümleyle ise günün bilmem kaçıncı şokunu yaşamıştım.

"Öpeyim mi bir kere?" Ama çok masum bakıyordu. Nasıl itiraz edecektim ki? Kıyamam oğlum ben. Çaktırmadan yanağımı çevirmemle izin vermiş olduğumu belirttim. Belli belirsiz dudaklarını yanağımda hissetmiştim. Bu saniyelik bir şey bile beni hiç olmadığım kadar heyecanlandırmıştı. En kısa zamanda şu heyecanla baş etmeyi öğrenmem gerekiyordu. Aklımda olan şey olmamalıydı...

🍭🍬✨

Gecenin ilerleyen saatlerinde Efe'yle karşılıklı roman havası bile oynamıştık. Hayatımda hiç bu kadar eğleneceğimi tahmin etmemiştim. Özellikle de leş bir okulun mezuniyetinde.

En son Efe gaza gelip kravatını anlına takmış Mert'le beraber karşılıklı oynamışlardı. Delice eğlendiğimiz bir gece olmuştu. Gecenin son saatlerine yaklaşıyorduk. Aklımdaki şeyi yapmama çok az kalmıştı. Efe'ye de kısaca özet geçmiştim. Çünkü kaçarken yardımına ihtiyacım vardı.

Nihayet gereksiz hocaların gereksiz konuşmalarından sonra, hepsi gereksiz anlayın yani. Adımın okunmasıyla diplomamı almaya hocanın yanına yürümüştüm. Kibar gibi davranıp sessizliğimi koruyordum çünkü birazdan kimsenin aklına gelmeyecek şeyler yaşanacaktı.

Hocanın diplomayı verirken ki gereksiz konuşmasını da dinledikten sonra mikrofona yaklaşıp ses kontrol yaptım.

"Bir iki ses kontrol."

"Merhaba sayın ama gereksiz dinleyiciler. Bu günü ne kadar beklediğimi tahmin bile edemezsiniz. Sizden kurtulduğum içinde ne kadar mutlu olduğumu da. Yıllarca bana yaptığınız zorbalıkları, hocalara anlattığım hâlde umursamayışlarını da unutacağımı pek sanmıyorum. Ama bugün bu kapıdan çıktın sonra sizden kurtuluyor olmak bana ne kadar zevk veriyor bilemezsiniz."

"Neyse fazla uzatmaya gerek yok. Allah hepinizin belasını versin. Yaşattığınızı yaşamadan ölmezsiniz inşallah. Selametle. Biz kaçar!"

Bir anda Efe'ye seslenmemle çantamı alıp yanıma koşması saniye değil salisesini almıştı resmen. Elimi uzatmam ve tutması ardından hızlıca koşup kaçmamız. Benim mutluluktan attığım kahkahalar hâlinde koşuyorduk. Bugün anlamıştım ki mutsuz olduğumuz, üzüldüğümüz günler kadar; güzel ve bol kahkalı günlerimiz de olacaktı. Bugünden itibaren inanıyordum...

🍭✨🍭✨🍭✨🍭✨🍭✨🍭✨🍭✨🍭

Eveeettt bir bölümün daha sonuna geldik. İnşallah beğenmişsinizdir. Ve eğlenmişsinizdir. Benim içime sinen ve eğlendiğim bir bölüm oldu. Biraz beklettim kusura bakmayın. Güzel ve içime sinsin istedim. Aklımdakiler kalsın istemedim. Ondan dolu dolu bir bölüm yazmaya çalıştım. Bekletmemin sebebi buydu. Çok uzatmadan sorularımıza geçiyorum.

"Bölümü nasıl buldunuz?"

"Bir nevi yarım öpücük gerçekleşti.🙈😅. Ne düşünüyorsunuz?"

"En çok beğendiğiniz sahne?"

"En çok eğlendiğiniz sahne?"

"Yeni karakterlerimiz eklendi. Ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında?"

"Yeni karakterlerimizi sevdiniz mi?"

Diğer bölümde ne olur sizce?
Tahminleri buraya alalım...🌟

Miray'ın elbisesini de şuraya bırakalım.

"Ne düşünüyorsunuz?"

"Efe giyim konusunda zevkli miymiş?"(Oğluşumu biraz övelim lütfen. Kendi övülmeyi çok seviyor malum.🙈😅😂)

Bu bölümü;
DeliYazar212, lavisya41 , Esma_8_, 3smanr , 1kutuphanem kalbilalbiri , justttnrxnm
İthaf ediyorum.💖

Unuttuklarım varsa kusura bakmasın lütfen.🙏🏻💖

Diğer bölümlerde ithaf isteyenler buraya yazabilirrr...💖

Diğer bölümlerde görüşmek üzere.✨

Sizleri seviyorum Lolipoplarım,🍭

Sevgi ve kitapla kalın!💜

İnstagram: elaeris45

HALA BİZİ TAKİP ETMİYORSAN KIRILIRIM. HADİİİ SENDE BİZE KATIL!!!💖💖

Continue Reading

You'll Also Like

84.5K 3.1K 21
deli dolu bir asistan doktor, kendinden ve ciddiyetinden asla taviz vermeyen asker...
252K 15.3K 45
|ARA VERİLDİ| -Ben Göktuğ -Ama siz kahveme neden Göttuğ yazdınız? 23.07.2022
23.6K 2.5K 40
Tamamlandı ✔️ Özel bölüm gelmeyecektir!!! Başrol kızımızın yanlış kişiye yazması ile başlayan bir hikaye... (+18 yalnızca 36. bölümde mevcut.) +055**...
336K 20.6K 52
Anonim: Aman be ne yaparsan yap!! Bu kullanıcıya mesaj gönderemezsiniz. Anonim: Keyfimizden yazıyoruz sanki! Bu kullanıcıya mesaj gönderemezsiniz. ...