MAHKUM

By yamurylmz25

1.7M 96.6K 43.9K

Azılı bir suçlu. Masum bir doktor. Ve bu onların aşka düşüş hikâyesi. (01.08.2019) More

1. Bölüm: "Yeni Mahkûm"
2. Bölüm: "Ceza"
3. Bölüm: "Hücre"
4. Bölüm: "Tehdit"
5. Bölüm: "Anlaşma"
6. Bölüm: "Kalp"
7. Bölüm: "Telefon"
8. Bölüm: "Basketbol"
9. Bölüm: "Para"
10. Bölüm: "Plan"
11. Bölüm: "Fotoğraf"
12. Bölüm: "Eren"
13. Bölüm: "Yemekhane"
14. Bölüm: "Kedi"
15. Bölüm: "Aşık"
16. Bölüm: "Hırsız"
17. Bölüm: "Suçlu"
18. Bölüm: "İtiraf"
19. Bölüm: "Öpüşme"
20. Bölüm Part 1: "İsyan"
20. Bölüm Part 2: "İsyan"
21. Bölüm: "Acı"
22. Bölüm: "Sevgilim"
23. Bölüm: "Zaman"
24. Bölüm: "Katil"
25. Bölüm: "İntikam"
26. Bölüm: "Kimlik"
27. Bölüm: "Plan"
29. Bölüm: "Balo"
30. Bölüm; "Final"

28. Bölüm: "Kadeh"

22.3K 1K 241
By yamurylmz25

Tom Odell; Another Love

🕯

Konuşmamızın ertesi sabahı Muhammed, Elif ve Batu Ankara'ya gitmişlerdi. Ben ve Talha ise yarın akşam yola çıkacaktık.

Plan hazırdı ve geriye kalan tek şey planı uygulamaya dökmekti. Yaşanacak şeyleri düşünmemeye çalışıyordum. Çünkü düşünmek beni çıkmaz bir sokağa sokuyordu. Bu yüzden son günümüzü geçireceğimiz bu hotel evinde sanki sözleşmişiz gibi Talha ile olacak olanlardan hiç konuşmuyorduk. Ama biliyordum ki o da en az benim kadar gergindi.

Talha Ankara'ya gitmemiz için bir araç ayarlamak için merkeze gitmişti ve ben hotel evinde tektim. Önce ılık bir duş almış ardından üzerimde ki bornoz ile yatak odasına geçerek saçlarımı kurutmuş kabarması geçsin diyede fön çekmiştim. Hotel evin içerisi sıcak olduğu için üzerime siyah bir tayt ve örme yeşil bir kazak geçirmiştim. Yatak odasında işlerimi hallettikten sonra mutfağa geçtim ve akşam beraber yememiz için yemek hazırladım. Saat akşam yedi gibi olduğunda hotel evinin kapısı çaldı. Bitirdiğim salatayı mutfakta ki masanın üzerine koyarak kapıyı açmaya gittim. Talha'nın, "Yavrum benim." Diye sesini duyduğumda ise beklemeden kapıyı açtım.

Talha'nın mavi gözlerine bakarken, "Hoşgeldin." Diye mırıldandım sakince.

Gülümsedi. "Hoşbuldum yavrum." Beni kollarına doğru çekip sarıldığında hiç düşünmeden karşılık verdim. Geri çekildiğimde montunu çıkararak içeriye geçti ve bende ardından kapıyı kapadım.

"Bu güzel kokularda ne böyle?" Koridordan içeriye doğru yürürken hemen arkasından onu takip ediyordum.

"Bizim için yemek yaptım."

Talha çıkardığı montunu portmantoya astıktan sonra, "Elimi yüzümü yıkayıp hemen geliyorum." Diye mırıldandı.

Talha lavaboya geçerken bende mutfağa geçerek masayı hazırladım. Beraber yemek yemeye başladığımızda huzurun etrafımızı sardığını hissettim. Talha yemek boyunca bana eskiden yaşadıkları komik olayları anlatmıştı. Mutlu olup gülmem için anlattığını biliyordum ve istediğinide yapmıştı gülmekten yanaklarım ağrıyordu. Yemek yememiz bitmiş olsa da masadan kalkmamıştık.

En son anlattığı hikayeden sonra ben gülmeye devam ederken o sessizlik içinde beni izliyordu. Bunu fark ettiğimde dudaklarımda gülümsemeyi silmeden ona baktım. Bakışları dudaklarımda asılı kalan gülümsemedeydi. "Ne oldu? Neden öyle bakıyorsun?"

"Bu güzel gülüşüne bakıyorum..." Gözlerini yavaşça gözlerime çıkardı ardından kırmızı şarabın olduğu kadehini bana doğru kaldırdı. "Bakıyorum ve güzel gülüşüne kadeh kaldırıyorum."

İçimin eridiğini hissettim. Alt dudağımı ısırdığımda Talha'nın gözleri dudaklarıma düştü. Gözlerini gözlerimden çekmeden kadehini tek dikişte bitirdi. Ardından ayağa kalktı ve cebinden telefonunu çıkardı. "Bak ne fark ettim biz hiç dans etmedik." Telefonundan hafif melodili bir şarkı açtı ve telefonu masanın üzerine bırakıp bana doğru yöneldi. Elini bana doğru uzattı. "Bu dansı bana lüft eder misin yavrum?"

Gülümseyerek başımı aşağı yukarı doğru salladım ve elini tuttum.

Kolumu Talha'nın geniş omzuna doladım ve o da bir elini sıkıca belime dolayıp bedenimi kendine doğru çekti. Boşta kalan ellerimiz birbirini bulurken, vücutlarımız arasında herhangi bir boşluk yoktu. Kalplerimiz birbirinin boşluğunu dolduruyordu. Gözlerimizi bir an olsun birbirinden ayırmadan dans etmeye başladık. Loş ortamda Talha'nın mavi gözleri adeta parlıyordu ve bu benim büyülenmiş bir şekilde ona bakmama neden oluyordu.

Talha'nın boyu fazlasıyla uzun olduğu için parmak uçlarımda ona eşlik ediyordum.

Önce bir kaç adım attık daha sonra Talha beni kendinden uzaklaştırıp kolunun altında döndürdü. Kısa saçlarım dönmem sebebiyle savrulup yüzüme doğru düştü. Talha beni kolunun altında döndürdükten sonra hafifçe belimi tuttu ve eğilmemi sağladı. Ona sıkıca tutunurken belimi kırdım ve eğildim. Bir kaç saniye o şekilde durduktan sonra, Talha beni aniden doğrultu ve bedenim bedenine çarparak onun vücudunun şeklini aldı.

İki kolumla sıkıca boynuna tutunduğumda o da bir eliyle sıkıca belimi tutuyordu. Boşta olan eli yüzüme doğru çıktı. Yüzüme düşen kısa saçlarımı geriye doğru çektikten sonra gözleri yüzümün her bir noktasında gezindi. "Çok güzelsin." Diye mırıldandı. Sesi kısıktı.

Sessiz kaldım ama yüzlerimiz arasında bulunan mesafeyi kapatarak dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Yavaşça öpüşmeye beşladığımızda gözlerimi kapadım ve kendimi onun kollarına bıraktım. Kalbim hissettiğim heyecandan ve mutluluktan dolayı hızlı bir şekilde göğüs kafesime çarpıyordu.

Yavaş başlayan öpüşmemiz gittikçe harlanan bir ateş gibi hızlandı. Talha'nın belimde olan eli örgü kazağımım içine girdi ve soğuk eli sıcak tenime dokunup beni ürpertti. Nefes nefese dudaklarından koptuğumda Talha'nın dudakları çeneme oradan da boynumun kuytularına doğru indi.

Başımı geriye doğru atıp boynumda gezinen dudaklarına alan açarken kısık bir sesle, "Talha," diye inledim. Gözlerim tavanda, dudaklarım aralık bir şekilde bana hissettirdiği güzel hisleri yaşıyordum.

Talha kendini bana bastırarak, "Yavrum." Diye karşılık verdi. Sesi boğuk ve istekliydi. Başını yavaşça boynumdan kaldırdı ve koyu lacivert rengine bürünen gözlerini gözlerime dikti. Alnını alnıma bastırırken sıcak nefesi dudaklarıma çarpıyordu. "Seni istiyorum." Sertçe yutkundu ve tepkime baktı. İsteğini açıkca görebiliyordum ve en az onun kadar onu istiyordum.

Başımı salladım ve utançtan kızaran yanaklarıma inat, "Bende, bende seni istiyorum." Dedim hızlıca.

Dudaklarında serseri bir gülümseme belirdi. Beklemediğim bir anda beni belimden havaya kaldırdı ve bacaklarımı beline dolamama yardımcı oldu. Bacaklarımı sıkıca beline doladım, o da beni sıkıca belimden kavradı.

Talha beni kucağında odaya taşırken ikimizde tamamen tutkunun esiri olmuştuk...

Ertesi sabaha gözlerimi açtığımda onun sıcak kolları tarafından sıkıca sarılmıştım. İkimizde çıplaktık ve vücutlarımız da dün geceye dair izler vardı. Arkamdan belime sıkıca sarılan kolların üzerine elimi koydum. Yavaşça ona doğru dönerken çıplak tenlerimiz birbirine sürtündü. Çıplak göğüslerim onun dövmeli ve kaslı göğüslerine dokunurken oldukça tuhaf hissettim. Talha'nın gözleri kapalıydı ve yüzünde huzurlu bir ifade ile uyuyordu. Bir elim yüzüne doğru çıktı ve sol gözünün altında ki gözyaşı dövmesi üzerinde okşarcasına gezindi.

Uzunca bir süre sessizlik içinde uyuyan Talha'yı izledim. Onu izlemek huzur vericiydi. Gece yaşananlar zihnime düştüğünde hem utançla hemde heyecanla alt dudağımı ısırdım. Talha sabaha kadar beni o kadar güzel sevmişti ki onun kolları arasında sevgiden erimiştim...

Talha'nın kirpikleri uyanacağını işaret edercesine titremeye başladı kirpiklerini arladığında ise nefesimi tutup gözlerimi kapadım uyuyor numarası yaparak. Talha'nın tepksini nefesimi tutarak bekledim. Bir kaç dakika sessizlik oluştu ve sessizlik içinde yoğun bakışlarını yüzümde hissediyordum. Sonrasında bir eli yüzüme doğru kaydı ve yanağımı avuçlayarak baş parmağı ile tenimi okşadı.

"Hiçte uyuyor numarası yapamıyorsun. Kirpiklerin titriyor." Kısık sesli güldü. Homurdanarak gözlerimi açtım ve gözlerine baktım. Mavi bakışkarı diğer günlere nazaran daha canlı bakıyordu. "Günaydın yavrum." Yüzüme doğru eğildi ve dudaklarıma kısık ama sert bir öpüçük bıraktı.

"Günaydın." Gözlerine bakmaya çekindiğim için bakışlarımı ondan kaçırdım. Bedenime sarılı olan kollarıyla beni kendine doğru iyice çekti.

"Nasılsın, nasıl hissediyorsun?"

"İyi hissediyorum." Nedenini bilmediğim bir utangaçlık beni ele geçirirken Talha inatla suratıma bakıyordu ama ben ona bakamıyordum.

"Ağrın var mı-"

"Yok!"

Talha tepkime güldü. "Tamam."

Dudaklarını alnıma bastırdı, ardından kaydırarak gözlerimi tek tek öptü. Geri çekilip bana baktığında kşrpiklerimin arasından çekinerek ona baktım. "Utanıyor musun benden?"

"Hayır!"

Talha tekrar güldü. "Tamam."

Kısa bir sessizlik yaşandı ve ben o sessizliği oflayıp başımı Talha'nın boynuna gömerek böldüm. "Utanıyorum işte."

Talha omuzlarımdan ve belimden beni sıkıca sararak mümkünmüş gibi kendine iyice bastırdı. "Her halini ayrı seviyorum. Ama utandığın zaman o kadar tatlı oluyorsun ki o halini bir ayrı seviyorum." Sessiz kaldım.

"Çok hoş." Talha'nın arsız ses tonunu duyduğum zaman, "Ne hoş?" Diye mırıldandım.

Başımı kaldırıp yüzüne baktığımda yüzünde ki müzip ifadeyi gördüm. "Uçları sivrilen çıplak göğüslerin göğsüme yapışmış durumda ve ben sabah ereksiyonu-"

"Ya Talha!" Aniden hissettiğim yoğun utançla bağırıp Talha'nın kolları arasından çıktım. Sırtımı ona dönerek yatağın uç kısmına doğru gittim. Benim tepkim üzerine kahkaha atarken, "Bir daha böyle konuşma!" Diye bağırdım.

Talha gülmeye devam ederken arkamdan bana doğru yanaştı ve sıkıca belime sarılıp çıplak omzuma dudaklarını bastırdı. "Konuşmamdanutanıyorsun? Biz dün gece seviştik ve çok güzeldi." Başımı yastığa gömdüm ve utançla inledim. Talha dudaklarını tenimde gezdirirken, "Senin için nasıldı?" Diye sordu. Sesi boğuk ve arzuluydu.

"Güzel." Sesim utandığım içim kısık olsa da Talha beni duymuştu. Beni yavaşça sırt üstü çevirdiğinde ona karşı koymadım. Direseğinin üzerinde yükselerek eliyle yüzüme düşen kısa saçlarımı çekti.

"Sevişmek ister misin?" Laciverte dönen mavi gözlerini gözlerimin içine dikerek açıkça konuşması beni ne kadar utandırsada kanımı kaynatıyor, hoşuma gidiyordu.

Gözlerimi gözlerinden kaçırdım ama istekle başımı aşağı yukarı sallayarak ona cevap verdim. Talha sabahtan beridir dudaklarından silinmeyen gülümseme ile dudaklarıma doğru eğildi ve tutkulu anlarımızım ilk öpüçüğünü dudaklarıma bıraktı.

🕯️

Umarım saçmalamıyorumdur

Continue Reading

You'll Also Like

888K 29.2K 55
Umursamaz çocuk, masum kız hikayesidir. Kurguyu tamamiyle bilmeden ön yargılı davranma. Her hikâye bir şansı hak eder, sen de bu hikayeye bir şans ve...
4.4K 203 8
Kim demiş bey oğulları sevdalanamaz diye. Bizim uzun bir yolumuz var.
286K 16.4K 152
Tolga hırkasını giyerken Aybüke gülümseyerek bakıyordu ona. Tolga da gülerek gelip banka, yanına oturdu. "Üşüdüm ben ya. Bu akşam biraz serin mi?" A...
8.8K 890 48
İki paralel evreni birbirine bağlayan tek varlık benim. Varoluşumun sebep olduğu kıyamet, yıllar sonra müsebbibini buldu. Sevdiğim adamın da içinde b...