PassionApp | taekook

By meinovr

464K 40.5K 20.3K

Aldatılan Jungkook telefonuna ücretli sexting uygulaması indirir ama istediği şey sexting değildir. Text-Düzy... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
-40Final-

17

10.2K 920 574
By meinovr

Keyifli okumalar bebeklerim...

Yorumlarınız beni çok mutlu eder...

Duyduğum bildirim PassionApp uygulamasının özel bildirimiydi...

Boğazıma kaçan lapayla birlikte öksürmeye başladım. Resmen boğuluyordum. Jungkook'un gözleri yüzümü bulduğunda - artık nasıl bir hale geldiysem- gözleri büyüdü ve elindeki telefonu masaya bırakıp yanımızda duran suyu bardağa koyup bana uzattı.

Elinden suyu alırken öksürmeye devam ediyordum.

"Tae iyi misin?"

Yaşaran gözlerimle onayladım onu ama hala zar zor nefes alıyordum. İyi olduğuma kanaat getirdikten sonra gözlerini devirdi.

"Gerçekten çocuk gibisin."

Dediğine aldırmayıp ayağa kalktım.

"Ben bir lavaboya gideyim sonra da kalkarız."

Dediğime itiraz etmeden başını salladı. Anlaşılan daha fazla uğraşmak istemiyordu benimle. Şu an bu duruma üzülebilirdim ama daha önemli sorunlarım vardı.

Önce cebimdeki telefonu susturmam lazımdı.

Hızla lavabonun olduğu tarafa yürüdüm ve içeri girdim.

Telefonumu elime aldıktan gelen bildirime baktım.

PassionApp

Jbunny kullanıcısından bir yeni mesaj...

V
Müsait misin?

Öküz...

Eğitim dışında benim suratıma bile bakmıyordu ama uygulamaya gelince 'V misiit misin' evet şu an tam olarak onu kendimden kıskanıyordum.

Eğer ona 20 dakika içerisinde cevap vermezsem otomatik olarak anonime düşecekti yani benim yerime farklı bir çalışan cevap verecekti ona ama bunu istemiyordum.

Fakat çoktan beş dakika geçmişti bile... Cevap verebilirdim sonra da hızla yanına gider bir şekilde engel olurdum telefonuna bakmasına zaten ayrıldığımızda da konuşmaya devam ederdim.

PassionApp Uygulaması

Pleasure:
Müsaitim tabii ki
Bir kaç gündür yazmıyorsun
Uygulamayı sildin sandım
Ya da yeni bir arkadaş bulup beni bıraktın sandım
|Anında görüldü mü
|Jungkook bir dur

Jbunny:
Evet yazamadım bir türlü
İşim vardı
Dayak yemekle meşguldüm|
Merak etme
Tek arkadaşım sensin hala
Başka kimsem yok

Pleasure:
|Ben neyim ulan burda
Eeee
Neler yaptın bu iki günde

Jbunny:
V
Sen benim arkadaşımsın
Sana her şeyi anlatabilirim değil mi

Pleasure:
Ne istersen kook
Arkadaşınım senin

Jbunny:
Yoruldum v
Her şeyden herkesten
Çok yoruldum
Hiç derdim yokmuş gibi şimdi başıma birisi çıktı ve onunla ilgilenmek zorundayım

Pleasure:
Nasıl ilgilenmek?

Jbunny:
İş için
Spor hocası olmak zorunda kaldım
Fakat istediğim bir şey değildi
Biraz emrivaki oldu

Pleasure:
|Onu biliyoruz zaten
Fena mı belki arkadaş olursunuz:)

Jbunny:
Benim arkadaşım var zaten
O da sensin
V?

Pleasure:
Efendim kook

Jbunny:
Eğer birine eğitim vermek|
Tercihim olsaydı|
Senin olmanı isterdim|
Seni hiç görmesem bile|
Şimdi çıkmam lazım
Yine yazarım

Pleasure:
Her zaman burdayım kook

Tıklanan kapı ile yerimden sıçradım. Beni merak ettiği için mi gelmişti?

"Tae iyi misin?"

Zaten tek kişilik olan tuvaletten hızlıca çıktım. Kapının önünde dikilmiş, baştan aşağı beni süzmüştü.

"İyiyim gidebiliriz."

Başını sallayıp tekrar arkasını döndü ve ben de peşinden ilerledim. Sokağa çıktığımızda hava iyiden iyiye soğumuştu. Zaten bir kaç gün sonra aralık ayına girecektik.

Üzerimde duran ince cekete sarındım iyice, arabayla gelmediğim için taksiye binerdim muhtemelen.

"Bekle beni burada hemen geliyorum."

Çenem soğuktan hafif hafif titrerken başımla onayladım onu. Kollarımla bedenimi sardım. Her nereye gittiyse umarım çabuk gelirdi çünkü donuyordum.

Caddenin tam karşısına baktığımda spor salonuna gözlerimi diktim. Tam karşısında duran restorana getirmişti Jungkook beni. Resmen salondan çıkar çıkmaz ölü bedenimin nefes aldığını hissetmiştim.

Tanrım ben buraya ait değildim...

Fakat artık istesemde yapabileceğin bir şey yoktu...

Yerimde hem soğuktan hem de yorgunluktan sızlanmaya başladım.

Nerede kalmıştı.

Saat zaten çok geç olduğundan cadde de iyice boşalmıştı tek tük araba geçiyordu.

Sonra yoğun motor sesi kulaklarımı doldurdu ve tam dibimde siyah 1969 model Chevrolet Camaro durdu.

Hassiktir! İçindeki...

Gerçek olamazdı bu değil mi? Bu araba Jungkook'un muydu?

"Hadi atla!"

Sesiyle transtan çıkmış gibi ona baktım fakat yeniden gözlerim arabayı buldu.

"Çok güzel..."

Ağzımdan fısıltıyla çıkan cümleleri nasıl duydu bilmiyorum ama dudakları hafifçe iki yana kırıldı.

"Hadi bin artık. Sabaha kadar seni bekleyemem."

Şaşkın şaşkın başımı salladım ve yavaşça arabaya bindim. O ise çoktan arabayı çalıştırmıştı.

"Tanrım! Bebek gibi..."

"Öyledir... Benim bebeğim."

"Sanki fabrikadan yeni çıkmış gibi. Hasiktir nasıl bu kadar güzel olabilir."

Çocuk gibi kıkırdamıştım ama engel olamıyordum kendime. Klasik arabalara aşıktım ben ve Jungkook karşıma en sevdiklerimden birisiyle çıkmıştı.

"Seviyor musun klasik arabaları?"

"Dalga mı geçiyorsun? Ölüyorum!"

Bu söylediğimle o da kıkırdamıştı.

"Bir kez sürebilir miyim Jungk... Yani hyung."

"Olmaz!"

Dediği şeyle gözlerimi kıstım ve ona baktım.

"Korkma yemem arabanı!"

"Yine de olmaz!"

Pislik! Direkt reddetmişti...

"Ona benden başkası dokunamaz."

"Irzına geçmeyeceğiz amına koyayım bir kere sürebilir miyim dedim!"

Söylediğim şeyle gözleri büyümüştü. Evet küfür etmiştim çünkü sinirlerimi bozmuştu. Piç tavşan!

"Ben de süremezsin dedim!"

Bu sefer bir şey demedim kollarımı bağladım ve kendi tarafımda bulunan cama doğru döndüm.

"Zihnini okuyamıyorum."

"Ne?"

"Adresini söylemeye niyetin yok sanırım ve ben zihnini okuyamıyorum."

Aslında hatırlar diye düşünmüştüm çünkü evim çok yakında buraya ve o bir kez benim evime gelmişti. Tamam gelirken baygında ama giderken ayıktı ve hava aydınlıktı geçerken biraz dikkat etse çok rahatlıkla hatırlayabilirdi.

Yine de bir şey söylemedim ve tarif ettim.

Yürüyerek 20 dakika da geldiğim yolu arabayla 10 dakika da gelmiştik. Kemerimi çıkardım ve ona dönmeden konuştum.

"Teşekkür ederim."

"Sabah sekiz unutma!"

Başımı salladım... Her zaman yaptığım gibi. Tam arabadan ineceğim sırada sesi kulaklarımı doldurdu.

"Bu arada Vantae eğer bir daha bana küfür edersen. Komalık olana kadar mekik çekersin anladın mı beni?"

"Anladım."

Piç tavşan ne olacak...

***
Uyanmıştım...

Bedenen evet ama ruhen hala gözlerim kapalıydı. En son ne zaman erken kalktığımı bile hatırlamazken şimdi bu sikik işlerim yüzünden sabahın sekizinde spor salonunun ortasında dikiliyordum.

Ve bilin bakalım hala kim gelmemişti...

Beni sabahın köründe buraya dikiyordu ama kendisi ortada yoktu!

Dünden beri beni sinir ediyordu. Kızıyordum, sinirleniyordum sonra aklıma o tavşan şirin suratı geliyordu ve puf... Bütün sinirim stresim gidiyordu.

Hayır o şirin suratının aksine nasıl bu kadar huysuz olabiliyordu anlamıyordum. Aslında uygulamada da iyi anlaşıyorduk. Garezi banaydı...

Salon yavaş yavaş dolarken Jungkook hala ortalarda yoktu. Onsuz ne yapacağımı bilmiyordum. Zaten her yerim hamladığım için ağrıyordu.

Cama yaslanmış öylece bekliyordum...

"Pişt tüy siklet! Bak buraya."

Bu dünkü piçti... Bu o havluların altında da kalır diyen piç vardı ya hani o işte!

Gözlerimi camdan bir an olsun çekmemiştim.

"Sana diyorum çaylak baksana buraya!"

Yine bakmadım.

Aniden kolumda hissettiğim çekilme ile önüme dönmüştüm.

"Sağır mısın lan! Sana diyorum duymuyor musun?"

Kucağıma doğru fırlattığı kirli havlu göğsüme çarptı ve yere düştü.

"Ne var?"

"Bak sen şu dünkü boka!"

Sinirle gülerek etrafına bakındı. Salon çok dolu değildi ama yine de üç dört kişi vardı ve bu piçin sesiyle hepsi bize bakıyordu.

"Düzgün konuş!"

"Nasıl konuşacağımı senden mi öğreneceğim lan? Sen kendini ne sanıyorsun? Lydia'nın takıldığı iki günlük bir piç olduğunu hepimiz biliyoruz!"

Söyledikleri ile çenem kasılmıştı.

"Piç diye sana derler!"

Bunu söylememle suratıma yediğim yumruk arasında saniyeler bile yoktu. O kadar hızlı vurmuştu ki ne ara yere düştüğümü anlamamıştım bile.

Herif zaten benim iki katımdı. Aslında ben biraz daha laf dalaşına gireriz diye bekliyordum fakat o vakit kaybetmeden yumruğunu suratıma geçirmişti.

Hayvan gibi vücuduyla kalkmama bile izin vermeden üzerime oturmuştu. Tişörtümün yakalarından tuttu ve tam anlamıyla kükredi.

"Bir daha söyle lan!"

Dudağımın kenarı ukala bir şekilde kıvrıldı ve bastıra bastıra konuştum.

"Piç... diye... sana... derler... piç herif..."

Ve bir yumruk daha yedim ve hemen ardından bir tane daha...

Bölüm Sonu...

Umarım beğenerek okumuşsunuzdur.

Bu arada bu kitabı angst bitirsem bana çok kızar mısınız?
Henüz böyle bir şeye karar vermiş değilim fakat yorumlarınızı merak ediyorum🤍

Diğer bölümde görüşmek üzere sizi çok seviyorum kendinize iyi bakın bebeklerim...


Jungkook'un arabası...

Continue Reading

You'll Also Like

48.9K 3.3K 28
Taehyung: Sınav sorularını at Jeon.
51K 1.3K 91
EfTuğ ve Eğlenmelik...
34.5K 2K 32
Son dönemde yaşanan kavgaları yüzünden okuldan uzaklaştırma alan Kim Taehyung ve Jeon Jungkook, birbirlerinden habersiz okula geri döndükten sonra ne...
326K 17.1K 45
Atılan tokatın sesi hala ikisinin de kulaklarında yankılanırken gözleri bir kez daha buluştu. İlk kez kadının gözleri de adamın öfkesine eşlik ediyor...