Karanlığın ve Aydınlığın Vari...

By amour_des_livres07

63.9K 4.4K 402

Beyaz ve siyah iki Ejderha biri aydınlık diğeriyse karanlık peki ya birbirlerine aşık okurlarsa ve bir kız ço... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7. Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27. Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm - Sezon Finali
Açılama !!!
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
Duyuru !
48. Bölüm
49.Bölüm
50.Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
Duyuru!

32.Bölüm

842 71 12
By amour_des_livres07

Herkese merhaba 😃

-Oy vermeyi unutmayınız!!!!

-Düşüncelerinizi belirtiniz. Hepsi benim için çok değerli.

Keyifli okumalar 💕💕💕






***

Burdan hemen çıkmamız gerek."diyen Aaron'a Ruby cevap verecekti ki sözü inleme sesiyle kesildi.

"Mağara ora da bir geçit var dışarı çıka-"

"Ah"

Arkamı döndüğümde Elena baygın bir şekilde yerde yatıyordu.

Ne olduğunu anlamak için kafamı karşı tarafa çevirdiğimde bir kaç askerin elindeki iğneleri gördüm.

Engel olmak için gücümü kullanacaktım ki omzunda hissettiğim acı ve bedenim de bir anda gelen yorgunluk hissiyle yere düştüm.

Gözlerimi kapatmadan önce gördüğüm en son şey askerlerin bize doğru gelmesiydi.

***



Omzumun ağrımasıyla gözlerimi açtım. Gözlerimi
kırpıştırarak görüntümü netleştirdim. Elimde ağırlık hissi hissedince elime baktım.

Kelepçelenmiştim!

Bulunduğum yer mahzendi ve yalnız da değildim. Diğerleri de benimle aynı durumdaydı. Gücümü kullanmak istedim ama olmadı.

"Boşuna uğraşma biz denedik bunlar özel zincirler gücümüzü kullanamıyoruz."diyen Jackson'a bakıp dudak büktüm.

Tuzağa düşmüştük.

Taş!

Taş nerdeydi. En son zırhımın cebindeydi. Kelepçeli elimi cebime attım ama yoktu.

Derin bir nefes aldım. Dört duvar arası parmaklıkların arasından çıkmalıydık.

Ama nasıl?

Gözlerim Aaron'a takıldı benimle aynı mahzendeydi. Gözlerini yere dikmiş bir şeyler düşünüyordu.

Ayağa kalktım yanına oturdum. Bakışlarını bana çevirdi. Hiç bir şey demeden başımı omzuna koydum. İçimden gelmişti.

"Benim yüzümden."diye mırıldandım. Burdan çıkamazdık artık vampirlerin arasındaydık onların avı olmuştuk. Hepsi benim yüzümden tek gelseydim onlar burda olmazdı. Hiç kimseye zarar gelmezdi.

"Ağlama"

Aaron söyleyene kadar ağladığımı fark etmemiştim bile.

"Senin suçun değil. Kendini suçlama ve sil gözyaşlarını. Sen güçlü bir kızsın Laura bu kadar kolay pes edemezsin."

Başımı kaldırıp gözlerine baktım . Haklıydı hemen pes edemezdim. Daha ilk zorlukta pes edeceksem nasıl krallığımı kurtaracaktık ben.

Harry'nin "Aile var." Diye bağırmasıyla başımı Aaron'un omzuna gömdüm. Yanaklarımın kızardığına eminim. Diğerlerinden kıkırdamalar geliyordu.

O sırada kapının açılmasıyla başımı kaldırdım. Vampir askerlerden biri bulunduğumuz yerin kilidini açtı.

Elimden tutarak beni kaldırdı. Bırakması için çırpındım. Ama kolumu çok sert tutuyordu.

"Bırak beni!"

"Benimle geliyorsun ."

"Bırak onu."

Aaron bana doğru adım attığında bir kaç asker gelip Aaron'u tuttu. Tabii tek asker onu tutamazdı.

Asker beni sürüklemeye başladığında ayağımla sertçe özel bölgesine vurdum.

İki büklüm bir şekilde kıvranmaya başladı. Ona bakıp sırıttım.

"Ah!"

Saçımdan tutup beni yere savurdu. Elimdeki kelepçeler yüzünde pek bir şey yapamıyordum. Sertçe kolumdan tutup beni kaldırdı.

Özel bölgesine vurduğum adam bana tokat attı, yüzüm yana düşerken içimde biriken öfkeyle onları öldürmek istiyordum.

Adam bir anda bayılmasıyla kaşlarımı çattım. Ruby görüş açıma girdi elinde tuttuğu kılıcı diğer muhafızlara savurdu.

Sırayla perlerini indirince baş muhafızın cebinden anahtarı çıkarıp benim ve Aaron'un kelepçelerimizi açtı .

"Luna hemen iyileşirler acele etmeliyiz."

Bileklerimi ovuşturduğum sırada Aaron tüm vampirleri yaktı ve yanıma geldi elleriyle yüzümü avuçladı yanağıma tokat atılan yere küçük bir buse kondurdu.

Yanaklarıma tüm kanın çekildiğini hissettim. Gözlerimin içine baktı tam bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki Harry'nin sesini duymamla geri çekildim.

"Hop hop kardeşim şu an durumumuz müsait değil başka yerde öpüşün."

"Harry! Bir gün elimde kalacaksın!"

"Aa Aaroncuğum neden öyle dedin ki şimdi. Ben sizi düşünüyorum, ortam müsait değil birazdan askerler burda olur yani sizi öpüşürken görmesini isteme-"

Sözünü yarım bırakan şey Aaron'un attığı taştı. Elinde oluşturduğu taşların ikisini attı ama her defasında sıyırmıştı.

Ruby onlara aldırmadan yanıma geldi.

"Luna vaktimiz Yok taşı alın ve mağaraya gidin. Orda bir geçit var başka bir diyara açılıyı belki de dünyaya bilmiyorum. Ama burdan gitmelisiniz. Sizi oyalamaya çalışmışlar. Karanlığın Prensesi Tanya buraya geliyor. Gitmeniz gerek."

"Sen."

"Ben prensesim bir şey olmaz bana."

Ruby taşı avucuma bıraktı. Diğerlerine baktım onaylayan bakışları gördüğümde portal açacakken Aaron benden önce davrandı.

Askerlerin sesini duymamızla sırayla portakaldan geçmeye başladık. En son Aaron da geçtikten sonra geçidi aramaya başladık.

"Buldum." Rose'un sesiyle ona doğru adımladım. Duvarın yakınında bir geçit vardı.

"Ee bilinmezliğe hazır mıyız"dedim.

"Vallaha bu iş bitince bir yıl boyunca uyuyacağım ben." Harry'nin sözüyle güldüm.

"Varız kuşum."

"Kuş?!"

Gülerek Elena'ya baktım.

"Kuş sen benim kuşumsun." güldüm.

Geçide elime uzattığımda Aaron elimi geri çekti. Ona soran gözlerle baktığım sırada kendi ilk geçti. Sonra ben ve sırasıyla ilk kızlar sonra erkekler geçti.

Geldiğimiz yer soğuğun hakim olduğu ormanlık bir alandı. Bu kadar soğuk bize bir şey yapmazdı sanırım. Hiç bu kadar soğukta kalmamıştım. Aaron'un yanına gittim.

"Bir fikrin var mı?"

Elf diyarından başka hiç bir yere gitmediğinden dolayı pek bir yer bilmiyordum. Aaron gözlerini gözlerime sabitledi.

"Muhtemelen Güney taraftardayız ama ilk önceliğimiz tipiye yakalanmadan sığınacak bir yer bulmamız."

"Aaron bu sığınak mağara gibi bir yer olabilir mi?"
Max'in parmağıyla gösterdiği yere baktık.

Birkaç metre mesafede bulunan bir mağarayı gösteriyordu. Denemekten Başak çaremiz yoktu bu soğuk bizim için bile fazlaydı.

Mağaraya doğru ilerlemeye başladık, geldiğimizde Jackson ve Aaron içeriyi kontrol etti.

Uygun olunca içeri girdik. Hepimiz sığacak kadar büyüktü. Günün yorgunluğuyla bizimkiler kendilerini direk attılar.

Aaron ortada bir ateş yaktığında yanına gidip oturdum. Sıcak ateş biraz olsun bulunduğumuz ortamı ısıtıyordu.

Dışarda da tipi başlamıştı. Başımı Aaron'un omzuna koydum, günüm yorgunluğuyla gözlerimi kapattığım sırada "Seni seviyorum" dediğini hayal meyal duydum.

Gözlerimi açtığımda Aaron'un kokusu burnuma doldu. Yavaşça yattığım yerde doğruldum. Aaron'un göğsünde uyuya kalmıştım.

Dün gece söylediği şey aklıma gelince doğruluğundan emin olamadım.

Diğerlerinin daha uyuduğunu fırsat görerekten Aaron'un yanağına küçük bir buse kondurup ayağa kalktım. Uyandı mı bilmiyorum ama kızardığıma adım gibi emindim.

Tipi dinmiş ve güneş açmış olan dışarıya çıktım. Biraz hava almak ve çevreyi kontrol etmek içim yürümeye başladım.

Soğuk rüzgar ve beyaz kar örtüsü dışında tek bir canlı dahi görmedim.

Omzuma birinin dokunmasıyla elini tuttuğum gibi çevirip sırtında birleştirdim.

"Ah!"

Ses Aaron'a aitti!

Anında elini bıraktım.

"Özür dilerim ben başkası sandım."

"Önemli değil de az kaldı kolum kırılıyordu."

Aaron ve şaka?!


Garip

Ne garip?

Aaron'un geldiğini hissetmedin. Eğer gerçekten o olsaydı onun olduğunu anlardın .


"Bir sorun mu var?"

"Hayır. Sadece gelmene şaşırdım."

"Seni merak ettim."

"Hımm"

"Hem bak yalnızız."

Kesin kanaat getirdim bu Aaron değil! Kopyası bende ucuz bir kopyası.

Bana yaklaşmaya başladığında geriye bir adım attım. Tam bana sarılacaksın onu göğsünden ittirdim, beklemediği için yere düştü.

Hemen havalandım, yerden doğrulan sahte Aaron ban kuzgun gözlerle bakmaya başladı.

Oda havaalanında şaşırdım ama kendimi toparlayıp bana attığı ateş topununa karşılık su kalkanı oluşturdum.

Kanatlarıma acı hissi gelince tüm ormanı inletecek şekilde çığlık atıp yere son hız düştüm, canım yanıyordu hem de çok fazla biri kanatlarıma zarar vermişti.

Kafamı kaldırıp bana saldıran kişiye baktım bir Aaron daha gördüm. Havadan gelen bir şimşek üstüme gelirken kolumu dahi kıpırdatamadım.

Gözlerimi kapatıp acının gelmemesini bekledim ama gelmeyince yavaşça gözlerimi araladım onun varlığını hissettim tüm hücrelerimde.

Görüş açıma girdiğinde mavi hırçınlaşmış harelerine baktım. Gölgeyi kullanarak kendi gölgelerinde boğulmalarını sağladı.

Vanessa koşarak yanıma geldi, yanıma çömeldi kanatlarıma şifa gücünü kullanırken Aaron da yanıma gelip başımı göğsüne gömdü, kokusunu içime çekerken Vanessa'nın işini bitirmesi beklerdim.

Acım yavaş yavaş azalırken göz yaşlarım da dinmişti.

Başımı Aaron'un göğsünden istemeye istemeye kaldırdım. Kanatlarımı kıpırdatamaya çalıştım ama ağzımdan sadece inleme sesi çıktı, canım çok yanıyordu.

"Luna kanatların çok kötü yanmış canım, yanığı iyileştirdim ama bir süre kanatlarını kullanamazsın."

Yaşlı gözlerimle Vanessaya baktım, o kadar kötü müydü?

Bakışlarımı Aaron'a çevirdiğimde yüzünü buruşturduğunu gördüm.

Onun da canı acıyordu, ayağa kalkmaya yelteninince dengemi kaybettim.
Aaron bir eliyle belimi tutarken diğer eliyle kolumu tutmuştu, beni yavaşça ayağa kaldırdı.

"Ne zamana iyileşir?"

Aaron'un Lilly'e hitaben sorduğu soruya Lilly ilk başta tereddüt etse de sonra ağzını açıp konuşmaya başladı.

"Bir iki ay bilemedim bir yıl. Kanatları çok kötü yanmış tüylerin çıkması zaman alacak."

Boş gözlerle yerde can çekişen iki yaratığa diktim. Kendi görünümlerine bürünmüşlerdi.

Yüzü insana benzese de kanat yapıları bakımından farklılardı. İçimdeki gücü elimde hissetmeye çalıştım ama olmadı, gücümü hissedemiyordum. Lilly'e döndüm, duyacaklarımdan korkmam rağmen.

"Ne oldu bana?"

Gözlerini kaçırdı, keskin bakışlarımla bakmaya başlayınca pes etti.

"Kantların tamamiyle iyileşene kadar ne ejderhaya dönüşebilirsin ne de gücünü kullanabilirsin"

Ne yani bu gerçek olamaz!

İçimde biriken öfkemle yattıklarına döndüm ama sadece gözlerimden damlalar aktı. Yüzümü Aaron'un göğsüne gömerek ağlamaya başladım.

Kulağıma eğildi "Özür dilerim, sözümü tutamadım. Özür dilerim Luna." başımı kaldırdım mavi harelerine baktım "Senin suçun değildi onlardan bir tane var sandım diğerini fark etmedim."

"Benim suçum! Eğer biraz daha hızlı davransaydım sen zarar görmezdin!"sustum.

Aklıma gelen şeyle irislerim kocaman açıldı.

"Luna ne oldu?"

Yutkundum.

"Kan yemini etmiştin."

"Ne ceza verilirse razıyım hakettim."

İrislerine bakarak başımı hayır anlamında salladım.

"Ölmeni istemiyorum."

"Ölmem sana bağlıyım en fazla ceza alırım."

Nasıl bu kadar soğukkanlı olabiliyordu?

"Luna kanadını saralım iltihap kapmasın." Vanessa'nın sözüyle kafamı sallamakla yetindim sadece.

Vanessa çantasından çıkardığı malzemelerle kandını sardı biraz acımıştı o kadar.

İşi bittiğinde geri çekildi, kanıtlarım iki tarafa açık bir şekilde duruyordu canım acılığı için de kapatamıyordum.

"Bunlar  şekil değiştirenler ve aynı zamanda da güç emerler. Burda daha fazla duramayız"

Jackson haklıydı sırada durağımıza uğramaktan Başak seçeceğimiz yoktu.

Ve ben üşümeye başlamıştım, kanatlarımın zarar görmesi tüm dengemi alt üst etmişti. Ciddi anlamda ayakta Aaron'un yardımıyla duruyordum!

"Elena bizi kalkana al. Sonra da kitaba bakalım."

Elena Aaron'un dediğini yapıp bizi kalkana aldığında herkes yere oturdu. Ben de Aaron'un yardımıyla oturdum, kanatlarım iki yana açılmış bir şekilde.

Rose elindeki kitabı alıp çevirmeye başladı. Sonra da gözlerini üzerimizde gezdirdi.

"Şey devamı boş."

"Nasıl ya!"

Max'in sitemiyle beraber Aaron bana döndü.

"Taş cebinde mi?"

"Evet."

Cebimden taşı çıkarıp Aaron'a verdiğimde Rose'dan kitabı aldı ve taşı boş sayfaya tuttuğunda bir şey olmasını bekledik ama olmadı.

"Belki bunu Luna'nın yapması gerekir."

"Tom haklı annem kitabı Lunaya yazdı yani onun yapması gerek."

Aaron elindeki kitabı bana uzattı, elinden alıp taşı boş sayfaya tuttum gücüm olmadığı için işe yaramayacağını düşünüyordum bilakis kitap kıpkırmızı bir ışık yayarak beni yanılttı.

Kitabın boş sayfasında belirginleşen yazıyı yüksek sesle okumaya başladım.

'Karanlık peşimde ne yapacağımı bilemez haldeyim. İlk taşı güvenebileceği birine emanet ettim geriye kaldı yedi.
Vampirlerin elinden gizli geçitle kaçtım. Burda karşılaştığım yaratıklar güç emen türden ve şekil de değiştirenlerdendi. Zayıflıkları tiz seslerdi. Seslere karşı zaaflıkları vardı. Luna bilmecen geliyor bir sonraki yerin bu buzlu yerde seni bekliyor.

Ortada kalmış bir yerde
Bulmak istiyorsan diğerini derinlerde değil
Bir sözü unutma
Bir şeyi gizlemek istiyorsan onu gözler önüne koy

Dikkat et! Tehlikeli yolculuk seni bekliyor. Şekil değiştirenler ve daha niceleri...






Bölüm sonu

•Bölüm hakkındaki düşünceleriniz neler??

•Her türlü eleştirilerimizi söyleyebilirsiniz yadırgamam aksine kendimi düzeltmeye çalışırım.

Ve #Son Muhafız# kitabıma bekliyorum.

•Oy vermeyi de unutmayın.

Continue Reading

You'll Also Like

46.5K 2.2K 29
#yalicapkini #afrasaracoglu #mertramazandemir #seyfer #antepli
37.1K 2.7K 50
# Gençkurgu-- Fantastik # # 1. Akademi # 1. Efsane # 1. Ejderha # 2. Savaş # 1. Büyü - Düşünsene, sen büyünün her şey olduğu bir dünyada, zerre ka...
24.3M 1.4M 80
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bi...
83.9K 6.6K 64
"James lütfen öyle söyleme o bizim aşkımızın meyvesi" "NE AŞKI?" Diye bağırdı James 1. #Dracomalfoy 02/01/2024 1. #Harrypotter 31/08/2023 1. #Slyther...