Mafya'nın Aşkı

By mmavi_bulutt

1.5M 46.5K 16.6K

20 yaşında iç mimarlık 2.sınıf öğrencisi ,dış çevre ile çok bağıntısı olmayan genç bir kız. 26 yaşında acım... More

♧Karşılaşma...♧
♧Sevgilim ol!♧
♧Taşınma mı??♧
♧Kabul ediyorum..♧
♧Proje...♧
♧Tatil...♧
♧Takip...♧
♧Kedi...♧
♧Sekreter♧
♧Bilinmeyen numara?♧
♧Bitmeyen Korkunç Gece...♧
♧Akşam yemeği...♧
♧Zehirlenme...♧
♧Los Angeles...♧
♧Bileklik...♧
♧Aile Tanışması..♧
♧Davet...♧
♧Çam ağacı...♧
♧Sarhoş...♧
♧Alaca...♧
♧İş toplantısı...♧
♧Ceza...♧
♧Korku filmi...♧
♧Silah sesi...♧
♧Mor güller...♧
♧Hastalık...♧
♧Kar...♧
♧Kaçırılma...♧
♧Doğru mu??♧
♧Kimden Geldi?♧
♧Bırakma Beni Mert...♧
♧Yeni yıl..♧
♧14 Şubat❤♧
♧İhanet mi??♧
♧Gelen Kim??♧
♧Gün batımı...♧
♧Acı Gerçekler💔♧
♧Temiz Sayfa...♧
♧Acaba??♧
♧Doğum Günü...♧
♧Yer Altı Zindanı...♧
♧Geçmişden Gelen...♧
♧Maket Ev Seferberliği...♧
♧Kimin Adamı??♧
♧İstenmeyen Misafir...♧
♧Birden Bire...♧
♧Kurtar Beni...♧
♧Maldivler🌊♧
♧Son Anda...♧
♧Evlilik meselesi...♧
♧Plan...♧
♧O şarkı...♧
♧Kıskançlık...♧
♧Evet mi?❤ Hayır mı?♧
♧İtalya🍨♧
♧Unutkanlık...♧
♧Ufak sorun...♧
♧Dövme...♧
♧Kız isteme⚘♧
♧Mezuniyet♧
♧Yıldızlar♧
♧Bekarlığa Veda Partisi♧
♧Kına Gecemiz♧
♧Balayı♧
♧Balayı dönüşü♧
♧Büyük Anlaşma♧
♧Karışık Duygular...♧
♧İlk Anılarımıza Dönüş♧
♧Orman Yolu🐎♧
♧Esra~Ömer İlişkisi♧
♧Hamile miyim?♧
♧Bebeğimizle Tanışma♧
♧Kalp Atışı♧
♧Bebeğim Yaşıyor Mu?♧
♧Ekşi Erik♧
♧Sürprizler♧
♧Gizemli Kaset♧
♧Şart♧
♧Kavga♧
♧Tekme♧
♧Cinsiyet♧
♧Uçak kazası♧
♧Atmayan Minik Kalp ♧
♧Gök Gürültüsü♧
♧Duygusal Değişimler♧
♧Kızımın İsmi♧
♧Doğum..♧
♧Yeni Düzen 👼♧
♧Senin Suçun ♧
♧Ölemezsin..♧
♧Küçük Aşk Oyunları♧
♧İntikam..♧
♧ Ve Sonuçları..♧
♧Yanlış Anlaşılma♧
♧Belirsizlik♧
♧Yalanlar♧
♧Gidiyorum...♧
♧İkinci Şok.. ♧
♧Kırmızı Bileklik♧
♧Korkular...♧
♧İntikam Oyunu...♧
♧Baş Başa Bir Gece♧
♧Ölüm Dolu Sokaklar♧
♧Bazı Hayatların Acıları♧
♧Trafik Kazası♧
♧MERT..♧
♧Yaşam mı, Ölüm mü?♧
♧Gizemli Çiçek Kartı♧
♧İkimizden Birisi Ölecek..♧
♧İçimizdeki Düşman♧
♧Yeni Sırlar... ♧
♧Kardeşler Mi?♧
♧Onu Kabul Etmeli Miyim?♧
♧Annelerimiz..♧
♧Neden Sakladın?♧
♧Boşanma♧
♧Affetmiyorum..♧
♧Bebeklerimiz♧
♧Kaderim Sizin Elinizde🌺♧
♧Baba-Kız Kıskançlığı♧
♧Aşiret Düğünü♧
♧Hisler..♧
♧Kurtaracak bizi..♧
♧Ölüm..♧
♧İntikam mı??♧
♧Bebeklerimin Hayatı♧
💙💙1Milyon💙💙
💜Yeni Kitap Duyurusu💜
♡Zehirli Kalpler-Yeni Kitap♡
♧Yeni Aşklar..♧
💜Güzel Haber💜
♧Kimseye Ait Olamazsın♧
♧Asla♧
♧Bu Kalpte Asla Olmadın..♧
♧İkiz Bebekler♧
♧Dikkat Et...♧
♧Buradayım...♧
♧Hayal..♧
💫DUYURU💫
♧İki kayıp!♧
💜2.Yıl💜
♧🐞Disneyland❄♧
♧2024🍷♧
♧Kafes Dövüşü ♧
🤎Önemli Duyuru🤎
♧Hastalıklar..♧
Dedikodu Times🙈
♧ Baba Oluyorum...♧
💜Ramazan Ayı💜
♧Boş Mezar..♧
♧ Keder Çığlıkları☔️♧
📢Bölüm Duyurusu..📢
💜QUİZ💜

♧Düğün♧

12.5K 270 79
By mmavi_bulutt

Herkese selamm🙋🏼‍♀️

Pazar demiştim ama hasta olduğum için gece  uyuyamıyorum, bölümü yazmaya çalıştım, bitirdim sizi de bekletmeyim dedim...

Keyifli okumalar ❤❤

Cümle arası yorumlarınızı bekliyorumm🥰🥰

EFTELYA

Dün gece çok eğlendik. Yorulmuşum. Öğlene kadar uyumuşum. Sabah Mert'in odamda telefon ile konuşmasını duydum. Sinirli gibiydi uykulu halim ile tek anladığım;

"Hepsini sıraya dizip gebertin p*çleri..."

Başka da bir şey duymadım yan taraftaki giyinme odasındaydı.

Arkamı döndüm, kolumu attım. Yumuşacık bir şey vardı. Yastık değildi, tüylü bir şey. Gözümü açamıyordum. Kafam ağrıyordu, Mert telefondakine bağırıyordu.

Gücümle bağırıp;

"Mertt bağırmaa..."

Duyup duymadığını bilmiyordum. Sesi bir anda gitti. Demek ki duymuş. Ayak sesleri geliyordu. Kafama yorganı geçirdim.

"Dünyam, günaydın.."

Kafamdaki yorganı kaldırdı. Beni öpmeye başladı.

"Günaymasın ya biraz daha uyuyalım."

Gülüyordu.

"Öğlen oldu artık. Düğünden sonra bol bol uyursun ama şimdi olmaz."

Gözlerimi tamamen iyice açtım. Yanımdaki yumuşak şeye baktım. Beyaz bir ayıcık. Mert'e bakıp güldüm.

"Bu ne sevgilim?"

"Dün o ayıcığı istedin. Aldık."

"Ben mi? Ne zaman?"

Ben de yine unutkanlık başlıyordu galiba ama hatırlamıyordum.

"Istedin güzelim. Bende aldım sana."

"Hatırlamıyorum ama teşekkür ederim sevgilim beğendim.."

Onu geriye çekip yatmasını sağladım. Üstüne yattım.

"Böyle daha güzel uyuyabilirim bence, kıpırdama."

Burnumu sıkmaya başladı. Elim ile onun eline vurdum.

"Burnumu elleme ya..."

Üstünde yattığım için içtenlikle gülmesini hissediyordum.

10 dakika yatmama izin verdi ama 10 dakika boyunca konuştu.

"Artık benim karım olacaksın, bende senin kocan. Artık aramızda bir sınır olmayacak. Tabi bu sınırların olmaması gibi de bazı şeyler değişecek."

Ben sessizce onu dinliyordum.

"Hiç bir erkekle iş kurmayacaksın, eğitimlerine devam edeceksin, her şeyinden haberim olacak, benim sana yaklaşmamdan kaçmanı istemiyorum, küsüp darılsan bile yatağa küs girmeyeceğiz.."

Bir kaç bir şey daha dedi.

Kafamı kaldırıp;

"Sen bana şart koyuyorsun bende koyarım."

"Neymiş bakalım o küçük hanım?"

Kafamı geri göğsüne koydum. Hala onun üstünde yatıyordum. Elim ile biri işaret ederek;

"Bir, senin her şeyini bende bileceğim."

Elim ile iki yapıp;

"İki, beni kısıtlamayacaksın, üç ben istemediğim sürece bana yine yaklaşmayacaksın, dört ve en önemlisi ne olursa olsun bana bağırmayacaksın, benim yanımda olduğunda senin o sinirli halini görmek istemiyorum, o eve girdiğinde mutlu biri olacaksın ve bana kızıp evden gitmeyeceksin. Gidersen bende giderim."

Son dediğim biraz kötü oldu galiba. Yutkunma sesini duydum. Konuşmayınca;

"Anlaşılan anlaştık değil mi sevgilim?"

Üstünden kalkıp, ayakta esnedim.

"Duş alıp geliyorum hemen, sonra düğün organizasyonuna bakmaya gidelim."

Yanağından öpüp banyoya gittim. Çok heyecanlıydım. Yarın evleniyorum. Bugün organizasyona bakmaya gidecektik. Her şeyin mükemmel olması gerekti, en ufak detayına kadar. Ne de olsa yüzyılın düğünü olacak. Yüzlerce kişi gelecek, milyonlarca insan bu düğünü konuşacak...

Duştan çıktım, bornozumu giyip elime aldığım kremleri yüzüme sürmeye başladım. Birden kapı açıldı, ödüm koptu.

"Sevgilim kapıyı yavaş açsan kapının kalbi kırılmaz, benim de ödüm patlamaz."

Ona aynadan bakıyordum. Arkamdan gülerek gelip sıkıca sarıldı. Beni öpmeye başladı.

"Çok güzel kokuyorsun."

Ben hala elimdeki kremleri kendime sürmeye çalışıyordum.

"Kremdendir o, hadi sen de duş al, mis gibi güzel kok. Hemen çıkalım."

Ona döndüm, ellerini arkamdaki lavabo taşına koydu ve arada kaldım. Bana daha sıkı yaklaştı. Bende yaklaşıp gülerek onu öptüm... Bana bakmaya devam etti, gözlerim ile duş kabinini işaret ettim. Fısıltı ile;

"Beş dakika içinde duş alır çıkarsan sana bir sürprizim var...Zaman başladı, 4.59-4.58-4.57..."

Beni öpmeden gitmedi. Ufak bir öpücük sonrası hemen T-shirt çıkarttı. Bende banyodan çıkıp ne giyeceğime karar veriyordum.  Mavi kısa elbise hoşuma gitti. Onu giydim. Daha üstümü giyerken Mert banyodan çıktı. Nasıl bu kadar hızlı olabiliyor.

Ben duşa girdiğim zaman sırf 10 dakika suyun sıcaklığını ayarlamak ile uğraşıyorum. Tabi benim sevgilim deli olduğu için soğuk suyla duş almayı seviyor.

Belinde havlu ile yanıma geldi. Vücudu kızarmış, elimi ona doğru uzattım.

"Aşkım sen yine soğuk su ile mi duş aldın?"

Cevap vermedi.

"Vallahi delisin sen, üşümüyor musun sen?"

Beni kendine çekip sarıldı.

"Sen beni varlığın ile ısıtıyorsun.."

Gülüp kafamı salladım. Kendimi geriye çekip;

"Yanaklarım üşüdüüü.."

Daha çok sarılıyordu. Gerçekten üşüdüğümü anladı bıraktı beni. Avucuma baktı;

"Bu şey hep elinde mi kalacak?"

Bunu söylerken çok itici söyledi.

"Elimde ömür boyu kalsa, tiksinecek misin?"

"Hayır da..."

İşaret parmağımı onun dudaklarına götürdüm, konuşmasını engelldim;

"Şişştt ben anladımm.."

Dudaklarında olan parmağımı öptü, gülerek beni kendine çekip sarıldı;

"Sen yine ne anladın acaba?? Senin anladığın şeyleri ben anlamıyorum."

Avucumdaki kınayı göstererek;

"Sen bunu beğenmedin..."

"Beğeniyorum güzelim tabi ki beğeniyorum, sadece ben bilmediğim için sordum. Niye alındın ki benim güzelim.?"

Gözlerimi kısarak, hafif kafamı ona dönderdim;

"Senden çok Bars biliyor. Git kardeşine sor anlatır o sana. Hiç onun kadar bilgili değilsin sen ya..."

Hala bana gülüyordu.

"Bars bana göre gereksiz her tür şeyi bilir, çok ilgisini çeker. Dünyaca ünlü pop star ama aklı.... neyse."

Bir şey demedim. Hazırlanıp otelden çıktık. Yarın buradaki evimize geçecektik. 2 gün Roma da kalacağız. Son olarak karar verdiğimiz 3 haftalık balayımız için ülke ülke gezeceğiz.

Mert üstü açık arabayı istedi. Saraya gittik. Her şey çok güzeldi. Bu kadarını hayal etmemiştim. Sadece bizim düğünümüze özel  şeyler vardı.

Mert ile iki gündür deli gibi dans provası yapıyorduk. Düğünümüzde ilk dansımızı yapacağız. Bu önemli bir konu benim için. O kadar güzel dans ediyordu ki, eğitim almaya gerek bile kalmadı. Çok güzel ayak uyduruyordu.

"Sevgilim sen benden başka kızlarlada mı dans ettin, doğru söyle kızmayacağım."

Dans ederken belimdeki elini daha sıktı, kendine çekti.

"Benim ilk, tek ve son sevdiğim sensin. Senden başka önce ne oldu, ne de olacak.."

Yüzüme gülücük kuruldu.

"Hmm.. Peki sen nasıl bu kadar iyi dans ediyorsun? Eğitim de almamışsın."

Alnını benim alnıma koydu. Hala dans ediyorduk. Fısıltı ile;

"Ben her şeyi iyi yaparım ama her şeyi biliyorsun.."

Bu çapkınlık besleyen ses tonu hoşuma gitti.

"Her şeyi diyorsun yani..."

Hafif kafasını salladı.

"Yarın biz evlenmiş olacağız. Yani Eftelya Arslanbey olacağım. Bence çok güzel ve havalı. Artık dünyanın korkacağı ikinci kişi ben olacağım. Eee sonuçta koskocaman bir mafya liderinin eşi olacağım, o zaman bende mafya mı olacağım?"

Son dediğime gülmeye başladım. Benim gülmem ile o da güldü

"Galiba biraz öyle olacak.."

Müzik bitmiş ama o kadar sohbete dalmışız ki farkında değiliz.

Düğün müziğimizin melodisini Bars koordine etmişti. Tabi ki de o da yardım alarak. Güzel bir müzik ortaya çıkarmışlar...

Akşama kadar bunlar ile uğraştık. Akşam yemeğimizi yedik. Tabi akşam yemeğini gece 11 de yedik.

"Sevgilim aşağı sahile inelim mi? Biraz hava alalım. Daraldım böyle."

"Dünyam yarın düğünümüz var yatıp dinlen. Yorucu ve uzun bir gün olacak."

"Olsun, 15 dakikacık."

Onu ikna etmek için kullandığım bakışlarım ile bakıyordum.

Kafasını salladı. Hemen sahile indik. Onun kolunun altına girdim. Ayakkabıları çıkartıp kumda yürüyorduk.

"Sevgilim ben çok gerginim ve heyecanlı. Çok hızlı gelişmedi mi?"

"Bence geç bile kaldık..."

"Mert yarın bir şeyler aksi giderse? Tam rezillik."

"Bir şey ters giderse hepsinin cezasını öldürerek ödetirim ama ters bir şey gitme ihtimali %-100..."

Gülmeye başladım.

"Öldürürsün tabi sevgilim, bazen düşünüyorum beni de öldürmeyi düşündün mü diye veya öldürür müsün diye?"

Bu soruyu şakasına dedim.  Kendiside duraksadı. Bana döndü.

"Senin kafana bu düşünceleri sokacak ne yapmış olabilirim diye düşünüyorum ama bulamıyorum. Böyle saçma sapan düşünmeni ve böyle şeyler söylemenden hiç hoşlanmadım. Ben bu hayatta hiç bir şeyi affetmem asla hemde, bunu çok iyi biliyorsun ama bir şey hariç o da sen..."

Dikkatlice onu dinliyordum.

"...Sana şu hayatta ne ben ne de başka birisi zarar verebilir. Bana böyle demen beni gerçekten acayip üzdü. Sana böyle bir şey düşündürdüğüm için özür dilerim."

Ben bu soruyu bu kadar da ciddiye almasını beklemiyordum.

Elimi onun yanaklarına koydum.

"Sevgilim ya ben güleriz diye demiştim. Sen tabiki de beni öldürmezsin, aksine benim için canını verirsin. Üzdüysem özür dilerim."

Şuan çok huzursuz olduk. Bana trip yapıyordu şimdi. Ahh Eftelya ne diye düğün öncesi aranı bozdun ki...

"Aşkım bak vallahi ben böyle alınacağını düşünmedim. Düğün öncesi küsülür mü ya?"

Sessizce yürüyordu hala. Durdum, kendime çevirdim.

"Mert ya.."

Bana göz devirdi. Ayak ucumda yükseldim.

"Eğer bu şakamı gerçekten ciddiye aldıysan, bence ciddiye alma ve beni öp yoksa kötü şeyler olur."

Kendi biraz bana doğru eğilip tamamen aynı boya geldik.

"Eğer ciddiye aldıysam ve öpmüyorsam ne olacak??"

Kulağına doğru eğildim, fısıltı ile;

"Yarın ki gecemizi unutmaya başlayabilirsin, hatta ondan sonraki gecelerimizi de..."

Geri çekilmeme kalmadan dudaklarıma yapıştı. Bu şakayı o an itibari ile unuttuğu anlamına geliyordu.

Kendimden ittirdim, gözlerime bakıp;

"Beni ince çizgimizden tehdit etmek hıhh.."

"Eee ne yapalım senin dilin bu; cinsellik."

İkimizde gülmeye başladık. Belimden kendine çekti. Ellerimi onun boynuna doladım.

"Yarın sonunda birbirimizin olacağız demek. Yarın tam anlamı ile karım olacaksın."

Sadece kafamı sallamak ile yetindim.

"Yarın günümüz çok güzel geçsin. Her şeyi ile.."

Otele, odama geçtim. Erken kalkmamız gerekti.

Sabah 5 de kalkıp direk Saraya geçecektik. Hazırlanması falan filan saat 9'a hazır olmamız gerekti. 9 da evlilik merasimi başlayacaktı. O büyülü ana sadece saatler kaldı...

Heyecandan uyuyamadım. 1 saat kadar uyudum. Kalkıp bir duş aldım. Telefonumdan gündeme bakıyordum. Herkes bizim düğünümüzü bekliyordu. Çok ilginç yorumlar vardı...

Kapı birden açıldı ama sessizce. Bir anda üstümdeki havluyu düzelttim. Damsız gibi giren her zaman Mert'tir.

"Sevgilim niye geldin?"

"Gelinimi, kraliçemi görmeye geldim. Gelemez miyim?"

"Hmm.. gelebilirsin. Ama sevgilim Esra hanım kapıma dayanmadan giyinmeliyim. Malum bir düğünümüz var gidip hazırlanmalıyım."

Gelip bana sarıldı.

"O düğünü heyecanla bekliyorum."

"Ben de heyecanla bekliyorum ve acayip derecede gerginim. O yüzden beni rahatlatmanı istiyorum."

İki saniye kadar bana baktı. Beni tamamen kendine çekip kafamdaki havluyu açtı, hafifçe kafamı onun göğsüne tamamen koydum. Bana sıkı sıkı sarıldı.

Fısıltılı ses tonu ile;

"Gözlerini kapat, sadece ikimizi düşün. Etraftaki lanet insanları düşünme. Onları görmeyeceksin. Sadece ikimiz birbirimize odaklanacağız..."

O kadar güzel konuşuyordu ki, gerçekten rahatladım. Onun kolları arasında olmam bile rahatlatıyordu beni.

Kısa bir sessizlik oldu. Kafamı kaldırıp ona baktım.

"Teşekkür ederim.."

Bana güldü. Sıcak dudakları, soğuk dudaklarımı ısıtmıştı...

Mert önden gitmişti. Ben hemen üstüme bir şeyler giyip aşağı kata indim. Esra ve Sevim teyzemi alıp saraya geçtik. Ömer, Bars, Mert beraber takılacaklardı bu yüzden bizi başka bir koruma götürdü.

Sarayın dış bahçesinde yüzlerce haberciler, paparaziler vardı. Ve sarayın dışında anlatamayacağım kadar koruma vardı. Koruma önlemleri üst seviyedeydi.

Arabamız saraya yaklaşınca peşimizden gelen arabadaki korumaların hepsi indi. Buradaki korumalar ile birlikte yüzden fazla koruma arabanın yanında yürüme başladı. Ben şu an bile deli gibi gerildim.

Saraya girdik. Hazırlanmam için hazırlanan odaya geçtik. Bu sarayın tarihi dokusu, güzelliği, manzarası çok güzeldi.

Esra ile odaya geçtik.

Herkes ip gibi sıraya dizilmiş,  benim emrimi bekliyordu. Bende artık emrimin altında olan kişilere sert davranıyordum. Mert'in de istediği buydu..

Arkadaşlarım gelmişler ama korumalar onları yanıma çıkartmıyordu. Mert bey demiş. Onları en son yanıma çağıracaktım.

Esra ile saç ve makyajımızı yaptırıyorduk. Son ses müzik açtık. Delicesine eğleniyorduk. Hayal etsem bu kadar güzel olmazdı. Saat 8'e yaklaşıyordu. Saç ve makyajım bitmişti. Esra benden önce gidip giyinmişti. Ben en son giyinmek istedim.

Güvenlik kamerasından dışarıyı izledim. Çok bir kalabalık vardı. Çok heyecanlıydım..

Gelinliğimi giymek için yan odaya geçtim. Provada ki insanlar buradaydı. Onların yardımı ile giyindim. Odadan çıkacağım zaman Esra'ya seslendim.

"Beni görmeye hazır mısın kuzu?"

"Ayy evet hemde çok gel hadi."

Korumlardan biri yanıma geldi, kolundan tutup yürümeme yardım etti. Esra ayakta heyecanla bekliyordu.

Beni görünce duygusal bir çöküş yaşadı. Deli kız ağlamaya başladı. Yanıma koşarak geldi sarıldı.


"Yaa ağlama ya, bak makyajımız akacak o zaman kavga edeceğimi biliyorsun dimi?"

Kafa salladı.

"Kızım çok güzelsin, gelin oldun ne yapayım ya?"

Onu güldürmeyi başardım. Bol bol fotoğraf çekindik. Ayriyeten de fotoğraf çekimi için gelenler vardı...

Odadan kısa süreliğine herkesi çıkarttık. Kafam şişti, bir de çok fazla kişi vardı bunaldım.

Odamın kapısı çaldı. Esra gidip;

"Buyrun kime bakmıştınız?"

Ben gülmeye başladım. Mert'in sesi geliyordu;

"Gelinimi görmeye geldim. Kapıyı aç artık."

Esra açar mı? Asla. Biraz eğlenmek istedik.

"Oo enişte bey gelmiş. Mert eniştecim az çok benim huyumu biliyorsun, ben geleneklere bağlı bir kızım. Bu kapıyı açabilmem için bir şeyler isterim."

Bende olayları tam dinleyebilmek için Esra'nın yanına geldim. Yanımızda duran korumalardan birini çağırıp telefonumu onun eline verdim. Bu anı videoya çekmeliydi. Fotoğrafçımız Mert gelince olduğu tarafta video çekiyordu. Özel olarak istedim. Iki taraftandan da video çekiliyordu.

Arkadan Bars'ın sesi geldi;

"Abi biraz güzel yengem için para harcaman gerek. Anlattım sana ben."

Biz Esra ile gülüşüyorduk.

"Hah evet enişte beyciğim. Evet teklifi alayım."

Mert;

"Ne kadar istiyorsunuz bakalım."

"Vallahi eniştecim Eftelyamın değeri para ile ölçülemez, senin gözünde ne kadar önemli ise o kadar isterim. Vallahi kapıyı açmam."

Mert cevap vermedi. Bars ile Ömer anlaşma yapıyordu.

"15 bin dolar?"

"Olmaz."

"20 bin dolar anlaşalım."

"Hayır."

"25 bin dolar?"

"Kusura bakmayın ama ben bu paraya kapının kolunu bile tutmam. Hem siz biraz sessiz olun da enişte beyden duyayım teklifi."

Esra ile bakıştık.

"1 milyon dolara anlaşalım."

Esra ile ikimiz aynı anda;

"1 MILYON DOLAR MI?"

Esra kapıyı hemen açtı.

"Aman efendim buyurun tabi, ama paramı hesabım.."

Lafını bitirmeden Mert telefonu ile konuşuyordu. Asistanını aramış;

"Esra'nın hesabına 1 milyon doları aktarın, hemen."

Beklemiyorduk bir anda ne oldu anlamadık. Esra kapıyı tamamen açtı. Mert bana baktı. Kapının önünde dona kaldı.

"Tamam sevgilim o kadar güzel olduğumu biliyorum. Baka kaldın öyle."

İçeriye benim yanıma yürümeye başladı. Odadaki herkes çıktı.  

Dikkatlice yaklaştı. Sarıldı. Giydiğim topuklu ayakkabı onun boyuna az da olsa yaklaşmamı sağlamıştı.

Hiç bir şey demedi. Elimi tuttu, elimden öptü, sonra dudaklarımı, sonra boynumu...

Tek dediği şey;

"Seni hak edecek ne yapmış olabilirim?..."

Gülerek;

"Bence kalbinin sesini dinleyerek kalbini aşka açtın ve beni buldun. Sadece kendine bir şey yaptın."

Kafasını salladı.

"Sevgilim şimdi duvak takılacak, çağıralım gelsinler. Az bir saat kaldı."

Kafasını tekrar salladı. İçeriye bir koruma ile kuaförleri çağırdı. Çok güzel bir taç vardı.

"Bu çok güzel sevgilim. Bu taç benim mi?"

"Evet dünyam."

Hemen taktırdım. Çok güzel olmuştu.

İçeriye süper üçlü girdi. Bars, Esra ve Ömer. Bars beni görünce;

"Aman tanrım gözüm kör oldu, bu ışık çok fazla değil mi ya?"

Hep beraber güldük. Biraz laf ettik.

"Sevgilim arkadaşlarım yanıma gelsin 2 dakika izin verde."

"Niye ki? Gelmesinler."

"Sevgilim kızlar görmek istiyordu ne olacak 2 dakikadan söz hemen göndeririz."

Kızları getirmeye ikna ettim. Mert ile Ömer yanımdan gitti. Bars ile Esra yanımda kaldı.

Kızlar gördü hepsi o kadar güzelsin dedi ki nazar değecek artık bana.

Esra birden bağırarak.

"En önemli şeyi unuttuk. Ayakkabını ver Eftleya."

"Ne yapacaksın?"

"Ne yapacam kız, bekarların adını yazacağım. Bakalım kimin ismi silinecek, kim evlenecek."

Hep beraber gülmeye başladık.

"Bu kız deli vallahi, milyon değerlik ayakkabımın altına adınızı da yazdırmadım demem."

Esra ayakkabımın tekini aldı. Başa kendi ismini yazdı. Bars;

"Esra yengecim oraya benim adımı da yazar mısın bakalım yengemin ayağı uğurlu gelecek mi?"

Bunu kızlar duymadı ben Esra duyduk. Ben gülmeye başladım.

"Bars ya ne diyeyim sana, dışarıdan kim der dünya pop yıldızının böyle şeylere merakı olduğu. Seni gerçekten çok seviyorum ya. Abin gibi değilsin."

"Eee yengecim ne yapalım, herkes benim gibi olamaz."

Gülüştük. Bir iki kişinin daha adını yazdılar. Geri ayakkabımı giydim.

Korumalar kızları dışarı çıkarttı.

Herkes gitti yani. Mert vardı sadece yanımda. Beraber oturduk konuşuyorduk. Birer kadeh bir şeyler içtik.

Sağ elimi tuttu. Yüzüğüme baktı.

"Artık bu yüzük sol eline mi geçse?"

Yüzüğü çıkartıp sol yüzük parmağıma taktı.

"Geçti bile.."

Biraz daha konuştuk.

Evet o büyülü ana geldik. Mert'in koluna girdim. Yavaş, sakince heyecanımı yenerek düğün yerine girdik. Merdivenlerden inmeye başladık. Her yerde gözümüze patlayan flaşlar, insanlar, alkış sesleri, alınan güvenlik önlemleri... Her şey o kadar heyecanlandırdı ki beni.

Masamıza geçtik. Gelen gazetecilerin, paparazilerin fotoğraf çekmesine izin verdik. Daha sonra tören başladı. Ben bu törenleri bilmiyordum. Ne diyorlarsa yapıyordum. 10 dakika kadar sürdü.

Nikah memuru geldi. O ana geldik.

"Eftelya Hanım, Mert beyi kocanız olarak kabul ediyor musunuz?"

Herkes bana meraklı gözler ile bakıyordu.

Mert'in gözlerine döndüm.

"Sonsuza kadar EVET..."

Mert bana hafif gülümsedi.

"Mert bey Eftelya Hanımı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

Yemyeşil gözleri mutluluk saçıyordu. Sakin bir ses ile;

"Evet.."

Alkış sesleri yükselmişti ama onları duymuyordum, düşünmüyordum. Mert'in o evet derken ki gözündeki mutluluk isteği görmek beni çok mutlu etmişti.

Ellerini yanaklarıma getirdi. Kendine çekip dudağımdan uzunca öptü...

Bir öpücük bu kadar anlamlı olmamıştı...

Saat 12 ye yaklaşmıştı. Misafirler yanımıza geldi. Tebrik etti ama çok gergin bir ortamdı. Kimse kafasını kaldıramıyordu. Sakin müzik eşliğinde devam etmişti.

Esra yanıma geldi.

"Gelinliğini değiştirecek misin?"

"Evet evet.. Bu gelinlik çok ağır."

Bana göz kırptı. Ömer'in yanına gitti. Bende Mert'in koluna girdim.

"Sevgilim gelinliği çıkartmaya gidiyorum."

"Bende geliyorum."

Korumaları çağırıp yürümeme yardım etti. Odaya çıktığımızda odaya sadece Mert geldi. Gelinliği giymem için bir çalışan vardı sadece. Gelinliğimi çıkartıp ikinci gelinliğimi giydim.

Böyle bir gelinlik modeli seçmiştim. Son anda modeli değiştirdim.

"Sevgilim nasıl olmuşum?"

Etrafımda döndüm.

"Prenses gibi.."

Biraz konuştuk. Yanımıza Esra geldi.

"Eniştem bak sana dünya güzeli bir kız verdim. İyi bak benim kardeşime."

Mert hafif sırıttı.

"O kendimden bile değerli..."

Tekrardan aşağı indik. 2 saat kadar daha eğlendik. Aslında sıkıcıydı. Klasik müzik, içkiler, boş konuşmalar. Böyle düğün hayal etmedim. En güzeli 1 saat sonraki düğünümde olacaktı.

Ama saraydaki düğünümüz muazzamdı. Rüya gibi geliyordu hala...

Buraya yakın ikinci düğün mekanımıza geçtik.

Çok güzeldi. Bu düğünde çok yakın kişiler vardı. Herkesi çağırmadık.

Biraz eğlendik. Düğünümüzün en güzel anlarıydı. O an bitsin istemedim.

Mert beni de alıp gelin odasına geçtik.

Yemek yedirdi bana. Sabahtan beri bir şey yemedim. Hep stresten.

Akşam oluyordu. Ortam daha da güzel olmuştu.

İkramlıklar, içkiler, içecekler... sürekli dağıtılıyordu.

Mert ile dansımı burada yapacaktık. Orta yer tamamen açıldı. Mert elimden tuttu. Dikkatlice yürümeme yardım etti. İlk dansımıza başladık.

Üstümüzden bir sürü gül yaprakları dökülüyordu. Etrafımızda balonlar gökyüzüne doğru uçuşuyordu, ışık ateşler görsel şölen oluşturuyordu. Çok güzeldi. Bitmesin istedim...

Mert düğünümüzde kendi isteği ile çok güzel oynadı. Bu ikinci mekanda bir yasak vardı. Mekana telefon, kamera girmesi yasaktı. O anların paylaşılmaması için. Sadece bizde telefon vardı. Düğünümüzü çeken kameramanlardan başka hiç bir teknolojik alet yoktu.

Esra ve Ömer sürekli bizim kendilerin fotoğraflarını çekiyordu. Bu durumu biraz da gizli yapıyordu hala annesi bilmiyordu😂.

Bars da bu ikinci düğün yerinde bazı videolar paylaşıyordu. Hayranları ve meraklı insanlar oradan görebiliyordu...

Belli bir saatten sonra üçüncü gelinliğimi giydim.


Esra bilgisayardan Türk oyun müzikleri açtı. Zaten burada az kişi kalmıştık. Bizim kızlar ve Bars Ömer falan kaldık. Esra annesini geç olduğu için otele gönderdi.

Hep beraber halay çektik. Bunu hiç düşünmemiştim. Bu kızları çok seviyorum yaa..

Tam anlamı ile baya bir oynadık. Hem Ankara havası, halay normal şarkılar. Mert biraz bu olaylara yabancı. Bars Mert'i yanına aldı karşılıklı oynadılar. Sonra bizi ortalarına aldılar. Biz karşılıklı oynadık. Bars ile Mert bir ara kafamın üstünden para yağmuru yaptılar. Bir ara Esra ile Ömer'i ortaya aldık oynattık.

Gece 1 olmuştu. Ne kadar güzel geçti düğünümüz. Artık bitirmeyi düşündük. Elimdeki çiçeği atma merasimine geldik.

Son ses müzik açtık. Ben oynuyordum. Herkesten çok Bars çiçeği almak istiyordu. Kızların önünde duruyordu. Kızlar tabi Bars'a aşık. Herkes şaşkındı. Pop yıldızı benim kaynım oluyordu.

"Atıyorumm..."

Hep bir ağızdan;

"Att.."

Mert yanımda içkisini içerken beni izliyordu. Bu halimize gülüyordu.

"Üç...iki...bir..."

Çiçeği geriye doğru attım. Kimin tuttuğuna baktım. Direk olarak Esra tutmuş çiçeği. Hatta yarısını Bars tutuyordu.

Gülmeye başladık, Bars;

"Ama ben istiyordum, ben evde kalacam valla."

Herkes güldü. Bekar arkadaşım gelip;

"Bars bey bence bir kahve içebiliriz."

Bars;

"Teşekkür ederim ama almayım."

Bars kızdan kaçmaya çalışıyordu.

Beni sandalyeye oturttular. İsim yazan ayakkabımı alıp isimlere baktılar. Herkesin ismi silinmiş. Herkes bir mutlu oldu.

"Akşama kadar oynadım. Nasıl kalsın boya ayakkabının altında."

Bars;

"Çiçeği tutamasam da bir umut evlene bilirim. Yengemin ayağı uğurlu gelecek bana."

Mert onun sırtına vurdu.

"Lan seni senin gibi deli biri ile evlendireceğim. Ancak anlaşırsın."

Gülüştük;

"Aman bekarlık sultanlık, evlenmem ben."

"Aaa Bars öyle deme. Seninde kalbini çalan biri olur, tıpkı benim Mert'in kalbini çaldığım gibi."

"Bilemiyorum yengecim.."

Gece 3 olmuştu. Artık dağılmıştık. Biz evimize geçtik. Arabada sadece biz vardık.

Arabayı sürerken sürekli benim gözlerime bakıyordu. O kadar güzel sözler söylüyordu ki...

Eve geldiğimiz de arabadan indi, gelip kapımı kendisi açtı. Elimden tuttu çıkmama yardım etti. En son giydiğim gelinlik ile gelmiştim.

Etraftaki korumalar dağılmıştı. Ben evimize bakıyordum. Çok olağanüstü güzel bir evdi.

Mert beni kucağına aldı.

"Sevgilim ne yapıyorsun?"

"Evimize, odamıza götürüyorum."

Elimi onun boynuna doladım.

"Hmm öğrenmişsin birkaç bir şey.."

Hafif güldüm. Eve girdiğimizde her yerde güller, çiçekler, kokulu mumlar ile doluydu.

"Bu ev çok güzel olmuş.."

"Sen daha güzelsin ama.."

Merdivenlerden üst kata çıktık. Odamızın önüne geldik. Beni indirmesini söyledim. Hemen indirdi.

Mert'in elini tutup kapıyı kendim açıp önden girdim. Mert arkamdan odanın ışığını açtı. Loş bir ışıktı. Her şey o kadar güzeldi ki...

Odanın her yerinde tüm renklerden güller vardı. Yerler tamamen güller ile kaplıydı.

Odadaki balonların ucunda Mert ile fotoğraflarımız, arkasında hissettiği duygular yazıyordu.

"Sevgilim çok güzel bunlar. Yazdığın şeyler çok güzel. Hepsini sen mi yazdın senin el yazına benziyor."

Belimden tutup kendine çekti.

"Hepsi hissettiğim duygular. Burada yazan tüm duyguları iliklerime kadar hissettim. Hepsi senin sayende.."

Dudaklarımız birbirine çok yakındı. Gözlerimizi kapatıp kendimi ona bıraktım.

Dudaklarımdan ayrılıp;

"Ben bu anı çok bekledim. Çok şeyi çektim. Sadece seninle olmak istedim. Mutlu ailemize ilk adımı atıyoruz. Ben hayatım boyunca hiç kimseyi sevmeyeceğimi düşündüm, taa ki sen hayatıma girene kadar. Beni senin aşkın başka bir adama dönüştürdü. Sen bu hayatta asla dediğim bir çok ilki gerçekleştirdin. İyi ki seni buldum.."

Tekrar öpmeye başladı. Kısa süre sonra durdu.

"Ben de bu anı çok bekledim. Aile kurmayı çok istedim. Tüm zorluğumda, hatamda, beni olduğum gibi hayatına aldın. İyi ki benim kocamsın..."

Onun gözlerinin içine bakıyordum. Gözleri parlıyordu. Beni son kez öpüp;

"Gidip duşunu al dünyam. Ben seni bekliyor olacağım."

Sadece gözlerimi kırptım. Gelinliğimi açmama yardım etti.
Banyoya geçip hızlıca bir duş aldım.

Esra'nın benim için aldığı kırmızı geceliği giymeye karar verdim. Bu gece ikimiz için de özel bir gece olacaktı.

Banyodan çıktığımda kendisinin de duş aldığını gördüm. Oda hala loş ışıktaydı.

Mert elinde havlu ile saçını kuruluyordu. Aynanın karşısında sadece belinde havlu ile duruyordu. Yanına doğru ilerledim;

"Kocacım..."

Seslenme şeklime şaşırdı. Bana döndü. Yüzünde kocaman bir gülümseme ile yanıma geldi.

"Karıcım.."

Elimi onun boynuna doladım.

"Artık evlendik. Aramızda bir sınır kalmadı. Senin de dediğin gibi artık biz bir bedeniz."

Onun dudaklarına baktım. Beni daha da kendine çekti. Yavaşça beni öpmeye başladı. Kendimi onun kollarına bıraktım. Her ne kadar bu geceden korksam da sevdiğim adam ile beraber olacaktım...

Öpmeleri arasında üstümdeki geceliğin kollarını omuzumdan düşürmüştü. Hala öpmeye devam ederken beni dikkatlice yatağa yatırdı. Durup derin nefes alış verişinde kısık sesi ile;

"Bu gece sadece ikimizin benden utanma, istemediğin hiç bir şeyi yapmayacağız. Bana söyleyebilirsin. Korkma ve kendini kasma."

Sadece kafamı salladım. Onun karşısında çıplak durmaktan her ne kadar Mert desede utanıyordum.
Mert ile ilk defa tenlerimiz bu kadar yakındı...

Boynumu, omuzlarımı, öpmeye başladı. Çok değişik duygular hissediyordum. Öpmeleri daha aşağı inmeye başladığında daha da haz alıyordum...

Ellerimi kafamın arkasında birleştirdi. Beni rahatlatacak şeyler söylüyordu. Tamamen onun etkisindeydim...

Vücudumda hissettiğim hafif acı ile ufak bir inlemiştim. Mert hala beni öpüyordu. Hissettiğim acıyı anlamıştı;

"Canın acıyorsa duralım.."

Kafamı evet anlamında salladım. Beni tekrar öpüp üstümden kalkıp kendini yanıma attı.

Bana sıkıca sarıldı. Hala öpmeye devam ediyordu.

"Asıl şimdi aramızda sınır kalmadı, karıcım.."

"Kalmadı.."

Biraz konuştuk. Yatağın içine ikimizde çıplak girip birbirimize sarılarak uyuduk...

Sabah sırtımda Mert'in elini hissettim. Gözlerimi aralayıp ona baktım.

"Günaydın karıcım.."

"Günaydın kocacım.."

Bana doğru dönük bir eli kafasının altında destek almış, beni izliyordu.

Bana yaklaşıp öptü. Kendimi ona yaklaştırdım. Kolunun altına girdim. Saçım ile oynuyordu.

Üstümdeki yorganı kendime iyice çektim. Hala utanıyordum. Çenemden tutup ona bakmamı sağladı.

"Dünyam artık utanacak bir durum yok. Artık senin kocanım."

"Evet ama..."

"Ama yı duymamış olayım."

Bana sıkıca sarıldı. Yarım saat kadar daha öyle kaldık.

Mert beline doladığı çarşaf ile banyoya gitti. Bende diğer banyoya gidip duş aldım. Suyun altında biraz kalarak tüm günü düşündüm. Sonra çıktım.

Üstüme giydiğim bornoz ile odaya geçtim. Hangi kıyafetler var bilmiyordum. Valizden bakacaktım. Yatağın üstüne aldığım valizi açtım. Odada 4-5 valiz vardı. Neyin içinde ne var bilmiyordum. Zaten normal bir gecelik giyecektim. Tüm gün yatakta yatmayı planlıyoruz. Sadece dinlenmek ve konuşmak istiyorduk.

Mert de yanıma geldi. Arkamdan sarıldı. Çenesini omuzuma koydu.
Hala kurulamadığı ıslak saçlarından su damlıyordu.

"Kıyafet mi bakıyorsun?"

"Normal geceliklerimden birini giyeceğim ama hangi valizde  bilmiyorum."

Valizi açtım. Valizdekileri elime alıp baktım. Buradaki gecelikler benim dediğim gecelikler değildi. Ben açıp baktıkça Mert benim tepkilerime gülüyordu.

Elimdeki beyaz Esra'nın aldığı saçma bir geceliği Mert aldı.

"Bence bu sana çok yakışır.."

Omzumu kaldırdım. Esra valizimi hazırlayacaktı. Koyduğu şeylere bak.

"Bunu mu giyeyim.. Ben normal gecelik istiyorum bunlar ne ya."

Hemen Mert'in elindeki geceliği valize atıp kapattım.

"Bu valiz yanlış, diğerinde galiba."

Bana o kadar sıkı sarılıyordu ki kıpırdayamıyordum. Bana hala gülüyordu. Beni kendine döndürdü.

"Bence o geceliğe bir şans vermeliyiz.."

Utançtan yanaklarım kızarmıştı.

"Aşkım ya.."

Gülmesi durdu. Diğer valizi alıp açtı. Geceliğim içindeydi.

"Bak bu daha güzel."

Elime alıp giyinme odasına geçtim. Üstümü giyip Mert'in yanına geçtim. Üstüne krem rengi T-shirt ile altına bir şort giymiş.

Beni kucağına alıp aşağı yemek masasına götürdü. Sandalyeme oturttu. Masa hazırdı ve evde kimse yoktu.

"Evde kimse yok mu?"

"Hayır dünyam sen ve ben varız sadece."

Beni kendi elleri ile yediriyordu. Çayıma kadar kendi içiriyordu. Çikolatalı ekmek yiyordum. Mert beni kendine çekip dudağımın kenarından öptü. Ben şaşırdım.

"Küçük bir çikolata kalmış."

Bana göz kırptı, güldüm...

Kahvaltıyı yapınca odamıza çıktık. Mert elini kasıklarıma götürdü.

"Ağrın var mı dünyam?"

"Hayır sevgilim. İyiyim."

Yatakta akşama kadar yattık. Sadece konuştuk. Düğünümüzü konuştuk...

Hatta ertesi sabaha kadar odadaydık. Ertesi gün bir yerlere gitmeye karar verdik..

Bu gün benim için çok güzeldi. Her şeyi ile çok güzeldi. Artık evlendik. Kocam oldu. Artık ayrılmayacaktık. Artık bir aile olduk...

Beğendiniz mi?

Beğendiğiniz bölüm / an hangisiydi?

Oy verirseniz sevinirim ❤❤

Yorumlarınızı bekliyorum😇

Continue Reading

You'll Also Like

79.7K 1.4K 39
Hafifçe kıkırdadı. "Kıskandın mı? "Ben mi? Neyini kıskanacakmışım senin?" Sırıtmaya devam ederken sorumu duymazdan gelerek, "Bana diklenmene bayılıyo...
385K 18.2K 18
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...
180K 15.8K 47
katilim olur musun, yeniden yaşamaya inat?
YÜRÜYÜŞ By Taner

Teen Fiction

3K 1.2K 13
'Ellerimi kot ceketimin ceplerine yerleştirdim, yaslandım banka iyice ve hiç bir şey düşünmemeye çalıştım. Gözüm önümde duran mendile takıldı. Ardınd...