Mardin'e Tutsak.

By Jutenya_

11.6M 572K 434K

18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve... More

Mardin'e Tutsak 1🕯️
Mardin'e Tutsak 2
Mardin'e tutsak 3
Mardin'e tutsak 4
Mardin'e Tutsak 5
Mardin'e Tutsak 6
Mardin'e Tutsak 7
Mardin'e Tutsak 8
Mardin'e Tutsak 9
Bölüm 10
11. Bölüm
12. Bölüm
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
24. Bölüm (Özel bölüm)
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
Zayda Mirşah
Küçük Zerya
Zerya 19 yaşında
Gelecek bölümden alıntı
37.Bölüm
38.Bölüm
39. Bölüm
40.bölüm
bölüm alıntısı
41. Bölüm
Yeniden Doğmak
42. Bölüm
43. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
Benim Özelim 2
Herkes Öldürür Sevdiğini
Alıntı
Bilinmezlik
Büyük karar (alıntı)
Bilinmezlik (Part 1)
Bilinmezlik (Part 2)
Bilinmezlik (Part 3) Büyük Karar
Yoktan Var Olmak (alıntı)
Yoktan Var Olmak
Pişmanlık
Bir Daha Asla (Part 1)
Bir Daha Asla (Part 2)
Bir Daha Asla (Part3)
Yeniden...
Küçük Bir Anlaşılmazlık 1
Küçük Bir Anlaşılmazlık 2
Yoktan Var Oluş
Yeniden Berdel
Yeniden Berdel 2.
Zahter Gibi
Zahr...
Mecburiyetten AŞK'A
Mecburiyetten AŞK'A 2
Açıklama
Canıma And
Elbise
Bilinmeyen Hesaplar
Doğum Günü Etkinliği
Bilinmeyen Sırlar
Bilinmeyen Sırlar Part2
Varis
İlk Defa Babam Gibi
İlk Defa Babam Gibi (part 2)
İlk Defa Babam Gibi Part 3
küçük bir bedel
Başı buyruk işler

44. Bölüm

125K 6.7K 2.1K
By Jutenya_

Yeni bölüm ile yine ben geldim.

Arkadaşlar bildiğiniz gibi kitabımız iki seri olacak birinci serinin bitimine az kaldı.

Hatırlayanlar aylar önce ilk seriden sonra sezon finaline gidip iki hafta ara vereceğimizi söylediğimi hatırlarlar. Neyse vazgeçtim sezon finaline gitmiyorum. Birileri bunuda üstlenip önce benim gündeme getirmeme rağmen taklit ediyorsunuz diyebilir.

Malum alıntı paylaştığım zaman söylenmişti.

Neyse Mardin'e Tutsak tam hız devam edecek inşallah.

Kısmet olursa diğer Kitaplarıma da yoğunlaşmaya çalışacağım.

Bu arada Aşk'a Direniş kitabım kısa bir süreliğine tekrar yayında okumak isteyenler kaçırmasın. Kaldırıldıktan sonra tekrar yayına verilmeyecek.

Watpad hesabımı takip etmeyen arkadaşlar lütfen şurayı Jutenya_ tıklayarak takip edin.

Diğer bölümlere vote vermeyen arkadaşlar geri dönüp bölümleri oylarsanız çok mutlu olacağım. Emin olun bu belki sizin  bir kaç saniyenizi bile almayacatır ama benim için çok önemli.

Kitabı arkadaşlarınızlara önererek bize destek olup beraber büyümemizi sağlayabilirsiniz.

Şunu unutmayın hepinizi çok seviyorum ve  biz kocaman bir aileyiz.

Keyifli okumalar.

Mutluluk neydi,

Farklı bir tonda mavi,

Ya da gelmeyen bir baharda yeşil.

Ya da güneşe küskün bir ayçiçeğin de sarı.

Açılmadığın bir okyanusta yeşil.

Hiç kirlenmeyen bir beyaz,

Hiç aydanlanmayan siyah,

Aslında bu kadar ulaşılmaz değildi mutluluk...

Hayal ettiğin mavi,

Çayırda yeşil,

Sarı bir yıldız çiceği.

Hayallerinde gidemeyeceğin bir okyanus.

Siyah ve beyaz.

Zıt olmalarına rağmen bir birine en çok yakışan iki renk.

Azad ve Zerya gibi;

Kısacası tüm tonlara barıştır.

Azad için mutluluğunun her tonu Hálin'di...

Akşama doğru Konak sakinleşip Zerya'nın ailesi de gidince Azad'ın istediği gibi hazırlanıp onu bekleyen arabayla beraber çiftliğe doğru yol almıştı.

İçin de büyük bir heyecan vardı. Biraz korku biraz endişe, araba durduğun da düşüncelerle yolu nasıl aştığını anlamadığını anladı.

Arabanın kapısı inmesi için açılınca büyük bir nefes alıp aşağı indi. Yeri gelince cesareti tam olsada şimdi uygulamaya geçeceklerini bilmek onu korkutuyordu.

Küçük adımlarla çiftliğe doğru ilerleyip açık olan kapıdan içeri girdi.

Azad'ın onu beklediğini biliyordu. Büyük bir nefes alıp adımlarını salona yönlendirdi. Ayakkabılarının çıkardığı tok ses holde yankı yapıyor ve içinde duyuluyordu.

Zerya sesli bir nefes alıp salona girdi.

Azad'ın sırtı pencereye dönük onu beklediğini görünce gülümsedi.

O da karısının gelmesiyle arkasını dönüp karısıyla göz göze geldi. Gördüğü görüntüyle halinden memnun bir şekilde dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

Adımlarını ona doğru yönlendirip, büyük adımlarla karısının yanında durdu.

Çok fazla beklemiști ve daha fazla beklemek istemiyordu.

Zerya'nın elini tutup "Hálin acmısın yemek yedin mi?" dedi.

Zerya gülümseyip "Zayda hanım senin emrin deyip gün boyu içinde elinde tabakla peşimde dolaştı, sadece bugün değil bir kaç gün daha açıkbileceğimi hiç sanmıyorum"

Azad gülümsedi "kaynanam çok akıllı bir kadın ve seni nasıl yola getireceğini biliyor"

Kocasının söyledikleri ile gülümseyip "ikinizle baş edemiyorum" Azad karısının yüzünü elleri arasına alıp ona dikkatlice baktı, fısıldar bir şekilde "çok güzelsin, hemde haddinden çok"

Daha fazla beklemeye tahammülü olmayan bir hızlı onun dudaklarına yapıştı. İkisi bir birine karşı istekliydi.

Zerya kısa bir anlık şaşkınlık yașasada anında karşılık verdi.

Azad halinden memnundu. Cennetin kapıları açılmış ve Azad içeri buyur ediliyordu.

Karısının dudaklarına çölde sussuz kalmıştı vahasını bulmuş gibi öpüyordu.

Dudakları üzerinde olan dudaklar hem ihtiras hem sevkat vaad ediyordu. Zerya'nın adımları geri geri gidiyordu.

Azad daha fazla dayanamayıp karısını tek hamlede kucağına alıp yukarı doğru yürüyümeye başladı. Merdivenleri hızlı bir şekilde aşıp kucağında karısıyla yatak odasına girdi.

Zerya'nın ayakları yerle bulușunca bakışlarını odada gezdirmeye başladı. Her yerde mumlar ve gül yaprakları vardı.

Azad karısının cenesini tutup hayranlıkla ona bakmaya başladı. Sanki dünyanın en pahalı ve zor çizimi olan tabloydu.

"Hálin seni istiyorum" dedi ve dudaklarını açlık öpmeye başladı.

Karşısın da aldığı karşılıkla cevabını aldı. Eli önce Zerya'nın giydiği elbisenin fermuarına gitti. Hızlı bir şekilde fermuarı açıp eliyle elbisenin Zerya'nın üstünden sıyrılmasını sağladı.

Zerya'nın kalbi çok hızlı atıyordu. Elini kaldırıp titreyen parmakları ile onun gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. Onun bu hali Azad'ın yüzünde kocaman bir gülümseme oluşturuyordu ama daha fazla bekleyecek sabrı yoktu.

Azad giydiği gömleğinin yakanlarını tutup tüm düğmelerin kopmasını sağladı. Zerya gülümseyince "işini kolaylaştırdım" dedi ve onun dudaklarına tekrar yapıștı.

Zerya'nın kalbi çok hızlı atıyordu. Üstlerinde ki kıyafetlerden hızlı bir şekilde kurtuldular.

Zerya'nın sırtı soğuk çarșafla bulușunca irkildi. Azad'ın kara harelerine odaklanmış bir şekilde hayranlıkla bakıyordu.

Elleri karısının her yerini keșfeder gibi vücudun da dolaşıyordu. Kalbi çok hızlı atıyordu ve hiç bilmediği diyarlara güç almış gibiydi.

Azad'ın dudakları boynuna oradan göğüslerine doğru hareket ediyordu.

Onların yaşadığı bambaşka bir şeydi. Sanki karacadağ patlamış lavları onları yakacak gibiydi. Azad'ın dudakları teninde yeni yeni yerler kefettikçe ikisinin kalp atışları daha hızlanıyordu.

Bu birliktelik değil muhtaçlıktı.

Azad karısını usulca kendi bedenine hazırlamak onu korkutmadan canını acıtmadan tek beden olmak istiyordu.

Bunun için elinden geleni yapıyordu.

Eli karısının pürüzsüz teninde dolaşıyor. Sanki yeni yerler keşfedip, yeni kıtaların varlığını kanatlanmıș gibiydi.

Zerya teninden koparılan son parçalarla çırılçıplak olduğunun bilinçindeydi lakin Azad'ın yaşattıklarına tepkisiz kalması imkansızdı.

Boynunda dolaşan dudaklar ile tırnaklarını onun çıplak sırtına geçirdi.

Daha bedenleri bir olmadan yaşadıkları hissettikleri bambaşka bir şeydi.

Azad sanki yıllardır sadece bunu bekliyor gibiydi. Kalbinde tarifi olmayan bir mutluluk vardı ve çok hızlı atıyordu.

Karısının sırtında gezinen elleri onu çok zorluyordu. Bugün ikisi bir beden olacaktı. Araların da ki tüm engeller kalkacak sadece Azad ve Hálin olacaklardı. Azad karısının gözlerine bakarak "hazır mısın" dedi.

Zerya'nın titreyen göz bebekleri ile tereddüt yaşasada, karısından aldığı cevapla gülümsedi. Kısa bir süre sonra Zerya hissettiği acıyla kocaman bir çığlık attı...

Artık bir bedendiler.

Karısının gözünden dökülen bir damla göz yaşını sildi ve dudaklarına bastırdı.

Uzun süredir karısının ona gelmesini bekliyordu. Eğer duygularından emin olmasaydı, ona asla dokunmayacaktı ama karısının tepkilerinden baştan yanılmadığını anlıyordu.

Altında duran bedenin artık canın yanmadığından emin olduktan sonra dudaklarını karısının teninde gezdirdi.

Helaliydi.

Bu ten bir tek ona helaldi.

İkisinin aralarında olan çekim bambaşkaydı. Nefesleri bir birine muhtaç, tenleri bir biri için yaratılmış gibiydi.

Onların birleşimi hiç keşfedilmemiș topraklarda yeni ufuklar gibiydi.

Kısa bir süre sonra bir birlerinin gözlerine bakıyorlardı. İki göz rengi de normalin farklı tonlarındaydı.

Mavi daha koyu bir mavi,

Kara hareler hiç olmadık tonda daha karaydı.

Azad terden ıslanmış karısının yüzüne dağılan saçları uzun kemikli parmaklarıyla kenara verip gülümsedi.

Şuan yaşadıkları ile kalbi durmadı ise bir ömür yaşayacağı hiçbir duygu ile durmayacaktı.

Zerya'nın kalbi hızlı atıyor. Yaşadıklarının üstüne utanç duygusu bedenini yeni esir alıyordu.

Bakışlarını çekmek isteyince Azad cenesini tutup onun kaçmak isteyin bakışlarını kara harelerinde sabitledi.

Karısının gözlerinde gördükleri ile dudakları yana doğru kıvrıldı. Etli dudaklarını karısının anlına mührünü bastırırcasına dokundurup "her anlamıyla benimsin" dedi ve bedenini yana bırakıp onu kolları arasına çekip başını göğsüne dayadı.

Diğer taraf yaralandığı yerdi.

Zerya sol elini kaldırıp bandajli alanın üstünde dolaştırıp dudaklarını onun göğsüne bastırdı.

Sesinde yaşadıklarının yorgunluğunu red edercesine tezat dinçt bir tınıyla "burası hiç durmadan sadece benim için atsın"

Azad gülümseyip onun çıplak göğsünde dolaşan elini tutup dudaklarına götürürek "Hálin and olsun orası senden başka hiç kimse için atmayacak"

Zerya'nın dudakları duyduklarının mutluluğu ile kıvrıldı. Kafasını onun göğsünden kaldırıp göz göze geldi.

Kuruyan dudaklarını ıslatıp bedenini yatakta doğruldu. Karnına giren ince sızıyla yüzünü buruşturup çarşafı bedenine sarıp yatakta oturur hale geldi.

Karısının ne yaptığını merak eder bir şekil de kaşlarını çattı.

Zerya parmağındaki sargıyı küçük hareketlerle çözüp parmakları kapalı bir şekilde elini Azad'a uzattı.

O denqi parmağına içi yana yana yaptırmıştı. Çünkü amcası ile konuştuktan sonra içi yana yana Gewer'i oradan komple söküp atmıştı.

Azad anlamsızca karısına bakıyordu. Zerya bakışları ile elini gösterince elini uzatıp usulca avcunu açtı. Bakışları önce avuç içine sonra parmaklarına gitti.

Gördüğü şeyle yutkundu. Biraz önce yaşadığı şeyden sonra hiçbir şey için kalbim durmaz demişti ama şimdi kalbi durabilirdi.

Azad yutkunup işaret parmağını onun yaptırdığı deqin üzerinde gezdirdi. İsmi şimdi anlam kazanıyordu.

Zerya'nın deqi sol yüzük parmağının içine yapılmıştı. Azad karısının elini tutup dudaklarına götürdü ve Zerya'nın gözlerine bakarak dudaklarını deqe bastırdı. Bu binlerce teşekkür ve nimetti.

Zerya teninde hissettiği dudaklar ile gülümsedi.

Azad karısını kendisine çekip sımsıkı sarıldı. Saçlarına onlarca kez öpücük kondurup kokladı. Onu çok seviyordu ve dile dökülmesede artık onun sevgisinden de emindi.

Sesinde minnet ve mutluluk vardı.

"teşekkür ederim" dedi.

Parmak uçlarını karısının çıplak omzunda dolaştırıp "Hálin biliyorum çok üzüldün, çok acı çektin ama benim hayatıma bahședilmiș bir armağan bir nefes gibisin" Zerya kafasını onun göğsüne yasladı ve sessiz bir şekilde kocasının dilinden dökülenleri dinlemeye devam etti.

"Gözünden tek dökülecek tek bir damla göz yaşına dünyayı yakabilirim ama binlercesine sebep oldum."

Elini Zerya'nın çenesine uzatıp "hayatım da sen olduğun için hiçbir zaman pişmanlık duymuyorum"

Elini onun pürüzsüz yüzünde dolaştırıp "sanki hep seni beklemişim de, senden önce yokmuş gibi"

Bu süreçte Zerya'nın canı çok acımıştı. Zerya geçen zamanı hatırlamak istemiyordu.

Azad dudaklarını dudaklarına bastırıp ona muhtaçcasına öpmeye başladı. Her seferinde aldığı karşılıkla mest oluyordu. Her seferinde doyumsuzca öpmeye devam ediyordu.

Daha fazlasını istiyordu ama karısının canının ilkinde nasıl acıdığını gözünden dökülen yaşta anlamıştı.

Dudaklarını doyamadığı dudaklardan çekip, anlını karısının anlına dayayıp, büyük bir nefes aldı "duş alalım"

Zerya yutkundu sessizce kafasını olumlu anlamda salladı ve üstündeki çarşafı bedenine sardı. Yataktan kalkmak için hareket edince gözleri beyaz yatak çarşafına takıldı ve kaşları çatıldı.

Hareket edip yatakta bakınınca Azad meraklı bir şekilde onun ne yaptığını çözmeye çalışır bir şekilde karısını izledi. Karısının ne yaptığını anlamayınca, daha fazla dayanamayıp "Hálin ne oldu ne yapıyorsun. Bir şey mi kaybettin?"

Zerya gözlerini kapatıp dişlerini sıktı ve mahcup bir şekilde "Azad çarşafta kan yok" dedi.

Azad onun baktığı yere bakınca kaşlarını çatıp "eee ne var bunda"

Zerya biraz daha doğrulup sinirli bir şekilde "Azad biz şey yaptık niye kan yok"

Karısının tedirgin bir şekil de etrafına bakınması ve konuşması halasıyla yaptığı konuşmayı hatırlatıyordu ve gülmemek için kendisini zor tutuyordu.

Azad yatakta tek kolunun üstünde doğrulup karısının ciddi ciddi yatakta mahcupca bakınan halini görünce, onu biraz rahatlamak için "Hálin bazen ilkinde kan gelmiyor" dedi.

Zerya gözlerini kısıp ona baktı bıkkın bir nefes alıp "o zaman bir daha yapalım" dedi.

Azad karısının söylediği ile bedenini yatağa bırakıp gür bir kahkaha attı.

Onun çok zeki olmasına rağmen bazen bu kadar saf olmasını anlayamıyordu. Eğlenir bir tonda "Hálin canın çok acır" dedi.

Zerya omuzlarını indirip "ama" deyince Azad devamını getirmesine izin vermeden "saçmalamayı bırak Hálin seni bedeninden gelecek iki damla kanla yargılamam. Bunu da için rahat olsun diye söylüyorum ki, neyin ne olduğunu anlayacak yaştayım  verdiğin tepkiden bile ilkin olduğumu anlamam zor değildi"

Zerya kaşlarını çatıp bakışlarını ona çevirince, Azad daha fazla dayanamayıp onu kendisine çekti gülümseyerek ve saçlarını öpüp "bu siz kadınların değil, size bunu empotize edip bir mecburiyetmiș gibi hissetiren biz erkeklerin suçu ben o zarın işlevinin bekaret olmadığını ve her 3 kadından birinden kan gelmediğinin bilinçindeyim ama olmasaydı bile seni onunla yargılamazdım"

Karısını rahatlatmak istiyordu. Bu korkuyla yaşayan onlarca kız vardı toplumda, hele yaşadıkları coğrafya da bu sayı daha yüksekti.

Azad bu konun üstünde daha fazla kalmak istemediği için ayağa kalktı ve karısını bedenine sardığı çarşafla beraber kucağına aldı.

Zerya'nın çığlık atmasıyla "sakin ol sen o kafandaki saçma sapan düşünceleri atıyorsun ve beraber duş alıp uyuyacağız"

Zerya gözlerini irice açıp ona bakınca Azad göz kırpıp banyoya ilerledi.

Banyoya girdiklerinde beraber duşa girdiler. Azad onun üzerine sardığı çarşafı tutup onun üstünden sıyırdıktan sonra duşa kabinin dışına atıp suyu açtı ve yavaş bir şekilde karısını yıkamaya başladı.

Onun utanmasına kızsada  bunlara alıșmasını bekleyecekti. Kısa bir duştan sonra Azad önce beline havluyu sardı sonra karısının bedenine, ilk olduğu için utandığını düşünerek önce kendi bedenini kapama gereği duymuştu.

Zerya'nın elinden tutup onu duşa kabinden çıkardı ve aynanın karşısına getirdi. Elindeki küçük havluyla karısının saçlarındaki suyu aldı ve saç kurutma makinesiyle saçlarını kuruttu. Dudaklarını onun çıplak omzuna bastırıp "yarın sabah konağa döneceğiz hadi gidip uyuyalım" dedi Zerya'nın elinden tutup banyodan dışarı çıktı.

Zerya biraz şaşkın birazda karmaşık bir şekilde onu takip etti.

Yatak odasına girdiklerinde Azad onu dolabın önüne yönlendirdi ve ikisi için pijama seçip karısına uzatıp "Hálin yanımda giyin" dedi. Azad bir şeyleri aşmak istiyordu ve bunun için elinden geleni yapacaktı.

Zerya onu ikiletmeden üstündeki havluyu çıkarmadan önce şortu sonrada üstündeki havluyu çıkarıp askılı üstü giydi. Azad'a döndüğün de onun sadece alt giydiği görünce yüzünü somurtup kafasını eğdi. Karısının bu hali canını sıkıyordu. Cenesini kaldırıp bıkkın bir nefesle "Hálin pişman mısın?"

Karısının tepkilerinden pişman olmasından korkuyordu.

Zerya kaşlarını çatıp "saçmalama" dedi ve yatağa ilerledi. Onun ki pişmanlık değildi.

Azad konuyu anlayınca onu kolundan tutup kendisine çevirdi ve yüzünü elleri arasına alıp dudaklarını anlına bastırıp "Hálin saçmalamalayıp abartıyorsun" dedi ve geri çekildi.

Zerya büyük bir nefes alıp bıkkın bir nefesle "sadece uyumak istiyorum" dedi ve ondan biraz uzaklaştı.

Azad kafasını olumsuzca sallayıp "tamam ama önce şu çarşafları değiştirelim"

Zerya kafasını sallayıp yatağa ilerledi ve Azad'ın yatağın üzerindeki örtüyü çekip topladıklan sonra arkasını dönüp banyoya girmesiyle Zerya bakışlarını yatağa çevirdi.

Azad'ın geri dönmesiyle gülümseyip parmağıyla yatağı göstererek "Azad bak" dedi ve çarşafı gösterdi.

Azad bakışlarını yatağa çevirip karısının gösterdiği yeri görünce kaşlarını çatıp "Gözün aydın, kendini kanıtladın " dedi ve sinirle çarşafı çekip yataktan söktü.

Kısa bir süre sonra ikisi suratsız bir ifadeyle aynı yataktaydı.

Azad daha fazla dayanamayıp karısını kolları arasına çekip "saçma sapan düşünüp ilk gecemizi küserek geçirmek istemiyorum ama seni asla o yatakta ki iki damla kanla yargılamazdım. Benim için onun hiç önemi yok" dedi ve karısının konuşmasına fırsat vermeden ellerini karısının saçlarına atıp okşamaya başladı. Zira biraz sonra uyuyacağını biliyordu.

Elleri saçlarındayken "biliyor musun yoğun bakımda uyuduğumda çok güzel bir rüya gördüm." dudaklarını karısının saçlarına bastırıp "çok güzel bir rüyaydı. Sen vardın iki tane çocuğumuz Așir ve Așmi oğlum bana kızımız sana benziyordu"

Zerya kafasını kaldırıp ona bakınca Azad onu tekrar göğsüne yaslayıp "Ben hiçbir zaman baba olma hayali kurmadım ama ilk defa senden çocuğum olmasını istediğimi anladım"

Zerya parmağını onun yaralı göğsün de dolaştırıp düşünmeye başladı ve kısa bir süre sonra bu düşünceler içinde uykuya daldı.

Azad bunun için çok erken olduğunun bilinçindeydi zaten karısından ben anne olmak isterim diye bir cevap gelmemişti. O da bu düşüncelerle uykuya daldı...

Yeni gün,

Yeni umutlardı...

İki farklı insanın kaderi başkaları yüzünden birleșmiști.

Azad için hayatında ona başhadilen bir ödüldü.

Sabah erken uyanıp kollarında ki karısını izliyordu. Onun her hareketi hayatında farklı anlamdı.

Konakta hala geçmiş olsuna gelenler yüzünden konağa dönmeleri gerekiyordu.

Kollarındaki karısının uykuya olan düşkünlüğünü biliyordu. Uykudan uyandırmaya kıymasada mecburen uyandıracaktı.

Elini karısının yastığa düşen saçlarına götürüp okşadı ve dudaklarını onun boyun boşluğuna bastırdı.

Günün en büyük ödülü karısının boynuna kondurduğu öpücükleriydi.

Zerya'nın hareketlenip uyanmasıyla beraber hazırlanıp aşağı inmișlerdi.

İkisi el ele onlar için hazırlanan kahvaltı masasına ilerleseler de Azad onu kolları arasına aldı ve kucağına oturttu.

Zerya gözlerini irice açıp şaşkınlıkla baktığın da Azad ona gülümseyip "Hálin bugün kahvaltıyı benim elimden yapacaksın"

Onun çiftlikte olduğu anda hiçbir çalışanın içeri gitmeyeceğini biliyordu.

Elinde ki çatalı salatalığa batırıp karısının dudaklarına uzattı. Zerya kaşlarını çatıp "ben kendim yiyebilirim, çocuk değilim" deyince Azad ona göz kırpıp "kahvaltını  düzgün ye, bazen bir çocuk olduğunu düşünüyorum" dedi.

Zerya onun kucağından kalkmak için hareket edince, belinden tutup izin vermiyordu.

Karısının bütün itirazlarına rağmen kahvaltı edilip konağa dönülmüștü.

Üç gün boyunca yine yoğun bir misafir koşuşturması, üç günden sonra ise biraz rahatlamaya başlamışlardı.

Bu süreçte Zerya okul Konak yorgunluklan ölmek üzereydi.

Üstüne Azad'ın psikolog diye tutulması onu çileden çıkarsada, en sonun da okulum etkilenir, finallerden sonra deyip onu ikna etmişti.

15 gün sonra doktora gitmek üzere karar almışlardı.

Akşama doğru Zerya aldığı haberle küçük bir şok geçirmiş göz yaşları içinde kendisini Diyarbakır'da bulmuştu.

Awzer abisi kaza geçirmişti.

Korkulacak bir şey olmasada Zerya hastanede abisiyle kalmak istiyordu ve Azad karısının daha sıkmak istemediği için onu hastanede bırakıp, konağına döndü.

Tabi Gece yarısı aldığı telefonla nefesi tekrar hastanede almıştı.

Çünkü Gewer Mirşah hastane bahçesinde karısı ile yan yanaydı.

Gözlerini kapatıp açtı, gördüklerinden memnun değildi.

Gewer'in ağzını burnunu dağıtmamak için kendisini zor tutuyordu...


Continue Reading

You'll Also Like

49.6K 10.5K 11
oğlum sadece en sevdiği oyuncakları kırıyor. ben onun yok ettiği kumdan kalelerin kralıyım omegaverse, etl texting
140K 11K 28
*Serpilemeyen Tohumlar "Tan Vakti" kitap oldu!* ⛓️ Gökyüzü, saklanmak ve kaybolmak arasında sıkışıp kalmış bedenler için yeryüzüne karanlığı armağan...
138K 5K 36
Her şeyden kaçıyordu oysa ki, Aklında dönüp duran kirli anılardan, cevabını bulamadığı sorulardan ve geçmişinden. İçindeki fırtınada savrulup duruyor...
114K 10.6K 21
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedicated to the person I had to leave. |08.02.24|