Ansızın _MPREG-

By parodyy

482K 19K 5.6K

Hikaye iki erkeğin arasında geçmektedir ona göre okuyun. Soft bir hikaye. Erkek hamileliği içerir. Hemen heme... More

1. Bölüm
2 Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16 Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm

30. Bölüm

9.7K 357 115
By parodyy

İhtimam=özen
sine=göğüs

Asaf uyanır uyanmaz Akif'ini ve karnına düşmüş yavrusunu öpüp kahvaltıyı hazırladı.
Dün eve geldiğinde  yavrusunun divanda büzüldüğünü görmüştü, öpüp koklayarak rahatlatmıştı onu. Ama bugün soracaktı. Aklında bu düşüncelerle canla başla didinip akşamı zor etti.

Asaf kapıya geldiğinde bedeni sızım sızım sızlıyordu. Onu beklerken evde dört dönüp her yeri toplamış ve yemeği hazırlamıştı Akif. Eli kapının kulbunda erinin gelip evini şenlendirmesini bekliyordu.

Kapı çalar çalmaz kapıyı açıverdi hemen.

" Asaf'ım hoşgeldin."

İçeriye bir an önce girmesini istiyordu ama ayağının sızladığını bildiği için çekiştirmeyip içeriye girmesini bekledi. Dünün aksine çok neşeliydi bu sefer. Asaf'sa onu dün ki gibi divanda büzülürken görmediği için içi ferahlamıştı.

" Baharım, ben üzerimdeki talaştan kurtulup geleyim seveceğim seni."

Akif kafasını sallaşıp peşine takıldı kocasının. Yıkanıp paklanmasına yardım ettikten sonra iyice karnını doyurdu. Yemek yerken gözlerini üzerinden ayıramamıştı. Kocası artık karnındaki bebeğinin babasıydı. Sırıtmasına engel olamıyordu.

" Afiyet olsun aslanım."

Asaf tebessüm etti.

" Ellerine sağlık gül güzelim. Yine yormuşsun kendini."

Bunları severek yaptığını biliyordu. Yediği yemek belki mükemmel değildi ama içinde o kadar büyük bir aşk vardı ki her lokmasında hissediyordu bunu. Dana önce yedikleri yemek değilmiş gibi geliyordu eşinin elinden yedikleri karşısında. Zaten önüne zehir koysa bile onu da bal tadıyla yerdi.

" Severek yapıyorum. Her seferinde beğeniyorsun ya çok hoşuma gidiyor."

Öyleydi gerçekten. Ne yaparsa yapsın sanki önünde dünyanın en şahane yemeği varmış gibi iştahla yiyip tabağını sünnetliyordu. Sonrada Akif'e methiyeler düzüyordu. Bu kadar basitti işte sevdiğini mutlu etmek. O öyle iştahla severek yedikçe onunda iştahı açılıyordu. Evlerine bereket geliyor sofraları şenleniyordu.

Her zaman ki gibi beraber topladılar sofrayı. Akif kaşlarını çatınca Asaf divana oturmuştu. Bacağı kendini belli etmeye başlamıştı zaten. Akif'se bunu her seferinde hissediyor özel ihtimam gösteriyordu ona. İçi kaynamıştı çocuğa yine. Zaten durulduğu zaman hiç olmuyordu ki. Akif işini bitirince soluğu eşinin kucağında alıverdi. Doya doya öptü suratının her yerini.

" Aşkım seni çok seviyorum. Akşama kadar kasıklarım kavruldu özleminle. Kalbim hızlı hızlı attı. Bak nabız gibi atıyor buram."

Eşinin nasırlı ve kemikli elini alıp avuç içini kazıklarına koyup sıcak avcuyla sımsıkı sıkmasını sağladı kasıklarını.

" A-hh. Sıcacık ellerin."

Kasıklarının yangını Asaf'ın avucunun sıcaklığıyla birleşince yangın yerine dönmüştü iyice.

" Hissediyorum."

Gerçektende minik aletin avucunda seğirdiğini ve kasıklarının nabız gibi attığını hissetiyordu. Avuç içleri eşinin kasıklarının yangınıyla ısınmıştı.

Avucuyla eşinin kasıklarını bir kaç kez sıkıp bıraktı.

" İyi mi böyle yavrum?"

" Iı-h. İyi Asaf'ım. İyice sıkıştır, kasıklarıma doğru ez pipimi."

Akif'in dediği gibi avucuyla sıkıp gevşetmeye başladığında eşi ıkına ıkına boşaldı. Sabahtan beri dolu olmalıydı ki sadece dokunuşuyla boşalıvermişti.
Islaklığını eşofmanının üzerinden hissedebiliyordu.

" O-hh. Islandım."

Elini kasıklarından çekip eşinin pespembe olmuş yanağına koyup aşık olduğu suretini izledi.

" Sırılsıklam oldun. Çok dolmuşsun gülüm. Kendine dokunmadın mı hiç?"

" Seni düşünerek bir kaç kere geldim ama dokunuşlarının ve sıcaklığının yerini tutmuyor artık hiçbir şey. Bedenim sana tapulu, imzanı çakmadan kendime gelemiyorum."

Öne eğilip Akif'in çenesinden öptü. Dayanamayıp gözlerinden öptü. Onun için çırpınan kalbinden öptü.

"Sadece düşünerek mi geldin?"

Akif mayışmış suratıyla onu onaylayıp kafasını omzuna koydu. Çok rahatlamış pelte gibi oluvermişti.

" Evet, oturup bana yaptıklarını düşündüm. Hani beni yan yatırıp düz sevmiştin ya onu hayal ederken boşalıvermişim. Sonra biraz kendimi parmakladım o kadar."

Asaf kısık sesle gülünce kocasının gövdesine sardı kollarını.

" Hatırladım. İyi yapmışsın."

Unutması mümkün değildi ki. Zihni de kalbi gibi sevdiğine rezerveydi.
Eşinin yumuşak saçları arasında parmaklarını geçirip okşadı. Çocuğun dolu kalması onu zorlayacağı için o yokken kendini rahatlatması iyiydi. Kendi geldiğinde içini dışına çıkarana kadar tatmin ediyordu zaten eşini. Oturamayacak raddeye geldiğinde akşama kadar idare ediyordu ama hamile olduğu için o raddeye getiremiyordu.

Boynundan öpüp içinde çicek bahçeleri kurduran kokusunu soludu.

" Çiçek bahçem, kapıyı kim o demeden açma olur mu? Aklım kalmasın."

Akif koçasının boynunda olan kafasını kaldırıp Asaf'a baktı.

" Özür dilerim Asaf. Haklısın, geliş saatini bildiğim için kapının ardında kapıyı çalmanı beklyordum o yüzden acele ettim. "

Koca gözlerini açmış ona bakan eşinin, tombul yanaklarını öptü.

" Özür diye diye söylemedim güzelim. Sen zaten doğrusunu bilirsin."

" Biliyorum erim. Senin aklın kalmasın. Ben dikkat ederim."

İçinden bir şeyler aktı Asaf'ın. Çok sağ duyulu bir insandı Akif. Onların birbirinden başka kimsesi olmadığını bildiği, Asaf'ın bunu söyleme nedenini anladığı için ona göre davranıyordu. Çok akıllıydı gönlünün sultanı.

Akif'se asla kocasının aklının evde kalmasını istemiyordu. İşte tehlikeli makinelerin altında çalışıyordu. Aklı geride kaldığı icin ona bir şey olursa mahvolurdu.

" Afferin yavruma benim. Senin hakkını nasıl öderim ben bilmiyorum."

Akif'se tam tersini düşünüyondu. Asıl o ödeyemezdi hakkını. Tanrının emaneti gibi itinayla davranıyordu Akif'e. Eşlerin arasında olması gerektiği gibi muhabbet vardı aralarında. Ne bir kusurunu vurmuştu yüzüne ne de bir kusurunu görmüştü gözü . Hamile kalmak istediğini söylediğinde varını yoğunu bu yola koymuştu.

Her kula nasip olmayan bir evlilikti onların ki. İkiside birbirini anlamaktan öte biliyordu.

" Kocaoğlanı deliğimden eksik etmezsen olur gibi bu iş."

Onun yoluna ölürdü Asaf. Kendini mi esirgeyecekti ondan. Çocuğun alt eşofmanını indirip kendi menisiyle deliğini ıslattıktan sonra pantolonunu baksırıyla beraber sıyırıp kocaoğları usul usul eşinin deliğinden içeri gönderdiğinde Akif ıkına ıkına onu içine alıverdi.

"Oldu mu?"

" Ohh çok güzel oldu."

Asaf eşini kucağında zıplatmaya başladığında Akif bağıra bağıra üzerinde sekiyordu.

Kocası onu bağırtmaya o kadar alışmıştı ki sesini ayarlaması mümkün değildi. Kocasının kucağında sektirildikçe şükrediyordu. Mutlulukla havalara uçuyordu.

Zevk noktasına vuruldukça küçük aleti seğirmeye başlayıp patlayıvermişti. Zaten Asaf gelene kadar beş altı kez gelmeye alışmıştı. Erkenden boşalıveriyordu. Çok hassastı. Kocasının göbeğini şimdiden bembeyaz etmişti.

Asaf onu yan çevirip aynı bugün hayal ettiği gibi düz şekilde girip çıkmaya başlayınca gözleri geriye kaydı. Hıçkıra hıçkıra inlemeye başladı.

" Asafımm."

Asaf Akif'in göbeğine eliyle bastrdığında içine sokup çıkardığı aletini hissedebiyordu. Şimdi ikiside daha yoğun yaşıyordu birbirlerini.

Geleceğini anlayınca eşinin içinden çıkıp aletini sıvazlamaya başladı ama Asaf'ın sonuna kadar açılmış minik ağzını görünce gözlerine baktı.

" Yavrum, hamilesin?"

" Canım çekti yiğidim. Nolur."

Elini yavaşlatırken hâlâ emin değildi ama çocuk canım çekti diyordu.

" Sadece birazcık, tamam mı?"

Eşi heyacanlı heyecanlı kafasını sallayınca ağzına doğru kendini sıvazlayıp bir iki kere minik ağzın içine attırdı ama çoğunu eşinin güzel suratına boşalmıştı.

" Immm."

Yüzü gözü meni olmuş Akif kırmızı ve beyaz suratıyla mutluluk ve zevk sarhoşluğuyla kıvranıyordu.

Dizlerine fer gelir gelmez toparlanıp eşinin suratını temizledi hemen.

" İyi misin, nurum?"

" iyiyim aslanım."

Eşinin suratındaki güzel gülümsemesinden öpüp küçük ağzını sevdi. Onu mutlu ettiği için kendiside mutlu olmuştu.

"Sultanım, dün neden divanda büzülmüştün. "

Akif aklı dağılmış olduğu için önce algılayamadı soruyu,  ama dünü hatırladı. Demekki kocası farketmişti. Dün soru sormayıp onu tatmin ettiği için farketmediğini düşünmüştü ama kocası o kadar düşünceli bir insandıki önce onu rahatlatıp kötü ruh halinden çıkarmış rahatlamasını bekledikten sonra bu soruyu sormuştu.

Onu üzmemek için söylememeyi düşündü önce, ama yalan söylemezdi ki o hiç kocasına.

" Asaf'ım, hamile olduğum için kaygılandım. Bizim senden başka kimsemiz yok. Korktum biraz."

Çocuğun söylediği şey kaybini cız ettirdi ama suratına yansıtmamaya çalıştı bu ifadeyi.

" Anneni aramak ister misin?"

Kalbi yanmıştı, çocuğa kendinden başka verebileceği hiç bir şey yoktu. Bir ailesinin olmasını istedi o an. Sevdiğine güvence olabilecek birileri olsaydı yavrusu korkmazdı belki o zaman.

" Arayayım mı ki?"

Çocuğun kaygılı sesiyle tebessüm etti onu yüreklendirmek için.

" Ara birtanem, o senin annen."

Akif emin değildi. Annesi kocasını kabullenmiyordu. Asaf'le beraber bir aile kurmuşlardı. Şimdi aileleri büyüyordu ve huzursuzluk en son istediği şey bile değildi. Çok alışmıştı delicesine mutluluğa, hazır değildi.

" Tamam, ama şimdi değil, bebegimiz biraz daha belli etsin kendini o zaman arayacağım."

" Nasıl istersen nurum."

Ona uzanmak isteyen tombul elleri görünce sinesine çekti onu hemen.

" Yine kitap okuyacak mısın?"

Asaf hergün muhakkak uyumadan önce çocuk gelişimiyle ve bakımıyla alakalı kitap okurdu. Çoğu zaman Akif'i zevk sarhoşluğuyla bayılttığı zamanlar tek başına okuyordu ama nadirde olsa uyanıksa eğer sesli bir şekilde okuyordu. Onun davudi sesini dinlemek her seferinde inleyerek dinyemesine sebep oluyordu ama kocası okumasını kesmeden devam ederdi.

" Uykun yoksa okurum."

" Yok, dinleyeceğim."

İkiside çırılçıklak yatağın içindeyken Asaf eşinin boynunu sıkı sıkı bir kaç kez öpüp göbeğini sevdikten sonra kitabı alıp okumaya başladı kaldığı yerden.

" Aşkım sen okurken emebilir miyim kocaoğlan ve arkadaşlarını?"

Asaf parmağıyla kaldığı yeri tutup eşine döndü.

"Sormana gerek yok gül bahçem. Her şeyim sana ait."

Akif gülümsediğinde eşine baktı uzun uzun Asaf. Uyuya kaldığında uzun uzun tenini sevip öyle uyuyacaktı her gece yaptığı gibi. Yanındayken bile özlemi içini kaynatıyordu.

Kitabı okumaya devam ettiğinde Akif kocaoğlana doğru eğilip minik ağının içine doğru aldı onu. Ancak çeyreği ağzına girdiği için yine üzülmüştü. Biraz daha sokmaya çalıştığında duduklarının yanları gerilip acımaya başlamıştı. Yinede biraz emip yaladı.

Eşinin sesi kulaklarını doldururken toplarından birini ağzına sokup emmeye başladı. Şişmiş yanağını kocaoğlana sürterken diğer topuda eliyle okşuyordu.

Asaf alt takımlarında hissettiği yoğunlukla kitabı okumaya devam etti. Bu onun için önemli bir görevdi. Eşi kaygılanıyordu. Onlara en iyi şekilde bakabilmek için öğrenip donanımlanması gerekti. Bir yandanda onlara ev bırakabilmeyi düşünüyordu.

Bir güvence bırakabilmeliydi eşine. Ya kendisine bir şey olursa, o zaman ne yapardı yavruları. Bu düşünceler bedenini gererken aleti sönmeye başlayınca Akif'in kaşları çatıldı.

" Asaf neden sönüyorsun?"

Okuduğu yerleri tekrar tekrar okuduğunu
bile farketmeyecek kadar düşüncelerin içinde boğulmuştu.

Eşi akıllı olduğu kadar güzeldi de, onu koruyup saklaması gerekiyordu. Tanrının emanetiydi eşi ona. Şimdi de yavrusunun yavrusu olacaktı. Her zamankinden daha çok çalışıp her zamankinden daha ihtimam göstermeliydi kendine. Ailesi için nefes alıyordu o. Sevdiğinin ona ihtiyacı vardı.

" Asaf, söndü bu."

Eşinin ağzından çıkan hıçkırığı duyunca kitabı bırakıp suratından tuttuğu gibi yanına çekti hemen.

" Çiceğim, ne oldu? Canın mı yandı?"

Akif eşinin bu ihtimamıyla iyice kendini bırakıp hıçkırdığında Asaf elleriyle eşinin suratındaki yaşları sildi.

" Asaf seni ağzına alamadığım için yine söndün. Toplarını ağzıma aldım ama niye öyle yaptın."

Akif'in kızarmış gözlerini ard arda öpüverdi Asaf. Eşi rahatlayana kadar suratının öpülmedik hiç bir yerini bırakmadı. Küçük ağzını defalarca öptü yumuşakça.

" Bu minik ağzına mı sıdırmaya çalıştın toplarımı?"

" Evet."

Ağlaması kesilmişti nihayet. Kalbinin acısı hafifledi biraz.

" Sevdin mi peki?"

" Evet, biliyorum boşalmayacaktın ama sönmeseydin bari."

Eşinin küskün sesini duyunca dudaklarından öpmeye başladı onu. Uzun uzun öpüştüler.

" Aklım dağılmıştı birtanem. Özür dilerim. Senin teninin kokusu bile yeter bana. Ağzının sıcaklığı üzerimdeyken sönebilir miyim ben?"

" Ama söndün."

Adam onun bu konuda ne kadar hassas olduğunu biliyordu. Bir kez daha böyle bir olay yaşamışlardı ve Akif hüngür hüngür ağlayıp yüreğini dağlamıştı.

Eşinin başından destekleyerek boylu boyunca yatağa uzattı pembe bedenini. Dayanamayıp tombul bedeninin her zerresini sevip öpmeye başladığında kaytan bıyıkları pembe tene sürtünüyor,  çocuğun gönlünü hoş ediyordu. Koltuk altını sert sert öptüğünde Akif kıkırdadı.

Onun şen sesini duyunca gönlü ferahlayıvermişti. Tek ihtiyacı olan buydu işte, evinin sultanının şen sesiyle dolması yetiyordu artıyordu bile.

Karnına geldiğinde gözleri dolu dolu oldu. Bu güzel çocuktan bir yavrusu olacaktı. Ona bu mutluluğu yaşatan sultanının gönlünü hoş etmek onun en önemli işiydi.

Eliyle çocuğun suratını okşayıp bedenini yüzüne doğru kaldırdı.

" Ağzını aç sultanım."

Akif ağzını usul usul araladığında aletini ufak ufak ıslak sıcaklığa doğru daldırdı. Akif'i alnından yatağa bastırırken kendini minik ağzından içeriye itiyordu. Kalçasını ileri geri haraket ettirdikçe Akif'in gözleri kapanmaya başladı. İstediği olduğu için rahat bir nefes almıştı.

Asaf suratında gidip geldikçe topları suratına çarpıp ses çıkarıyordu. Çok hoşuna gitmişti bu.

Asaf boşalmadan ağızdan çıkarsa Akif'in üzüleceğini bildiği için uzunca bir süre ağzı terketmeden içinde gidip geldi. Her seferinde biraz daha derine ilerleyebiliyordu. Sonunda eşinin gırtlağına dayandığında Akif öğürdü. Kendini durdurmayıp gidip gelmeye devam etti. Her öğürdüğünde iki eliyle çarşafları sıkıyordu Akif. Gözleri yaşlarla parlıyordu. Artık Asaf boğazının içine girdiğinde gözlerini sıkıca kapatıp öğüre öğüre dayanmaya çalıştı.

Asafın ağzından çıkacağını anlayınca ellerini baldırlarına geçirip gitmesine engel oldu. Menilerinin boğazına dolmasını istiyordu.

Aleti gırtlağından içerdeyken şiştikçe şişip eşinin yemek borusuna doğru haykırarak patlayıverdi. Boşalması çok uzun sürdüğü için canı acımıştı ama zevk anlatılmaz boyuttaydı.

Akif boğazına kadar çıkan safrayla beraber eşinin menisini doğrudan midesine indiğinde gözleri yaşlarla dolmuştu. Çok zorlanmıştı ama ödülünü almıştı.

Asaf hala eşinin boğzında olduğunu farkedince çırpınan Akif'in ağzında yavaşca çıkıverdi. Aletinin ucunun gırtlağından çıkışını hissetmişti ikiside.

Ağzı boşalır boşalmaz  öksürmeye başladı Akif.

"Geçti birtanem."

Sırtını sıvazlayıp sinesine çekti onu. Derin derin nefes almasını sağlayıp su içirdi.

" İyi misin Akif'im, gönlün hoş oldu mu?"

Tahriş oluş boğazıyla Asaf'ın sıcak göğsüne sinip huşuyla iç çekti. Midesi bayram etmişti yine.

" Mutlu ettin beni."

Akif'in mayışmış sesini duyunca gülümseyip sıkı sıkı sardı sinesindeki kalbini.

" Senin varlığın benim mutluluk sebebim. Seni mutlu etmek benim en büyük görevim."

Saçlarını okşayıp kulağına güzel kelimeler söylerken ikisinin gönlüde aşkla dolmuştu.

" Evimin neşesi, gönlümün sultanı, göğsümde nasılda güzel uyuyorsun böyle. Tek isteyim ömrümün size denk olması. Üzerinize yük değil çatı olmam."

" Asaf'ım, gölgen yeter bize. Nefeslerimiz hep bir olsun."

Akif kocasının güzel hitaplarıyla kalbi bayram yeri olurken kalbinin üzerinden öptü sevdasını.

Kocası, içeceği son meninin bugün içtiği olduğunu söylediğinde evde baygınlık krizleri geçirecekti Akif ama şimdilik melek gibi uyudu Asaf'ın göğsünde.

Continue Reading

You'll Also Like

303K 19.3K 21
17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı. Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursama...
207K 9.2K 39
Twitch yayıncısı Meriç Dağdelen'in valorant oynadığı 5'li den birinin İnternetinin gitmesi üzerine 5. Kişinin kim olacağını oyun belirler. Eğlencesin...
1.4M 32.3K 43
Tam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canı...
662K 31.1K 26
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...