CEHENNEMİ DÖNÜŞTÜRMEK

Galing kay aleda_anonim

1.6K 574 184

NEFES KESECEK BİR CEHENNEMİ DÖNÜŞTÜRME HİKAYESİNE HAZIR MISINIZ? ÖLÜLERİN YARATTIĞI CEHENNEM Sınırları ve... Higit pa

1) GİRİŞ
2) SİMGE
3) EFENDİ
4) ÜÇ TRAJİK ÖLÜM! YOKSA CİNAYET Mİ?
6) İKİYÜZ SEKSEN YEDİ NUMARALI ODA
7) SARHOŞLUK VEREN DUYGU
Karakter tanıtım arası :)

5) GEÇ KALMIŞTI

123 60 8
Galing kay aleda_anonim




KAYRA                                                                                            

Uzun bir yolculuk sonrası sonunda otele varabilmiştim. Aslında sadece bir günlük kalacaktım. Yine de ayırtmadığım için otele girebilmem zor olmuştu.

Asansörün kapıları açılıp, koridora adımımı attığımda ayak tabanlarımın titreştiğini hissettim. Kaçmak zor işti. Suçsuzken suçlu muamelesi görüp saklanmaksa daha zor. Baş parmağımı şakaklarıma götürüp ovuşturdum. Sanki bunu yapınca baş ağrım dinecekti. Bunların tek sebebi kaçmış olmamdı. Lanet olası kız. Aptal kız. Kim senden ne beklesin ki zaten.

Valizlerimi odaya taşıyan görevlinin bön bön bana bakmasıyla dışarıdan kendi kendine birine söven deli bir adam gibi gözüktüğümü fark ettim. Her şey normalmiş gibi numara yapmak durumu kurtara bilirdi. Hiç bozuntuya vermeden koridorun en sonunda ki odaya doğru ilerledim.

(Hera'nın ölümünden dolayı sorguya çekilmiştim. Alt tarafı birkaç defa gönül eğlendirmiştim kızla. Kendi erkek arkadaşı olmasına rağmen beni ciddiye almış. Gerçi en başta ilişkisi olduğunu bilsem hiç yanaşmazdım. Öğrendiğimde ise onun için çok geçti. Olayların buralara geleceğini bilemezdim.)

-"Tamam. Ben hallederim." Kapıda durup valizlerime uzandım. Evdeki eşyalarımın hepsini almıştım. Bir daha geri dönemezdim sanırım. Suçlu olma ihtimali olanlar arsında baş sıradaydım.

Başımı gitmeyen iki çift ayağın sahibine kaldırdım. Bakışlarıyla bahşiş istediğini söylüyordu. Ama yanlış kişiye rastlamıştı adamım. Bende bahşiş verecek göz de yok, para da.

Ne demek istediğini anlamamışım ve fark etmemişim gibi kartla kapıyı açıp kendimi ileri attım. Sanırım onun yerinde olsaydım kendime küfürler yağdırırdım.

-"Bu ne şimdi?! Bir de bu çıktı başımaaa." Sinirden kafamı yarmak istiyordum. Tekrar kapıyı açtım. Görevli arkası dönük uzaklaşıyordu. Daha da sinir bozucu olan seslenmeme rağmen ve duyduğuna emin olmama rağmen dönüp bakmamasıydı.

-"Küstah herif. Hepiniz salaksınız lan. Sıçayım sizin kafanıza." Arkamdan kapıyı kapattım. Odanın ışıkları yoktu. Oda telefonundan danışmanlığı arayıp birini göndermelerini istemeliydim. El yordamıyla bu zifiri karanlıkta telefonu aramaya başladım. Bir yandan küfürler yağdırmaya devam ediyordum.

-"BU NE BE!" Ayağımla ne olduğunu bilmediğim cismi tekmeledim. Her hangi bir ses olmadı. Sadece ileriye doğru yuvarlandığını hissettim. Vazo falan mıydı acaba? Hayır. Zemin sert olmasına rağmen ses gelmemişti. Dizlerimi tamamen kırıp yere dokundum ve parmaklarımdan bir şey akmaya başladı.

-"Güzel bir de odanın yerlerinde su var. Nasıl bir otel bu kadar bakımsız olabilir?" Bir gün geçireceğimi aklıma getirip mutlu olmayı diledim. Şu halimle ne kadar olabilirsem. Adımlarıma dikkat ederek ilerdim. Ama yerlerin vıcık vıcık olması çok rahatsız etmişti. Su mu?

Bu otele gelip oda istediğimde garip bir şey olmuştu. Boş oda yok demişti personel. Bende başka bir otelden oda bulmak umuduyla yola düşecektim ki bir çocuk, bana bu odanın boş olduğunu söyledi. Danışmanlıkdaki çalışan şaşırmış ve anlayamamıştı. Oda dolu deyip duruyordu sürekli. En son oda kartlarına kontrol edince 287 numaralı kartın danışmada olduğunu gördü. Özür dileyerek de kartı bana verişmişti

İrkildim. İçimde kabaran endişe duygusundan korkmaya başlamıştım.

-"Kendi kendimi korkutuyorum sadece." Başımı iki yana sallayarak ebedi karanlıkta devam ettim.

Yatağın yanlarına baktım fakat telefon orada da yoktu. Ayaklarıma ıslaklık dışında değen şeyin sadece içi boşalmış pet şişe olmasını umuyordum.

-"Tabi ya. Tuvaletin ışığı. Oğlum oraya gitsene sen ya! Üff." Tuvaletin ışığının odayı biraz olsun aydınlatacağına inanıyordum ki

-"İKİ IŞIKDA AYNI ANDA PATLADI ZATEN." Sinirlenmemek için elimde hiçbir sebep yoktu.

Birden bire oldu.

Sadece iki saniye ışıklar gelip gitti. İki saniyemi aldı. Bir ve iki. Bitti.
    Adımlarım kapıyı çoktan bulmuştu. Titreyen parmaklarım kapı kolunu kavradı. Eklemlerimin bembeyaz olduğunu görmeme gerek yoktu. Buz gibi terler akıtmanın ne demek olduğunu şimdi anlamıştım. Sırtımın ortasından akan ter damlaları daha fazla ürpermeme ve çığlıklarımı yükseltmeme sebep oluyordu.

-AÇILSANAAAAA. AÇIIILLL. AÇILLLLLLL. İMDAAATTTTTT." Vur vur. Sana dokunmadan!!

-"YARDIM EDİİİİİN. HEMENNN. İMDAAAAAT. İMDAAAAT. ÖLÜCEM . ÖLDÜRÜĞĞ........ titreyen vücudumun iki kemik yığını el tarafından sürüklenmeye başlamasıyla aklımı kaybettim. Bir şeyler yapmalıydım. Yapışkan kan birikintisinin içinden sürüklenirken bir  yandan da tırnaklarımla yere tutunmak için tüm gücümü kullanıyordum.

Isır! Isır! Isırmalıyım??? Kemik yığınını mı?

Sürüklenmeye devam ettikçe kısacık tırnaklarımla  batıramadığım zemine tutunma çabamdan bir kez olsun vazgeçmiyordum. Vazgeçebilme gibi bir seçenek yoktu önümde. Ama bir yandan yapışkan ,pıhtılaşmış ve iğrenç tadı olan kan avuç içlerimle ağzıma doluyordu. Hem tükürüyor hem nefes alamaya ve bağırmaya çalışıyordum.
Benim olmayan bu kan.  Kimindi?
Bütün bunlara rağmen aklım, çırpınırken tekme attığım insanın uzuvlarına kayıyordu. Soğuk ter damlaları benimle oyun oynuyordu. Şimdi de vücudumu yakmaya başlamışlardı..

-İMDAAAAAAAĞ............ AAAAA

   Göz kapaklarımı kapmama gerek kalmadan yaşlar süzülüyordu. Yüzüme bulaşmış olan kanların arasından.

Nefes all! Nefes al! Sadecee... Bayılmak için en berbat zamandasın. Kaç! Yap bir şeyler yapp!!!!

-"YAAğğdd.............

Kırılmasının sesinizi duydum. Omurgam temelli iflas etmişti. Testereyle deşiliyor gibiydim. Tekmelerim onu yavaşlatamıyordu ama şimdi açıdan tekme bile atamıyordum.

-"Utanmadın mı? O kızı benden alan sendin. Bu halde de olma sebebim sensin."

Göğüs kafesim hızla inip kalkıyordu. Kendince isyandaydı.

Ne demişti o? Ben Kimseye zarar vermemiştim. Ben yapmamıştım.. Bilmiyorum. BEN .......... Ölmemeliydim. Ölmeyecektim.

Hissedemediğim parmaklarımı zorladım. Neşteri, onu tutan iğrenç soğuk eli umursamadan çektim. Bu benim ilk kurbanım olmayacaktı. Hızla ve olabildiğince çevikçe Neresi olduğunu göremesem de sanırım kalp hizasına doğru saplayabilmiştim. Beni öldürmek öyle kolay değildi. Böyle bir yerde ölecek kadar aptal da değildim.

Acı içinde çığlığını bekledim ama duyduğum sevinç için de bir kahkahaydı. Işıklar tekrar açılıp sönünce anladım. Sapladığım neşter karnının diğer yarısından geri çıkmıştı. Renksiz gözleriyle yaklaştı. Bedeninden iğrenç bir koku yayılıyordu.

-"Ölüleri bir kez daha öldüremeyeceğini kimse söylemedi mi sana?"

Kahkaham gür sesiyle çıkmıştı ki ağzımdan kanlar akmaya başladı. Ya doğruysa? Saçmalamaaaa! Öldür şunu. Işıklar tekrar yandığın da başım sola dönük olmamalıydı.

-"AAAAAAAAAAAAAAA"

Tepinmeye başladım. Boynuyla bağlantısı sadece bir iplik damar olan kelle aşşağı doğru sarkıyordu.

Umursamadan tek hareketle tırnağımı çıkardı. İlkini. Daha yeni başladığını söyleyen gözlerle bana bakıyordu. Bunlara göz denirse. Benim gördüğüm kanlıda suda yüzen iki çift renksiz gözbebeğiydi.

. Söndü. Yine karanlık. Fazla soğuk. İçinde bulunduğum kan göleti hariç. Ayağımla. ŞİMDİİİ. Tekmemle sendeleyen soğuk varlık geriye doğru düştü. İğrenç bir kokusu vardı. KOŞ. KOŞŞ. KOOOOŞŞŞŞŞ.

Beni kendine doğru çekmesini umursamadan kapıyı açmaya çalışıyordum. Kapıyı ne zaman kilitlemiş olabilirdi??Kapı koluna yapıştım.

Ellerim kayıyordu. Çünkü kan doluydu. Işıkların yanmamasını diliyordum. Ama keşke her dilek gerçek olabilseydi. Yüzüme kan akmaya başladı.. Başımı kaldırdığımdaysa Tepemde Kesik bir gövde duruyordu. Kolsuz, bacaksız boyunsuz ve kellesiz.

Hemen yanımda da bana bu odanın boş olduğunu söyleyen, Yanığında iz olan çocuk vardı. Son gördüğüm görüntü bu olacaktı sanırım. Arkamdan sertçe çekilerek boynumdaki acıya gözlerimi yumdum. Kapının dışından bana seslenen kadın her kimse çok geç kalmıştı.

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

3.7K 438 3
Sevdiği adamla geçirdiği bir gece sonucu hamile kalan Umay Uzel, Yiğit Ali'yle evlenir. Kocasının da onu sevdiğini düşünerek sürdürdüğü evliliğini ve...
4.5M 385K 94
1 KIZ, 6 ERKEK, ÖLÜMCÜL BİR EV. Afra'nın diğer tutsaklardan dört farkı vardı: Birincisi, bir kız olmasıydı. İkincisi, tutsak alınan son kişi olmasıyd...
2.5K 178 10
Fransız mafyasımı ? Evinde çalışan korumaya aşık olur. Fakat o bir koruma değil Fransız mafyasıdır. Okan, Hazelin babasından gerekli belgeleri almak...
104K 7.6K 60
Sessizlik. Yalnız kalmak istediğimi söylemiştim sadece ona. Sadece sessiz olmasını! Neden dediğimde susmadın? Şimdi yoksun. Bu senin tercihindi!