Mardin'e Tutsak.

By Jutenya_

11.7M 573K 435K

18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve... More

Mardin'e Tutsak 1🕯️
Mardin'e Tutsak 2
Mardin'e tutsak 3
Mardin'e tutsak 4
Mardin'e Tutsak 5
Mardin'e Tutsak 6
Mardin'e Tutsak 7
Mardin'e Tutsak 8
Mardin'e Tutsak 9
Bölüm 10
11. Bölüm
12. Bölüm
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
24. Bölüm (Özel bölüm)
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
Zayda Mirşah
Küçük Zerya
Zerya 19 yaşında
Gelecek bölümden alıntı
37.Bölüm
38.Bölüm
39. Bölüm
bölüm alıntısı
41. Bölüm
Yeniden Doğmak
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
Benim Özelim 2
Herkes Öldürür Sevdiğini
Alıntı
Bilinmezlik
Büyük karar (alıntı)
Bilinmezlik (Part 1)
Bilinmezlik (Part 2)
Bilinmezlik (Part 3) Büyük Karar
Yoktan Var Olmak (alıntı)
Yoktan Var Olmak
Pişmanlık
Bir Daha Asla (Part 1)
Bir Daha Asla (Part 2)
Bir Daha Asla (Part3)
Yeniden...
Küçük Bir Anlaşılmazlık 1
Küçük Bir Anlaşılmazlık 2
Yoktan Var Oluş
Yeniden Berdel
Yeniden Berdel 2.
Zahter Gibi
Zahr...
Mecburiyetten AŞK'A
Mecburiyetten AŞK'A 2
Açıklama
Canıma And
Elbise
Bilinmeyen Hesaplar
Doğum Günü Etkinliği
Bilinmeyen Sırlar
Bilinmeyen Sırlar Part2
Varis
İlk Defa Babam Gibi
İlk Defa Babam Gibi (part 2)
İlk Defa Babam Gibi Part 3
küçük bir bedel
Başı buyruk işler

40.bölüm

136K 7.2K 9.3K
By Jutenya_

Evet arkadaşlar yeni bölüm ile aranızdayım.

Okumadan önce lütfen Yıldıza basın.

Wattpad hesabımı takip etmeyen arkadaşlar lütfen burayı Jutenya_  tıklayarak takibe alın.

5k'lık bir aile olmamıza az  kaldı. Ve bize tiktok ve Instagramda edit yapıp paylaşacak herkese ihtiyacımız var.

#jutenya
#azadsaruhan
#mardinetutsak etiketiyle her yerdeyiz bu etiketleri kullanan herkese dönüş yapacağım.

Zerya önünde ki kadına öfkeyle bakıyordu.

Azad'a onunla iş yapmasını istemediğini söylediği halde onu burada görmek delirmesine neden oluyordu.

Sis onu zaptetmeye çalışmasa çoktan onu yolmuştu.

Gerçi Sis'in pek başarılı olduğu da söylenemezdi. Çünkü Zerya Alev'in kızıl saçlarını çoktan eline dolamıştı.

Alev'in çığlık çığlığa bırak beni demesiyle Zerya'nın "bırakmam yollacağım seni "diye onu cevaplaması da aynı anda oldu.

Hayır ona açık açık seni istemiyorum demişti.

"Sana kocamla ortalık yapmanı istemiyorum demedim mi?"dedi eline doladığı saçları çekiştirmeye devam etti.

Sis onu belinden tutup Alev'den uzaklaştırmaya çalışsada ilk defa böyle bir şeyle karşılaştığı için başarılı olamıyordu.

Alev'in çığlık çığlığa imdat deyip kendisini çekiştirmesiyke  saçlarının Zerya'nın elinde kalması aynı anda oldu.

Sis yaşananların şaşkınlığı ile kaşlarını çatıp Zerya'nın elinde olan saçlara baktı.

Zerya elindeki saçlara bakıp tiksinir gibi onları odanın bir kenarına fırlatıp "Sis bırak beni, şu takma saçlı yelloza gününü göstereyim"dedi.

Alev'in saçları elinde kalsada kendisi pençelerinden kurtulmuştu ve bu onun öfkesini daha harliyordu.

Sis şahit olduğu duruma gülmemek için kendisini zor tutuyordu. Zira karşında duran kadın yolunmuş tavuğa benziyordu. Alev öfkeyle ona bakıp "Sis sakın bırakma"dedi ve elleriyle saçlarına şekil vermeye çalıştı.

Sis Zerya'nın durmayacağını anlayınca kollarını daha sıkılaştırıp onu biraz havaya kaldırdı.

Zerya ellerini onun kollarına vurup "Sis beni bırakmazsan seni Azad'a söyleyeceğim" dedi.

Sis onun tehditlerini umursamıyordu. Yaptıkları onu çok şaşırtıyordu. Bir anda Alev'in üstüne atılmış ne olduğunu bile anlamamıştı.

Kapının açılmasıyla odada bulunan üç kişide oraya döndü.

Azad duyduğu gürültü ile toplantısından çıkıp gelmişti gördüğü görüntü kesinlikle beklediği bir şey değildi.

Kaşlarını çatıp şaşkınlıkla " Hálin sen burada ne arıyorsun"dedi.

Zerya hırıltılı bir nefes alıp ateş saçan gözleriyle ona bakıp "şuanda merak ettiğin konu bumu "dedi ve Sis'e dönüp "bırak beni gelmem zaten hataydı" dedi.

Azad'ın  sadece karısına odaklandığı için Alev'i daha fark edememişti. Burun kemerini sıkıp "Sis sen hemen o kollarını kırmadan karımı bırakıyorsun, Hálin sen sakin olup neye sinirlendiğini anlatıyorsun"dedi.

Sis Azad'ın söyledikleriyle eli ateşe değmiş gibi hızlıca halini bıraktı, zira kollarının kırılmasını istemiyordu.

Zerya ayaklarının yere basmasıyla öfkeyle yere vurup "bu kadının burada ne işi var"dedi küçük bir kız çocuğu gibi isyan ediyordu.

Azad kaşlarını çatıp bakışlarını odada gezdirdi. Gördüğü Simayla hırıltılı bir nefes alıp "senin burada ne işin var kim seni içeri aldı"dedi.

Alev kendisini fark etmeyen Azad'la dişlerini sıkıp elini yumruk yaptı. Kaç yıldır etrafında dolaşıp onu fark etmesi için uğraşmıştı ama Azad onu görmemek için diretip hiçbir zaman yüz vermemişti.

Ağlamaklı bir sesle "Azad kaç yıllık dostluğumuz ortaklığımız vardı. Bir yardım kuruluşunun davetiyle Mardin'e gelince dostluğumuza güvenerek bir kahveni içmek istedim hem yarım kalmış işlerimizi ve ortaklığımızı tekrar gözden geçiririz diye düşündüm"dedi.

Zerya gözlerini irice açıp Azad'a baktı. Ne demek oluyordu bunlar, birilerinin ona hesap vermesi lazımdı ve bu kişi kesinlikle Azad'dı.

Bir ayağıyla ritim tutarak "ben onunla ortaklık yapmanı istemediğim halde bu kadın buraya gelme cesaretini kimsen aldı Azad"dedi ve kollarını göğsünde birleştirip Azad'ın cevap vermedini bekledi.

Azad'ın dudakları kendisine hesap soran karısıyla yukarı doğru kıvrıldı. Bu beklediği bir şey değildi ama her nedense hoşuna gidiyordu. Alev'in halini görünce gülmemek için kendisini zor tutuyordu. Dudaklarını bir birine bastırıp Sis'e baktı onun da gülmemek için kendisini zor tututuğunu görünce büyük bir nefes alıp "Hálin bunu bende bilmiyorum ama öğreneceğiz"dedi ve bakışlarını Alev'e çevirip "karım sorusunun cevabını bekliyor"dedi.

Alev şaşkınlıkla gözlerini açıp Azad'a baktı. Önceden şirkete gelir giderdi. Azad kendisiyle fazla görüşmesede kısıtlama getirmemişti "Azad ben önceden de sen İstanbul'la geldiğin de şirkete geliyordum. Hiçbir zaman sorun olmuyordu, buraya yolum düşünce seni görmek bir kahveni içmek istedim"dedi.

Sis sırıtır bir şekilde Alev'e bakıp "kendi ayaklarına sıkıyorsun, biraz daha devam edersen ben bile seni Hálin'in elinden alamam"dedi,  ama bakışlarını Zerya'ya çevirdiğin de gördüğü mavi alevlerle eliyle dudaklarına fermuar çekip sustu.

Zerya Alev'e bakmadan bakışlarını Azad'a çevirip "bu kadın hangi sıfatla gelip gidiyordu"dedi.

Azad kendisine sorulan soruyla gömleğinin bir düğmesini açıp "ortağım olma sıfatıyla"dedi Alev'e dönüp "ortaklığımız bittiğine göre gelmen için bir nedende yoktu, Mardin'in kahvesi güzeldir ve istediğin yerde içebilirsin bunun için buraya gelmene hiç gerek yoktu"

Bakışlarını karısından çekmeden "Erdem" diye bağırıp tekrar Alev'e döndü. Bazı şeylerin farkındaydı ama Alev gibi bir kadını hayatına alacak kadar aptal değildi. Karısından önce hiçbir kadına ilgi duymadığı gibi hiçbir kadını hayatına da almamıştı.

Asistanı Erdem telaşla içeri girince öfkeli bir şekilde "bu hanımefendinin odamda ne işi var"dedi.

Erdem bakışlarını önce Zerya'ya çevirdi, sonrada Alev'e döndü. Başına gelecekleri bilmiyordu. Azad'ın öfkesine maruz kalmak istediği en son şeydi.

"Efendim Alev Hanım sizinle acil görüşmesi gerektiğini ve sizin bundan haberiniz olduğunu söyledi. Toplantı da olduğunuz için sizi rahatsız etmek istemedim ve beklemesini söyledim"dedi.

Zerya buna daha fazla dayanamayacağını anlayıp ayaklarını yere vurarak adımlarını kapıya yönlendirdi.

Azad karısının gideceğini anlayınca onu belinden tutup "madem geldin hiçbir yere gitmiyorsun" dedi.

Zerya bıkkın bir şekilde "bırak beni gelmem hataydı" deyince karısının sırtını bedenine yapıştırıp odadaki kimseyi umursamadan  gülümsedi ve onun boynunu öpüp kulağına "sakin ol "dedi.

Sert bakışlarını önce Erdem'e çevirdi. Bu sen bittin demekti. Erdem seslice yutkundu.

Daha sonra Alev'e dönüp "bu seferlik sizi maruz görüyorum ama bir daha şirketimlerim veya çalışma alanlarımın birinde görürsem bu kadar sakin kalmam şimdi burayı terkedin ve yanlışlıkla olsa bile yolumuzun kesişmemesini sağlayın"dedi.

Zerya'nın bedenini çevirip çenesini kaldırdı. Mavi hareler kara harelere kızgın bakıyordu. Karısının yüzüne dağılan saçlarını kenara verip dudaklarını onun alnına bastırdı. Onu burada görmek bile onun bütün yorgunluğunu almıştı. Parmaklarını onun yüzünde dolaştırıp "sinirlenme o öfkeleneceğin kadar değerli biri değil" dedi.

Sis'in boğazını temizlemesi ile bakışlarını hayran olduğu gözlerden alıp ona döndü.

Karısı ilk defa kendi istediğiyle onu görmeye gelmişti ama evren buna karşıymış gibi sorun çıkarıyordu.

"Sis Alev Hanımı uğurla ve bir daha çevrem de bulunmamasından emin ol  karımın bir daha böyle bir şey yaşamasını istemiyorum"dedi ve Zerya'yı kolundan tutup odadan çıkardı. Onu takip eden Erdem'e  dönüp "toplantı salonuna bir dilim çikolatalı pasta ve meyve suyu getir"dedi Zerya'nın isyanlarını dinlemeden onu toplantı salonuna soktu.

Sis giden çiftin arkasından bakıp Zerya'nın odaya fırlattığı takma saçları alıp Alev'e doğru ilerledi. Yüzünde şeytani bir taraf vardı.

Alev'e yaklaşıp ona yukarıdan bakıp, elini kaldırdı ve Alev'in boğazına tutup onu duvara yasladı.

Alev sıkılan boğazıyla nefessiz kalınca elini boğazını sıkan ellere götürüp hırıltılı bir sesle "bırak"dedi.

Sis tek kaşını kaldırıp alt dudağını dişleri ile ezerek tiksindiği kadına baktı.

Psikopat bir şekilde sırıtıp "senin ne mal olduğunu biliyorum. Önceden Azad'ın peşinde koşmalarına ses çıkarmadım ise onun bekar oluşuydu ama şimdi evli olurda bir yanlış yapıp küçük kızkardeşimin üzülmesine sebep olursan seni 81 parçaya böler her parçanı 81 ile gömerim"dedi dudaklarını ıslatıp gözlerini kısarak "artık arkandan yakınların istedikleri yerden bol bol dua ederler"dedi ve elini onun boğazından çekip yere kapaklanmasına izin verdi.

Alev nefesiz kalmıştı ve yüzü kıpkırmızı olmuştu. Gözleri dolu bir şekil de ayağa kalkıp rahat nefes almaya çalışarak "ben bir şey yapmadım "dedi.

Sis elini cebine koyup "yaptın demedim yaparsan dedim"

Bir adım daha Alev'e yaklaşıp "yapsaydın şimdi 81 ilde senin için mezar kazıtıyor olurdum"dedi ve yüzüne bağırarak " şimdi o takma saçlarını alıp ta çık buradan"dedi ve arkasını dönüp camlara doğru ilerledi.

Alev onun eline tutuşturduğu saçlarını alıp titreyen ayakları ile odadan çıkıp gitti.

Zerya girdiği odaya o dönen şaşkın bakışlarla utanıp önüne döndü.

Burada ne işi olduğunu bilmiyordu.

Azad onu elinden tutarak toplantı masasına yönlendirip kendi yerine oturttu ve bir sandelye çekip karısının yanına oturdu.

Zerya şaşkın bakışlarla ona ve çevresine bakıyordu.

Azad boğazını temizleyip "toplantının devamın da karım Hálin Saruhan bize eşlik edecek, lütfen kaldığımız yerden devam edelim"dedi ve önündeki çizimlere döndü.

Zerya etrafta dolandığı bakışlarını çekip Azad'a döndü.

Onun yaptığı işe odaklandığını görünce boğazını temizleyip sesiz ve ikisinin duyacağı bir tonda "Azsd benim burada ne işim var"dedi.

Azad bakışlarını yaptığı işten çekmeden "çünkü sen benim karımsın ve yerin benim yanım"dedi.

Zerya kaşlarını çatıp "şuanda sen bir toplantıdasın"dedi.

Azad ona bakmadan çizimlere  bakmaya devam edip "evet "dedi sanki çok normal bir şeymiş gibi.

Zerya ayağıyla ritim tutar gibi sallayıp "ben senin koltuğun da ve toplantındayım "dedi.

Azad önünde ki çizimlerden kısa bir süreliğine bakışlarını çekip "benim önceliğim her zaman sensin başkasının oturduğu yere seni oturtamazdım yerin orası "dedi ve tekrar işine döndü.

Kısa bir süre sonra Erdem elinde pasta ve meyve suyuyla içeri girip pastayı ve meyvesuyunu önüne bırakıp kendi yerine geçip oturdu.

Zerya utanarak bakışlarını önüne çevirdi.

Azad bakışlarını kısa süreliğine ona çevirdiğinde ikisinin duyacağı bir tonda "Hálin kadınların özel günün de tatlı şeyler iyi geliyormuş. Pastanı ye meyve suyunu iç ve biraz sakinleş "dedi.

Azad'ın söyledikleri Zerya bir ton daha kızardı. Sessiz bir şekilde önüne dönüp pastasından bir kaşık alıp yemeye başladı.

Gerçekten iyi gelmeye başlamıştı. Gözlerini kapatıp çikolatanın cezbedici tadının tamağında yayılmasına izin verdi.

Bir kaç kaşığı daha o şekilde yiyip tadını çıkararak  damağında yayılmasının keyfini çıkardı.

Gözlerini açıp Azad'a baktığın da koyulaşmış gözlerle ona baktığını gördü ve yutkundu. Azad'ın da yutkunması ile bakışlarını ondan çekip sesizce önüne döndü.

Azad boğazını temizleyip "toplantı bitmiştir yarın kaldığımız yerden devam ederiz "dedi.

Odadaki herkes şaşırsada sesizce masadan kalkıp odadan çıktılar. İkisi yanlız kaldıklarında Zerya pastasından son bir kaşık alıp ayağa kalktı Azad'a bakıp boynunu kaşıyarak "gidelim mi?" Dedi.

Azad onu belinden tututuğu gibi kaldırıp masaya oturttu ve bacaklarının arasına girdi.


Zerya irileşmis gözlerle ona şaşkınlıkla bakıyordu. Ellerini boynuna atıp ona baktı. Bu kadar yakınlık hemde şirkete fazlaydı.

Azad onu belinden tutup  kendisine doğru çekti ve karısının üstüne eğildi.

Zerya yutkunarak kekeler bir şekilde "sen ne yapıyorsun"dedi.

Azad boşta kalan elini onun kafasına atıp "geldiğinden beri yapmak istediğimi "dedi ve onun dudaklarına yapıştı. İlk defa onu bu kadar sert öpüyordu. Zerya üstünde ki şaşkınlığı atıp öpüşüne karşılık verdi. Belinde olan eller tişörtünün içine girip çıplak teninde dolaşıyordu.

Azad kısa bir süreliğine dudaklarını çekip parmaklarını  onun dudaklarında dolaştırdı fısıldar bir şekilde "çikolatalı pastanın tadı çok güzel"dedi ve tekrar onun dudaklarına yapıştı bu sefer karşılık hiç beklenmeden gelmişti.

Karısının belini sıkınca onun inlemesi adamın aklına zarardı.

Karısı özel günündeydi ve ileri gidemeyeceğinin bilincindeydi. Dudaklarını karısının dudaklarından çekip yanağına bastırdı. Zerya teninde hissettiği dudaklar ile yutkunarak gözlerini kapadı ve üst üste yutkundu.

Karısının kalp atışlarını duyuyordu ve bu onu arsız bir şekilde mutlu ediyordu.

Artık orada bir yeri olduğuna emindi.

Dudaklarını onun teninden çekmeden "her günaha değecek kadar güzelsin"dedi ve ellerini karısının saçlarına götürerek onun kafasını arkaya doğru eğedi ve  dudaklarını onu boynuna bastırdı.

(Bu iki çifti gerçekten çok seviyorum)

Zerya artık inkar etmiyordu onun dokunuşlarından hoşlanıyor ve daha fazlasını istiyordu.

Azad'ın dişlerini teninde hissettiğinde gözlerini yumdu ve dudaklarını ısırdı.

Azad dudaklarını geri çekip karısının teninde bıraktığı ize bakıp tekrar dudaklarını oraya bastırıp öptü ve geri çekildi.

Elinin tersini onun boynunda gezdirip değerli bir tabloya şekil verip çizmiş gibi bakarak "Hálin burası benim ülkem ve bağımsızlığım, sende sadece benimsin "dedi.

Zerya gözlerini açıp ona baktığın da kara harelerle bakışlarını çekti. Zira ondaki tutkuyu onun gözlerinden bile görüyordu.

Azad karısının çenesini tutup "bakışlarını benden çekme, ben sadece oradaki Mavide yüzmek istiyorum"dedi ve onu belinden tutarak masadan indirdi.

Dağılan üstünü düzeltip onun elinden tutup "Hálin yorulmuşsundur güzelim evimeze gidelim "dedi.

Zerya onun anın da normalleşmesine şaşırsada kafasını olumlu anlamda sallayıp bakışlarını çekti. Bu hareketle Azad karısını kapıya doğru yönlendirip toplantı odasından dışarı çıktı.

Erdem'in onları gördüğü gibi yolunu değiştirmesi ile Zerya gülümsedi. Azad'dan çekinip korktuğu belliydi.

Asansöre geldiklerinde sesiz bir şekil de Azad'ı takip edip içeri girdi. Azad karısının elini bırakmıyordu. Asansör kapılarının kapanması ile onu kollarına çekip sarıldı saçlarını öpüp "bugün yaptığın gibi aklına estiği gibi çık gel, böyle güzel süprizlere ben hep açığım"dedi.

Zerya gülümseyip ona daha sıkı sarıldı "bugün gibi bir olayı şirketin kaldıracağını hiç sanmıyorum. Hem ben katil olup cezaevilerine giremem"dedi.

Zerya'nın söyledikleriyle Azad yüzünü buruşturdu.

Zerya yüksek sesli bir kahkaha atıp "hem sende de cezaevine karısına iç çamaşırı getirecek tip yok "dedi.

Karısının söylediklere ile oda gülümseyip "don atlet diyemiyorsunda  iç çamaşırı diyorsun. Korkma kocan seni oralarda iç çamaşırsız bırakmaz. Hatta her hafta gelip bizzat sana denetir "dedi.

Bu sefer yüzünü somurtan taraf Zerya'ydı. Kollarını göğsünün altında birleştirip isyan eder bir şekilde "sensiz yapamam diyemiyorsun. Bari üzülmüş gibi yap, seni orada iç çamaşırsız bırakmam da ne oluyor. Sen benim potansiyel bir suçlu falan mı olmamı istiyorsun"dedi.

Asansör kapılarının açılması ile Azad karısını elinden tutarak asarsörden çıktılar.

Zerya sesiz bir şekilde onu takip edip şirketten çıktılar. Onları bekleyen arabaya doğru ilerleyip arabaya bindiler.

Azad karısının elini bırakmıyordu. Ona olan özlemi bitmiyordu.

Araba konağını sokağına girdiğinde Zerya onun elini bırakmadan gülümseyerek  arabadan beraber indi.

Konağa girdikleri gibi terasta olanları izleyen Pervin'den habersizdiler.

Pervin dişlerini sıkarak ikisine bakıyordu.

Gözlerini eskiye gitti. Rima ve Mehmet'te ölmeden aylar öncesinden onlar gibi el ele girmişti konağa o an Rima'nın ölmeden hayatlarına çıkamayacağını anlamıştı. Ve süreci hızlandırmıştı.

Rima'nın öldüğünde hamile olduğunu öğrendiği zaman daha mutlu olmuştu. En azından arkasında ikinci bir çocuk bırakmamıştı.

Pervin'e göre ihanet eden taraf Mehmet'i onunla evlenmek istemediğini söyleyip Rima ile evlenmişti.

Pervin o zaman yemin etmişti. İkisine hayatı zindan edeceğine.

Etmişti de...

Mehmet'in sarhoş olduğu bir gece koynuna girip hayatlarına adım atmıştı.

Konağa ilk geldiğinde Rima'nın gözünde ki hayal kırıklığından aldığı hazı hiçbir zaman bu unutmayacaktı.

Zerya ve Azad'ın el ele tutuşup yukarı çıkmasıyla gözlerini yumdu.

Alev'in başarısız oluşu zaten canını sıkıyordu. Birde ikisinin el ele tutuşarak yanından geçip gitmesiyle öfkeyle baktı sonları yakındı. Birinin sonu diğerinin yıkımı olacaktı. Bu kadar sabırlı durmasının sebebi Zerya'nın da Rima gibi olup Azad'ın da kahr için de yok olmasıydı.

Zerya ve Azad hiçbir şeyden habersiz keyifli bir şekilde kendi katlarına çıktılar.

Azad duş almak için banyoya girince Zerya eline telefonunu alıp sosyal medyada dolaşmaya başladı.

Önce merak ettiği kadını araştırmaya başladı.  Nedensizce Alev'i merak ediyordu. Onun her resmine baktığın da dişlerini sıkıp "kaveşe"diyordu.

Azad'ın duştan çıkmasıyla bakışlarını ona çevirdi. Belinde havluyla giyinme odasına geçmesiyle bakışlarını ondan çekip tekrar telefonune döndü.

Bu sefer Azad'ın sosyal medya hesaplarına bakıyordu. Evlendikleri gün ikisinin yüzlerinin görünmeyen resimlerini sosyal medya hesaplarına koymuştu.

Kocasının giyinmiş olarak yatağa doğru gelmesiyle gülümsedi. Direkt yatağa oturup elini onun saçlarına götürmüştü. Zerya gözlerini kapatıp onun huzur veren parmakları ile uykuya dalmaya hazırlandı.

Babası saçlarıyla okşadıgı anda içindeki tüm huzursuzluklsar uçup giderdi.

Şimdi olduğu gibi...

Azad'ın yanına uzanıp onu kollarının arasına çekmesiyle başını onun boynuna gömdü ve dudaklarını oraya bastırarak gözlerini kapatarak uykuya daldı. Onun kokusuna tenine alışıyordu.

&&&&

İnsan oğlu zamana meydan okuyamıyordu.

Gün sesiz bir şekilde geceye karışıyordu.

Zerya erken uyuduğu için gözlerini gecenin yarısı rahatsız bir şekilde uyku mahmuru bir şekilde açtı.

Bazen erken uyuduklarında uyku düzenleri bozuluyordu.

Canı feci bir şekilde tatlı bir şeyler çekiyordu. Sesiz bir şekilde yataktan kalkıp kapıya ilerledi ve yatak odasından çıktı.

Katların da bulunan Amerikan mutfağa ilerleyip buzdolabını açtı. Bakışlarını buzdolabının içinde dolaşırdığında aradığını bulamamanın hayal kırıklığı ile dolabın kapağını kapatıp yüzünü astı.

Kafasını kaldırdığı gibi kapıya yaslanmış Azad'ı görünce dudaklarını büzdü.

Azad karısının bu haliyle adımlarını ona doğru yönlendirip "mutfağa galiba bir fare dadanmış ama istediğini bulamamış gibi "dedi.

Zerya yüzünü somurtup "canım tatlı bir şeyler yemek istiyordu. Kek bile olsa razıydım ama dolapta yoktu"

Azad bayram şekeri ister gibi söylenenen karısını kendisine çekip "Hálin istersen Hacer Hanım'a söyleyelim getirsin"dedi.

Zerya kafasını olumsuzca sallayıp "kadını bu saatte yatağından etmemiz doğru olmaz"dedi.

Azad dudaklarını karısının saçlarına bastırıp "o zaman biz yapalım"dedi.

Zerya bakışlarını kaldırıp Azad'ın yüzüne dikkatlice baktı. Onun ciddi olduğunu görünce gülümseyerek "beceriksizliğimi anlatmaya gerek var mı bilmiyorum ama bu doğrudan kaçmıyorum çünkü ben çok beceriksizim"

Onun söylemi ile sesli bir şekilde gülüp "ben sana yardım ederim"dedi ve onu tezgaha doğru çekiştirdi.

Başta ne yapacaklarını düşündüler sonra gülümseyerek kek yapmada karar kıldılar. İkisi beraber telefondan tariflere bakıp havuçlu kekte karar kıldılar. Yapımı basit olduğu içindi bu karar.

Azad üniversite süreci ve aldığı eğitimlerden dolayı çok iyi yemek yapan biriydi. Tabi tatlı ve kek tarzı şeyler bunlara dahil değildi. İlk deneyimi olacaktı.

Mutfağa girdikleri gibi Zerya dikkatli bir şekilde kocasını izliyordu. Azad'ın yumurtanın akını ayır demesiyle, elindeki yumurtaya baktı ve kırdı.

Azad dişlerini sıkıp yüzünü sıvazladı ve  "yumurta kır ve akını ayır dedim direkt kabuğuyla koy demedim" dedi.

Zerya gözlerini kısıp elindeki yumurta kasesini tezgaha bırakıp üzgün bir şekilde "beceriksizliğimi yüzüme vurmana gerek yoktu"dedi.

Karısının bu haliyle anında yumuşayıp saçlarını öptü " sen her halinle benim kabulümsün "dedi ve onun kırdığı yumurtaları lavaboya döküp Zerya'nın arkasından ona sarılıp ellerini tuttu yumurta kırıp akını ayırmasını  öğretti.

Kabukların yumurta kasesine dökülmemesi ile gülümsedi.

Karısının gülümsemesi ile onun boynunu öpüp soyacağı onun parmakları arasına yerleştirdi ve bir eli karısının elini yönlendirirken diğer eliyle havuçu tutarak soymaya başladı. Kafasını karısının omzuna koyarak aynı şekil de soydukları havuzları blenderdan geçirdiler. İkisi beraber keyifli bir şekilde kek harcını hazırlayıp fırına verdiler. Sıra ortalığı toparlamaya gelince Zerya un kavanozunu kapatmadan sinsice sırıtıp içinden biraz unu  eline alıp ona attı.

Bu hareketle Azad gözlerini irice açtı karısının eğlenen halini görünce elini  musluğun altına koyup avucuna doldurduğu suyu ona attı. Bu sefer şaşıran taraf oydu.

Azad'ın düzen hastası olduğunu ve dağınıklığa tahammülü olmadığını biliyordu. Gülümseyerek eline biraz daha un alıp ona atınca Azad onun belinden tutup kucağına aldı.

Bu hareketle Zerya kahkaha atıp unlu ellerini onun yüzüne sürüp dudaklarını boynuna bastırdı.

Karısının gülen yüzüyle Azad daha mutlu oluyordu. Kucağında taşıyarak  koltuğa oturup onu kendisine çekti. Mavi harelere hayrandı. Onun koyulaşan bakışları ile  Zerya elini uzatıp sakallarında dolaşırdı bakışlarını çekmeden gözlerine baktı.

(Bu şekilde hayal edin)

Karısının bu hareketiyle elini tutup avuç içini  öptü. Bugün şirkete gelişi artık bazı şeylerin yoluna girdiğini düşünüyordu.

Ellerini saçlarına götürüp "Hálin ben ilk defa  maviyi seviyorum. İlk defa bir mavide  boğulacağıma bilsem de yüzmek istiyorum"dedi.

Zerya'nın dudakları yukarı doğru kıvrıldı. Ellerini onun yüzünde dolaştırıp "bende ilk defa maviye en çok siyahın yakıştığını düşünüyorum ve ilk defa gerçek adımı birinin ağzından duymayı arzuluyorum " dedi.

Azad sesindeki tınıda bile onun istediğini anlıyordu. İstese dünyayı önüne sermeye hazırdı ama bu isteği hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceği bir istekdi yüzünde dolaşan elini tutup önce tek tek parmaklarını öptü sonra avuç içini açarak tekrar tekrar üst üste öptü ve koklayarak "eğer sana birgün o isimle seslenirsem bilki senden ve aşkından vazgeçtim. O isim dilimden dökülüyor ve sen işitiyorsan arkana bakmadan benden git, bilki o isimle beraber seni kalbimden silmişim de ,yüreğimden çıkardığı mı dilime döküyorumdur "dedi.

Zerya'nın şaşkın bakan gözlerine burukça gülümseyip "kimin için ne olduğunu umursamıyorum ama benim için Hálin'sin sen benim tek yuvamsın "dedi.

Zerya yutkundu ve ona sarıldı. Bu adama kadın hem de yuva olmak istiyordu.

Zerya ismini Azad'ın ağzından duymayı çok istiyordu ama gerekirse onun için Hálin olur ve güzel bir yuva verirdi.

İkisi sesiz bir şekilde farklı düşünceler içindeydiler. Aradan geçen zamanla kalkıp beraber yaptıkları keke baktılar. Pişmişti ve çok güzel görünüyordu.

Zerya kendisinden gurur duyar bir şekilde keke bakıp "çok güzel görünüyor. İlk defa elimin değdiği birşey yiyilir gibi görünüyor"dedi biraz düşünüp "gerçi çilekli pastamı yemiştin"diye devam etti. Onun söyledikleri Azad'ın yutkunma sebebiydi. O konuyu düşünmek istemediği için boğazını temizleyip "Güzelim senin elinin değdiği her şeyi yiyebilirim "dedi.

Zerya yüzünü somurtup "hadi oradan beni kandırma yaptığım tırşığın tadına bile bakmamıştın"dedi.

Azad hatırladığı tedayla kendisini tutamayıp kahkaha attı. Biberler bütün tencere bölünmüş patlıcanlar dört parçaya bölünmüştü.

Karısına baktığın da Zerya'nın çatan kaşları ile gülmesine ara verip "hiç öyle bakma biberler bütündü, sapı bile kesilmemişti"dedi.

Zerya boyunu kaşıyıp üzgün bir sesle "ellerim narin sonra çok yanıyorlar"

Azad karısını kendisine çekip sarıldı. Dudaklarını onun saçlarına bastırıp onun elini tutup "canın acımasın gerekirse ben biberleri bütün yerim "dedi ve onun elini dudaklarına götürürek öptü.

Onun yaptığı her hareketen etkileniyordu. Ellerini Azad'ın boynuna götürüp ona sarıldı. Kafasını onun boynuna koyup "beni hep böyle sev benden hiç vazgeçme "dedi.

Azad'ın onu daha sıkı sarıp "senden asla vazgeçmem"deyişiyle gülümsedi.

Ama bazen vazgeçişler mecburuydi. Bazı ayrılıklara mecbur kalındığı gibi...

Zerya maviyi sevip siyaha mecbur kalmıştı. Zamanla Siyahın en karasına aşık olmuştu.

Azad  onu kendisinden uzaklaştırıp "hadi yaptığımız kekin tadına bakalım"dedi.

Zerya'nın bıçağı eline alıp keke yönelmesiyle Azad onu durdurup " bıçağı bana ver  gece gece bir yerlerini kesmeni istemiyorum" dedi.

Keki dilimlere ayırırken de "sende çayları doldur"dedi.

Zerya çayları doldurup eline aldığı çikolatalı sosu bolca kendi tabağına döktü. Bakışlarını Azad'a çevirdiğin de onun yüzünü buruşturup olumsuzca kafasını sallamasıyla sosu tezgaha indirdi.

Azad Saruhan gecenin bir yarısı uykusundan uyanıp karısı için kek yapıyordu.

Regl döneminde olduğunu bildiği için hiç sorgulamamış, onunla beraber yaptıkları keki yiyordu.

Aile kavramını karısıyla öğreniyor du.

&&&&&

Yeni gün yeni umutlardı.

Azad güne erken uyanan taraftı hafta sonu olduğu için karısının okulu yoktu.

Dünü hatırlayınca gülümseyip dudaklarını kollarında uyuyan karısının boynuna bastırıp geri çekildi.

Sabahları onu izleyip onunla huzur bulmayı çok seviyordu. Gelen  telefon sesiyle bakışlarını ondan alıp yatağın yanında olan  komidinde döndü. Gelen arama karşısındaydı.

Telefonu eline alıp "Hálin güzelim uyan abin arıyor"dedi.

Zerya yüzünü buruşturup kafasını yastığa gömünce yaptığı hareketlerin sadece kendisine olmadığını anladı.

Onu uykudan uyandıran herkese düşmandı.

Elindeki telefon tekrar çalınınca dudaklarını onun yanağına bastırıp "Hálin önemli bir şey olabilir güzelim bak kaç defa üst üste arıyor"dedi.

Zerya tek gözünü açıp isyan eder bir şekilde  "bu saatte aranmayacağını bilmiyor mu?"dedi ve elini uzatıp telefonu aldı ve kulağına götürdü.

Karşıdan gelen sesle "babamın vakti zamanında hata edip cami avlusuna bırakmadığı evladı, sabahın köründe kargalar bokunu yemeden beni niye arıyorsun"dedi.

Karısının isyanı ve abisine olan söylemlerini şaşkınlıkla dinliyordu.

Zerya abisinin saatte bak demesiyle telefonu kulağından çekip telefon ekranına baktı ve sonra telefonu tekrar kulağına götürüp "abi ben öğrenci bir kızım, sınav stresi atlattım ve haftasonu, umarım uyku saat kavramının benim için anlamını anlayabilmişimdir" diye isyan ettiğini belirtir bir şekilde konuştu.

Ferzan'ın ben bugün sözleniyorum cümlesi ile hızlı bir şekilde yatakta doğrulup "ya sen günde en az dört defa arıyorsun, hergün saatlerce konuşuyoruz. Yediğin, içtiğin üstüne sıçtığın ne varsa anlatıyorsun ve bunu bana şimdi söylüyorsun"dedi.

Zerya'nın söyledikleri ile Ferzan'ın attığı kahkayı Azad bile duymuştu.

Zerya abisinin gülmesine daha fazla dayanamadağını belirtir bir şekilde oflayıp "kısa kes ve bana şu bahtsız kızın kim olduğunu söyle"dedi.

Ferzan'ın"gelince öğrenirsin " deyip telefonu yüzüne kapatmasıyla telefonu kulağından uzaklaştırıp kısa süre ekrana baktı. Yüzünü Azad'a çevirip ona olan şaşkın bakışlarını umursamadan "ben rüyada değilim değil mi?"

Saçlarını karıştırıp "sırf meraktan çatlıyayım diye yapıyor"dedi.

Kısa bir süre düşünüp "ben oraya gidinceye kadar sabreden, benim bunu öğrenmem gerekiyor"deyip telefonu tekrar eline aldı ve watsapta girip aile guruplarına girdi.

Önce Mirşah kızları gurubuna girip "Ferzan abim kiminle sözleniyor" yazıp gönderdi.

Ardı ardına gelen mesajlarla kaşlarını çattı.

Hepsi de biz bilmiyoruz yazmıştı.

Onların hayır gelmeyeceğini anlayan Zerya ekşi kumalar gurubuna girip "benim değerli abilerim bu gurubun çirkini kiminle sözleniyor"yazıp gönderdi.

Anın da gelen cevapla gözlerini kıstı. Dudaklarını ıslatıp gelen mesajı fısıldar gibi "dünyanın en güzel kızı ve sen bunu buraya gelmeyinceye kadar öğrenmeyeceksin "diye tekrar etti.

Dişlerini sıkıp "beyler bu adam sizi aldatıyor"yazıp gönderdi.

Ardı ardına gelen

"acı kaybımız"

"kendimi aldatılmış gibi hissediyorum"

"Çocuklarımın yakışıklı babası beni ortada bırakıyor" gibi mesajlarla kahkaha attı.

Ferzan abisiyle arkadaş gibiydiler. Tabi onun arkadaşlarıyla da abi kardeş gibiydiler.

Abisi sırf pisliğinden onu kendi arkadaş gurubuna alıp olmadık zamanlarda sürekli rahatsız ederdi.

Bakışlarını Azad'a çevirdiğinde büyük bir nefes alıp "senin istihbaratçı veya mitten tanıdıkların varmı?" Dedi.

Azad'ın kaşlarını çatıp "onları ne yapacaksın "demesiyle Zerya yüzünü asıp "abimin sözleneceği kızı bulup yol yakınken vazgeçmesini sağlayacağım"dedi.

Azad'ın dudaklarını bir birine bastırıp sessiz kalmasıyla "tutma kendini gül"deyip yataktan kalktı ve Azad'a dönüp "abimin bu akşam sözü var. Amed'e gitmemiz gerekiyor"dedi omuzlarını indirdi.

Azad'ın kızın kim olduğunu anlaması beş dakikasını almazdı ama belliki  Ferzan şimdilik kim olduğunu öğrenmesini istemiyordu.

Azad'da yataktan kalkıp "o zaman hadi hazırlanalım "dedi.

&&&

Zerya bakışlarını yoldan alıp yanındaki adama baktı.

Ona her baktığın da aşkla dolu gözler görüyordu.

Dün gece kek yapıp sabaha doğru uyumuşlardı. Tabi sabah erken abisi sağolsun uyumalarına izin vermeyip onların yola düşmelerine sebep olmuştu

Azad karısının ona olan bakışlarını görünce öne göz kırpıp arkasına yaslandı.

Onun bu hareketi ile Zerya elini onun elinin üzerine koyup gülümsedi. Azad  ikisinin elinin olduğu şekli bozmadan elini göğsüne koydu.


Yaşadıkları her anda senin yerin burası demek istiyordu.

Arabanın Diyarbakır sokaklarına girip eskiden yaşadığı taş sokaklara girmesiyle yüzünde ki gülümseme büyüdü.

Araba durduğu gibi heyecanlı bir şekilde elini kapı kulpuna attı. Azad onun elini tutup kendisine çekti. Bakışları bir birindeydi.

Yüzünü onun pürüzsüz teninde gezdirip "Hálin güzelim bu gece kalabilirsin bir geceliğine sensiz uyuyabilirim  ama yarın gece yine benim kollarımda olacaksın"dedi ve dudaklarını onun anlı'na bastırıp geri çekildi.

Zerya gülümsedi "tamam "deyip hızlıca eğildi ve dudaklarını onun yanağına bastırıp arkasını döndüğü gibi kapıyı açıp arabadan indi.

Hızlı bir şekilde ilerleyip açık olan kapıdan içeri girdi.

Giden karısının arkasından kafasını olumsuzca sallayıp Cemil'e arabayı kendi konağına sürmesini söyleyip arkasına yaslandı.

Zerya eve girdiği gibi önce babasının kollarına koştu. Onunla hasret giderdikten sonra annesine sarıldı.

Hepsini çok özlemişti.

Roşna yengesine sarılıp küçük Zerya'yı kucağına aldı. Üç aylık bebek hareketleri ile kısa bir süre içinde gönlünü fethetmişti.

Daha sonra Ferzan'ın kiminle sözlendiğini öğrenmeye çalışsada, hepsi Ferzan bize and içirdi, yemin ettirdi sözleri ile susmuşlardı.

Akşam olduğunda Zayda Hanım kızının odasına girip Azad'ı aramasını söyleyip çıkmıştı.

Zayda Hanım kızı ve eltisinin yaptıklarından sonra Azad'ı her halükarda kabul ettiklerini tüm aşirete gösterecekti.

Azad Zerya'dan aldığı telefonun şaşkınlığını yaşıyordu.

Karısı gelmesini istiyordu. Hayır diyememişti.

Şimdi de giyinmiş kararsız duyuyordu.

Karısını evliliği yüzünden hiçbir şeyden kısıtlamak istemiyordu ama diğer Mirşah'lar nisbet yapar gibi bakın kızınızı aldım şimdi de koluma takıp ailenize giriyorum demek ona yakışmazdı.

Yüzünü sıvazlayıp konaktan çıkıp arabasına bindi.

Mecbur gidecekti.

Gerçi oradakilerin onu görmekten pek memnun kalacağını düşünmüyordu.

Araba Mirşah konağının önünde durunca büyük bir nefes alıp aşağı indi.

Diğer arabaları gördüğün de kız evine gitmek için hazırlandıklarını anladı.

Adımlarını kapıya doğru yönlendirdiğinde gördüğü kalabalık ve bağrış ile kaşlarını çatıp oraya ilerledi.

Mirhan gelmişti.

Gözleri önce karısını aradı.

Kapıya dayanmış donuk bakışlarla olanları izlediğini görünce hızlı bir şekilde ona doğru ilerledi.

Onun artık üzülüp yıpranmasını istemiyordu.

Kızların onu teselli etmelerini umursamadan onu oradan çekip kolları arasına aldı.

Zerya başını onun göğsüne yaslayıp sanki her şeyden kaçar gibi oraya sığınmıştı.

Azad onun saçlarını öpüp kükreyen Bekir Mirşah'a döndü.

Mirhan gelmişti.

Karısını ve onun kucağında ki  oğlunu alıp gelmişti.

Ama Bekir Mirşah değil onu evine almaya görmeye bile tahammül göstermediği ortadaydı.

Mirhan'ın "o benim kardeşim mutlu gününde yanında olmak hakkım"demesiyle Bekir Mirşah'ın kükrer gibi "sen diğer kardeşinin tüm mutlu günlerini elinden aldın.  O hiçbirini yaşamadı "demesiyle ona dönen bakışlar aynı anda oldu.

Azad duruşunu dikleştirip çenesini yukarı doğru kaldırdı. Yolu kollarındaki kıza çıkıyosa yaptığı hiçbir şeyden pişman değildi.

Mirhan eliyle Azad'ı gösterip "o buraya gelebiliyorsa neden ben gelemiyorum"dedi.

Bekir Mirşah kollarını arkasından birleştirip "onun kolları arasında ki kadın onun karısı ve benim kızım. Kızımı o kollara sen ittin"dedi.

Bakışlarını Azad'a çevirmedi. Sadece Mirhan'a bakıyordu.

"Bende onun iyi biri çıkıp kızıma sahip çıkmasına şükrediyorum"dedi yüzüne acı bir tebessüm yerleşti. Allah biliyor ya kızı için kaç gece uykusuz kalmıştı. Kaç defa onu koruyamanın utancıyla kaç defa beylik tabancasını kafasına dayayıp abisi onu ateşe attı senden sonra sahip çıkanı olmaz diye vazgeçmişti.

Mirhan'ın "baba" demesiyle Bekir Bey elini kaldırıp susmasını sağladı. Zira daha söyleyecekleri bitmemişti.

Boğazını temizleyip "Adem'in evladı Kabil, Habil'i katletti"

Dudaklarını ıslatıp çenesini kaldırdı. Kızı mavilerini  kendisinden almıştı.

"Yakup'un oğulları kardeşi Yusuf'u kuyuya attı"

Gözleri doluyordu onun gözünde bir evlâdı diğer kardeşini katletmişti.

"İnsan evladını ne kadar temiz yetiştirmeye çalışsada içindeki  kötülük illaki dışarı çıkıyor" dedi Mirhan pişman gözlerle ona bakıyordu ama bu Bekir Mirşah'ın görmek istediği bir şey değildi.

"Sende onlar gibisin kardeşini hiç düşünmeden feda ettin"

Mirhan gözlerini irice açtı. Bunlar duyup kabul edeceği şeyler değildi.

"Hayır baba "dedi.

Bekir Mirşah tekrar elini kaldırıp onu susturdu. Mavi hareleri titriyordu. Yaşlı kalbi zorlanıyordu.

"Benim kanımdan olan herkese vasiyetimdir. Ölürsem Mirhan ne yasıma nede cenazeme gelecek. Olurda boşluğa düşer ve gelmesine göz yumarsanız hakkım hepinize haramdır"dedi.

Mirhan'ın gözleri dehşet içinde açıldı. Elini göğsüne götürdü. Tamam babası onu kabul etmesin konuşmasındı ama bu çok fazlaydı.

Bekir Bey'e doğru bir adım atıp inler gibi "Baba ben"dedi ama Bekir Bey'in öfkeyle "sen başkası için bizden vazgeçtiğin gün baban öldü"dedi ve arkasını dönüp "kız evine ayıp olacak herkes arabalara binsin "dedi ve Azad'ın yanından geçip kendi arabasına ilerledi.

Bu hareket ile Azad gözlerini kapatıp açtı ve kollarında karısı ile arabasına doğru ilerleyip önce onu yolcu  koltuğuna oturttu, sonrada kendisi sürücü koltuğuna geçip Bekir Bey'i takip etti.

Bekir Bey kimseyi umursamadan arabasındaki müziği son ses açıp yolculuğuna devam etti. Onun adaleti herkeseydi. Kızını düşünmeden yakan ogkunu hiçbir zaman affetmeyecekti.

Arkasında onbeş tane araba vardı. Kız tarafı kendi aramızda olsun dedikleri için sadece kendileri gelmişlerdi.

Zerya gözünde ki yaşı silip elini radyoya uzattı ve Rojda'nın le buke şarkısını açıp elleri ile tempo tuttu.

Abisinin en mutlu gününün mutsuz geçmesine izin vermeyecekti.

Azad karısının bu hareketiyle kaşlarını çattı. Çok erken duygu geçişi yaşıyordu.

Bekir Mirşah'ın arabasını durdurmasıyla Azad'da arabasını park edip  karısına döndü ama Zerya  beklemeden kapıyı açıp inmişti.

Azad yüzü asık bir şekil de arabadan inip hızlı bir şekilde karısına doğru ilerledi ve onu kolundan tutup durdu.

Zerya'nın şaşkın bakışlarını görsede onun yüzünü iki elinin arasına alıp "Hálin bu şekilde davranmandan nefret ediyorum. Duygu geçişlerin normal değil finallerin bittiği gibi psikoloğa gideceğiz"dedi ve kolunu tutup yan yana duran Mirşah'lara doğru ilerledi.

Gözleri Dicle ile kesişince kaşlarını çattı.

Zerya büyük bir nefes alıp gülümser bir şekilde "Azad kolumu bırak annemlere yardım etmem gerekiyor"dedi.

Azad'ın sert bakışlarla ona dönmesiyle "ben iyiyim bugün abimin en mutlu günü ve ben kimsenin keyfimi bozmasına izin vermeyeceğim"dedi.

Azad'ın kolunu bırakması ile gülümseyerek annesinin yanına ilerledi ve eline tutuşturulan eşyalarla içeri girdi.

Kısa bir süre sonra tekrar dışarı çıkıp sinirli bir şekilde Ferzan'a doğru ilerleyip "sen benim öğretmenimle sözleniyorsun"dedi.

Ferzan keyifli bir şekilde sırıtıp "evet"dedi.

Zerya kollarını göğsünün altında bağlayıp tek ayağıyla ritim tutarak "nasıl ve ne zamandan"dedi.

Ferzan üstünde ki takıp elbisenin yakasını düzeltip "hergün okula senin gül yüzünü görmek için gelmiyordum" dedi.

Zerya öfkeyle ona bakıp "şimdi susuyorum ama bunu sonra konuşağız"dedi ve Azad'a dönüp "bunların hepsi hain "parmağıyla yan yana durmuş gurubu gösterip "hepsinden nefret ediyorum"dedi ve tekrar içeri girdi.

Ferzan gülerek Azad'ın omzuna vurup "o bana kıyamaz, sınırı erken geçer "dedi ve eliyle içeriyi göstererek"hadi içeri geçelim"dedi.

Azad anladığını belirtir bir şekilde kafasını sallayıp onu takip etti. Girişte Zayda Hanım'ın Ferzan'ın eline çiçeği vermesini oğlunun yakalarını düzeltmesini hayranlıkla izledi.

O normal bir evlilik yapsaydı bile bu anları yaşamayacaktı.

İçeri girdikleri gibi Zerya elinde gül suyu ile gelinin yanında durup onları karşıladı.

Ferzan'a bakıp yüzünü asıp "bu saatten sonra ben kız tarafıyım "dedi ve yüzünü çevirdi.

Karısının bu haliyle keyfî biraz yerine gelsede onun için endişelenmekten geri kalmıyordu.

Herkesin içeriye davet edip ağırlanması kız isteme merasimi derken sıra kahvelere gelmişti.

Zerya onunla aynı ortamda bulunan Dicle'yi yok sayıp ailenin yeni üyesi kendisinin de eski öğretmeni olan genç kıza doğru ilerleyip "Dila hocam öğrencinizin velisine  tuzlu kahve hazırlamanız gerekiyor"dedi.

Dila gülümseyip "Zerya sen şimdiden bana görümcelik yapacak gibisin"dedi ve önüne döndü.

Zerya oflayıp "neyse bugününüz zehir olmasın diye ikinize hesap sormayacağım ama bunun hesabını ikinizde bana vereceksiniz"dedi.

Onun yaptığı kahveye bakıp "içeride ki kumaların abimin o tuzlu kahveyi içmesine izin vermezler"dedi.

Dila ona dönüp "ne yapacağız"diyince şeytani bir şekilde gülümseyip "ben ne yapacağımızı biliyorum"dedi.

Dila'in yanına geçip ona yardımcı olmaya başladı.

Dicle eline bir tepsiyi, Dila sadece Ferzan için hazırladığı damat kahvesini Zerya'da abisinin arkadaşları için hazırladığı tepsiyi eline aldı.

Kahveleri keyifli bir şekilde dağıtıp son kahveyi de Azad'ın önüne koydu Dila'nın yanına geçip erkekleri gösterek "dikkatlice onları izle "dedi.

Dila bakışlarını yan yana oturan arkadaşlara çevirince şaşkınlıkla kaşlarını çattı.

Arkadaşları Ferzan için hazırlanan fincanı anında değiştirmişlerdi.

Zerya Dila'nın kulağına eğilip "kumalarının yüz ifadesine dikkat et "dedi ve güldü.

Altı erkek altısıda aynı anda yüzünü somurtup Dila'ya dönmüştü.

Zerya abisi ve diğerlerine bakıp eliyle oh yapıp Azad'a döndü.

Azad karısının ne yaptığını izleyerek kahve fincanını dudaklarına götürdü. Yüzünü asmadı bakışlarını karısına çevirip gülümsedi ve tek seferde kahvesini içti.

Onun bu hareketiyle Zerya'nın dudakları istemsiz bir şekilde kıvrıldı.

Ferzan ve arkadaşlarına tuzlu kahve hazırlanmıştı. Can dostlarıydılar. Hepsi aynı anda tuzlu kahve içmişti.

Azad dahil.

Azad içinde tuzlu kahve yapmıştı.

İsteme merasiminden sonra yüzükler takılmış herkes evine dönmüştü.

Zerya eve döndüğünde adımlarını annesinin odasına doğru yönlendirdi. Bu gece anneanneside buradaydı.

Babasının bu gece üst katta uyuyacağının bilincindeydi.

Annesinin kapısını çalıp içeri girdi. Eslem hanıma sarılıp "Piro senden bir şey isteyeceğim "dedi ve gülümseyerek parmaklarını onun deg'li ellerinde gezdirip istediğini söyledi.

Eslem Hanım onun istediğiyle bakışlarını Zayda'ya çevirdi.

Zayda Hanım'dan olumlu cevap alınca gidin malzemeleri getirin dedi.

Bu gece bu konaktan biri bir kalpten çıkıp gidecekti. Diğeri ise hükümdarlığını ilan eder gibi oraya gelip yerleşecekti.

Zerya önce üst kata çıkıp Roşna yengesinin kapısını çaldı. Ondan anne sütü alıp geri döndü.

Zayda Hanım'da gidip is getirmişti.

Deg kız doğurmuş  annenin sütü ve isle yapılırdı. Eslem Hanım eski kadındı. Kendi vücuduna kendisi deg yapmışlığı vardı.

Eslem Hanım torunun gözlerine bakarak" canın çok acıyacak "dedi.

Zerya omuzlarını hareket ettirip "daha çok acıdığı zamanlarda oldu"dedi.

Zerya sol elini uzatıp "Piro torununa acıma canını çok yakan oldu"dedi. Normalde Eslem hanıma anneanne derdi. Sadece belirli zamanlarda Piro derdi.

Zayda Hanım yatağa oturup  onu göğsüne çekti.

Deg yapılmasını istediği elini tutup annesine uzattı.

İğnenin ilk tenine batırılmasıyla Zayda Hanım Loriii deyip kızı için dengbej söylemeye başladı.

Kara bahtlı Zerya'm deyip loriiii diye devam etti.

Annesinin kendisi için yaktığı dengbej eşliğinde parmağına deg yapılıyordu.

"Anan ölsün Zeria" deyince Zerya bakışlarını annesine çevirdi.

Ruhu zaten acı içinde feryad figandı. Daha fazlasına ne gerek vardı.

Zayda Hanım ise kızının tüm acılarını içine atmasını istemiyordu.

Annesinin kendisi için yaktığı ağıtla Zerya hıçkırdı. Deg için iğne parmaklarına batıyordu ama onun ruhundaki acı daha çok canını acıtıyordu.

Bugün Mirhan abisini gördüğü gibi içinde fırtına kopmuştu.

Üstüne ablası Dicle,

Birde amcası ile yaptığı konuşma vardı. Yeter artık ben bu kadar güçlü değilim diye bağırmasına az kalmıştı.

Amcasının isteğini yapacaktı.

Buna en büyük kanıt parmağına yaptığı deg'di.

Gece yarısına kadar bu işlem devam etti.

Zerya parmağını sarıp annesinin odasından çıktı.

En çok Azad'ın tepkisini merak ediyordu.

&&&&

Sözün üzerinden iki gün geçmişti.

Zerya bitkin bir şekilde Mardin'e dönmüştü.

Azad parmağına ne olduğu dediğinde kesildi demişti.

Bakışlarını yatakta uyuyan karısına çevirip dudaklarını onun boynuna bastırıp onun cenneti olan kokusunu çiğnerlerine doldurdu.

Bir anda hatırlağı detayla arkasını dönüp telefonuna baktı.

Bugün onun için önemli bir gündü. Askerlik arkadaşının ogluna kirve olacaktı. Her şeyi ayarlamıştı ama karısına söylemeyi unutmuştu. Ellerini onun saçlarına götürüp "Hálin güzelim kalk bugün bizim için yoğun bir gün"dedi.

Zerya yarı uykulu bir şekilde gözlerini açıp "Azad bugünün özelliği ne , ben yorgunum ve uyumak istiyorum "dedi ve gözlerini kapattı.

Karısının bu haline alışmıştı. Yataktan kalktığı gibi onuda kolları arasına alıp banyoya ilerledi.

Zerya yarı uykulu olsada gözlerini açtı ama isyan etmedi. Biliyordu Azad istediğini yapacaktı.

Onu lavabonun üstüne koyup "güzelim sana söylemeyi unuttum. Ben kirve olacağım ve bizim bugün sünnet düğününe katılmamız lazım"dedi

Zerya anladığını belirtir bir şekilde kafasını sallayıp "tamam olur hazırlanırız"dedi.

Azad dudaklarını karısının boynuna bastırıp geri çekildi. Bakışları ile karısının parmağını gösterip "istersen önce parmağına pansuman yapalım"dedi.

Azad arkadaşı için üstüne düşen görevi yapacaktı.

İkisi beraber kahvaltılarını yapıp öğlene doğru giyindiler.

Konakta ki herkes gelecekti ama onların önden erken gitmeleri lazımdı.

İkisi el ele tutuşup konaktan çıktılar.

Arabalarına binip sünnet düğünün yapılacağı yere gittiler.

Karşılanmaları Mevlüdü yemeği derken akşam üzeri olmuştu.

Kirve olduğu için bütün masrafı Azad karşılıyordu.

Pervin Hanım ve konak halkının gelmesi ile düğün alayı başlamıştı.

Zerya gülümseyerek kocasına baktı.

Azad onun ilk gözlerine aşık olmuştu. Büyük bir nefes alıp "biliyor musun benim bir  suçum yok sen baktın ben aşık oldum"dedi ve göz kırptı.

Zerya sarılı parmağına bakıp gülümsedi.

Yaptığı şeyi beğenmesini umuyordu.

Pervin Hanım'ın onlara bakıp haset için de yanındakilere "berdel evliliği evcilik oynuyorlar "demesiyle ayağa kalkıp halaya doğru ilerledi.

Giydiği kırmızı elbiseyle göz dolduruyordu.

Yürüyüşü aseleti herkesi imrendiyordu. Halaya girmesi ile Azad'ın gelip koluna girmesi aynı anda oldu.

Zerya ve Azad  çevresindekileri çatlatmak istercesine oynuyorlardı.

Azad'la beraber uyumu herkesi kendisine hayran bıraktırıyordu.

Omuzlarını hareket ettirip Azad'a gülümsedi.

Bir insan bir gülüşü hapsetmek ister miydi?

Azad ömrünü o gülüşe hapsetmek istiyordu.

Bakışlarını etrafında dolaştırdığında gördükleri ile gözleri dehşet içinde irice açıldı.

Zerya kaşlarını çatıp anlamsız bakışlarla ona bakınca Azad onu çekip arkasına aldı ve tek bir silah sesi ve acı bir çığlık sesi yankılandı...

Simsiyah çarşaflı biri kalabalığın içinden yarılıp kaçtı.

Zerya kollarına yığılan bedenle neye uğradığını şaşırdı. Azad'ın giydiği beyaz gömlek çoktan kırmızıya boyanmıştı.

Zerya boynundaki şalı hızlıca çekip onun yarasına bastırıp Azad'ın gözlerine baktı, Azad ise o halde bile onu düşünüyordu. Zerya'nın elini tutup titreyen sesiyle "bakma kan tutar seni"dedi.

Zerya'nın gözünden bir damla yaş aktı gözünde ki yaşlar kollarında ki bedenin yüzüne damlıyordu.

Azad elini onun yüzüne götürüp son takatiyle saçlarını kenara verdi. Burukça gülümseyip titreyen sesiyle  "Hálin senin kocaman bir ailen var. Arkandan ağlayan çok olur. Benim gözyaşı döküp yas tutacak kimsem yok, sende ağlama"dedi ve gözlerini kapadı.

Zerya onu sarsarak "kalk" dedi.

Ama Azad kalkmadı. Tekrar onu sarsıp "kalk ben çok ağlarım"dedi ama Azad ağlama diyemedi. Karısının göz yaşlarına kıyamayan adam ilk defa göz yaşlarını silemedi.

Zerya o an Azad'ın anlattığı hikayeyi hatırladı.

Üç günlük ömrü olan kelebek papatyaya aşık olmuştu, kelebek son nefesinde papatya aşkını itiraf etmişti. Azad ben üç günlük ömrü olan  kelebek olmayacağım deyip ona seni seviyorum demişti. Zerya papatya kadar olup o an bende diyememişti.

Zerya tüm gücüyle kucağında ki bedeni sarsıp "kalk bana söz verdin. papatya gibi solmana izin vermeyeceğini söyledin"diye isyan eder bir şekil de çığlık attı.

Bazı cümleler geç kalınmıştı.

Zerya gibi...

Sis onu çekmeye çalışırken "seni seviyorum"diye bağırdı ama kelebek gibi Azad'a duymadı.

Seni seviyorum çok anlam belirtsede  geç kalınmış bir cümleydi.

Bölüm sınırı 2500 vote

7000  yorum

Keyifli okumalar

Continue Reading

You'll Also Like

11.7M 573K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
123K 11.2K 21
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedicated to the person I had to leave. |08.02.24|
68.6K 14.4K 14
oğlum sadece en sevdiği oyuncakları kırıyor. ben onun yok ettiği kumdan kalelerin kralıyım omegaverse, etl texting
149K 15.5K 30
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.