Karanlığın ve Aydınlığın Vari...

By amour_des_livres07

63.9K 4.4K 402

Beyaz ve siyah iki Ejderha biri aydınlık diğeriyse karanlık peki ya birbirlerine aşık okurlarsa ve bir kız ço... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7. Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27. Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
37.Bölüm - Sezon Finali
Açılama !!!
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
Duyuru !
48. Bölüm
49.Bölüm
50.Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
Duyuru!

36.Bölüm

751 52 7
By amour_des_livres07


***

Kılıcını yaratığa geçirdikten sonra arkasından saldıran yaratıkla acıyla çığlık atmıştı. Elindeki kılıç yere düşmüştü.

Kendisi ise dizlerinin üstüne düşmüştü. Gözleri doluyordu acısı yüzünden ama kendini sıkıyordu bu iğrenç yaratıkların karşısında ağlamamalıydı. Acısı onu esir alırken gözlerinin kapanmamasına engel olamadı bir türlü.

***

Yazardan

Karanlık git gide tüm diyara etki ediyordu. Tüm krallıklar tedirgin ve korkuyla bekliyordu olacakları.

Amorya gördüğü en karanlık günleri yaşıyordu şu an. Güney'den başlayan karanlık tüm diyara yayılıyordu yavaşça.

Krallıkların emriyle herkes olası bir savaş için olağanüstü duruma geçmişti.
Karanlığın ne getireceğini bilemezlerdi ama halklarını korumalılardı.

Endişeliyle bekleyiş sadece umut hissini diri tutuyordu ama her geçen saniye küçücük umut parçasını daha da küçültüyordu.

Gözlerin hepsi Güney tarafa çevrilmişti bile. Karanlığın geçit vermediği alana cadılar bile giremiyordu.

Geriye sadece beklemek kalmıştı ve bu bekleyiş çok uzun sürecekti.

Karanlığın ve lanetin etkili olduğu bu topraklarda eski sarayın önünde toplanmıştı herkes.

Bin tane yaptıkları  planlar tutmamıştı ama şimdi kendi ayaklarına fırsat geçmişti ve bunu en iyi şekilde değerlendirmek onların elindeydi ve onlarda bunun hakkını veriyordu fazlasıyla.

Seçilmişlerin hepsi yakalanmış ellerindeyse sihir geçirmez kelepçelerden vardı, her ne kadar bu durumdan hoşlanmasalar da katlanmak zorundalardı.

Tanya ve Kratos önlerine dizilen, dizlerinin üstündeki sekiz seçilmişi ve bir ejderhaya alay eder bir şekilde bakıyorlardı.

Kratos karlı topraklarda adımını bırakarak Lilly'nin yanına yürüdü. Çenesini sıkıca kavrayıp elinden gelse ateş saçacak gözlere baktı.

"Annen de senin gibi biliyor musun?"

Amacı sinirlendirmekti ve bunu da başarıyordu. İrisleri koyulaşmış ve kıpkırmızı olmuştu, Kratos ise onun bu durumuna sırıtarak bakıyordu.

Normal bir durumda bir ateş ejderhasının irisleri kırmızıya döndüyse oradan uzaklaşman senin adına daha hayırlı olurdu çünkü  bedenleri alevlenir ve gözleri kimseyi görmezdi.

Ama şu an elleri bağlı bir şekilde sadece dişlerini sıkmaktan başka bir seçeneği yoktu Lilly'nin.

Bu durumda yapabileceği en iyi şeyi yaptı, yüzüne tükürdü.

Kratos Lilly'nin çenesini bırakıp elinin tersiyle tükürüğü temizledi ve hırsla karşısında sırıtan kıza baktı.

"SEN!"

"Ben ne!"

"Annenin yanına uğramana az kaldı merak etme ama önce uğruna koruduğunuz Varis'inizi görmen gerek dimi."

İstediğini almıştı Kratos karşısında öfke hem de korkuyla bakan kıza baktı sonra da diğerlerine. Hiç şansları yoktu ve hepsi öfkeden kuduruyordu ama ellerinden hiç bir şey gelmiyordu.

Kratos bu sefer de Vanessa'nın önünde durdu. Kızın gözlerinde gördüğü öfkeye karşılık sırıttı.

"Evin sandığın Saray aile dediğin aile aslında gerçek değil ve hepsi bir oyun. Garip seni neden geri istediler ki ? Ama biliyor musun benim gözümde bir değerin yok sahte prenses."

"Senin gibi biri sadece kendini değerli görebilir zaten!"

"Haklısın."

Bu sefer de en eğeleneceği kızın önünde durdu Kratos.

Violetta'nın!

"Babanı hiç sevmedin öyle değil mi."

"Kes sesini!"

"Hırçınmış kızımız  ama gerçek babanın Kraliçe Lena için öldüğünü biliyor musun peki? Hayır dimi. Tüh! Ne yazık.

Casus olarak girmişti büyücü Saray'ına ama sağ çıkamadı. Ama kraliçeden kızını olası savaş karşısında koruması için söz verdirtti ve o sensin."

"SUS!"

"Daha yeni başladık ama"

Yavaşça yürüyerek Harry'nin önünde durdu.

"Bakın burda kim varmış. Ailesi tarafından sevilmeyen biri."

"KES SESİNİ!"

"Neden gerçekler ağır mı geldi yoksa."

Kötü kahkahası ortamı çınlatırken bazılarının da öfkesini harlıyordu. İki adım atıp Jackson'ın önünde durdu bu sefer.

"Sevgili prensimiz nasılmış? Biliyor musun diyeceğim ama tabii ki bilmiyorsun.

Annen ve baban ruh ejderhalarının başındaydı nitekim onlarında sonu malum. Ablan kurtardı seni  Nova. Kendisi de arafta sıkıştı kaldı. Ne üzücü bir durum."

Jackson'un yüzünde hem kızgın hem de şaşkın bir ifade oluştu. Ruh diyarında gördüğü o kadın Nova onun ablasıydı!

Kratos ise dumura uğrattığı Jackson'dan sonra Rose'un yanında durdu bu seferde.

Çenesinden tutup kendisine bakmasını sağladı. Bıraksa tüm elektriğiyle çarpardı ama şu an bunu yapamazdı bu da Kratos'a istediğini yapma hakkı veriyordu.

"Lanet olası pi-"

İşaret parmağını Rose'un dudaklarına baskı uygulayarak söyleyeceği sözü yarıda kesti.

"Cık. Cık. Senin gibi kibar bir kıza bu tip sözler yakılıyor mu hiç. Sahte ailenin alışkanlığı mı yoksa."

"Yeter!"

"Aa siz beni hiç dinlemiyor musunuz, daha yeni başladık biz."

"Ne istiyorsun açıkça söylesene!"

"Ne mi? Dur bi düşüneyim."

Düşünüyormuş gibi yaptıktan sonra siyah hareketini Rosa kilitledi.

"Seni."

"Ona dokunursan seni mahvederim. DUYDUN MU BENİ PİÇ HERİF !"

Harry'nin bağırışıyla yüzünü buruşturan Kratos sağ elini yumruk yapıp Harry'nin yüzüne indirdiğinde Rose'un çığlığı sardı etrafı.

Harry'nin yüzü yana düşerken yüzünde de gülümsemesi vardı. Böyle yaptığı için hıncını ondan çıkartacaktı Rose dokunmayacaktı. Düşüncesi bile iğrençti zaten.

Kratos hırsını alamayıp bir yumruk daha atınca Harry'nin burnu kanamaya başlamıştı. Arkadaşları bağırıp çağırsada ellerinden başka bir şey gelmiyordu.

Kratos'un art arda yumruklarından sonra Harry artık kan kusmaya başlamıştı.

Rose göz yaşları içinde bakıyordu sevdiği adama elinden hiç bir şey gelmese de burnunu çekerek ağlamasını tutmaya çalıştı eğer ağlarsa daha da üzerdi Harry'i.

Kan kusan arkadaşını gören Aaron yüzümdeki sert bakışı ve keskin sözleriyle dikkatini çekti Kratos'un.

"Gücün sadece ellimiz kolumuz bağlıyken yetiyor dimi bize. Eğer ellerimizdeki kelepçeyi çıkartırsan bizim karşımızda duramayacağını biliyorsun."

"Sen" parmağını sallayarak yürüdü Aaron'a. "Sen varya hepsi senin yüzünden. Bu şaheserde senin büyük bir payın var Aaron!"

Aaron'un yüzünde oluşan şaşkınlık daha da keyiflenmesini sağlamıştı Kratos'un.

"Sen kan yemini etmeseydin işler bu noktaya gelmezdi. Luna senin yüzünden gücünü kaybetti ve şu an eli kolu bağlı bir şekilde sizin onu kurtarmanızı bekliyor. Ne kadar acı bir durum öyle değil mi?"

"Pisliğin önde gidenisin! Luna nerde, ne yaptınız ona?"

"Anca böyle sorarsın. Yakında çıkacak kaosun başı Luna ve sizin önünüzde sizden nefret eden birine dönüşecek."

"Yapamazsın!"

Dişlerinin arasında konuşuyordu artık Aaron. Ellerindeki kelepçeyi çıkartmak için çekiştirmeye çalıştı ama eline geçen sadece kanamaya yüz tutmuş bileklerdi.

Kratos geri geri çekildi ve Tanya'nın yanına dönerek harap olmuşları izledi.

"Güzel güzel de şov be zaman başlayacak. Sıkıldım burda beklemekten."

"Biraz sabırlı olamaz mısın sen? Amacımıza ulaşmak için o kadar uğraş verdik bize ve şimdi tek bir pürüzün bile çıkmaması için de anı kolluyoruz Tanya."

"İyi tamam, sana da bir şey söylenmiyor."

"Şu Aaron sinirine dokunuyor. Bağları koptuğuna göre direk öldürsem Ya."

"Bana sakin ol diyene bak hele."

"Karşımda durmuş bana ters ters bakıyor baksana."

Tanya gözünü Aaron'a çevirdiğinde kendini yiyip bitiren birini değilde dimdik duran ve sert bakışlarla Kratos'a bakan Aaron'la karşılaşmayı beklemiyordu.

Bu durumun sorumlusu kendisinin sanıp kendisine öfkelenmesini bekliyordu açıkçası bu durum da onu şaşırtmıştı.

Bakışları yanına duran Kratos'a çevirdi tekrar.

"Aaron'un da bu şovu izlemesi gerek ondan sonra Ne Yapıyorsan Yap ."

"Tamam."

Yanlarına gelen karanlık ruhla kaşları havalanmıştı Tanya'nın.

Ruhun söylediğine kulak verdi ve sırıtmadık yüzüne yerleşti. Bugün iyi haber alma günündeydiler sanırım.

"Ne oldu?"

"Ruhlar diyarında karışıklık artmış ve bağlar git gide birbirinden uzaklaşmış."

"Güzel, çok güzel."

Bakışlarını son defa seçilmişlerde gezdirdiğinde kaşları çatıldı. Luna'nın şu küçük perisi nerdeydi?

Farkında olmadıkları ve atladıkları Peri dosdoğru Vampir geçidinden geçip Ruby'e ulaşmıştı bile.

Ruby ise karşısındaki harap olmuş perinin kara haberini duyunca gerilmişti. Ailesinden yardım alamazdı bir şekilde haberi Cadılara ulaştırmalıydı nitekim onlar tek yardım edebilecek onlardı.

Haberi alır almaz dosdoğru okulun gitti. Kimsenin olmayışı işine gelirken hızlı ve seri adımlarla iksirlerin bulunduğu profesörün odasına ilerledi.

Kapının kilitli olmasıyla Lotus gücünü kullanarak demiri eritti ve kilidin düşmesini sağladı. Hızlı davranarak ışınlanmaya dair bir iksir armaya başladılar.

Aramalarında odanın dağılmasını umursamadılar bile. Sonunda aradıklarını bulan Ruby elindeki şişemin etiketini okudu hızlıca.

"Bir yudum ve puf istediğin yerdesin Yalnızca istediğin yeri düşün ama unutma sadece beş dakikan var ve aynı yere tekrar dönemezsin.

Not! iksir deneme aşamasındadır."

Beş dakika iş görürdü ve şu an başka bir şey umurlarında değildi. Lotus'a haber verdiğinde ikiside iksirden bir yudum aldı.

Gittikleri yeri düşünseler de ilk geldikleri yer bir Saray'ın tepesiydi ve bu yer de bir adım atmak mümkün değildi. Yutkunarak bir yudum daha aldıklarında bu sefer de bataklıktı.

Cadılar ve kurbağalar diye düşünmeden edemedi Ruby.

Bir defa daha denediklerinde kendilerini taht odasında buldular. Alice omları görünce ufak çaplı bir şok geçirdikten sonra kaşlarını çattı.

Ruby ışınlandıkları yerden bir adım attı, kral ve kraliçeye döndü. Beş dakikası başlamıştı ve acele de etmesi gerekiyordu.

"Sadece beş dakikamız var. Luna ve diğerleri Güney'de zor durumdalar. Karanlığın güçleri etrafı sarmış durumda ve Luna'nın gücü yok. Aaronla da aralarındaki bağ kopmuş. Yardımınız gerek."

Kral ve kraliçe birbirlerine baktılar ve Kral tahtından ayağa kalkıp vezirine döndü.

"Tüm birlikleri Güney'e yönlendirin Hemen!"

Sonra gözü Alice takıldı.

"Ne yapman gerektiğini biliyorsun kızım."

Alice başını sallayıp dışarı çıktığında süreleri dolan Ruby ve Lotus geri döndüler.

Ruby bir odaya bir de Lotus'a baktı.

"Sen git hemen, orda yardımına ihtiyaçları vardır belki."

Lotus başını sallayıp tam kapıdan çıkarken arkasını döndü ve Ruby'e baktı.

"Teşekkür ederim."

Genişçe gülümseyerek cevap verdi Ruby.

Hızla geçide giden Lotus kanatlarını olanca gücüyle çırpıp onları tuttukları yere geldiğinde diz çökmüş bir şekilde önlerine bakan seçilmişlerle  karşılaştı .

Gözü baktıkları yöne bakınca yutkunmadan edemedi. Ağzından tek kelime çıktı.

"Luna."



Bölüm sonu

Bölüm nasıldı?

Ortaya çıkan bazı gerçekler?

Yeni bölüm nasıl olacak?

Finale çok az kaldı düşünceleriniz neler?"

Lunaya ne oldu? Ne yapacaklar?

Amaçları ne?

Continue Reading

You'll Also Like

1.1M 27.3K 65
"Madem çok ısrar ettiniz, o zaman artık bey diyebilirim." deyip gülümsedim, bandı yapıştırdıktan sonra yutkundu. "Boşver beyi." deyip dudaklarıma yap...
84K 6.6K 64
"James lütfen öyle söyleme o bizim aşkımızın meyvesi" "NE AŞKI?" Diye bağırdı James 1. #Dracomalfoy 02/01/2024 1. #Harrypotter 31/08/2023 1. #Slyther...
11.2K 974 32
ALFA - OMEGA HİKAYESİ. Yılardır ruh eşimi bekliyordum . Köpekler gibi tasma takmak zorunda kalıyordum çünkü hala ruh eşimi bulamadım. Ama bir gün oku...
4.1M 251K 75
Mühür taşı gerçek mührüne kavuştuğunda kıyamet kopmalıdır. Her kıyametin sonunda, yitirilen hayatlar olur. Bu şeref hangimize ait? •Parmağımı...