Mafya'nın Aşkı

By mmavi_bulutt

1.5M 46.4K 16.5K

20 yaşında iç mimarlık 2.sınıf öğrencisi ,dış çevre ile çok bağıntısı olmayan genç bir kız. 26 yaşında acım... More

♧Karşılaşma...♧
♧Sevgilim ol!♧
♧Taşınma mı??♧
♧Kabul ediyorum..♧
♧Proje...♧
♧Tatil...♧
♧Takip...♧
♧Kedi...♧
♧Sekreter♧
♧Bilinmeyen numara?♧
♧Bitmeyen Korkunç Gece...♧
♧Akşam yemeği...♧
♧Zehirlenme...♧
♧Los Angeles...♧
♧Bileklik...♧
♧Aile Tanışması..♧
♧Davet...♧
♧Çam ağacı...♧
♧Sarhoş...♧
♧Alaca...♧
♧İş toplantısı...♧
♧Ceza...♧
♧Korku filmi...♧
♧Silah sesi...♧
♧Mor güller...♧
♧Hastalık...♧
♧Kar...♧
♧Kaçırılma...♧
♧Doğru mu??♧
♧Kimden Geldi?♧
♧Bırakma Beni Mert...♧
♧Yeni yıl..♧
♧14 Şubat❤♧
♧İhanet mi??♧
♧Gelen Kim??♧
♧Gün batımı...♧
♧Acı Gerçekler💔♧
♧Temiz Sayfa...♧
♧Acaba??♧
♧Doğum Günü...♧
♧Yer Altı Zindanı...♧
♧Geçmişden Gelen...♧
♧Maket Ev Seferberliği...♧
♧Kimin Adamı??♧
♧İstenmeyen Misafir...♧
♧Birden Bire...♧
♧Kurtar Beni...♧
♧Maldivler🌊♧
♧Son Anda...♧
♧Evlilik meselesi...♧
♧Plan...♧
♧O şarkı...♧
♧Evet mi?❤ Hayır mı?♧
♧İtalya🍨♧
♧Unutkanlık...♧
♧Ufak sorun...♧
♧Dövme...♧
♧Kız isteme⚘♧
♧Mezuniyet♧
♧Yıldızlar♧
♧Bekarlığa Veda Partisi♧
♧Kına Gecemiz♧
♧Düğün♧
♧Balayı♧
♧Balayı dönüşü♧
♧Büyük Anlaşma♧
♧Karışık Duygular...♧
♧İlk Anılarımıza Dönüş♧
♧Orman Yolu🐎♧
♧Esra~Ömer İlişkisi♧
♧Hamile miyim?♧
♧Bebeğimizle Tanışma♧
♧Kalp Atışı♧
♧Bebeğim Yaşıyor Mu?♧
♧Ekşi Erik♧
♧Sürprizler♧
♧Gizemli Kaset♧
♧Şart♧
♧Kavga♧
♧Tekme♧
♧Cinsiyet♧
♧Uçak kazası♧
♧Atmayan Minik Kalp ♧
♧Gök Gürültüsü♧
♧Duygusal Değişimler♧
♧Kızımın İsmi♧
♧Doğum..♧
♧Yeni Düzen 👼♧
♧Senin Suçun ♧
♧Ölemezsin..♧
♧Küçük Aşk Oyunları♧
♧İntikam..♧
♧ Ve Sonuçları..♧
♧Yanlış Anlaşılma♧
♧Belirsizlik♧
♧Yalanlar♧
♧Gidiyorum...♧
♧İkinci Şok.. ♧
♧Kırmızı Bileklik♧
♧Korkular...♧
♧İntikam Oyunu...♧
♧Baş Başa Bir Gece♧
♧Ölüm Dolu Sokaklar♧
♧Bazı Hayatların Acıları♧
♧Trafik Kazası♧
♧MERT..♧
♧Yaşam mı, Ölüm mü?♧
♧Gizemli Çiçek Kartı♧
♧İkimizden Birisi Ölecek..♧
♧İçimizdeki Düşman♧
♧Yeni Sırlar... ♧
♧Kardeşler Mi?♧
♧Onu Kabul Etmeli Miyim?♧
♧Annelerimiz..♧
♧Neden Sakladın?♧
♧Boşanma♧
♧Affetmiyorum..♧
♧Bebeklerimiz♧
♧Kaderim Sizin Elinizde🌺♧
♧Baba-Kız Kıskançlığı♧
♧Aşiret Düğünü♧
♧Hisler..♧
♧Kurtaracak bizi..♧
♧Ölüm..♧
♧İntikam mı??♧
♧Bebeklerimin Hayatı♧
💙💙1Milyon💙💙
💜Yeni Kitap Duyurusu💜
♡Zehirli Kalpler-Yeni Kitap♡
♧Yeni Aşklar..♧
💜Güzel Haber💜
♧Kimseye Ait Olamazsın♧
♧Asla♧
♧Bu Kalpte Asla Olmadın..♧
♧İkiz Bebekler♧
♧Dikkat Et...♧
♧Buradayım...♧
♧Hayal..♧
💫DUYURU💫
♧İki kayıp!♧
💜2.Yıl💜
♧🐞Disneyland❄♧
♧2024🍷♧
♧Kafes Dövüşü ♧
🤎Önemli Duyuru🤎
♧Hastalıklar..♧
Dedikodu Times🙈
♧ Baba Oluyorum...♧
💜Ramazan Ayı💜
♧Boş Mezar..♧
♧ Keder Çığlıkları☔️♧
📢Bölüm Duyurusu..📢
💜QUİZ💜

♧Kıskançlık...♧

9K 272 42
By mmavi_bulutt

Selamlarrr🙋🏻‍♀️

Bölüm biraz geç kaldı. Eğer aksilik olmazsa yarın da yeni bölüm atacağım..

Keyifli okumalar 💛💛

EFTELYA

Mert de benimle kaldı. O da benimle ilk gerçek işimi öğrenecekti. Onun ki daha çok kim olduğunu ve ne yapacağımızı öğrenmekti...

Toplantıya girdik. 30'a yakın çalışan toplantıdaydı. Benim çalışanlarım. Bu gerçekten garip bir duygu.

O kişinin benim ile çalışmak istemesi daha da ilginçti? Neden ben ki daha tecrübem bile yokken...

Ve öğrendiğim bir diğer şey ise bana çalışmak için ortaklık teklifi gelmiş. Tabiki Mert bana bunları söylememesi için adamları sıkıştırmış. Neden böyle yapıyordu ki? Zaten çalışmam gerektiğini o söylüyordu, beyefendi şimdiden benim işime karışıyor...

Kısa bir toplantı yaptık. Ben bana gelen iş tekliflerine şöyle bir göz attım. Gerçekten de önemli isimler de vardı. Biraz da erkek çoğunlukta.

Herkes çıktı. Mert ile ben odada kaldık.

"Mert sen neden benim işlerime karışıyorsun? Adam demese haberim olmayacak."

Cevap vermedi. Sanki saklayan benmişim gibi bakıyordu.

"Sevgilim beni düşünüyorsun biliyorum ama bu benim işim ya hani, ben mi değerlendirsem? 1-2 teklif de değil 9-10 teklifi benim adıma reddettirmişsin."

"Neden sana sadece erkekler iş teklif ediyor? Erkek ile iş yapamazsın!"

"Pardon nedenmiş? Ben sana kadınlar ile çalışamazsın diyor muyum? Hayır. Bu benim işim hangi işi beğenirsem kabul ederim."

"Eftelya..."

"Boşa Eftelya deme Mertcim, bu arada teşekkür ederim heyecanım kaçtı."

Arkamı dönüp odamdan çıktım. Sinir şey. Neymiş erkekler ile çalışamazmışım. Dünyanın kaç yerinden ünlü mimarlar benim ile ortak proje yapmak istiyor ama erkek olduğu için olmazmış. Benimde adım Eftelya ise o teklifi kabul edip projeye başlayacağım..

Arkamdan Mert bana seslendi. Durup arkama baktım.

"Tamam dur bir güzelim."

"Durmam, beni çok üzdün. Beklemezdim senden bunları."

Benim elimden tutup beni geri odama soktu.

"Özür dilerim. Tamam senin ilk işinde karışmayacağım ama benim de her şey den haberim olacak."

"Hahh... ilk işim diye karışmayacak mısın? Bu ve bundan sonrakilere de karışmayacaksın."

"Orada dur bakalım küçük hanım. Hiç bir erkekle yakın olamazsın."

"Mert ya saçma sapan konuşma. Sen beni mi kıskanıyorsun onlardan?"

Çok ciddi bir şekilde ve hızlıca;

"Hayır.."

O kadar belli ki kıskandığı.

"Sevgilim farkında isen evde, şirkette, dışarıda dibimde 20 adam ile yaşıyorum. İster istemez zaten adamlar bana yakın oluyor. Onlardan rahatsız olmuyorsun da, sadece bir iki defa göreceğim adamdan mı kıskanıyorsun?"

Alaycı gülümsemem ile ona baktım.

"Bir kere onlar senin koruman onlar sana o anlamda yakınlaşamaz, bakamazlar ama o p*çler sana başka niyetle yaklaşa bilirler."

Ciddiyetimi koruyamadım gülmeye başladım.

"Kısaca kıs-ka-nı-yor-sun.."

Önümden çekilip kapıya gitti. Tam çıkacakken;

"Saat 4 de alacağım seni o p*ç adamı seçme hakkını kaybettin..."

Arkasını dönüp gitti. Fırsat bu fırsat biraz beni kıskanmasından ne gibi bir şey olabilirdi ki. Biraz kıskandırmam lazımdı...

Bende asistan kız gibi heyecanlıydım. O benim ile çalışacağı için heyecanlıymış. Kendisini tutamayıp dedi. Çok cana yakın birisiydi ve gerçekten ilk dakikadan işine odaklanıyordu. Daha ilk günü olmasına rağmen ortak noktalarının çoktu. Önceki 4 yıllık çalışması da gerçekten iyiydi.

Ben ise ilk resmi işim için heyecanlıydım...

Mert'in benim adıma reddettiği projelere de baktım. Pek de içime sinmedi. Birazda Mert'den korktum. Yalan yok. Kıskandırayım derken adamların ölümüne yol açamam. Çünkü bunu bir kelimesi ile yaptırır.

Bunları yarın daha detaylı inceleyecektim. Nasıl olduysa zaman geçmiş. Saat 4'e yaklaşıyordu. Mert'i biraz gıcıklandıracaktım. Nedensiz onu sinir etmek, uğraşmak istiyordum. Galiba bana pek bir şey diyemediği içindi.

Odaya birden birisi girdi. İstemsizce birazcık bağırdım. Ödüm koptu ama. Mert gelmiş.

"Ayy Mert sen miydin, ödüm koptu. Şu kapıları yavaş açmayı ben sana öğretemedim."

Gülerek masamın yanına geldi.

"Özür dilerim güzelim."

Elimden tutup beni kaldırdı. Kendine çekip beni öpmeye başladı.

"Patronluk sana çok yakışmış küçük hanım, hemen adapte olmuşsun."

"Cidden yakışmış mı?"

Kafasını boynumun arasına koydu. Kafasını salladı.

"Gidelim mi?"

"Eve mi gideceğiz?"

"Hayır. Bir anlaşma için yemeğim var seninle beraber gideceğiz."

"Yemek mi? Kiminle?"

"Bilemezsin. Hemen çıkalım."

"Bari üstümü değiştireyim. Eve uğrayalım."

Kafasını salladı. Kim olduğunu da bilmiyorum. Merak ettim.

Eve gelip hemen üstümü değiştirdim. Normal bir elbise giydim. Hava çok sıcaktı. Geri arayaba binip lokantaya gittik.

Burada anlayamadığım bir şey vardı. Bu mekanda kapattırılmış. Mert'in adamları gibi tonlarca yabancı koruma var. Yemek yiyeceğimiz kişi ise bir kadındı.

Kendimi bozuntuya vermeden Mert'in koluna girdim ve masaya yürümeye başladık. Masaya gelince kadın elindeki kadehi masaya bırakıp ayağa kalktı. Elini uzattı.

"Merhaba Mert."

Mert onun yüzüne bile bakmadı. Benim sandalyemi çekti, oturdum. Mert onun elini tutmadan masaya oturdu. Anladığım kadarı ile cümleleri çevirebiliyordum.

"Görüşmeyeli hiç değişmemişsin."

Mert sert bakışı ve sesi ile;

"Sende bayağı yalaka olmuşsun."

Kadın orada ne diyeceğini bilemedi. O da yerine oturdu. Kadın benimle konuşmaya başladı.

"Merhaba Eftelya, Mert benim kim olduğumu söylememiştir adım Maria. Sonunda tanışabildik."

Hafif gülümsedim.

"Memnun oldum."

Şuan ortamın gerginliğini iliğime kadar hissediyordum. Hafif karanlık, her tarafta adamlar, Mert ve kadın...

Yemeği Mert benim adıma söyledi. Bu kadın kimdi bir türlü anlayamıyordum. Çok değişik konuşuyordu. Bazen Mert'in o kadına bakışlarını fark ediyordum. Şuan çok fena kıskanıyordum. Kadın çok güzeldi...

Tek anladığım şey teslimat işi idi. Bir teslimat var ama ne teslimatı, kimin teslimatı, nereye gidecek hiçbir şey anlamadım. Çok şifreli konuşuyorlardı.

Gergin ortam bitmedi. Yemek sonlarında Mert daha da sinirleniyordu. Ikiside bana baktı. Ağzımdaki lokmayı yutamadım. 1 dakika sonra Mert ayağa kalktı. Kadına bağırdı, benim elimden tutup kaldırdı. Oradan bir anda ayrıldık. Bir şey diyemedim. Arabaya bindik. Çok sakin bir sessizlik vardı.

"Mert..."

"Başka yere yemek yemeye gidelim."

Kafamı salladım. Çok sinirlendiği zaman korkunç oluyor. Ona rağmen ben olunca sinirini yutmaya çalışıyor. Bana göstermemeye çalışıyor.

"Şeyy Mert.."

Yoldan gözünü ayırıp bana baktı.

"İstersen eve gidelim, yorgunsundur sen. Evde bir şeyler atıştıralım."

"Olmaz, beraber yemek yiyeceğiz."

"Ben senin için demiştim ya neyse.."

Kafamı arabanın camına yasladım. Yola baktım. Arabayı yavaş sürmeye başladı. Elimi tuttu. Bugün iyi değildi. Çok merak ediyordum ama soramıyordum.

10 dakika sonra başka bir lokantaya geldik. Ben sadece tatlı istedim. Zaten canım yemek istemiyordu. Masada ikimizde konuşmuyorduk. Mert sessizliği bozdu;

"Güzelim tatlı ile oynamada ye hadi."

Gözümü tatlıdan çekmeden hafif kafamı salladım.

"Bana bak bakalım."

Kafamı hafif kaldırıp baktım.

"Efendim?"

"Efendim mi? Ne oldu sana bugün sessizsin."

"Konuşasım yok. Artık kalksak mı? Eve gidip ders çalışmam gerek."

"Hayır, anlat dinliyorum."

"Bir şey yok. "

"Sabah ki meselemi yoksa?"

Doğru bir de o vardı.

"Bir mesele yok ya, gitmek istiyorum."

Bana hiç bir şey anlatmıyordu. Bende onun yaptığı gibi hiç bir şey anlatmayacağım.

Masadan kalktık. Direk eve geçtik. Ben odama çıktım. Üstümü değiştirip çalışma odasına gittim. Biraz ders çalıştım. Gece yarısı olmuş. Yarın okula gitmem gerekti ama ben o projeye biraz bakmak istedim. O son gelen teklifi kabul edecektim.

1 saat kadar daha oturdum. Çalışma odasına sürekli bir şey getiriyorlardı. Mert sürekli bana yiyecek bir şeyler gönderiyordu. Ve her gönderdiğinde de not vardı. Aynı evde notlaşıyorduk. Bir ara hoşuma gitti. Güldürmeyi başarıyordu.

Yatağıma geçip uyumaya çalışıyordum ama yok olmuyor. Ben o kızı çok kıskandım. Mert'in her şeyini biliyordu. Sevdiği, sevmediği, yaptığı, yediği... nasıl bu kadar bilgi sahibiydi ki? Mert'in bu şeylerini bir tek Ömer ile Bars biliyor sanıyordum. Kız beni yarım saatlik yemekte müthiş derecede derde soktu.

Mert ise hala bana onun kim olduğunu, ne işi yaptıklarını, nasıl bu kadar şey bildiğini söylemiyordu. Asıl üzüldüğüm şey ise o idi. Normalde anında bana açıklardı ama bu sefer bir şey yok gibi yaptı. Mert'in bakışlarını da görmedim de değil. Ben onu kıskandırma planları yaparken, o beni kıskandırdı.

Bu gece de düşünmekten uyuyamayacaktım...

O kadar dalmışım ki Mert'in odama geldiğinden bile haberim yoktu. Yatağımda bir ağırlık hissedince anladım.

Hemen arkamdan bana sarıldı. Nefesini ensemde hissediyordum.

"Öpmeden mi uyuyacaksın güzelim?"

Cevap vermedim.

"Uyumuyorsun güzelim, dön bana bakalım."

Nereden anlıyordu, anlamıyordum. Dediği gibi ona döndüm.

Beni öpmeye başladı. Bana bugünkü olay dışında boş boş bir şeyler anlattı. Ama hala bugünü anlatmadı. Sonra yanımdan kalkıp gitti. Ama Mert bey benim adım da Eftleya ise seni öyle bir kıskandıracağım ki...

Sabah ondan önce uyanıp direk okula gittim. Telefonumu da kapattım. 4 saat boyunca kapalı kaldı. Tabi Mert bey beni arama gereği bile duymamış. Korumaları bile aramamış.

Okuldan sonra şirkete geçip o iş teklifini kabul ettiğime dair belgesi falan filan anlamadığım işleri hallettim. O ortaklık yapacağım adam da 2 günlüğününe New York'a gelmiş. Bugün şirkete gelecekti.

Tam 30 dakika süre tuttum. Bu konuyu Mert'in şirketimdeki adamları illaki duymuştur. Demiştir bile. Tam 30 dakika sonra Mert ile adam aynı anda buraya gelmiş olacaktı.

Tam dediğim gibi hatta daha erken Mert geldi.

"Güzelim."

"Hoş geldin (iç sesim ile; hödük bey)"

"Hoş bulamadım ama.. adamlar ile iş ortaklığı yok demiştim."

"Bende bu benim işim demiştim."

Biraz sinirlendi hatta baya sinirlendi.

"Eftelyam benim dediğimin niye zıttını yapıyorsun sen?"

"Off Mert sıkma beni ya. Dün kadın ile anlaşma yapmasını biliyordun. Yemek yemesini de ben ağzımı açıp bir kelime dedim mi? Hayır. Biraz benim kararlarıma olumlu baksan. Ben o işi beğendim ve yapmak istiyorum. İster erkek olsun ister kadın, ister kör, ister sağır ben işi beğendim ve yapacağım."

Ellerini sıktığını gördüm. Cevap vermeden şirketten gitti. Ömer bana dönüp;

"Yengem dikkat et, abimi ben halledeceğim."

Kafamı salladım. Ben ne yaptım ki şimdi. Mert işte.

Asistanım Türkçeyi çok iyi biliyordu o yüzden Türkçe konuşuyorduk. Adı da Isabel'di.

Isabel toplantıyı ayarladı. Bir de baktım Ömer geri gelmiş.

"Ömer sen niye geldin?"

"Abim gönderdi beni, toplantıda yanında olmam için."

"O nereye gitti?"

"Şirkete gitti, toplantı vardı."

Kendi kendime "Dün gördüm o toplantıyı."

"Efendim yengem?"

"Sana bir şey demedim. Gerek yoktu zaten başıma adam koymuştu iş için. O kadar kişi de olacak."

"Yengem abimi biliyorsun işte. Ben yanında olayım."

Kabul ettim. Toplantıya girdim. Adam o kadar nazik birisiydi ki gerçekten yapmamızı istediği proje hakkında bir kaç fikir alışverişi yaptık. Kendisi bir ön plan hazırlamış. Bana bir örneğini verdi. Bende onun üstünde biraz değişiklik yapacaktım. Para işini Finansal müdürü ile konuşulacaktı.

"Eftleya hanım gerçekten sizin ile çalışmayı çok istiyordum. Teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim."

"Asıl ben teşekkür ederim. Çok tecrübem olmamasına rağmen benimle ortak bir projede olmak istediğiniz için."

El sıkışıp anlaştık. O şirketten gitti. Ömer'e dönüp;

"Abine git her şeyi anlat. Ve eve gelmeyeceğimi söyle. Kalbim çok kırıldı. Esra'nın yanına gideceğim. Bugün orada kalacağım."

"Yen..."

Onu dinlemeden toplantı odasından çıktım.

"Isabel ilk işimize başladık. Umarım bir aksilik çıkmaz."

"Umarım efendim."

Çantamı alıp aşağı indim. Arabamı sakin sakin sürerken korumaların olduğu araba bir anda önüme geçti. Telefonumu açmayı unuttum ben, çantamdan telefonu almaya çalıştım. Telefonu açtığım anda Mert aramaya başladı. Umursamadan telefonumu koltuğa attım. Esra'nın yanına geldim.

Ona bugün ki olayları anlattım. Ve dünkü olanları da;

"O kız ile arasında bir şey var ama ne bilmiyorum. Mert'i iyi tanıyor ve kız çok güzel."

"Kuzum sen yine biraz kuruntu mu yapıyorsun? Ben bir şey olduğunu sanmam."

"Kuruntu değil ya, bana kim olduğunu bile demedi. Hödük beni kıskandırmaya çalışıyor ve bunu da başardı. Ama ben altta kalmam. O da beni kıskanacak."

"O işi bu yüzden mi kabul ettin yoksa?"

Gözlerimi kaçırdım.

"Kuzum sen deli misin? Ben bile kısa süre tanıdığım halde, Mert enişte onu kıskanırsa öldürebileceğini anladım."

"Bir şey yapmaz herhalde. Zaten adamı bir daha proje bitince görebilirim. İki günlük buraya gelmiş."

Biraz daha konuştuk. Kapı sesi geldi. Esra kapıya bakmaya gitti. Bende mutfağa gidip su aldım. İçeriye döndüğümde Mert gelmiş sinirli sinirli beni bekliyordu.

Hiçç kendimi bozmadan koltuğa geçtim.

"Seninle konuşacağız küçük hanım.. Eve gidiyoruz."

"Bence konuştuk, hem eve gelmiyorum."

"Eve gidiyoruz dedim!"

"Hayır dedim. Sen benim yaptıklarımı kabul et bakarız."

Odada olan herkes bir anda ortadan kayboldu. Mert bana oradan bakıyordu. Elimde olan çikolatayı yemeye başladım.

"Bak sinirleniyorum, eve gidince konuşacağız her şeyi. "

"Gelmiyorum, götür götürebilirsen."

Yanıma gelip beni çok kolay şekilde kucağına aldı. O kadar direndim. Arabaya götürdü.
Adamlara bağırarak;

"ANAKTARI VERİN!"

Ürkütücüydü ama kendimden emin olmam lazımdı.

Yine yollara düştük. Arabada bana kızmaya başladı.

"Senin dünden beri neyin var? Ne konuşuyorsun, ne bir şey diyorsun, sabah erkenden gitmeler, telefonlar kapanması, ve en önemlisi benim haberim yokken işi kabul ediyorsun..."

Kısaca kızıyordu.

"Asıl sana ne oluyor Mert? Beni dün yemek var diye götürüyorsun kadın kim bilmiyorum, seni o kadar iyi tanıyor ki..."

Konuşmak istemedim. Arabayı durdurup bana baktı.

"Beni ondan mı kıskandın sen?"

"Kıskanmadım sadece.."

Yalan bulamadım. O sinirden köpüren adam bir anda gülmeye başladı.

"Ne gülüyorsun ya?"

Kemerimi açıp arabadan aşağı indim.

O da indi.

"Sen beni kıskandığın için mi bu triplerin?"

"Kıskanmadım..."

Benimle alay etmeye başladı. Ben de sinirlenip ona döndüm.

"Sen benim ikidir kalbimi kırıyorsun. O yüzden seninle konuşmak istemiyorum. Beni yalnız bı.."

Her zaman yaptığı şeyi yapıyordu. Yine ben konuşurken dudaklarıma yapışıyordu. Beni susturuyordu. Ama daha sıkı yapışmıştı.

Kendimi çektim.

"Hep bunu yapıyorsun. Kavga ederken beni susturuyorsun. Ben seninle gitmek istemiyorum."

Arkadaki korumaların bindiği araca ilerledim.

"Çekilin ya bu arabaya bineceğim."

Yanaklarım kızara kızara arabaya gittim. Arkaya bindim. Mert'de yanıma geldi.

"Arabana gitsene ya, gelme benimle."

Kafasını hayır gibi salladı. İyice yerleşti. Arkamı ona döndüm. Yolda giderken içim içimi yedi. Benim o kadının kim olduğunu öğrenmem gerekti. Bi beş dakika sonra Mert beni kendine çevirdi.

"O kadın benim iş ortağım, yanlış iş yaptığı için kavga ettim o yüzden sinirlendim. Ortağım değil artık. O benim hiç bir şeyim değil, olamaz da. Ben seni onu kıskanabileceğini düşünemdim."

Dün yapması gereken konuşmayı kavga ede ede öğrendim.

"Niye bana anlatıyorsun? Merak etmiyorum?"

Bana güldü.

"Merak etmemiş halin bu mu? Kurban olduğum ben seni üzgün, mutsuz olmanı istemiyorum. Senin ilk işin olduğunu ve heyecanlı olduğunu da biliyorum. Birden bu kadar kişinin seninle iş yapmak istemesine de şaşırıyorsun. Ama benim de senin işin ile ilgili bir şey diyorsam dinle. Bak sen yakın zamanda çok kötü bir şey yaşadın. Tehdit tamamen ortadan kalkana kadar, erkekler ile iletişim kurmanı istemiyorum. Bak her şey olabilir. Senin bilemeyeceğin çok şey oluyor. Sen çok temiz kalpli ve safsın. Etrafındaki herkesten şüphe et."

Bir yerde haklıydı. Biliyorum beni korumaya çalıştığını ama böyle de olmuyor.

"Ama beni çok kısıtlıyorsun."

"Kısıtlamam gerek ama belli bir süre daha."

Geri arkamı dönüp camdan dışarı bakmaya başladım. Hala ölüm korkum devam ediyordu. Hala kabusum bitmiyordu...

Evin bahçesine girdik. Arabadan indim. Ölü gibiydim. Biraz, hatta baya moralim bozuktu. Kafamı eğip odama kadar çıktım. İki dakika sonra kapım çaldı. Mert odama geldi.

"Mert sonra konuşsak ol..."

Köpek havlama sesi duydum. Mert'in elinde o bulduğum yavru köpek vardı. Çok tatlı duruyordu.

Mert'in elinden köpeğimi alıp sevmeye başladım. O ölü halimden tamamen arınmıştım. Mert köşeden beni ve köpeği seyrediyordu.

"Köpeğimi getirdiğin için teşekkür ederim. "

Yanıma gelip yere oturdu.

"Teşekkür etmek yok."

Köpeğim ile biraz daha oynadım. Bugün tek iyi olan şey galiba köpeğin gelmesi idi. Ha birde Mert'in beni öpmesiydi...

Beğendiniz mi??

Yorum yaparsanız mutlu olurum 😇

Oy vermeyi unutmayınnn💛💛

Bölüm biraz içime sinmedi gibi umarım beğenirsiniz...

Continue Reading

You'll Also Like

373K 17.9K 18
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...
4.6M 257K 94
Benim ruhum delik delikti. Biri benim anahtarımı bulup açsa ve o ruhu çıkarsa , ruhumun üzerindeki yanık izlerinden , hayal kırıklığı izlerinden , ac...
1.7K 184 9
gel gel kovamız var çok şükür
YÜRÜYÜŞ By Taner

Teen Fiction

3K 1.2K 13
'Ellerimi kot ceketimin ceplerine yerleştirdim, yaslandım banka iyice ve hiç bir şey düşünmemeye çalıştım. Gözüm önümde duran mendile takıldı. Ardınd...