Selamlarr❤❤
Gününüz umarım güzel geçiyordur😇
İyi okumalar...
MERT
Odasına girdiğimde masasında uyuya kalmış. O kadar söyledim ama beni dinlemiyordu. Yanına gittim kulağında kulaklık, dışarı bakarken uyuya kalmış. Yavaşça kulaklığı çıkarttım. Kucağıma alıp odasına götürdüm. Birden hastalandı. Ne olduğunu da anlayamadık. Kendisini çok ihmal ediyordu.
Üstünü örtüp odasından çıktım.
"ÖMER!"
"Efendim abi."
"Buldunuz mu?"
Kafasını kaldırmadı.
"OĞLUM BENİMLE ALAY MI EDIYORSUNUZ? AĞZIMIN İÇİNE KADAR GELDİ O*ROSBU ÇOCUĞU. ŞİMDİ BULAMIYORUZ NE DEMEK? BENİ DELİRTMEYİN LAN, SÖYLE O KODUĞUMUN ADAMLARA ÇABUK OLSUNLAR!!"
"Çalışıyorlar abi. Bir şey daha var ama.."
"GENE NE VAR LAN?"
"Abi dün Bars ile bağlantı kurmaya çalışmış. Ama adamları üzerinden. Engellemişler. Dün seni aradı ama yengemle ilgilendiğin için ben konuştum."
"Ne istiyor lan oğlandan. Yıllar sonra yanıma geliyor. Ama tek ben için değil, Eftelya, Bars da var. Ne yapmak istiyor bu s*ktiğimin adamı?!"
"Hiç bir fikrim yok abi, tek bildiğim bir şey var seninle uğraşıyor. Yengem ile Bars üstünden yürümeye çalışıyor."
"Ben ona yürümeyi gösteririm! Neyse daha fazla canımı sıkma, ne oldu şu sekreter meselesi. Dediğim gibi yaptınız mı?"
"Abi inanmayacaksın ama o kadar sekreterlik başvurusu aldık ki. Sabaha kadar inceledim hala %52 duruyor. İncelediğim dosyalar çok iyiydi. En üst seviyede. Tabi bazıları bildiğin gibi, sadece yengeme yakın olmak isteyen kişilerdi. Ben inceleyip en uygunlarına baktım. Şimdi araştırma yapıyorlar. Bugün de diğer başvuruları inceleyeceğim. Ona göre bir liste yapıp yengeme getiririm."
"İyi bir işi halledebilmişsiniz. Erkek yok umarım içinde?"
"Yok abi merak etme."
"Adamlarla yemek bugün müydü?"
"Evet abi ben iptal etmiştim."
"İyi, adamları ayarla eve koy. Gideceğimiz bir yer var. Ona göre getir diğer korumaları."
"Nereye abi?"
"Kumarhaneme.."
Ömer hemen adamları ayarladı. Eftelya'nın yanında bir hemşire bekliyordu. Sürekli kontrol etmesi için. Arabaya binip hemen kumarhaneye gittiler.
Mert kumarhanesinde farklı işlerin döndüğünü öğrendi. Eline silahını aldı, öfkeyle adamları ile arka tarafa doğru ilerledi. Oradaki herkes yerinden kalkıp Mert'in önünde eğilmişlerdi.
Kapıyı adamlar açmıştı. Sinirle odaya girdi;
"Ooo kolay gelsin."
"Me...Mert bey ho...hoşgeldin."
Mert adamın gözüne öldürecek gibi bakıyordu.
"Hoş mu geldim? Lan s*rtük sen benim arkamdan nasıl iş çevirirsin? Sen kim köpek beni ayakta uyutmaya çalışıyorsun?"
Korumalar adamı sandalyeye oturtup omzundan tutuyorlar. Mert yaklaşıp yumruğunu atmıştı.
"Abi ben bir şey yapmadım. Senin arkandan nasıl iş çevirebilirim."
"Bak daha konuşuyor lan..!"
Tekrar yumruk atmıştı. Adamın ağzı kan ile dolmuştu.
"Bana bak lan! Sen hem benim paramı çalıp hem de başkasına mı satıyordun?"
Adam korkak gözler ile bakıyordu. Çünkü tam da Mert'in dediği gibi yapıyordu. Adam konuşmadı, konuşamadı. Mert'in ayaklarına kapandı. Yalvarmaya başladı.
"Abi yeminle 1 defalık oldu. Affet beni, yemin ederim bir daha böyle bir şey yapmayacağım."
Mert ayağını kaldırıp adamın eline basmaya başladı.
"Sen benim paralarımı bu parmaklarınla sayıp da mı verdin?"
Adam acı içinde bağırıyordu. Mert daha da çok bastırıyordu.
"Abi tehdit ettiler. Vermek zorunda kaldım yoksa beni öldüreceklerdi."
Mert adamın çenesinden tutup, bastırmıştı.
"Benim öldürmeyeceğimi mi düşündün? Kime verdin paramı?"
"Levent.. Levent diye birisinin adamıymış."
"Levent mi? O fazla olmaya başladı. Ne kadar verdin o şerefsiz p*çe?"
Adam bir şey diyemedi.
"NE KADAR DEDİM?"
"2 Milyon."
"2 milyonmuş duydun mu Ömer?"
"Duydum abi.."
Belinden çıkarttığı silahı hiç acımadan adamın üstüne 4-5 el sıkmıştı. Silahını adamlardan birine verip;
"Halledin şu köpeği!"
Odadan çıktı. Kumar oynayan herkes onun gelmesini bekliyordu. O gelince elleri önünde kafaları eğik duruyorlardı. Mert giderken bağırıyordu. Kumarhaneden çıkıp arabaya ilerledi. Elini 3-4 defa arabanın üstüne vurdu.
O Levent çok olmaya başladı. Sadece canımı sıkıyordu. Biraz rahatlayıp eve döndüm. Eftelya'nın sesi bahçeden duyuluyordu. Hızlıca yanına çıktı.
"Ne oluyor burada, Eftelyam?"
"Mert şunlara bir şey de bana zorla ilaç vermek istiyorlar. Artık midem ağrıyor. İlla içeceksin diyor."
Mert hemşire kızı kenara itip Eftelya'nın yanına gitti.
"S*ktirip gidin odadan!"
Hemen Eftelya'nın yanına geçti.
"Tamam dünyam içmek zorunda değilsin. Kimse sana istemediğin bir şeyi yaptıramaz."
"Gelmesen zorla içirecekdi. Hem sen nereye gittin gece olmuş?"
"Görüşmem vardı, sen uyurken gidip geldim."
"Kiminleydi görüşmen?"
"Tanımazsın güzelim boşver. Sen iyi misin bir yerin ağrıyor mu?"
"Hayır ağrımıyor ama zorla ilaç vermek istiyorlar."
"İstemiyorsan içmeye bilirsin tamam mı?"
Kafasını salladı.
"Şeyy ben acıktım. Yemek mi yesek acaba??"
"Yiyelim dünyam. Söyleyeyelim getirsinler yemeğini."
"Aşağıda yiyelim ama yatakta sıkıldım artık."
"Tamam inelim aşağı."
Masa hazır olana kadar bir duş aldım. Üstümü giyip aşağı indim.
"Dünyam yemeğe niye başlamadın?"
"Beraber yemek için zaten yeni hazır oldu."
Elinden tutup masaya getirdim. Yemeğini yedi. Sesi iyiydi. Keyfi de yerindeydi ama hala ateşi vardı.
"Eftelya hanım ilaçları almıyorsunuz, ılık bir duş alsanız. Ateşiniz tekrar yükselmeye başlamış."
Banyo deyince gözü dört oldu.
"Gerek var mı ya? Geçer. Şey birde..."
Bana baktı söyleyip söylememek de kararsız kaldı.
"Buyrun efendim."
Sessizce:
"Ben regl olmam lazımdı ama olamıyorum. İlaçlardan olabilir mi?"
"Olabilir efendim. Ama 1-2 güne rahatlarsınız."
"Anladım..."
O konuşurken ona bakmıyordum. Acayip derecede utanıyordu. Germeye gerek görmedim.
"Hadi Eftelyam kalk bir duş al."
"Hayır.."
"Başladık yine inatlaşmaya hadi dedim 10 dakika sonra duş almış ve burada olmuş ol."
Bir kararsız kaldı, sonra üfleyerek kalkıp banyoya gitti...
Sabaha kadar uğraştım. O kadar inatçı ki...
Ömer geldi.
"Yengem günaydın. Nasıl hissediyorsun?"
"İyiyim kara kutu sen nasılsın?"
"Sağol yenge. Yengem sekreter başvuru formunu ince eleyip sık dokundum. Sana yardımcı olması için bir başvuru listesi yaptım. Sen ne zaman iyileşirsen hemen getiririm bakarsın."
"Bugün buraya gelseler olur mu?"
Ben lafa girdim.
"Olmaz."
"Niye olmasın?"
"Hastasın gelip mikrop bulaştırırlar. İyileş sonra, acelesi yok."
"Banane ya benim işim değil mi istediğim zaman yaparım."
"Bak bak bak... yinede olmaz."
"Olur..."
Böyle bir tartışmaya girdik. Kazanan o oldu. Bir kısmı gelecekti sadece. Beraber baktık.
Hiç birini beğenmiyordu. Bahane bulup duruyordu.
"Evet yengem bir kısmı getirdim, beğendiğin oldu mu?"
"Yaaanniii.. Ömer ya bunlar çok güzel benim ön planda olmam lazım onlar olmaz."
"Ama yengem dosyaları iyi senin gibi bir kadına iyi eğitimli asistan lazım."
"En son düşünürüm onu bunlar çok güzel, bazıları kızları sürekli süzüp durdu."
Bana laf çarpıyordu. Üstüme alınmadım.
"Sana diyorum ya, nasıl da üstüne alınmıyor."
Gülümsedim.
"Eftelyam ben senden başkasına bakabilir miyim hiç?"
"Erkek milleti hiç belli olmaz.."
Güldüm. Kıskanmış kızları.
"Hem güzel değillerdi ki, sen onların içinde hatta dünyada ki en güzel kızsın. "
Alnından öptüm. Hemen de barışıyordu.
"Ben mi onlar mı sence?"
"Sen tabi ki."
Asistan kızları sonuç olacak beğenmedi...
EFTELYA
Uyandığımda yatağımda uyuyordum. Ne zaman geldiğimi hatırlamıyordum.
Başımda hemşire ilacı içirmeye çalışıyordu. Mert gelince ilaç sevdasından vazgeçtiler. Yemek yedik. Ömer asistan seçiminde bana büyük yardım ediyordu. Sabaha kadar aralıksız çalışmış. Elime verdiği listeye baktım.
"Neden hep kadın başvuruları var?"
"Başka kim olacaktı Eftelyam?"
"Aaa siz sabote ediyorsunuz ama... benim asistanım değil mi bilerek erkek başvuruları koymamışsınız."
"Pardon küçük hanım erkek asistan mı istiyorsun?"
"Neden olmasın?"
Onu sinir etmek güzeldi ama bana kötü bakıyordu.
"O nasıl bakış ya korkunç."
Hemen bakışını düzeltti.
"Beni sinirlendirme asistanı ben seçerim."
"Tamam ya şakaya da gelmiyorsun. Hastayım ben bağırmazsın bana."
"Kurban olduğum bağırdığım ne yok sana."
Gelen asistanlar çok güzeldi yalan yok. Manken gibilerdi. Ömer ile Mert'in dibi düştü. O yüzden gelenleri almayacaktım. Diğer günler yapacağım ön elemede düşünecektim.
Mert sürekli hastalığımı dile getiriyordu ama iyiydim. Biraz panik. Bana bir şey olacak diye çok korkuyor.
Diğer adı ile hiç seslenmemiştim. Nasıl tepki verecekti merak ettim.
"Deemmiirr."
Anında bana baktı.
"Demir mi?"
Güldüm.
"Senin diğer adın Demir diye biliyorum ama.."
"Sevgilim, aşkım hadi Mert'i de ekleyim onlara ne olduda Demir'e geçtin?"
"Sana kimse Demir demiyor. Korumaların "Efendim veya abi" diyor, ben de onları diyorum. Demir dersem acaba nasıl tepki verirsin diye merak ettim.
"Hmm.. ben sevgilim ve aşkım seçeneğini tercih ederim."
"Peki bende güzelim ve deniz gözlüm tercih ederim."
Gülüştük.
"Tamam deniz gözlüm."
3 gün sonra:
Artık iyi olduğumu ikna edebildim. Okuluma geldim. Okula gelince tuhaf hissediyordum. Ne zamandır gelmiyorum. Derslere girip çıktım. Okulda bir grup yanıma geldi.
"Merhaba bir şey sorabilir miyiz?"
"Tabi ki?"
"Yanlış anlamazsanız cildiniz için bir şey kullanıyor musunuz? Çok güzel bir cildiniz var?"
Güldüm.
"Hayır kullanmıyorum. Sadece makyaj yapmıyorum çok."
"Doğal haliniz çok güzel."
"Teşekkür ederim, izninizle ben gideyim. Tanıştığıma memnun oldum."
"Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz."
Sınıfıma geçip dersi bekledim. O kadar güzel miydim ki? Böyle bir iltifat almak beni şımarttı. Mert aradı;
"Sevgilim."
"Güzelim ne yapıyorsun?"
"Sınıfa geçtim. Dersi bekliyorum, sen?"
"Şirketteyim. Eftelyam iyisin değil mi? Bir yerin ağrıyor mu?"
"İyiyim sevgilim merak etme. Hadi işine dön sen."
"Tamam ne zaman çıkarsın okuldan."
"2 dersim kaldı onlara gireceğim. Tahminen 2.5 saat sonra evde olurum."
"Tamam iyi dersler, beni düşünücem diye sakın derslerini aksatma."
Güldüm.
"Sende beni düşünüp işlerini aksatma."
O da güldü. Telefonu kapattım. Son derslere de girdim. Okuldan çıktım arabaya bindim kimi göreyim Mert.
"Mert?"
"Güzelim."
Bana yine bir gülme krizi geldi.
"Sen benden hiç ayrılamıyorsun dimi?"
Mert'e sarıldım. Öptüm.
"Ayrılamıyorum."
Beni alıp bir yere götürüyordu.
"Nereye gidiyoruz??"
"1 haftalık tatile gidiyoruz."
"Tatil mi nereye ve bu şimdi mi söylenir aşkım."
"Bir anda karar verdim. Maldivlere gidiyoruz."
"Maldivler mi? Ciddi misin?"
Kafasını salladı.
"Durup dururken.."
Yine kafasını salladı.
"1 hafta?"
"Evet güzelim 1 hafta Maldivlerde tatil yapacağız. İkimiz de yorulduk. Dinleniriz. Aslında iptal edecektim hastasın diye sonuçların iyi gelmiş o yüzden gidebiliriz."
Ani kararlar alması şaşırtıyordu.
"Valiz hazırlamadım ki?"
"Gerek var mı ki? Yeni kıyafetlerin gelir."
"Aşkım ya sana bazen hayret ediyorum."
Yanaşıp öptü beni.
Özel uçağına binip Maldivler'e geldik. Biraz uzun bir yolculuktu.
İndiğimizde çok güzel bir havası vardı. Gökyüzünde gördüğüm kadarı ile bile çok güzeldi. Otel için yola çıktık. Çok çok çok güzel bir otele geldik. Küçük bir karşılama töreni gibi bir şey yaptılar çok eğlenceliydi.
Denizin üstüne yapılmış ayrı ayrı otel odaları vardı. Bizim odamız buranın en büyük ve en güzel manzarası olan odaymış. Odamızda süslüydü. Odaya girince elimdeki çantayı yatağın üstüne atıp dışarı doğru açılan büyük kapının oraya gittim. Kapıyı açtım. Kocaman bir havuz 10 adım ileride ise denize girebilmek için iniş yeri vardı.
"Sevgilim burası çok güzell, iyi ki geldikkk.."
Yanına gidip boynuna atladım. Öpücüğünü almadan bırakmadı.
"Hemen girebilir miyiz denize? Çok özlemişim."
"Sakin güzelim bir şeyler atıştıralım akşama kadar gireriz denize."
Kafamı salladım. Yerlere baktım. Yarısı camdı. Suyun altı gözüküyordu. Balıkları görebiliyordum. Çok güzel bir yerdi burası.
Hemen bir şeyler yedik. Yeni gelen kıyafetlere bakıyordum. Bazısı çok açıktı. Bikini ve mayo valizini açtım. Yavaşça açıp baktım. Biraz sapsür bikiniler vardı. Alıp valizin en altına koydum. Beğendiğim bikiniyi alıp giydim. Bikininin çok güzel bir kimonosu vardı. Üstüme giyip banyodan çıktım.
Mert beni görünce bir ıslık çalmıştı.
Gülümsedim.
"Güzel olmuş mu?"
"Sana ne yakışmıyor ki güzelim. Ben seni kıskanırım ama.. Benden başka birisi bakarsa sana?"
"Bakamaz ama.."
"Gözü kayarsa?"
"Kayamaz çünkü ben seninim değil mi? Kim mafya liderinin sevgilisine bakmaya cesaret edebilir ki?"
Parmak ucumda yükselip öptüm. Ellerini belime doladı.
"Kimse.."
2 dakika sonra odadan çıktık. Kendisi salaş bir deniz kenarında gidilebilecek bir gömlek tarzı bir şey giymişti. Altına da diz kapağı hizasında şort giymişti. Farklı şeyler giymeye alışıyordu. Yani benim sayemde.
Denize doğru yürürken arkama baktım. Korumaları da arkamızdan geliyordu.
"Korumalar gitsin."
"Niye gitsinler?"
"Sence. "
Üstümü gösterdim.
"Merak etme kafalarını kaldırıp bakamazlar, rahat ol ve onları takma denizin keyfini çıkart."
Son kez arkama bakıp önüme döndüm.
Denizin en güzel yerine gelmiştik.
Şezlonglara oturdum.
"Sevgilim bana yardım eder misin?"
Elime baktı. Kremi gösterdim.
"Etmez miyim?"
Elimden kremi alıp sırtıma sürmeye başladı. Kremi sürerken sürekli sırtımı, omuzlarımı, boynumu öpüyordu.
"Yeter bence sende sür yoksa yanarsın."
"Ben sürdüm güzelim."
"Ne zaman benim haberim yoktu. O zaman denize girelim artık."
Elinden tutup denize girdik. Çok eğlendik. Suyun içinde ondan kaçmaya çalışırken beni yakaladı. Gülmeye başladım. Beraber yüzdük sonra güneşlenmek için şezlonga uzandık. Çok sıkı hizmet sistemleri vardı. Sürekli bir şey gidiyor bir şey geliyordu küçük masaya...
Akşam oldu. Odaya geçip güzel bir duş aldım. Sarı güzel duran elbise tarzı kıyafeti giydim.
Mert ile beraber yemek yemek için otelden ayrıldık. Çok şık bir lokanta gelip yemeğimizi yedik. Sonra gezmeye başladık.
"Sevgilimm çok güzel değil miydi bugün?"
"Çok güzeldi sarı civcicim."
Güldüm.
"Sarı civciv mi? Aşkım yaa..."
Sokaklarda dolaşırken herkes bir yere toplanmış ve oradan çok güzel yemek kokusu geliyordu.
"Sevgilimm çok güzel bir şey koktu. Sana da geldi mi?"
"Evet geldi. "
"Alalım mı merak ettim, çok güzel kokuyor herkes de toplanmış. Kesin güzel bir şeydir."
Emin olamadı;
"Tamam bakalım sağlıksızsa almam ama."
"Tamam."
Kalabalığa doğru ilerledik. Bizi görünce birden yol açıldı herkes kenara çekildi. Kendi içimden;
-Yaa Eftelya adam mafya herkes nasıl korkuyor.
Sonra iç sesimi susturup ilerledim.
Bir kadın bir adam ne olduğunu anlayamadığım bir şeyler yapıyordu. Ama güzel duruyordu.
"Alabilir miyiz?"
"Alalım."
Adamla korumalar konuştu. Biz arka tarafa doğru ilerledik. Gelen yiyeceğe baktım. Gerçekten bir şeye benzemiyordu.
Bir kaşık aldım.
"Hmmm... Bu çok güzel Mert baksana tadına."
Uzattığım kaşıktaki yemeği yedi.
"Yani iyi gibi."
"Bence müthiş."
Yürüyerek yemiştim. Sonra otele döndük. Otelin gece kulübüne gittik. 2-3 saat kadar da orada kaldık. Çok güzeldi. Gece bilmem kaçta odaya döndük. Çok yorulmuşum, hem yoldan geldik, denize girdik, gece gezdik. Üstümüzü değiştirip uyuduk. Bu tatilin ilk günü güzel geçmişti. Sabah bir etkinliğe katılacaktık. Deniz altına kadar inebilecek canlıları görebilecektik...
Sabah Mert'in eli ile yüzümü okşuyor, bana bir şeyler söylerken uyandım. Yüzüme kocaman bir mutluluk yerleşti.
"Günaydın."
"Günaydın güzelim, çok güzel uyuyordun uyandırmak istemedim."
Güldüm.
"Çok güzel uyudum dün çok yorulduk."
"Ben de çok güzel uyudum."
Yaklaşıp beni öptü.
"Aktiviteyi kaçırdık değil mi?"
Gözleri ile evet dedi.
"Yaa.. neyse canım yarın yaparız."
"Evet güzelim."
Hala bana bakıyordu.
"Peki saat kaç?"
"9 oldu."
"Çok uyumuşuz hadi kalkalım. Bugün gezmek için sabırsızlanıyorum."
Yataktan kalkıp hazırlandık. Bugün de umarım dün gibi çok güzel geçer...
Beğendiniz mi?
Yorum yaparsanız mutlu olurum 🥰
Oy vermeyi unutmayın❤❤