İkisi kahvaltı masasını hazırlarken Aras demliği masaya koyup Aylin'in sandalyesini çekmişti.
Aylin elindeki peynir tabağını masanın ortasına bırakıp Aras'ın çektiği sandalyeye teşekkür ederek oturmuştu.
Aras bütün bunları ondan hoşlandığı için mi yapıyordu yoksa onun gerçek yüzünü görmek için miydi?
"Sabahları hep böyle kahvaltı mı yaparsınız?"
"Evet. Kahvaltı günün en önemli öğünüdür derdi babam."
"Kahvaltı öğününü genellikle hep atlarım. Sabah sabah iştahım pek olmaz. Gerçi kimin olur ki? Yani siz ve sizin gibiler hariç."
"Sabah sağlam bir kahvaltı yapmazsan daha gün sonu gelmeden yorgunluktan ve açlıktan elenirsin. O yüzden çok konuşmada ye."
Aylin masaya bakıp zeytin olmadığını fark etmişti.
"Zeytini getirmeyi unutmuşum."
Aylin masadan kalkarken Aras çatalındaki peyniri ağzına atmıştı.
"Zeytin yok. Tüketmiyorum çünkü."
"Neden? Çok sağlıklı bir besin."
"Nefret ederim. Sen seviyor musun?"
"Egeliyim ben. Tabiki severim."
"Zeytin yemeni yasaklıyorum."
"Bu imkansız. Ayrıca öyle bir yetkiniz olduğunu düşünmüyorum."
"En azından etrafımda yeme."
Aylin masaya otururken Aras omletten kesip Aylin'in tabağına koymuştu.
"Ye hadi."
"Teşekkür ederim."
Aylin konuşmadan kahvaltı yaparken kafasını tabağından kaldırıp Aras'a baktığında garip hissetmişti.
"Eğer biriyle evlenirsem her sabah bu görüntüyle mi karşı karşıya kalacağım?"
Aras kafasını tabaktan kaldırmadan konuşmuştu.
"Beni izlemek iştahını mı açıyor?"
"Efendim? Ha şey gözüm dalmış."
Aylin hemen kafasını indirip yemek yemeye devam etmişti.
İkisi sessizce kahvaltı yaparken aniden kapı çalınca Aylin elindeki çatalı korkudan düşürmüştü.
"Ya Meral Hanımsa?!"
"Meral olsa ne olur?"
"Hiç iyi şeyler olmaz!"
"Abartma!"
Aras kapıya gidip delikten baktıktan sonra Aylin'e dönmüştü.
"Meral."
Aras tam kapıyı açmak için kolu tutarken Aylin araya girip elini tutarak kapının önünden çekmişti.
"Beni burada görmemeli!"
"Neden?!"
"Sonra anlatırım. Lütfen beni saklayın!"
"Ya bir şey olmaz. Ben açıklarım."
"Olmaz! Lütfen istediğiniz her şeyi yaparım."
"Her şeyi mi?"
"Evet lütfen."
Aras Aylin'in tuttuğu eline bakıp daha sıkı kavramış ve giyinme odasına götürmüştü.
Meral kapıyı daha sert çalıp bir şey olduğunu sanarak telefonla da aramaya başlamıştı.
"Burada bekle."
"Ya buraya gelirse?!"
"Neden gelsin?!"
"Bilmiyorum!"
"Kıyafetlerin arasına gir bir şey yap işte! Gidiyorum ben."
Aras giderken Aylin elini tutup kendine çekmişti.
"Masadaki tabak ve bardağım!"
"Bırak ki halledeyim!"
Aylin Aras'ın elini bırakınca Aras hızla gidip masadaki tabak ve bardağı makineye resmen fırlatır gibi koymuş ve nefes nefese kapıyı açmıştı.
"Neden açmıyorsun kapıyı?!"
"Lavabodaydım."
Meral içeri girip kahvaltı masasına baktıktan sonra çantasını koltuğa bırakıp masaya oturmuştu.
"Bugün çekimlerin erken bitiyor. Sonra boşsun."
"Biliyorum."
"Tabak versene! Hiç misafirperver değilsin."
Aras Meral için tabak ve bardak verirken Meral masadaki ikinci çatalı görünce eline alıp bakarken Aras strese girmişti.
"Bu ne?"
"O şey... Çatal."
"Hadi canım!"
"Ya yere düşmüştü. Bende üşenip oraya koyup kendime yeni çatal aldım."
"Sen! Düzen konusunda! Üşendin!"
"Yorgunum ne yapayım?!"
"Niye bağırıyorsun sabah sabah?! Kötü bir şey mi dedim?!"
"Sen beni strese sokuyorsun."
Aras Meral'in çayını doldurup karşısına oturmuştu.
"Dün anlattıklarından sonra kararını verdin mi?"
"Gözlemleyeceğim... Her ikisinide."
"Ama uzaktan."
"Yine başlama!"
"Seni uyarmak zorundayım!"
"Lütfen kahvaltını yap."
Meral göz devirip kahvaltısını yaparken Aras Aylin sayesinde stres olmuş ve stresten ayağını titretiyordu.
"Neyin var?"
"Bir şeyim yok."
"Aras enayi değilim."
"Stresliyim çünkü... Kerem gibi bir oyuncuyla oynamak beni geriyor."
"Neden? O da insan sende."
"Ama benim yaşım kadar adamın kariyeri var. Adam repliğini asla unutmuyor ya da hata yapmıyor. Yapsa bile o kadar profesyonel ki hemen doğaçlama yaparak orijinalden daha iyi iş ortaya koyuyor."
"Onun büyük bir hayranıydın. Çalışmak zevkli olamaz mı?"
"Zevkli ama hayranı olduğum için stresim iki katına çıkıyor. İrem'in sahneleri değiştirip tekrar çekmesi haricinde diğer sahne tekrarları benim hatalarım yüzünden çekiliyor."
"Kerem sanki annesinin karnından star olarak doğdu! O da senin yaşlarında böyleydi. Hata yapmak kötü bir şey olsaydı insanlar hatalarından ders çıkarıp daha iyiysi olmazdı."
"Meral... Beni rahatlatıyorsun."
"Ben bunun için varım. Ayrıca kendini hata yapma diye zorlarsan daha çok hata yaparsın. Beynine sürekli hata yapma diye komut verirsen asıl odaklanman gereken şeyleri unutursun ve bu daha feci sonuçlar doğurur."
Aras gülüp derin bir nefes almıştı.
"O kızın üstüne gereksiz gittin ama biliyorsun değil mi?"
"Kimin? Aylin'in mi?"
"Evet. Herkesin içinde böyle bağıramazsın."
"Özür dilemeliyim."
"Bir zahmet."
***
Meral evden çıktığında Aras koşa koşa giyinme odasına girdiğinde Aylin'i görmeyince kıyafetlerin arasını kontrol ediyordu.
"Aylin!"
Aylin'den ses gelmeyince Aras panikleyip Aylin'i kıyafetlerin arasında daha hızlı arıyordu.
Tek bakmadığı yer sweatshirtlerinin olduğu kısımdı.
Yavaşça yaklaşıp hızla eliyle askıları tutup kenara kaydırdığında küçücük bedeniyle iki büklüm uyuyakalmış Aylin'i görünce rahatlayıp diz çökmüştü.
"Çok korkuttun beni."
Aras Aylin'in önüne düşen saçlarını geriye atıp kucağına yavaşça almıştı.
Aylin'in 1.63 uzunluğundaki bedeni 1.91 boyunda olan Aras'ın uzun kolları arasında kaybolmuştu.
Aras Aylin'in bedenini yavaşça yatağına koyarken Aylin hiç alışık olmadığı, buluttaymış hissi veren lüks yatağa kendi yatağıymış gibi yerleşmişti.
Aras getirdiği ince pikeyi Aylin'in omuzlarına kadar örtüp onu izlerken sete geç kalacağını fark edince üstünü değiştirip evden çıkmıştı.
***
Aylin gözlerini açıp kollarını yukarı kaldırarak esneyip gülmüştü.
"Ağrıyan yerlerim hiç ağrımıyor."
Aylin aniden etrafına bakıp yatağa oturmuştu.
"Lan!"
Aylin telefonunu ararken bulamayınca yatak odasından çıkıp salona geldiğinde masanın üstünde duruyordu.
Telefonu eline alıp saate baktığında çoktan akşam sekiz olmuştu. Ölü gibi uyuduğu için hiç farkında değildi.
Eşyalarını sağ eline alırken ayakkabısını bile giymeden sol eline alıp evin kapısını açtığında Meral ve Aras'ın seslerini duyunca kapıyı hızla kapatıp salona geri dönmüştü.
Panik atak geçirecekti neredeyse. Ne yapacağını düşünürken Aras'ın giyinme odasına girip aynı yerde beklemeye başlamıştı.
Aras kapıyı açıp Meral'i içeriye alırken çaktırmadan göz ucuyla etrafı kontrol ediyordu.
"Ben üstümü değiştirip geliyorum."
Meral tabletinden işlerini hallederken hiç oralı bile olmamıştı.
Aras yatak odasına girip yatağa baktığında Aylin'i görmeyince rahatlayıp giyinme odasına girmişti.
Kot ceketini ve tişörtünü çıkarıp kenara atarken sweatshirtlerinden birini giymek için elini uzatıp seçerken aniden gözü kapalı korkudan iki büklüm olan Aylin'i görünce bağırmıştı.
"Aras!"
Meral bağırış sesini duyunca fırlayıp yatak odasına girdiğinde Aylin ellerini birleştirip konuşmadan Aras'a yalvarıyordu.
"Aras iyi misin?!"
"İyiyim! Sadece ayakkabının ucunu görünce fare sandım."
"Salak! Ödüm koptu!"
"Sen git birazdan geliyorum ben."
"Tamam dikkat et!"
Meral salona gidip eski yerine kurulurken Aylin sessizce yalvarmaya başlamıştı.
"Lütfen gitmeme yardım edin."
"Sen hâlâ burada mısın?!"
"Suç sizin! Neden beni uyandırmadınız?!"
"Ha yani hem suçlu hem güçlü!"
"Tamam sabah ki yardımınızla birlikte istediğiniz iki şeyi yapacağım eğer beni buradan Meral Hanıma yakalanmadan çıkarırsanız."
"İstediğim herhangi iki şey..."
"Evet ne isterseniz."
"Anlaştık."
Aylin rahatlayıp derin nefes verirken dibinde yarı çıplak halde duran Aras'ın farkına yeni varmıştı.
Aylin'in gözleri Aras'ın karın kaslarına kayınca Aras da nereye baktığını anlamak için eğildiğinde fark edip hemen elleriyle vücudunu kapatmıştı.
"Sapık mısın?!"
"Aras! Çabuk gel de markalardan gelen teklifleri değerlendirelim!"
"Geliyorum hemen!"
Aras ayağa kalkarken Aylin bileğini tutmuştu.
"Gitmeyin. Daha çok korkuyorum!"
"Seni kurtarmak için gitmem gerekiyor!"
***
Aras giyinme odasına girip kucağında eşyaları ile bekleyen Aylin'in elini tutup kaldırmıştı.
"Meral abla şu an lavaboda. Acele etmemiz lazım."
Aylin kafasını sallayıp elini daha da sıkı kavramıştı.
Aras giyinme odasından yatak odasına geçip kapıyı açmıştı.
Sağını ve solunu kontrol edip hızlı ama sessiz adımlarla salonun ortasına geldiklerinde Meral'in lavabodan çıktığını duyduklarında apar topar odaya girmişlerdi.
Aras Aylin'i kapıya yaslayıp eliyle ağzını kapatırken sesleri takip ediyordu.
"Elimi çekeceğim ve sakin olacaksın."
Aylin kafasını hızla sallayınca Aras elini ağzından çekmişti.
"Kesin yakalanacağız! Öldük biz!"
"Sana sakin ol dedim!"
"Aras neredesin?!"
"Şey... Yatak odasındayım. Şarj aletimi arıyorum geleceğim birazdan."
"Tamam ben çalışma odasındayım!"
"Tamam sen takıl geliyorum."
Meral'in ayak seslerini ve kapı sesini dinleyen Aras, Meral'in odaya girdiğini anlayınca yatak odasının kapısını hızla açıp koşarak dış kapıya yönelmiş ve kapıyı açmıştı.
Aylin elindeki eşyalarla koşarak dışarı kendini atarken ayağı burkulunca yüz üstü yere kapaklanmıştı.
Canı feci halde yansa bile hemen toparlanıp ayağa kalkmıştı.
"İyiyim ben! Gidin siz!"
"Emin misin?! Çok kötü düştün!"
"Gayet iyiyim. Gidin!"
Aylin seke seke çıplak ayakla koşarak uzaklaşırken Aras dibinde duyduğu sesle sıçrayıp kapıyı hızla kapatmıştı.
"Ne yapıyorsun burada?"
"Hiç! Hiç öyle kapı çaldı sandım bakındım."
"Sen bugün biraz garipsin de hadi hayırlısı."
"Yoo gayet normalim. Sen hani çalışma odasındaydın?"
"Su almaya geldim."
"Tamam sen git ben kahve yapıp geliyorum."
"Gerçekten mükemmel birisin. Menajerin olmaktan gurur duyuyorum."
"Bende bende..."