''Cuma sabahı''
Arabadan çıktığında kafasını devasa plazaya karşı kaldırdı.
Şu gizlenmek için sekreter olmak fikri hiç işine gelmemişti.
Çay kahve yapıp emir almaksa başka bir zaman olsa kahkaha atacağı türden bir iş olurdu.
Dünkü Demir İsmail görseydi,tabii ömrü yetmedi,sanırım ağlayabilirdi.
Kısa süreli bir iş olacağını söylese de Şahin,
Gün boyu emir aldıkça dişlerini sıkacağını ve çenesinin kasılacağını tahmin ediyordu.
Çok geçmeden dik bir yürüyüşle içeriye girdi.
Gözleri etrafı hızlıca taradı:
//Ön kapıda dört güvenlik görevlisi;silahlı
İçeride üç güvenlik görevlisi;silahsız.
Sekiz güvenlik kamerası
Giriş kartları çipli ;dahili bellek takılabilir,değiştirilebilir//
Sakin adımlarla turnikelerden geçiş yaptı.
Danışmadan bilgi aldı.
//Danışmadaki görevli:Mustafa
Kadınlara karşı zaafı:var//
Söylenen kata çıktı.
Kendisini bekleyen katta sekreter olduğunu düşündüğü bir kadın yanına yaklaştı.
İyi giyimli bir beyaz yakalıydı.
Patronun çalışanlarını özenle seçtiği belli oluyordu.
''Merhaba,
siz yeni başlayan sekreter olmalısınız.
Açıkçası aşağıdan söylemeseler sizin sekreter olduğunuzu anlamam mümkün olmazdı''
//İçten gülümseme:konuşmayı seviyor//
512 gülümsedi.
Çok fazla sohbet canlısı biri değildi.
Hayatıyla ilgili anlatacağı şeyleri düşünmek bile korkutucuydu.
Genelde adam öldürürüm.
Hayır aşktan değil.
Evet silahla.
Hayır basit bir sekreterim.
''Ahu Seyhan' ' diyerek elini sıktı nazikçe
Bu ismi kim bulduysa artık.
Patronunu ayartmaya çalışan sekreter ismi gibiydi.
Kadın biraz afallamıştı,
hem soğuk hem de bu kadar samimi olmayı nasıl başarıyordu
Farklı bir aurası vardı.
Etkisine girmek için erkek olmanıza gerek yoktu.
Çok arkadaş canlısı olmadığını anlayınca üstelemekten vazgeçen kadın
önden giderek masasını gösterdi.
Kat olduğu gibi yönetim katıydı
512 ye yardımcı olan bayan giriş katındaki danışmada kalıyordu.
512 ise patronun özel sekreteri olacaktı.
Dün gece yaptığı detaylı araştırmaya bire bir uyuyordu kroki.
Fakat krokide patronun özel odası yoktu.
Asıl merak ettiği orasıydı ve birkaç saate girmiş olacaktı.
Kattaki kameraları kontrol etti
Kör noktalarını buldu.
Özel ofis ise şifreyle korunuyordu.
Kurcalayabilirdi fakat dikkat çekmek istemedi.
Masasına yavaşça oturdu.
Saatini kontrol etti.
Sekize beş vardı.
Daha önce sekreter olarak görev yapmış ancak bu görevler bir kaç gün sürmüş
detaylı bir çalışmaya maruz kalmamıştı
fakat bu şirketle ilgili ön araştırma yapması gerekmişti.
Şirketin durumu ekonominin durumuna kıyasla sıçrayıştaydı
asıl merak ettiği şirketin kısa zamanda bu sıçrayışa nasıl eriştiğiydi
Adamın iş hayatını bir kenara bırakarak kendi işine odaklandı
Paravan bir sekreter olmak işlerini kolaylaştıracaktı tabii şu özgeçmişini eksiksiz ezberlerse
Ailesi Almanya da yaşıyor gözüküyordu.
//Aile ?//
Dereceyle lisansını tamamlamış ve üç dil biliyor diyordu kağıtta.
//Aslında beş //
İki yıllık da çalışma hayatı olduğunu varsaymışlar ve belirli şirketlerin patronlarından övgü dolu referanslar almıştı.
Hafifçe gülümsedi.
Tüm bu şirketlerin patronlarıyla çok yakın temaslarda bulunmuştu,
Çok kanlıydı.
O tüm bunları düşünürken seri adımlarla biri asansörden indi.
Adamın öyle bir enerjisi vardı ki 512 kafasını hışımla kaldırdı.
Gözlerini kıstı.
Ani tepkiler işinin doğasıydı fakat o bile şaşırmıştı.
Şirketi araştırmış ancak patronunu es geçmişti
En azından fotoğrafına bir bakmalıydı
Profesyonellik dışı!
Adam simsiyah gözleriyle dimdik karşısına bakıyordu,
Hafif buğday tenli,güneşten sararmış saçları özenle düzeltilmişti.
Üzerine lacivert vücudunu saran bir takım elbise giymiş geniş gövdesi büsbütün meydandaydı.
Hafif kirli sakallarıyla yakışıklı bile sayılabilirdi.
Evet,yakışıklıydı.
512 için tüm bunlar sadece detaydan ibaretti.
Burada mesaisini dolduracak
Gerçek hayatına dönecekti.
Adam
Kapısının önünde durdu.
Şifreyi girmeden önce duraksadı.
Başını yavaşça çevirdi.
''Yeni sekretersin sanırım,
beş dakika sonra odamda ol''
Adam sakince emir vermişti.
Nasıl bir ses tonu kullandığı tarif edilemezdi.
Doğru düzgün göz teması bile kurmadan odasına geçti
Fakat 512 ,adamın şifreyi girdiğini görmemişti.
Görememişti.
Profesyonellik dışı!
Hemen telefonunu çıkardı.
Sisteme giriş yapıp adamla ilgili bilgilere erişmeliydi.
fakat kat özel bir güvenlikle korunuyor olmalıydı.
Sisteme giriş yapamadı.
Arama motorunu açtı ve yüzeysel birkaç bilgi almaya çalıştı
Kerem Soydemir
Soydemir Şirketler Grubu Ceo
Bekar
Lisans:Yurtdışı
Evlilikleri:yok
Bilgisayarını açmak istiyordu lakin şu durumda tehlikeli olabilirdi.
Şirketin ağ bağlantısına güvenmiyordu ve uydudan bağlantı yapmak zaman alacaktı.
Tekrar kızdı kendine.
Son çare için,
Yavaşça lavaboya yöneldi.
Katta sadece kendisi danışma ve Kerem Soydemir bulunuyordu.
Lavaboya geldiğinde saatinin klipsine dokundu kapak açıldı,kırmızı noktaya bastı.
Küçük bir ekran çıktı.
Bana Kerem Soydemirle ilgili bilgileri yollayın.
Sisteme giriş yapamıyorum sistem incelemesi istiyorum
öğle arası biriniz arabayla getirsin bilgileri.
Tek taraflı bir konuşma yaptı ve saatini hızlıca kapattı.
Aynaya yöneldi.
Çıkık elmacık kemiklerini hafifçe sıktı.
Dudaklarını birbirine bastırdı.
Lenslerini kontrol etti.
İki saniye kendine bütünüyle baktı.
Değişik bir güzelliği vardı,bu ambalaj onun işini yapmasını kolaylaştırıyordu.
Gerçi çirkin olması da fark etmezdi
Bu zamana kadar çoğu görevde kafasından maskeyi çıkarana kadar erkek sanılmıştı.
Şimdi Kerem Soydemir'in karşısında onunla ilgili bu kadar kısıtlı bilgiyle dikilmek istemiyordu.
İstemeye istemeye sırtını dikleştirip odasının kapısını çaldı.
Tok bir 'gir' sesinden sonra içeriye girip yavaşça masasına doğru yürüdü.
İçerisi düşündüğünden de küçüktü.
Ofisin arkasında dinlenme odası olmalıydı.
Krokideki boşluk yaklaşık yüz metrekarelik bir alandı.
Ofis ise elli metrekare anca vardı.
Fakat bu haliyle bile görkemli gözüküyordu.
Sadeliğin ihtişamı.
Odayı incelemeyi sonunda bitirdiğinde son noktası olarak adamın gözleri kalmıştı.
Kısa ve saçma bir sessizlik olduktan sonra
Adam fazla uzatmadan konuya girdi.
Bir an önce gitmesini ister gibi konuştu
''Özgeçmişini okudum,
bizim işimize yarar mısın bilmiyorum.
Şirketle ilgili bir bilgin vardır umarım''
Bunları söylerken bile genç kızın yüzüne bakmıyordu.
Bu zamana kadar ilgi çekmeye alışkın biri için oldukça sersemletici bir durumdu
Genç kızın sırtından omuriliğine doğru bir sinir yükseldi.
Adamın bu tutumu kendisini zayıf ve aciz biriymiş gibi hissettiriyordu.
Kendisine telkinde bulundu.
Başka şartlar altında,başka bir yerde.
''Evet,bilgim var''
Gözleri eski sakin,duygusuz haline geri dönmüştü.
Söz vermişti Şahin'e
Adamla takışmayacaktı.
Sakin ol 512.
Adam çekmeceden kalın deri bir defter çıkardı ve kıza doğru hafifçe attı.
''Bu benim kişisel ajandam
,bundan sonra sende olacak
Sadece şirketteki patronun değilim,
dışarıda da tüm işimi göreceksin
hayatımı kolaylaştıracaksın.
Tüm randevular,tüm özel günler senin bilgin dahilinde olacak.''
Utanmasa suyunu da içirmesini isteyecekti.
Sekreterlikten asistanlığa dönmüştü iş.
Ah Şahin.
Ajandayı eline aldı.
Bugünün sayfasını açtı,göz gezdirdi ve kapattı.
Sayfaları ezberlemesi için bu kadar bakmak yeterliydi.
''İkiden sonraki randevuları iptal et,
öğle yemeği için ajandadaki favori mekanlarımdan bir tanesini ayarla,
bana geri dönüş yap.
Şimdi çıkabilirsin''
512 ,
o 512ydi.
Genç kız istifini bozmadı
bir iki saniye daha adamın gözlerinin içine baktı
yavaşça yerinden kalktı odanın kapısını pek de nazik olmayan bir biçimde kapattı.
Eğer arkasına dönmüş olsaydı buzdan bir çift siyah gözle karşılaşacaktı.
Evet, ukala adamlar görmüştü,parasıyla hava atmayı seven,özgüveni yüksek.
Fakat bu adamda tehlikeli bir koku vardı.
Bu kadar büyük bir sıçrayış gerçekleştiren bir şirketin başında olması demek
tehlikeli olması demekti.
Adamla ilgili bu kadar az bilgiye sahipken kafa tutmak istemiyordu.
Masasına geçti.
Ajandayı karıştırdı.
Ön sayfalarda mekanların isimleri yazılıydı.
Öğlen yemeği için bir Meksika lokantası işini görürdü.
Saf acıyı o güzel dudaklarına tattırmak isterdi bizzat fakat beyefendi bugün bununla idare etmeliydi.
Biraz daha uyumlu bir patron olsa olmuyordu sanki.!
Yaklaşık on dakika sonra
Telefon çaldı.
Biraz bekleyip açtı.
''Yemek?''dedi düz bir ses.
''Hotmexico da saat12 için randevunuz oluşturuldu''
Adam gülümsedi.
Mesajı almıştı çünkü ajanda da öyle bir mekan yazılı değildi.
''Sen de geliyorsun o halde'' dedi ve cevabını beklemeden kapattı.
Kişisel çatışmaya dönmüştü bile iş.
Şimdi sinirlenmek yersizdi.
Düşünmesi gereken daha önemli bir şey,
Alması gereken bir rapor vardı ve bu adamın karşısına ikinci kez onun hakkında bir şey bilmeden çıkmak istemiyordu.
Öğle arasına kadar adam odasından çıkmadı,genç kızın da girecek bir bahanesi yoktu.
Akşam Romanya'ya eğitime gidecekti.
Eğitimler zor geçerdi.
Konferans tipi eğitimleri ilk gördüğünde kendini tutamayıp gülmüştü.
Teorik işe yarardı ama pratik iş bitiriciydi ona göre.
Bu zamana kadar da onun için hep böyle olmuştu.
Düşmanını tanı ve öldür.
Bunları düşünürken ofisin kapısı açıldı.
Genç kız hafifçe gerildiğini hissetti.
Bir erkeğin karşısında kolay kolay gerilmezdi,
tabii kafasına dayanmış bir silah olmaması dışında.
''Hadi''Adam yüzüne dahi bakmadan asansöre doğru bir iki adım atmıştı ki
''Siz önden gidin,
benim bir işi halletmem gerekiyor''
Sesi cılız mı çıkmıştı?
Kimin 512nin mi?
Hemen boğazını temizledi silkinip kendine geldi.
''Öyle olsun Ahu Hanım''
Adam genç kızın gözlerinden işini anlamaya çalışsa da gözlerine set çekilmiş gibi bakıyordu.
Sıfır duygu,sıfır mana.
Genç kız adamın çıkmasını bekledikten sonra acele adımlarla aşağıya inip kendisini bekleyen arabaya bindi.
''Ne buldunuz? ''
Fazla vakti yoktu.
''Pek bir şey yok,gece hayatını seviyor,
doğa sporlarına meraklı,
boş zamanlarında ya evinde ya da klüplerde.
Göz önünde olmayı seviyor,
kadınlar adamın yakışıklılığına kapılıyor,
adam tek gecelik ilişkiler yaş...'Asistan hevesli hevesli anlatmaya devam ediyordu.
Hepsi zırvalıktan ibaretti.
Bir şey çıkmamıştı.
''Yeter,adamın cinsel hayatını sormadım!
Bana sistemi anlat''
Asistan hemen toparlanıp bilgisayarına döndü.
''Asıl garip tarafı da bu,
sistemin seni dışarı atması mümkün değil,
çünkü o sistem bizim sistemimiz.
Özel bir ağ ,telefonunda bir bozukluk olabilir.
Güvenlik sistemleri güçlü fakat benim aşamayacağım kadar değil.
Girmeye çalıştım görünürdeki sistemin altında başka bir sistem var.
El yapımı,daha önce görmediğim bir şey,biraz uğraşmam gerekecek.''
Beklenecek zaman değildi.
''Saat ver'' dedi lafı uzatmamak için.
''Saat mi?Bir kaç saatte çözmem mümkün değil,en az üç günümü alır''dedi adam yakınırcasına.
''Yarın rapor olarak bilgisayarımda olsun,
şimdi benim bilgisayarıma tüm bulduklarını at''
Adamı sersem bi halde bırakıp kendi arabasına yöneldi.
Dikiz aynasından çevredeki arabaları süzdü,
hepsini hafızasına attıktan sonra yavaşça arabayı kaldırdı,
yemek için yola koyuldu.
Mekana geldiğinde,arabadan hemen çıkmadı.
Kendine çeki düzen verdi.
Burası mesainin dışında kalıyordu ve kendisi burada sekreter olmayacaktı.
Kerem Soydemir'in karşısına 512 olarak çıkmayı isterdi fakat şimdi sadece Ahu Seyhan olarak çıkacaktı.
Aslında sinirine bu kadar çabuk yenilmemesi gerekiyordu.
Psikolojik tahribat testlerinden rahatlıkla geçmişti.
Bir düşmana karşı sakince durabilir.
Kendisini de psikolojisine kapatabilirdi.
Fakat bu adam
Bu adam ciddi anlamda zorluyordu.
512nin takıldığı nokta
Kendisini aşağılar bakışları,
Konuşmalarıydı.
Ahuyla değil de 512yle tanışmasını çok isterdi.
İçeriye girdiğinde masada Kerem Bey yalnız değildi,
yanında sarışın taş gibi bir hatunla çok samimi gözüküyordu.
İşte olay tam da buydu.
Bu adam bunu yapıyordu.
Dalga geçiyordu!
Anlık bir duraksama yaşasa da uzak masalardan birine süzülürcesine oturdu.
Mekandaki çoğu erkek kafasını kaldırıp onun masasına geçmesini takip etmişti.
Siyah yakası açık elbisesiyle iştah açıcı gözüküyordu.
Artık bakışlardan rahatsız olmamaya alışmıştı.
Hemen yanına garson geldi.
Siparişini verdi geriye yaslandı.
Çevreye göz gezdirdi.
Bu istemsiz kontrol etme davranışı otomatikleşmiş,
her girdiği ortamda çıkış kapıları,acil bir durumda silah olarak kullanabileceği her hangi bir şey arıyordu.
Onun için dışarısı diken üzerinde oturmaktan başka bir şey değildi.
Anlık bir dikkat kaybı onu öldürmezdi fakat yaralanmak da istemezdi.
Garsonun yemeğini getirdiğini gördü.
Aynı anda da
Arkasından bir el uzandığını fark etti,
tam omzuna dokunacaktı ki,
genç kız eli sertçe havada kapıp kendisine doğru çekti.
''Hey
Ne yapıyorsun ?''
Karşısında şaşkın bakışlarla Kerem Soydemir duruyordu.
''Genelde sinsice arkadan mı yaklaşırsınız''
512 kendisine kızıyordu,
bu çok büyük bir açık vermek demekti.
Kim birisi omzuna dokunmadan hemen önce hissedebilirdi ki?
Kerem,yavaşça kızın karşısına oturdu.
Gözlerini genç kızın gözlerine dikti.
''Sekreter değilsin değil mi?''dedi yarı ciddi.
''Sekreter olmasam sizinle işim olmazdı emin olabilirsiniz''dedi 512 konuyu hızlıca değiştirmek için
Fakat az önceki aptalca davranışı için hala kendini cezalandırıyordu.
''Belki de gizli hayranlarımdan birisindir?''
Adam çarpık bir gülüşle genç kızı süzüyordu.
512 istemsiz bıçağının sapıyla oynuyor
Hafifçe okşuyordu.
''O kadar çaresiz biri değilim''
Gözlerindeki set yeniden çekilmişti.
Kendisini kapatmaya başlamıştı yavaş yavaş
Aksi taktirde ilk iş günü patronunu öldüren bir sekreter olacaktı.
Adam daha gözünü kırpmadan bıçağı boğazında hissedebilirdi.
''Yani beni tavlamak için uğraşacaksın''
Az önceki ölüm şekli şuan mantıklı gelmeye başlamıştı .
Genç kız nefesini bıraktı.
İlgilenmemek daha kolay çözüme ulaştırırdı.
Yavaşça oynadığı bıçağı aldı,çatalıyla etini kesmeye başladı.
Sanki yalnız başına yemek yiyormuş gibi sadece yemeğine odaklandı.
Genç adam ise bu kadar pervasızlığa alışkın değildi
karşısında daha önce görmediği bir kız oturuyordu.
İlgisini cezp etmişti ilk gördüğü andan beri.
Patronun kim olduğu konusunda hiçbir çalışanıyla sorun yaşamamıştı
fakat karşısındaki genç kız anlamsız bir biçimde onu sorguluyor ve kafa tutuyordu.
Tarif edemediği bir enerjisi vardı,
güzeldi fakat egzotik bir güzellik,
bakışlarının arkasında dışarıya duvarlar çektiğini görüyordu.
İçeriye kimleri almıştı?
''Öğle arasında bindiğin araba erkek arkadaşının mıydı?''
512 önce anlamadı,
o gitmişti ve çevrede onu gözetleyen kimsenin olmadığına emin olmuştu.
Ama şimdi biliyordu.
Kameralar.
Anlamış olması mümkün değildi
Riske atacağı bir mevzu da değildi.
Bir hataya daha yer yok!
Konuşmayı farklı bir yöne itmeliydi
Yemeğini bıraktı,
kollarını masada birleştirdi,
adama doğru hafifçe eğildi.
Adamın gözleri derinleşen göğüs dekoltesine kaymıştı.
''Kerem Soydemir,
kim olduğunuzu biliyorum '' dedi yapay bir naziklikle.
''Bu size benim özel yaşantımı sorgulama hakkı vermez,
göğüslerime bakma hakkı da,
şimdi sizi buna pişman etmeden,
masada bıraktığınız hanımefendinin yanına dönün!''
Adamın sinirine oynayarak konuyu ustaca değiştirdi.
Genç adam yakışıklı yüzünü ekşitir gibi yaptı ve genişçe gülümsedi.
Planı nispeten işe yaramıştı
Sinirlendirmek yerine keyiflense de
Konu değişmişti
Hatta daha iyi bir şey olmuştu
Bu,adamın cep telefonuydu.
Ceketinin cebinden yavaşça çıkardı.
Gördüğü isim pek hoşuna gitmemişti.
Adamın gerildiğini hissetti.
''Evet biliyorum
,evet saat 3te orada olacağım.''
Özel işleri vardı.
Ajandasında yer almayan işler.
''Bir kadınmış galiba''
Daha da ilginçleşiyordu konuşma
''Hayır isim değil bir numara,512ydi sanırım''